Tam Kare Algılayıcı Gövdelerin Arkasndan Atıp Tutma!

Mehmet bey Şirinkan zaten samanyolunun sayesinde buralara geldi antepte hocalık yapıyor şuan üniversitede , bizde mevcut kişilerden memnun değiliz ve malesef türkçe kaynak aramak zorunda kalıyoruz , peki siz gelip Türkiye de böyle çalışmalar yapmayı düşünmüyormusunuz ?

Evet, sözkonusu kanalda izlemiştim bir kez, eğitimcilerin şive ile konuşmalarına hala alışamadım maalesef, ilk olarak K harfleriyle dikkatimi çekmişti kendisi. Sonradan öğrendim ki eğitimci değilmiş zaten. Kendisini tv ve netten tanırım o kadar. Nasıl bir kişiliktir, neyin nesidir bilmem. Gördüğüm, duyduğum, okuduğumla bildiğim biridir.

Eğitimci olmak için işi bilmek yeterli değildir bana göre. Bu hatayı TR'de hep yapıyoruz; adam matematik öğretmeni, ama çocuk psikolojisi almamış! öğretmen olmak için öncelikle eğitim vereceğin yaş grubuyla ilgili olarak psikoloji dersi almak zorunludur Avrupa'da. Meslek dersleriyle ilgili eğitim ise daha sonra gelir. Bizde o kadar çok öğretmen var ki, bana göre meslekle alakaları yok.

Bunun sonuçlarını NL'de gördük, tam bir fiyasko idi Türkiye açısından. Türkçe dersleriyle ilgili olarak Türkiye'den buraya öğretmenler gönderdiler. Burda bir çocuğa değil dokunmak, bağırmak bile ceza-i müeyyideyi getirir. Tabii bunu bizim öğretmenler bilmez; bağırdılar, çağırdılar, kendi yöntemlerini uygulamaya çalıştılar, kendi cezalarını vermeye çalıştılar ve sonuçta meslekten men ile başlayıp en sonunda devletin Türkçe derslerini kaldırmasıyla son buldu. Sözkonusu öğretmenler öğretmenler odasında bile yalnız oturmaya mahkum kalmışlardı, çünkü aldıkları eğitim o kadardı. Meslektaşlarıyla iletişim kuramıyorlardı, bir ingilizceleri bile yoktu.

Neyse.

Bundan dolayı ben haddimi bilirim. İşi biliyor olmak o konuda eğitim verebilir manasına gelmez.

Ben iyi bağlama çalabilen iyi bir müzisyenim, kendi yaş grubumla ilgili birkaç tanınmış isme dahi çaldım TR hayatımda, ama bunun dersini veremem.

Uzun yıllar tır şoförlüğü yapmış biriyim, tekerleri lastikten uzunluğu 35 metreye kadar her türlü aracı sürme yetkim var, ustalık diploması düzeyinde hemde, ama bunun dersini veremem.

Analog zamanın tv tamircisiyim, plaket bazında değil, komponent bazında tek tek arıza arayıp bulan eski ustalardanım, TR şartlarında bulunamayan transistörlere tek tek özellikleriyle inceleyip muadil bulan ustalardanım, ama bunun dersini veremem.

Edebi yönden kompozisyonum fena değildir, gramerime güvenirim, okuldaki hocalarıma duacıyım bu yüzden, ama bunun eğitimini veremem.

Bu yüzden haddimi bilirim diyorum.

Sorulan sorulara sahip olduğum tecrübeyle cevap vermeye çalışıyorsam, pek çok derin teknik noktada Ertan hocanın bloğunu işaret ediyorsam, bu sadece insanlara faydalı olmak adınadır. Her kaynağa da güvenilmiyor günümüz webinde. Bu yüzden hocanızı iyi seçin derim. Ertan hoca Canon'a yakın bi izlenim bıraksa da bende markalara hiç torpil yapmadığı açık, bu yüzden onu işaret ediyorum.

Oturduğum ülkede çevremdeki insanlara, özellikle yeni başlayanlara yardımcı oluyorum, en azından temel konuları anlatıyorum. Ama bu benim bu konuda eğitimci olduğum manasına gelmez. çünkü insan eğitimi, öğretmenlik vasfı üzerine bir tahsilim yok benim.

Dikkat ederseniz kolay kolay "ben fotoğrafçıyım" dahi demiyorum, çünkü bana göre ben hala fotoğrafçı olamadım. Ki ülkemizde 2004'e kadar şiir yazan halkımızın bu tarihten sonra isminin sonuna "photography" yazıp kendini fotoğrafçı olarak tanıtmasına rağmen.

Ben sadece bildiğimi paylaşır, hurafe ve şarlatanlığa tahammül edemem o kadar.

TR'ye gelmek her gurbetçinin rüyasıdır. Mesleğimi icra edebileceğim bir iş bugün bulsam, yarın hemen başlarım TR'de!

Geçen 2-3 hafta içinde deli gibi izlediğim House MD diye bir dizi vardı.

Filma adını veren House karakterinin bir sözü vardı.

"People don't change, people act!"

Mehmet abi bu hayat felsefesine kendini bildin bileli sahip misin? Yoksa "medeniyet dediğimiz" avrupa topraklara ayak bastıktan sonra mı değiştin?

Benim tahminim tamamı ile aileden gelen, örf, adet, gelenek, görenek, sevgi, saygının sonucu oluşan düşünceler.

Avrupa'nın bana öğrettiği çok şey var aslında Gökhan. Ben Avrupa'nın her şeyini değil, faydası olacak kurallarını aldım. Mesela patronumun benimle birlikte kahve makinesi kuyruğunda beklemesi, patronumun benden önce gelip işyerinin kapı kilidini açması gibi.

Sanırım genel itibariyle "biz babadan böyle gördük" desek daha doğru. çok kötü bir dönemde ilk-orta-lise eğitimi almış olsam da, Adapazarı'nda oturmanın avantajıyla çok iyi öğretmenlerden ders aldık biz. Maalesef artık o idealist öğretmenler yok. Şimdikilerin yetiştirdiklerini sokaklarda görüyoruz, hiç de iç açıcı bir durumda değiller. Sırf bu yüzden çocuklarımın eğitimini burada tamamlamasını bekliyorum, sonrasında nasipse ver elini Türkiye.

Avrupa'nın bana öğrettiği çok şey var aslında Gökhan. Ben Avrupa'nın her şeyini değil, faydası olacak kurallarını aldım. Mesela patronumun benimle birlikte kahve makinesi kuyruğunda beklemesi, patronumun benden önce gelip işyerinin kapı kilidini açması gibi.

Sanırım genel itibariyle "biz babadan böyle gördük" desek daha doğru. çok kötü bir dönemde ilk-orta-lise eğitimi almış olsam da, Adapazarı'nda oturmanın avantajıyla çok iyi öğretmenlerden ders aldık biz. Maalesef artık o idealist öğretmenler yok. Şimdikilerin yetiştirdiklerini sokaklarda görüyoruz, hiç de iç açıcı bir durumda değiller. Sırf bu yüzden çocuklarımın eğitimini burada tamamlamasını bekliyorum, sonrasında nasipse ver elini Türkiye.

İşte bu sebeplerden dolayı taksim karıştı halk kalktı.Evet patronda sırasını beklesin.

Evet, sözkonusu kanalda izlemiştim bir kez, eğitimcilerin şive ile konuşmalarına hala alışamadım maalesef, ilk olarak K harfleriyle dikkatimi çekmişti kendisi. Sonradan öğrendim ki eğitimci değilmiş zaten. Kendisini tv ve netten tanırım o kadar. Nasıl bir kişiliktir, neyin nesidir bilmem. Gördüğüm, duyduğum, okuduğumla bildiğim biridir.

Eğitimci olmak için işi bilmek yeterli değildir bana göre. Bu hatayı TR'de hep yapıyoruz; adam matematik öğretmeni, ama çocuk psikolojisi almamış! öğretmen olmak için öncelikle eğitim vereceğin yaş grubuyla ilgili olarak psikoloji dersi almak zorunludur Avrupa'da. Meslek dersleriyle ilgili eğitim ise daha sonra gelir. Bizde o kadar çok öğretmen var ki, bana göre meslekle alakaları yok.

Bunun sonuçlarını NL'de gördük, tam bir fiyasko idi Türkiye açısından. Türkçe dersleriyle ilgili olarak Türkiye'den buraya öğretmenler gönderdiler. Burda bir çocuğa değil dokunmak, bağırmak bile ceza-i müeyyideyi getirir. Tabii bunu bizim öğretmenler bilmez; bağırdılar, çağırdılar, kendi yöntemlerini uygulamaya çalıştılar, kendi cezalarını vermeye çalıştılar ve sonuçta meslekten men ile başlayıp en sonunda devletin Türkçe derslerini kaldırmasıyla son buldu. Sözkonusu öğretmenler öğretmenler odasında bile yalnız oturmaya mahkum kalmışlardı, çünkü aldıkları eğitim o kadardı. Meslektaşlarıyla iletişim kuramıyorlardı, bir ingilizceleri bile yoktu.

Neyse.

Bundan dolayı ben haddimi bilirim. İşi biliyor olmak o konuda eğitim verebilir manasına gelmez.

Ben iyi bağlama çalabilen iyi bir müzisyenim, kendi yaş grubumla ilgili birkaç tanınmış isme dahi çaldım TR hayatımda, ama bunun dersini veremem.

Uzun yıllar tır şoförlüğü yapmış biriyim, tekerleri lastikten uzunluğu 35 metreye kadar her türlü aracı sürme yetkim var, ustalık diploması düzeyinde hemde, ama bunun dersini veremem.

Analog zamanın tv tamircisiyim, plaket bazında değil, komponent bazında tek tek arıza arayıp bulan eski ustalardanım, TR şartlarında bulunamayan transistörlere tek tek özellikleriyle inceleyip muadil bulan ustalardanım, ama bunun dersini veremem.

Edebi yönden kompozisyonum fena değildir, gramerime güvenirim, okuldaki hocalarıma duacıyım bu yüzden, ama bunun eğitimini veremem.

Bu yüzden haddimi bilirim diyorum.

Sorulan sorulara sahip olduğum tecrübeyle cevap vermeye çalışıyorsam, pek çok derin teknik noktada Ertan hocanın bloğunu işaret ediyorsam, bu sadece insanlara faydalı olmak adınadır. Her kaynağa da güvenilmiyor günümüz webinde. Bu yüzden hocanızı iyi seçin derim. Ertan hoca Canon'a yakın bi izlenim bıraksa da bende markalara hiç torpil yapmadığı açık, bu yüzden onu işaret ediyorum.

Oturduğum ülkede çevremdeki insanlara, özellikle yeni başlayanlara yardımcı oluyorum, en azından temel konuları anlatıyorum. Ama bu benim bu konuda eğitimci olduğum manasına gelmez. çünkü insan eğitimi, öğretmenlik vasfı üzerine bir tahsilim yok benim.

Dikkat ederseniz kolay kolay "ben fotoğrafçıyım" dahi demiyorum, çünkü bana göre ben hala fotoğrafçı olamadım. Ki ülkemizde 2004'e kadar şiir yazan halkımızın bu tarihten sonra isminin sonuna "photography" yazıp kendini fotoğrafçı olarak tanıtmasına rağmen.

Ben sadece bildiğimi paylaşır, hurafe ve şarlatanlığa tahammül edemem o kadar.

TR'ye gelmek her gurbetçinin rüyasıdır. Mesleğimi icra edebileceğim bir iş bugün bulsam, yarın hemen başlarım TR'de!

Yazınıza katılıyorum bende bunun farkındayım , ha diyeceksiniz ki neden örnek verdin ? Başka bildiğim örnek yoktu ondan bahsi geçen iki şahsı da webten takip dışında bir bağlantım yoktur ki artık şirinkanı takipte etmiyorum gezi olaylarında yazdığı bazı yazılardan dolayı , şu sözünüzde sonuna kadar haklısınız ki bende bu söze çok inanırım { İşi biliyor olmak o konuda eğitim verebilir manasına gelmez.} bizde işte keçinin olmadığı yerde koyuna abrurrahman çelebi diyoruz tam olarak olayımız budur.Ve yazınızın bir kısmında eğitime değindiniz öğretmenlik , ülkemizin en acı gerçeği budur eğitimli eğitimsizler , bırakın fotoğrafı kenara toplum olarak cahilleştirildik

Ertan Abi bu sana gelsin.

http://forum.shiftdelete.net/fotograf-makineleri-kamera/326811-canon-5d-mark-iii-24-105mm-and-nikon-d7000-18-105-mm-onerilerinizi-bekliyorum.html

Eğer zamanın varsa o fotoğraf bölümüne bir bak. Abi gülmekten gözünden yaşlar gelir :D

________________

Gökhan adamın Türkçesi güzelde sen önce video yu nerden buldun? Şimdi Belgesel i nerden çıkarttın

Adam Belgesel"ci" Cemal Gülaş sorusunu yanıtlayamadı diyor

Neyse makinelerin arkasından konuşacaktık ahmetin mehmetin arkasından konuşuyoruz

Ertan abi o saydığın adamlar inceleme falan yapıyorlar mı yoksa sadece senin gibi olayın tekniğini mi anlatıyor?

Eğer inceleme yapıyorlarsa kazara birisinin D600 gibi giriş seviyesi bir makineyi incelediğini bulabilirmiyim?

İsimlerin hiç birini tanımadığım için araya fayansçı bile katsan onu bile google da ararım

Ahahah cevap iyi olmuş ama asıl ben o cevaptan sonra soruyu soran arkadaşı merak ettim. 24-105 ne lan olmuştur

Hani bazen diyorumki bu dijitaller hic cikmasada bizim gibi amatorler hic bu islere bulasmasaydik. En basiti analoglarin son zamani dugun fotograflarini incelerseniz (stüdyo dan ziyade salon fotograflari) en kotusu bile suankileri 5e katlar en azindan dogru bir kadraj olur. Ama şimdi firma sahibinin umrumda degilki veriyo bi dangalağın eline bi makina git cek gel diyor. Banyo derdi yok, poz yanmıyor yanan düğün sahibi oluyor.

Avrupa'nın bana öğrettiği çok şey var aslında Gökhan. Ben Avrupa'nın her şeyini değil, faydası olacak kurallarını aldım. Mesela patronumun benimle birlikte kahve makinesi kuyruğunda beklemesi, patronumun benden önce gelip işyerinin kapı kilidini açması gibi.

Sanırım genel itibariyle "biz babadan böyle gördük" desek daha doğru. çok kötü bir dönemde ilk-orta-lise eğitimi almış olsam da, Adapazarı'nda oturmanın avantajıyla çok iyi öğretmenlerden ders aldık biz. Maalesef artık o idealist öğretmenler yok. Şimdikilerin yetiştirdiklerini sokaklarda görüyoruz, hiç de iç açıcı bir durumda değiller. Sırf bu yüzden çocuklarımın eğitimini burada tamamlamasını bekliyorum, sonrasında nasipse ver elini Türkiye.

Aşağıdaki fotoğraf İstanbul daki bir "üniversitenin" kendi web sitesindeki tanıtım fotoğrafıdır!

Yüzleri gizleme gereği duymadım çünkü üniversite yayınlamış zaten, onlar herhangi bir sakınca görmemiş.

Memleketin eğitimde ulaştığı son nokta budur.

Eminim Hollanda bizden bir tık daha ilerde dir de en kötü üniversitesi bile bu şekilde tanıtım yapmaz, ona eminim!

çok şükür 80 lerde doğup 90 larda çocukluğu 00 larda ergenliği yaşadım.

Genç nesile bakıyorum da...

Her geçen nesilin daha kötü olacağınıda bildiğim için yemin ediyorum insanı evlilikten soğutuyor

Neyse abi derin mevzular bunlar.

Sen beni zibidi görürsün, ben benden ufağı zibidi görürüm nesiller arasında uçurum olacak artık yapacak bişey yok.

Ben saygımı göstereyim de millete, saygı görmediğim kişi bana uzak, Allah a yakın olsun.

___________________________________-

Konumuza dönecek olursak sitede o kadar D600 kullanıcısı var neden kimse dezavantajlarını anlatmıyor arkadaş?

Avrupa'nın bana öğrettiği çok şey var aslında Gökhan. Ben Avrupa'nın her şeyini değil, faydası olacak kurallarını aldım. Mesela patronumun benimle birlikte kahve makinesi kuyruğunda beklemesi, patronumun benden önce gelip işyerinin kapı kilidini açması gibi.

Sanırım genel itibariyle "biz babadan böyle gördük" desek daha doğru. çok kötü bir dönemde ilk-orta-lise eğitimi almış olsam da, Adapazarı'nda oturmanın avantajıyla çok iyi öğretmenlerden ders aldık biz. Maalesef artık o idealist öğretmenler yok. Şimdikilerin yetiştirdiklerini sokaklarda görüyoruz, hiç de iç açıcı bir durumda değiller. Sırf bu yüzden çocuklarımın eğitimini burada tamamlamasını bekliyorum, sonrasında nasipse ver elini Türkiye.

şu sözünüze katılmıyorum ben öğretmenim.

Gayet iyi öğretmenler var ama artık öğrenci bizden daha değerli

velilerimiz baş tacımız çocuğa bu yanlış desen geri cevap veriyor

herhangi bir hakkın yok. Ben yeni sınıfımı aldığımda velilere dediğim şey şuydu eğitim istiyorsanız

işime karışmayın sizin için çocuğunuz değerli ise dedim ellemem bişey demem sizin başınıza kalacak nasılsa

hepsi kabul etti yeri geldiğinde kızarım da severim de hepsi de şu anda gayet iyi henüz 3. sınıfa geçtiler

inşallah çok iyi yerlere gelecekler.

Bir öğretmenin öğrencilerine duyduğu sevgiyi annesi babası bile gösteremez bu da son sözüm

Sakın yanlış anlamayın sizi eleştirmek değil eğitim sistemimiz öğretmenleri mecbur bırakıyor.

Saygılar.

Fazla uzatmasak?

Konumuza dönecek olursak sitede o kadar D600 kullanıcısı var neden kimse dezavantajlarını anlatmıyor arkadaş?

yukarıda yazdık okumadınız mı ?

Neyse konuya dönecek olursak FF bir gövdem olsa herhalde şimdiki gibi rahat rahat fotoğraf çekemezdim.

Bir de meraklı eş dost alıp kullanmak istiyor o da ayrı bir dert. Benim makinamda Live view yok. Kompakt makina ile çeker gibi

çekmeye çalışıyorlar :blink: Zoom yapmak ileri geri adım atmak ile mümkün oluyor onlar için. O yüzden acımayacağım bir gövdem mevcut

Shutter dolacak derdim yok bazıları bunu çok takıyor. Makina varsa aldıysan kullanmak lazım. Şimdi Bir Canon 6D Nikon D600 SonyA99 vs. gibi makinam olsa

sanırsam ben de kullanmaya kıyamam gibi geliyor. :wub: Ama tabi seçici olunur o zaman herşeye dikkat edilir orası da ayrı.

Ben şimdi 200 foto çekiyorsam yarısını çöpe atıyorurm zaten çoğu aynı oluyor garanti olsun diye bir tane daha bir tane daha derken bi sürü fotoğraf. :lol:

şu sözünüze katılmıyorum ben öğretmenim.

Gayet iyi öğretmenler var ama artık öğrenci bizden daha değerli

velilerimiz baş tacımız çocuğa bu yanlış desen geri cevap veriyor

herhangi bir hakkın yok. Ben yeni sınıfımı aldığımda velilere dediğim şey şuydu eğitim istiyorsanız

işime karışmayın sizin için çocuğunuz değerli ise dedim ellemem bişey demem sizin başınıza kalacak nasılsa

hepsi kabul etti yeri geldiğinde kızarım da severim de hepsi de şu anda gayet iyi henüz 3. sınıfa geçtiler

inşallah çok iyi yerlere gelecekler.

Bir öğretmenin öğrencilerine duyduğu sevgiyi annesi babası bile gösteremez bu da son sözüm

Sakın yanlış anlamayın sizi eleştirmek değil eğitim sistemimiz öğretmenleri mecbur bırakıyor.

Saygılar.

Hocam, benim sözüm geneledir. üzerinize alınmayınız lütfen.

Ayrıca:

Eşim, amcam, birden fazla yeğenim sizin gibi öğretmenlik mesliğini seçmişlerdir. Bu meslekte bir yeğenimi beğenirken diğeri hakkında hiç de iyi düşüncelere sahip değilim. İşte bu yeğenim gibilerden dolayı yukarıda paylaşılan fotoğrafın çok iyi anlattığı bir gençliğe sahibiz.

Eşim TR 'de mesleğini yapamaz; çok sert olacak ama velilerin akıl sağlığı konusunda endişeliyim orası için. Aynı veliler burada bir ay kalsalar tümünü psikolojik desteğin verildiği bir kuruma kapatırlar. özetle, siz konunuzda haklısınız, ama ne yazık ki sayınız da az, kuvvetiniz de. Sel olmuş akan bu akıl sağlıksızlığını durdurmaya yetmezsiniz.

Benim kamerama kimse el sürmez. Benim 6 yaşındaki yiğen sadece çeker oda benim gözetimimde

O sebepten kimseye kameramı beğendirmek zorunda değilim. Onlar benim verdiklerimi beğenmek zorundalar.

FF konusunda makine sağlam, sorun çıkartmayan bişey olsun da shuter matır hiç önemli değil.

Zaten çok aşırı fotoğraf çeken biri değilim. 50.000 de alsam 2 senede yapacağım en fazla 70-80.000 olur.

Remzi hocam bu arada bana mı demiştiniz yukarıda yazdık diye?

Yukarıda yazdık dediğiniz 1. sayfadaki bilgilerse okudum, sadece daha geniş bilgiler arıyorum özellikle kullanıcısından.

Ya geçen benim çocuğu çekecektim parkta diyafram F4 enstante 1/4000 e dayandı yukarı çıkamadığım için sıkıntı yaşadım gibi.

Ne bileyim şurası soyuldu, ekranı parlayınca görünmüyor, geceleri AF nin kafa kıyak eski .... ma göre gibi...

Benim kamerama kimse el sürmez. Benim 6 yaşındaki yiğen sadece çeker oda benim gözetimimde

O sebepten kimseye kameramı beğendirmek zorunda değilim. Onlar benim verdiklerimi beğenmek zorundalar.

FF konusunda makine sağlam, sorun çıkartmayan bişey olsun da shuter matır hiç önemli değil.

Zaten çok aşırı fotoğraf çeken biri değilim. 50.000 de alsam 2 senede yapacağım en fazla 70-80.000 olur.

Remzi hocam bu arada bana mı demiştiniz yukarıda yazdık diye?

Yukarıda yazdık dediğiniz 1. sayfadaki bilgilerse okudum, sadece daha geniş bilgiler arıyorum özellikle kullanıcısından.

Ya geçen benim çocuğu çekecektim parkta diyafram F4 enstante 1/4000 e dayandı yukarı çıkamadığım için sıkıntı yaşadım gibi.

Ne bileyim şurası soyuldu, ekranı parlayınca görünmüyor, geceleri AF nin kafa kıyak eski .... ma göre gibi...

Hocam öncelikle ismim Ramiz yanlış telafuzu ve yazımı pek hoşuma gitmiyor bunu belirteyim , bana göre makinanın eksikleri vizörü kesinlikle d700 d800 d3 vs gibi yuvarlak olsun isterdim , sensör tozlanması 300 shutterda baya belirginleşti bende ve bu toz kesinlikle dışarıdan girme değil aletin içinde bir yerlerden kopup gelmekte , bazen ya ben hatalı yapıyorum henüz çözemediğim bir af hatası var netlediği sanıp çekiyorum baktığımda net olmayan bir fotoğraf görüyorum, benim şu ana kadar takıldığım başka bir nokta yok belkide olmayacak çünkü kullandığım ilk fx hani başka marka model makinalar kullanmış olsam daha detaylı bir değerlendirme yapabilirdim

Hocam tamamı ile gözüm üzerinden geçerken okumadığım için beynim sürekli Remzi diye algılamış. Şimdi siz diyince fark ettim hatamı.

önceden de söylediysem özür dilerim. Bir insanın adıyla sanıyla dalga geçmek yakışık almaz.

Sensör tozlanması D7000 ile baş gösteren bir olay.

D7000 kullanıp çok şikayet vardı sitede ve diğer sitelerde de.

Bende D7000 kullanıyorum hatta bazılarının yaptığı gibi (-kesinlikle dışarda lens değiştirmem) yapmam, ulur orta lens değiştiririm.

Evet sensörüme toz gelebilir ancak F16-18 arası görülmeyen bir toz beni hiç bir şekilde rahatsız etmez.

Geçen bir test yaptım F25 de 7-8 tane leke saydım.

Belki kamerayı aldığımdan beri, hatta fotoğrafçılığa ilk başladığım zamanlardaki bu ne işe yarıyor diye kurcaladığım olayları saymazsak ilkkez F25 de fotoğraf çektim desem yeridir.

Ancak içerden bir yerden toz çıktı söyleminiz bana toz değil de yağ olmasın cümlesini hatırlattı.

Bugüne kadar FX konusunda hep kendimi sakındım. İncelemedim, elime almak bile istemedim canım çekmesin diye

Ancak gördüğüm D600 vizörü de pek ufak gelmemişti yani

Ben şöyle detaya gireyim bu benim 2. D600 üm ilkini 360 shutter da iade ettim sonra şuan kullandığımı aldım ilkinde bu toz/yağ sorunu yoktu , ikincisini hayyamdan çıkışta denemeye başladım tabi kadıköye geçene kadar 180 shutter oldu ve ilk testi yaptım ve tozları gördüm çekime devam ettim ilk 500 shutter oluncaya kadar ne lens değiştirdim neden bakmak için lensi ayırdım sonuçta bu lekeler bariz hale geldi evimin banyosunda bu hava üfleyen pompa ile sensörü temizlemeye çalıştım 3 veya dört tane küçük leke kaldı şimdi bunlar yağ olsa sanırım pompa ile çıkmazlardı ve yer değiştirmezlerdi diye düşünüyorum , ve bu işlemi her 500 shutterda periyodik olarak devam ettirdim şuan shutter 6000 civarı ve yine 5-6 adet leke mevcut sadece bir kere bu lekeleri F13 bir fotoğrafta gördüm diğer şekilde F22 üstü yoklar , hayyamda bir teknik servis shutter yataklarında karbon olduğunu ve bu tozların oradan kopan parçalar olduğunu söyledi ne kadar doğru bilemiyorum , bende kafamı takmıyorum fazla buna 10k shutter gibi ıslak bir temizlik düşünüyorum ya kendim yapacağım yada emin olduğum bir yere yaptıracağım bunu , dediğiniz gibi takılacak sorun değil heleki leica M9 dada tozlanma sorunu olduğunu duyunca artık hiç umrum da da olmadı

Af sorunumda büyük ihtimal benimle alakalı şu bolagtaki makaleyi hatim etmem lazım sanırım yazarıda foruma üye http://halkboyleistiyor.blogspot.com/2012/04/nikonda-ozellestirilebilir-fonksiyonlar.html %99 benim hatam diye düşünüyorum

Vizör tabiki küçük değil ama ben gözlük kullandığım için sıkıntıdayım yuvarlak olsa daha rahat olurdu

Ben şöyle detaya gireyim bu benim 2. D600 üm ilkini 360 shutter da iade ettim sonra şuan kullandığımı aldım ilkinde bu toz/yağ sorunu yoktu , ikincisini hayyamdan çıkışta denemeye başladım tabi kadıköye geçene kadar 180 shutter oldu ve ilk testi yaptım ve tozları gördüm çekime devam ettim ilk 500 shutter oluncaya kadar ne lens değiştirdim neden bakmak için lensi ayırdım sonuçta bu lekeler bariz hale geldi evimin banyosunda bu hava üfleyen pompa ile sensörü temizlemeye çalıştım 3 veya dört tane küçük leke kaldı şimdi bunlar yağ olsa sanırım pompa ile çıkmazlardı ve yer değiştirmezlerdi diye düşünüyorum , ve bu işlemi her 500 shutterda periyodik olarak devam ettirdim şuan shutter 6000 civarı ve yine 5-6 adet leke mevcut sadece bir kere bu lekeleri F13 bir fotoğrafta gördüm diğer şekilde F22 üstü yoklar , hayyamda bir teknik servis shutter yataklarında karbon olduğunu ve bu tozların oradan kopan parçalar olduğunu söyledi ne kadar doğru bilemiyorum , bende kafamı takmıyorum fazla buna 10k shutter gibi ıslak bir temizlik düşünüyorum ya kendim yapacağım yada emin olduğum bir yere yaptıracağım bunu , dediğiniz gibi takılacak sorun değil heleki leica M9 dada tozlanma sorunu olduğunu duyunca artık hiç umrum da da olmadı

Af sorunumda büyük ihtimal benimle alakalı şu bolagtaki makaleyi hatim etmem lazım sanırım yazarıda foruma üye http://halkboyleisti...nksiyonlar.html %99 benim hatam diye düşünüyorum

Vizör tabiki küçük değil ama ben gözlük kullandığım için sıkıntıdayım yuvarlak olsa daha rahat olurdu

D600 den önce ne kullanıyordunuz onu sormayı unuttum?

Evet dediğiniz gibi makineyi aldınız lens dahi değiştirmeden 180 kare çektikten sonra tozlar görünüyorsa o işte bir terslik vardır.

500 shuter a gelince eğer F13 de falan tozlar artık ekranda belirmeye başladıysa bu bir problem kesinlikle. Pompa ile sökülüp gittiğinde göre dediğiniz gibi yağ değil.

Hoşgeldiniz Nikon un kına gecesine :D

Arkadaş bir makinenin içinden kendi kendine toz çıkarmı ya iyice saçmalamaya başladı Nikon. Biz geldik diye mi böyle oldu anlamadım ki

Toz tabiki her lensi sökülen makineye girebilir, Leica olmuş Hasselband olmuş çok önemli değil.

Aslında D700 ün vizöründeki gibi bir kilit mekanizması konulabilir.

Sokak da falan lens değiştirirken, sökmeden önce sensörü komple kapatırsın, lensini değiştirir açarsın sonra...

D600 tanımadığım birinde gördüm yeni almıştı bir iki bişey göstermiştim şu şöyledir bu böyledir diye.

Vizöründen baktığım kadarı ile de normal gelmişti bana ama hiçde alıcı gözüyle bakmadığım için şuan D7000 den büyük mü kestiremiyorum.

D700 yuvarlak olduğundan insanda farklı bir his bırakıyor.

Bence daha önce dediğim gibi sizin, vizör ile sıkıntınız gözlük camı yüzünden fazla yaklaşamamınız.

Ben o problemi D7000 de de zaman zaman yaşıyorum. Makro çekerken cihazı oynatmadan vizöre bakayım diyorum ama gözümü tam yaslamadan köşeleri, altı üstü göremiyorum.

Bundan önceki makinam D5000 di , arasında kıyas yaparsam ilk defa fotoğraf makinası kullanmaya başladım diyebilirim arada dağlar var .

Bende lens değiştiriken çok itinalı davranırım sokak ortasında pek yapmam bu işi genlde arabanın içinde çanta içinde halletmey çalışırım bu olayı ve kapak açık en fazla 4 sn bekler makine.

Şu fotoğrafa bakarsak vizör lastiği ve çevresinin boyut olarak iki makina için ne kadar birbirine yakın olduğunu görebiliyoruz.

Ben Gebzede ikamet ediyorum ve gün içinde boş zamanlarım oluyor eğer önceden haber verirseniz buralara yolunuz düşer ise makinamı inceleyebilirsiniz.

Aslında bir grup olsa İstanbul dan çıkıp Gebze, Kocaeli, Adapazarı, Abant falan gezip dolaşsak en son Bolu da et yiyip dönsek fena olmazda ben daha milleti Eminönüne getirtemedim zor bişey abi

Arkadaşlar, D600'deki toz problemi ile D7000'deki yağ problemi farklı şeyler. Elma ile armudu karıştırmamak lazım. D600'ün bu sıkıntısı hakkında daha önce forum başlığı açıp ne kadar sürede belirginleştiği, ne zaman sorunun ortadan kalktığı konularını anlatmıştım.

D600'de kullanılan perde mekanizmasının üzerindeki kaplama ilk 1000-3000 çekimde aşınma sonucu öğütülme işlemi görmüş gibi sensörün üzerine düşüyor. Bahsedilen çekim sayısı aralığında 2 kez normal sensör temizleme işlemi yapıldıktan sonra tekrar karşılaşılmıyor. Bu veriler Lens Rental'ın 40 gövde üzerindeki işlemlerinin verileridir.

Arkadaşlar, D600'deki toz problemi ile D7000'deki yağ problemi farklı şeyler. Elma ile armudu karıştırmamak lazım. D600'ün bu sıkıntısı hakkında daha önce forum başlığı açıp ne kadar sürede belirginleştiği, ne zaman sorunun ortadan kalktığı konularını anlatmıştım.

D600'de kullanılan perde mekanizmasının üzerindeki kaplama ilk 1000-3000 çekimde aşınma sonucu öğütülme işlemi görmüş gibi sensörün üzerine düşüyor. Bahsedilen çekim sayısı aralığında 2 kez normal sensör temizleme işlemi yapıldıktan sonra tekrar karşılaşılmıyor. Bu veriler Lens Rental'ın 40 gövde üzerindeki işlemlerinin verileridir.

Mehmet bey peki siz kendi sensör temizliğinizi kendiniz yapıyormusunuz ?

Arkadaşlar, D600'deki toz problemi ile D7000'deki yağ problemi farklı şeyler. Elma ile armudu karıştırmamak lazım. D600'ün bu sıkıntısı hakkında daha önce forum başlığı açıp ne kadar sürede belirginleştiği, ne zaman sorunun ortadan kalktığı konularını anlatmıştım.

D600'de kullanılan perde mekanizmasının üzerindeki kaplama ilk 1000-3000 çekimde aşınma sonucu öğütülme işlemi görmüş gibi sensörün üzerine düşüyor. Bahsedilen çekim sayısı aralığında 2 kez normal sensör temizleme işlemi yapıldıktan sonra tekrar karşılaşılmıyor. Bu veriler Lens Rental'ın 40 gövde üzerindeki işlemlerinin verileridir.

Yağ ile toz kesinlikle aynı şeyler değil. Yağ doğru temizlenmediği taktirde daha büyük sıkıntılara yol açabilir.

Ancak yine böyle bariz Nikon hatası çıkması Nikon un yeterince kafa patlatmadığı düşüncesi bıraktırıyor bende.

Ramiz Bey, evet, sensör temizliğinden tamire kadar pek çok şeyi yapabiliyorum.

Ramiz Bey, evet, sensör temizliğinden tamire kadar pek çok şeyi yapabiliyorum.

Bende sensör temizliğimi kendim yapmayı düşünüyorum sensör swaplar ile , o yüzden sormuştum

D600'ün bakacı D7000'den bayağı büyük. 2 kat değil ama ikisini yanyana koyarsa fark bariz. Ve ilginç bir şekilde "eyepoint" denen değer 21mm. Bu rakam D700'de 18mm, D800'de sadece 17mm. Nikon F3H'ta (yanlış hatırlamıyorsam) 25mm kullanmıştı, o zamandan beri hep gerileme var. D600'de sürprz yaptılar. Yalnız D600'deki dikdörtgen bakaç görüşü engelliyor. Eğer D800'deki gibi dairesel bakaç kullanılsaymış D600'ün bakacı D800'den bile daha rahat olacaktı.