İçeriğe git

Nikon AF-S VR Micro-Nikkor 105 mm F/2.8G IF-ED lens hakkında


Recommended Posts

24-70'le ilgili (Nikon'u kasdediyorum), durumu özetlemeye çalışayım.

1- 24-70 kesinlikle kötü bir lens değil.

2- özellikle Tamron' dan, Tokina' dan ve Sigma' dan daha iyi olduğuna inanıyorum.

3- Sadece keskinlik konusunda ve renk sapması konusunda "çOK İYİYİ YADA EN İYİSİNİ İSTEYENLER" için biraz yetersizdir.

4- Bu durum bu lensin kötü olduğu anlamına gelmez. Eğer biz bu yüzden buna kötü diyecek olursak, Nikon' un lensleri içinde çöpe atmamız gerekecek o kadar çok lens çıkacakki..

Yani herşeye rağmen 24-70 D800 için hala en klas lenslerdendir.

Yukarıda sık sık kullandığım "iyi" kavramı hakkında bir iki izahta bulunmak istiyorum.

"iyi" demek ne demek?

"iyi" demek şu demek: fiyat faktörünü yok sayıyorum. Ve tamamen imaj kalitesine etki edebilecek unsurları dikkate alıyorum. Nedir?

a- Keskinlik

b- Diyafram açıklığı - ışık alma kapasitesi

c- Vignet başarımı

d- Renk sapması konusu

Bu dört kıstasa göre kıyaslandığında arkadaşlar asla ne Tokina, ne Tamron, ve ne de Sigma Nikon' u (24-70 hakkında konuşuyorum) geçemez.

Nedir?.. Ben daha keskin, daha super bokeh becerisi olan ve daha doygun renkler elde edebileceğim bir imaj kalitesi istiyorum diyorsa birisi, işte o zaman 24-70' ten fevkalade iyi lensler var.

Durum bundan ibarettir, dilim döndüğü kadarıyla.

Peki sizin aradığınız lensler Sigmanın Art serisimi mesela 35mm ve 50mm gibi ?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Peki sizin aradığınız lensler Sigmanın Art serisimi mesela 35mm ve 50mm gibi ?

Hem kalite, hem ekonomiyi bir araya getirdiğim zaman istediğim olmuş olacak :)

Peki bu nasıl olacak? zaman gösterecek.

Ama Sigma' da benim hoşuma giden 35mm f1.4 ve 120-300mm f2.8.

35mm f1.4 art serisinde mi geçiyor bilmem, ama 120-300 sport serisi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Muhammed abi sen çok titiz kullanıcısın, sakın prime lens alıp koyma köşeye.

Beni gördün yani her türlü ortamda lens değiştiririm.

Kız kulesi fotoğrafı çekerken sırf denemek için Sigma 150mm takıyorum :D

Şimdi sen 35mm alıcaksın bir türlü istediğin kareyi oluşturamıyacaksın sürekli ileri geri git gel olacak. Kimi zaman ileri geri hareket edecek yerin olmayacak.

Bende prime lensler süper kaliteli objektifler zoom lensler kaka diyordum ama fotoğraf çekerken hiçde öyle değiller. 24-70 in yeri asla dolmaz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Mehmet hocam şimdi küçük bir araştırma yaptım ama ne sıfırına nede ikinci eline rastlayamadım bu lenslerin , Tamron 24-70 vc çok övülüyor ama bende kendimce gördüğüm bir kaç örnek fotoğrafından hiç memnun olamadım

Abi alemsin, bunlar analog zamanın lensleri. Belki de en son üretileni yani 28-80mm olanı 2000 li yıllarda falan üretilmiştir. Bunu yeni olarak satan kişi sanırım değerinin 20 katı falan bir fiyat ister. Bu lensin tarihine baktığınızda mühendislik tasarımı olarak Angenieux imzasını görürsünüz.

Tokina, lens üretmeye başladığı ilk yıllarda bu firmanın tasarımlarını kullandı. Sahip olduğu performansın en büyük sebebi budur. Angenieux firması eskiden fotoğraf makinaları, güvenlik sistemleri için lens üretirken uzun yıllardır bu işi bıraktı, ürünleri sinema endüstrisinde kullanılıyor, ileri uç seviye diye adlandırılan lensler üretiyorlar, Fransız çıkışlı bir firma olup çok eski ve köklü bir geçmişi vardır.

Tokina, daha sonra kendi tasarımlarını üretmeye başladığında aynı performansı verebilen lensler üretemedi. özellikle üzerinde SV-SD ibaresi bulunan lensler maliyetlerin daha aşağı çekilmesi amacıyla daha ucuz malzemeden üretildi, bu da Tokina bilirleri üzdü. Analog zamanın Türk fotoğrfçıları bu markayı çok iyi bilir, hatta o yıllarda Türkiye distribütörü var mıydı bilmem, ama Türkiye'ye girmediği belli, çünkü piyasa Sigma ve Tamron'a kalmış vaziyette. Halbuki insanlar Hoya markasını çok iyi tanıyor, ama bu markanın da Tokina bünyesinde olduğunu söyleyince şaşırıyor. Tıpkı Nikon'un Mitsubishi bünyesinde olması, Fujifilm'in ise Nikon'un bünyesinde olması gibi karmaşık Japon iş kuralları.

Dijital dönemde ise ağırlık olarak APS-C sensöre üretim yapan Tokina yine TR'de öne çıkamadı, ithalatçıyla ilgili bir durum sanırım. Bana göre o yıllarda ne Sigma ne de Tamron bu markanın eline su dökebildi. Son dönemlerde Sigma ve Tamron argeyi geliştirdi, sonuçlar bilindik marka imajını yükseltti, bugün titiz fotoğrafçıları memnun eden ürünleri var artık bu iki markanın da. Ancak Tokina hala yüksek fiyatı, yetersiz pazarlama ağı, dar lens yelpazesinden dolayı tutuk kaldı. Mesela hala bir FF standart lens üretemedi, varsa da ben bilmiyorum. DX için meşhur 16-50mm F2,8'i var, ama fiyatından kimse yanına yaklaşamadı. 11-16 mm si ise hala bir efsane. 12-24 mm ikinci sırada gelse de rakiplerinden hatta ve hatta Nikon'un aynı lensinden kat kat daha üstün. 100 mm makrosu ise herkes tarafından alkışlanıyor, ondan iyisi sadece Nikon 105 mm.

Dedim ya, analog zamandaki bir kaç kalem lensi iyi bilen/tanıyan kesinlikle vazgeçmiyor. Ama maalesef TR'de az var, olanlar da Gökhan'ın başına gelen gibi sıkıntılı kopyalar.

Ben hala 100-300 mm F4 'ümü elimden çıkarmıyorum, sabit odaklı Nikon 300mm F4'ümden hiçbir eksiği yok çünkü! 28-70'imi ise uzun süre direndiğim halde D800 alırken mecburen sattım değerini ödeyen birine; düşerse yine alırım, öyle güzel bir lens yani.

özetle, hatasız bir kopyasını deneyene kadar ne olduğunu anlamak imkansız. Ama bir de performansını görünce elinizden çıkarmazsınız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Abi alemsin, bunlar analog zamanın lensleri. Belki de en son üretileni yani 28-80mm olanı 2000 li yıllarda falan üretilmiştir. Bunu yeni olarak satan kişi sanırım değerinin 20 katı falan bir fiyat ister. Bu lensin tarihine baktığınızda mühendislik tasarımı olarak Angenieux imzasını görürsünüz.

Tokina, lens üretmeye başladığı ilk yıllarda bu firmanın tasarımlarını kullandı. Sahip olduğu performansın en büyük sebebi budur. Angenieux firması eskiden fotoğraf makinaları, güvenlik sistemleri için lens üretirken uzun yıllardır bu işi bıraktı, ürünleri sinema endüstrisinde kullanılıyor, ileri uç seviye diye adlandırılan lensler üretiyorlar, Fransız çıkışlı bir firma olup çok eski ve köklü bir geçmişi vardır.

Tokina, daha sonra kendi tasarımlarını üretmeye başladığında aynı performansı verebilen lensler üretemedi. özellikle üzerinde SV-SD ibaresi bulunan lensler maliyetlerin daha aşağı çekilmesi amacıyla daha ucuz malzemeden üretildi, bu da Tokina bilirleri üzdü. Analog zamanın Türk fotoğrfçıları bu markayı çok iyi bilir, hatta o yıllarda Türkiye distribütörü var mıydı bilmem, ama Türkiye'ye girmediği belli, çünkü piyasa Sigma ve Tamron'a kalmış vaziyette. Halbuki insanlar Hoya markasını çok iyi tanıyor, ama bu markanın da Tokina bünyesinde olduğunu söyleyince şaşırıyor. Tıpkı Nikon'un Mitsubishi bünyesinde olması, Fujifilm'in ise Nikon'un bünyesinde olması gibi karmaşık Japon iş kuralları.

Dijital dönemde ise ağırlık olarak APS-C sensöre üretim yapan Tokina yine TR'de öne çıkamadı, ithalatçıyla ilgili bir durum sanırım. Bana göre o yıllarda ne Sigma ne de Tamron bu markanın eline su dökebildi. Son dönemlerde Sigma ve Tamron argeyi geliştirdi, sonuçlar bilindik marka imajını yükseltti, bugün titiz fotoğrafçıları memnun eden ürünleri var artık bu iki markanın da. Ancak Tokina hala yüksek fiyatı, yetersiz pazarlama ağı, dar lens yelpazesinden dolayı tutuk kaldı. Mesela hala bir FF standart lens üretemedi, varsa da ben bilmiyorum. DX için meşhur 16-50mm F2,8'i var, ama fiyatından kimse yanına yaklaşamadı. 11-16 mm si ise hala bir efsane. 12-24 mm ikinci sırada gelse de rakiplerinden hatta ve hatta Nikon'un aynı lensinden kat kat daha üstün. 100 mm makrosu ise herkes tarafından alkışlanıyor, ondan iyisi sadece Nikon 105 mm.

Dedim ya, analog zamandaki bir kaç kalem lensi iyi bilen/tanıyan kesinlikle vazgeçmiyor. Ama maalesef TR'de az var, olanlar da Gökhan'ın başına gelen gibi sıkıntılı kopyalar.

Ben hala 100-300 mm F4 'ümü elimden çıkarmıyorum, sabit odaklı Nikon 300mm F4'ümden hiçbir eksiği yok çünkü! 28-70'imi ise uzun süre direndiğim halde D800 alırken mecburen sattım değerini ödeyen birine; düşerse yine alırım, öyle güzel bir lens yani.

özetle, hatasız bir kopyasını deneyene kadar ne olduğunu anlamak imkansız. Ama bir de performansını görünce elinizden çıkarmazsınız.

Mehmet hocam işte buda bizim bu işteki 3-4 yıllık mazimizle edinemeyeceğimiz bilgilerdi o yüzden afalladım :) Açıklamız ile aydınlanıp bilgilenmiş oldum teşekkürler , ve yine yazdıklarınızdan benim bu lense vede iyi bir kopyasına ulaşmamın çok zor olduğunu anlıyorum , Yine Nikon 24-70 kalıyor elimizde , ben bu lensi her halukarda alıp kullanıp denemek isterim çok kişi kullanıyor ve tavsiye ediyor sağlam bir sabit odak lensin performansını veremeyeceği aşikar ama bir zoom lens için kötü olacağını hiç düşünmüyorum , elimdeki mevcut 24-85 3,5-4,5 vr aslında sonuçları beni memnun eden bir lens ama açık diyafram ve biraz daha hız için 24-70 2,8 istiyorum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Mehmet hocam işte buda bizim bu işteki 3-4 yıllık mazimizle edinemeyeceğimiz bilgilerdi o yüzden afalladım :) Açıklamız ile aydınlanıp bilgilenmiş oldum teşekkürler , ve yine yazdıklarınızdan benim bu lense vede iyi bir kopyasına ulaşmamın çok zor olduğunu anlıyorum , Yine Nikon 24-70 kalıyor elimizde , ben bu lensi her halukarda alıp kullanıp denemek isterim çok kişi kullanıyor ve tavsiye ediyor sağlam bir sabit odak lensin performansını veremeyeceği aşikar (İşte bunu tam olarak bilen yok, söyleyen kendisi de inanmıyor aslında; bana göre bu segmentteki 3 lens sabit odaklı lenslerden kötü değil, hatta bazıları daha iyi bile, ama F2,8 diyaframlı sabit odaklı lenslerle kıyaslamak şartıyla, çünkü adil olan budur.Gidip 85 mm F1,4 ile kıyaslarsak bu adaletli bir kıyaslama olmaz. Hem değişken odak olacak, hem F2.8 olacak, sonra da gidi F1.4 ile kıyas yapılacak, bu haksızlıktır) ama bir zoom lens için kötü olacağını hiç düşünmüyorum , elimdeki mevcut 24-85 3,5-4,5 vr aslında sonuçları beni memnun eden bir lens ama açık diyafram ve biraz daha hız için 24-70 2,8 istiyorum

Paran yetiyorsa çekinmeden al, ama TR içinden bazı yerlerden alırsan ve kalibre problemi olursa o zaman işin zor. çünkü makinayı değil, lensi kalibre etmek sadece Nikon servislerinde mümkün benim yaşadığım ülkede, bu iş için ise 150-250 euro ücret alıyor Nikon NL lensine göre. Kendi kalibre ekipmanları ve yazılım desteğiyle bu iş yapılıyormuş.

Peki madem mevcut lensten memnunsun, neden bir 50 mm F1,4 gibi lenslerle ışığın az olduğu yerlerde kullanmıyorsun? Nasılsa FF bir gövde, çok da dar bırakmaz seni bu lens?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Paran yetiyorsa çekinmeden al, ama TR içinden bazı yerlerden alırsan ve kalibre problemi olursa o zaman işin zor. çünkü makinayı değil, lensi kalibre etmek sadece Nikon servislerinde mümkün benim yaşadığım ülkede, bu iş için ise 150-250 euro ücret alıyor Nikon NL lensine göre. Kendi kalibre ekipmanları ve yazılım desteğiyle bu iş yapılıyormuş.

Peki madem mevcut lensten memnunsun, neden bir 50 mm F1,4 gibi lenslerle ışığın az olduğu yerlerde kullanmıyorsun? Nasılsa FF bir gövde, çok da dar bırakmaz seni bu lens?

Mehmet hocam haklısınız kıyaslama adaletsiz ama bu lensler üst seviye olduğu için hep 1.4 lensler ile kıyaslanıyor , 50 m 1.4 deneme şansım olmadı ama mevcutta 1.8 D versiyonunu kullanıyorum daha doğrusu çantamda duruyor genelde :) fx gövdede nedense sevemedim açısını bir türlü ve çok az kullanıyorum 1.4 de bu durum değişimi hiç umudum yok açıkçası , ışığın az olduğu durumlarda tepe flaşı ile günü kurtarıyorum ancak hatıra fotoğrafı oluyor bunlarda tabiki , ben ortamın doğal ışığını kullanarak o dramatik/romantik tonlarda fotoğraftan hoşlanıyorum :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hoya Pentax'a sahipken de Tokina ve Pentax ortak objektif tasarımı da yaptılar. 16-50mm f2.8, 50-135mm, 12-24 F4 gibi objektifler bu ortaklığın ürünleri.

Zaten onlarda Pentax ın en iyi zoom lensleri.

Ben her FX kullanıcısının 24-70 sahibi olması gerektiğini düşünüyorum. Sadece Nikkor değil Tamron VC de iş görür öyle sanıyorumki son nesil Sigma larda.

Belli bir serisi çok kötü deniliyordu ama şuan araştırmadığım için aklımdan çıktı hep.

Bence 24-70 yoksa alınabilecek en mantıklı lens 24-120 F4 ama onunda malum fiyatı ortada

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gökhan, sana katılıyorum.

İlave olarak gerek ilk VR'siz 24-85mm gerekse günün VR'li 24-85mm'si yabana atılacak lensler değiller. F2,8 saplantısından bazen vazgeçmek gerekiyor, çünkü her şartta buna ihtiyacımız yok.

Biraz da ekipmana yatırım yapmayı bırakıp kendimize yatırım yapsak daha doğru olur diye düşünüyorum. Ekipmana bu kadar takılmamak lazım. Temel bilgileri aldıysanız çıkın artık sahaya, bol bol çekin, korkmayın. çünkü akademisyen olmak zorunda değiliz, o halde pratik yapmak en iyi öğrenme yöntemidir bana göre. Adam fotoğraf sanatında üniversite bitirmiş, ama karanlık bir sahneyi çekerken zorlanıyor! İşte bu pratik yapmamanın eseri. Bazen adam yerine koymadığınız düğün şipşakçısı o sahneyi akademisyenden daha kısa zamanda daha başarılı çekebiliyor!

özetle, elinizdeki mevcut ekipmanla bol bol çekin, mevcut ekipmanın kapasitesini zorlayın, ekipmana takılmayın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gökhan, sana katılıyorum.

İlave olarak gerek ilk VR'siz 24-85mm gerekse günün VR'li 24-85mm'si yabana atılacak lensler değiller. F2,8 saplantısından bazen vazgeçmek gerekiyor, çünkü her şartta buna ihtiyacımız yok.

Biraz da ekipmana yatırım yapmayı bırakıp kendimize yatırım yapsak daha doğru olur diye düşünüyorum. Ekipmana bu kadar takılmamak lazım. Temel bilgileri aldıysanız çıkın artık sahaya, bol bol çekin, korkmayın. çünkü akademisyen olmak zorunda değiliz, o halde pratik yapmak en iyi öğrenme yöntemidir bana göre. Adam fotoğraf sanatında üniversite bitirmiş, ama karanlık bir sahneyi çekerken zorlanıyor! İşte bu pratik yapmamanın eseri. Bazen adam yerine koymadığınız düğün şipşakçısı o sahneyi akademisyenden daha kısa zamanda daha başarılı çekim yapabiliyor!

özetle, elinizdeki mevcut ekipmanla bol bol çekin, mevcut ekipmanın kapasitesini zorlayın, ekipmana takılmayın.

Mehmet hocam mesela aşağıdaki fotoğrafların hepsi 24-85'in VR'li olan son versiyonu ile çektim bana göre keskinlik tonlama vs de hiç bir sıkıntı yok sizlerinde fikrini almak isterim tabi ? özellikle martı fotoğrafı beni çok şaşırtmıştı gerçi orada ışığıda çok iyi denk getirmiştim bence imaj kalitesi olarak sorunsuz.

Ama işte bahsettiğiniz 2,8 sabit diyafram saplantısı ve hep en iyisi olsun düşüncesi benim yakamı bırakmıyor :)

2048.jpg

2048.jpg

2048.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu üstteki kareler için pekala bir 50 mm gerek F1,4 gerekse F1,8 kullanılabilirdi, tabii hala bokeh arıyorsak bu karelerde! Onun haricinde bu kareler için başka bir ekipmana gerek yok. Bebek fotoğrafında sert ışığın etkileri var, makina kısmış kendini iyice, yani pozlama bir tık eksik gibi. Gerçi makina haklı gibi, belki de beyaz elbise patlamasın diye önlem almış olabilir.

Sabit Kalfagil hocanın kompozisyon kitabını size tavsiye ederim. Edinebilirseniz mükerrer defa kendinizi zorlayarak okuyun.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu üstteki kareler için pekala bir 50 mm gerek F1,4 gerekse F1,8 kullanılabilirdi, tabii hala bokeh arıyorsak bu karelerde! Onun haricinde bu kareler için başka bir ekipmana gerek yok. Bebek fotoğrafında sert ışığın etkileri var, makina kısmış kendini iyice, yani pozlama bir tık eksik gibi. Gerçi makina haklı gibi, belki de beyaz elbise patlamasın diye önlem almış olabilir.

Sabit Kalfagil hocanın kompozisyon kitabını size tavsiye ederim. Edinebilirseniz mükerrer defa kendinizi zorlayarak okuyun.

Mehmet hocam bu fotoğraflarda dahada haricen bir bokeh beklentim yok , bebek fotoğrafındaki pozlama telafisi ile oynayan bendim :) kısmadan dediğiniz gibi elbise patlak verdi ,

Kompozisyon konusundaki eksiğimi fark ettiniz sizde sabit kalfagil hocanın kitabı bende var okumaya geçemedim henüz o kitaptan önce özcan yurdalanın belgesel fotoğraf kitabını okudum ve beni bir ay kadar makineyi elime alamaz hale getirdi :) şuan kompozisyon için yaptığım şeyse nuri bilge ceylan filmlerini izlemek tekrar tekrar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Herkese merhaba sıteye yenı üye oldum bu konuda şöyle bir görüşüm daha var macro lens ile portre fotoğraf çekildiği zaman lensin özelliğinden dolayı aşırı detay verecektir cilt problemleri daha belirgin olacaktır gerçi ps de halledilir ama esas amacının dışına çıkılmış olur

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Herkese merhaba sıteye yenı üye oldum bu konuda şöyle bir görüşüm daha var macro lens ile portre fotoğraf çekildiği zaman lensin özelliğinden dolayı aşırı detay verecektir cilt problemleri daha belirgin olacaktır gerçi ps de halledilir ama esas amacının dışına çıkılmış olur

Nasıl yani? Lensin özelliği mi aşırı detay verdiriyor? Eğer makro lens olmazsa detay azalıyor mu? Yani bir Nikon AF DC-Nikkor 135mm F/2D portre lensi daha az detay mı veriyor?

Siz bu yazdığınıza kendiniz inanıyor musunuz?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aslında o olay makro lensin büyütmesinden başka bir olay değil.

Eskiden bende makro lens dehşet detay veriyor sanıyordum ama alakası yok. Sadece büyük gösterdiği için detaylar daha kolay seçiliyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sn mehmet bey siteyi uzun zamandan beri takip ediyorum yorumlarinizi ve bilginizi begenerek okuyorum fakat gokhan bey ne demek istedigimi gayet iyi anlamis soyle ki macro lenler macro ozelliklerinden dolayi objeye cm ler oraninda yaklasmaya olanak verdiklerinden portre cekimlerinde cilt problemlerini daha bariz gosterirler Portre cekilmez mi tabiki cekilir ama portre lensi degildir Bu arada bu ilk yorumumda once bir hos geldiniz beklerdim saygilar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sn mehmet bey siteyi uzun zamandan beri takip ediyorum yorumlarinizi ve bilginizi begenerek okuyorum fakat gokhan bey ne demek istedigimi gayet iyi anlamis soyle ki macro lenler macro ozelliklerinden dolayi objeye cm ler oraninda yaklasmaya olanak verdiklerinden portre cekimlerinde cilt problemlerini daha bariz gosterirler Portre cekilmez mi tabiki cekilir ama portre lensi degildir Bu arada bu ilk yorumumda once bir hos geldiniz beklerdim saygilar

Yani ;

85mm ile çekilmiş ve sadece yüz kadrajlanmış bir foto ile makro ile çekilmiş ve sadece yüz kadrajlanmış foto arasında cilt detay farkımı var ??

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sn mehmet bey siteyi uzun zamandan beri takip ediyorum yorumlarinizi ve bilginizi begenerek okuyorum fakat gokhan bey ne demek istedigimi gayet iyi anlamis soyle ki macro lenler macro ozelliklerinden dolayi objeye cm ler oraninda yaklasmaya olanak verdiklerinden portre cekimlerinde cilt problemlerini daha bariz gosterirler Portre cekilmez mi tabiki cekilir ama portre lensi degildir Bu arada bu ilk yorumumda once bir hos geldiniz beklerdim saygilar

Bülent bey,

Benim serzenişim bu sitede yanlış bilgilere geçit vermeyişimizdendir. Bu sitenin farkı burdadır. ürün satış uğruna, daha çok ziyaret edilme uğruna her türlü yalan yanlış bilgiye, yazıya onay vermiyoruz.

Bundan dolayı mesajımda size cevap verme hakkı doğuracak bir tarz kullandım. Yani buyrun, bilimsel verilerle bunu ispat edin, ama maalesef bunu yapmadınız.

Yazdığınızın bu meslekte, optik fizik kurallarında hiçbir doğruluğu, dayanağı yok. Bunu size izah edebilmem için sizin öncelikle bazı merhaleleri katetmiş olmanız gerekiyor; bundan dolayı yazılı olarak size bunları izah etmenin bir faydası yok.

özetle, yazdıklarınızla bu hobiye yeni başlamış insanlara yanlış bilgi veriyorsunuz, ben buna karşıyım, size değil.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bende tam burda tartışılan konuyu soracaktım, ucuz yollu nasıl makro çekerim diye düşünürken .

Yani şöyleki örnek veriyorum aynı markanın iki farklı 50mm si var birisi 45cm den odaklayabiliyor birisi 12 cm den,

12 cm olan makro+portre adını alıyor ,

45 cm olan yalnız portre,

zaten 12 cm den bir kişinin anca burnu çekilebilir o ayrı konuda,

benim farkettiğim 18-105mm incelerken lens o yuvarlak içinde ileri geri gidiyor netleme için,

anladığım kadarıyla makro lenslerde normal portre lenslerden biraz daha ileri gidebilerek makro tüp etkisi yapıyor daha yakından çekim yapabiliyor portre çekmek istediğiniz zamanda normal portre konumuna geliyor. Doğru bir çıkarımda mı bulumuşum?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Makro lenslerde 1:1 gibi değerlerle anlatılan büyütme, lensin en arkadaki merceğinin veya kendi dizaynına göre en öndeki mercekle ileri geri hareket etmekle sensöre düşen görüntünün normalden daha büyük olmasıyla elde edilir. Yani bir başka deyişle, standart bir lensi kullanarak, sensör düzlemine olan mesafeyi körük, uzatma tüpü araçlarla artırarak aynı büyütmeyi elde edebilirsiniz. Zaten gerek analog gerekse dijital makinaların üst kısmında bulunan Þ işareti filmin ya da sensörün bulunduğu düzlemi kullanıcıya bildirmektir. Kullanıcı bu düzlemden gerekli ölçümü yapıp objeyle arasındaki mesafeyi hesaplar, gerekli büyütmeyi kendisi sağlayabilir.

Makro lenslerin farkı sadece bu büyütme için gerekli mekanik dizayn değildir. Bu lensler optik kusurları en aza indirilmiş, keskinlik, CA gibi en çok sıkıntı veren noktalar iyileştirilmiş lenslerdir. Bu kadar büyütmeyi sağlayacak mercek çapları standart lenslerden biraz daha büyük olmak zorundadır, aksi halde sensöre düşecek ışık miktarı da düşecek, bu da en büyük sıkıntılardan biri olacaktır. Yani, benim zaten standart bir lensim var, araya uzatma tüpü atarım ve makro lens sahibi olurum demek pek doğru olmaz. çünkü mercek çapları ve lensin dizaynı size bir makro lens performansı sunamaz, sadece hiç yoktan iyidir misali bir kareniz olur o kadar.

Lenslerin detay vermedeki mahareti sahip oldukları merceklerin ışık geçirgenlikleri ile doğru orantılıdır. Yani bir makro lens daha fazla detay veriyor ama bir portre vermiyor demek abesle iştigaldir. Bunu söyleyebilmek için elinizde orta format boyutlarında sensöre sahip bir Hasselblad (ya da daha büyüğü) üzerinde bahsi geçen lenslerin bilimsel testini yapabilmeniz, lens geçirgenliklerini fabrikanın verdiği rakamlarla belirtmeniz, bu değerler ışığında sensörün pixel sıklığıyla ilgili bir düzine mühendislik verisini de belge olarak sunmanız gerekir. Sitemizde bu konuda bir şeyler yazabilecek konumdaki tek kişi benim bildiğim kadarıyla Ertan hocadır. Halk böyle istiyor isimli site/blogda özellikle D800 incelemesini okursanız tam olarak ne demek istediğimi anlarsınız.

ülkemizde 50 mm lensi portre lensi yapıp soktular millete, sonuçlar böyle oldu. O lens ile portre çektiğini sanan amatör kullanıcı tesadüfen makro lensle çekim yapınca da böyle bir hisse kapıldı. 100-150 mm arasında bir odağa sahip her türlü lensle "kurallara uygun portre" çekimin yapan arada hiçbir fark olmadığını zaten bilir. Ama bir 50 mm ile bel üstü çekimler de portre sınıfına girince burda sayfalarca yazıp yeni gençleri yanlıştan kurtarmaya çalışan konumunda oluyoruz.

Zaten "picture modları"nda bir portre seçeneği var: Acaba kaç tanemiz bu modun "Capture NX2" üzerinde veya makina üzerinde parametrelerini inceledi? Portre çekerken keskinlik parametresinin fabrika tarafından düşük tutulduğu, aynı şekilde kontrast değerinin de düşük tutulduğunu bilen bir kullanıcı bir makro lens için 5 başlıktır süregelen bu tartışmayı hiç ateşlemez. Burdan anladığım bir konu daha şudur: Fotoshop ile fotoğrafçılığı öğrenen bir nesil yetiştiriyoruz, halbuki bu işin bir fotoshop öncesi var: Gövde üzerinde üreteceğiniz Jpg çıktısının bir sürü seçeneği var. Bunları kullanıcı bilse zaten ihtiyaç olan "portre yumuşatması"nı sadece fotoshop ile yapılabileceğini buraya yazmaz bile.

Şimdi bu yazımdan Bülent bey alınacaktır. Ama inanın amacın size yüklenmek değil, benim üslubum biraz sert; siz ilk değilsiniz. Sizin gibi pek çok arkadaşla karşılaştık burada, sizi yanlıştan döndürebilmek için çaba sarfettik, etmeye de devam ediyoruz. O yüzden, ne bilirsin dedikleri zaman haddimi bilirim diyorum. çok okuyup, çok pratik yapıp, sadece bildiğimiz noktalarda bilgimizi paylaşmak faydalı olur. Emin olmadığımız konularda bir bilene sormak en doğru olanıdır, böylece bilmeyen diğer arkadaşları yanlışa sevketmemiş oluruz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

  • 10 ay sonra...

selamlar nerdeyse aradanbir yıl geçmiş :) muhammed bey ne yapınız ? hangi lens takımını kurdunuz çok merak ettim. :) yazıları okuyunca ve aradan bir yıla yakın bir zaman geçince :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

selamlar nerdeyse aradanbir yıl geçmiş :) muhammed bey ne yapınız ? hangi lens takımını kurdunuz çok merak ettim. :) yazıları okuyunca ve aradan bir yıla yakın bir zaman geçince :)

Anacığım hep derdi, "maymun iştahlı oğlum" diye..

:)

O zamanlar bir heves takım peşinden koştuktan sonra sonra baktımki bu iş çok meşakkatli + pahalı. Sonra ideal hesaplardan vazgeçtim. Ve artık oluruna bıraktım.

Aslında başladığım noktaya geri döndüm..

Makinemde - daha önceden satmış olduğum, ama sonradan aynısından tekrar almak zorunda kaldığım - 24-70mm takılı. Onun dışında neredeyse hiç kullanmadığım ve yatmakta olan 14-24, 85, ve 105 lenslerim var.

Son durum bu.. Yani neredeyse hep 24-70 kullanıyorum. Ve hakikaten de yetiyor. Doğrusu bu..

Şimdi bunu okuyan Gökhan YAZICI bana haklı olarak kızacak, iyisimi ben şimdiden cevap veriyim. "Haklıymışsın Gökhan :D "

İtiraf ediyim, Mehmet bey de (Mehmet KöSE) demişti :)

çok idealize etmemek gerek herşeyi herhalde :D

Ne keskinlik konusu ne lens takımı konusu.. Hiç birini abartmamak gerek, hele profesyonel (mesleki) düzeyde yapmıyorsanız :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sende sohbete katıl

Önce yorumunu yaz sonra üye ol. Eğer bir hesabınız varsa, hesabınızla göndermek için şimdi oturum açın

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Eklediğiniz Link Otomatik Olarak Embed Çevrilmiştir..   Sadece yazı link haline çevir

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editörü Temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.