İçeriğe git

Nikon 85mm 1.4G ve 85mm 1.8G arasındaki büyük fark


Recommended Posts

Arkadaşlar merhaba

Malumunuz Nikon' un en baba lensleri diyebiliriz, 85mm 1.4G ve 1.8G için.

Uzun uzun araştırdım. Ciddi ciddi zaman ayırıp araştırdım yerli ve yabancı bir çok sitede.

Gördüm ki, çok ciddi bir fark yok arada.

özellikle fotoğraf kalitesi anlamında (imaj kalitesi diyelim) neredeyse hiç fark yok, ki asıl önemli olan da budur, bence tabii.

Benim gözlemlediğim iki sebepten dolayı 1.4G ile 1.8G arasında neredeyse 4 KAT a varan fiyat farkı var.

1- 1.4G daha iyi bokeh kaabiliyetine sahip

2- 1.4G daha yüksek maliyetli elementlere sahip

Sizce bu normal mi?

Hatta Dxomark sitesi 1.8G ' ye 1 puan daha fazla vermiş. Bu da ayrı bir ilginç!

Tuhaf değil mi? Aynı kalitede fotoğraf üreten iki lensten biri diğerinden neredeyse 4 KAT DAHA PAHALI!

Biri 1.500 TL ; Biri 5.500 TL

?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

f1.8G en baba lensi değil yahu nerden çıkardın :) Uygun fiyatlı ekonomik lenslerden biri ama optiğinin f1.4G'ye yakın olduğunu söylüyorlar. Hatta çözünürlük olarak daha iyi diyenler de var. Buradaki en büyük fark f1.4-f1.8. Açıkçası 50mm'de f1.4 alırdım ama 85mm'de f1.8 de yeter iyi bokeh için. 3 kat para vermeye gerek yok.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Başkasının ağzından konuşunca böyle oluyor işte :D

Dxomark' a göre 40 ın üstünde puan alan bir kaç lensten biri olunca öyle bir algı oluşmuş..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

85mm F1.8 iyi lensdir 85mm 1.4 de ondan daha da iyi...

F1.8G nin en büyük dezavantajı bana göre bol miktarda CA sıdır.

Hep dediğim gibi DXO Mark ın puanlarına bakarak lens alacak olsak oooo...

Ha 5 kat fazla para vermenin luzumu varmı bencede yok. F1.4G alacağıma F1.4AF-D olanını alırdım ama gerçi oda piyasada yok o sebepten yine F1.8 AF-S ye dönerdim ama onunda CA sı yüzünden F1.8AF-D alırdım "ben olsaydım".

Ama hepsinden önce yıllardır bu açı lensi almama engel olan şu soruyu tekrar sorardım.

Sadece portre fotoğrafı çekebileceğim bir lense gerçekten ihtiyacım varmı?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben bir süredir Samyang 85mm f1.4 deniyorum. D800'de bile şaşırtıcı derecede iyi (elle odaklayabilirsem :) ). Bokeh mokeh iyi de, 105mmlik makrolar benim daha çok hoşuma gidiyor nedense. Şimdi Sigma 105mm f2.8 OS siparişi verdim, bakalım gelince Samyang'la karşılaştıracağım hangisinin portre karakteri daha iyi diye.

Gökhan, f1.8D'nin bokehini hiç beğenmiyorum ben. f1.8G'nin bokehi çok daha yumuşak.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi bir 70-200 VRII taksam makinama ; 85mm alsak ne farkı var bu sabit odaklı lensten. Uçurumlarmı var arada . Beni aydınlatın bilginizle :) Olay bokehtemi bitiyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten yaa, arkadaşlar tecrübesi olan arkadaşlar lütfen yardımcı olun. Ben de aynen Recep beyin sorduğu soruyu yinelemek istiyorum: 85mm 1.4G veya 1.8G herneyse, 70-200 VR II den ne üstünlüğü var tam olarak.

Ya da başka şekilde sorayım daha net: 85mm' in yaptığı ama 70-200 VR II' in yapamadığı ne var acaba?

Öyle ya, 5.500 TL verip 85mm sabit odak alacağıma 1.000 TL daha koyar 70-200 odak aralığını alırım. Mantıklı değil mi?

İnsan düşünmeden edemiyor. Neki o şey, 85mm yapıyor da 70-200 yapamıyor?

Örneğin, bokeh konusunda 70-200' ün zayıf olduğunu düşünen var mı?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Burada örnek bir video var , Muhammed bey 70-200 ler spot piyasada 4200 tl ye kadar bulunabiliyor bu arada

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ne kadar güvenilebilirki onlara Ramiz bey? Bakın bu da ayrı bir konu, ayrı bir başlık..

Benim şahsem bir endişem var öteden beri,..

Bu nikon bu spot ürünleri özel üretiyor. Yani bunlar özel üretim. Kimler için? Tabiiki çok büyük satıcılar için. örneğin, Türkiye' deki distribütör yıllık 10.000 adet satıyor ve Türkiye gibi diğer ülkeler, diyelim 10 tane ülke olsun ve onlar da 10 ar bin satıyor olsun., 10 ar binden toplamda 10 ülkeye 100.000 adet satıyor olsun. Şimdi siz kendiniz üretici olsanız Türkiye gibi 10 ülkenin satış kapasitenden fazla miktarda bir sipariş veren bir firma gelse. Ve sizden 200.000 adet ürün sipariş etse. Ama bir şartla dese. Nedir o? Sen kendi distribütörlerine bunu 100 tl ye veriyorsan bana 60 tl ye vereceksin dese. Şimdi düşünün. 200.000 adet siparişi elinizin tersiyle geri mi itersiniz? Yoksa bu adama özel üretim mi yaparsınız? (yani teklif etmiş olduğu fiyata göre) ucuz ürün mü üretirsiniz? üretirseniz nasıl üretirsiniz? Düşünün!! Elbette normal ürünün etinden budundan kısarak tabiiki. Bu işler böyle dönüyor dünyada. Bu sadece fotoğraf makinesi piyasasında böyle değil. Emin olun. Ben bu konuyla ilgili çok şey söyleyebilirim. Yani türlü Ali Cengiz oyunları vardır... Türlü satış politikaları, türlü taktikler vs..

Mesela ben kendim uzun yıllar imalat sanaayiinde çalışmış biri olarak bu tür şeylere çok tanık olmuşumdur.

Bakın şu üniversitelerde kitaplarda öğretilen bir gerçektir: Sana yağını herkes bilir. Yıl olarak tam hatırımda değil, olsun 40 sene öncesi.

Sana yağı piyasayla rekabet edebilmesi ve karlılığını sürdürebilmesi için fiyatından ödün vermesi lazımdır. Hem fiyatından ödün verecek hem de zarar etmeyecek. Zira zarar ederse işletmenin zaten ömrü biter. Ee..? O zaman?

Şöyle bir çözüm: Bu üründeki maliyet kalemlerinden birini veya bir kaçını kısmamız lazım. Ama neyi? İşte zaman Sana şu kararı alır: üründen öyle bir şeyi keselim ki, bunu normal kullanıcı farkedemesin. Ancak gurmeler yada büyük aşçıların en fazla anlayabilecekleri bir şey olsun en fazla. Bu düşünceyi tutmuştur Sana ve gerçekleştirmiştir de. Gerçekten de üründe yüksek maliyet teşkil eden hatta ürünün lezzetini tamamlamasında da önemli bir katkı maddesi/veya ana bileşenlerden bir malzemeyi azaltırlar. (adı aklımda değil şu an) Ve sana gerçekten de bunu yapar ve tabii karını da artırır. Yani ürünün içinde kullandıkları - atıyorum - mesela, gerçek tereyağını kilo başına 100 gr kullanıyor idiyse artık 30 gr kullanmaya başlar ve onun yerine kültürden elde etme sahte tereyağ kullanmaya başlar vs.. Sana ne yapmış oldu şimdi? Tabiiki tüketiciyi pazara getirdi. Bunun işletmecilikteki adı maliyet politikası. Tabii benim dilimdeki karşılığı sahtekarlık, ayrı konu...

Gerçi bizim konumuz tabiiki fotoğraf makinesi.

Maksadım türlü pazarlama ve satış politikaları var. Kısa bir örnek vermekti amacım.

Şimdi Nikon'un da böyle başka kanallardan bu şekilde piyasaya ucuz ürün sürmüş olması beni rahatsız ediyor.., yani bu spot mallara hiç güvenesim gelmiyor.

Ama gerçekten bu sürecin nasıl işlediğini bilen biri varsa beni temin ederse, ben de tatmin olursam neden fazla para ödeyeyimki? Hatta kalan paranın üstünü de bir Nikonturk buluşmaşında arkadaşların çay simit parası yaparız :)

özet: Benimki sadece bir kuşku. Bilmem, gerçekte böyle olmayabilir de. Belki bu Nikon sahtekar değildir. Ya sizce?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Senaryo şöyle olsa ;

" 85m ile f/2.8 de bir kare çeksek " sonrada

70-200 ile yine 85m f/2,8 de bir kare çeksek.

Sonra Ertan ve Mehmet usta bu karelere baksa .. " Evet bu 85m sabit ile çekilmiş " diyebilirmisiniz ??

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten yaa, arkadaşlar tecrübesi olan arkadaşlar lütfen yardımcı olun. Ben de aynen Recep beyin sorduğu soruyu yinelemek istiyorum: 85mm 1.4G veya 1.8G herneyse, 70-200 VR II den ne üstünlüğü var tam olarak.

Ya da başka şekilde sorayım daha net: 85mm' in yaptığı ama 70-200 VR II' in yapamadığı ne var acaba?

Öyle ya, 5.500 TL verip 85mm sabit odak alacağıma 1.000 TL daha koyar 70-200 odak aralığını alırım. Mantıklı değil mi?

İnsan düşünmeden edemiyor. Neki o şey, 85mm yapıyor da 70-200 yapamıyor?

Örneğin, bokeh konusunda 70-200' ün zayıf olduğunu düşünen var mı?

Şimdi bir 70-200 VRII taksam makinama ; 85mm alsak ne farkı var bu sabit odaklı lensten. Uçurumlarmı var arada . Beni aydınlatın bilginizle :) Olay bokehtemi bitiyor.

Ben gÖrdüklerimi yazayım izin verirseniz, gerçi çok değerli Mehmet bey ve Ertan beyin isimleri geçmiş konuda..

85mm 1.4G nin 70-200 VR II ye gÖre artıları.

daha basit yapı az cam az element

hafiflik

keskinlik

hız

arka plan ( bokeh )

Özellikle profesyonel seviyede portre lensi olarak anılması. v.b.,

70-200 VR II 85mm 1.4G ye gÖre artıları

sunduğu aralık itibariyle daha esnek çalışma imkanı sunması. sokak portre kuş spor v.s

85mm ile 70-200 mm her ikiside çok çok iyi lensler gÖrdüğüm kadarıyla.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Senaryo şöyle olsa ;

" 85m ile f/2.8 de bir kare çeksek " sonrada

70-200 ile yine 85m f/2,8 de bir kare çeksek.

Sonra Ertan ve Mehmet usta bu karelere baksa .. " Evet bu 85m sabit ile çekilmiş " diyebilirmisiniz ??

İyi fikir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sonra uzun yazarım, şimdi kısaca yazıyorum:

85mm F1.8 AF-D var, uzun zamandır kullanıyorum. 2 ay evvel 85mm F1.4 AF-S Nano aldım. Keşke çok daha önce alsaydım!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ne kadar güvenilebilirki onlara Ramiz bey? Bakın bu da ayrı bir konu, ayrı bir başlık..

Benim şahsem bir endişem var öteden beri,..

Bu nikon bu spot ürünleri özel üretiyor. Yani bunlar özel üretim. Kimler için? Tabiiki çok büyük satıcılar için. örneğin, Türkiye' deki distribütör yıllık 10.000 adet satıyor ve Türkiye gibi diğer ülkeler, diyelim 10 tane ülke olsun ve onlar da 10 ar bin satıyor olsun., 10 ar binden toplamda 10 ülkeye 100.000 adet satıyor olsun. Şimdi siz kendiniz üretici olsanız Türkiye gibi 10 ülkenin satış kapasitenden fazla miktarda bir sipariş veren bir firma gelse. Ve sizden 200.000 adet ürün sipariş etse. Ama bir şartla dese. Nedir o? Sen kendi distribütörlerine bunu 100 tl ye veriyorsan bana 60 tl ye vereceksin dese. Şimdi düşünün. 200.000 adet siparişi elinizin tersiyle geri mi itersiniz? Yoksa bu adama özel üretim mi yaparsınız? (yani teklif etmiş olduğu fiyata göre) ucuz ürün mü üretirsiniz? üretirseniz nasıl üretirsiniz? Düşünün!! Elbette normal ürünün etinden budundan kısarak tabiiki. Bu işler böyle dönüyor dünyada. Bu sadece fotoğraf makinesi piyasasında böyle değil. Emin olun. Ben bu konuyla ilgili çok şey söyleyebilirim. Yani türlü Ali Cengiz oyunları vardır... Türlü satış politikaları, türlü taktikler vs..

Mesela ben kendim uzun yıllar imalat sanaayiinde çalışmış biri olarak bu tür şeylere çok tanık olmuşumdur.

Bakın şu üniversitelerde kitaplarda öğretilen bir gerçektir: Sana yağını herkes bilir. Yıl olarak tam hatırımda değil, olsun 40 sene öncesi.

Sana yağı piyasayla rekabet edebilmesi ve karlılığını sürdürebilmesi için fiyatından ödün vermesi lazımdır. Hem fiyatından ödün verecek hem de zarar etmeyecek. Zira zarar ederse işletmenin zaten ömrü biter. Ee..? O zaman?

Şöyle bir çözüm: Bu üründeki maliyet kalemlerinden birini veya bir kaçını kısmamız lazım. Ama neyi? İşte zaman Sana şu kararı alır: üründen öyle bir şeyi keselim ki, bunu normal kullanıcı farkedemesin. Ancak gurmeler yada büyük aşçıların en fazla anlayabilecekleri bir şey olsun en fazla. Bu düşünceyi tutmuştur Sana ve gerçekleştirmiştir de. Gerçekten de üründe yüksek maliyet teşkil eden hatta ürünün lezzetini tamamlamasında da önemli bir katkı maddesi/veya ana bileşenlerden bir malzemeyi azaltırlar. (adı aklımda değil şu an) Ve sana gerçekten de bunu yapar ve tabii karını da artırır. Yani ürünün içinde kullandıkları - atıyorum - mesela, gerçek tereyağını kilo başına 100 gr kullanıyor idiyse artık 30 gr kullanmaya başlar ve onun yerine kültürden elde etme sahte tereyağ kullanmaya başlar vs.. Sana ne yapmış oldu şimdi? Tabiiki tüketiciyi pazara getirdi. Bunun işletmecilikteki adı maliyet politikası. Tabii benim dilimdeki karşılığı sahtekarlık, ayrı konu...

Gerçi bizim konumuz tabiiki fotoğraf makinesi.

Maksadım türlü pazarlama ve satış politikaları var. Kısa bir örnek vermekti amacım.

Şimdi Nikon'un da böyle başka kanallardan bu şekilde piyasaya ucuz ürün sürmüş olması beni rahatsız ediyor.., yani bu spot mallara hiç güvenesim gelmiyor.

Ama gerçekten bu sürecin nasıl işlediğini bilen biri varsa beni temin ederse, ben de tatmin olursam neden fazla para ödeyeyimki? Hatta kalan paranın üstünü de bir Nikonturk buluşmaşında arkadaşların çay simit parası yaparız :)

özet: Benimki sadece bir kuşku. Bilmem, gerçekte böyle olmayabilir de. Belki bu Nikon sahtekar değildir. Ya sizce?

Yetkili disbiritörlerin bahsettiğiniz ürünleri (Var ise ben hala olmadığını düşünüyorum ) alıp yüksek fiyattan kakalamadığını kim bilebilir ? Ben bu olayı yapan çok büyük telefon tedarikçi ve disbiritörleri biliyorum ülkemizde

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yetkili disbiritörlerin bahsettiğiniz ürünleri (Var ise ben hala olmadığını düşünüyorum ) alıp yüksek fiyattan kakalamadığını kim bilebilir ? Ben bu olayı yapan çok büyük telefon tedarikçi ve disbiritörleri biliyorum ülkemizde

Kesinlikle bu da mümkün.. Dünya iyice arsızlaştı, vallahi her şey mümkün!

Koskoca dev şirketler, (şimdi isim vermeyelim) ki, bunların markaları güven kavramı temelleri üzerinde hayatiyetlerini idame ettirmektedirler ve bu yüzden ayaktalar. Düşün artık bu şirketler bile insanların gözünün içine baka baka yalan söylüyorlarsa.. Desene sende, distribütörlerin sahterkar olmadıkları ne malum.

Haklısınız Ramiz bey, mümkündür.

"Burası Türkiye" diyeceğim, ama değil. Artık "burası dünya" sözü daha geçerli. Gerçekten bütün dünya artık bir güven sınavı veriyor.

Eskiden Alman malı dediğimizde sağlamlığıyla meşhurdu. Bizim kuşak iyi bilir.

Ama artık Alman malı diye aldığımız ürün bile bazen çin malından çürük çıkabiliyor.

İşte dünyanın geldiği nokta!

Ben de olayı iyice dramaya bağladım :D

Sonuçta kime güvenebileceğimizi bile şaşırdık!

Ne yapalım?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kesinlikle bu da mümkün.. Dünya iyice arsızlaştı, vallahi her şey mümkün!

Koskoca dev şirketler, (şimdi isim vermeyelim) ki, bunların markaları güven kavramı temelleri üzerinde hayatiyetlerini idame ettirmektedirler ve bu yüzden ayaktalar. Düşün artık bu şirketler bile insanların gözünün içine baka baka yalan söylüyorlarsa.. Desene sende, distribütörlerin sahterkar olmadıkları ne malum.

Haklısınız Ramiz bey, mümkündür.

"Burası Türkiye" diyeceğim, ama değil. Artık "burası dünya" sözü daha geçerli. Gerçekten bütün dünya artık bir güven sınavı veriyor.

Eskiden Alman malı dediğimizde sağlamlığıyla meşhurdu. Bizim kuşak iyi bilir.

Ama artık Alman malı diye aldığımız ürün bile bazen çin malından çürük çıkabiliyor.

İşte dünyanın geldiği nokta!

Ben de olayı iyice dramaya bağladım :D

Sonuçta kime güvenebileceğimizi bile şaşırdık!

Ne yapalım?

Valla Muhammed bey ben bir 70-200 VR II ye üzerinde disbiritör etiketi var diye fazladan 2000 tl veremem , kendimce güvendiğim esnafa gider bilgim dahilinde ürünü test eder sağına soluna iyice bakar parasını verir çıkarım , ha sorun sonramı çıktı yine o adamın kapısınız çalar çözmeye çalışırım ki çözmüşlüğüm de oldu :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Valla Muhammed bey ben bir 70-200 VR II ye üzerinde disbiritör etiketi var diye fazladan 2000 tl veremem , kendimce güvendiğim esnafa gider bilgim dahilinde ürünü test eder sağına soluna iyice bakar parasını verir çıkarım , ha sorun sonramı çıktı yine o adamın kapısınız çalar çözmeye çalışırım ki çözmüşlüğüm de oldu :)

Bu da bi yol. Mantıklı mı? Mantıklı. Haklı gerekçeleriniz var. Hele bir de gerçekten güvendiğiniz bir esnaf varsa. Bakın bu da önemli..

Ben de belki artık tarz değiştirmeliyim :) Şu kıl tüy pimpiriklerimden kurtulursam inşallah :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kesinlikle bu da mümkün.. Dünya iyice arsızlaştı, vallahi her şey mümkün!

Koskoca dev şirketler, (şimdi isim vermeyelim) ki, bunların markaları güven kavramı temelleri üzerinde hayatiyetlerini idame ettirmektedirler ve bu yüzden ayaktalar. Düşün artık bu şirketler bile insanların gözünün içine baka baka yalan söylüyorlarsa.. Desene sende, distribütörlerin sahterkar olmadıkları ne malum.

Haklısınız Ramiz bey, mümkündür.

"Burası Türkiye" diyeceğim, ama değil. Artık "burası dünya" sözü daha geçerli. Gerçekten bütün dünya artık bir güven sınavı veriyor.

Eskiden Alman malı dediğimizde sağlamlığıyla meşhurdu. Bizim kuşak iyi bilir.

Ama artık Alman malı diye aldığımız ürün bile bazen çin malından çürük çıkabiliyor.

İşte dünyanın geldiği nokta!

Ben de olayı iyice dramaya bağladım :D

Sonuçta kime güvenebileceğimizi bile şaşırdık!

Ne yapalım?

Tamamen alakasız biliyorum ama ;

Bugün Bosch 'tan aradılar beni. ( 6-7 ay öncede aramışlardı :) ) 2001 Tarihinde yani tam 13 sene önce satın aldığım Bulaşık makinasını kullanıyormusunuz diye sordular. Nedeni ise ; imalat hatası bir parça barındırdığı ve parçayı ücretsiz değiştirmek istedikleri içinmiş. Oysaki ben makinayı 11 sene kadar çatır çatır kullandım ve modeli eskidiği için kapıcıya vermiştim. :)

Bosch 'tan tam kare bir gövde üretmesini bekliyoruz :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tamamen alakasız biliyorum ama ;

Bugün Bosch 'tan aradılar beni. ( 6-7 ay öncede aramışlardı :) ) 2001 Tarihinde yani tam 13 sene önce satın aldığım Bulaşık makinasını kullanıyormusunuz diye sordular. Nedeni ise ; imalat hatası bir parça barındırdığı ve parçayı ücretsiz değiştirmek istedikleri içinmiş. Oysaki ben makinayı 11 sene kadar çatır çatır kullandım ve modeli eskidiği için kapıcıya vermiştim. :)

Bosch 'tan tam kare bir gövde üretmesini bekliyoruz :)

Yiğidi öldür hakkını yeme derler , Nikon'da benim yurtdışı makineme yetkili serviste ücretsiz ömür boyu bakım hizmeti verdiriyor :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sonra uzun yazarım, şimdi kısaca yazıyorum:

85mm F1.8 AF-D var, uzun zamandır kullanıyorum. 2 ay evvel 85mm F1.4 AF-S Nano aldım. Keşke çok daha önce alsaydım!

Mehmet hocam izninizle bir ekleme yapmak istiyorum , Mehmet hocanın yukarıda yazdığı seçiminin tamamen kendisinin çekim tarzı , hitap ettiği müşteri kitlesi ve kullandığı saha ile ilgili olduğunu genelde de en az iki gövde ile çalıştığını unutmayalım , örneğin çok uç örnekler olacak ama bir makro veya kuş fotoğrafçısının bu lens sahada hiç bir işine yaramayacaktır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar, bu konu çok uzar gider, teknik doğruları yazsak bile bazı arkadaşlar buna katılmazlar, tartışmanın sonu tatsız olabilir endişesindeyim.

Lens tercihi yaptığınız iş ve bu işi hangi seviyede yaptığınızla doğru orantılıdır.

Burda bir gelin damat dış çekim yapan insanı örnek alırsak:

- Biri sadece standart aralıktaki lens ile harici flaşı makinaya takarak çalışır, bu işin en kolay yoludur, hiç boş kalmaz, her hafta sonu doludur.

- İkincisi eline bir 50mm F1,8-1,4; olmadı 85mm F1,8 almıştır, bununla bol bokehli ürün üretip satar; bu arkadaş da her hafta sonu doludur.

- Diğeri sadece 70-200 tarzı lens kullanır, flaş hiç kullanmaz, bokeh zayıf noktasını kullanarak ürününü iyi satar, göz çukurları karanlık da olsa bokeh onu kapatır.

- Bir diğeri hem standart aralık hem de 70-200 kullanırken harici flaşı bir softbox+PocketWizard+asistan yardımıyla kullanır, bokeh silahı ve flaş tekniğiyle ürününü daha iyi satar; bu arkadaşın kıymeti daha az bilinir, çünkü fiyatı azcık yüksektir.

- Bir diğeri 85mm F1.4, 135 mm F2.0 gibi ürünler kullanır, flaşı beceremez, hele becerebilen ise daha göz alıcı renk başarımına ulaşır, ürün daha iyidir. Ama pahalıdır, biz ucuzcu bir milletiz, ona para vermemeye çalışırız. Halamın oğlunun tanıdığı daha ucuz çekiyordur.

Benim ürün portfolyomda düğün çekimi diğer dallardan daha azdır, çünkü talep az. Bunun nedeni gerek fiyat gerekse şimdiki gençlerin peşinden koştuğu hazır efektler. Adam hazır efekt kullandıktan sonra günün en iyi lenslerini kullansan ne kullanmasan ne? Bakınız instagrama, replicaya, cep tel ile harikalar yaratıyorlar ve bugünkü aklı havada kızların tümü bunu beğeniyor. Prensiplerime ters düştüğü için, beyaz dengesini bozan her türlü filtreye karşı direnmekteyim. Bi de ergen yaştaki gelinin kaprislerine katlanıp ona şaklabanlık yapacak yaşta değilim artık, bu yüzden benim gelinlerim hep 28 yaşın üzerindeki kızlar. NL için bu normal değil, buradaki gençler hala iç+orta+doğu Anadalou'dan çıktıkları çağdalar büyük bir kısım olarak çünkü, yani 20'sinde evlenmek hala normal :)

Tüm buna rağmen beni tercih edenler 30-40 yıl sonra geri dönüp düğününde giydikleri elbisenin detaylarını overexposure olmamış çekimlerden rahatlıkla görebilirler. Gerçek görüntüyü isteyip şahsımı tanıyanlar beni tercih ediyorlar, ben de onlara elimden gelen en iyi ürünü vermeye çalışıyorum. İşte:

Bu en iyi ürün noktasında, 70-200mm VRII Nano ile yakalayamadığım renk başarımını, kontrastı, detayı 85mm F1,4 ile artık yakalıyorum. Geçen bir portre fotoğrafımın 2x3 metre boyutlarındaki baskısını görmek benim için de sürpriz oldu, adam evine asmıştı. İşte orada 85 mm F1,4 nano ne demekmiş tam olarak anladım. Değil 1,8 versiyonu ile, bir önceki 1,4 AF-D versiyonu ile bile aralarında dağlar kadar fark var. Bunu sadece çok kaliteli ve kalibre edilmiş monitörler değil, bu şekildeki büyük ve kaliteli baskılarda anlayabiliyoruz. En son 85 mm ile bir şirketin ürünlerini çektim, 2015 yılında takvim ve diğer promosyonlar için kullanıyorlar. Piyasaya çıkınca paylaşıcam. Gerçekten çok fark var, yani bir 70-200 ile bunu elde edemiyoruz maalesef.

Bir adım daha ileri gidecem. Biliyorsunuz, 14-24, 24-70 ve 70-200 serisinin nano versiyonlarınu kullanıyorum. Bu 85 mm den sonra aklım şimdi 24 mm F1,4'de :) . Ondan sonra keyfe keder 35 mm F1,4 alırım inşaallah. Yani 85mm nin beni ne hale getirdiğini anlayın. öyle ki bir zamanların DC (defocus control) lenslerini bile tercih etmeyecek kadar.

Mesela şu kareyi o ortamda bir 70-200 mm ile çekemezdim, hem alan darlığı hem de ışık azlığı+ flaş yasağından:

post-1343-0-93757300-1416356335_thumb.jp

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Sende sohbete katıl

Önce yorumunu yaz sonra üye ol. Eğer bir hesabınız varsa, hesabınızla göndermek için şimdi oturum açın

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Eklediğiniz Link Otomatik Olarak Embed Çevrilmiştir..   Sadece yazı link haline çevir

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editörü Temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.