İçeriğe git

yeni makinem d300 oldu.


Macit NALLIHAN

Recommended Posts

2 d800e. 1 adet d810 ve 2 adet d700 ve en son olarak 2 adet d300 ü inceledim

Şans eseri çok temiz 5.000 shutter da d300 elime geçince hiç düşünmeden d300 de karar kaldım

Makina sıfırdan farksız, pırıl pırıl

Daha önce farklı 2-3 marka dslr kullanmıştım

Hiç biri benim elime bu kadar iyi oturmadı

Hiç birinin deklanşör sesi 35mm slr ye yakın değildi

Tuşların dizilişi mükemmel

Menülere erişim inanılmaz kolay

Tek sevmediğim nokta tmenü tekerleğin ortasında ok tuşu yok

D700 de var bunda yok

Resmi + yada - ile büyütebiliyorum

Tekerleğin merkezine basınca da çekilen kareyi büyütmesi lazım diye düşünüyorum

Yalnız denemelerim sonuçsuz kaldı

Başaramadım.

kısaca kalan para ile iyi bir/iki prime lens alıp yoluma bakacağım

50 mm , yada 85mm olur ( af siz Manuel lens )

Af li lense bütçem el vermiyor.

Gerekirse metal adaptör + lens şeklinde kullanabilirim

Sonuçta portre ağırlıklı çekim yapacağım 30cm- 6 metre yi fokuslasın yeterli olacaktır

Bu şekilde geçmişte d300 kullanan arkadaşlar deneyimlerini yazarsa sevinirim.

Özellikle keskin ve portre için önereceği lens olursa sevinirim (50mm, 85mm)

....manuel , AF siz

Saygılar,

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Makineniz hayırlı olsun.

Aynı gövdeden uzun yıllar birden fazla kopya kullandım, halen elimde bir kopyası var. D70 modelinden sonra gripsiz olarak ele oturan ilk modeldi benim için de, tıpkı sizin yazdığınız gibi.

Curser tuşunun tam ortasına basılınca 4 yön haricinde bir de merkeze yönlendirme yapar, bunun "ok" tuşuyla vazifesi aynı değildir. Mesela netleme noktasını hızlıca merkeze çekmek için buna basarsınız, mesela menüde bir sekmeye girebilmek için buna basarsınız. Ama yanılmayın, bazen "ok" manasında işler yaparken bazen yapmaz, bu, dizayn eden mühendisin donanıma göre tercihidir.

Curser'in orta noktasına basınca fotoğrafı büyütmesi sizin isteğinizdir, böyle bir kural yoktur. Her gövdenin kendine göre farklı dizaynı var. Mesela D3'te de özel bir tuşa basıp aynı zamanda arka tekerleği döndürürseniz fotoğrafta zoom yapar. Şimdi buna ne diyelim, yanlış dizayn ettiniz düzeltin şunu mu?

İhtiyacınız olan portre lensi hedefini ucuza maletmek adına AF'den ödün vermeniz bazen satın aldığınız ürünlerin toplam maliyetinin aslında iyi bir AF lense denk geldiğini sonradan farkedebilirsiniz. Yani bir 85mm portre için en uygun odak noktasıdır ve F1,8 AF-D versiyonu 200-250 euro aralığındadır. Buna bütçe yetmiyorsa bu kez 50 mm (asla bir portre lensi değildir, bu gövdede 1,5 çarpandan dolayı portre amaçlı kullanılabilir!) F1,8 modeline yönelebilirsiniz.

Yine aynı noktada maliyet açısından bir 18-105mm tek lensle işi bitirmek adına hem portre hem de diğer amaçlar için kullanılabilir.

özetle, ucuza maledecem derken manuel lenslere büyük paralar kaptırmayın, çünkü bit pazarına nur yağmıyor artık.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

2012 yılında yine bu sitede yayınlanan şu makalemi biraz gülümsemek için biraz da bu sorunuza belki yardımcı olur niyetiyle okumanızı isterim. Makalede isimleri anılan arkadaşlar o tarihlerde bu sitede faal olan kullanıcılardır:

HER İŞ İçİN AYRI LENS Mİ?

10.06.2012

Nikontürk'deki arkadaşlarımdan aldığım mesajlarda öne çıkan en önemli konu bu.

55-200 alsam hem portre, hem makro, hem de tele zoom olarak kullanabilir miyim? Yoksa yanına bir tane 50 mm F1,8 mi daha uygun bir portre lensi olur? Sigma 70-300 mm'de makro özelliği varmış ama?

Bu sorulardan anladığım şudur: Gerek üretici firmalar, gerekse satıcılar amaçlarına ulaşmışlar. Yani bu işe yeni başlayan insanların kafaları yeterince karışmış. Birde yüzlerce forumdaki klavye arkasına saklanmış uyanık satıcıların art niyetli tavsiyeleri buna eklenince. Satıcıların depolarında hangi mal daha fazlaysa o malı bu potansiyeldeki müşteriye kolayca kakalıyorlar. Kusura bakmayın ama bu kelime buraya cuk oturdu.

Türk forumlarında şarlatan mertebesindeki kullanıcıları da hemen farkediyoruz, itiraz ediyoruz ama onlarca kullanıcı üzerimize çullanıyor, sonra bakıyoruz ki aslında o forum sitesi birilerinin sanal satışına hizmet ediyor. Ya da yeni yetme bir fırlama sırf marka manyaklığı hastalığı yüzünden her soruya aşık olduğu markanın modellerinin reklamını yaparak cevap veriyor, aaa bak, komşu da "Canan" almış biz de ondan alalım mantığıyla satın almalar gerçekleşiyor. Sanyo olunca Saniye, Vestel olunca da Vasfiye mi diycektik? Burda Tamer arkadaşım aklıma geldi nedense (Akın bunun günahı senin), Nikon olunca "Bikor"um feleğini şaşırırsın!

Her ne kadar yurt dışında yaşıyor olsak bile biz gurbetçiler TR'deki sizlerle beraber yaşıyoruz; aynı tv kanallarını izliyor, aynı gazeteleri okuyor, aynı forum sayflarını takip ediyoruz. Sizden tek fazlamız oturduğumuz ülkenin dilini konuşuyor olmanın avantajıyla aynı şeyleri bu kez bu ülkeye ait sitelerde de yapıyor olmamız.

Ama bu bize büyük bir avantaj sağlıyor: Karşılaştırmak, mukayese etmek.

İşte zurnanın zırt dediği yer burda. Mukayese, farklılıkları farketmemizi sağlıyor biz gurbetçilere. Bir Avrupalı ile bir Amerikalının farkını biz farkedebiliyoruz, bunu 30 yıl yaşadığım TR'de anlayamadım. Bir Avrupalı ile bir Türk'ün mantığının farkını çok iyi biliyoruz.

Durum böyle olunca TR'deki satın almaların çoğunun fiyat ekseninde olduğu ortaya çıkıyor. Bundaki en büyük etken gelir durumu. Daha çok özelliği daha az maliyetle satın almaya çalışıyor insanlar. Haklılar, saygım var. Ancak biraz okumayı alışkanlık etseler durum çok farklı olacak. Acelece bir satın alma fiili gerçekleştirmek yerine konuyu zamana yayarak daha isabetli bir seçim yapacaklar.

Her türlü satın almada kendimize sormamız gereken aşağı yukarı sabit bir kaç soru vardır. Bu soruların cevaplarına göre satın almayı gerçekleştirmek en az zarara yol açar:

- Ne almalıyım?- Neden almalıyım?- Ne kadar süre ile bu ürünü kullanabilirim?- Tecrübe sahibi insanlar ne kullanıyor?

Giriş seviyesinde bir kullanıcı ortalama bir giriş seviyesi gövde ile yanında 18-55 mm lens alıyor. Yaklaşık bir ay sonra nedense bu 18-55 mm bu arkadaşa yetmiyor! Halbuki ben o lense o kadar güveniyorum ki, her şeyi yapabiliyor o fiyata göre.

Vay be, adam DSLR'i boynuna asınca önünde şöööle uzun da bir lens olsa kızlara ne hava atar aslında. Olmadı, gidip bunun yanın da bi tane uzun olanından alalım. Ustalar 55-200 diyor ama yok yok, ben makrosu da olan Sigma, Tamron gibi bilumum zerzevatı üzerinde bulunduran bir 70-300 mm alayım, ne de olsa 100 mm daha fazla yakınlaştırıyor, hem de çük gibi uzuyor işte, daha havalı olur.

Halbuki mızrak çuvala sığmaz, o kadar uzayan şeyin kontrol altında tutulabilmesi için bi de tripot lazım olcak; ağzıyla kuş tutsa bile 220 mm den sonra asla yeterli keskinliği elde edemiycek. Kaldı ki üzerinde yazan makro yazısını bilecek ama büyütme oranından bi haber, çektiği makroların gerek keskinliğini gerekse yetersiz büyüklüğünden 2 ay sonra şikayet edecek. Nedir ki bu 1:2 büyütme ile 1:1 büyütme oranı, sorsanız bir haber, halbuki google amca herşeyi anlatıyor, ama onun okumaya vakti yok.

Yok yok olmadı, 70-300 ü satayım, bak şu forumdaki herif doğru söylüyormuş meğer, gidip bi 55-200 alayım. Hem portre de iyi olurmuş bununla.

Ya nedense bilmemne "pohotograpy" gibi arka planı uçuramıyorum (bokehten bahsediyor). Ne lazım buna, .......marketteki adam 50 mm f1,8 ile olur o anca dedi. Hemen aldım bi tane. Ama ne bileyim, f1,8 ile gözleri netlesem burun/kulaklar flu, onları netlesem modelin yüzü flu, nedir bu işin sırrı acaba?

Yok bu body ile portre olmuyor arkadaş, gidip şu yeni çıkan, hem başında hem sonunda harf olan rakamlı modeli mi alsam?

Evet, şimdi tam bir dejavu.

Portreye ayrı gövde, manzaraya ayrı gövde, makroya ayrı gövde.

E hani giriş seviyesi idik?

Evet, acı bir gerçek ama giriş seviyesi ürünlerde piyasada dönen para o kadar yüksek ki, profesyonel fotoğrafçılar bile pro ekipmanlarına bu denli para yatırmıyorlar herhalde.

çünkü hesap basit; ne iş yapacağım, bu iş için uygun olan ekipman hangisi? Bu sorulara satıcı güzel kız cevap verirse durum vahim. Ama fotoğraf ekipmanları konusunda tecrübeli bir fotoğrafçı cevap verirse uzun vadede kazançlı olursunuz.

Dikkat edin, bir profesyonel fotoğrafçı demiyorum; bana göre her iyi fotoğrafçı ekipmandan anlamıyor çünkü. Kompozisyonu yetersiz öyle fotoğrafçılar tanıyorum ki ekipmanlar adamın önünde dize geliyor, adam ekipmanın ciğerini biliyor, tekniği müthiş, gel gelelim bir kadrajda o kompozsiyonu yakalamaktan aciz.

İşte teknik ile sanatın ince çizgisi burda. Ben kendim için de aynı şeyi düşünüyorum, kompozisyonuma asla güvenmiyorum. Ancak hangi ekipmanın hangi şartlarda hangi setupta kullanılması gerektiği konusunda kompozisyonumdan çok daha iyi olduğumu düşünüyorum.

50 mm F1,8 PORTRE LENSİ DEĞİLDİR, MAKRO LENSİ ASLA DEĞİLDİR!

Evet iddia ediyorum, itirazı olan varsa teknik argümanlarıyla buyursun, beni ikna etsin.

Evet, alışılageldinizden daha fazla objeye yakınlaşmanızı imkan tanır ama asla bir 1:1 büyütme oranı sağlayamaz (ters bağlamadıktan sonra).

Uygun fiyatından dolayı herkesin çantasında bir adet bulunur, çok yerde hayat kurtarır, APSC sensörden dolayı (DX hikayesi yani) odak noktası 75 mm lere tekabül eder, durum böyle olunca da birden bire bir portre lensi olup çıkıverir bizim ülkemizde, çünkü ucuz. Hele bi de f1,4 olanına ulaşırsa acemi kardeşim benim, yorum aynen böööle: "Dadından yinmez beee!"

Literatür der ki:

35 mm sensör (ya da film) baz alınmak kaydıyla, 85-130 mm arası portre için en uygun aralıktır. Bunu ben demedim, gidin wikipediaya sorun, uzmanlar buna böyle karar vermiş.

Nerde kaldı şimdi sizin 50 mm lik lensinizin DX çarpanlı gövdedeki 75 mm lik odak noktası?

E o zaman bi 105 mm makro alalım, hem de Sigma, Tamron, Tokina gibi markalara yöneliriz daha ucuz olur, hem makro hem portre geçinir gideriz abi yaaa?

Hesap basit, 105 mm x 1,5 DX çarpanı = 157,5 mm. Wikipedia kızar sana sonra, ben karışmam.

E iyi diyon da abi ne alcaz?

Portre mi çekicen kardeşim? 85 mm F1,4 alacaksın. Paran yetmedi mi, o zaman F1,8 olanını alacaksın. O da mı olmuyo? Sen giriş seviyesinde bir kullanıcısın demektir, 55-200 mm lik Nikkor lens ile bu işi yapmaya devam edeceksin, en iyi sonucu en az maliyetle bu lensle alırsın kardeşim. İtirazı olan temmuz ayında beni İstanbul, Adapazarı, Adana, Sivas, Samsun, Trabzon, Rize, Artvin güzergahında denk getirip bir güzel ıslatabilir. Niyeti ciddi olanlara araç plakasını da verebilirim

Abi makroyu neetçez?

E dedik ya, uygun olanı 105 mm makro, paran yetiyosa Nikkor 200 mm var, dadından yinmiyo emme biraz duygusal kalıyo. 105 mm de hangi markayı alırsan al, aralarında çok büyük fark yok, sadece biraz tad farkı, o da tuzundan baharatından. Haaa, sakın Nikkor 105 mm yi, hem de 1970 ten bugüne kadar üretilen her versiyonunu bunların arasına koymayın, o işinin uzmanıdır.

DX kullanıcısı kardeşim, Nikon 60 mm makroyu hiç hesapladın mı acaba portrede ne olur, nasıl olur diye?

Hadi şimdi biraz da siz düşünün.

Güzel bir pazar günü dileğiyle, Hollanda'dan selamlar.

Mehmet Köse

10.06.2012

www.mehmetkose.com

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yazı güzel

Ben prime lens haricinde lens kullanmaktan hoşlanmayan biriyim

Nedeni bilmiyorum.

İlk etapta 50mm 1.8d alıp az makinaya ısınma düşüncem var

85mm ilk etapta bütçemi ciddi şekilde zorlayacaktır.

Saygılar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

2012 yılında yine bu sitede yayınlanan şu makalemi biraz gülümsemek için biraz da bu sorunuza belki yardımcı olur niyetiyle okumanızı isterim. Makalede isimleri anılan arkadaşlar o tarihlerde bu sitede faal olan kullanıcılardır:

HER İŞ İçİN AYRI LENS Mİ?

10.06.2012

Nikontürk'deki arkadaşlarımdan aldığım mesajlarda öne çıkan en önemli konu bu.

55-200 alsam hem portre, hem makro, hem de tele zoom olarak kullanabilir miyim? Yoksa yanına bir tane 50 mm F1,8 mi daha uygun bir portre lensi olur? Sigma 70-300 mm'de makro özelliği varmış ama?

Bu sorulardan anladığım şudur: Gerek üretici firmalar, gerekse satıcılar amaçlarına ulaşmışlar. Yani bu işe yeni başlayan insanların kafaları yeterince karışmış. Birde yüzlerce forumdaki klavye arkasına saklanmış uyanık satıcıların art niyetli tavsiyeleri buna eklenince. Satıcıların depolarında hangi mal daha fazlaysa o malı bu potansiyeldeki müşteriye kolayca kakalıyorlar. Kusura bakmayın ama bu kelime buraya cuk oturdu.

Türk forumlarında şarlatan mertebesindeki kullanıcıları da hemen farkediyoruz, itiraz ediyoruz ama onlarca kullanıcı üzerimize çullanıyor, sonra bakıyoruz ki aslında o forum sitesi birilerinin sanal satışına hizmet ediyor. Ya da yeni yetme bir fırlama sırf marka manyaklığı hastalığı yüzünden her soruya aşık olduğu markanın modellerinin reklamını yaparak cevap veriyor, aaa bak, komşu da "Canan" almış biz de ondan alalım mantığıyla satın almalar gerçekleşiyor. Sanyo olunca Saniye, Vestel olunca da Vasfiye mi diycektik? Burda Tamer arkadaşım aklıma geldi nedense (Akın bunun günahı senin), Nikon olunca "Bikor"um feleğini şaşırırsın!

Her ne kadar yurt dışında yaşıyor olsak bile biz gurbetçiler TR'deki sizlerle beraber yaşıyoruz; aynı tv kanallarını izliyor, aynı gazeteleri okuyor, aynı forum sayflarını takip ediyoruz. Sizden tek fazlamız oturduğumuz ülkenin dilini konuşuyor olmanın avantajıyla aynı şeyleri bu kez bu ülkeye ait sitelerde de yapıyor olmamız.

Ama bu bize büyük bir avantaj sağlıyor: Karşılaştırmak, mukayese etmek.

İşte zurnanın zırt dediği yer burda. Mukayese, farklılıkları farketmemizi sağlıyor biz gurbetçilere. Bir Avrupalı ile bir Amerikalının farkını biz farkedebiliyoruz, bunu 30 yıl yaşadığım TR'de anlayamadım. Bir Avrupalı ile bir Türk'ün mantığının farkını çok iyi biliyoruz.

Durum böyle olunca TR'deki satın almaların çoğunun fiyat ekseninde olduğu ortaya çıkıyor. Bundaki en büyük etken gelir durumu. Daha çok özelliği daha az maliyetle satın almaya çalışıyor insanlar. Haklılar, saygım var. Ancak biraz okumayı alışkanlık etseler durum çok farklı olacak. Acelece bir satın alma fiili gerçekleştirmek yerine konuyu zamana yayarak daha isabetli bir seçim yapacaklar.

Her türlü satın almada kendimize sormamız gereken aşağı yukarı sabit bir kaç soru vardır. Bu soruların cevaplarına göre satın almayı gerçekleştirmek en az zarara yol açar:

- Ne almalıyım?- Neden almalıyım?- Ne kadar süre ile bu ürünü kullanabilirim?- Tecrübe sahibi insanlar ne kullanıyor?

Giriş seviyesinde bir kullanıcı ortalama bir giriş seviyesi gövde ile yanında 18-55 mm lens alıyor. Yaklaşık bir ay sonra nedense bu 18-55 mm bu arkadaşa yetmiyor! Halbuki ben o lense o kadar güveniyorum ki, her şeyi yapabiliyor o fiyata göre.

Vay be, adam DSLR'i boynuna asınca önünde şöööle uzun da bir lens olsa kızlara ne hava atar aslında. Olmadı, gidip bunun yanın da bi tane uzun olanından alalım. Ustalar 55-200 diyor ama yok yok, ben makrosu da olan Sigma, Tamron gibi bilumum zerzevatı üzerinde bulunduran bir 70-300 mm alayım, ne de olsa 100 mm daha fazla yakınlaştırıyor, hem de çük gibi uzuyor işte, daha havalı olur.

Halbuki mızrak çuvala sığmaz, o kadar uzayan şeyin kontrol altında tutulabilmesi için bi de tripot lazım olcak; ağzıyla kuş tutsa bile 220 mm den sonra asla yeterli keskinliği elde edemiycek. Kaldı ki üzerinde yazan makro yazısını bilecek ama büyütme oranından bi haber, çektiği makroların gerek keskinliğini gerekse yetersiz büyüklüğünden 2 ay sonra şikayet edecek. Nedir ki bu 1:2 büyütme ile 1:1 büyütme oranı, sorsanız bir haber, halbuki google amca herşeyi anlatıyor, ama onun okumaya vakti yok.

Yok yok olmadı, 70-300 ü satayım, bak şu forumdaki herif doğru söylüyormuş meğer, gidip bi 55-200 alayım. Hem portre de iyi olurmuş bununla.

Ya nedense bilmemne "pohotograpy" gibi arka planı uçuramıyorum (bokehten bahsediyor). Ne lazım buna, .......marketteki adam 50 mm f1,8 ile olur o anca dedi. Hemen aldım bi tane. Ama ne bileyim, f1,8 ile gözleri netlesem burun/kulaklar flu, onları netlesem modelin yüzü flu, nedir bu işin sırrı acaba?

Yok bu body ile portre olmuyor arkadaş, gidip şu yeni çıkan, hem başında hem sonunda harf olan rakamlı modeli mi alsam?

Evet, şimdi tam bir dejavu.

Portreye ayrı gövde, manzaraya ayrı gövde, makroya ayrı gövde.

E hani giriş seviyesi idik?

Evet, acı bir gerçek ama giriş seviyesi ürünlerde piyasada dönen para o kadar yüksek ki, profesyonel fotoğrafçılar bile pro ekipmanlarına bu denli para yatırmıyorlar herhalde.

çünkü hesap basit; ne iş yapacağım, bu iş için uygun olan ekipman hangisi? Bu sorulara satıcı güzel kız cevap verirse durum vahim. Ama fotoğraf ekipmanları konusunda tecrübeli bir fotoğrafçı cevap verirse uzun vadede kazançlı olursunuz.

Dikkat edin, bir profesyonel fotoğrafçı demiyorum; bana göre her iyi fotoğrafçı ekipmandan anlamıyor çünkü. Kompozisyonu yetersiz öyle fotoğrafçılar tanıyorum ki ekipmanlar adamın önünde dize geliyor, adam ekipmanın ciğerini biliyor, tekniği müthiş, gel gelelim bir kadrajda o kompozsiyonu yakalamaktan aciz.

İşte teknik ile sanatın ince çizgisi burda. Ben kendim için de aynı şeyi düşünüyorum, kompozisyonuma asla güvenmiyorum. Ancak hangi ekipmanın hangi şartlarda hangi setupta kullanılması gerektiği konusunda kompozisyonumdan çok daha iyi olduğumu düşünüyorum.

50 mm F1,8 PORTRE LENSİ DEĞİLDİR, MAKRO LENSİ ASLA DEĞİLDİR!

Evet iddia ediyorum, itirazı olan varsa teknik argümanlarıyla buyursun, beni ikna etsin.

Evet, alışılageldinizden daha fazla objeye yakınlaşmanızı imkan tanır ama asla bir 1:1 büyütme oranı sağlayamaz (ters bağlamadıktan sonra).

Uygun fiyatından dolayı herkesin çantasında bir adet bulunur, çok yerde hayat kurtarır, APSC sensörden dolayı (DX hikayesi yani) odak noktası 75 mm lere tekabül eder, durum böyle olunca da birden bire bir portre lensi olup çıkıverir bizim ülkemizde, çünkü ucuz. Hele bi de f1,4 olanına ulaşırsa acemi kardeşim benim, yorum aynen böööle: "Dadından yinmez beee!"

Literatür der ki:

35 mm sensör (ya da film) baz alınmak kaydıyla, 85-130 mm arası portre için en uygun aralıktır. Bunu ben demedim, gidin wikipediaya sorun, uzmanlar buna böyle karar vermiş.

Nerde kaldı şimdi sizin 50 mm lik lensinizin DX çarpanlı gövdedeki 75 mm lik odak noktası?

E o zaman bi 105 mm makro alalım, hem de Sigma, Tamron, Tokina gibi markalara yöneliriz daha ucuz olur, hem makro hem portre geçinir gideriz abi yaaa?

Hesap basit, 105 mm x 1,5 DX çarpanı = 157,5 mm. Wikipedia kızar sana sonra, ben karışmam.

E iyi diyon da abi ne alcaz?

Portre mi çekicen kardeşim? 85 mm F1,4 alacaksın. Paran yetmedi mi, o zaman F1,8 olanını alacaksın. O da mı olmuyo? Sen giriş seviyesinde bir kullanıcısın demektir, 55-200 mm lik Nikkor lens ile bu işi yapmaya devam edeceksin, en iyi sonucu en az maliyetle bu lensle alırsın kardeşim. İtirazı olan temmuz ayında beni İstanbul, Adapazarı, Adana, Sivas, Samsun, Trabzon, Rize, Artvin güzergahında denk getirip bir güzel ıslatabilir. Niyeti ciddi olanlara araç plakasını da verebilirim

Abi makroyu neetçez?

E dedik ya, uygun olanı 105 mm makro, paran yetiyosa Nikkor 200 mm var, dadından yinmiyo emme biraz duygusal kalıyo. 105 mm de hangi markayı alırsan al, aralarında çok büyük fark yok, sadece biraz tad farkı, o da tuzundan baharatından. Haaa, sakın Nikkor 105 mm yi, hem de 1970 ten bugüne kadar üretilen her versiyonunu bunların arasına koymayın, o işinin uzmanıdır.

DX kullanıcısı kardeşim, Nikon 60 mm makroyu hiç hesapladın mı acaba portrede ne olur, nasıl olur diye?

Hadi şimdi biraz da siz düşünün.

Güzel bir pazar günü dileğiyle, Hollanda'dan selamlar.

Mehmet Köse

10.06.2012

www.mehmetkose.com

Mehmet hocam küçük bir sorum olacaktı. Neden hep 55-200mm den bahsediliyor?. 55-300mm kullanıcısıyım ben. bu ikisi arasındaki farkı açıklayabilir misiniz acaba ?
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

55-200 uzun yıllardır var. Önce VR'siz modeli çıktı, ardından VR'li modeli çıktı ve yeterince test edilebildi. 55-300 mm daha sonra çıktı, daha geniş aralığın verdiği dezavantajla (biliyorsun, ne kadar geniş aralık o kadar düşük performans, her konuda (keskinlik, kontrast, renk vs.)) performans olarak biraz daha düşük gibi değerlendirildi. 55-200 VR'li model en açık diyaframda artalanda hoş bir etki bırakan diyafram bıçaklarına sahip, bunu insanlar seviyor. Ama bu demek değildir ki 55-300 kÖtü bir lens. Ne kadar para o kadar kÖfte olayı. Değişmeyen bir fizik/optik kuralı var ki çok zoom demek daha düşük performans demek. Bu farkları gÖrebilmek için de hem yeterli teknik donanım hem de yeterli fotoğraf bilgisi gerekiyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

55-200 uzun yıllardır var. önce VR'siz modeli çıktı, ardından VR'li modeli çıktı ve yeterince test edilebildi. 55-300 mm daha sonra çıktı, daha geniş aralığın verdiği dezavantajla (biliyorsun, ne kadar geniş aralık o kadar düşük performans, her konuda (keskinlik, kontrast, renk vs.)) performans olarak biraz daha düşük gibi değerlendirildi. 55-200 VR'li model en açık diyaframda artalanda hoş bir etki bırakan diyafram bıçaklarına sahip, bunu insanlar seviyor. Ama bu demek değildir ki 55-300 kötü bir lens. Ne kadar para o kadar köfte olayı. Değişmeyen bir fizik/optik kuralı var ki çok zoom demek daha düşük performans demek. Bu farkları görebilmek için de hem yeterli teknik donanım hem de yeterli fotoğraf bilgisi gerekiyor.

Gayet iyi anladım Mehmet hocam. çünkü ben de artık 18-55 den sonra lens alma vakti gelince lens almak için yaklaşık 3 ay araştırdım ve doğal olarak 55-200mm mi yoksa 55-300mm mi alsam diye ikilem arasında kaldım.sonra dedim 300mm 1.5 crop ile 450 mm olacaktır. bu da uzaktaki nesneleri yakına getirmekte gayet iyi olacaktır.çünkü benim çok fotoğrafım var 55-300 ile çekilen ve 200mm yi aşan. tabi tripod yoksa 55-200mm ye göre fotoğrafın kalitesini baya azaltacağız ki titreme minimum olsun en azından. çünkü 300mm de titreme olmaması çok zor eldeyken. hani bir kural vardır ya titremenin en az olması için en az milimetre kadar enstantane(yani 300mm ise enstantane en az 1/300 olacak). 1/300 enstantaneyi de gece bulmak hayal gibi :) çok teşekkür ediyorum tekrar hocam bilgilerinizle aydınlattığınız için. Selam ile....
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ertan bey ben 2 sini de kullandım 55-200 ün bir seviye daha iyi olduğunu düşünüyorum. fiyat olarak da makul..ancak 300mm de güzel bir odak l nefis ay çektim ben 300mm de

http://2.bp.blogspot...e%2B%282%29.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

D700 de şöyle bir seçenek var idi

5 kare Çek, sonuçta 1 adet olarak çıktıyı ver

İngilizce olarak multiple Exposure denen şey

Ardışıl olarak çektiğimiz 5 kareyi tek kare olarak üst üste bindiriyor işliyor

Yani makinanın kendisi bunu içerde yazılım ile yapıyor diye biliyorum

D300 de bu seçeneği bulamadım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

50mm 1.8D lensimi en sonunda alabildim

Açıkcası 75mm 1.8D dersem daha doğru olur (x1.5)

Lensi İlk taktığımda Fee hatası verdi

Altaki diyafram bileziğini çevirerek en kısık diyaframa geitrince A/M turuncu tırnak kitlendi (f22 de)

lens f22 ye kitlediğinde sorun kayboldu( çözüldü)

Sanırım makina sabit diyafram değerini referans alarak 22-1.8 aralığını kendi atıyor

Eski 35mm Filmli makinalardada llensi kitleyen böyle tırnaklar vardı

Tırnak kitlediğinde makina seçilen enstantaneye göre diyaframı kendi seçiyor ve atıyordu

D300 resetleyip P moduna alıp hızlı bir test yaptım

P modunda çeşitli uzaklıklara netleme yaparak 40-50 kare çektim

Diğer modalarda da sorun yaşamadım

Kafama takılan ben M modunda 1/400, 400 ASA, f11 gibi değerler girdikten sonra

diyafram bileziğini elle çevirerek 11 değerine getirmek istediğimde getiremedim

Tamamen manuel olarak bu lensi kullanmak istiyorum

Menü den sanırım birşeyleri on/off yapmak gerekiyor

Bilgisi olan paylaşırsa sevinirim

Saygılar,

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

FE hatası vermeye devam eder. Çünkü lensin üzerindeki bir Çentik makinanın ilgili birimine "ben diyafram bilezikliyim ve seninle iletişim kuruyorum" bilgisini gönderiyor. Menüden bunu değiştirme imkanı var mı bilmiyorum, Çünkü hiÇ böyle bir şeye ihtiyacım olmadı. Ha lensin üzerindeki bileziği Çevirmişsin ha öndeki tekerleği Çevirmişsin. Hatta makina üzerinde daha küÇük adımlarla diyaframda daha fazla seÇeneğin olur. Bu zaten M modunda tam manuel Çalışmak demektir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben diğer dslr ler gibi düşünmüştüm

Onlarda MI/A Switch i M moduna getirince gövde iletişimi kesiyor ve diaframı istediğimiz değere elle çevirebiliyoruz diye biliyorum.

Bunda f22 ye kitlediimizda alet Auto moduna geçiyor ve gövde içerden 1-8-22 değerini objenin uzaklığına göre atıyor. Düz mantık alet dediğiniz gibi yapması gerekeni yapıyor. Kaza eserikullanıcının elle bileziği döndürmenin de kısmen önüne geçmiş oluyor.

Yalnız açık iken ne oluyor?, deneme imkanım olmadı. (Manuel modda)

yarın birde kilit açık iken (f22 ye kitlemeden) değişen ne olacak ona bakayım

lens kontrast ve renkleri oldukça iyi veriyor

Balkonda Kurtulmuş biberler vardı, test için onları çektim

D300 ve 50mm oldukça güzel çekti.

Resim eklemek isterdim ama pc İnternet'e bağlanmıyor

Hafta sonu servise bırakacağım

Tamir ettirdikten sonra ekleme imkanım olur

Yakın çekimlerde 2.8-4.0 da arka fonu başarılı şekilde öldürüyor

Saygılar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Mehmet Hocam,

Makinadan (Portrede) optimum verimi almak için ne önerirsiniz?

(Sadece menü kısmında yapılması gereken değişiklikler)

a1, a2, a3, a5, a8 kafama takılanlar

Bunlar İçin hangisini seçmem en uygun olur?

Yada Fabrika ayarları ile optimum sonuç alabilirmiyim?

internette 1-2 yazı okudum

birinin elma dediğine diğeri armut demiş

Sıkıldım, okumaktan vaz geçtim

Saygılar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...
2007 den beri çok severek d300 kullanıyorum ilk sahibiyim uzun yıllar da değiştirmeye lüzum görmüyorum. fotoğraf hobime para harcarsam bu öncelikle lens olur ya da karbon tripot

Kesinlikle Uzun yıllar makinalık yapıcak gövde.. 👠Sizin gibi bir sürü örnek vardır heralde !!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bende en az 15-20 sene d300 ü kullanmayı düşünüyorum

En iyi performansı almak için menülerde ne gibi değişiklikler yaptınız?

Yada kısaca 8 yılda tespit ettiğiniz incelikler neler diye sorayım?

Benim ilgi alanım portre %70 .. manzara çekimi %30

Diğer dalllar( makro, sokak fotoğrafçılığı..vs vs ) hiç ilgi alanıma girmedi

Saygılar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sende sohbete katıl

Önce yorumunu yaz sonra üye ol. Eğer bir hesabınız varsa, hesabınızla göndermek için şimdi oturum açın

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Eklediğiniz Link Otomatik Olarak Embed Çevrilmiştir..   Sadece yazı link haline çevir

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editörü Temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.