İçeriğe git

Nikkor 55-200mm yada Tamron 70-300mm ?


Recommended Posts

Merhaba arkadaşlar,

Nikon D90 kullanıcısıyım elimde 18-105mm ve 50mm objektiflerim var. Aslında Close up Filtrelerim var ama filtresiz macro çekebilmek adına 55-200mm düşündüm. Geçen günlerde objektif konusunda bir arkadaşımla tartışırken 70-300 neden düşünmüyorsun dedi. Sizden de tavsiyeler bekliyorum. Şimdiden teşekkürler ! :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ecem hanım,

Bence ucuz çözümlerin peşinde gitmektense, paranızı toparlayıp kendinize gerçek bir MAKRO lens alın. çünkü ben de uzatma tüpleri, close-up filtreleri baya bir uğraştım konuyla ilgili, ta ki 105mm Sigma Makro lens alana kadar bütün uğraşlarımın beyhude olduğunu anladım. Bir makro lensten alacağınız keyif inanınki teferruat ile uğraştığınız zamana yanacaksınız, inanın bana...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Asıl amacım direkt macro fotoğraflar çekmek değil. Çok fazla macro ile ilgilenen biri degilim daha çok manzara seviyorum 55-200mm lens almayı düşünüyorum zaten 24-70mm alacağım ama 55-200mm zoom da da yardımcı olabilir diye düşündüm?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben size şöyle bir öneride bulunayım siz paranızı biriktirin, bu arada makro çekmek için 50mm ye manuel bir makro tüp alın 30 tl civarı, ben önce kendim damacana ters bağlama aparatı vs. ile 35mm lik bir tane yapmıştım kötü denmeyecek fotoğraflar çektim bir kaçı profilimde var.Sonra gittim bir hevesle af makro tüp aldım o da ne :) manuel daha kolay netleniyor.Şöyle bir eksisi daha var tüpü takıyorsunuz normal fotoğraf çekemiyorsunuz, çıkarıyorsunuz makro çekemiyorsunuz.Şu an 70-300 (Tamron 70-30vc veya nikon 70-300vr) bakıyorum kuş filanda çekeyim diye düşünüyordum , kuş çekilmez yazılmış , diyaframlar 4-5.6 portrede çekilmez ne işe yarar anlamadım bu tür lensler:) Tabi dediklerim kullanıcı yorumları.70-300 lerler çok güzel kelebek fotoğraflayanlar, küçük kuşları çekenler var.Tamron 150-600 mü alsam diyorum her yere götürülmez gibi . Tamron 17-50 2.8 vc , 105mm macro, 150-600mmen azından bu üçlüyü toplamak gerek gibi.

50mm yazan makrolar nion 50mm f1.8 d ve bahsettiğim makro tüp ile çektiklerim. http://www.nikonturk.com/galeri/kisi/4874-huseyin-baykus/

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Telefotolarda yakınlaştırma filtreleri çok faydalı. Amacınız makro değilse 55-200mm VR ve bir yakınlaştırma filtresi kullanabilirsiniz, 18-118-105'ten daha fazla büyütme alırsınız diye tahmin ediyorum ve daha uzaktan çekmeye de fırsat verir.

Makro tüpleri ucuz ama makro delisi değilseniz dolabın bir kenarında yatmaya mahkumlar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çok teşekkür ederim güzel tavsiyeleriniz için. Fotoğraf güzel olmus bu arada :)

Kesinlikle aşırı bir macro delisi değilim o nedenle dedim 55-200mm ama teşekkür ederim tekrardan:):)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Açıkçası bende dün 50 mm lens aldım. Ve 55 200 vr dx g serisi lensi gördüm. Almayı düşündüm ama tavsiyelere kulak vermeden almak istemedim. Sanırım bu lensi kullanan kimse yok. Sormanıza rağmen bu lensi anlatmak yerine kendi ellerindekileri ankatmış herkes. 55 200 nasıl bir lens aralığıdır? Ona verilecek paraya değer mi? Kullanan ya da bilgiai olan varsa bende merak ediyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bende 50mm var. gerçekten portrede ve gece sokaklarda fotoğraf cekerken cok zevk alınan bir lens. Ve nikonun en iyilerinden biri bence. 55-200mm açıkçası bende almayı düşünüyorum. Bir arkadaşımdan alıp bir gün denedim ve gerçekten hoşuma gitti. Hem yakın çektiğinde hem uzak çektiğinde kadraja güzel kareler koyulabiliyor. Açısını sevdim. Kendime 55-200mm almaya karar verdim ben. Size de hayırlı olsun 50mm :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

şayet bahsettiğini lens Nikon 55-200mm f/4-5.6G IF-ED DX ise, ben kullanıyorum. Gerçekten fiyatına göre iyi performans veren bir lens. Gerçi bu da göreceli bir kavram, ne amaçla kullanacağınıza göre değişir. mesela kuş çekecekseniz 200mm kısa kalacak f/5.6 yavaş kalacaktır. Ama bu lens ile güzel portre denemeleri yapılabilir. siz ne amaçla kullanacaksınız?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bende 50mm var. gerçekten portrede ve gece sokaklarda fotoğraf cekerken cok zevk alınan bir lens. Ve nikonun en iyilerinden biri bence. 55-200mm açıkçası bende almayı düşünüyorum. Bir arkadaşımdan alıp bir gün denedim ve gerçekten hoşuma gitti. Hem yakın çektiğinde hem uzak çektiğinde kadraja güzel kareler koyulabiliyor. Açısını sevdim. Kendime 55-200mm almaya karar verdim ben. Size de hayırlı olsun 50mm :)

Kesinlikle. Daha çok yeni almama rağmen iki günde güzel kareler çektim. 50 mm hem fiyatıyla hemde keskinliğiyle çok kaliteli bir lens. Prime lensler içinde en twrcih edileni sanırım. 55 200 hiç test etme şansım olmadı ama en azından sen bakabilmişsin :) bende alıcam sanırım. Sanada hayırlı olsun. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

şayet bahsettiğini lens Nikon 55-200mm f/4-5.6G IF-ED DX ise, ben kullanıyorum. Gerçekten fiyatına göre iyi performans veren bir lens. Gerçi bu da göreceli bir kavram, ne amaçla kullanacağınıza göre değişir. mesela kuş çekecekseniz 200mm kısa kalacak f/5.6 yavaş kalacaktır. Ama bu lens ile güzel portre denemeleri yapılabilir. siz ne amaçla kullanacaksınız?

Evet bahsettiğimiz lens o. Portre için 50 mm yi aldım. Gayet memnunum şu anda. Zoom lens olarak kullanmayı düşünüyordum açıkçası. Önermez misiniz?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

50mm bir portre lensi değildir. Gerçi hangi lensi aldığınızı bilemiyorum ama D serisi bir lens aldığınızı var sayarak makineniz crop faktörü yüzünden yaklaşık 75mm gibi bir açı verir. Portre lensleri 85mm'den başlar. Ama genel olarak 110mm ve üzeri kullanılır. Ama forumlarda diyafram açıklığı ve ucuz olmasından dolayı 50mm lens portre lensi olarak kakalanır. Kulaktan dolma bilgilerle değil biraz işin tekniğini inceleyip okuduğunuzda crop gövdelerde 75mm gibi davranan 50mm D serisi lenslerin, 85mm'ye yaklaşmasından dolayı kabuledilebilir (burada anahtar kelime ''kabul edilebilir'') olduğunu göreceksiniz.

55-200mm kuş fotoğrafcılığına ilgi duymuyorsanız işinize yarayacaktır. Kesinlikle verdiğiniz paraya göre çok başarılı bir lenstir. Ama benim tavsiyem 55-200mm ile portre için kullanmanızdan yanadır. özellikle 100mm'den sonrasında.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

50mm bir portre lensi değildir. Gerçi hangi lensi aldığınızı bilemiyorum ama D serisi bir lens aldığınızı var sayarak makineniz crop faktörü yüzünden yaklaşık 75mm gibi bir açı verir. Portre lensleri 85mm'den başlar. Ama genel olarak 110mm ve üzeri kullanılır. Ama forumlarda diyafram açıklığı ve ucuz olmasından dolayı 50mm lens portre lensi olarak kakalanır. Kulaktan dolma bilgilerle değil biraz işin tekniğini inceleyip okuduğunuzda crop gövdelerde 75mm gibi davranan 50mm D serisi lenslerin, 85mm'ye yaklaşmasından dolayı kabuledilebilir (burada anahtar kelime ''kabul edilebilir'') olduğunu göreceksiniz.

55-200mm kuş fotoğrafcılığına ilgi duymuyorsanız işinize yarayacaktır. Kesinlikle verdiğiniz paraya göre çok başarılı bir lenstir. Ama benim tavsiyem 55-200mm ile portre için kullanmanızdan yanadır. özellikle 100mm'den sonrasında.

Hmm portre konusunda hiç bilgili değilim ama ilgiliyim. Lensi alalı iki gün oldu ki tavsiye üzerine almıştım. Ama etrafı çekerkende çok keskin iyi bi lens. Hemde dediğiniz gibi fiyat ve yaptığı iş çok başarılı ve ucuz. Diyafram 1.8 olması da cabası... 55 200 alacağım o zaman. Sizin tavsiyeniz ve kullanmış olmanız pozitif yorumlarınız sayesinde. iyi olacağına eminim. İki tane var ama. Birisi Vr li f 4 - 5.6 ... Diğeri vr siz f4.5 - 5.6... Aralarındaki fark çok fazlamıdır? Fiyat farkı baya varda...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hmm portre konusunda hiç bilgili değilim ama ilgiliyim. Lensi alalı iki gün oldu ki tavsiye üzerine almıştım. Ama etrafı çekerkende çok keskin iyi bi lens. Hemde dediğiniz gibi fiyat ve yaptığı iş çok başarılı ve ucuz. Diyafram 1.8 olması da cabası... 55 200 alacağım o zaman. Sizin tavsiyeniz ve kullanmış olmanız pozitif yorumlarınız sayesinde. iyi olacağına eminim. İki tane var ama. Birisi Vr li f 4 - 5.6 ... Diğeri vr siz f4.5 - 5.6... Aralarındaki fark çok fazlamıdır? Fiyat farkı baya varda...

VR'ın ne olduğunu biliyor musunuz? VR titreşim engelleme teknolojisidir. Bu teknoloji size 1,5-2 durak gibi avantaj sağlar. Bence VR'lı tercih edin. Zaten diyafram açıklığınız anca 55mm'de 4.5 olacak. Portre çekmeye kalktığınızda 200mm'de 5.6'ya fırlayacak diyafram. O pahalı dediğiniz VR size 2 durak kazandırması paha biçilmez olan anlar olacaktır.

Portre konusu her kullanıcının ilk ilgisini kabartan bir konudur ve internette bilen bilmeyen konu hakkında konuşur. Size 50 mm F/1.8'i kakalayan arkadaşla sıradan bir fotoğrafcıya gidip vesikalık çektirin. sonuçta adam bunu profesyonel olarak yapıyor ve çekim bittikten sonra diyafram açıklığını sorun. Sonra da o arkadaşın 50mm F/1.8 ile burnu net kulakları flu, patates suratlı fotoğraflarını internete koyun. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@Orçun edipoglu ;Portre ağırlıklı fakat manzara da da işimi görür. Çok abartı macro seven biri değilim, yakın çekim daha çok ilgimi cekebiliyor işte bu zamanlarda 55-200mm gerekli hale geliyor. Portre ve yakın çekimde güzel iş çıkaran bir lens. Ama macro için tabi ki daha iyi lensler almak lazım.

@metintimur teşekkürler :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

VR'ın ne olduğunu biliyor musunuz? VR titreşim engelleme teknolojisidir. Bu teknoloji size 1,5-2 durak gibi avantaj sağlar. Bence VR'lı tercih edin. Zaten diyafram açıklığınız anca 55mm'de 4.5 olacak. Portre çekmeye kalktığınızda 200mm'de 5.6'ya fırlayacak diyafram. O pahalı dediğiniz VR size 2 durak kazandırması paha biçilmez olan anlar olacaktır.

Portre konusu her kullanıcının ilk ilgisini kabartan bir konudur ve internette bilen bilmeyen konu hakkında konuşur. Size 50 mm F/1.8'i kakalayan arkadaşla sıradan bir fotoğrafcıya gidip vesikalık çektirin. sonuçta adam bunu profesyonel olarak yapıyor ve çekim bittikten sonra diyafram açıklığını sorun. Sonra da o arkadaşın 50mm F/1.8 ile burnu net kulakları flu, patates suratlı fotoğraflarını internete koyun. :)

Evet vr'ın ne olduğunu biliyorum. teşekkürler...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@Orçun edipoglu ;Portre ağırlıklı fakat manzara da da işimi görür. çok abartı macro seven biri değilim, yakın çekim daha çok ilgimi cekebiliyor işte bu zamanlarda 55-200mm gerekli hale geliyor. Portre ve yakın çekimde güzel iş çıkaran bir lens. Ama macro için tabi ki daha iyi lensler almak lazım.

@metintimur teşekkürler :)

Ecem hanım yakın çekim derken neyi anlatmaya çalıştığınızı anlayamadım. Muhtemel sahip olduğunuz 50mm f/1.8 D lens 45cm minimum netleme mesafesi varken bahsi geçen 55-200 lens 110cm minimum netleme mesafesi vardır.

Evet vr'ın ne olduğunu biliyorum. teşekkürler...

O zaman sıkıntı yok. Temel prensip; iyi para, iyi mal... :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Anlatamamış olabilirim. Mesela ben 50mm ile portre çekmek istiyorsam biraz daha yakın olmam gerekiyor ama 55-200mm ile daha uzak bir mesafeden de portre çekebilirim. (terimleri belki yanlış kullanıyor olabilirim ingilizce terimlere daha çok hakimim. O yüzden yanlış kullanmıs olabilirim)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Anlatamamış olabilirim. Mesela ben 50mm ile portre çekmek istiyorsam biraz daha yakın olmam gerekiyor ama 55-200mm ile daha uzak bir mesafeden de portre çekebilirim. (terimleri belki yanlış kullanıyor olabilirim ingilizce terimlere daha çok hakimim. O yüzden yanlış kullanmıs olabilirim)

50 mm ile çektiğiniz portrede şişmiş suratlar, bombelenmiş burunlar ile karşılaşırsınız. Sizin bu kuramınıza göre 18 mm de de portre çekersiniz tabii, kimse buna itiraz edemez, ama ne kadar doğru portre olduğu tartışılır.

Tabii bunu farkeden fotoğrafik göze belli bir tecrübeyle sahip olabiliyorsunuz. Bundan dolayı portrenin en doğru 130-150 mm aralığında olduğunu kabul eden bütün dünya en bombesiz, en doğru mesafenin bu olduğuna bir sürü karmaşık hesaplardan sonra ulaşmışlardır.

Ha, derseniz ki bütçem buna yetiyor, bunu anlarım, ama 50 mm ile portre çekilir diye ısrar etmek doğru bir şey değil. Bana göre bütçesi yetmeyen "sadece kafanın olduğu" portreler için 50 mm almamalı. 55-200 gibi hem ucuz hem de çok başarılı lenslerle bu işi daha doğru yapabilirler.

Artık temcit pilavı gibi oldu ama yine de bir harf öğretebilirim ümidiyle tekrar şunu paylaşma ihtiyacı duyuyorum:

HER İŞ İçİN AYRI LENS Mİ?

Nikontürk'deki arkadaşlarımdan aldığım mesajlarda öne çıkan en önemli konu bu.

55-200 alsam hem portre, hem makro, hem de tele zoom olarak kullanabilir miyim? Yoksa yanına bir tane 50 mm F1,8 mi daha uygun bir portre lensi olur? Sigma 70-300 mm'de makro özelliği varmış ama?

Bu sorulardan anladığım şudur: Gerek üretici firmalar, gerekse satıcılar amaçlarına ulaşmışlar. Yani bu işe yeni başlayan insanların kafaları yeterince karışmış. Birde yüzlerce forumdaki klavye arkasına saklanmış uyanık satıcıların art niyetli tavsiyeleri buna eklenince. Satıcıların depolarında hangi mal daha fazlaysa o malı bu potansiyeldeki müşteriye kolayca kakalıyorlar. Kusura bakmayın ama bu kelime buraya cuk oturdu.

Türk forumlarında şarlatan mertebesindeki kullanıcıları da hemen farkediyoruz, itiraz ediyoruz ama onlarca kullanıcı üzerimize çullanıyor, sonra bakıyoruz ki aslında o forum sitesi birilerinin sanal satışına hizmet ediyor. Ya da yeni yetme bir fırlama sırf marka manyaklığı hastalığı yüzünden her soruya aşık olduğu markanın modellerinin reklamını yaparak cevap veriyor, aaa bak, komşu da "Canan" almış biz de ondan alalım mantığıyla satın almalar gerçekleşiyor. Sanyo olunca Saniye, Vestel olunca da Vasfiye mi diycektik? Burda Tamer arkadaşım aklıma geldi nedense (Akın bunun günahı senin), Nikon olunca "Bikor"um feleğini şaşırırsın!

Her ne kadar yurt dışında yaşıyor olsak bile biz gurbetçiler TR'deki sizlerle beraber yaşıyoruz; aynı tv kanallarını izliyor, aynı gazeteleri okuyor, aynı forum sayflarını takip ediyoruz. Sizden tek fazlamız oturduğumuz ülkenin dilini konuşuyor olmanın avantajıyla aynı şeyleri bu kez bu ülkeye ait sitelerde de yapıyor olmamız.

Ama bu bize büyük bir avantaj sağlıyor: Karşılaştırmak, mukayese etmek.

İşte zurnanın zırt dediği yer burda. Mukayese, farklılıkları farketmemizi sağlıyor biz gurbetçilere. Bir Avrupalı ile bir Amerikalının farkını biz farkedebiliyoruz, bunu 30 yıl yaşadığım TR'de anlayamadım. Bir Avrupalı ile bir Türk'ün mantığının farkını çok iyi biliyoruz.

Durum böyle olunca TR'deki satın almaların çoğunun fiyat ekseninde olduğu ortaya çıkıyor. Bundaki en büyük etken gelir durumu. Daha çok özelliği daha az maliyetle satın almaya çalışıyor insanlar. Haklılar, saygım var. Ancak biraz okumayı alışkanlık etseler durum çok farklı olacak. Acelece bir satın alma fiili gerçekleştirmek yerine konuyu zamana yayarak daha isabetli bir seçim yapacaklar.

Her türlü satın almada kendimize sormamız gereken aşağı yukarı sabit bir kaç soru vardır. Bu soruların cevaplarına göre satın almayı gerçekleştirmek en az zarara yol açar:

- Ne almalıyım?- Neden almalıyım?- Ne kadar süre ile bu ürünü kullanabilirim?- Tecrübe sahibi insanlar ne kullanıyor?

Giriş seviyesinde bir kullanıcı ortalama bir giriş seviyesi gövde ile yanında 18-55 mm lens alıyor. Yaklaşık bir ay sonra nedense bu 18-55 mm bu arkadaşa yetmiyor! Halbuki ben o lense o kadar güveniyorum ki, her şeyi yapabiliyor o fiyata göre.

Vay be, adam DSLR'i boynuna asınca önünde şöööle uzun da bir lens olsa kızlara ne hava atar aslında. Olmadı, gidip bunun yanın da bi tane uzun olanından alalım. Ustalar 55-200 diyor ama yok yok, ben makrosu da olan Sigma, Tamron gibi bilumum zerzevatı üzerinde bulunduran bir 70-300 mm alayım, ne de olsa 100 mm daha fazla yakınlaştırıyor, hem de çük gibi uzuyor işte, daha havalı olur.

Halbuki mızrak çuvala sığmaz, o kadar uzayan şeyin kontrol altında tutulabilmesi için bi de tripot lazım olcak; ağzıyla kuş tutsa bile 220 mm den sonra asla yeterli keskinliği elde edemiycek. Kaldı ki üzerinde yazan makro yazısını bilecek ama büyütme oranından bi haber, çektiği makroların gerek keskinliğini gerekse yetersiz büyüklüğünden 2 ay sonra şikayet edecek. Nedir ki bu 1:2 büyütme ile 1:1 büyütme oranı, sorsanız bir haber, halbuki google amca herşeyi anlatıyor, ama onun okumaya vakti yok.

Yok yok olmadı, 70-300 ü satayım, bak şu forumdaki herif doğru söylüyormuş meğer, gidip bi 55-200 alayım. Hem portre de iyi olurmuş bununla.

Ya nedense bilmemne "pohotograpy" gibi arka planı uçuramıyorum (bokehten bahsediyor). Ne lazım buna, .......marketteki adam 50 mm f1,8 ile olur o anca dedi. Hemen aldım bi tane. Ama ne bileyim, f1,8 ile gözleri netlesem burun/kulaklar flu, onları netlesem modelin yüzü flu, nedir bu işin sırrı acaba?

Yok bu body ile portre olmuyor arkadaş, gidip şu yeni çıkan, hem başında hem sonunda harf olan rakamlı modeli mi alsam?

Evet, şimdi tam bir dejavu.

Portreye ayrı gövde, manzaraya ayrı gövde, makroya ayrı gövde.

E hani giriş seviyesi idik?

Evet, acı bir gerçek ama giriş seviyesi ürünlerde piyasada dönen para o kadar yüksek ki, profesyonel fotoğrafçılar bile pro ekipmanlarına bu denli para yatırmıyorlar herhalde.

çünkü hesap basit; ne iş yapacağım, bu iş için uygun olan ekipman hangisi? Bu sorulara satıcı güzel kız cevap verirse durum vahim. Ama fotoğraf ekipmanları konusunda tecrübeli bir fotoğrafçı cevap verirse uzun vadede kazançlı olursunuz.

Dikkat edin, bir profesyonel fotoğrafçı demiyorum; bana göre her iyi fotoğrafçı ekipmandan anlamıyor çünkü. Kompozisyonu yetersiz öyle fotoğrafçılar tanıyorum ki ekipmanlar adamın önünde dize geliyor, adam ekipmanın ciğerini biliyor, tekniği müthiş, gel gelelim bir kadrajda o kompozsiyonu yakalamaktan aciz.

İşte teknik ile sanatın ince çizgisi burda. Ben kendim için de aynı şeyi düşünüyorum, kompozisyonuma asla güvenmiyorum. Ancak hangi ekipmanın hangi şartlarda hangi setupta kullanılması gerektiği konusunda kompozisyonumdan çok daha iyi olduğumu düşünüyorum.

50 mm F1,8 PORTRE LENSİ DEĞİLDİR, MAKRO LENSİ ASLA DEĞİLDİR!

Evet iddia ediyorum, itirazı olan varsa teknik argümanlarıyla buyursun, beni ikna etsin.

Evet, alışılageldinizden daha fazla objeye yakınlaşmanızı imkan tanır ama asla bir 1:1 büyütme oranı sağlayamaz (ters bağlamadıktan sonra).

Uygun fiyatından dolayı herkesin çantasında bir adet bulunur, çok yerde hayat kurtarır, APSC sensörden dolayı (DX hikayesi yani) odak noktası 75 mm lere tekabül eder, durum böyle olunca da birden bire bir portre lensi olup çıkıverir bizim ülkemizde, çünkü ucuz. Hele bi de f1,4 olanına ulaşırsa acemi kardeşim benim, yorum aynen böööle: "Dadından yinmez beee!"

Literatür der ki:

35 mm sensör (ya da film) baz alınmak kaydıyla, 85-130 mm arası portre için en uygun aralıktır. Bunu ben demedim, gidin wikipediaya sorun, uzmanlar buna böyle karar vermiş.

Nerde kaldı şimdi sizin 50 mm lik lensinizin DX çarpanlı gövdedeki 75 mm lik odak noktası?

E o zaman bi 105 mm makro alalım, hem de Sigma, Tamron, Tokina gibi markalara yöneliriz daha ucuz olur, hem makro hem portre geçinir gideriz abi yaaa?

Hesap basit, 105 mm x 1,5 DX çarpanı = 157,5 mm. Wikipedia kızar sana sonra, ben karışmam.

E iyi diyon da abi ne alcaz?

Portre mi çekicen kardeşim? 85 mm F1,4 alacaksın. Paran yetmedi mi, o zaman F1,8 olanını alacaksın. O da mı olmuyo? Sen giriş seviyesinde bir kullanıcısın demektir, 55-200 mm lik Nikkor lens ile bu işi yapmaya devam edeceksin, en iyi sonucu en az maliyetle bu lensle alırsın kardeşim. İtirazı olan temmuz ayında beni İstanbul, Adapazarı, Adana, Sivas, Samsun, Trabzon, Rize, Artvin güzergahında denk getirip bir güzel ıslatabilir. Niyeti ciddi olanlara araç plakasını da verebilirim

Abi makroyu neetçez?

E dedik ya, uygun olanı 105 mm makro, paran yetiyosa Nikkor 200 mm var, dadından yinmiyo emme biraz duygusal kalıyo. 105 mm de hangi markayı alırsan al, aralarında çok büyük fark yok, sadece biraz tad farkı, o da tuzundan baharatından. Haaa, sakın Nikkor 105 mm yi, hem de 1970 ten bugüne kadar üretilen her versiyonunu bunların arasına koymayın, o işinin uzmanıdır.

DX kullanıcısı kardeşim, Nikon 60 mm makroyu hiç hesapladın mı acaba portrede ne olur, nasıl olur diye?

Hadi şimdi biraz da siz düşünün.

Güzel bir pazar günü dileğiyle, Hollanda'dan selamlar.

Mehmet Köse

10.06.2012

www.mehmetkose.com

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bayağı bir köşe yazısı yazmışsınız zaman ayırıp. Teşekkürler. Kendini geliştirmeli insan elbette bir yerden başlayacak ki güzel yerlere gelsin. Forumlar sayesinde öğreniyoruz bazen.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

50 mm ile çektiğiniz portrede şişmiş suratlar, bombelenmiş burunlar ile karşılaşırsınız. Sizin bu kuramınıza göre 18 mm de de portre çekersiniz tabii, kimse buna itiraz edemez, ama ne kadar doğru portre olduğu tartışılır.

Tabii bunu farkeden fotoğrafik göze belli bir tecrübeyle sahip olabiliyorsunuz. Bundan dolayı portrenin en doğru 130-150 mm aralığında olduğunu kabul eden bütün dünya en bombesiz, en doğru mesafenin bu olduğuna bir sürü karmaşık hesaplardan sonra ulaşmışlardır.

Ha, derseniz ki bütçem buna yetiyor, bunu anlarım, ama 50 mm ile portre çekilir diye ısrar etmek doğru bir şey değil. Bana göre bütçesi yetmeyen "sadece kafanın olduğu" portreler için 50 mm almamalı. 55-200 gibi hem ucuz hem de çok başarılı lenslerle bu işi daha doğru yapabilirler.

Artık temcit pilavı gibi oldu ama yine de bir harf öğretebilirim ümidiyle tekrar şunu paylaşma ihtiyacı duyuyorum:

HER İŞ İçİN AYRI LENS Mİ?

Nikontürk'deki arkadaşlarımdan aldığım mesajlarda öne çıkan en önemli konu bu.

55-200 alsam hem portre, hem makro, hem de tele zoom olarak kullanabilir miyim? Yoksa yanına bir tane 50 mm F1,8 mi daha uygun bir portre lensi olur? Sigma 70-300 mm'de makro özelliği varmış ama?

Bu sorulardan anladığım şudur: Gerek üretici firmalar, gerekse satıcılar amaçlarına ulaşmışlar. Yani bu işe yeni başlayan insanların kafaları yeterince karışmış. Birde yüzlerce forumdaki klavye arkasına saklanmış uyanık satıcıların art niyetli tavsiyeleri buna eklenince. Satıcıların depolarında hangi mal daha fazlaysa o malı bu potansiyeldeki müşteriye kolayca kakalıyorlar. Kusura bakmayın ama bu kelime buraya cuk oturdu.

Türk forumlarında şarlatan mertebesindeki kullanıcıları da hemen farkediyoruz, itiraz ediyoruz ama onlarca kullanıcı üzerimize çullanıyor, sonra bakıyoruz ki aslında o forum sitesi birilerinin sanal satışına hizmet ediyor. Ya da yeni yetme bir fırlama sırf marka manyaklığı hastalığı yüzünden her soruya aşık olduğu markanın modellerinin reklamını yaparak cevap veriyor, aaa bak, komşu da "Canan" almış biz de ondan alalım mantığıyla satın almalar gerçekleşiyor. Sanyo olunca Saniye, Vestel olunca da Vasfiye mi diycektik? Burda Tamer arkadaşım aklıma geldi nedense (Akın bunun günahı senin), Nikon olunca "Bikor"um feleğini şaşırırsın!

Her ne kadar yurt dışında yaşıyor olsak bile biz gurbetçiler TR'deki sizlerle beraber yaşıyoruz; aynı tv kanallarını izliyor, aynı gazeteleri okuyor, aynı forum sayflarını takip ediyoruz. Sizden tek fazlamız oturduğumuz ülkenin dilini konuşuyor olmanın avantajıyla aynı şeyleri bu kez bu ülkeye ait sitelerde de yapıyor olmamız.

Ama bu bize büyük bir avantaj sağlıyor: Karşılaştırmak, mukayese etmek.

İşte zurnanın zırt dediği yer burda. Mukayese, farklılıkları farketmemizi sağlıyor biz gurbetçilere. Bir Avrupalı ile bir Amerikalının farkını biz farkedebiliyoruz, bunu 30 yıl yaşadığım TR'de anlayamadım. Bir Avrupalı ile bir Türk'ün mantığının farkını çok iyi biliyoruz.

Durum böyle olunca TR'deki satın almaların çoğunun fiyat ekseninde olduğu ortaya çıkıyor. Bundaki en büyük etken gelir durumu. Daha çok özelliği daha az maliyetle satın almaya çalışıyor insanlar. Haklılar, saygım var. Ancak biraz okumayı alışkanlık etseler durum çok farklı olacak. Acelece bir satın alma fiili gerçekleştirmek yerine konuyu zamana yayarak daha isabetli bir seçim yapacaklar.

Her türlü satın almada kendimize sormamız gereken aşağı yukarı sabit bir kaç soru vardır. Bu soruların cevaplarına göre satın almayı gerçekleştirmek en az zarara yol açar:

- Ne almalıyım?- Neden almalıyım?- Ne kadar süre ile bu ürünü kullanabilirim?- Tecrübe sahibi insanlar ne kullanıyor?

Giriş seviyesinde bir kullanıcı ortalama bir giriş seviyesi gövde ile yanında 18-55 mm lens alıyor. Yaklaşık bir ay sonra nedense bu 18-55 mm bu arkadaşa yetmiyor! Halbuki ben o lense o kadar güveniyorum ki, her şeyi yapabiliyor o fiyata göre.

Vay be, adam DSLR'i boynuna asınca önünde şöööle uzun da bir lens olsa kızlara ne hava atar aslında. Olmadı, gidip bunun yanın da bi tane uzun olanından alalım. Ustalar 55-200 diyor ama yok yok, ben makrosu da olan Sigma, Tamron gibi bilumum zerzevatı üzerinde bulunduran bir 70-300 mm alayım, ne de olsa 100 mm daha fazla yakınlaştırıyor, hem de çük gibi uzuyor işte, daha havalı olur.

Halbuki mızrak çuvala sığmaz, o kadar uzayan şeyin kontrol altında tutulabilmesi için bi de tripot lazım olcak; ağzıyla kuş tutsa bile 220 mm den sonra asla yeterli keskinliği elde edemiycek. Kaldı ki üzerinde yazan makro yazısını bilecek ama büyütme oranından bi haber, çektiği makroların gerek keskinliğini gerekse yetersiz büyüklüğünden 2 ay sonra şikayet edecek. Nedir ki bu 1:2 büyütme ile 1:1 büyütme oranı, sorsanız bir haber, halbuki google amca herşeyi anlatıyor, ama onun okumaya vakti yok.

Yok yok olmadı, 70-300 ü satayım, bak şu forumdaki herif doğru söylüyormuş meğer, gidip bi 55-200 alayım. Hem portre de iyi olurmuş bununla.

Ya nedense bilmemne "pohotograpy" gibi arka planı uçuramıyorum (bokehten bahsediyor). Ne lazım buna, .......marketteki adam 50 mm f1,8 ile olur o anca dedi. Hemen aldım bi tane. Ama ne bileyim, f1,8 ile gözleri netlesem burun/kulaklar flu, onları netlesem modelin yüzü flu, nedir bu işin sırrı acaba?

Yok bu body ile portre olmuyor arkadaş, gidip şu yeni çıkan, hem başında hem sonunda harf olan rakamlı modeli mi alsam?

Evet, şimdi tam bir dejavu.

Portreye ayrı gövde, manzaraya ayrı gövde, makroya ayrı gövde.

E hani giriş seviyesi idik?

Evet, acı bir gerçek ama giriş seviyesi ürünlerde piyasada dönen para o kadar yüksek ki, profesyonel fotoğrafçılar bile pro ekipmanlarına bu denli para yatırmıyorlar herhalde.

çünkü hesap basit; ne iş yapacağım, bu iş için uygun olan ekipman hangisi? Bu sorulara satıcı güzel kız cevap verirse durum vahim. Ama fotoğraf ekipmanları konusunda tecrübeli bir fotoğrafçı cevap verirse uzun vadede kazançlı olursunuz.

Dikkat edin, bir profesyonel fotoğrafçı demiyorum; bana göre her iyi fotoğrafçı ekipmandan anlamıyor çünkü. Kompozisyonu yetersiz öyle fotoğrafçılar tanıyorum ki ekipmanlar adamın önünde dize geliyor, adam ekipmanın ciğerini biliyor, tekniği müthiş, gel gelelim bir kadrajda o kompozsiyonu yakalamaktan aciz.

İşte teknik ile sanatın ince çizgisi burda. Ben kendim için de aynı şeyi düşünüyorum, kompozisyonuma asla güvenmiyorum. Ancak hangi ekipmanın hangi şartlarda hangi setupta kullanılması gerektiği konusunda kompozisyonumdan çok daha iyi olduğumu düşünüyorum.

50 mm F1,8 PORTRE LENSİ DEĞİLDİR, MAKRO LENSİ ASLA DEĞİLDİR!

Evet iddia ediyorum, itirazı olan varsa teknik argümanlarıyla buyursun, beni ikna etsin.

Evet, alışılageldinizden daha fazla objeye yakınlaşmanızı imkan tanır ama asla bir 1:1 büyütme oranı sağlayamaz (ters bağlamadıktan sonra).

Uygun fiyatından dolayı herkesin çantasında bir adet bulunur, çok yerde hayat kurtarır, APSC sensörden dolayı (DX hikayesi yani) odak noktası 75 mm lere tekabül eder, durum böyle olunca da birden bire bir portre lensi olup çıkıverir bizim ülkemizde, çünkü ucuz. Hele bi de f1,4 olanına ulaşırsa acemi kardeşim benim, yorum aynen böööle: "Dadından yinmez beee!"

Literatür der ki:

35 mm sensör (ya da film) baz alınmak kaydıyla, 85-130 mm arası portre için en uygun aralıktır. Bunu ben demedim, gidin wikipediaya sorun, uzmanlar buna böyle karar vermiş.

Nerde kaldı şimdi sizin 50 mm lik lensinizin DX çarpanlı gövdedeki 75 mm lik odak noktası?

E o zaman bi 105 mm makro alalım, hem de Sigma, Tamron, Tokina gibi markalara yöneliriz daha ucuz olur, hem makro hem portre geçinir gideriz abi yaaa?

Hesap basit, 105 mm x 1,5 DX çarpanı = 157,5 mm. Wikipedia kızar sana sonra, ben karışmam.

E iyi diyon da abi ne alcaz?

Portre mi çekicen kardeşim? 85 mm F1,4 alacaksın. Paran yetmedi mi, o zaman F1,8 olanını alacaksın. O da mı olmuyo? Sen giriş seviyesinde bir kullanıcısın demektir, 55-200 mm lik Nikkor lens ile bu işi yapmaya devam edeceksin, en iyi sonucu en az maliyetle bu lensle alırsın kardeşim. İtirazı olan temmuz ayında beni İstanbul, Adapazarı, Adana, Sivas, Samsun, Trabzon, Rize, Artvin güzergahında denk getirip bir güzel ıslatabilir. Niyeti ciddi olanlara araç plakasını da verebilirim

Abi makroyu neetçez?

E dedik ya, uygun olanı 105 mm makro, paran yetiyosa Nikkor 200 mm var, dadından yinmiyo emme biraz duygusal kalıyo. 105 mm de hangi markayı alırsan al, aralarında çok büyük fark yok, sadece biraz tad farkı, o da tuzundan baharatından. Haaa, sakın Nikkor 105 mm yi, hem de 1970 ten bugüne kadar üretilen her versiyonunu bunların arasına koymayın, o işinin uzmanıdır.

DX kullanıcısı kardeşim, Nikon 60 mm makroyu hiç hesapladın mı acaba portrede ne olur, nasıl olur diye?

Hadi şimdi biraz da siz düşünün.

Güzel bir pazar günü dileğiyle, Hollanda'dan selamlar.

Mehmet Köse

10.06.2012

www.mehmetkose.com

Paylaşım için çok teşekkürler. Çok yararlı. Ben bişey sormak istiyorum. Şimdi 55 200 naliyeti düşük demişsiniz ama vr olmayan ve f 4.5 - 5.6 olanın fiyatı düşük. Diğeri hemen hemen iki katı fiyatı var. Ucuz olanını alsak diğerine göre çok mu kötü iş çıkartırız. Yoksa Vr olmayanda kafi gelir mi? Yukarı da sordum ama arkadaşın biri dalgs geçer gibi Vr nedir bilmiyomusun gibi bi cevap verdi. Ben Vr nedir biliyorum. Acemi olsam da o kadar da cahil değşlim. Ama öğrenmeknistediğim şu. 55 200 dx g serisi f 4.5 - 5.6 lens 400 lira. 55 200 VR dx g serisi f 4 - 5.6 lens ise 900 lira. yani ucuz olanı al işini görür mü dersiniz. Yoksa hiç alma paranı biriktir pahalıyı almı dersiniz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hep demişler ucuzun illeti pahalının hikmeti diye. Her zaman geçerli değil tabiki ama her çıkan yeni modelde bir alt modeli geliştiriyorlar dolayısıyla fiyatının iki katı olması hem vr yüzünden hemde bir üst modeli olması yüzünden. Ben derim ki almış olmak için alma az daha biriktirip öyle al

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Paylaşım için çok teşekkürler. çok yararlı. Ben bişey sormak istiyorum. Şimdi 55 200 naliyeti düşük demişsiniz ama vr olmayan ve f 4.5 - 5.6 olanın fiyatı düşük. Diğeri hemen hemen iki katı fiyatı var. Ucuz olanını alsak diğerine göre çok mu kötü iş çıkartırız. Yoksa Vr olmayanda kafi gelir mi? Yukarı da sordum ama arkadaşın biri dalgs geçer gibi Vr nedir bilmiyomusun gibi bi cevap verdi. Ben Vr nedir biliyorum. Acemi olsam da o kadar da cahil değşlim. Ama öğrenmeknistediğim şu. 55 200 dx g serisi f 4.5 - 5.6 lens 400 lira. 55 200 VR dx g serisi f 4 - 5.6 lens ise 900 lira. yani ucuz olanı al işini görür mü dersiniz. Yoksa hiç alma paranı biriktir pahalıyı almı dersiniz.

Fotoğraf çekerken kullanılan odak noktasına bağlı olarak az ya da çok bir titreme olur. Bu fotoğrafa negatif etki eder, keskinlik azalır, flu görüntü oluşabilir. Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için üreticiler değişik sistemler geliştirmişlerdir. Bunların genel adı titreşim önleyici/azaltıcı sistemlerdir. Bazı markalarda makinanın gövdesi içine (sensörün bulunduğu alana) bu sistem entegre edilmiştir. Bir çok markada da bu sistem lenslerin içine entegre edilmiştir.

Titreşim giderici sistemler için her marka kendine göre bir isimlendirme/kısaltma kullanmıştır:

Nikon, VR kısaltmasıyla vibration reduction olarak tanımlamıştır.

Canon, IS kısaltmasıyla intern stabilization olarak tanımlamıştır.

Tamron, VC kısaltmasıyla vibration compensation olarak tanımlamıştır.

Sigma, OS kısaltmasıyla optical stabilizer olarak tanımlamıştır.

Şimdi gelelim 55-200 meselesine.

Her iki lens de performans olarak gayet yeterlidir. VR versiyonu daha yeni olup bir iki adım daha iyi olarak tanımlanır. Bunda hem diyafram hem de VR farkının payı vardır.

Ancak, bahsettiğiniz fiyatlar gerçekten yüksekmiş. Benim yaşadığım ülkede VR versiyonunu 150€ ya yeni ve hem de Nikon NL 2 yıl resmi garantili olarak satın almak mümkün. Bu lens ikinci el sitelerinde 80-120 € aralığında satılıyor. Eski versiyonu yani VR olmayan versiyonu yeni olarak bulunmuyor ama ikinci elde de 50-80€ aralığında satılıyor.

Sanırım TR'deki satıcılar ya çok uyanık ya da benim bilmediğim bir durum var.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sende sohbete katıl

Önce yorumunu yaz sonra üye ol. Eğer bir hesabınız varsa, hesabınızla göndermek için şimdi oturum açın

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Eklediğiniz Link Otomatik Olarak Embed Çevrilmiştir..   Sadece yazı link haline çevir

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editörü Temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.