İçeriğe git

Ne iş? Her iş! Her birine ayrı lens mi?


Recommended Posts

Mehmet bey merhaba;

Yıllar önce fotoğraf eğitmenimin tavsiyesi ile, Nikon 50mm f/1.4, 17-50 f/2.8 Tamron, Nikon SB-900 flash almış ve uzaktan fotoğraf çekebilmek için yanına Nikon 70-300 vr objektifi eklemiştim.

Fotoğraf çekmeye başlayalı oldukça uzun yıllar olmasına rağmen çok fazla fotoğraf çekecek vakit bulamıyorum, fakat son zamanlarda mevcut ekipmanımdan body + 17-50mm Tamron lensimi satmam gerekti ve yeni ekipmanımla ilgili bir karar verme aşamasına geldim.

Yeni ekipman alana kadar sattığım D7100 body + 17-50mm Tamron'u kullanabilme şansımın olduğunu da belirtmeliyim.

Uzun süredir iş olarak fotoğraf çeken dostlar, yeni ekipmanımın D750 & D810 body Nikon 24-70 f/2.8 ed, 70-200 f/2.8 vr2 olması yönünde tavsiyelerde bulunuyorlar. çünkü onlara kullanım amacımın, gelin damat çekimleri başta olmak üzere her türlü portre çekimi olacağını söyledim.

Soruma gelince;

- Mevcut ekipmanlarım gelin damat çekimleri başta olmak üzere portre çekimleri için yeterli miydi sizce. Tavsiye edilen yeni ekipman için ne düşünüyorsunuz. Doların bunca yüksek olduğunu da düşünecek olursak, nasıl bir yol izlemeliyim. Söz konusu yeni objektifler oldukça popüler ve çok satan lensler bildiğiniz üzre.

Gelin damat çekimleri ya da portre çekimleri için sizin kullandığınız ekipmanın kıymetini kaç tane müşteriniz bilecek? Aaaa bak bu fotoğrafçı 70-200mm F2,8 nano lens kullanıyormuş, biz de çekimimiz ona yaptıralım diyebilecek ne kadar insan vardır? Bu tamamen size kalmış bir olay. Yani o kareyi bir Sigma 70-200mm F2,8 ile çekmiş olsanız o çift bunun farkını anlayabilecek birikime sahip midir? Ha, siz işinizi en iyi şekilde yapmak isterseniz o ayrı bir konu. Dolayısıyla bu işin ucu açık; tamamen kendiniz karar vermelisiniz.

Ben kendi egomu tatmin etmek adına bütçemin yettiği ekipmanları kullanıyorum. Bunlar ciddi iş yapabilmek için yeterli ekipmanlar, ama bu tür ekipmana sahip olan herkes bunu ticari olarak yapmak zorunda değil tabii. Ama sahaya inecekseniz atınızın yağız olması sizin avantajınızadır.

- Her objektifin 'diyafram ve mesafe oranında sonuçlarına' dikkat edin diyorsunuz bir yazınızda. Bu durumu ben 70-300 vr lensimle 10metre mesafeden müthiş sığ alan derinliği alarak yaşıyorum, ancak merak ediyorum, objektiflerin hangi mesafede hangi diyafram aralığında hangi sonucu alınacağına dair bir skalası ya da bilgi bankası bulunuyor mu?

Bu cümle, yeni başlayan arkadaşların F2,8 takıntısına karşılık yazılmış bir cümledir. "Arka planı öldürmek" diye bir sokak jargonu vardı ve acemiler bunun F1,4-F2,8 arasında olabileceğini, bunun da pahalı lens demek olduğunu düşünüyorlardı. Halbuki focal hesaplamaları bilenler odak noktası ile diyafram arasındaki ilişkiyi iyi bilirler ve bazen F4 ile bile odak noktasını tutturup çok güzel "ölü arka planlar" elde ederler. Bu konuda bir çizelge var mıdır bilmem; bu tür derin mühendislik bilgilerini barındıran wikipediamız Ertan hocadır. Bloğunu ziyaret etmeni tavsiye ederim.

Son mesajınızı 2012 yılının sonunda yazmışsınız bu konu başlığına :)

Umarım cevap verirsiniz.

Bu forumdaki tüm arkadaşlar çok istisnai bir durum olmadıktan sonra ciddi her soruya cevap vermeye çalışırlar. Bazen "dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı" türünden sorulara cevap yazmıyor olmamızın doğal karşılayınız. İpini koparanın cirit attığı bir forum olmadığımız kesin.

Not : Satıcıların forumlarda hangi yöntemleri kullandığı ile ilgili tespitiniz müthiş, bu durumu yıllardır çevremle paylaşıyorum. Ortak kanaatimiz (dene-kullan-ihtiyacını görüyorsa satın al) şeklindeydi ki, siz bunu onaylamışsınız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Cevaplar için teşekkür ederim.

Almayı planladığım D810 ve 24-70 / 70-200 f/2.8'den oluşan ekipmanı ertelemem gerekiyor, Tr'deki yüksek kur artışı nedeniyle. Bu nedenle bir süre D7100, 50mm f/1.4, 17-50 f/2.8, 70-300 f/4.5'dan oluşan ekipmanları kullanacağım. Aldığım sonuçların nasıl bir tatmin yaratacağını ancak sahada görebileceğim elbette.

Başlangıçta sığ alan derinliği ile ilgili benimde f/1.4, 1.8, f/2.8 olmadan olmaz tarzında bir düşüncem vardı. f/8'de 300mm'de sığ alan derinliği alınca bu kalıplardan kurtuldum :)

Cevap için teşekkür ederim, Ertan hocanın bloğunu takip etmek isterim, adresini paylaşırsanız.

Selamlar, teşekkürler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Merhaba Mehmet bey,

Öncelikle bu güzel yazınız için çok teşekkürler. Bahsettiğiniz gibi internet aslında koca bir derya ama içi, Özellikle türkçe siteler, fanboylar, kullanıcı kılığındaki satıcılar ve çok bilmiş tiplerle dolu; bu bağlamda aslında kocaman bir çÖplük aynı zamanda. Lakin sizin yazılarınız gerçekten bilgilendirici nitelikte, yazılarınızı dikkatle takip ediyor ve çok beğeniyorum. Bu bağlamda sizlere tekrardan teşekkürü bir borç olarak gÖrüyor, dün okuduğum uv filtreler hakkındaki yazınızla alakalı bir soru sormak istiyor ve ardından konuya giriş yapmak istiyorum. Sorum şu: Koruma olarak filtre yerine parasoley kullandığınızı sÖylemişsiniz. Ben lenslerimi kullanmadığım sürece çantada parasoleyler kapalı konumda, siz çantanızda da parasoyleri açık konumda mı tutuyorsunuz?

Giriş yapmadan Önce bu konularda acemi olduğumu belirtmek isterim. Bu bağlamda sÖylediklerim şahsi fikirlerim, fikirlerimi temellendirmemi isterseniz geçerli argümanlar sunup sunamayacağımdan emin bile değilim. Bence Öncelikle makronun, portrenin ne olduğu, niteliği hakkında konuşmamız gerekir. Ben de dahil birçok kişinin bu iki kavram hakkında tanım yapamayacağını düşünüyorum. Stok fotoğraf çekmeye karar verdiğim zaman herkes "105mm makro alacaksın." diyordu. Lakin ben hala neden bÖyle bir lense ihtiyacım olduğunu bilmiyorum. 50mm ile birçok fotoğrafı istockphoto'ya kabul ettirdim ve sattım gerçi burada istock un son yıllarda kabul kriterlerini düşürmesinin de etkisi var. GÖrsel yÖnetmen olan Öz abim bile "Oğlum editÖre baklava bÖrek falan mı gÖnderdin, yoksa adam birşeyler mi içmişti, hangi kafayla bu fotoğrafları siteye kabul etti." gibi cümleler kurdu. Haklı da "Snapshot" olarak değerlendirebileceğimiz 100lerce fotoğrafı siteye kabul ettirdim. Konuyu çok dağıtmadan; makro ve portre fotoğrafçılığı hakkında Önerebileceğiniz kaynak, makale vb var ise gerçekten müteşekkir olurum. çünkü konu hakkında fikir Önesürebilmek için Önce fikir sahibi olmak gerektiği kanısındayım.

Sorularıma gelecek olursak(işte burada bolca saçmalama ihtimalim olan ve başınızı ağrıtacağım süreç başlıyor.) :

1) Nikkor 50mm f1.8d lens nedir, ne işe yarar? Ben bu lensi kendi tabirimle portre çekmek için de, manzara çekmek için de, ürün çekmek için de kısacası Önüme gelen herşeyi çekmek için kullandım. Hani diyorlar ya tak-gez lens. Resmen takıp gezdim uzun süre. Sizce çok mu büyük bir hataya düştüm? Bu lensin amacı nedir ve en iyi performansı nerde alabiliriz?

2) Şu anda sigma 17-50 f2.8 os lense sahibim. Bu bağlamda 50mm 1.8 i satıp satmamak konusunda büyük kararsızlıklar yaşadım. 17-50 yi aldığımdan beri 50mm i adam akıllı kullanmamış olsam da "Az ışıklı ortamda lazım olur, siyah-beyaz da iyi performans veriyor, bir tane de sabit odaklı lensim olsun." gibi argümanlarla satmadım. Teoride 17-50nin diyaframı 2.8 den aşağı düşmese de 50mm den farklı olarak vr si olduğu için daha düşük enstantenelerde net çekim yapabileceğim için az ışıkta çok da büyük performans farkı yaşamayacağımı düşünüyorum. Lakin vr argümanım geçerli midir değil midir bilemiyorum. Öte yandan siyah-beyaz da 50mm in performansının(sanırım bahsetmek istediğim şey kontrast) 17-50 ye gÖre daha iyi olduğunu fotoğraflarda gÖrüyorum, yoksa bu da psikolojik mi? Kısacası 17-50 f2.8 os ye sahipken 50mm 1.8 fazlalık mı, sizin bu konudaki gÖrüşleriniz nedir?

3) 17-50 f2.8 kullanarak kendi tabirimle "portre" -portrenin ne olduğunu tanımlayamayacağımı sÖylemiştim bu bağlamda dostlarımın fotoğrafları demek daha doğru olur sanırım- çekiyorum. Ki odak uzaklınığını zaman zaman 21mm'e (DX gÖvdede) bile getiriyorum. Bu 85-130mm arası teorisine gerçekten ters düşüyor. Benim gÖzüme hoş geliyor açıkcası. Bu bağlamda büyük yanlışlar içinde miyim, sizin düşünceleriniz ve tavsiyeleriniz nelerdir?

Sağlıcakla kalın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Merhaba Mehmet bey,

Öncelikle bu güzel yazınız için çok teşekkürler. Bahsettiğiniz gibi internet aslında koca bir derya ama içi, Özellikle türkçe siteler, fanboylar, kullanıcı kılığındaki satıcılar ve çok bilmiş tiplerle dolu; bu bağlamda aslında kocaman bir çÖplük aynı zamanda. Lakin sizin yazılarınız gerçekten bilgilendirici nitelikte, yazılarınızı dikkatle takip ediyor ve çok beğeniyorum. Bu bağlamda sizlere tekrardan teşekkürü bir borç olarak gÖrüyor, dün okuduğum uv filtreler hakkındaki yazınızla alakalı bir soru sormak istiyor ve ardından konuya giriş yapmak istiyorum. Sorum şu: Koruma olarak filtre yerine parasoley kullandığınızı sÖylemişsiniz. Ben lenslerimi kullanmadığım sürece çantada parasoleyler kapalı konumda, siz çantanızda da parasoyleri açık konumda mı tutuyorsunuz?l

Parasoleyi ters takarak çantama yerleştiriyorum. Tabii ki lenslerin kapakları kapalı vaziyette. Kullandığım çanta Lowepro 450AW. Koruma amaçlı UV filtre ya da UV için UV filtre kullanılmasına karşı değilim, ta ki satın alınan UV filtrenin kalitesi kullanılan lensdeki camların kalitesinden çok düşük olmadığı sürece! Yani 2000€ luk lensin Önüne 10€ luk filtre takmak abesle iştigaldir. Lens alırken nano kaplaması var diye binlerle ifade edilen rakamlar Ödenirken filtre alırken de 200€ ları gÖzden çıkarmazsanız bu zaman zaman bu sitede sorulan tuhaf problemlerle uğraşırsınız.

Giriş yapmadan Önce bu konularda acemi olduğumu belirtmek isterim. Bu bağlamda sÖylediklerim şahsi fikirlerim, fikirlerimi temellendirmemi isterseniz geçerli argümanlar sunup sunamayacağımdan emin bile değilim. Bence Öncelikle makronun, portrenin ne olduğu, niteliği hakkında konuşmamız gerekir. Ben de dahil birçok kişinin bu iki kavram hakkında tanım yapamayacağını düşünüyorum. Stok fotoğraf çekmeye karar verdiğim zaman herkes "105mm makro alacaksın." diyordu. Lakin ben hala neden bÖyle bir lense ihtiyacım olduğunu bilmiyorum. 50mm ile birçok fotoğrafı istockphoto'ya kabul ettirdim ve sattım gerçi burada istock un son yıllarda kabul kriterlerini düşürmesinin de etkisi var. GÖrsel yÖnetmen olan Öz abim bile "Oğlum editÖre baklava bÖrek falan mı gÖnderdin, yoksa adam birşeyler mi içmişti, hangi kafayla bu fotoğrafları siteye kabul etti." gibi cümleler kurdu. Haklı da "Snapshot" olarak değerlendirebileceğimiz 100lerce fotoğrafı siteye kabul ettirdim. Konuyu çok dağıtmadan; makro ve portre fotoğrafçılığı hakkında Önerebileceğiniz kaynak, makale vb var ise gerçekten müteşekkir olurum. çünkü konu hakkında fikir Önesürebilmek için Önce fikir sahibi olmak gerektiği kanısında

Keşke herkes sizin gibi alçakgÖnüllü ve saygılı olabilse... Sorduğunuz soru çalışmadığım yerden. Dilini konuştuğum ülkede bir kaç kitap okudum ama teknik manada yine de yetersiz. Bu kitaplarda nedense makronun tekniğinden ziyade kompozisyonuna, hala analog dÖnemde kalmış bazı kuralları tekrar dikkati çekiyorlar. Türkçe olarak kitap adı bilmiyorum.

Sorularıma gelecek olursak(işte burada bolca saçmalama ihtimalim olan ve başınızı ağrıtacağım süreç başlıyor.) :

1) Nikkor 50mm f1.8d lens nedir, ne işe yarar? Ben bu lensi kendi tabirimle portre çekmek için de, manzara çekmek için de, ürün çekmek için de kısacası Önüme gelen herşeyi çekmek için kullandım. Hani diyorlar ya tak-gez lens. Resmen takıp gezdim uzun süre. Sizce çok mu büyük bir hataya düştüm? Bu lensin amacı nedir ve en iyi performansı nerde alabiliriz?

35mm bazlı açılarda 50mm için gÖzün gÖrdüğü açıya en yakın açı derler, doğru mudur bilmem. Bununla çekilen kareler eğer doğru çekilmişse gÖze güzel bir izlenim tadı sunar. Bundan dolayı her çantada bir adet bulunur, ne kadar kullanılar orası tartışılır. Benim de çantamda yıllarca durdu, ama F1,4 versiyonu, bunun 1,8 le arasında büyük fark var bana gÖre. DX üzerinde portre için günü kurtarır bana gÖre, ama gerçek portreci değildir, bel üstü çekiyorsanız sorun olmaz, kadrajda sadece kafanın oluduğu portrelerde kesinlikle bombelenme yapar. Daha ileri gideyim, FF üzerinde bile 85mm F1,4 için sadece kafanın olduğu kadrajlarda da bombolenme var! Kendim kullanıyorum, tecrübemle sabit. 135 mm çok daha güzel duruyor bu durumlarda. Ben 50mm yi 85mm ile değiştirdim.

2) Şu anda sigma 17-50 f2.8 os lense sahibim. Bu bağlamda 50mm 1.8 i satıp satmamak konusunda büyük kararsızlıklar yaşadım. 17-50 yi aldığımdan beri 50mm i adam akıllı kullanmamış olsam da "Az ışıklı ortamda lazım olur, siyah-beyaz da iyi performans veriyor, bir tane de sabit odaklı lensim olsun." gibi argümanlarla satmadım. Teoride 17-50nin diyaframı 2.8 den aşağı düşmese de 50mm den farklı olarak vr si olduğu için daha düşük enstantenelerde net çekim yapabileceğim için az ışıkta çok da büyük performans farkı yaşamayacağımı düşünüyorum. Lakin vr argümanım geçerli midir değil midir bilemiyorum. Öte yandan siyah-beyaz da 50mm in performansının(sanırım bahsetmek istediğim şey kontrast) 17-50 ye gÖre daha iyi olduğunu fotoğraflarda gÖrüyorum, yoksa bu da psikolojik mi? Kısacası 17-50 f2.8 os ye sahipken 50mm 1.8 fazlalık mı, sizin bu konudaki gÖrüşleriniz nedir

Bu doğru, aynı konuyu Ertan hoca da bloğunda işlemişti, hatta 18-55mm VR kitlens için bu kıyaslamayı yapıp rakamlarla da olayı pekiştirmişti. 50mm F1,8 bütçesi yetmeyenler için büyük bir alternatif. Bundan başka bi albenisi bana gÖre yok. Ben 35mm F1,8 DX lensi daha çok seviyorum mesela, daha performanslı sonuçları var bana gÖre. İmkan varsa 85mm F1,8 düşünün, daha çok seveceksiniz. Fazlalık demek zor, çünkü aylarca hiç kullanmadığımız makro lensler de fazlalık o zaman?

3) 17-50 f2.8 kullanarak kendi tabirimle "portre" -portrenin ne olduğunu tanımlayamayacağımı sÖylemiştim bu bağlamda dostlarımın fotoğrafları demek daha doğru olur sanırım- çekiyorum. Ki odak uzaklınığını zaman zaman 21mm'e (DX gÖvdede) bile getiriyorum. Bu 85-130mm arası teorisine gerçekten ters düşüyor. Benim gÖzüme hoş geliyor açıkcası. Bu bağlamda büyük yanlışlar içinde miyim, sizin düşünceleriniz ve tavsiyeleriniz nelerdir?

Yanlış demeyelim, ama gÖren gÖz için şişmiş burunlar, bombelenmiş suratlar fotoğrafın derecesinin düşmesine sebep olur. Bel üstü portrelerde 50mm odak noktası DX gÖvdede kurtarır. Bu yüzden 85mm yi bi araştırın dedim. Aynı noktada bütçe bazlı düşünüp 90-105mm aralıklarındaki gerek üçüncü markalar gerekse Nikon ürünü makro lensler her iki amaç için daha mantıklı satın alma olabilir.

Sağlıcakla kalın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Mehmet bey öncelikle mesajınıza 2 aydan daha uzun süre sonra cevap verdiğim için çok özür dilerim. Yoğunluktan kaynaklı, siteye girip okumaya bol bol vaktim olsada; baştansavma şekilde yazmamak istediğimden, yazmaya çok vakit bulamadım. Umarım durumu saygısızlık olarak değerlendirmezsiniz.

öncelikle zamanınızı ayırıp kıymetli bilgilerinizi paylaştığınız için tekrardan çok teşekkür ederim. İnternet ortamında yazarak tam anlamıyla diyaloğa giremiyoruz bu yüzden çözüme ulaşmak biraz daha uzun oluyor. Bu bağlamda yöneltmek istediğim birkaç soru daha var.

öncelikle filtre konusunda bahsetiğiniz abes durumu bende gerçekleştiriyorum. Ama bilinçli olarak lensi aldığım zaman hediye ettikleri dandik uv filtreleri kullanıyorum. Lakin bunun sebebi ham maddi hemde konu hakkında çok bilgili olmayışım. Zaman zaman CPL filtre kullanmak istedim, ama parasoleyle birlikte kullanılamıyormuş onlar. ND filtreler sadece uzun pozlamalarda kullanılıyormuş vb. İsteğim ve beklentim şu acıkcası: ne olursa olsun lensin önüne takılan cam kalite kaybı yaşatacaktır yoksa firma takardı zaten o camı; en az kalite kaybı yaşayacağım, lense takıp çıkarmakla uğraşmayacağım, mümkünse ekstradan bir iki artı kazanabileceğim filtre nedir. Zamanında uzun uzun araştırdım işin içinden çıkamadım; hazır tecrübeli birisini bulmuşken yakanıza yapışayım dedim. Ne tür filtre kullanmalıyım ve fiyat/performans konusunda hangi markalardan şaşmamalıyım?

50mm son 1 senedir olduğu gibi çantamda yatmaya devam edecek. Satsam yerine başka birşey koymak zaman alacak zaten. Belki birgün lazım olur. Ama VR mantığımın doğru olmasına sevindim. Sanırım yavaş yavaş öğrenmeye başlıyorum.

Son olarak cevabınızı okuduktan sonra çeşitli denemeler yaptım. çok geniş açılardaki şişmeler, bombelenmeleri az da olsa fark ediyordum, ama cevabınızdan sonra durum kafamda ufak ufak oturmaya başladı. Tabi daha çok çalışmak lazım. çünkü konu çok fazla değişkene sahip sanırım örneğin modelin ne kadarının kadrajda konumlanacağı gibi. Ben çekimlerimde gerçeğe en yakın sonucu 105mm de aldığımı düşünüyorum umarım bu bağlamda da yavaş yavaş gözümü eğitmeye başlamışımdır. Sonuç olarak sanırım 85-130mm teorisi genel bir teori, çeşitli istisnalar var ama gözden kaçırılmaması gerek. Umarım konuyu doğru anlamışımdır, Bilgileriniz için ve kıymetli vaktinizi ayırdığınız için tekrardan çok teşekkür eder, geç cevap verdiğim için tekrar özür dilerim.

Sağlıcakla kalın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Mehmet bey öncelikle mesajınıza 2 aydan daha uzun süre sonra cevap verdiğim için çok özür dilerim. Yoğunluktan kaynaklı, siteye girip okumaya bol bol vaktim olsada; baştansavma şekilde yazmamak istediğimden, yazmaya çok vakit bulamadım. Umarım durumu saygısızlık olarak değerlendirmezsiniz.

öncelikle zamanınızı ayırıp kıymetli bilgilerinizi paylaştığınız için tekrardan çok teşekkür ederim. İnternet ortamında yazarak tam anlamıyla diyaloğa giremiyoruz bu yüzden çözüme ulaşmak biraz daha uzun oluyor. Bu bağlamda yöneltmek istediğim birkaç soru daha var.

öncelikle filtre konusunda bahsetiğiniz abes durumu bende gerçekleştiriyorum. Ama bilinçli olarak lensi aldığım zaman hediye ettikleri dandik uv filtreleri kullanıyorum. Lakin bunun sebebi ham maddi hemde konu hakkında çok bilgili olmayışım. Zaman zaman CPL filtre kullanmak istedim, ama parasoleyle birlikte kullanılamıyormuş onlar. ND filtreler sadece uzun pozlamalarda kullanılıyormuş vb. İsteğim ve beklentim şu acıkcası: ne olursa olsun lensin önüne takılan cam kalite kaybı yaşatacaktır yoksa firma takardı zaten o camı; en az kalite kaybı yaşayacağım, lense takıp çıkarmakla uğraşmayacağım, mümkünse ekstradan bir iki artı kazanabileceğim filtre nedir. Zamanında uzun uzun araştırdım işin içinden çıkamadım; hazır tecrübeli birisini bulmuşken yakanıza yapışayım dedim. Ne tür filtre kullanmalıyım ve fiyat/performans konusunda hangi markalardan şaşmamalıyım?

Biraz sert olacak ama bütçe yetmiyorsa UV filtre hiç kullanmamak en iyisidir. Bu benim şahsi görüşüm. çünkü: Lensinizdeki camları bi düşünün, hangi kriterlere göre üretilmişler. Siz bunların önüne tekrar bir bariyer vazifesi yapan, ışık geçirgenliği hiç de iyi olmayan bir cam koymak ister misiniz? Hani normal pencere camının da UV ışınlarını bir miktar engellediğini hatırlayıp bu filtrelerin pencere camından yapılmadığını kim garanti edebilir? Dahası, UV filtreye nerede ihtiyacımız var? Şiyle 1000 metre rakımlı ya da daha yüksek arazilerde çekim yaparken faydalı olacağı kesin ama diğer hallerde çok da elzem olmadığına inanıyorum. CPL ise ayrı bir amaca hizmet eder. Yatay ve dikey polarizasyonda gelen ışınları seçme imkanı sunar, böylece yansımaları bertaraf edebiliriz, mesela araç çekimlerinde parlayan camlar: CPL ile aracın içinin görülebilmesini sağlarız. Ama sürekli kullanım mantıklı olmaz bana göre.

Her markanın iyi ya da kötü ürünleri var, amaç her bütçedeki alıcıyı kaçırmamak. Böyle olunca en güvendiğim HOYA'nın bile "dandik" filtrelerine rastlamak mümkün. Ortalama 100 dolardan başlayan filtreler daha güvenilir bana göre, tabii satın aldığınız yer de önemli, taklit ürünleri anlamak imkansız, burada satıcının güvenilirliliği devreye giriyor.

50mm son 1 senedir olduğu gibi çantamda yatmaya devam edecek. Satsam yerine başka birşey koymak zaman alacak zaten. Belki birgün lazım olur. Ama VR mantığımın doğru olmasına sevindim. Sanırım yavaş yavaş öğrenmeye başlıyorum.

Herkesin çantasında bir 50mm vardır, az da olsa kullanılır, tecrübe arttıkça ve imkan olan ilk zamanda bir 85mm ile değiştirilir, ben şimdiye kadar böyle olduğuna defalarca şahit oldum.

Son olarak cevabınızı okuduktan sonra çeşitli denemeler yaptım. çok geniş açılardaki şişmeler, bombelenmeleri az da olsa fark ediyordum, ama cevabınızdan sonra durum kafamda ufak ufak oturmaya başladı. Tabi daha çok çalışmak lazım. çünkü konu çok fazla değişkene sahip sanırım örneğin modelin ne kadarının kadrajda konumlanacağı gibi. Ben çekimlerimde gerçeğe en yakın sonucu 105mm de aldığımı düşünüyorum umarım bu bağlamda da yavaş yavaş gözümü eğitmeye başlamışımdır. Sonuç olarak sanırım 85-130mm teorisi genel bir teori, çeşitli istisnalar var ama gözden kaçırılmaması gerek. Umarım konuyu doğru anlamışımdır, Bilgileriniz için ve kıymetli vaktinizi ayırdığınız için tekrardan çok teşekkür eder, geç cevap verdiğim için tekrar özür dilerim

Eski ustalar 135mm'yi tercih ediyorlar. Nikon'un bu odak noktasında defocus kontrollü bir lensi de var zaten. Buna karşılık orta format kullanıcılarında odak noktası 200mm lere çıkabiliyor portre için. Yani kullandığınız sensörün boyutu buradaki en büyük etken. İkinci değişken ise portre kelimesi; bel üstü de portre, vesikalık tarzdaki de portre. Ama kullanılacak lens için ölçüler farklı oluyor bu iki portre kelimesi için. Kafanız karışacak ama bi de sokak portreleri var ki onu hala anlayabilmiş değilim :)

Sağlıcakla kalın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Selamun Aleyküm,

2. yılın sonunda kit lensten bıktım usandım.. Bütçeme uygun gördüğüm 2 lens arasında kaldım. Malesef türkçe inceleme videosuda göremedim. Sadece çekilmiş fotoğraflar var ancak orjinal değil neredeyse tamamı PS den geçmiş..

Lens konusunda tek önceliğim Lens üzerinde AF motoru.. D3100 kullandığım için gövdede malesef AF yok.

Ben her türlü dalda çekimi seviyorum yeri geliyor makro yeri geliyor manzara yeri geliyor portre çekimine kalkışıyorum. ertugrulgokcek.com blogumu inceleyip sen şu lensi alırsan daha iyi olur diyebileceğiniz lens türünede açığım ( link sıkıntı olabilirse editlenebilri veya uyarı halinde direk olarak silebilirim)

Gelelim gözüme takılan 2 lense;

1. Sigma 70-300 mm F4-5.6 APO DG Macro / 499 TL

pr_01_15973_max.jpg?rev=1384263739

2. Nikon 55-200mm f / 4-5.6G / 539 TL

pr_01_128311_max.jpg?rev=1440855370

Sizce seçimimi hangi lensten yana tercih etmeliyim ?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sende sohbete katıl

Önce yorumunu yaz sonra üye ol. Eğer bir hesabınız varsa, hesabınızla göndermek için şimdi oturum açın

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Eklediğiniz Link Otomatik Olarak Embed Çevrilmiştir..   Sadece yazı link haline çevir

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editörü Temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.