İçeriğe git

Nikon gövdelerde TTL Flaş ölçüm tekniğinin evrimi


Recommended Posts

  • Forum Editörü

Aslında bu konuda belki de en son yazı yayınlayacak kişi benim ama ben yine de çeşitli kaynaklardan derlediğim Nikon markasının bir eşi daha olmayan flaş ölçüm tekniğinin evrimi konusunda elde ettiğim bilgilerimi paylaşacağım. Bir anlamda tarihsel bir bilgilendirme olacak bu konu. Ayrıca Sevgili MEHMET KöSE kardeşimizden de konuyla ilgili görüşünü ve eklemek istediği noktalar varsa bunları bizimle paylaşmasını istiyoruz. Kendisine değerli katkılarından dolayı şimdiden çok teşekkür ediyorum.

Flaşın ana ışık kaynağı olduğu durumlarda; Flaşın pozometrik kontrollü çakma gücü, ya manuel bir şekilde yada “Auto-Thyristor†ile kontrol ediliyordu. Thyristor, flaşın içindeki bir devreya bağlı olarak çalışan ve bir ışık sensörü tarafından kontrol edilen bir parçaydı. Pozlama sırasında kareye yeterli derecede flaş ışığı geldiğinde flaşı kapatıyordu. Günümüzde “Auto-Thyristor†ile yapılan flaş kontrolüne “Non-TTL Auto†flaş kontrolüde denmektedir. çünkü otomatik flaş kontrolü kameranın TTL kapasitesi dışında yapılmaktadır.

Mart 1980’de filmli Nikon F3 ve Speedlight 12 flaş, Nikon tarafından TTL otomatik flaş pozometre kontrolü olarak piyasaya çıkarıldı. İsimden de anlaşılacağı gibi TTL (Through The Lens) sensör lensten geçen ışığı ölçüyordu. Bu büyük gelişme “Auto-Thyristor†modu ile kıyaslandığında; Flaşın kamera üzerinde olmadan kullanıldığı durumda “Auto-Thyristor†flaşın üzerinde olduğu ve o zamanlar kablosuz teknoloji olmadığı için kameraya gerekli bilgiyi gönderemiyordu. TTL ölçüm geldikten sonra flaşın nerede olduğunun bir önemi yoktu. çünkü flaştan gelen ışık lensten geçerek kameranın içindeki flaş sensöründe değerlendiriliyordu.

post-1809-0-86627500-1339943625_thumb.pn

Yalnız TTL ölçüm yaparken küçük bir sorun vardı. Pozlama sırasında ayna; Işığın, filme gitmesi için yukarı kalktığında yukarda prizma içinde bulunan CCD sensörüne ışık gelmiyor ve problem oluşuyordu. Bu sorunu aşmak için Nikon F3’ ün ayna kutusunun altına ikinci bir ölçüm sistemi; Flaşı TTL ölçmek ve kontrol etmek amacıyla yerleştirdi. Yukarıdaki şekilde sistemin şemasını görüyorsunuz. Bu sistemde flaşın ışığı, özel olarak geliştirilmiş 5 parçalı bir flaş sensöründe değerlendirilerek, kameranın netlik noktasına veya ışığı ölçme moduna bağlı olmaksızın merkez ağrılıklı olarak hesaplamaktaydı.

Bu orjinal flaş pozometre sistemi Nikon tarafından TTL olarak adlandırıldı. çünkü ikinci sensör; Flaşın ışığını konuya çarparak geri döndüğünde gerçek zamanlı olarak flaşın aydınlatma etkisini sanki film üzerindeymiş gibi ölçüyordu. Yine gerçek zamanlı olarak pozometrik sistem konunun doğru pozlandığı onayını verdiğinde ise flaşa; Artık senin ışığına ihtiyacım yok sinyalini göndererek flaşı kapatıyordu. Aşağıda TTL sistemin nasıl işlediğinin sıralaması bulunmaktadır.

1-) Ayna yukarı kalkar

2-) Perde filme ışığı göndermek için açılır

3-) Ana flaş, sonrasında ise sisteme kablo veya uzaktan kumanda ile bağlı tüm flaşlar patlar.

4-) 5 Parçalı flaş sensörü, flaşın ışığını film yüzeyindeki gibi simüle ederek izler

5-) Kameranın içindeki bilgisayar gerçek zamanlı olarak flaş sensöründen gelen verileri analiz ederek, pozlamanın doğru yapıldığından emin olduktan sonra flaşa kendisini kapatması için sinyal gönderir.

6-) Perde kapanır

7-) Ayna aşağı iner

Bu sistem kablosuz sistem olan SU-4’ lü sistemi de desteklemektedir. SU-4’ de bulunan manuel mod sayesinde, komuta edecek (Commander) bir flaşın ışığını görünce devreye girecek şekilde tetiklenebileceği optik bir sensörü bulunmaktadır. Ayrıca birde otomatik modu vardır ki bu modda; Ana flaşın patlaması durduğunda uzaktan kumanda edilen flaşın durmasını sağlar.

TTL flaş mantığının sanki film yüzeyinden ölçüm yaparak çalıştığı gerçeğini kameradaki bilgisayar dikkate alarak çevredeki diğer flaşların da çekilecek konuyu aydınlatmalarını sağlar. Kameradaki bilgisayar tüm flaşlardan pozlamanın doğru yapıldığına dair ölçümünü tamamladığında tüm flaşlara artık ışığa ihtiyacı olmadığını bildiren sinyal gönderir.

Dijital kameralarda filmin yerini sensörler aldığında bir problem oluşacaktı. 1999 yılında Nikon D1 piyasaya çıktığında; Kamerada ne film nede aynanın altında film yüzeyinden flaşın ışığını ölçecek bir sistem vardı ve zaten bu sisteme gerek de yoktu. Görüntü sensörünün parlak yüzeyi ölçüm için uygun olmamaya başlamıştı. Nikon mühendisleri bu sorunu; Gerçek zamanlı ölçüm yerine perde açılmadan hemen önce öN AYDINLATMA yaparak çözmüşlerdi.

Bu iş için perdenin gri donuk yüzeyi ölçüm için mükemmeldi. Sistemin işleyişi; Ana flaş çakmadan insan gözünün farkedemeyeceği şekilde flaş çakar ve konuya çarpıp geri döndüğünde kameranın sensörü ana flaşın çakması ile ilgili tüm verileri toplamış olur ve ana flaşı en optimum güçte çaktırır. İşleyiş aşağıdaki şekildeki gibidir.

1-) Ayna yukarı kalkar

2-) Kameranın üstündeki flaş, sonrasında ise sisteme kablo veya uzaktan kumanda ile bağlı tüm flaşlar patlar.

3-) 5 Parçalı TTL flaş sensörü flaş pozlandırmasını perde üzerinden ölçer.

4-) Kameranın bilgisayarı bu ölçümü analiz ederek flaşın, doğru pozlama için çakma süresini hesaplar.

5-) Perde açılır

6-) Ana flaş çakar

7-) 4. Adımda yapılan hesaplama gereği doğru poza ulaşıldığında kamera flaş veya flaşlara sönmesi için sinyal gönderir.

8-) Perde kapanır

9-) Ayna aşağı iner

Nikon bu değişikliğe uğratılmış sistemi D-TTL olarak adlandırdı. Burada D dijitali temsil ediyordu. D-TTL sadece şu kameralarda bulunuyordu. D1, D1H, D1X, D2H, D2Hs, D2X, D2Xs ve D100.

Birçok yönden D-TTL orjinal sistemden bir adım geride kalmıştı. çünkü patlayan flaş insanların gözlerini kırpıştırmalarına neden oluyordu. Bu sistemde; Flaşın uzaktan kumanda edildiği yöntemde kullanılan flaş adaptörü SU-4’ deki otomatik modda kullanılamıyordu ve bu yeteneği kaybolmuştu.

D-TTL Sadece 4 yıl sürdü ve Nikon D-TTL’yi de destekleyen 5 tane flaş piyasaya sürdü. Bunlar SB-28DX, SB-50DX, SB-80DX, SB-600 ve SB-800 idi. Bunlardan SB-600 ve SB-800 i-TTL flaşı da destekliyordu.

2003 Yılında Nikon D2H modelinde flaş sisteminde büyük değişiklik yaptı. Flaş ölçümünü yapacak aynanın altına TTL sensör yerleştirmek veya ön aydınlatmalı flaş sistemi kullanmak yerine; kameranın yukarısındaki prizmaya yerleştirdikleri ana pozometrik değerleri okuyan RGB-CCD sensöre hem pozometrik değerleri okuma hemde flaş değerlerini hesaplama görevi verdiler. Yeni sisteme i-TTL yani AKILLI sistem adını verdiler ve sistem Nikon’un 3D Color matrix ölçümünü flaş içinde yapabiliyordu.

i-TTL piyasaya çıktığında Nikon; uzaktan kumandalı flaş sistemini kablosuz olarak değiştirerek piyasaya çıkardı ve sistemin işleyişi tekrar değişti.

1-) Kameranın üstündeki veya aktif olarak gruplanmış flaşlar ön aydınlatmalı olarak çakarlar

2-) Prizmanın tepesindeki RGB-CCD sensörü flaştan gelen ışığı ölçer.

3-) Kameradaki bilgisayar bu ölçümü analiz ederek flaşın çakma gücünü tayin eder.

4-) Ayna yukarı kalkar

5-) Perde açılır

6-) Komuta (Commander) modundaki ana flaş, kendisine bağlı flaşlara; Ne kadar uzun süre ışık vereceklerini bildirir

7-) Ana flaş ve diğer flaşlar kameranın belirlediği sürelerde ve şiddette çakarlar

8-) Perde kapanır

9-) Ayna aşağı iner

Nikon 5 parçalı flaş sensörünü filmli Nikon F6 ve tüm D2 serisi kameralarda kullandı. Sonuç olarak F6 uygun flaşlar kullanıldığında hem TTL hemde i-TTL ölçümünü kullanabildi. D2 serisi kameralar ise uygun flaşlarla hem D-TTL hemde i-TTL ölçm sistemini kullanabildi. 2004 Yılından bu yana yani Nikon D70’den sonraki tüm kameralar ise sadece i-TTL flaş ölçümünü kullanabiliyorlar.

Nikon’un SB-800, SB-900 ve SB-910 flaşları halen eski filmli kameralardaki flaş ölçüm teknolojisi olan “Auto-Thyristor†modunu yani “Non-TTL†modunu kullanmanıza izin veriyorlar. Basit ışık gereksinimi olan ve flaşın kameranın üzerinde olduğu durumlarda “Non-TTL†modunu, i-TTL moduna tercih etmek daha mantıklı geliyor. Karmaşık ışıklar ve flaşların kamera üzerinde olmadığı durumlarda ise elbette i-TTL kullanmak daha akıllıca.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ümit hocam, eline sağlık. Ve estağfirullah, burada benim ekleyebileceğim bir şey yok, varsa da benim bilmediğim noktalardır.

Çok sade ve net bir yazı olmuş. Ana konudan sapmadan olayı Çok gÜzel özetlemişsiniz. Bu tÜr kısa izahatler bu konuda bilgisi olmayan ama öğrenmek isteyen arkadaşlar iÇin Çok yararlı oluyor. Konunun derinliklerine inip kafaları karıştırmaktansa bu şekildeki özetleri daha uygun buluyorum.

Bundan sonrası, arkadaşların sorularına verilecek cevaplarla ihtiyaÇ halinde daha detaya inmektir.

Anlatımızdaki 9 adımda yapılan ölÇÜmler, verilen komutlar, gerÇekleşen olayların tÜmÜnÜn tam olarak saniyenin kaÇta kaÇında gerÇekleştiğini öğrendiğinizde anlamakta zorlanabiliyorsunuz :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

  • Forum Editörü

Mehmet Bey, Merhaba;

Öyleyse ilk soru benden olsun;

Nikon SB-800' ün filmli kameralarda ve dijital kameralarla uyumlu çalıştığını kesin biliyorum ama SB-900 ve SB-910 ile ilgili yukarıda yaptığım çeviri haricinde bir bilgiye rastlayamadım. Derinlemesine bir araştırma yaparsam eminim ki bulurum ama işin tembelliğine kaçmak daha keyifli...:) Bilginiz varsa paylaşır mısınız? Teşekkürler

Selamlar,

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ümit hocam,

Kendim test etme imkanı bulamadım. Ancak netten aldığım bilgilere göre (mesela bu Coni efendi!) SB-900, SB910, SB700 ve SB400 filmli makinalardan sadece F6 ile birlikte tam uyumlu çalışabiliyor.

Hatta daha da ilginç olan tarafı yukarıda saydığım flaş modelleri dijital gövdelerden D100, D1X, D1H or D1 ile tam uyumlu çalışamıyor. Bu verilere göre bizim SB-600 ile SB-800 all in wonder, hangi gövdede kullanırsan kullan, sorunsuz çalışıyorlar. Bu iki modeli uzun yıllar kullandım, SB-800 benim için hala denk gelirse satın almak istediğim bir modeldir, 3 taneyi de sattım, adam birini elinde tutar bari.

Burada teknik olarak tam derinliğini bilmediğim ve hiç de burnumu sokmak istemediğim nokta i-TTL, TTL ve D-TTL teknikleri. Siz bu noktaya zaten vurgu yapmışsınız yazınızda. Bu farktan dolayı da örneğin Pocket Wizard'ın kablosuz tetikleyicileri D100 gibi bazı modelleri desteklemiyorlar. (Mesleğe saygı benim için en önemli mefhum. TR'de tv tamirciliği ile iştigal ederken tam otomatik çamaşır makinasını bana tamir ettirmek isteyen dostlarımı çok seviyorum:) )

Şu an için kendim SB-900, SB-700 ve SB-26 ile çalışıyorum. SB-900 gerekçesi full frame sensördeki geniş açı ve zoom özelliğidir benim için. Bir SB-800 de çok iyi çalışıyor D3 ile ama FX için SB-900 daha kullanışlı. SB-26'yı ise manuel çalışmalarda Üzerindeki slave sensörÜnden dolayı tercih ediyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sende sohbete katıl

Önce yorumunu yaz sonra üye ol. Eğer bir hesabınız varsa, hesabınızla göndermek için şimdi oturum açın

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Eklediğiniz Link Otomatik Olarak Embed Çevrilmiştir..   Sadece yazı link haline çevir

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editörü Temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.