Cem Bey, Merhaba; Nikonla ilgili asıl sorun şu; Nikon geçmişe bir söz verdi, dedi ki; Gelecekte üreteceğim lensleri en eski kameralarda bile kullanılabilecek şekilde tasarlayacağım. çünkü lensleri çok kaliteli üretmeyi amaç edinmişti. Bir kere lens yatırımı yapıldı mı o lens 10-15 sene kullanılmalıydı. çünkü kaliteli lensler bugünlerde olduğu gibi eskiden de çok pahalıydı. Bu mantığı ürettikleri gövdeler içinde yaptı. örnek, bir Amerikalı Nikon D800 gövdeye 1970 yılında üretilmiş bir lensi takıp portre fotoğrafı çekti. Yani Nikon geçmişe verdiği sözü tuttu. Nikon, kamerayı elektronikten çok mekanik olarak tasarlamayı tercih ediyordu. Canon ise bunu elektronik olarak yapıyordu. Bu durum lenslerde de aynıydı. örnek Nikon'un eski manuel lenslerinin diyafram halkası olanlarını gövdeye taktığınızda en büyük diyafram değerine bıraktığınızda; Kamera tüm diyaframları, gövdeden otomatik olarak kumanda edebiliyordu. Hatta elektronik gövdeye geçtiğinizde, diyafram halkasını en büyük değere bırakmazdanız kamera sizi F-- mesajı ile uyarıyordu. Canonda ise lensin üzerinde diyaframı otomatikte kullanmanız gereken A butonu vardı. İşte Canon'un bu hem gövde hemde lensi elektronik olarak kumanda etme sürecinde AF kameralar piyasaya çıkınca; Canon; netliği gövdeden kumanda etmek yerine lensten kumanda etmeyi seçerek lensleri AF motorlu üretmeye karar verdi ve o şekilde üretmeye devam ett. Nikon ise halen mekanik ve lensi gövdeden kontrol etmeti tercih etmek durumundaydı. çünkü geçmişe verdiği uyumluluk sözü vardı. 2000 'li Yıllarda Nikon maliyet indirimi yapacağım diye lenslerin diyafram ayar halkasının olmadığı G denen lensleri üretmeye başladı ve bu uyumluluk sözünü biraz ihlal etti. Nikon'a sorarsanız hayır ihlal etmemişti. Onunda savunması şöyleydi. Bu G lensleri eski gövdelerde Diyafram öncelikli (A) kullanamazsınız ama hiç kullanmamak yerine P ve S modlarında kullanabilirsiniz. çünkü manuel kameralarda gövdeden diyafram vermek mümkün değildir. Bu arada, anlattıklarım 1970-1980' li yılların kameraları için yoksa 1990' lı yılların kameralarının gövdeden lense istediğiniz değeri verebiliyorsunuz. Sonra Nikon da AF sisteme geçti ve netliği gövdedeki AF motoruyla kumanda etmeyi tercih etti. Daha sonra 1998 yılında daha hızlı netlik yapabilmek için lensleri AF motorlu (AF-S) üretmeye başladı. Dijitale geçtikten sonra kameralarında sensör olarak CCD kullanmayı seçmesi ve onunda GREN denilen soruna (noise, kumlama, parazit, gürültü) yol açması nedeniyle büyük pazar kaybetti. O dönemde Canon gibi gövdesinde AF motoru olmayan giriş seviyesi kullanıcılar için piyasaya sürdüğü Nikon D40, D40X ve D60 modelleri de yine CCD sensör nedeniyle fazla rağbet görmedi. Nikon İnadından CMOS sensör kullanarak vazgeçtiğinde ise Canon pazarda liderliği yakalamıştı. Nikon bu sefer CMOS ile önce küstürdüğü ve Canon'a kaptırdığı profesyonelleri geri almak üzere atağa kalktı. Sonrasında ise sıra giriş seviyesi kullanıclara gelmişti. Onlar içinde yine gövdesinde AF motoru olayan ve ucuz AF motorlu kit lensle D3000, D5000, D3100, D5100 ve D3200 modellerini çıkardı. Birçok kullanıcı için ne kadar çok MP o kadar iyi fotoğraf olduğu için Canon'a öldürücü darbe vurmak için Nikon D3200' ü 24.5 MP olarak piyasaya sürdü ve satış patlaması bekliyor. Selamlar,