İçeriğe git

Liderlik Tablosu

  1. Ertan Ozturk

    • Puan

      2

    • İçerik sayısı

      1.020


  2. Fatih Aytekin

    • Puan

      1

    • İçerik sayısı

      33


  3. Ümit Alper TÜMEN

    Ümit Alper TÜMEN

    Forum Editörü


    • Puan

      1

    • İçerik sayısı

      1.289


  4. Akif GÖKYOKUŞ

    • Puan

      1

    • İçerik sayısı

      228


Popüler İçerik

31-01-2013 üzerinden en yüksek itibara sahip içeriği gösteriliyor içinde Yazıları

  1. FF: Tam kare Crop faktör: Kesme faktörü ya da çarpanı Dediğinde haklısın. 1.5 kesme çarpanlı bir gövde 50mm objektifi 75mm yapmaz. Optiğin hiçbir özelliği değişmez (alan derinliği, diyafram değeri, odak açısı vs..). Aynen dediğin gibi 'Odak uzaklığı 50mm ama köşelerden kırpılmış' oluyor. APS-C ile tam kare bir makinen olsun diyelim. Aynı kadrajı almak için APS-C'de daha geri çekilmen gerektiği için "aynı kadrajda" tam kare makinenin net alan derinliği daha az oluyor (çünkü aynı kadraj için tam kare gövde daha yakında olmak zorunda). Gene anlatırsak, tam kare makine APS-C ile aynı kadrajı alabilmek için objeye daha fazla yaklaştığı için net alan derinliği de azalıyor. "http://halkboyleistiyor.blogspot.no/2012/11/nikon-v1-incelemesi-sayfa-1.html" adresinde 'NIKON 1 SISTEMININ GENEL OZELLIKLERI' başlığının hemen altında bunu kısaca açıklamıştım. Aslında D800 ile bunu çok rahat anlayabilirsin. D800 DX modunda 15MP fotoğraf çekiyor. D7000 16MP, yani D800'ün içinde hem 36MP'lik tam kare bir algılayıcı hem de 15MP'lik DX bir algılayıcı varmış gibi düşün. Hatta öyle ki D800 ile beraber 16MP'lik gövdelerin telefoto avantajı da bitmiş oldu (seri çekim avantajı dışında).
    2 puan
  2. CIPA (Camera & Imaging Products Association) tarafından düzenlenecek olan görüntüleme ve fotoğraf makineleri fuarı 31 Ocak 3 Şubat tarihlerinde gerçekleşecek. Geçen yıl CP 2012 de 50 den fazla modelin tanıtıldığı fuarda bu yılda yeni bir çok model merakla bekleniyor. http://www.cpplus.jp/en/ Bakalım Nikon cephesinde neler olacak
    1 puan
  3. Merhaba arkadaşlar. Benim bi sorum olacak.Öncelikle kafamdaki soru biraz karışık. Tam olarak neyi bilmediğimi de bilmiyorum. Yazı da biraz karışık ve uzun olabilir lütfen kusura bakmayın Öncelikle Lenslerdeki odak uzaklığı olayına kısaca bi değineyim. Yukardaki resim lenslerdeki mm olayını Özetliyor. mm büyüdükçe daha dar bi bakış açısı oluyor. Daha az bi alanı gÖrebiliyoruz. Bunun yanında olayın bi de perspektif boyutu var. Optik bükülmeleri falan var. Örneğin bu fotoda odak uzaklığı çok düşük. Bu yüzden bükülmeler olmuş.Odak uzaklığnı artırdıkça bu bükülmeler azalıyor. GÖzümüzün gÖrdüğü gibi gÖsteren odak uzaklığı ise 50mm olarak biliniyor. Şimdi benim sorum burda başlıyor. diyorlar ki 50 mm lens 1,5 crop faktÖrlü makinede 75mm gibidir. Bence bu doğru değil. Tamam belki ayı kadrajı alır ama perspektif olarak ve optik bükülmeler olarak düşündüğümüzde farklı olacaktır. Konuyu şÖyle açayım biraz. FF bi makinemiz var.75mm odak uzaklığı ile bi foto çektik. croplu bi makineyle de 50 mm ile bi resim çektik. Bu iki foto sizce aynı mıdır? (fotoların kalitesi, keskinlik falan hariç) bi başka Örnek verecek olursak 10 mm odak uzaklılı bi lens, ff'de de croplu makinede de aynı bükülmeyi yapar. Fakat croplu makinede kÖşelerden kırpıldığı için gÖrüntü kaybı vardır. fotoya baktığımızda bunun odak uzaklığı 15 dememiz yanlış olmaz mı? "Odak uzaklığı 10 ama kÖşelerden kırpılmış" demek daha doğru olur bence. Son olarak ff bi makinede 50 mm objektifle bi foto çekip kenarlardan kırptığımızı düşünelim. crop faktÖrlü bi makinede de 50 mm ile bi foto çekelim. FF'nin kalitesi dışında perspektif, optik olaylar falan aynı olacaktır bence. Aklımdakini tam anlatabildim mi bilmiyorum. Yazı da biraz uzun oldu kusura bakmayın. Buraya kadar okuma zahmetinde bulunanlara da ayrıca teşekkür ederim
    1 puan
  4. Bu konuda bende birkaç şey yazmak istiyorum. İlk kamerayı elime aldığımdan bu yana 26 sene olmuş ama 24 senedir ışığı en optimum şekilde kayderek sanatsal fotoğraf çekmeye ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Filmi önceleri plastik küvette banyo ederek ve hatta elindeki sigara ile filmin daha yıkamaya ihtiyacı var mı yok mu diye kontrol eden fotoğrafçılardan ve çukurova üniversitesinin Güzel Sanatlar Fakültesinin karanlık odasında fimli; Total karanlık odada el yordamıyla spirale sarıp sonra ışık geçirmez küçük plastik tanklarda kimsayasallarla yıkayıp daha sonrasında DURST marka Agrandizörde güvenli KIRMIZI ışık altında basıp, sonra da küçük plastik küvetteki gelişim banyosuna atarak fotoğrafın o bembeyaz kağıtta yavaş yavaş oluşumunu gören şanslı kişilerdenim. Okulda millet kafeterya ve kantinlerde kız peşinde koşarken ben sabah saat 11 civarı girdiğim karanlık odadan akşam 5 gibi gün ışığını hiç görmeden çıkardım. Aslında çıkmayacağım ama Güzel Sanatlar fakültesinin binasının ana kapısı kilitlenecek... Filmli zamanlarda hele birde öğrenciyseniz kurşununuzu (filmi) asla boşa harcayamazsınız. çünkü öğrenci bütçesi ile en fazla 108 kare (3 kaset 135 mm roll film) fotoğraf çekebiliyorsunuz. öte yandan da çektiğiniz fotoğraflar pozometrik yönden hatasız pozlandırılmış olmak zorunda çünkü Adana’dan gittiğiniz herhangi bir yere bir daha kimbilir bir daha ne zaman gideceksiniz ki yaptığınız o hatayı düzeltebilesiniz. Gerçi bir kareyi milyonlarca ve milyarlarca kare çekseniz bile kesinlikle ilk çektiğiniz gibi asla olmayacaktır. çüNKü FOTOĞRAF çEKTİĞİNİZ O AN EŞSİZDİR ve tekrarı fizik kurallarına aykırıdır. Siz dijital kamera kullanan arkadaşlarım çok şanslısınız. Neden? Bir kere dijitalde öğrenme süreci daha hızlı ve kolay. çek fotoğrafı perde hızı ve diyaframın etkisini hemen oracıkta gör. Kompozisyonda bir hata mı yapmışsın hemen düzelt. Bu çok büyük bir kolaylık. Filmde bu olay banyo ve hatta baskıdan sonra görülebiliyor ve o an düzeltilme şansı maalesef yok. Dijital çıktı diye kimseye kızamamm. çünkü bu teknolojinin gelişmesinin kaçınılmaz bir sonucu. Aslında adamlar bizim zamanımızda yapsaydı bu dijital teknoloijiyi ne kadar güzel olurdu... Gelelim konuya; Diital çıktı mertlik bozuldu. Eline kamerayı alan kendini fotoğrafçı sanıyor. Bir kere dijital çok büyük bir kolaylık, bunu kimse inkar edemez. Eline kamera alan kişi de bırakın kendini fotoğrafçı zannetsin. Zaman içerisinde çok iyi bir fotoğrafçı olmayacağını kimse bilemez. Bu arkadaşların kendilerini geliştirmeleri için bana göre onlara yardım edilmeli. Nesiller arası bu fark her zaman olacak. Kendine FEŞİN FOTOĞRAFER diyen o arkadaşın da gelecek kuşakla arasında mutlaka farklar olacaktır. Bu dünyanın kanunu. Burada önemli olan bir önceki kuşağın yeni kuşağa bilgilerini en iyi şekilde aktarması bence. Ne güzel söylemiş Hz. Mevlana “ MUM OLMAK KOLAY DEĞİLDİR. IŞIK SAçMAK İçİN öNCE YANMAK GEREKİR “. Selamlar
    1 puan
Bu afiş şu şekilde ayarlanmıştır: İstanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.