Bu konuda bende birkaç şey yazmak istiyorum. İlk kamerayı elime aldığımdan bu yana 26 sene olmuş ama 24 senedir ışığı en optimum şekilde kayderek sanatsal fotoğraf çekmeye ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Filmi önceleri plastik küvette banyo ederek ve hatta elindeki sigara ile filmin daha yıkamaya ihtiyacı var mı yok mu diye kontrol eden fotoğrafçılardan ve çukurova üniversitesinin Güzel Sanatlar Fakültesinin karanlık odasında fimli; Total karanlık odada el yordamıyla spirale sarıp sonra ışık geçirmez küçük plastik tanklarda kimsayasallarla yıkayıp daha sonrasında DURST marka Agrandizörde güvenli KIRMIZI ışık altında basıp, sonra da küçük plastik küvetteki gelişim banyosuna atarak fotoğrafın o bembeyaz kağıtta yavaş yavaş oluşumunu gören şanslı kişilerdenim. Okulda millet kafeterya ve kantinlerde kız peşinde koşarken ben sabah saat 11 civarı girdiğim karanlık odadan akşam 5 gibi gün ışığını hiç görmeden çıkardım. Aslında çıkmayacağım ama Güzel Sanatlar fakültesinin binasının ana kapısı kilitlenecek... Filmli zamanlarda hele birde öğrenciyseniz kurşununuzu (filmi) asla boşa harcayamazsınız. çünkü öğrenci bütçesi ile en fazla 108 kare (3 kaset 135 mm roll film) fotoğraf çekebiliyorsunuz. öte yandan da çektiğiniz fotoğraflar pozometrik yönden hatasız pozlandırılmış olmak zorunda çünkü Adana’dan gittiğiniz herhangi bir yere bir daha kimbilir bir daha ne zaman gideceksiniz ki yaptığınız o hatayı düzeltebilesiniz. Gerçi bir kareyi milyonlarca ve milyarlarca kare çekseniz bile kesinlikle ilk çektiğiniz gibi asla olmayacaktır. çüNKü FOTOĞRAF çEKTİĞİNİZ O AN EŞSİZDİR ve tekrarı fizik kurallarına aykırıdır. Siz dijital kamera kullanan arkadaşlarım çok şanslısınız. Neden? Bir kere dijitalde öğrenme süreci daha hızlı ve kolay. çek fotoğrafı perde hızı ve diyaframın etkisini hemen oracıkta gör. Kompozisyonda bir hata mı yapmışsın hemen düzelt. Bu çok büyük bir kolaylık. Filmde bu olay banyo ve hatta baskıdan sonra görülebiliyor ve o an düzeltilme şansı maalesef yok. Dijital çıktı diye kimseye kızamamm. çünkü bu teknolojinin gelişmesinin kaçınılmaz bir sonucu. Aslında adamlar bizim zamanımızda yapsaydı bu dijital teknoloijiyi ne kadar güzel olurdu... Gelelim konuya; Diital çıktı mertlik bozuldu. Eline kamerayı alan kendini fotoğrafçı sanıyor. Bir kere dijital çok büyük bir kolaylık, bunu kimse inkar edemez. Eline kamera alan kişi de bırakın kendini fotoğrafçı zannetsin. Zaman içerisinde çok iyi bir fotoğrafçı olmayacağını kimse bilemez. Bu arkadaşların kendilerini geliştirmeleri için bana göre onlara yardım edilmeli. Nesiller arası bu fark her zaman olacak. Kendine FEŞİN FOTOĞRAFER diyen o arkadaşın da gelecek kuşakla arasında mutlaka farklar olacaktır. Bu dünyanın kanunu. Burada önemli olan bir önceki kuşağın yeni kuşağa bilgilerini en iyi şekilde aktarması bence. Ne güzel söylemiş Hz. Mevlana “ MUM OLMAK KOLAY DEĞİLDİR. IŞIK SAçMAK İçİN öNCE YANMAK GEREKİR “. Selamlar