İçeriğe git

Kemal Öztürk Turkoy

Yönetim Kurulu
  • İçerik sayısı

    1.898
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Gün Kazandı

    166

Kemal Öztürk Turkoy kullanıcısının paylaşımları

  1. Kemal Öztürk Turkoy

    İstanbul İçi Gezilecek yerler

    Başlıca yerleri şu listeye göz atabilirsin.. TOPKAPI SARAYI 15-19 uncu yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezinde bulunan Topkapı Sarayı, labirentleriyle, Boğaz, Haliç ve Marmara Denizi'nin sularının karıştığı noktada, bir kara parçası üzerinde yer almaktadır. Yeni sarayın (Topkapı Sarayı'nın) yapımına 1466'dan sonra başlanmış ve Fatih ölmeden birkaç sene önce 1478'de tamamlanmıştır. Bu saray diğer Avrupa Sarayları gibi tek bir binada olmayıp çeşitli köşk ve dairelerden oluşmuştur. İlk olarak yapılan çinili Köşk Sırça Saray'dır ve 1472'de bitmiştir. Orta Asya mimarisi karakterinde ve iki katlı köşk 1875'te Arkeoloji, 1908 senesinde de Türk İslam Eserleri Müzesi olmuştur. 1953'te ise Fatih Eserleri Müzesi olarak açılmıştır. çinili Köşkü, Kubbealtı Arzodası, “Hasoda, Hazine, Kiler ve Seferliler gibi koğuşlar, mutfakların bir kısmı, hastalar odası, hamam şimdi kütüphane olan Ağalar Cami, ahır ve diğer binaların yapımı izlemiş ve son olarak da yapı 1478'de Saray surlarının ve Bab-ı Humayun denen Sultanahmet yönündeki asıl kapının inşaatı ile tamamlanmıştır. Fatih devrinde ortalama 750 kişi olan saray halkı gittikçe artmış ve XIX. yüzyılda normal günlerde 5000, bayram günleri gibi fevkalade zamanlarda ise 10.000'i bulmuştur. Bu sebeple bu saraya zamanla yeni yeni ilaveler yapılmıştır. Topkapı Sarayı Harem kısmı III. Sultan Murat devrinde 1574 - 1595 yıllarında yapılmış ve ondan sonra Beyazıt'daki harem halkı buraya nakledilmiştir. XIX. yüzyıl başlarında harem halkı 474 kişi idi. Harem'e girerken Kızlar Ağası Dairesi ve onun üst katında da küçük şehzadelerle Sultanlar için Şehzadeler Mektebi vardı. Sarayda zamanla Enderun Mektebi, Hekimbaşı Odası, Enderun Eczanesi, iç avlulardaki köşklerle Sarayburnu sahillerinde yazlık köşkler yapılmış, mutfaklar, ahırlar genişletilmiş, yeni yeni cami ve kütüphaneler ilave edilmiştir. DOLMABAHçE SARAYI 19. yüzyılda Sultan I. Abdülmecit tarafından yaptırılan Dolmabahçe Sarayı'nın cephesi Boğaz'ın Avrupa kıyısında 600 m boyunca uzanmaktadır. Dolmabahçe Sarayı, Avrupa sanatı üsluplarının bir karışımı olarak 1843-1856 yılları arasında inşa edilmiştir. Sultan Abdülmecit'in mimarı Karabet Balyanın eseridir. Osmanlı Sultanlarının her devirde birçok sarayı bulunurdu. Ancak esas saray Topkapı, Dolmabahçe Saraylarının tamamlanmasından sonra terk edilmiştir. Dolmabahçe Sarayı üç katlı, simetrik planlıdır. 285 odası ve 43 salonu vardır. Denizden 600 metrelik bir rıhtımı, kara tarafında ise birisi çok süslü iki abidevi kapısı vardır. Bakımlı ve güzel bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alır. Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750 ışıkla aydınlanan 4.5 tonluk muazzam kristal avizesi ile ziyaretçileri hayrete düşürür. Sarayın giriş tarafı Sultanın kabul ve görüşmeleri, tören salonunun diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştır. İç dekorasyonu, mobilyaları, ipek halı ve perdeleri ve diğer tüm eşyası eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiştir. Dolmabahçe Sarayı mevcut hiç bir sarayda bulunmayan bir zenginlik ve ihtişama sahiptir. Duvar ve tavanlar devrin Avrupalı sanatkarlarının resimleri ve tonlarca ağırlığında altın süslemeleri ile dekore edilmiştir. önemli oda ve salonlarda her şey aynı renk tona sahiptir. Bütün zeminler birbirinden farklı, çok süslü ahşap parke ile kaplıdır. Meşhur Hereke ipek ve yün halılar, Türk sanatının en güzel eserleri, birçok yerde serilidir. Avrupa ve Uzak doğunun ender dekoratif el işi eserleri sarayın her yerini süsler. Pırıl pırıl kristal avize, şamdan ve şömineler sarayın pek çok odasında güzelliklerini sergiler. Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonu buradakidir. 36 m. yüksekliğindeki kubbesinden ağırlığı 4.5 ton olan devasa kristal avize asılı durur. önemli siyasi toplantılarda, tebrik ve balolarda kullanılan bu salon, önceleri alttaki, fırına benzer bir düzen ile ısıtılırdı. Saraya kalorifer ve elektrik sistemi daha sonraları eklenmiştir. Altı hamamdan Selamlık bölümündeki, eşi olmayan, güzel oymalı alabaster mermerleri ile dekorludur. Büyük salonun üst galerileri orkestra ve diplomatlar için ayrılmıştır. Uzun koridorlar geçilerek varılan harem bölümünde, sultan yatak odaları ve sultanın annesinin bölümü ile diğer kadın ve hizmetkarlar bölümleri bulunmaktadır. Sarayın kuzey eklenti bölümü şehzadelere tahsis edilmiştir. Girişi Beşiktaş semtinde olan yapı Resim ve Heykel Müzesi olarak hizmet vermektedir. Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün İstanbul ziyaretlerinde ikametgah olarak kullanıldığı sarayda en önemli olay, 1938'de Atatürk'ün ölümüdür. (Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır.) çIRAĞAN SARAYI Haliç ve Boğaziçi'nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların bir çoğu yok olmuştur. Büyük bir saray olan çırağan 1910 yılında yanmıştır. önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştı. Dört yılda dört milyon altına mal olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı. Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları, zengin döşenmiş mekanlar tamamlardı. Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü. Boğaziçi'nin diğer sarayları gibi çırağan da birçok önemli toplantıya mekan olmuştu. Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü ile bağlanmıştı. Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yıllar boyu harabe halinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile 5 yıldızlı, güzel bir otele dönüştürülmüştür. BEYLERBEYİ SARAYI Boğaziçi Köprüsü Asya kulesinin dikili olduğu Beylerbeyi, Bizans'tan beri saraylara tahsis edilmiş güzel bir semttir. Beylerbeyi Sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır. Cephe ve iç dekorasyonda Doğu ve Türk motifleri, Batı süs öğeleri ile birlikte kullanılmıştır. Dolmabahçe Sarayı'nın havasını taşıyan üç katlı yapı, harem ve selamlık bölümlerini oluşturan 26 oda ve altı salondan ibarettir. Bu küçük sarayın içi her biri küçük çapta bir servet olan Bohemya avizeleri, Yıldız imalatı çiniler ve seramik vazolarla süslenmiştir. Yaldızlı mobilyaları ile nefis halıları buraya ayrı bir güzellik vermektedir. Otantik mobilyalar, halılar, perdeler ve diğer eşyalar olduğu gibi korunmuşlardır. Denize bakan cephe süsleri, bakımlı bahçe ve orta bölümdeki havuzlu salon ile spiral merdivenler dikkat çeken yerlerdir. Arka yamaçta bir büyük havuz, teraslar ve türünün güzel örneği at ahırları yer almıştır. 1970'li yıllara kadar kullanılan eski yol bir tünel saray bahçesinin altından geçerdi. Sahilde iki küçük seyir köşkü bulunan sarayda devlet misafirleri de ağırlanırdı. (Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır.) YILDIZ SARAYI Boğaziçi'ne hakim tepeler ve vadileri kaplayan geniş alan üzerine serpiştirilmiş, yüksek duvarların çevrelediği avlular içerisinde köşkler, bahçeler kompleksidir. İstanbul'un bu ikinci büyük sarayı günümüzde değişik hizmetlere ayrılmış, bölünmüş durumu ile gelmiştir. Yıldız Sarayı, III.Selim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından ilk yaptırılan bir köşkler bütünüdür. II.Mahmut Yıldız adını verdiği ikinci bir köşk yaptırmış, bu isim daha sonra Abdülmecit, Abdülaziz ve Abdülhamit'in hükümdarlığında yaptırılan bütün gruba geçmiştir. Sultan Abdülaziz zamanında köşkler çoğalmaya başlamış, Malta, çit, çadır, Şale Köşkleri yapılmış, koru usta bahçıvanların elinde bakir görünüşüne dokunulmadan düzenlenmiştir. Sultan Abdülhamit, burada 32 yıl yaşamış, 33 yıllık saltanatında, şehir içinde şehir gibi olan bu korunaklı sarayı resmi daire ve haremi olarak kullanmıştır. Yönetim Kısımları'na ek olarak Yıldız Sarayı'nda birçok bölüm ve bir de cami bulunmaktadır. 19 uncu yüzyılın sonunda, II. Abdülhamit zamanında tamamlanmıştır. Yapıların en büyük ve zarifi Şale, sultanların nasıl bir lüks içinde yaşayıp eğlendiklerini göstermektedir. Dünyanın her yöresinden getirilen çiçekler, ağaçlar ve bodur bitkilerle bezeli büyük saray parkından Boğaz'ın panoramik görüntüsü çok güzeldir. Restorasyon çalışmaları nedeniyle sadece Şale ve park halka açıktır. (Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır. ) KIZ KULESİ İstanbul'un sembolü olan Kız Kulesi, Boğaz girişindeki kayalık üzerine kurulmuş küçük, şirin bir kuledir. Tarih içinde gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılan kule günümüzde turizme tahsis edilmiştir. Batı kaynakları burayı sevgilisi Hera'ya kavuşmak için yüzerken boğulan Leandros'un kulesi olarak tanıtır. Bir diğer hikayeye göre de burası, kızının yılan tarafından sokulacağını rüyalarında gören İmparatorun, emniyette olması için genç kızı yerleştirdiği kule idi. Meyve sepeti içinde gelen yılan trajediye sebep olur. GALATA KULESİ Bizanslıların Cenevizliler aleyhine hareketlerine karşılık, Cenevizliler tarafından yapılmıştır. Bölgeyi her türlü saldırıdan korumak için de bu kuleyi yaptırmışlardı. Kulede büyük sahanlığa kadar duvar içinde dönerek çıkan bir taş merdiven vardır. Son yıllarda 1967'de restore edilmiş, içine asansör konmuş, diğer katlarına da lokanta yapılmıştır. BEYAZIT KULESİ Bugünkü İstanbul üniversitesi merkez binasının bulunduğu yerdeki yapı (eski saray), II. Mahmut devrinde Milli Savunma Bakanlığı (Seraskerlik) olarak kullanılmıştır. Seraskerliğin avlusundaki ahşap kule, yangın gözcüleri için uzun süre varlığını sürdürmüştür. II. Mahmut, daha güzelini yaptırtmak için bu kuleyi yıktırmıştır ve kitabesine göre, onun emri ile, 1828 yılında Serasker Hüseyin Paşa tarafından o devrin mimari özelliklerini yansıtan, kagir bir kule yapılmıştır. 50 m yüksekliğindeki bu abide, belirgin kütlesiyle, kente karakteristik bir çizgi kazandırmaktadır. Ahşap bir merdivenle çıkılan yukarıdaki sahanlık, şehrin büyük bir kısmını kuşbakışı seyretme olanağı sağlar. HİSARLAR üçgeni andıran eski İstanbul yarımadasının etrafı 5. yüzyılda Roma döneminde yapılan, 22 km.yi bulan surlarla çevrilidir. Byzantion şehir sitesi, kurulmasından itibaren batı yönüne doğru genişleyerek 4 defa yeni surlarla çevrilmiştir. Marmara Denizi ve Haliç kıyıları da tek sıra fakat güçlü surlarla çevrili idi. Şehrin akropolisini çevreleyen surlardan, 3. yüzyılda yapılmış İmparator Septimus Severus ve 320'de Büyük Konstantin'in yaptırdığı 3. sur tamamen yıkılmıştır. Kara surları deniz kıyısından başlayarak tepeleri ve vadileri geçerek Haliç surlarına iner. YEDİKULE Bu surlardaki en görkemli kapı, Marmara Denizi'ne yakın olan "Altın Kapı" idi. Bu İmparator merasim kapısı, iki mermer kule arasında zafer takı gibi yerleştirilmişti. Zaferden dönen ordular, İmparator ve erkanı şehre bu kapıdan girerdi. Burayı çevreleyen Türk devri eseri 5 kule ilavesi ile 7 kule, bir iç kale haline sokulmuştu. Zaman içerisinde hazine, depo ve elçi hapishanesi olarak kullanılmış iken, günümüzde enteresan girişi ve "Altın Kapı" kuleleri ile şehrin bir diğer müzesidir. Yaz aylarında çeşitli etkinlikler ve konserler yapılmaktadır. ANADOLU HİSARI Karadeniz'in tek çıkışı Boğaziçi'nin Asya kısmında yer alan hisar, 1390'lı yıllarında Sultan Beyazıt tarafından yaptırılmıştır. Karşı kıyıdaki Rumelihisarı ile birlikte Boğaziçi transit geçişinin tam kontrol altında tutulması sağlayan bu küçük kale, burçlarına yaslanan eski ahşap evler ve civarı ile pitoresk bir manzara oluşturur. RUMELİ HİSARI İstanbul Boğazı'nın Rumeli yakasındadır. Bizans'a kuzeyden yardım gelmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından 1452 yılında yaptırılmıştır. üç büyük kule yapımını üstlenen çandarlılı Kara Halil, Saruca ve Zaganos Paşaların adlarıyla anılır. KöŞKLER, KASIRLAR Küçüksu Kasrı Yazlık olarak kullanılan saray, 19 uncu yüzyılın ortasında I. Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır. (Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır.) Aynalı Kavak Yazlık Köşkü Aynalı Kavak Yazlık Köşkü 18 inci yüzyılda yapılmış ve daha sonra çeşitli sultanlar tarafından restore ettirilmiştir. 1718'de takılan, bir kısmı Venediklilerden hediye aynaları nedeniyle bu ismi aldığı sanılmaktadır. Haliç üzerindeki saray, geleneksel Türk mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. (Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır.) Ihlamur Köşkü 19 uncu yüzyıl yaptırılan Ihlamur Köşkü ismini bahçesinde yetişen ıhlamur ağaçlarından almıştır. Şimdilerde İstanbul'un ortasında yer alan bu köşk eskiden şehrin dışındaydı. Merasim Köşkü resmi törenler için kullanılmaktayken, Maiyet Köşkü sultanın maiyetini, bazı hallerde de saraydan gezinti için ayrıldıklarında haremini barındırmıştır. (Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır.) Maslak Köşkü Sultan Abdülaziz tarafından av evi olarak tasarlanan Maslak Köşkü, 19 uncu yüzyıl Osmanlı süsleme sanatının kayda değer en güzel örneklerini taşımaktadır.(Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır. Hipodrom Günümüze çok az kalıntıları ulaşan Roma devri önemli yapıları ve abideleri, Hipodrom çevresinde inşa edilmiştir. "Büyük Saray" diye bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanında başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı. Bu saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. Semt Bizans ve Türk devirlerinde de merkezi önemini devam ettirmiştir. İstanbul'un en önemli abideleri Ayasofya, Sultan Ahmet Cami, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Yere Batan Sarnıcı burada, Hipodromun çevresindedir. Hipodromdan günümüze Theodosius Dikilitaşı, Konstantin Sütunu (örme >Dikilitaş), Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun) kalmıştır. Theodosius Dikilitaşı Anıt aslen eski Mısır eseridir. M.ö. 1547 yıllarında Firavun III. Tutmosis adına Heliopolis'de dikilmiştir. Pembe granitten ve yekparedir. üzerinde Hiyeroglif yazısı ile II. Tutmosis'in zaferleri yazılmıştır. 390 yıllarında Bizans İmparatoru I. Theodosius tarafından İstanbul'a getirilerek Hipodroma dikilmiştir. Kaidedeki kabarmalar üzerinde I. Theodosius, oğulları, karısı, Arkadios, Honorios ile İmparator II. Valantinianus görülür. Ayrıca Hipodrom sahneleri ve anıtın dikilişini gösteren tasvirlerde vardır. Gotlar Sütunu Topkapı Sarayı dış bahçesinde, Gülhane Parkı Sarayburnu girişinde bulunan ve Roma Devri'nden günümüze hiç değişikliğe uğramadan gelen çok eski bir anıttır. 3. veya 4. yüzyılda dikilmiş olan bu sütun, yüksek kaide üzerinde duran 15 m. boyunda yekpare mermerden ibarettir. Sütun başı korint üslubunda kartal arması ile süslüdür. Gotlar'a karşı kazanılan zaferden bahseden kitabe satırlarından dolayı abide "Gotlar Sütunu" adıyla da anılır. çemberlitaş (Konstantin Sütunu) MS 330'da Başkentin Roma'dan İstanbul'a nakli sebebi ile kentin ikinci tepesindeki büyük oval bir meydan ortasında,Konstantin'in şerefine dikilmiş olan ve çemberlitaş sütunu olarak da bilinen bu abide orijinalinden daha kısa olarak günümüze gelebilmiştir. Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun) Bu sütun Delphi'deki Apollon Tapınağı'ndan 4.yüzyılda İstanbul'a getirilmiştir. İstanbul'daki en eski anıtlardan birisidir. Orijinalinin M.ö. 409' da yapıldığı bilinmektedir. Birleşmiş olan çeşitli Yunan sitelerinin Persler'e galip gelmesi üzerine Pers ordusunun silahlarının eritilip dökülmesinden meydana getirilmiştir. M.S. 12. yüzyıldaki Latin kavimlerinin İstanbul'u yağmalaması sırasında, sütunun tepesinde bulunan üç yılan başından ikisi kaybolmuş, diğeri ise günümüze dek ulaşabilmiştir. Bu yılan başı bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde sergilenmektedir. Beyazıt Meydanı İmparator Theodosius devrinde MS. 393 yılında şehrin en büyük meydanı olarak inşa edilmiştir. Ortasındaki dev boyutlu zafer takının üzerinde yer alan bronz boğa başlarından dolayı buraya "Form Tauri" meydanı(Boğa Meydanı) ismi verilmiştir. üzerinde İmparatorun da heykeli yükselen zafer takından günümüze bir kaç mermer blok ve sütun kalmıştır. Kuzeyde, Fatih'in yaptırdığı ilk sarayın yerinde İstanbul üniversitesi bulunmaktadır. üniversite girişini oluşturan anıtsal kapı ve bahçedeki yangın kulesi 19. yy yapılarıdır. Meydanı süsleyen ve adını veren 15. yüzyıl Beyazıt Camii, kalabalık ve hareketli Kapalı çarşının komşusu olup, buraya ait külliyeden günümüze medrese, hamam ve dükkanlar kalmıştır. Sultanahmet çeşmesi (III. Ahmet çeşmesi) Topkapı Sarayı'nın Bab-ı Hümayun kapısı önündedir. Binanın dört cephesindeki taş ve bronz işçiliği yazılar kadar tahta saçakların süsleri birer sanat şaheseridir. çeşme, klasik dönemin sade çizgilerinden sıyrılmış, hatların zarafeti, zenginlik ve güzelliği ile emsalleri arasında sivrilmiştir. üsküdar III. Ahmet çeşmesi üsküdar'da iskele meydanında yer alır. 1728'de yapılmıştır. Ahşap çatılı ve dört yüzlü bir meydan çeşmesi olup mimarlık, hattatlık, taş işçiliği ve şiir sanatının bir şaheseridir. Alman çeşmesi Sultanahmet meydanında parkın içindedir. Alman İmparatoru II. Wilhelm'in İstanbul'u ikinci ziyaretinin anısı için bütün kısımları ile Almanya'da yapılmış ve İstanbul'a getirilerek hazırlanan kemerlerin üzerlerine konmuştur. 20'inci yüzyılın ilk günü olan 1 Ocak 1901'de açılış töreni yapılan bu çeşmenin üç kubbesi altın mozaik kaplıdır. Tophane çeşmesi Tophane Meydanındadır. 1732'de I. Mahmut tarafından Hassa Baş Mimarı Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır. İstanbul'un ünlü camileri arasında Sultanahmet Cami, Süleymaniye Cami, Rüstem Paşa Cami, Fatih Cami, Eyüp Cami, Yeni Cami, Sokullu Mehmet Paşa Cami ve Mihrimah Sultan Cami sayılabilir. CAMİ VE KİLİSELER Kente pek çok kilise ve manastır faal durumdadır. Bir kısmı ise cami haline dönüştürülmüştür. Studios Manastırı Kilisesi , Sergios-Bakhos Kilisesi, Aya İrini Kilisesi, Pantokrator Manastırı Kilisesi, Vefa Kilisesi (Hagios Theoderos), Myrelaion Manastır Kilisesi, Aya Tekla Manastırı, Eski İmaret Cami (Pantepoptes Manastırı Kilisesi), Kalenderhane Cami (Akataleotos Manastırı), Fenari İsa Cami (Lios Manastır Kilisesi) ve Fethiye Cami (Pammakaristos Manastır Kilisesi) ünlüleridir.
  2. Kalitesiz konusunda haklı olabilirsiniz evet seri üretim ve ucuzluk acısından dandik yapıyorlar hep
  3. Kemal Öztürk Turkoy

    Adana

    Çok büyük ve güzel yerlere benziyorlar...
  4. Alalım birertane yaaa
  5. Nikon'la çay keyfi bir başka olsa gerek 24-70 ile 70-200 lens'lerden yapılmış güzel eglenceli oyuncaklar
  6. Gezerken rastladım çok güzel ve anlamlı kolyeler fotoğrafcıların hoşuna gidicek şeyler
  7. Bu versiyonda güncellenme ile gelen yeni eklenen makina modellier aşağıdakilerdir.. Canon Powershot S100 Fuji Finepix X10 Leica V-LUX 3 Nikon 1 J1 Nikon 1 V1 Panasonic DMC-GX1 Ricoh GR Digital IV Samsung NX5 Samsung NX200 Sony NEX-7 Camera Raw 6.6 Buradan İndirebilirsiniz.. Yeni desteklenen lensler.. Canon Sigma 12-24mm F4.5-5.6 DG HSM II Canon Sigma 18-200mm F3.5-6.3 DC OS HSM II Canon Sigma 150mm F2.8 EX DG OS HSM APO Macro Canon Sigma 105mm F2.8 EX DG OS HSM Macro Canon Canon PowerShot S100 Leica LEICA ELMARIT-S 1:2.8/30 mm ASPH. Leica LEICA APO-ELMAR-S 1:3.5/180 mm Nikon Sigma 12-24mm F4.5-5.6 DG HSM II Nikon Sigma 150mm F2.8 EX DG OS HSM APO Macro Nikon Sigma 105mm F2.8 EX DG OS HSM Macro Nikon Nikon 1 NIKKOR 10mm f/2.8 Nikon Nikon 1 NIKKOR VR 10-30mm f/3.5-5.6 Nikon Nikon AF-S DX Micro-NIKKOR 40mm f/2.8G Phase One Mamiya AF 35mm f/3.5 Phase One Mamiya AF 45mm f/2.8 Phase One Mamiya Sekor AF 28mm f/4.5 D Aspherical Phase One Mamiya Sekor AF 80mm f/2.8 D Phase One Mamiya Sekor AF 55mm f/2.8 LS D Phase One Mamiya Sekor AF 80mm f/2.8 LS D Phase One Mamiya Sekor AF 110mm f/2.8 LS D Phase One Mamiya Sekor AF 150mm f/3.5 LS Phase One Phase One 28 mm Digital AF f/4.5 Aspherical Phase One Phase One 35 mm Digital AF f/3.5 Phase One Phase One 45 mm Digital AF f/2.8 Phase One Phase One 80 mm Digital AF f/2.8 Phase One Schneider-Kreuznach 55 mm LS f/2.8 Phase One Schneider-Kreuznach 110 mm LS f/2.8 Phase One Schneider-Kreuznach 150 mm LS f/3.5 Pentax Sigma 17-70mm F2.8-4 DC Macro OS HSM Sigma Sigma 12-24mm F4.5-5.6 DG HSM II Sigma Sigma 120-300mm F2.8 EX DG OS APO HSM Sigma Sigma 150mm F2.8 EX DG OS HSM APO Macro Sigma Sigma 105mm F2.8 EX DG OS HSM Macro Sigma Sigma DP2x Sony Sigma 17-70mm F2.8-4 DC Macro OS HSM Sony Sigma 50-200mm F4-5.6 DC OS HSM
  8. Merhabalarlar arkadaşlar nikon'un çıkacaklan olan 2 yeni modeli d700 üstü ve d3s'in üstü olacak olan 2 model'in D4 Adında Düşünülen en üst modeli Hakkında nette dolaşan bilgiler gün gittikce kesinleşiyor gibi bununla ilgili aşağıdaki bilgiler yer alıyor.. 16.2 MegaPiksel 11 fps çekim hızı 100-102,400 ISO aralığı, 50 ve 204.800 ‘e artırılabilir. CF + XQD hafıza kartı girişleri var. Yani yeni kullanılmaya başlanacak XQD kartlar D4 ‘te kullanılacak. Yeni Nikon WT-5 kablosuz tetikleyici ile uyumlu olacak. Ethernet entegre edilmiş olacak. Yüz tanıma sistemi/vizörden yüz tanıma sistemi aktif olacak. Bu konuda Nikon ‘un çeşitli patentleri var, belki yeni bir vizör sistemi… Geliştirilmiş video, tahminen 1080p/30/25/24 ve720p/60/30/25/24. Bu yeni Nikon d800 özelliklerine benziyor. HDMI çıkışından sıkıştırılmamış video out. Video çekimi sırasında diyafram kontrolü sağlayabilecek 2 buton atama özelliği. Geliştirilmiş 51 AF noktası / 9 çapraz tip sensör. Bu model ile Canon EOS 1Dx. ile rekabet olacagını söylüyor. ürünü tahmini olarak Las Vegas 'da PMA Show'da (10-13 Ocak, 2012) tarihlerinde sunucagını söyleniyor...
  9. Yepyeni bir bellek kartı formatımız daha oldu... Üstelik yeni format hız konusunda sınız tanımıyor! CompactFlash Briliği, XQD adındaki yeni hafıza kartı tipini duyurdu. Standart SD kartlardan bÜyÜk olan bu kart, saniyede 125 MB veya ÜstÜ yazma hızlarına ulaşıyor. Özellikleri PCI Express temelli olan yeni kart, ileriye dÖnÜk performans sorunlarını da çÖzmeyi hedefliyor. 38.5 x 29.8 x 3.8 mm boyutlarında olan kart, bugÜn fotoğraf makinelerinden kullandığımız kartlardan daha bÜyÜk bir boyuta sahip ve aynı amanda daha dayanıklı. Bildiğiniz Üzere şu anda Üst seviye ve profesyonel fotoğraf makinelerinde standart hafıza kartı olarak Compact Flash kullanılmakta. SD kartlara gÖre daha yÜksek okuma-yazma hızları sunan bu kartların ileride XQD tarafından yer değiştirilmesi muhtemel. 2012 yılında aramızda olacak kartlar için Nikon ve Canon şimdiden kuyruğa girmiş durumda. Kartları yakından gÖrmek istiyorsanız Şubat'ta Japonya Yokohama'da dÜzenlenecek CP+ 2012 fuarına gitmeniz gerekecek.
  10. Kemal Öztürk Turkoy

    benim o ...

    © © Kemal Öztürk Turkoy

  11. Gerçekten güzel fotoğraflar goruyorum burayla ilgili tebrikler...
  12. Birazdaha keskin bir fotoğraf görmek isterdim.. bu denli bakışlarda... tebrikler.
  13. PocketWizard®'dan MiniTT1 ve FlexTT5 iki tetikleyici için nikon ve canon makınlarda kullanım ve hataları giderme için bir yazılım güncellemiştir.. aşağıdaki link'den yazılıma ve bilgilere ulaşabilirsiniz.. http://www.pocketwizard.com/support/downloads
      • 1
      • Harika
  14. Eğer Alacagın ürün 75€ veya fazlası ile ürünün ebadı kucuk ise satıcıyla gorusup dusuk fiyat gostertirebilirsiniz..
  15. Kemal Öztürk Turkoy

    10-20mm

    Merhaba Abdurrahman bey sigma 10-20mm 1.5 yıldan fazla süredir kullanıyordum geçen ay'a kadar FX formata geçtigim için sattım Setimin arasında göz bebeğim gibi birşeydi Yani Eğer geniş açıya bir hayranlığınız var ise Hiç Düşünmeden alıncak lens'dir.. Verdıgınız paranın karsılıgını fazlasıyla veren keskınlıgı yerinde köşe bozulmaları çok az gibi özellikleriyle harika.. Ben Aldıktan sonra F3.5 Olan versiyonda çıktı onda daha ileri elementler ile çok iyileştirmeler yapıldı..
  16. Zaten paypala hesap tanımladıysan hesapda' para varsa ordan ceker eger yoksa paypal ile alış veriş yaparsan hesapda para olmadıgı kredi kartından devam edicegını veya 1den fazla fazla kredi kartı varsa onları secmesını ıstıycek sende..
  17. o ses Motor'dan veya İçeride Dönen odak uzaklıgı bileziğinden geliyor olabilir çok gelmiyorsa ses pek önemli degil odaklamıyor derken odaklamam bundan dolayı kaynaklanmaması lazım yanı odaklama yapmazsa hiç yapmaz.. Sesi odak uzaklıgını açtıgınız (135mm) zaman daha çok gelme ihtimali vardır.. eğer 135mm'lerde netleme iyice zorlaşıyorsa lens'in ufak bir tamir görmesi gerekiyor gibi..
  18. Reklamda Sizlerden Destek'de şart Çalışmalar Hızla Devam Ediyorrr
  19. Merhabalar Hoşgeldiniz Elimizden Geldiginde fazla kişiye duruyu yapmak istiyoruz ogrensın bılsınler diye sizlerin yardımı işe daha'da büyümeyi planlıyoruz.. Haklısınız Canon'dan sonra yayına geçmiş bir projeyiz Ancak dedıgınız gibi hep hedefımız fotoğraf oldu adımız ne kadar nikonturk'de olsa Genel Fotoğraf Mantıgından Gitmek istiyoruz...
  20. Aldıgım Grip Orjınal degil evet meike md300 olması gerekiyordu modeli kullanıyorum gercekten bır sıkıntısını gormedım pek fazla orjınalı keskın hatları dısında birşeyi aratmadı gercekten.. Evet bahadır suana kadar ebay'dan ve farklı sıtelerden 50'ye yakın alısveriş yaptım
  21. Bence bu kadar uzunluklarda fazla birşey olmaz ancak arada bir USB-HUB kullanmak ama Beslemeli Elektrik(adaptör) olan USB-HUB'lardan olucak.. Böyle Kullanmak daha verımlı yapabilir.. wLan-SDCARD İşindede haklı olabilirsin belkii evet yaptırılabilir..
  22. Düşüncenizde haklısınız fotoğrafın exif bilgilerinde kayıp yok ise sistem otomatik bulucaktır ancak yok olanlar fotoğrafın acıklama bolumune bilgileri yazabilirler.. Sizler ile daha güzele gidicez inşalalh...
  23. Kemal Öztürk Turkoy

    Boğaz

    Fotoğrafı 400 KB Limiti Oldugu İçib Pixel degilde kaliteden kısarsanız 200 KB gecmez .. Fotoğraf Dogru Katagoriye Taşıdım Üyelerin Hataları kendi taşımaları ıcın calısmalara baslıycam.. TeşekkÜrler..
  24. Yurtdışından getirtmem çok kolay olabilir bunu.
  25. İnşallah yakın zamanlarda bir tanısma kaynasma etkınlıgı yapmak ıstıyorum... saygılar..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.