İçeriğe git

Ramiz AKSOY

Üye
  • İçerik sayısı

    771
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Gün Kazandı

    51

Yazıları bölümüne Ramiz AKSOY kullanıcısının eklediği içerikler

  1. Tüm fotoğrafçılar karşı çıkar, hayır öyle değil, sen beceriksizsin sen çekemiyorsun, sen bilmiyorsun bu işi derler.

    Evet ben bilmiyorum, bildiğimi de iddaa etmiyorum zaten.

    Ancak benim yanlış gözlemlediğimi iddaa eden kişi önce kendi gözlemini bir gözden geçirmeli.

    Portre fotoğraflarında asıl mevzu insandır.

    Teknikmiş, taktikmiş, bunların hepsi fasa fiso.

    Karşınızdaki manken poz vermesini biliyorsa o fotoğraf beğenilir.

    Fotojenik olmayan bir insanı değil D810 ile D327661732823193 ile de beğendirtemezsiniz.

    Katılmıyorum yüzde yüz modeldir diye birşey yok , istersen bir model kiralayıp durumu canlı test et ne dersin ?

    • Harika 1
  2. Battery gripte bir anormallik olabilir mi? Çünkü ben, sürekli battery gribi kullanıyorum.

    Şöyle ki; Battery gripteki biten pili Çıkartıyorum, makinedeki dolu pili battery gribe alıyorum. Makineye yeni şarj olmuş biti takıyorum. Dolayısıyla hiÇ makineden kullanmamış oluyorum. Sürekli battery gribi kullanmış oluyorum yani. Dolayısıyla battery gripte bir anormallik olduğu düşünülebilir mi?

    Grip orjinaldir diye düşünüyorum ?

  3. Sonra uzun yazarım, şimdi kısaca yazıyorum:

    85mm F1.8 AF-D var, uzun zamandır kullanıyorum. 2 ay evvel 85mm F1.4 AF-S Nano aldım. Keşke çok daha önce alsaydım!

    Mehmet hocam izninizle bir ekleme yapmak istiyorum , Mehmet hocanın yukarıda yazdığı seçiminin tamamen kendisinin çekim tarzı , hitap ettiği müşteri kitlesi ve kullandığı saha ile ilgili olduğunu genelde de en az iki gövde ile çalıştığını unutmayalım , örneğin çok uç örnekler olacak ama bir makro veya kuş fotoğrafçısının bu lens sahada hiç bir işine yaramayacaktır.

  4. Tamamen alakasız biliyorum ama ;

    Bugün Bosch 'tan aradılar beni. ( 6-7 ay öncede aramışlardı :) ) 2001 Tarihinde yani tam 13 sene önce satın aldığım Bulaşık makinasını kullanıyormusunuz diye sordular. Nedeni ise ; imalat hatası bir parça barındırdığı ve parçayı ücretsiz değiştirmek istedikleri içinmiş. Oysaki ben makinayı 11 sene kadar çatır çatır kullandım ve modeli eskidiği için kapıcıya vermiştim. :)

    Bosch 'tan tam kare bir gövde üretmesini bekliyoruz :)

    Yiğidi öldür hakkını yeme derler , Nikon'da benim yurtdışı makineme yetkili serviste ücretsiz ömür boyu bakım hizmeti verdiriyor :)

  5. Kesinlikle bu da mümkün.. Dünya iyice arsızlaştı, vallahi her şey mümkün!

    Koskoca dev şirketler, (şimdi isim vermeyelim) ki, bunların markaları güven kavramı temelleri üzerinde hayatiyetlerini idame ettirmektedirler ve bu yüzden ayaktalar. Düşün artık bu şirketler bile insanların gözünün içine baka baka yalan söylüyorlarsa.. Desene sende, distribütörlerin sahterkar olmadıkları ne malum.

    Haklısınız Ramiz bey, mümkündür.

    "Burası Türkiye" diyeceğim, ama değil. Artık "burası dünya" sözü daha geçerli. Gerçekten bütün dünya artık bir güven sınavı veriyor.

    Eskiden Alman malı dediğimizde sağlamlığıyla meşhurdu. Bizim kuşak iyi bilir.

    Ama artık Alman malı diye aldığımız ürün bile bazen çin malından çürük çıkabiliyor.

    İşte dünyanın geldiği nokta!

    Ben de olayı iyice dramaya bağladım :D

    Sonuçta kime güvenebileceğimizi bile şaşırdık!

    Ne yapalım?

    Valla Muhammed bey ben bir 70-200 VR II ye üzerinde disbiritör etiketi var diye fazladan 2000 tl veremem , kendimce güvendiğim esnafa gider bilgim dahilinde ürünü test eder sağına soluna iyice bakar parasını verir çıkarım , ha sorun sonramı çıktı yine o adamın kapısınız çalar çözmeye çalışırım ki çözmüşlüğüm de oldu :)

    • Harika 1
  6. Ne kadar güvenilebilirki onlara Ramiz bey? Bakın bu da ayrı bir konu, ayrı bir başlık..

    Benim şahsem bir endişem var öteden beri,..

    Bu nikon bu spot ürünleri özel üretiyor. Yani bunlar özel üretim. Kimler için? Tabiiki çok büyük satıcılar için. örneğin, Türkiye' deki distribütör yıllık 10.000 adet satıyor ve Türkiye gibi diğer ülkeler, diyelim 10 tane ülke olsun ve onlar da 10 ar bin satıyor olsun., 10 ar binden toplamda 10 ülkeye 100.000 adet satıyor olsun. Şimdi siz kendiniz üretici olsanız Türkiye gibi 10 ülkenin satış kapasitenden fazla miktarda bir sipariş veren bir firma gelse. Ve sizden 200.000 adet ürün sipariş etse. Ama bir şartla dese. Nedir o? Sen kendi distribütörlerine bunu 100 tl ye veriyorsan bana 60 tl ye vereceksin dese. Şimdi düşünün. 200.000 adet siparişi elinizin tersiyle geri mi itersiniz? Yoksa bu adama özel üretim mi yaparsınız? (yani teklif etmiş olduğu fiyata göre) ucuz ürün mü üretirsiniz? üretirseniz nasıl üretirsiniz? Düşünün!! Elbette normal ürünün etinden budundan kısarak tabiiki. Bu işler böyle dönüyor dünyada. Bu sadece fotoğraf makinesi piyasasında böyle değil. Emin olun. Ben bu konuyla ilgili çok şey söyleyebilirim. Yani türlü Ali Cengiz oyunları vardır... Türlü satış politikaları, türlü taktikler vs..

    Mesela ben kendim uzun yıllar imalat sanaayiinde çalışmış biri olarak bu tür şeylere çok tanık olmuşumdur.

    Bakın şu üniversitelerde kitaplarda öğretilen bir gerçektir: Sana yağını herkes bilir. Yıl olarak tam hatırımda değil, olsun 40 sene öncesi.

    Sana yağı piyasayla rekabet edebilmesi ve karlılığını sürdürebilmesi için fiyatından ödün vermesi lazımdır. Hem fiyatından ödün verecek hem de zarar etmeyecek. Zira zarar ederse işletmenin zaten ömrü biter. Ee..? O zaman?

    Şöyle bir çözüm: Bu üründeki maliyet kalemlerinden birini veya bir kaçını kısmamız lazım. Ama neyi? İşte zaman Sana şu kararı alır: üründen öyle bir şeyi keselim ki, bunu normal kullanıcı farkedemesin. Ancak gurmeler yada büyük aşçıların en fazla anlayabilecekleri bir şey olsun en fazla. Bu düşünceyi tutmuştur Sana ve gerçekleştirmiştir de. Gerçekten de üründe yüksek maliyet teşkil eden hatta ürünün lezzetini tamamlamasında da önemli bir katkı maddesi/veya ana bileşenlerden bir malzemeyi azaltırlar. (adı aklımda değil şu an) Ve sana gerçekten de bunu yapar ve tabii karını da artırır. Yani ürünün içinde kullandıkları - atıyorum - mesela, gerçek tereyağını kilo başına 100 gr kullanıyor idiyse artık 30 gr kullanmaya başlar ve onun yerine kültürden elde etme sahte tereyağ kullanmaya başlar vs.. Sana ne yapmış oldu şimdi? Tabiiki tüketiciyi pazara getirdi. Bunun işletmecilikteki adı maliyet politikası. Tabii benim dilimdeki karşılığı sahtekarlık, ayrı konu...

    Gerçi bizim konumuz tabiiki fotoğraf makinesi.

    Maksadım türlü pazarlama ve satış politikaları var. Kısa bir örnek vermekti amacım.

    Şimdi Nikon'un da böyle başka kanallardan bu şekilde piyasaya ucuz ürün sürmüş olması beni rahatsız ediyor.., yani bu spot mallara hiç güvenesim gelmiyor.

    Ama gerçekten bu sürecin nasıl işlediğini bilen biri varsa beni temin ederse, ben de tatmin olursam neden fazla para ödeyeyimki? Hatta kalan paranın üstünü de bir Nikonturk buluşmaşında arkadaşların çay simit parası yaparız :)

    özet: Benimki sadece bir kuşku. Bilmem, gerçekte böyle olmayabilir de. Belki bu Nikon sahtekar değildir. Ya sizce?

    Yetkili disbiritörlerin bahsettiğiniz ürünleri (Var ise ben hala olmadığını düşünüyorum ) alıp yüksek fiyattan kakalamadığını kim bilebilir ? Ben bu olayı yapan çok büyük telefon tedarikçi ve disbiritörleri biliyorum ülkemizde

    • Harika 1
  7. Videodaki adam ilginçmiş . 5 katı diyor ya, ben bunu 3 katı olarak öğrenmiştim. Lensin arka tarafına kapağını takmadan anlatıyor ya, irrite oldum. Koruma tedbirlerinden bi haber.

    Bence Sigma alalım, bakın mavisi yok, her taraf bronz sarısı :)

    post-1343-0-94117400-1416275664_thumb.jp post-1343-0-56832700-1416275666_thumb.jp post-1343-0-94339300-1416275667_thumb.jp

    O videodaki adam Kocaeli Üniversitesi bölÜm başkanı özer Kamburoğlu :) reklam işleri ile arası iyi olan biridir o yÜzden videoya şaşırmadım :)

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.