Atalay Mete

29 dakika önce, emrecnl yazdı:

aynen hocam f değeri düşük olan lenslerin önemini şimdi anlamaya başladım ben, kapalı ve karanlık yerlerde çekim rahatlığı ama fiyatları da çok güzel  , birde enstanteneyi 1/20 filan yapsam nasıl olur ? sigma lens ile tüm salonu almak güzel olabilir herhalde dimi ?

Emre bey, Sigma 10-20 asla kötü bir lens değil ancak çok fazla kusıtlamakar getiren bir lens. Croplu bir gövdede ultra geniş açı lens istiyorum diye kime sorsanız, size önerilecek yan sanayi lens, Tokina 11-16 f/2.8 lens olurdu. Hem size sabit f 2.8 açıklık sağlar hem büyük bir olasılıkla cebinizde bayağı bir paranız kalırdı.

piyasada çok tutulan lensleri satın almanın bir faydası da satmanın kolay olması.

sizin yerinizde olsam elimdeki lensleri satmaya çalışır yerine 2.8 sabit odak açıklığı sağlayan bir standart zoom lens alırdım. 

 Enstantaneyi 1/20 yaptığınızda standart bşr tripotla bile net fotoğraf çekemiyebilirsiniz. Uzaktan kumanda, perde sabitlemek, vs gerekir

Hüseyin bey, hobimize verdiğimiz değerin bir ölçüsü olarak terminolojiyi doğru kullanmamız gerektiğine inanıyorum.

10-20 mm odak mesafesi olan lenslet geniş açılı, değil ultra geniş açılı gruptadır ( sensör kısa kenarından daha küçük odak mesafesi)

50 mm ye kadar ise geniş açı.

50 mm den sonra artık açı daralmaya (gözümüze göre) başlar ve tele ismini alırlar.

yani, 18-55 mm de kısa odak mesafesinde geniş açılı bir lenstir.

Sigma 10-20 çok başarılıdır ama ultra geniş açı nedeniyle dediğiniz gibi istenmeyen etkiler olabilir.

gene de Emre bey her iki lensini de götürmeli derim. DSLR nin avantajı, lens değiştirebilmek değil mi!

bu örnekte de olduğu gibi, hızlı  (f/2.8 ve daha geniş açıklık sunan) standart zoom lensler neden çok kullanışlılar, anlıyoruz değil mi?

Emre bey, burada kast ettiğiniz Oda Seçimleri nedir? Bir meslek odasının yapacağı seçim mi? O zaman konuşmacıları ve salonu (ilgiyi) gösterecek şekilde iyi konumlanarak fotoğraf çekebilirsiniz. Önemli olan sizin görünmez olmanız. Konuşmacıların dikkatini dağıtmadan, dinleyicileri engellemeden bu işi yapmak gerek. Konuşmacıları alttan aydınlatmalı kürsüde çekerseniz hortlak gibi çıkarlar. Mümkünse kullanılması düşünülen fotoğraf kareleri için iyi aydınlatılmış bir mekanda (teras, balkon, fuaye, vs) size fotoğraf için zaman ayırmaları olur (düğünlerde olduğu gibi). Oraya giderken yeterli SD kart kapasitesi, mümkünse iyi bir tepe flaşı (makine flaşını kullanmayın) ve tripotla gitmekte fayda var.

Oda seçimleri için aday olacak ise ve broşür, poster bastırmak gibi bir niyeti varsa bu işe hiç girmeyin. Mutlaka stüdyo ve daha sonra iyi işleme programlarına gereksinim var.

Kolay gelsin, şimdiden elinize sağlık.

Haberlerde duyurusunu yaptığımız BBC linki ile ilgii detay burada

http://www.bbc.com/news/world-10768282

Mehmet bey, sorunuzu sorarken başka geniş açı öneriniz olur mu demişsiniz. Öte yandan FF format için sunduğunuz seçenekler geniş açı değil, ultra geniş açı lensler. Geniş açı için, zoom lens olarak Gerek Nikon un gerekse Tamron un 24-70 f/2.8 lensleri ilk tercih olmalıdır diye yaygın bir kanaat vardır. 

Turgut bey,

Malum, telif hakkı özünde haklarınızı korumaya amaçlı bir eylem. İster maddi, ister manevi olaraki hakkınızı korumak için fotoğrafın size ait olduğunun belgelenmesidir. Fotoğraflar digital ortama kayıtlı oldukları için fotoğraf üzerine yazacağınız yazılar, logolar işleme programlarıyla kolayca silinebilir. Eğer fotoğraflarımı bol bol sergileyerek "ben buradayım" şeklinde ticari amaç güdüyorsanız yapın tabi. Ancak bunu görünmeyecek şekilde, exif bilgilerine de dahil edebilirsiniz. Kimi bodylerin menüsünde bu işlem varken sanırım Nikon un giriş seviyesi bodylerinde yok. En azından bendeki D3300 da bulamadım. Ancak Exif Pilot gibi bir uygulama indirerek istediğiniz blgileri exif dosyasına yükleyebilirsiniz. Ha, bu yazılım işlerinin ustaları oradan da isminizi kaldırabilirler belki ama makineniz içine de size ait olduğuna dair bir etiket koymuş olursunuz.

Hüseyin bey yanıt için teşekkürler, ben de çok faydalandım.

Akif bey, her şeyden önce fiyatından anlarsınız. APS-C sensörlülere göre yaklaşık beş misli fiyatla satılıyorlar. İkincisi, internette hem türkçe incelemelerde teknik veriler sunuluyor hem de yabancı kaynaklı review larda. 

Ancak aynasız bir makinede FF bana çpk anlamlı gelmiyor. Bakın Tahir Yıldız arkadaşımızın aynasızlar hakkındaki genel değerlendirmesi:

"Genel hatları ile aynasızlar DSLR lara alternatif olarak üretilen, daha hafif, taşınması kolay olan ve bu özelliklere karşılık görüntü kalitesinden fazla taviz vermeden DSLR kalitesinde çekmenizi sağlayan bir fotoğraf makinesi sınıfı. Daha çok sokak, sabit manzara, obje ve portre fotoğrafçılığında tercih ediliyorlar. Spor fotoğrafçılığı, ornito foto (kuş fotoğrafçılığı) gibi hız gerektiren ve doğa-safari fotoğrafçılığı gibi yüksek zoom lenslere ihtiyaç duyan dallarda kullanılmaları mümkün değildir, en azında şu aşamada…"

aynasuzların lens, flaş, vizör vs donanımlarının da kendilerine özgü olduğunu düşünürseniz sistemi komple değiştirmek gerekiyor,  değer mi? Sokak ve anı çekmek için cep telefonlarımuz var ya..

Dışarıdan güç kaynağı bağlanamıyor olsa da uzaktan kumanda ve yaygın kullanımı nedeniyle Yongnuo benim tercihim olurdu ama bu tercih kesinlikle somut bir karşılaştırmaya dayanmıyor. İsterseniz Hayyam daki servislere bir sorun. Arıza durumunda ne yapıyorlar? 

Yukarıda verdiğim linklerden üçüncüsü RAW açma programları listesidir"

Düğün fotoğraçısı iseniz ya da çok yüksek sayıda fotoğrafa işkem yapmak gerekiyorsa hepsi bir arada -edit, import ecport, print, vs-  olan ve edit ederken anında yaptığınız etkiyi izleme olanağı veren adobe ps lightroom. Yok ben seçtiğim kimi fotoğraflara edit işlemi yapacağım derseniz Nikon un sunduğu ücretsiz yazılımlar .

Bu arada capture nx-d hala ücretsiz , değil mi? 

Sayın shadow bey, bu "ucuz"  (İngilizce terminolojide de böyle geçiyor) flaş grubunda kalite olarak hangisini alırsanız diğerinde aklınız kalır diye bir şey olacağını zannetmiyorum. Aralarında fiyat farkı da çok azdır herhalde. Dahası Nikon flaş dışında master olarak kullanılacak olanı yoktur diye tahmin ediyorum. O zaman ikincil özellikler, mesela ; dışardan batarya bağlantısı var mı, gücü,, dolma süresi gibi etkenlere bakmak lazım. Eğer kardeşiniz düğün fotoğrafı çekiyorsa kalem pil yerine şarj edilebilir bataryalı, dışardan batarya bağlantılı olması öne çıkan özellik olabilir. Buna karşın slave olarak ta kullanılır diyorsanız uzaktan kumandası da olan daha yaygın bir marka olması tercih nedeni olabilir.

Emre bey burada fotoğraf çözünürlük, keskinlik, vs kalitesinden ziyade kanvas tablo yapan baskı yöntemiyle ilgili teknik bir konu sormuşsunuz. Bildiğim kadarıyla pamuklu kumaşa baskı yapılacak ve siz de dekor amaçlı kullanacaksınız. Burada hem kompozisyon hem de renkler ve tonlamalar  müdahale edilebilir olmalı diyorsanız büyük olasılıkla fotoğrafı RAW gönderin, çalışıp fikrinizi alalım da diyebilirler; sen gönder abi istediğin formatta, ne çıkarsa bahtına da diyebilirler..

Onur bey merhaba, hoş geldiniz,

Sözünü ettiğiniz her iki makine de oldukça "gelişmiş" makineler. Her ikisi de çok güzel makineler. Bu  forumda yazan kişiler Nikon u tercih ettikleri için buradalar. Size boşver Nikon D7200 ü, git Canon 70D al diyecek kişi burdan pek kolay çıkmaz. Zira bu tercih, sadece kullandığımız gövdeleri muadillerinden daha iyi bulduğumuz için değil, lensleriyle, flaşlarıyla, filtreleriyle, yazılımlarıyla yani bütünüyle Nikon tercihi yapmış olan kişilerden söz ediyoruz.

Her iki gövdenin karşılaştırmasında benim tercihim D7200 olurdu. Her şeyden önce ilk digital SLR makinem bir Nikon du ve daha sonra edindiğim Canon ürünlere kumandalara alışmakta çok zorlandığım için Nikon a dönüş yaptım. İnanın, böyle bir dönüş, lensleriyle, flaşlarıyla vs çok maliyetli, çok yıpratıcı oluyor.

İkinci nedenim ise asıl amacı fotoğraf çekmek olan makinenin muadiline göre çok üstün performans sergiliyor olması olurdu. Düşük ya da zor ışıkta bize gerekli olan DSLR nin, özellikle de ISO başarımı D7200 için çok önemli tercih nedenim olurdu.

Video konusu ise su götürür. Nikon 60/fps video özelliği sunuyor ki hiç yabana atılmayacak üstünlük. Öte yandan Canon daki hareketli ekran ve devamlı AF gerçekten video çekiminde büyük kolaylık ve tabii  üstünlük.

Dokunmatik ekranla benim hiç işim olmaz. Dedim ya Nikon un kumandaları ezberimde.

Gelelim ilk DSLR tercihinizdeki bu seçenekler konusuna. Aile ve tatil fotoğrafı çekmek için kesinlikle uygun tercihler değiller.  Bu body ler daha çok, Ornito, spor muhabirliği gibi özel amaçlara yönelik makineler. O nedenle de bu kadar pahalılar. Yaklaşık aynı fiyatlara full frame (sensörü 35 mm filme eşdeğer ) makine satın almak mümkün.

Ben sizin sözünü ettiğiniz amaçlara yönelik olarak D3xxx serisi makinelere ve çok kaliteli lenslere bakardım. İlla Canon 70D muadili olsun derseniz Nikon D5300 e bakın derim. Bu makine Canon 70D ye muadil (eşit) özelliklere sahip ve çok daha ucuz!

Aslında Samsung u hatırlamasak daha mı iyi acaba. Piyasaya milyonlarca ürün verdikten sonra toplam 35 arıza bildirilince (> 0.001) tüm ürünleri geri çağırdılar.

Burada zaten konu, arızanın olup olmamasından ziyade markanın bunu nasıl yönettiği konusu.

Tayfun beyin yaşadığı olayda nasıl hayal kırıklığı yaşadığını ve marka konusunda ilk aldığı kararı hatırlarsak bunu yaşatmamak nasıl mümkün ona odaklanmakta fayda var.

Forumlar elbette bilgilendirmek için varlar. Tayfun bey bu başlığı okusa ya da başka forumlar ya da haber kanallarını araştırsa daha tedbirli olabilir ya da belki başka marka ya da markanın başka ürününe yönelebilirdi. Ancak "marka" ya güvendiği için hayal kırıklığı yaşadı.

Burada hiç sözü edilmedi ama Nikon (Türkiye de dahil) D750 için bir de deklanşör hatası bildirdi ve tüm ürünleri servise çağırıyorlar ve zaman dilimi aynen makalede bildirildiği gibi 6-7 aylık bir süre:

Aralık 2014'ten Haziran 2015'e kadar üretilen D750 fotoğraf makinelerinde de görüldüğünü tespit ettik.
Bu nedenle, Ekim 2014'ten Haziran 2015'e kadar üretilen tüm D750 makineleri için inceleme ve deklanşör onarımı için talep edilebilir. Bu durumun yol açmış olabileceği olumsuzluklar için içtenlikle özür diliyoruz.

Bu duyuru halen Nikon Türkiye sayfalarında (Servis başlığı, 7. madde) duruyorsa bunun anlamı, böyle bir ürün tüketici eline ulaşabilir, değil midir?

Emre bey, eğer jpeg olarak kullanmayacaksanız (jpeg te makinenizin yaptığı bir edit işlemi dosyası), PS ya da başka işleme programı kullanacaksanız RAW çekin tabii.

Ama zaten jpeg benim işimi görüyor derseniz RAW çekmenize gerek yok. Hatta yolculuk, gezi gibi aktivitelerde SD kartınıza göre büyüklük ayarı yapıp çekin ki, yarı yolda kalmayın. Düğün, mezuniyet töreni, vs gibi tekrarı mümkün olmayacak ve ömür boyu saklanacak görüntüleri, başlangıçta jpeg olarak kullansanız da, RAW halinde depolamak akıllıca olabilir. Bunun için de SD kart yedeklemeyi unutmayın. Davetlileri çekip nikah anını ya da kep atma ritüelini kaçırabilirsiniz!

Bu arada linki vermeyi unutmuşum. Nikon Türkiye uygulamaları ücretsiz kullandırıyor

http://www.nikon.com.tr/tr_TR/product/software/viewnx-i (bununla açabilir)

http://www.nikon.com.tr/tr_TR/product/software/capture-nx-d (bununla da edit -işleme yapabilirsiniz)

http://www.turknikon.com/nef-dosyalarini-hangi-programlarla-acabilirim-11942

Sebahattin bey,

Bu konuda yaptığım araştırmaları tam olarak buraya yazmadığım için bana ait bir kanı gibi oluştuğunu fark ettim. Hatalı ifade etmişim. Kalite kontrol problemi kanaati bana ait değil. Aslına bakarsanız, Nikon da işler sizin yukarıda sözünü ettiğiniz gibi de yürümüyor (muş).

Özetle, sizin sıralamanızdaki,

Stoklarınızda varsa, hemen sevkiyatı durdurursunuz.

Bayilerinizi kontrol edersiniz, ellerinde satılmamış bu ürünlerden varsa geri çağırırsınız.

aşamaları çok gecikmeli olarak çalışıyor (muş).

Temel neden: Mass markete ürün veren firma, ilk ürünler tüketici eline geçtikten sonra üretim bandında 6-8 ay gibi bir planlamayı durdurmayıp çalıştırmaya devam ettiriyor(muş).

Problem, genellikle tüketicilerin problemi farkedip, forumlarda, YouTube ta paylaşmalarından sonra giderilme yoluna gidildiği için kullanıcılar kendilerini "beta tester" olarak hissediyorlar (mış).

Tüm bunlara karşın adamlar temelde iyi, başarılı, beğenilen ürünler yapıyorlar. Ben de param olsa gider bir D750 alırım.

Literatür: (diğer markaların , Canon, Pentax, Sony forum ya da bağlı literatürleri kullanılmadı)

1. http://www.shutterbug.com/content/nikon’s-quality-control-problem#c30y4vYysgG9RhJJ.97

2. https://photographylife.com/nikon-quality-assurance-and-marketing-gone-wrong

3. https://photographylife.com/nikon-quality-control-issues

4. http://www.photographybay.com/2015/02/24/10-things-photographers-hate-about-nikon/

5. https://www.dpreview.com/forums/post/38268990

6. http://nikonrumors.com/forum/topic.php?id=12477

Tayfun bey, bilgilendirme için teşekkürler.

Son olaydan anladığımız kadarıyla:

- Nikon kalite kontrol birimi olması gerektiği gibi çalışmıyor, sorunlu ürünler tüketici eline geçebiliyor. Bunu daha önce diğer bodylerde de görmüştük.

- D750 satın almak isteyen arkadaşlarımız alacakları makine kutusunu mağazada kendileri açmalı, seri numarası "geri çağırma listesinde" var mı bakmalı, varsa da tripot yuvasında kontrol edilmiştir anlamına gelen siyah nokta aranmalı.

- her şeye rağmen sorun varsa Nikon servis sorunu hallediyor, MNG kargo şartıyla da kargo ücreti de alınmıyor.

- Bu ürün Nikon Türkiye garantili olduğu için servis ve kargo ücreti alınmamış.

- Özel ithalat ya da yurtdışıdan gelen cihazlarda sorun varsa ne oluyor, bunu da yaşayan arkadaşımız varsa, yanıtı alalım!..

o da kullandığınız donanım ve yöntem ile alakalı. internette aratırsanız, RAW ya da videolar için HD kalitesinde kopyalama ya da depolama yöntemleri var. mobil cihazlar için de var, wifi kullanarak ta var. dediğim gibi elinizdeki donanım, yazılım ve tabii ki bütçeyle alakalı..

Kalite anlamında sosyal medyadan çok fazla medet ummamak gerekiyor. Fotoğrafın orijinalini çok yer kaplamasına rağmen cep telefonunda tutabiliyorsunuz. İşinizi gördükten sonra buradan hard diske aktarıp saklayabilirsiniz. 

Konuyla doğrudan alakalı değil ama bir büyüğümüzün, "fotoğraf çekerken değil, seçerken fotoğrafçı olursunuz" sözünü hatırlamakta fayda var. Çektiğiniz her kareyi saklamanız zor..

Hah! Sebahattin bey yetişti imdada.

Aktarılmış fotoğrafların başına gelecekler için aşağıdaki uyarı sorunun cevabı gibi. Kullanılan telefon ve hatta instagam kamerasının kullanılıp kullanılmamasının fark ettiğini anlamış olduk.

Eğer instagram a yüklerken telefona da yükle dersek orijinali kameraya yüklüyormuş. Bunu ancak seçilmiş fotğraflar için yapmakta fayda var. Örneğin Emre beyin ve de benim kulladığımız 5s telefonlara böyle dört fotoğraf yükleyince. hoop! yer kalmadı uyarısı geliyor..

"iOS'tan aktarılıp Instagram'a yüklenen (Instagram kamerasıyla çekilmemiş) fotoğrafların çok daha düşük bir çözünürlükle kaydedilebileceğini unutmayın."

Evet, bir işlem yapıyorlar mı herhalde ancak öyle anlarız diye düşünmüştüm. Facebook yapıyordu. İnstagram da yapıyor olabilir.

Emre bey, wifi için satılan aparatlar ve sonrasında wifi kullanan makineler ilk çıktıklarında (2010 ların başlarında) bu kalite uyarıları üretici firmalar tarafından yapılmıştı. Sanırım fotoğraflara kompresyon işlemi yaparak gönderi oluyordu. Daha sonra hem fotoğraf makinası üreticileri, hem de bilgisayar ve yazılım şirketleri raw dosya transferi olanağı veren uygulamalar çıkardılar. HD kalitesinde video da transfer edebilirsiniz, ancak bu uygulamalarla.

Bunun cevabını deneyerek bulmak mümkün değil sanki. İnstagramdaki fotoğrafı geri, pc ye yüklemek -yanlış bilmiyorsam- mümkün değil. Bu konuda kaynak bulursam burada paylaşırım. Ancak bir tahminde bulunayım, fotoğrafı instagrama orijinal boyutta, (2,4,6 MB ) yükleyeceklerini zannetmiyorum. Mutlaka işlem yapıp daha küçük  boyutta saklanıyordur. 

Bilgisayardan bilgisayara da fark var. Bir grafik ofisinde apple bilgisayarda fotoğraf izledim; görüntü benim pc den çok farklı, çok daha güzeldi. Üstelik ben de 22 inch LCD monitör kullanıyorum.