Ümit Alper TÜMEN

Bu sohbetimizde konumuz; Forum Editörlerimizden Mehmet Köse üstadımızın mal varlığı beyanı... Mehmet Köse üstadımızla, yaptığımız sohbette; Sahip olduğu ekipmanların fotoğraflarını ilk kez benimle paylaştı. Bende kendisinden izin alarak, sahip olduğu tüm ekipmanların fotoğrafını sizlerle paylaşmak istedim. üstadımız 7 yaşından bu yana fotoğraf çekiyor.

Turgut Bey, Merhaba; Fizik kuralları maalesef geniş optik aralıklı lenslerde başta keskinlik olmak üzere birçok kayıplar verdiriyor. Nikon 18-200 mm kullanıyorum. 200 mm' de diyafram olarak f8 ve üstü değerler kullanmak gerekiyor. Aksi halde netlikte istediğiniz sonucu alamayabilirsiniz. Selamlar,

Japonyada alış-veriş siteleri Japoncadır ve Japonca bilmeyenler kullanamaz. Japonların kullandıkları elektroniklerde bizim (Avrupa) kullandıklarımızdan farklıdır. Örneğin TV sistemleri, elektrik voltajları, video kameraların kaydetme sistemleri (PAL/NTSC) gibi. Japonya fiyatları da bildiğim kadarıyla Amerika fiyatlarına çok yakın.

Deniz Hanım, Günaydın; çanta ile ilgili yazdıklarımı üzerinize alınmadığınız ve anlayışla karşıladığınız için çok teşekkür ederim. Uzun zamandır yazmak istiyordum ve sizin sorununuzun oluş şeklini okuyunca kendimi tutamadım yazdım. Evet, çocuklu evlerde kamera ve çanta onların ulaşamayacağı yerlere konmalı. Selamlar,

Deniz Hanım, Merhaba; Nikon D7000' de resetleme işlemi aşağıda gördüğünüz 2 tuşa da (YEŞİL NOKTA İLE GöSTERİLMİŞTİR) 2 saniye süreyle bastığınızda kameranız fabrika ayarlarına geri döner. Eğer restleme işleminden sonra da düzelmezse maalesef tamire gitmesi gerek ama öncelikle Nikon servisine götürün, günümüzde tamirci geçinen çok adam var piyasada.. İyi Geceler

AMAN TEMAS ETMESİN ZATEN..

Deniz Hanım Tekrar Merhaba Size tavsiyemi bir önceki cevapta yazmayı unutmuşum.. Tamirciye gitmeden önce birde kamerayı RESET'leyip deneyin bakalım. Belki olur. Selamlar,

Deniz Hanım, Merhaba; çantayla da olsa yere düştüğünde kamerada hasar meydana gelmiş olabilir ve görünen kamerada bir problem var. Bu noktada çanta alacak arkadaşlar için bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Bu yazacağımın sizinle bir ilgilisi yoktur, lütfen üzerinize alınmayınız. Aşağıda yazacaklarım tamamen gördüğüm olaylardan yola çıkılarak yazılmıştır. Hayyam pasajındaki arkadaşımın dükkanında oturuyorum ve dükkana gelen-gidenleri izliyorum. Geliyorlar, binlerce lira sayıp kamera alıyorlar ama kameraya çanta alırken birden bire en ucuz ve üzerinde kamera markası yazan janjanlı çantalara yöneliyorlar. Elbette ekonomi diyeceksiniz ama binlerce lira verdiğiniz kameranızın çantadayken düşmesi sonucunda kameranızda oluşacak hasar ve masrafını bir düşünün. Bence bir kez değil on kez düşünün ve kendinize şu soruyu sorun. Hem ucuz hemde janjanlı çantam, içindekilerle birlikte yere düştüğünde; Kamera ve ekipmanlarıma birşey olur mu?. Bu durumu gördüğümde ikaz bile edemiyorum. çünkü beni bulunduğum mekana çalışan bir kişi zannederek, sanki onlara zorla daha pahalı çanta satmaya çalışıyor izlenimi vermek istemiyorum. çanta alırken lütfen iyi marka sağlam çantalar almaya çalışın. Ucuz ve janjanlı çantalara gitmeyin. Selamlar,

Her işte olduğu gibi bu işi de bilimsel yöntemlerle yapan tamirci maalesef yok piyasada. Gördüğüm tüm tamirciler aynı yöntemi kullanıyor maalesef...

Aldığınız lens, yeni mi yoksa 2. el mi? Eğer 2. el ise belki bir sorunu olabilir. Aksi halde çalışması lazım. çünkü Nikon D7000' de eski AF lenslerle ve 1977 yılından sonra üretimine başlanmış AI ve daha eski yıllarda üretilmiş NON-AI ama AI dönüşümü yapılmış 40 yaşında bir lensi bile elbette manuel netleyerek A ve M modunda kullanabilirsiniz.

Yani koskoca İstanbulda D7000 deki yağ sorununu çözen tek ustayı da İzmir'e kaptırdık, öyle mi?

Gökhan Merhaba; Nazmi ustanın İzmire taşınacağını Gökhan YAZICI yazmıştı. Emin misin? bu Nazmi usta halen İstanbulda? Selamlar,

Ertan Hocanın anlattıklarına biraz ekleme yapmak isterim. Ertan hocam yanlış bir paylaşım yaparsam lütfen düzeltin. Aşağıdaki şeklin solundaki 2 tekil hücre arasındaki duvarda bulunan MİKRO LENS denen yapıların dik üçgen şeklindeki dizaynı da çok önemlidir. çünkü dik üçgen şeklindeki dizaynda; Sensöre gelen ışık ışınlarını (foton) sensörün herbir pixel'i (photosite) içine yönlendiriyor. Sağ tarafta ise 2 tekil hücre arasındaki duvarda bulunan MİKRO LENS'lerin düz dizaynı nedeniyle sensöre gelen ışık ışınları (foton) 2 tekil pixel'i ayıran duvardan geri yansıyarak yakalanamıyor. Bundan ne sonuç çıkıyor peki; Aynı alana daha fazla pixel sığdırarak ve bu pixeller arasındaki duvarın üzerindeki mikro lens denen yapıların mimarisini iyi tasarlandığında DSLR kameralarda yüksek megapixellerde bile çok daha iyi sonuçlar elde edilmektedir.

Zülfü Merhaba; Adana da üniversitede fotoğraf grubundan çok yakın arkadaşım Burak DURHASAN (0506 301 14 15) var. O da sensör temizliği yapıyor. Telefonunu benden adığını söyle ve birde ona temizlettir istersen. Yalnız önce temizlemeyi nasıl yaptığını sor ve senin istemediğin şekilde yapıyorsa hiç gitme. Şunu da söyleyeyim, senin D7000'deki lekeler güderi ile silindiği halde çıkmadığına göre büyük bir ihtimalle yağ lekesi. Onu arkadaşımın da temizleyebileceğini sanmıyorum. çünkü çoğu yağ lekesi kurumuş oluyor ve kuru bezle silme ile temizlenemiyor. Lekeler yap lekesi ise bunları temizleyen Sirkecide yer bilmiyorum. Hayyamdaki arkadaşımın 2. el olarak aldığı ve garantisi devam eden, sensöründe yağ lekesi olan bir kamerayı, arkadaşıma iyilik olsun diye Nikon servisine garanti kapsamında temizlemeye götürdüm ve onlar bile temizleyemedi ama haklarını yememek lazım. çünkü kapanmalarına 15 dakika kala gitmiştim. O nedenla uğraşmamış olabilirler. Selamlar,

Aman Batuhan bey, sitedekiler lenste toz var deyip kaynatabilirler.

Bunlar anladığım kadarıyla leke. Garantiliyse kameranız, hemen servise götürün ve temizlenmesini talep edin.

Ben 8 ay birinci versiyonunu kullandım ama bu lensin Nikon markasını tavsiye ederim. Dikkat etmeniz gereken nokta 200 mm odakta f8' in altında çalışmayın yoksa netlik adına fazla birşey bulamayabilirsiniz. Ayrıca köşe kararması (vignetting) da mevcut ve bazı fotoğraflarda düzeltilmesi çok çok zor. Selamlar,

Batuhan Bey, Merhaba; Amerikadan bir kamera aldığınızda kameraya ödediğiniz paranın % 9'unu havaalanında size (taxfree kapsamında) geri ödüyorlar. Şimdi Amerikadan D7100 alan bir kişi 1.500 dolar ödüyor. Havaalanına gelince 1500 doların % 9' u olan 135 doları geri alıyor. Bazıları Türkiyeye getirip bunu 1.500 dolardan satıp 135 doları ceplerine atıyor. Yalnız bu uygulama D7100'ler piyasada çoğalınca yapılıyor. çünkü şu anda İstanbulda D7100 piyasada az olduğu için 1.650-1.700 dolar arasında satılıyor. 3-5 aya kalmaz 1.500 dolara iner sanıyorum. Selamlar,

Turgay Bey; Edebiyatım gÜçlÜ falan değil. Yine Üslup hatası yapıyorsunuz ve hiç tanımadığınız insanların belli bir konudaki yazdıklarını eksik olarak görerek onları kÜçÜk görÜyorsunuz ve alay ediyorsunuz. Madem yetersiz bilgi vermişler; O zaman, bu başlığa sizde bildiklerinizi kimseyi yargılamadan paylaşsaydınız zaten hiç bir sorun çıkmayacaktı. Anlatmak istediğinizi anlamak için Üniversiteyi bitirmeye gerek yok. Elbette herkes anlıyor ama siz Üslubunuzun yanlış olduğunu bir tÜrlÜ anlamak istemiyorsunuz. Zaten bunu anlamış olsanız iş kendiliğinden çözÜlecek. Bakın, Canon facebook sayfasında da buradaki yanlış Üslubu kullandığınız için engellenmişsiniz. Olaya öğrenmek açısından yaklaşıp, tavsiyeyi yapan kişiye; Bu yazdıklarınızı bilgiye dökerseniz daha fazla insan faydalanacaktır diye yazmış olsaydınız, belki de engellenmeyecektiniz. öyle ya, burası internet. Kibar ve seviyeli olmaya ne gerek var. Sizin yaptığınız gibi ben lafı ortaya koyarım isteyen istediğini alır, tarzı yaklaşımlar yÜzÜnden birçok forum sitesi kavga ve didişme sitesi oldu ama burası o tarz sitelerden değil. İnsan olmanın en önemli erdemlerinden birisi; Nerede olursanız olun bulunduğunuz ortama uygun davranmaktır. Benim yapım bu. Ne yapayım, mecburen çekeceksiniz yaklaşımı, sizi sadece o ortamdaki insanlardan uzaklaştırır ve tepki çekersiniz. Bu tip yaklaşımlar; Zamanla sizi toplum dışına da iter ama bunun, sizin umurunuzda olduğunu sanmıyorum. Eğer amacınız didişmekse yaptığınız hareket doğru ama yeri yanlış. Bu başlık altında hangi editörÜmÜz sitedeki arkadaşlara yanlış bir bilgi vermişler ve herkes de onları alkışlamış ki siz, yanlış bilgi verdiler diye itiraz ediyorsunuz. 2 Editör arkadaşımız da bildiklerini paylaşmışlar. Mesela benim bu konudaki bildiklerim teorik olduğu için bu konuya cevap yazmadım ama siz bilginizi paylaşmak yerine didişmeyi seçtiniz. Elbette bu seçiminize de saygım var ama insanların bilgileri ile alay etme hakkını kendinizde gördÜğÜnÜz yere kadar. Sanat için bile olsa kimseyi tanımadan etmeden tarzım bu gerekçesiyle haksız yere eleştiremezsiniz ve kıramazsınız. İnsanların yÜzÜne söyleyemediğiniz şeyleri dijital platformlarda istediğiniz Üslupla yazamazsınız. Ayrıca sizin kimseye bir ÜstÜnlÜnÜz yok ve buradaki kimse sizin öğrenciniz değil. özÜr dilemişsiniz. TeşekkÜr ederim. Hatasını kabul etmek de bÜyÜk bir erdemdir ama hangi yer veya ortamda olursanız olun, Bir eyleme veya söze başlamadan önce çok iyi dÜşÜnmek ve hesaplamak gerek. Olayların gideceği yeri ve insanları inciteceği noktayı önceden görerek, özÜr dilemeden ve keşkeye ihtiyaç duymayan bir yaklaşımda olmak, en bÜyÜk insanlık değeridir. Victor HUGO’nun çok sediğim bir sözÜ var. Der ki; Unutma, bir kalbi kırdıktan sonra özÜr dilemek fayda sağlamaz. Bil ki, telafisi olmayan şeylerin izahı gereksizdir. Bu size yazdığım son cevaptır. Bilginize, Ayrıca Size Mevlana ve Hacı Bektaş Veli'nin birbirleri hakkındaki dÜşÜncelerini nasıl bir Üslupla ifade ettiklerini anlatan bir yazıyı da paylaşıyorum. Bir adamcağız kötÜ yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi birşey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli’nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görÜyordu. Durumu Hacı Bektaş Veli’ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun Üzerine adam mevlevi dergahına gider ve aynı durumu Mevlana'ya anlatır Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı bektaş veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar: Mevlana şöyle der: - Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. öyle her leşe konmaz. O yÜzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir. Adam Üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergahı'na gider ve Hacı Bektaş Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli'ye sorar. Hacı Bektaş da şöyle der: - Bizim gönlÜmÜz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlÜ okyanus gibidir. Bu yÜzden, bir damlayla bizim gönlÜmÜz kirlenebilir ama onun engin gönlÜ kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.

Turgay Bey; Bu site bir kere sizin bahsettiğiniz o çöplük sitelerden değildir. O sitelerin forumlarında benim ekipmanım seninkini döver tarzı, saçma sapan, gereksiz ve fotoğraf yeni başlayanlara hiçbir şey vermeyecek konuların, kazık kadar adamlar tarafından birbirleriyle çocuklar gibi didişmesi sonucu seviyesini kaybederek, çöplük olmasından sonra kurulmuş gayet seviyeli insanların bulunduğu seçkin bir sitedir. Sitenin editörlerinin bilgi seviyelerine gelince; Bu sitedeki editörler teknik bilgilerinden önce hadlerini çok iyi bilirler. Herşeyi bildiğini söyleyen kişi aslında hiçbir şeyi bilmeyen kişiden başkası değildir. Kimse herşeyi bilemez. öğrenme süreci editörler de dahil tüm insanlar için geçerlidir. Bir Afrika atasözünün dediği gibi bir insanı eleştirmeden önce onun ayakkabılarıyla 3 ay yürüyün ve sonra eğer yapabilirseniz eleştirin. Eleştirmek, özellikle de yapıcı eleştirebilmek gerçekten de her insana nasip olmayacak seçkin bir özelliktir. Eleştirirken öğretebilmek ise başlı başına bir olaydır. Sizin yaptığınız tarz eleştiri; “ Sen koskoca editörsün bu basit konuyu bile bilmiyorsun ama bak ben, bu gördüğün bu şahsiyet, biliyorum. “ gibi hiç de hoş olmayan ve ego tatmininden başka kimsenin bir işine yaramayan tarzdan başka birşey değildir. Madem konu hakkında bilginiz vardı. Onu bizlere öyle bir sunsaydınız da; Size cephe alacağımız yerde teşekkür etseydik. Lütfen şunu unutmayın; Burası “ EGOLARINIZIN TATMİN YERİ DEĞİL “, bildiğimiz konuları paylaştığımız ve bilmediklerimizi de birbirimizden öğrendiğimiz güzel bir yerdir. Eğer bilgilerinizi belirli bir üslup çerçevesinde paylaşmak isterseniz kapımız size bile sonuna kadar açıktır. Bilginize

Sorunuz bu iki lensten hangisini almalıyım yerine hangisi daha iyi performans sağlar. Benim anladığım sadece merak ediyorsunuz. Çünkü 2 lensin de kullanıldığı yerler farklı. Örneğin kapalı alanlarda Çalışacaksanız 55-200 keskin de olsa işinize yaramaz.

Sanırım Netlik Modunu AF-S yapınca düzelecektir.

amerika fiyatı 1.500 $ X 1,78 = 2.670 TL Türkiye fiyatı bugün açıklandı. Fiyat 4.600 TL gibi 2. el bir araba fiyatı kadar.. Arada 1.070 dolar fiyat farkı var. Bu fiyat farkına acaba amerikaya gidilip oradan alınıp gelinebilir mi bilmiyorum ama bu kadar fark ödenmez.

Bizimkilerin ahlaksızlığına bir de devlet babanın vergileri de eklenince oluyor tabi böyle şeyler...

Benim 24 yıldır fotoğraf çekerken ki yaşadığım sorun; Diyelim ki birinin yüz çehresini çok beğendim ve fotoğrafını çekmek için izin istedim. İşte bu kişilere neden fotoğraf çektiğimi anlatamıyorum. çünkü onların kafalarında sadece gazeteciler fotoğraf çekiyor. Bir insan, fotoğraf çekmekten keyif alamaz. öyle ya keyif sadece futbol maçından ve kahvehanede (şimdilerde facebookta) OKEY oynamakla alınabilir. Bu insanlara göre fotoğraf mutlaka para kazanmak için çekilir. Başka bir alternatif yoktur. Hatta birde içlerinden (yüzlerinden anlarsınız) size gülüp alay da ederler ve tavsiyelerde bulunurlar. Vah yavrum vahh, demek fotoğraf çekmekten keyif alıyorsun. Neden sende normal insanlar gibi futboldan zevk almıyorsun? Benim futbolla aram maalesef hiç yoktur. Hani Türkiyede bir ortama girmenin ve sohbet başlatmanın en güzel yolu futbol konuşmaktır ama bende futbol yok maalesef. üniversite yıllarında neden fotoğrafımı veya fotoğraf çekiyorsun denilince öğrenciyim hoca istedi deyince; Hoca istediyse " yazık lan yardım edelim şu garibana " derlerdi ve ellerinden geldikçe fotoğraf çekmeme yardım ederlerdi. Hatta benim adıma beğendiğim yüz çehreleri olan etraftaki tanıdıklarından izin alırlardı. Bunların üzerinden yıllar geçti ve artık öğrencilik yıllarım çok gerilerde kaldı. Bir de son zamanlarda enflasyondan mıdır yoksa insanlarımıza empoze edilen yükselen değerlerimizden PARA' nın etkisi midir bilinmez. Diyelim birinin fotoğrafını çekince yakındaki sosyal sorumluluk sahibi maydanoz hemen sazan gibi atlar. Abi ayıp be o kadar para kazanıyorsunuz bu işten şu garibana bir şeyler vermiyorsunuz. Gelde anlat aman boşver en güzeli biraz ingilizce biliyorsan turist taklidi yap. Hemen susarlar...