Ümit Alper TÜMEN

Akif Bey, Merhaba; çıtayı yükseltiyor ama ben; Neden D4 ve D800' de bu Multi-CAM 4800FX' i 51 veya daha fazla noktalı üretip kullanmadılar diye düşünmeden edemiyorum. çünkü 4800 pixel sırf pixel sayısı fazlalığı nedeniyle 3500 pixelden sayıca üstün ve daha hassas. Multi-CAM 3500FX netlik sensÖrünü Scene Recognition Systemde kullandıkları RGB sensÖrünü 1005 pixelden müthiş bir iyileştirme ile 91.000 pixel'e çıkararak Ölçüm sistemini 3D color matrix metering III olarak ve sistemin genel adını GELİŞMİŞ SCENE RECOGNITION SYSTEM olarak güncellemişler. Demek ki 91.000 pixel RGB sensÖrü netlikte de ciddi iyileştirme getiriyor ki adamlar 51 netleme noktalı Multi-CAM 4800FX geliştirmek yerine, yine 51 netleme noktalı Multi-CAM 3500FX netleme modülünü kullanmışlar. D600' de ise RGB sensÖrü Nikon D7000 de kullandıkları 2016 pixel kullanmışlar ve bu nedenle Ölçüm sistemi 3D color matrix metering II olarak kalmış. Bazen firmaların yaptıkları bu cimrilikleri anlayamıyorum. Yap en iyisini ve ekle maliyetini 100-150 dolar daha. Onu alacak adam her türlü verecek o parayı... Selamlar,

Orçun Bey, GÜnaydın; Refurbished yani tamir edilmiş bir ÜrÜnÜ eğer Nikon resmi satıcısı kanalıyla sattırıyorsa ve fiyatı da normalden hatırı sayılır dÜşÜkse hiç dÜşÜnmeden alırdım ama bildiğim kadarıyla refurbished ÜrÜnlerin fiyatı 100-200 dolar kadar aşağıda oluyor. Buna değip değmeyeceğine elbette sizin karar vermeniz gerekiyor. Diğer sorununuza gelince; Sahibinden de satılan ÜrÜnlerin fiyatından şÜphelenilecek bir durum yok. ŞÖyleki; Burada satılan bodylerin tamamı yurtdışından getirilmiş gÖvdelerdir. Ben en son Irakta Nikon D7000 kit lensle 1.350 dolara bulmuştum. Benim gÖrÜştÜğÜm satıcı body olarak değil de kit olarak satıyordu. Bu şekilde alınıp kit lensi ayrıca satılabilir ve kit lensin fiyatı 300 dolar civarında. Bu durumda Nikon D7000 body 1.050 dolara geliyor. Bu durumda diyeceksiniz ki adamlar neden aldıkları fiyattan veya biraz ÜstÜnde bir kazançla satsınlar. İşte cevabınız. çÜnkÜ Amerikada turistler için o Ülkeden aldıkları ÜrÜnlerin alınırken Ödenen vergileri; Ülkeden çıkarken havaalanında geri ÖdÜyorlar. Bu nedenle aldıkları kameraları Ödedikleri vergileri geri aldıkları için aldıkları fiyata satabiliyorlar. Size naçizane tavsiyem bu tÜr kişiler bazen elden teslimat da yapabiliyorlar. Bu durumda kamerayı istediğiniz gibi inceleyebilirsiniz. Öte yandan eğer İstanbuldaysanız Hayyam çarşısı ve Sirkeci piyasası size sınırsız çeşit ve fiyat sunuyor. Buralarda da kamerayı elinize alıp, sizin deyiminizle istediğinizi yapmanız serbest... Selamlar,

Mehmet Hocam, Canon kullanıcılarının gözünü WI-FI ve GPS ile boyamak niyetinde anlaşılan. Bence birçok FF kullanıcısı 6D yerine EOS Mark II alacak gibi. Açıkçası Nikon D600'e cevap niteliğinde bir model değil bence. Tam tersi aceleyle çıkarılmış ve başta netlik noktası sayısı olmak üzere birçok yönden eksik bir FF olmuş. Tepe flaşı da yokmuş... Alacaklara geçmiş olsun mu desek yoksa buyrun Nikon D600' e mi bilemiyorum? Selamlar,

Orçun Bey, Merhaba; Öncelikle kutu üzerinde kameranın tamir edildiğine dair bir ibare (REFURBISHED) bulunmadığı durumlarda kameranın tamir edilip edilmediğini anlamanız; Eğer tamire konu arıza kameranın içindeki bir elektronik sistemse bunu anlamak imkansızdır. Ayrıca tüm japonlar Önce ahlaklı ve sonrasında ise müşteri şikayetinden korkan insanlardır. Eğer aldığınız yer kamera üreticisi japon firmalarca veya bunların satış teşkilatları tarafından seçilmişse; Kameranın bu durumunu satışta kesinlikle kutuda belirtirler. Satıcı, eğer kamerayı bir yerlerden alıp da satıyorsa o zaman biraz da alımı yaptığınız insanın dürüstlük seviyesi ile ilgili bir durum oluşur bence. Selamlar,

Perdenin çalışması için mekanik kısımda kullandıkları yağı biraz fazla kaçırmışlar sanırım. Bu çok önemli bir sorun değil. 1 En fazla 2 temizlik sonrasında bir daha gelmemek üzere gidecektir. Bilginize,

Cabir Bey, Merhaba; Sorun kalıcı değil. Çünkü perdenin aÇlıp kapanmasını sağlayan hareketli parÇalar iÇin gerekli olan yağı biraz fazla kaÇırmışlar. Bu yağ belli bir miktarda ve kameranın iÇinde bu sorunu devam ettirecek yağ deposu yok. Bunun anlamı ise 1 veya 2 sensör temizliğinde normale dönecek bir durumdur. Bilginize, Selamlar,

Cabir Bey, Merhaba; FX sensÖrün DX sensÖrden üstün olduğu elbette doğru ama D7000 ile Çekilen fotoğraflarınızın cep telefonundan Çekilmiş gibi olacağı konusu bir şehir efsanesi ve Çok saÇma. Buna takılmayın. FX yani tam kare algılayıcının dinamik aralığı ve ISO performansı elbette APS-C sensÖrlerden Çok Çok ileridir ama bu sizin D7000 ile Çektiğiniz fotoğrafların kÖtü olacağı anlamına gelmesin. D7000 ilk Çıktığında olduklarını iddia ettikleri netleme sorununun da olup olmadığı yine bir şehir efsanesi. Çünkü kamera gerÇekten de fiyat aralığı nedeniyle fotoğrafa ilk başlayan ve netlik noktası bile seÇmeyi bilmeyen kişilerce satın alındığında kameraya gÖrsel olarak netlik aşamalarını gÖsteren gÖsterge; Netlik yaparken, netliğin durumunu da orada Öne fokus, geriye fokus ve tam fokus (netlik tamam) diye gÖsteriyordu. Bu amatÖr arkadaşlardan birisi vizÖre bir baktı. Aman Allahım Öne geriye netliyor bazen geriden başlıyor netlemeye falan. Acaba geriye netleme (back focus) problemi mi? var kameramda dedi ve şimdilerde dünya internet sayesinde Çok küÇük olduğu iÇin bir kişinin ufacık bir yanılması bile dünyayı karıştırmaya yetiyor. D7000' de koparılan kıyamet buydu bence.

Cem Bey, Merhaba; Sensörde yaplanma problemi son derece basit bir problem ve aslında problem de sayılmaz. Servis veya çok iyi bir tamirci sensörü silecek ve kameranızı size geri verecektir. Selamlar,

Yeliz Hanım; İyi fotoğraf çekmek için ISO, diyafram ve perde hızı (enstantene, obtüratör, örtücü) arasındaki bağlantıyı çok iyi anlamanız fotoğrafın olmazsa olmazıdır. Bunun için internette inanılmaz kaynak bulunuyor. özellikle ingilizceniz varsa bu kaynak neredeyse sonsuz miktarda. Size tavsiyem ISO, diyafram ve perde hızı arasındaki bağlantıyı çok iyi çekilde öğrenmenizdir. örnek bu 3 değişkenin de artıp azalmasının fotoğrafa etkilerini çok iyi öğrenin ve elbette öğrendiklerinizi bol bol fotoğraf çekerek ve sitelerde yayınlanmış fotoğrafları inceleyerek bilgilerinizi pekiştirin. En önemlisi de öğrendiğiniz teorik bilgileri kameranızda uygulayarak ve asla acele etmeyerek sabırla öğrenmeye çalışarak, takıldığınız noktalarda bizlerden yardım isteyin. Selamlar,

Evet Mahmut bey, sanırım şu sıralar kullanıcılar çok meşgul...

Merhaba, Efe Bey; Mehmet hocamız çok güzel ve detaylı olarak açıklamış ama bende başıma gelen bir olayı paylaşmak istiyorum. Bu sene kış çok zor geçti bildiğiniz gibi. Eminönü-Kadıköy vapur hattında Kadıköye dönerken malum hava çok soğuk ve rüzgar dondurucu esiyor. Vapurlara çoğunlukla yolculardan gelebilecek simit parçaları nedeniyle martılar eşlik eder ama bu martılar işi abartmışlar. üst güvertede korkuluklara 1 metre uzaktan havada süzülüyorlar ve o keskin gözleriyle yolculardan gelebilecek simit parçalarını gözlüyorlar. Dedim ki 1-2 kare fotoğraflarını çekeyim. Sıcaklık kameranın çalışma ısısının bayağı bir altındaydı. Kamerayı seri çekime aldım. Bir basışta 4-5 kare çekmesi lazım ama o da ne? 1 kare çekiyor sonra çekmiyor. Pili kontrol ettim, pilde bir sıkıntı yok. üst LCD ekranda herşey normal görünüyor. çekim yapan perdeyi açıp kapayan elektronik mekanizma soğuktan etkilenmiş ve çalışmıyor. Hemen içeri girdim ve kaloriferin yanına giderek kameranın gövdesini ısıtıp tekrar çekmeye çıkıyorum ama durum aynı. Sadece 1 kare çekiyor ve bir daha kamerayı ısıtmadan çekmiyor. Selamlar,

Mehmet hocam, D7000 ilk duyurulduğunda kullanılan 2016 pixel RGB sensöre çok sevinmiş ve eski model pro gövdelerde kullanılan 1005 pixel'e göre 2 kat bir iyileştirme yani 2 kat bir hassasiyet kazandırdıkları için sevinmiştim. Sonra D800 ve D4' de kullanılan 91.000 pixel RGB sensörleri görÜnce; Haydaaa sadece D7000' de kullanmak için geliştirmediler herhalde diye dÜşÜnÜrken bu sensörÜ D600' de kullandılar ama bu D600 de kullandıkları 2016 pixel RGB sensör, EXPEED 3 görÜntÜ işleme, sizinde belirttiğiniz AUTO modu ile sanki biraz ARABESK bir model gibi oldu... Üst seviye profesyoneller D600'Ü sırf bu AUTO modu nedeniyle almaya utanacaklar gibi geliyor... Fiyatı da çok ucuz değil. Gövde tamamen magnezyum takviyeli değil. RGB sensör 91.000 pixel değil, Perde hızı 1/8000 değil, 24.3 MP gibi yÜksek çözÜnÜrlÜklÜ ve dolayısıyla dosya boyutu yÜksek fotoğrafların aktarılmasında aslında USB 3.0 olması gerekirdi ama USB 2.0 ile yetinmişler. Bence bu model yeni bir FX sınıfın doğmasına neden olacak. Ne sınıfı mı? Giriş seviyesi FX. Allahtan gövdede AF motoru kullanmışlar Selamlar,

Eren Bey, Merhaba; öncelikle ışık ölçümünde neyi anlamadığınızı başlıklar altında toplarsanız daha etkin bir şekilde yardımcı oluruz. ölçüm yaparken yarım deklanşör yapmak bu işin olmazsa olmazıdır. Başka şekli düşünülemez zaten. Düşünün arabaya biniyorsunuz ve arabanın gaza basmadan gitmesini veya giderken frene basmadan durmasını istiyorsunuz. Sizce bu mümkün mü? Deklanşöre basayım ve ölçüm yapılmadan fotoğraf çekilsin... OLMAZZZZZ.. Neden çünkü çekim yapılabilmesi için kameraya bir perde hızı ve bir de diyafram değeri lazım. Nereden gelecek bu değerler. Elbette kamera ışığı ölçecek ve size perde hızı ve diyafram olarak bildirecek. Siz de eğer bu değerleri beğendiyseniz basacaksınız deklanşöre çekeceksiniz fotoğrafınızı. Başka türlü bir şekli maalesef yok. 2. sorunuza gelince ışığı ölçükten sonra kamerayı 180 derece çevirdiğinizde; Işığı ölçen noktaya yeni denk gelen noktadaki ışık ölçülüp değerlendirileceği için ilk ölçtünüz noktanın çekim değerleriyle farklı olacaktır. Zaten ölçümü yaptıktan sonra kamerayı 180 derece çevirdiğinizde eğer AE-L/AF-L tuşuna basmamışsanız kameranız eski kadrajınızdan okuduğu değerleri dikkate almayarak yeni kadrajınızdaki değerleri dikkate alacaktır. Bu ise çekimde bir sıkıntıya neden olmayacaktır. çünkü kadraj değişti ve ışık değişti. Sizde kameradaki AE-L/AF-L tuşuna basarak ilk kadrajdaki değerleri (ışık ölçüm değerlerini) kilitle demediğiniz için yeni kadrajınızda ölçüm açısından bir sıkıntı yok. Amaaaaa eğer eski kadrajınızdan ölçümü aldıktan sonra AE-L/AF-L tuşuna basıp da kamerayı 180 derece çevirip yeni kadrajı çekseydiniz büyük bir ihtimalle hatalı ışık ölçümü yapmış olacaktınız. Nedenini anlayabildiğinizi düşünüyorum. Fotoğraf çekerken amacımız nedir. çekeceğimiz konu için en ideal ışığın sensöre kaydedilmesidir. Bunun da kuralı var. ISO, Diyafram değeri ve Perde hızı (Enstantene, obtüratör) üçlemesinin yarattığı konuya ve çektiğiniz açıya göre değişen SONSUZ üçgen. ISO' yu çekeceğimiz konu için ayarlarız ve sonra başlarız ışığı ölçmeye. Her rengin ışığı yansıtması farklı olacağı ve çekim açısı değiştiği için çekeceğimiz konunun her yerinde ışık değişmektedir. Bunu deneyin. Işığı netlik noktalarından birinden alın ve elinizi deklanşörden bırakmadan (yada bırakın, nasıl olsa kameranızın deklanşöre basıp bıraktığınızda en az sanırım 6 saniye yaptığı ölçümü vizörde size gösteriyor olması lazım) kameranızı konunuz boyunca gezdirin. Ne oluyor? Kullandığımız ölçüm moduna göre perde hızı veya diyafram değerleri sürekli değişiyor değil mi? Yani ışık değişiyor ve her yerde aynı değil. Biraz uzun oldu ama maalesef kısa anlatmak pek mümkün değil. Selamlar,

Merhaba, Nikon D600, tüm Nikon camiasına hayırlı olsun ama hep yazayım dedim. Kameranın üst bölümünde bulunan LCD ekranında; Bence büyük bir eksiklik var. Bu durum Nikon D600' de böyle. Bir gece çekiminde başıma geldi ve bu eksikliği o zaman gördüm. Uzun zamandır da yazayım dile getireyim dedim ama bir türlü denk gelmedi. Karanlıkta hangi çekim modunda olduğunuzu soldaki mod ayarlama halkasından göremiyorsunuz. LCD ekrandan görebiliyorsunuz ama onu da sadece Pro seviye gövdelerdeki LCD ekranlara koyuyorlar. Mehmet Hocam, Merhaba; Nikon D300s' in güncellenmiş modeli olan APS-C sensörlü D400 beklentisi belki gerçekleşebilir. çünkü Nikon D7000 gövde 1.200 dolar civarında ve D300s' in eski fiyatı olan 1700 dolar ile D600' ün 2.100 dolar olan fiyatı arasında fark var. Bu durumda belki Nikon D400 yine 24.3 MP çözünürlüklü ve DX olarak çıkabilir. Sizinde belirttiğiniz gibi oyunun kuralları bu kamera ile bayağı bir değişeceğe benziyor. Selamlar,

Sanırım bu fiyat Türkiye resmi garantili kameranın fiyatı. Bir ara yurt dışı fiyatı bu şekildeydi. O zamanlar Türkiye garantilinin fiyatı ise 4.500 TL civarıydı. Fiyatının düştüğü iyi olmuş. Nasıl D90 ile arada özellik bakımından çok fark var değil mi? İnanılmaz güzel bir kamera. Güle güle kullanın... Selamlar,

Erin Bey, Merhaba; Bir lens için keskinlik ve ışık geçirgenliğinin temelde 2 kriteri vardır. 1-) Diyafram açıklığı 2-) Optik zoom oranının 3 civarında olması. Nikon 17-55 için bu oran 55/17= 3.2 Bu 2 kriter bir lenste buluşunca lensin kalitesi en üst seviyeye çıkar. Sizin kit lenste optik gereklilik karşılanmış durumda 55/18= 3.05 ama diyafram 18 mm de f3.5 ve 55 mm de ise en açık f5.6 oluyor ve lensi ışık geçirgenliği yönünden zayıf hale getiriyor. Bundan şu sonuç çıkmasın. Bu lens kötüdür. Tam tersi fiyatına göre çok başarılı bir lenstir ama 17-55 mm f2.8 keskinlik, kontrast performansını beklemeyin. çünkü lenste bu 2 kriterden başka önemli başka özellikler de lensin performansını etkiler. örneğin yüzey kaplamaları ucuz lenslerde tek mercek yüzeyine yapılır, pahalı lenslerde ise her iki yüzeyi de kaplanır. Bu kaplama ışığın lens içinde hareketi sırasında dağılmasını ve mercekler arasındaki geçirgenliğinin azalmasını önler. Diğer bir kriter lensin içinde kullanılan ED mercek ve bu merceğin sayısıdır. Bu ED mercekler yeşil ve magenta renklerin saparak yani birbiri içine girerek saçak oluşturarak görüntü kalitesine yapacağı olumsuz etkiyi azaltırlar. Son olarak da yine lensin içinde kullanılan Küresel olmayan (Aspherical) eleman sayısıda lensin içinde oluşacak küresel ve diğer sapmaları önlemesi açısından çok önemlidir. Kısaca özetlersek diyafram açıklığı sabit zoom lensler birer mühendislik harikası olarak tasarlanmış pahalı ama ödediğiniz her kuruşun hakkını veren lenslerdir. Not: Nikon 17-55 f2.8 lenste VR özelliği yoktur. Selamlar,

Erin Bey, Lensle ilgili sorunuza cevap vermemişim. Kusura bakmayın. Sorunuz klasik zor bir soru. 50 mm evet efsanedir ama DX gövdede 75 mm oluyor. Bu ise bazı dar mekanlarda sorun yaşatabiliyor. 35 mm ise DX gövdede 52,5 mm oluyor ki 50 mm'ye en yakını bu odak uzaklığı ama f1.4 diyaframlı olanı sanırım epey pahalıdır. Size farklı bir önerim olacak Nikon Nikkor AFS DX 17-55 mm f2.8. Hem sabit diyafram hemde keskinlik ve kontrast bakımından çok iyi bir lenstir. Hem portre çekersiniz hemde dar mekanlarda sizi hiç sıkıntıya sokmaz. Tek kötü tarafı fiyatı maalesef. 2. El piyasasında temizliğine göre 1.600-1.800 TL' ye bulunabiliyor. Belirtmemişsiniz ama eğer yeni başladıysanız 18-55, 18-105 mm kit lensler size bir süre yeterli olur. Selamlar,

Erin Bey, Merhaba; Netleme modunuzla ilgilli sorunuzu tam anlamamakla beraber sorunuzun bu gruptaki kişilerin hepsinin yüzlerinin net çıkması için hangi netlik modunu kullanmalıyım olması gerekir ki bu soru da bu şekliyle yanlış veya yetersiz olur. çünkü gruptaki kişilerin yüzlerini net çıkaran doğrudan netlik modu değil, kullanacağımız kısık yada büyük diyafram (f11, f16, f22 gibi) değerleridir. İş netlike moduyla da bitmiyor aslında kafanız karışacak ama kameranızın Autofocus menüsünde netlik alan modları da var seçmeniz gereken.. Bunlarında çekeceğiniz konuya uygun olması gerekir. İlk yapılması gereken gövde üzerinden çekeceğiniz konuya göre netlik modunuzu AF-S veya AF-C olarak ayarlamak. Bu arada amatörler için konulduğu söylenen ama benimde kullandığım AF-A modu varki; Bu modda hareket eden konuları çekerken kullanıyorsunuz ve kameranız konunuza netlik sağlanmadan çekime izin vermiyor. Hem çok iyi hemde çok riskli bir mod. Neyse gelelim sorunuzun bu 5-6 kişilik grubu hangi netlik modunda netlemeliyim kısmına; Durağan yani hareket etmeyen konuları çekerken Tek netlik (AF-S) kullanmak uygun olur ama hareketli konuları çekerken kullandığımız AF-C kullansanız da sorun olmaz. Fark şu olur. çok sıra dışı bir örnek vereceğim ki daha kolay anlayasınız. Diyelim ki gruptan bir arkadaşın yüzüne, yüz gölgesinden de gözüne (ben hep oraya netlik yaparım) netlik yaptınız ve parmağınız deklenşörde çekime hazır bir halde beklerken de kadrajınızın üst-alt ve sağ-sol kısımlarının eşit olup olmadığını vs kontrol ediyorsunuz. O sırada netlik yaptığınız noktaya halk arasındaki adıyla kulağa kaçan sinek geldi ve adamın yüzünde süzülüyor. Eğer daha önce bu tür sinekçiklerle karşılaşanınız varsa ne kadar ısrarcı olduklarını iyi bilirler. Bu sinek burnunuza, gözünüze ısrarlı yaklaşımları sırasında sizin netlik yaptığınız kameranın netlik noktasına da girerek bu noktanın kontrastında da değişikliklere neden oluyor. Sorunuzun cevabı geliyor. AF-S netlik modunu kullansaydınız. Kameranız netliği yapıp deklenşörü bırakmadığınız için sineği önemsemeyecek ve kişinin gözüne yaptığınız netliği koruyacaktı ama AF-C yani sürekli netlik modunu kullansaydınız, o zaman o sineğin her hareketinde kameranız kontrast değiştiği için netlik yapmaya çalışarak büyük bir ihtimallede netliği yapamayarak sizi uğraştıracaktı. Bu uç bir örnek oldu ama kameranın netlik modlarında ne kadar hassas çalıştıklarını anlamanız açısından verdim bu örneği Anlayabildiğinizi umuyorum. Selamlar,

Merhaba, Akif beye katılıyorum ve bence de lense kum kaçması garanti kapsamında değildir ve temizlemesi ücrete tabiidir diye düşünüyorum.

Efe bey, aramıza hoşgeldiniz. Çok şanslısınız Çünkü Mehmet hocanın yaşadığı ülkedesiniz....

Cem Bey, Merhaba; Daha önceki bir konudan hatırladığım kadarıyla Nikon D7000 Trabzonda pahalıydı. Merak ettim kaça aldınız? Selamlar,

Merhaba; Bende bu sensör üretimi ve Japonların rakipleriyle ilgili birkaç noktaya değinmek isterim. Sensör üretmek başlı başına pahalı bir iş. Nikon bunu LBCAST adlı sensörde denedi ve maliyetinin; Düşük adetli üretimler için, sensörün kullanıldığı bir kameranın maliyetine eşit olduğunu görerek çalışmalarını durdurdu diye okuduk ve duyduk. Sonra Nikonrumors’da aslında bir sürü kendi geliştirdiği sensörleri kameralarında kullandığını da duyduk ama bunu neden kendi global sitelerinde, diğer teknik yenilikleri ballandıra ballandıra anlattıkları gibi anlatmadıklarını anlayamadık. Acaba Nikonrumors'da geçen şeyler gerçekten de söylenti miydi? Okuyuculardan kimse bilmiyor ve Nikon yetkilileri de açıklama yapmıyor. Elbette kendi sensörünü üretmek her marka için büyük bir avantajdır ama Japon firmalarının daha doğrusu Japon olmanın felsefesinde rakip olmanın da çok büyük bir önemi olmadığını Otomotiv sektöründe 5 yıl boyunca çalıştığım Japon yöneticilerimden öğrendim. Dediler ki örneğin Honda firması teknik bir konuyu çözemeyip batma noktasına gelirse; Tüm Japon otomotiv firmaları bir araya gelerek ona teknik açıdan desteği verecek en iyi mühendislerini gönderirler ve o firmaya bu teknik sorunu aşmaları için yardım ederek batmaktan kurtarırlar. Bu gerçekten de çok etkileyici bir yaklaşımdı. Bunu yapabilecek başka bir millet daha olacağını hiç zannetmiyorum. Bunu yapıyorlar çünkü önemli olan bir Japon firmasının batmaktan kurtarılmasıdır. Onun kendi rakipleri olmasını önemsemezler. çünkü herkes kendi yolunda gider. Ne müthiş bir bilinç seviyesi. örneğin MATRIX ölçüm sistemi Nikon geliştirdiği için Canon kameralarda bu ölçümün ne adı ne de tekniği asla Nikon'dakinin aynısı olan Matrix ölçüm değildir. öte yandan Makro lensi başka bir firma geliştirdiği (sanırım) içinde Nikon da MAKRO lens demez MİKRO lens der. Aynı şekilde geliştirdiği sensörü ise ne CCD ne de CMOS olarak değil LBCAST adı altında, CCD ve CMOS' dan tamamen farklı bir teknikle geliştirmiştir. Uzun lafın kısası Sensörü Sony'den de alsa sensörün tasarımı kendi mühendisleri tarafından yapılıyor ve kameralara takmadan önce bazı değişiklikler yapıyorlar diye biliyorum. Tercihim elbette Nikon'un kendi sensörlerini kendisi yapması yönünde ama Mehmet hocanın söylediği gibi bırakın da herkes en iyi alanda olduğu şeyleri üretsin.

Mehmet Hocam, Merhaba; Cem UZA kardeşime 18-105 mm kit lens almaya ve dolaşmaya gitmiştik. Bu arada sitenin mesaj kısmında arıza yada benim bilgisayarda bir sorun var. Mesaj gönderemedim. Sana e-mail gönderdim. Selamlar,

Merhaba, Taner Bey; Rica ederim. Bildiklerimizi ve deneyimlerimizi paylaştığımız sürece önce insan sonra fotoğrafçıyız. Bu arada kusura bakmayın şu sıralar internet erişimim kısıtlı ve sık giremiyorum güzel sitemize ve şimdi girince gördüm değerli yorumunuzu. Aynı sorun benimde Irak'ın o sıcağında başıma gelmişti oradan çözdüm sorununuzu. Saatlerce 40 derecenin üstünde sıcağın altında kameram ile beyin haşlama bir vaziyette fotoğraf çekerek dolaşınca benim kartım da hata vermişti. Hemen sizin gibi panik oldum ve maalesef ne Resul var nede başka biri vardı çevremde sorunumu danışabileceğim. Ne yapayım gitti fotoğraflar deyip, o kartı çıkarıp başka bir karta çektiğim tüm fotoğrafları tekrar çekmeye karar verdim ama adamlar ingilizce bilmiyorlar ve bende çok az kürtçe biliyorum ama azimliyim... Daha önce fotoğrafladığım adamları az bildiğim kürtçe ile tekrar fotoğraflarının çekilmesine ikna edip fotoğraflayıncaya kadar canım çıktı. Akşam, arıza veren kartı çıkarıp kamerama bir taktım ki çalışıyor. üstelik te çektiğim tüm kareler duruyor. O anda anladım ki kartı saçmalattıran sıcağın etkisiydi. Güzel paylaşımlarda görüşmek üzere Selamlar, sevgiler