Nikontürk

İşlemcideki hafıza pili mi? Sanırım kart üzerindeki hafıza pilini kastetmişler. Benim dikkat çekmek istediğim ise böyle bir yeni modelde bu tarihte bu pilin bitiyor olması. Bu normal değil. Sadece pilin değişimini yaparlarsa "korkarım" bu durum ileride yine tekrarlanacak. Çünkü sistem normal pil takılı olunca bu nokta için gerekli enerjiyi pilden alırken bu küçük pili de sürekli canlı tutmak için ona da enerji gönderiyor. Tamam, bunlar şarjlı piller olmayabilirler, ama yine de o hatta bir enerji girişi her zaman var. Eğer bu hat olması gerektiği gibi çalışmıyorsa, hafıza piline enerji gitmiyorsa, yeni pil bir süre sonra tekrar bitecektir. Umarım teknisyen bu durumu da kontrol eder.

Bu modelde, bu zamanda, bu problem?! Elektronik eğitimi olanlar ne demek istediğimi anlamışlardır. Sebahattin beyin tavsiyesini uygulayın, sorun çözülmezse tekrar bilgi alışverişi yapalım.

Bir adet işlenmemiş fotoğrafı veya raw (nef) Photoshop ile aç. File sekmesinde file info tıkla. Açılan pencerede raw data tıkla. Uzunca bir tekst çıkacak; bu tekstin içinde aux:ImageNumber ibaresinin yanındaki rakam toplam çekim sayınızdır.

Kart okuyucu ile çalışmak en güvenli yöntemdir. Sözkonusu firmware yazılımını SD kartın root'una bilgisayar üzerinde kopyalayın. Sonra SD kartı makinaya takıp firmware update işlemini yapın.

Bir teknisyene başvurun, net üzerinden tariflerle bir işlem yapmaya kalkmayın, daha fazla zarar verebilirsiniz.

Bu soruyla ilgili ikinci bir başlık açmışsınız. Aynı konuda birden fazla başlığı uygun görmüyoruz, bundan dolayı sildim, bilginize. Sorduğunuz soru temel fotoğraf/video eğitimiyle ilgili. Bunu burdan yazarak anlatmaya benim vaktim yok. Belki vakti bol arkadaşlar bir şeyler yazabilirler. Sorduğunuz sorulara göre size genel bir tavsiyede bulunabilirim: Temel eğitim alın, forumlardan eğitim alınmaz.

Sanırım kullanım kitapçığınız yok ya da webde buna ulaşamıyorsunuz. LV yazısını görebiliyor musunuz? Onu kamera simgesinin olduğu alt pozisyona getirin ve LV düğmesine basın, LCD ye görüntü geldi mi? Tamam. Sonra üstte deklanşör düğmesinin yakınlarında bir yerlede küçük kırmızı renkli bir düğme olacak. Hah işte bu düğmeye basınca video çekmeye başlar. Cep telefonuyla daha rahat ve daha kolay çekersiniz sanırım.

D7000 yeterince güncel bir makina. Buna karşılık detaylarını vermediğiniz ama sadece odak noktalarını verdiğiniz lensler "büyük ihtimalle" analog zamandan kalma lensler ve bunların temizlik, markaya uyumluluk, dijital uyumluluk durumları tamamen soru işareti. Hadi 35-70mm de sorun yok diyorsunuz, burdan belli oluyor ki diğer lens ya tozlu/küflü, ya da tipik bir Sigma? Bence bahsettiğiniz lenslerle değil de adam gibi günün AFS lenslerinden bir adet edinin, en basitinden bir 18-55mm AFS lens takın ve sonucu görün. Özetle, iğneyle kuyu kazmaktan vazgeçin.

Handycam: El kamerası, video kamera.

DSLR ile video çekimi yapanlar netlemeyi genelde elle yaparlar. Ayrıca harici mikrofon kullanırlar. Harici mikrofonlar özel lastik/kauçuk madde ile gerekli noktalarda titreşimi, sesi azaltması sağlanır. Sizin lensin AF sırasındaki sesi+titreşimi gövde üzerinden yine gövdeye tutturulmuş mikrofonlara iletiliyor. Bunu AF halinde engellemeniz bu şartlarda mümkün değil. Ne yapmak lazım? 1- Nikon ME-1 veya muadili bir mikrofon kullanarak bu sesi azaltabilirsiniz. 2- Elle netleme yaparak büyük miktarda bu sesten kurtulabilirsiniz. 3- Yüksek sınıf lens kullanarak (ki bunlar giriş seviyesi kullanıcı için aşırı yüksek rakamlardır) bu sesi bir nebze azaltabilirsiniz. 4- Bana göre kesin çözüm bir handycam ile bu işi en güzel şekilde yapabilirsiniz.

Düğünde tripoda bağlı fotoğraf makinası ile fotoğraf çekemezsin, şartlar buna müsaade etmez. Çünkü o kadrajı ayarlarken bu kez video çeken makinanın kadrajı bozulur. Madem bu işi tek başına yapıyorsun o zaman fotoğraf makinasını boynuna veya omuzuna asacaksın. Öte yandan bir tripoda değil 2 tane, istersen 10 tane makina takabileceğin ekstra aparatlar mevcut. Özellikle şaryo tipi olanlar, yani video çekiminde kullanılan aletlerle bu iş çok rahat olur, ama senin işinde bu abesle iştigal olur.

Orda lamba işareti var, doğru, ama mikrofon işareti yok, o bahsettiğiniz işaret on-off düğmesinin bir süre için on konumunda tuttuğunuzda ekran ışıklandırmasının yanacağı manasındadır.

Yurtdışı derken Moustafa?

Sanırım çekimleri beğenilen/tercih edilenler fiyatı ellerinden geldiği/koparabildikleri kadar yüksek tutuyorlar Türkiye'de. Bunların büyük bölümü de PS ile güçlendirilmiş varlıklar Bizde eğer Hollanda mantığıyla çalışırsan saat ücretidir: 3 saat çekim yapılmışsa 3 saat editleme eklenir, 6 saat üzerinden ücretlendirilir. Bu editleme rawdan jpg dönüşümü ve kesme/biçme, ışık ayarlamasıdır. Eğer çekim 1 saati geçmiyorsa standart başlangıç tarifi artı 1 saatlik saat ücreti talep edilir. Her türlü PS manipülasyonu bu ücrete dahil değildir, bunun için ekstra ücret talep edilir. Saat ücreti yapılan işe göre 50-125€ aralığında bir rakamdır, bu rakam fotoğrafçının referanslarına göre de farklılık gösterir. Eğer bu sistemi uygulayabilirsen 3-4 yılda bir makinanı yenileme ve karnını doyurabilme lüksün vardır Eğer Türklerle çalışıyorsan işin zor, çünkü bu rakamların 1/4 ünü "o da belki" alabilirsin; çünkü DSLR satın alabilen insanlar ve salon şipşakçıları kendilerini fotoğrafçı olarak tanıtıp tıpkı diğer sektörler gibi bu sektörün de içine etmişlerdir. İsminin sonuna "photography" eklenmesiyle fotoğrafçı enflasyonuna yol açan bu tipler arasında ekmeğini çıkarmak zor zanaat.

Hem manzara hem de kuş için lens şu ana kadar üretilemedi. Olanların içinde en iyisini örnek olarak arkadaşlar söylemişler, yani 18-300mm, fiyatı da bir hayli yüksek, bu lensi almaya değer mi ona sizin bütçeniz ve fotoğrafçılık bilginiz karar verir. Ama 300 mm ye ulaşabilen bu lens ile kuş değil atmaca bile çekmek zor iştir, hele ki D600 kullanan bir FF kullanıcısı olarak. Bulunduğunuz şehirde kuşu Murat Genç (Çaykur'da mühendis müdür), manzarayı da Murat Topal (Çaykur) en iyi çekenlerdendir. Bakın bakalım hangi lensi kullanıyorlar?

İşi biline vermez. Öğrenme safhasında olan için 50mm denemeler yapıp kendini geliştirmek için yeterlidir. Fotoğrafı önce göz, sonra lens, en son olarak makina çeker. Bütçeniz 50mm ye yetiyorsa onunla başlayıp kendinizi geliştirin. Bütçeniz 85mm ye yetiyorsa hiç düşünmeden alın, başlarda lensin hakkını veremeyebilirsiniz, öğrendikçe sonuçlar daha iyiye gider, bu sayede iki kez lens almış olmazsınız.

Tahminen 85mm kullanılmıştır. 85mm F1,8 modelini ikinci elde bu rakamlara bulabilirsiniz.

Wi-fi'nin bu tür gövdelerde bulunmasının hizmet ettiği alan farklıdır. Bu özelliği en güzel AA muhabirleri kullanıyor. Çekimlerini raw+basic jpg ayarlarıyla kullanarak düşük boyutlu+düşük yer kaplayan dosyaları anında tabletlerine aktarıp haber/sosyal medya amaçlı olarak en hızlı şekilde kullanıyorlar. Bu tabletlerde her iki platformu da gördüm, hem ios hem de android. Bir örnek olarak; eski ekonomi bakanı Mustafa Elitaş'ın bakanlık fotoğrafçısı (ki bir memurdur) bir Samsung tablet ile bunu yapıyor ve anlık olarak sosyal medyada bunu paylaşıyordu. Burada basic jpg dosyası fazla yer kaplamadığı, boyutu büyük olmadığı için hiçbir erezyona uğramadan iletiliyordu. Siz en kaliteli jpg olarak ayar yapıp çekim yaptıysanız, makina bu kadar büyük dosyayı aktarmada zorluk çekerek dosyayı küçültme/kaliteyi düşürme gibi yollara gidiyor olabilir. Günümüz wi-fi normları çok çeşitlendi, hızlar arttı, bunu daha yüksek frekansları kullanarak yapmaya başladılar, 5 Ghz gibi. Bu noktada gövdenin kullandığı wi-fi klasmanı ile sahip olduğunuz wi-fi ağının klasmanı (hızı/frekansı) dosya aktarım hızınız için en büyük etkendir. Yine de çok büyük boyutlu dosyaları kart okuyucu yöntemi ile aktarmak en mantıklı olandır. Fotoğraf kalitesine odaklanan kullanıcılar her şeyden önce makinanın verdiği jpg formatlı dosyayı kullanmazlar. Bu kadar sık dokuyup ince eleyen kullanıcılar raw formatlı dosyaları bilgisayar ortamında işleyerek en optimum sonuçları alırlar. Bu sınıftaki kullanıcı wi-fi üzerinden bu kadar büyük boyuttaki raw (nef) dosyalarını aktarmak yerine hafıza kartını makinadan çıkararak bir kart okuyucu yardımıyla bilgisayara aktarır.

Bu soruda bilimsel veriler her iki gövdenin de aynı netleme modulünü kullandığını söylese de pratikte D4s kesinlikle daha hızlı netler. Çünkü burda sadece hız değil, "kararlılık" diye tabir ettiğim konu öne çıkmaktadır. Neden bunu söylüyorum? Kendim 2008'den bu yana D3, 2013'te de D300s'im yerine D800 kullanıyorum. İşim gereği iki gövdeyi aynı anda omuzlarıma asarak çalışmak zorundayım. D3 beni hiçbir zaman çamurda bırakmadı; her zaman deklanşöre dokunur dokunmaz hazırım abi çek tavrıyla bugünün şartlarında bile 12mp lik sensörüyle tümüne meydan okuyor, tam bir arap atı. D800 ise "abi netledim galiba, yok olmadı bi daha deneyelim, karar veremiyorum, ışık mı yetersiz" gibi bir sürü naz yapmaya hala devam ediyor. Her ikisi de aynı şartlarda, aynı üst segment lenslerle kullandığım gövdeler. Işık şartlarım ağır, tiyatro+dans (sahne sanatları) gösterileri, flaşın yasak olduğu haller. Aynı şeyi düğün salonunda da yapıyorlar, ışık olsa da D800 nazlı maalesef. Evet, modüller teknik verilere göre aynı, sadece prizmalar farklı, zaten bu prizma maliyetin büyük bölümünü oluşturuyor sensörden sonra. Nedenini Nikon mühendislerine sormak lazım. Ama "bana göre" su götürmez bir gerçek şu ki, bahsettiğiniz şartlarda değil D4 ve üstü, D3 bile bir alttaki o semi-pro segmentine kafa atıyor. Meraklısı için işi daha ileriye götüreyim,abartı mı olur kendiniz test edin: D800-D810 ikilisini bir de günümüzün 300€ luk D300-D300s modelleriyle netleme hızı konusunda bi kapıştırın bakalım! Ama sonuçları adilce yazmayı ihmal etmeyin. Ek bir bilgi: D5 modeli çıkana kadar netleme konusunda en hızlısı Nikon 1 serisi olarak yazılıyordu. Hakları var, kendim FT-1 adaptörüyle V1 üzerinde tüm lenslerimi kullanırken bunun farkına varıyorum. AFS lensin hızı bile bu gövdeye yavaş kalıyor, kendi lensleriyle gerçekten çok hızlı.

Orjinal Nikon FT-1 bütçenize yüksek gelirse: Manuel netlemeyi de başarabilirim derseniz şu adaptörlerle de çalışabilirsiniz: http://www.ebay.nl/itm/Nikon-Nikkor-F-lens-to-Nikon-1-S1-J3-V1-J2-V2-mount-adapter-ring-FT1-FT-1-non-AF-/300932373899?hash=item4610f79d8b:g:C-MAAOxyTP1SO0QK

Her ne kadar AF olsa da eski, analog zamanın lensidir. Bu saatte buna para vermeye değer mi bilinmez, hiç yoktan iyidir mantığındaysanız olur.

Web ortamı yanıltmakla beraber benim bu kareden anladığım kullanılan filtrenin buna yol açmış olabileceğidir. Bundan başka bir sebep göremiyorum. Uzun pozlama doğal hakkınız, yani diyaframı açmak zorunda değilsiniz. Kısık diyaframda da çalışabilmeli, bunun bir zararı olmaz. Yeter ki kaliteli ND filtre kullanın ve ışık sızmalarını önleyin.

İlave bilgi olarak: Uzun pozlamada vizörü kapatın; bunun için makina yanında verilen küçük bir plastik var. Bazen üst LCD ekrandan ışık sızması gibi hatalar olabiliyor. Bu noktalardan emin olmak için gerekirse tüm gövdeyi siyah kalın bir kumaş ile örterek denemelerinizi yapın. Kesinlikle parasoley kullanın. Yüklediğiniz fotoğrafla yorum yapamıyorum, yeterli değil.

Lensin tam olarak hangi model olduğunu anlayamadım. 35-70mm F2,8 diye adlandırılan bir lens var. Bir de 35-70mm F3,5-4,5 olarak giriş seviyesi bir lens var. Tam olarak hangisini kastediyorsunuz? Bir görsel varsa daha kolay anlayabiliriz.