Nikontürk

Çok eski bir lens, otomatik netlemesi yok diye biliyorum, bu saatte buna para vermek mantıklı olmaz. D610 sahibi o gövdedeki sensörü doyurabilecek geÇirgenlikte lens almak zorunda.

Tahminimce sitedeki diğer konularımızı okuma şansınız olmamış. çünkü buradaki bilgili arkadaşlar şu cümleleri daha önce de dile getirdi: Mesela bir Tokina 12-24mm bana göre bir Nikon 12-24mm DX lens ile aynı performansı sunar, hatta bazılarına göre daha iyidir. Mesela bir Sigma'nın art serisinde şu ana kadar kötü olarak tabir edilen bir nokta burada yazılmadı. Mesela Tokina 11-16mm F2.8'in Nikon'da karşılığı yok, her noktada çok iyi. Mesela Tokina 100-300mm F4 için bir Nikon çözümü yok, keskinlik olarak mükemmel. Mesela Tokina 28-70mm F2.6-2.8 Angineux versiyonu kendi kulvarında lider.

Madem flaş var o halde sehpaya ne gerek var? Flaş ile yüksek enstantane değerlerini kullanabilirsiniz ki buna gerek bile kalmadan 1/60 ile işi bitirirsiniz. Burda ortamın kendi doğal/farklı ışık renklerini öldürmek istemediğinizde flaşı dolgu moduna (BL) alıp Çekiminizi yapabilirsiniz. Daha fazla ortam ışığı iÇin Ertan hocanın dediği gibi isoyu yükseltin, bu noktada flaşın gücünü makina otomatik olarak azaltacaktır, bu sayede ortamın ışıkları daha etkili olacaktır.

Ertan hocanın tavsiyesi ileri seviye bence. Ben olsam A modunda diyaframı kendim seçerim insanların durumuna göre (5.6-7). Iso 500 de, makina matrix ölçümde iseSB700 flaş otomatikmen dolgu moduna geçer, 1/60 üst sınırdaki flaş enstantanesiyle çok daha sıcak kareler elde edilir.

Madem soğudun hemen Nikon'u terkedebilirsin, istediğin başka bir markaya geçebilirsin, çünkü bir mecburiyet yok. Bu Nikon forum sitesinde Canon'un en üst modeli 1Dx hataları için veya diğer bir Canon modelindeki bir ışık sızması hatası için (sen bunları henüz bilmiyorsun, son 3 yılda bunlar oldu!) etik olmayan sÖzler sarfedilmesine müsaade etmedik. O Canon forumlarında bÖyle yazılması onların kendi ayıbı, bÖyle hatalı ürün üreten Nikon'un da kendi ayıbıdır. Bugün Dakar rallisindeki sıcaklıklarda Canon'dan 2 saat daha fazla çekim yapabilen Nikon kendini ispatlamış, Canon'dan çok daha uzun yıllar Önce bu işe başlamış kÖklü bir firmadır, Nikon/Canon tarihçesini Önce bi okuyun, bÖyle basit sÖylemleri bundan dolayı kimse kabul etmez. Sadece giriş seviyesi bir ürünle bu işe henüz başlayıp bu kadar kolay soğuduysanız hemen elinizden çıkarın, çünkü ileride lensleriniz arttıkça elden çıkarmanız zor olur.

Nikon 105mm makro serisinin AF, AF-D ve AF-S versiyonundan sonra aynı odak noktasında "bana göre" en iyi lens bu Tokina 100mm'dir. Bu fikrimde Tokina'nın bana her zaman verdiği güvenin payı büyüktür, çünkü son 25 yılda üçüncü markalarda kalite olarak Tokina hep bir adım daha ileride idi. Bu noktada hem Sigma hem de Tamron'un son yıllardaki daha iyi performanslı lenslerini ayrı tutuyorum. Hem APS-C hem de Full Frame sensör üzerinde kullanılabilen bu model optik kalite olarak Sigma 105 ve Tamron 90mm makrodan daha iyi olarak isimlendiriliyor. 2 farklı kopyasını kullandığım bu lensi her zaman özledim. Makroda otomatik netlemeye çok az ihtiyaç oluyor, o halde bu lensi tercih etmeniz gayet doğal, ileriye dönük mantıklı bir yatırım olmuştur. Bu lensten sonra bir Nikon 105mm AF-S ihtiyacı bana göre olmaz, sadece nano kaplamanın verdiği bir tık avantajdan başka. Hayırlı olsun. Bu kare D3 + Tokina 100mm ile çekilmişti:

Tecrübeme göre bu tip "yedek parçaları" Nikon resmi servisleri dışarıya satmıyor. Sarf malzemesi türünden olan parçaları, örneğin lastik bileziği dışarı satıyor. örneğin şu link Avrupa genel distribütörünün sitesidir, burada lenslerle ilgili olarak mevcut parçalar şunlar: http://www.nikonservice.nl/shop/index.php?cPath=28_58 Bu noktada bu tip parçalar için çok küçük bir ihtimal olarak ebay üzerinden derinlemesine aramak belki çözüm olabilir. Bazen de aynı ürünün hurdasından yararlanmak zorunda kalınabilir. Ama bu klasmandaki bir lensin Nikon resmi tamir servislerindeki tamir ücretinin lensin yeni fiyatıyla orantılandığında genelde mantıklı olmadığını tecrübe ediyoruz. Kenarda köşede hurdası yeterli olan bir tamirci belki kabul edilebilir bir meblağa bunu tamir edebilir. Bu noktada İstanbul/Sirkeci Hayyam Pasajı'nda çözüm aramak gerekir.

Sagol Deniz. Studyo kuracaksan tabii ki paraflas, tepe flaslari belli bir yere kadar yeter, genel manada studyo icin yetersiz kalir. Nissin konusunda bilgim yok. Meike mk-910 kendim kullaniyorum. Birebir kopya, bence yeterli. Sadece beyaz dengesi olarak daha soguk bir kelvin degeri var, bunu zaten ayarlarsin.

Ertan hoca, senin cevabi bi kazaya kurban ettim, tabletle duzeltme basima is acti, uzgunum. Bi kez daha yazabilirsen sevinirim.

Arkadaşlar, ilginiz ve dilekleriniz için çok teşekkür ederim. 14 Ocak'ta operasyon gerçekleşti, biraz ağır da olsa oldukça kapsamlı ve başarılı bir temizlik yaptığını söyledi doktor. Şu an her şey normal, olması gerektiği gibi süreç işliyor. Bugün itibariyle taburcu olup eve döndüm. Artık yoğun bir fizik tedavi süreci beni bekliyor. Fırsat buldukça burada olmaya çalışacağım ancak bir süre için eskiye oranla daha az aktif olacağım. Forumdaki diğer bilgili arkadaşlar zaten konuları cevaplıyor, bundan dolayı sitede bir eksiklik olmuyor, bu yüzden içim rahat. Bol bilgi paylaşımlı, saygılı forumlar diliyorum hepinize. Şimdilik sağlıcakla kalın.

Sizdeki sorun biraz farklı. Görmeden, bazı kontrolleri yapmadan, uzaktan fikir yürütmek oldukça zor. Yine de bazı sorular sorarak sizin de kendi kontrollerinizi yapmanıza yardımcı olmaya çalışayım: - Gövde, G tipi lenslerde nasıl davranıyor? Yani bu lenslerde diyafram mekanizması P,A,S,M modlarında norma mi? - Kullandığınız "aynı lens" bir 50 mm F1.8 AFD midir? Bu lensin %100 doğru çalıştığından emin miyiz? - Gövde bu lenste yaptığı hatayı bir başka AFD lenste de yapıyor mu? Eğer bu soruya cevabınız evet ise gövdedeki diyafram kontrol mekanizması ve birlikte çalışan elektronik ünitenin teknisyen tarafından kontrol edilmesi gerekir. Bu noktada bir D7000 üzerinde diyafram kontrol ünitesindeki mekanik+elektronik potansiyometrenin bozulabildiğini söylemek isterim. Bunun sebebini bilmiyorum, ama başımıza gelen bir durumdu. Tıpkı sizdeki gibi semptomlar vardı. Eğer İstanbulda iseniz ve garanti şartlarınız uygun değilse bu kez Hayyam'da özcan Foto Teknik, özcan ustaya makinayı gösterebilirsiniz. Güvenilir ve işinin ehli bir ustadır.

Bahsettiğiniz lens günümüzde F1.8 diyaframlı tek zoom lenstir. Ama 18-35mm aralığında portre çekemezsiniz. Bu lens ile düşük ışık şartlarında çok güzel video çekilir. Bundan başka yine kapalı mekanlarda düşük ışık şartlarında flaşsız çalışma imkanı sağlar. 35 mm üst odak noktası portre için uygun değildir. Ayrıca bu lens fiyat olarak da 600 eurolarda geziyor. Buna bu kadar para vermek ancak özel çekim şartları için mantıklı olur. 600 euro ile 1 adet 35 mm F1.8, 1 adet 50mm F1.8, 1 adet 18-105mm alınabilir mesela. Dolayısıyla tavsiyeniz mantıklı değil. DX gödeye sahip olsanız bile, yani şu portre lensi diye yazdığınız 35 ve 50 mm maalesef portre lensi değil, bunu artık sağır sultan da duydu. Sadece ucuz fiyatından dolayı herkesin çantasında bi tane var ve bu sınıftaki kullanıcı zaten bir 85 mm portre lensi alacak parası yok, işte bu garibanı bu 50 mm + DX çarpanıyla avuttular. Bütün dünyada böyle bu, sadece TR'de değil. Belki bel üstü çalışmalarda yeterli ama gerçek bir portre lensi değil. Hele 35mm ye bunu hiç yazmayın. Orçun portre aralığını yazmış. Ben daha da ileri gidiyorum, doğrusu 135mm dir ama 200mm de portre çekiyorum, bokeh daha bi güzel oluyor. Mesela kimsenin adam yerine koymadığı bir 18-55 kendi klasmanında bir 18-105mm den bile daha keskin sonuçlar veriyor, bu yüzden ben hala kullanıyorum. Günlük gezilerde biraz daha rahat çalışabilmek için 18-105mm daha mantıklıdır. 17-50mm deki lensin diyaframı F2.8 diye arkadaşın senin daha fazla masraf yapmanı istememiş. Yani belli bir kullanıcı için arka plan flu ise o portre lensidir algısı oluşmuş, bundan dolayı zaten 50mm F2.8 değerine ulaşacaksın e daha 50mm F1.8'e ne ihtiyaç var demeye getirmiş. Ama bu pek doğru değil, bütçe yetmiyorsa onunla idaret et manasında bir tavsiye sadece. Mesela hiç kimsenin aklına gelmeyen bir portre lensi var bu yazdıklarının içinde: 55-200 ve 55-300. Bu lensleri en açık diyaframa alıp 150-200mm aralığında portre çekmeye çalışın bakalım, sonuçlar nasıl olacak? Hani bütçe kısıtlı ya, o yüzden bunu söylüyorum. Evet, madem ekonomik çözümler arıyoruz, o halde 18-105 ve 55-200/55-300 en mantıklı seçim. 50mm F1.8 ise bana göre gereksiz. Ona vereceğim paraya biraz daha ekleyip 85mm F1.8 almayı yeğlerim.

FE hatası vermeye devam eder. Çünkü lensin üzerindeki bir Çentik makinanın ilgili birimine "ben diyafram bilezikliyim ve seninle iletişim kuruyorum" bilgisini gönderiyor. Menüden bunu değiştirme imkanı var mı bilmiyorum, Çünkü hiÇ böyle bir şeye ihtiyacım olmadı. Ha lensin üzerindeki bileziği Çevirmişsin ha öndeki tekerleği Çevirmişsin. Hatta makina üzerinde daha küÇük adımlarla diyaframda daha fazla seÇeneğin olur. Bu zaten M modunda tam manuel Çalışmak demektir.

Teşekkürler ilginiz için. Yaklaşık bir yıldır bununla ilgili farklı tedaviler denedik. Hem Tr'de hem de NL'de konuyu bir bilenlere danıştık. özellekle yaz döneminde TR'de bu konuyu araştırdık. En son 20 Aralıkta alınan MR görüntülerine göre buradaki doktorlar ameliyatın artık kaçınılmaz olduğunu, bugüne kadar ameliyat etmeden diğer yöntemlerle belin toparlamasını ümit ettiklerini öğrendik. Hem Haziran hem de Aralık ayında alınan MR görüntülerini TR'deki dostlarıma da gönderip düşüncelerini aldım. Uçak yolculuğunu kesinlikle tavsiye etmiyorlar, o bölge tamamen uçmuş diye nitelendirdi radyoloji uzmanı. Evdeki ihtiyaçlarımda dahi dikkatli hareket etmem konusunda ikaz ettiler. Konunun önemini birakç aydır artık sol ayağımın muhtelif noktalarında hissediyorum. 12 saatlik periyodlarla 40mglık morfinler alıyorum. Tabii bu benim ağrıyı unutmama, sanki birşey yokmuş gibi çıkıp basket oynamama bile sebep olabilir, o derece ağrıyı alıyor, ama dikkat etmezsem konu felce kadar gidebilirmiş; ama dikkatli davranıp genelde yatay, ihtiyaç halinde ayakta ve oturak pozisyondayım. Mevcut şartlar altında bir bu ülkede bir başka doktora ulaşabilmek için 3 aya ihtiyaç var. Bu noktada doktor değişimine zaten zamanımız yok. Şükür ki operasyonu yapacak doktorun netteki geri dönüşleri hep pozitif. Hatt-ı zatında beni lokaldeki doktorlardan biri ameliyat edecekti, prosedür böyle idi, ancak ameliyat kararını lokaldekiler veremiyordu. Karare veren doktor daha teşekküllü bir hastaneden haftada bir kaç gün buraya geliyormuş. Bunlar ameliyat kararı veremiyorsa beni ameliyat da etmesinler diyerek kararı veren doktora işi emanet ettik. Bundan dolayı 15 gün kadar gecikmeyle bu operasyon yapılacak inşaallah. özetle, aklımız ve imkanlarımız ölçüsünde konuyu özenle takip ediyoruz. Bu ülkede öyle kendi doktorunu her zamana seçemediğin halde! Ama işlerini sağlam yaptıkları bir gerçek. örneğin TR'de mikro cerrahi ile insanlar kesilip biçiliyor ama geri dönüşleri yüzde 70'lerde bunun. Halk arasında fıtık tekrarladı deniyor, ama tekrarlayan fıtık değil oluşan ödem. çünkü mikro cerrahi ile orada bi hayli inşaat yapılıyor ve kemiğe de büyük hasar veriliyor. Sonrasında tekrarladı denip aslında kendilerinin mahvettiği kemik yerine platin takmak zorunda kalıyorlar. Bunun faturasını hasta ödüyor, yani bu para değil, çekilen acı ve kaybedilen zaman, para ikinci planda. Bundan dolayı buradaki sistem klasik ameliyat sistemi. Gerektiği kadar kesiliyor, çalışma alanı yeterince geniş olduğu için sonuçlar yüzde 90 olumlu. çarşamba günü nasibimizde ne varsa o olacak inşaallah. Tekrar çok teşekkürler.

Şu verdiğim linklerdeki dersleri verdiğim sıraya göre takip edin: http://www.bascek.com/2794/enstantane-nedir-fotografi-nasil-etkiler/ http://www.bascek.com/2715/diyafram-nedir-fotografi-nasil-etkiler/ http://www.bascek.com/2865/iso-nedir-fotografi-nasil-etkiler/ http://www.bascek.com/2679/fotograf-makinenize-hukmedin-ileri-cekim-modlari-p-a-s-m/ http://www.bascek.com/3213/beyaz-dengesi-nedir-nasil-ayarlanir/ http://www.bascek.com/3298/dogru-odaklama-teknikleri/ http://www.bascek.com/93900/fotograf-cekerken-sik-yapilan-hatalar-ve-cozumleri/ http://www.bascek.com/12949/lenste-titresim-engelleme-ozelliginin-onemi/ http://www.bascek.com/12731/her-seferinde-net-fotograf-cekmek-icin-ipuclari/ http://www.bascek.com/10134/fotograflarim-neden-flu-cikiyor/ http://www.bascek.com/2274/dogru-pozlama/

Sağolun arkadaşlar, inşaallah ameliyatla kurtuluruz bu dertten, çünkü 1 yıldır çekiyorum ve ameliyat olmadan kurtulmak için her alternatifi denedim, maalesef iş büyük, operasyon yapılmazsa sol ayak tehlikeli duruma gidecekmiş.

Maalesef sadece lens değil, D3 de bi hayli ağır, ama bel fıtığı olmamdaki sebep bu değil çok şükür. 14 ocak çarşamba günü ameliyat olacağım, bir süre kaybolurum siteden yani. Tercih size kalmış, dediğim gibi, portre için 85mm F/1,4 AFS nano mükemmel. 70-200mm VRII ise daha genel amaçlı kullanımlarda aynı performansta benzeri olmayan tek lens.

"Portre ağırlıklı çekimler" ibaresinden dolayı sizin bir portre lensi aradığınızı varsayarsak bu lensin yerine 85mm F1.4 AF-S Nano tavsiye edilir, madem bu kadar para vermeyi göze alıyorsunuz. Kendim yaklaşık 4 yıldır 70-200mm F2.8 AFS Nano VRII kullanan biriyim, işim bunu gerektiriyor. Kısa bir süre önce de 85 mm F1,4 AFS Nano versiyonunu aldım. Bundan önce 85mm F1.8 AFD kullanıyordum. Portre lensi budur. Ama yaptığınız iş zoom gerektiriyorsa, yani biraz aceleniz varsa ki bu genelde gelin damat çekimleridir o halde 70-200 alın. Ama ben keyfime göre çekiyorum, vaktim bol, modele şöyle dur deyip zaman problemim olmadan bekletebiliyorum, para problemim de yok diyorsanız o zaman portre lensi olan 85mm yi alın. Tam bu noktada belki birileri kafanızı şunlarla karıştırabilir: 105mm F/2 defocus ve 135mm F/2 defocus. Bu lensler de portre amaçlı dizayn edilmiş olup ayrıcı defokus özelliğinden dolayı arka plandaki bokeh karakteriyle oynama imkanı vardır. Bu lensler 85mm AFS'ye göre daha eski teknoloji ürünüdür ama gayet başarılı lenslerdir. Benim tercihim yeni teknolojiden yana oldu, yani nano ve AFS.

Recep Yazıcı'nın açtığı başlık bu konu ile ilgili idi. O başlığı buraya taşımak istedim ancak beceremedim ve konu tamamen silindi. Düşüncelerinizi bu başlık altında yazmaya devam ederseniz sevinirim.

Tamron muadilinden bir tık iyi, Nikon'un F2.8'deki keskinliğinin yanına bile yanaşamayan, parası buna yetenlere yetebilecek performansta bir lenstir. İki versiyonu vardır, II olarak belirtilen versiyonu normal versiyonundan biraz daha yüksek fiyata alıcı buluyor; ben aradaki performans farkının ne kadar olduğunu bilmiyorum. İkinci versiyonunu kısa süre yıllar önce kullandım, parasına göre yeterli bir lens, ama bir Nikon değil. Ayrıca adınızı soyadınızı doğru olarak yazarsanız bizden daha samimi cevaplar, yardımlar alırsanız. Bu forum sitesi ciddi bir sitedir, burada isim gizlemeye ihtiyacınız olmaz.

Nikkor 18-200 lensi kısa bir süredir kullanıyorum, çok fazla bir şey diyebilecek kadar tecrübem yok. Sonuçta bir tak gez lensi, aynı aralıktaki Sigma ve Tamron'dan daha iyi performans sergiliyor. Köşelerdeki kararma sizin dikkatinizi çeker mi bilemem. ümit hoca bu lensi uzun süredir kullanıyor, daha detaylı bilgiyi o verebilir. Bu lensin VR2 versiyonunu çıkardı Nikon, sanırım bazı noktalarda iyileşme var ki pek bi pahalı.

Kısa bir süre sonra FX gövdeye geçme durumu sözkonusu ise Nikon cephesinde tek lens Nikkor 24-70mm F2.8 AFS Nano. Bu aralıkta Sigma, Tamron muadilleri var; özellikle ve "nedense" Tamron muadili TR'de göklere çıkarılıyor. Tamam, güzel bir lens olduğuna inanıyorum Tamron'un, ama bir Nikon performansını Tamron'dan beklemiyorum. Tam bu noktada bilmenizi istediğim bir şey var: Maalesef TR'deki forum sayfaları ithalatçı firmalar ve satış mağazaları tarafından manipüle ediliyor. Hangi üründen daha fazla para kazanma şansları varsa bu üründen fazlaca ithal edip forum sayflarına bu ürünü pohpohlayan yorumlar yapılıyor. Eli klavye tutan ergenlerin hiçbir zaman ulaşamayacakları bir makina ellerine hediye veriliyor ve bu ergen yazma yetkisi bulunduğu forum sayfalarında bu ürünü sürekli tavsiye ediyor. Yani şu Tamron 24-70 bana göre biraz böyle bir ürün, kötü değil ama göklere çıkardıkları gibi de değil. Bu durumda sanki Sigma daha kötüymüş gibi bir izlenim bırakıldı piyasada. Halbuki fiyat olarak ikisi de birbirine yakın. Ben Sigma'nın Tamron'dan çok daha kötü olduğuna inanmıyorum. Nikon Mercedes ise belki Canon BMW'dir ama Tamron asla bir Mercedes değildir, belki Fiat, Renault olabilir. Mercedes olmadan önce bi Audi olması gerekir, şimdilik bunu ne Sigma ne de Tamron yapabilmiş değil. Ha, paranız buna yetiyorsa buna kimse bi şey diyemez, bütçenizin yettiği ürünü almak tabii ki hakkınızdır.

Burada 24-70 mm derken diyafram değeri F2.8 olan lensleri mi kastediyorsunuz? Yani neden 24-70mm? Neden 17-55mm, 17-50mm, 16-55mm değil? Elinizde 18-140mm var zaten? 24-70mm, 24mm den başladığı için full frame gövdeler üzerinde kullanışlıdırlar. Sizin kullandığınız model APS-C sensörlü bir gövde, kısa adıyla DX gövde; bu gövdede 18mm'den daha yukarıdan başlayan lensler kullanım olarak uygun olmayabilir. En basiti bir binanın içinde bile insanları boydan çekerken zorlanabilirsiniz. Bunu şu an sahip olduğunuz 18-140mm lens ile evde bi deneyiniz: Lensi 24mm ye alınız ve bundan daha aşağı inemeyeceğinizi varsayınız, sonra çekmek istediğiniz türdeki fotoğraflar için denemeler yapınız. Eğer 24mm den daha aşağı inme ihtiyacınız olmuyorsa sorun yok. Ama bizim tecrübemize göre bu gövdede kullanılacak lensler ortalama 18 mmden başlamak zorunda. Eğer amacınız F2.8 diyaframlı lens almak ise bunun Nikon marka olarak karşılığı 17-55mm F2.8. Yine Sigma, Tokina ve Tamron markasının da bu aralıkta F2.8 diyaframlı lensleri var.

Üstad, bu ilginç bi durum. çÜnkÜ hem USA sitesinde hem de NL sitesinde bu bilgiyi kontrol ettiğimden eminim. Ayrıca nikonrumors'da da bunu yazmışlardı. Benim için çok ilginç bir durum bu nokta doğrusu.