Nikontürk

Umarım video çekimi için küçük kırmızı tuşa basıyorsunuzdur. Hani olabilir ya, insanlık hali, yanlışlıkla deklansşöre basıyor olabilir misiniz? D7100 için en nominal kart yazma hızı sanırım 15 mbps dan daha yüksektir. Yani üzerinde her class 10 yazan kart bu model için yeterli değildir. çünkü belirttiğiniz 30 mbps büyük ihtimalle okuma hızıdır, bu kartın yazma ise bu rakamdan daha düşük olabilir. Siz bunu başka ama daha hızlı bir kart ile deneyebilir misiniz? çünkü başka bir neden şu an aklıma gelmiyor.

Sorun yok, sitemize hoşgeldiniz. Bunu bilmenizi beklemiyoruz sizden, sadece bu acil kelimesi seviyeyi düşüren bir tanım olarak algılanıp site müdavimlerince sevilmemektedir; bunu bilmenizi istedik ve gerekli değişikliği de yaptık. Her konuda çekinmeden sorunuz. Sorularınıza benzer sorular büyük ihtimalle forum arşivimizde bir yerlede cevaplanmıştır, buralara da bakmayı ihmal etmeyiniz. Yine aynı şekilde forum arşivimizde diğer konularla ilgili yazıları takip ederek olası karşılaşabileceğiniz konularda/sorunlarda ne yapmanız gerekeceği konusunda bilgi sahibi olabilirsiniz. Zevkli fotoğraf çekimleri dileriz.

Bahsettiğiniz lensin model tanımlamasını eksiksiz yazdı iseniz, bir tamirciye başvurunuz. Eğer model tanımlamasında VR de var ise bu kez yan tarafındaki düğmeye basarak çevirmeyi deneyiniz.

Ne ilginç şeyler çıkıyor makinalarda son zamanlarda. Acaba aynı şeyler başka ülkelerde resmi kanaldan satılan makinalarda da oluyor mu?

Her türlü konuda sınırsıza sorabilir, yazabilirsiniz. Ama bir konu başlığını "Acil Yardım" yazmanız uygun olmamış. Bu başlığı başka forum sitelerinde kullanıyor olabilirsiniz, ama burada bunu hoş görmeyiz.

Umarım hayal ettiğin hedefe ulaşırsın. Bu süreçte ekipmana çok takılı kalmayıp bolca fotoğraf çekerek kendini geliştirmeye çalış.

Kuş fotoğrafçılığı konusunda hiç bilgim yok. Sadece bakıyorum çekilen karelere. Gerçekten detay veren karelerin genelde pahalı lenslerle çekildiğini sanıyorum. Bir arkadaşım bu işe merak saldı, D800 gövdesine günün yeni lensi Tamron 150-600 mm aldı. Bununla güzel kuş fotoğrafları çekiyordu. Rize şehrine geçtiğimiz günlerde kuzey bölgelerinde yaşayan bir martı türü geldi. Bu tür en son 1870'li yıllarda görülmüş ülkemizde. Tabii bunu duyan ülkemizin kuş meraklıları sahip oldukları en uçtaki ekipmanlarla Rize'ye akın etmiş, basından bunu takip ettik. Lensler kallavi, ardındaki gövdeler D4s, D1x gibi en hızlı gövdeler. Lensler sabit 500-800 mm aralığında. çekilen karelere medyada görmeye başladık ki bizim arkadaşın Tamron'la çektikleri yanlarında yavan kaldı. Tamamen kötü değiller tabii ki, ama daha iyi detay verebilen lenslerden dolayı bizim Tamron'u yetersiz bulduk. Halbuki bu paraya bu kadar geniş zoom aralığında çok başarılı bir lens. Bu tamron 150 mm den değil de 400 mm den başlasaydı belki daha keskin olabilecekti. Ama bizim paramız bu kez ona da yetmeyecekti. Neyse, sonuçta daha güzelin daha güzeli var. Mesele bizim ne ile yetinebildiğimiz. Gönül her zaman daha iyisine sahip olmak ister. Rize'ye bu martı türünü fotoğraflamak için gelen kuş fotoğrafçılarına baktığımız zaman hemen hepsinin kendi işinin patronu olduğu, bu ekipmanları alabilmek için fazlasıyla maddi güce sahip oldukları, onlar için önemli olan tek şeyin arşivlerindeki kuş türü sayısını artırmak olduğunu anlıyoruz. Yeni bir kuş türünü fotoğraflayıp arşivlerine eklediklerinde kazanımlarına bir "çentik" daha atıyorlar, bu onları mutlu ediyor. Ama işte bu noktayı kaçırıyoruz, adam bununla mutlu oluyor. Senin benim sahıp olmadığımız o maddi güç o adamı mutlu etmeye yetmiyor. O maddi güç ile fotoğraflayıp arşivine yeni bir kuş türü eklediğinde mutlu olabiliyor. Kim bu insanlar? Mesela bir tanesi Mutlu akülerinin sahibi. Şimdi bir arkadaşımız lense yatırım yapmanın önemini tekrar dile getirmiş. Ne güzel, bunu yıllardır Türkiye'de yaşayan fotoğrafsever arkadaşlarımıza anlatmaya çalıştık. Şimdi bu işe gönül veren arkadaşlardan duymak ne güzel. Evet, iyi bir lens size 30-40 yıl hizmet edebiliyor, bu periyod içerisinde kullanım şartlarına bağlı olarak bazen 1 bazen 3 kez temizlik bakımı yaptırmanız yeterli. Ama bir gövdenin günümüz teknoloji hızında ömrü en fazla 5 yıl. Kötü olan kanı ise şu: 10 yıl önceki ekipmanla sanki fotoğraf çekemiyorduk, sadece şimdi bu gövde ile fotoğraf çekebiliyoruz! Şu ikisi arasında fark var, bunu kabul ediyoruz: Tamron 150-600 mm ile çekilen bir kuş fotoğrafı ile Nikon 600mm ile çekilen bir kuş fotoğrafı. Ama bunlardan hangisine ulaşabiliyorsunuz? Ulaşabildiğiniz sizin işiniz için yetersiz ise, bundan bir gelir elde ediyorsanız sermayenizi artırıp daha iyi makinalarla üretim yapıp o kalitedeki ürünü müşteriye satma amacı gayet akıllıca. Yani ben o fotoğrafı satıp para kazanabiliyorsam o zaman o lense olmayan parayı vermek için gerekli borca girerim. Ama maddi gücüm buna yetmiyorsa, fotoğraflayacağım türe göre en akıllıca satın almayı yapıp çekebildiğim en iyi kareyi çekmeye çalışırım. Unutmayın, yarışmalarda derece alan fotoğraflar her zaman en uçtaki ekipmanlarla çekilmiyor. Sadecet internette görücüye çıkan kareler sizce en büyük pixel olarak hangi boyuttaki monitörlerde izleniyor? çektiğiniz kare hangi boyutta baskıya alınıyor? O halde gerek var mı? özetle, bunun ucu yok. Evimizin nafakasından kesip hobimize yatıramayız. Sorumluluklarımızı yerine getirdikten sonra artan paramızı bu hobiye yatırıyoruz. Fazla kasmaya gerek yok. Ticari olarak bu işi yapıyorsak o zaman durum başka. Zaten ticari olarak uğraşıp forumlarda kafa patlatan "Türk" fotoğrafçı sayısı oldukça azdır.

Nikon D3200 modeli üzerinde netleme motoru olmayan bir giriş seviyesi makinadır. Bu makinaya alacağınız lenslerin otomatik netleme yapabilmesi için lensin kendi içinde "dahili netleme motoru"na sahip olması gerekir. Bu lensler Nikon markasında "AF-S" lensler olarak belirtilmiştir. Şimdi sizin bahsettiğiniz bu Tamron lens eski bir lenstir, üzerinde netleme motoru yoktur. Kendiniz elle netleme yapmayı göze alıyorsanız bu lensi kullanabilirsiniz. Bu lens bir başka gövde üzerinde otomatik netleme yapar (mesela D80, D90, D300, D7000 gibi) ama sizin D3200 gövde üzerinde yapmaz. Bu lens iyi mi kötü mü, onu bilemem, ama bu saatte bu lense para vermek sizin açınızdan mantıklı değildir. çünkü: - Otomatik netleme yapan lensler almak zorundasınız. - Bir DX gövdeye sahip olduğunuz için alacağınız lensler 18 mm civarından başlıyor olması daha kullanışlı olur. 24 veya 28 mm den başlayan lensen FF gövdeler için daha uygundur. - Eski lenslere çok fazla güvenmeyin, ileride bu konuda bilgi sahibi olmaya başlayınca eski lenslerden hangilerinin daha başarılı olduğunu öğreneceksiniz.

https://www.google.nl/?gfe_rd=cr&ei=_7WlVL6SLNLN5Aad4YDYBA&gws_rd=ssl#q=portre+%C3%A7ekimi+nas%C4%B1l+yap%C4%B1l%C4%B1r

Arkadaşlar, Sigma 24-70 için başka bir başlık açmıştınız. O başlığı sildim, o konuya buradan devam edelim lütfen. Aynı konuda birden fazla başlığı arşivimiz açısından uygun görmüyoruz. Evet, Sigma 24-70mm F2.8 (ki bunun birden çok versiyonu var) ve Nikon 24-85mm VR olan yani son versiyon (bunun da benim bildiğim şu an 3 versiyonu var). Daha önce yazmıştım, zor soru, seçim zor. F2.8 ihtiyacı olanlar Sigma'yı tercih edebilir. Ama genel manada Nikon daha yeterli, başarılıdır sanırım.

Eğer bu lensi bazı eski model analog gövdelerde kullanmak isterseniz o zaman diyafram bileziğine ihtiyacınız var. Analog dönemin son yıllardaki bir kaç modeli zaten G serisi lensleri yani diyafram bileziksiz lensleri de destekliyor; mesela F75, F6 gibi. Bir de bu lensi ters bağlama metoduyla makro amaçlı kullanmak istediğinizde yine makro bileziğine ihtiyaç duyulur. Ben olsam bu saatte artık G versiyonunu alırım. çok ince bir farkla da olsa G serisi keskinlik olarak bir tık ileride. Kenarlardaki CA'yı ise zaten yazılımla hallediyoruz. Ben de uzun bir süre hatta D olmayan versiyonunu savunurdum. Ancak değil 50 mm, DX uyumlu 35mm F1.8 ile yaptığım denemelerde bile keskinliğine hayran kaldım; bunu yaparken yıllardır 35 mm F2.0 AF sahibi olduğumu bilmenizi isterim. Bu yüzden bu tür konular açıldığında hep şunu yazarım; bit pazarına nur yağmıyor maalesef. Para verip yeni bir ürün alıyorsanız en güncel versiyonu almaya özen gösterin derim. Tabii mevzu bahis ikinci el bir ürün ise kelepirliği önemlidir.

Ben bu sistemle bi hayli meşgul oldum geçmiş yıllarda. Verici ünitenin kızıl ötesi ışığı ne kadar yüksek güçte ise kararlı/hatasız çalışma ve başarım o kadar yüksek. Dahili flaşın kızıl ötesi ışın gücünün harici flaşınkinden daha düşük olduğunu düşünüyorum; bunu ölçebilecek bir aletim yok, denemelerle bu sonuca vardım. En güçlü kızıl ötesi ışını ise SU-800'den çıkıyor. Etki mesafesi olarak en uzağı bu model. Kapalı alanlarda bu sistem her ne kadar yeterli gelse de ben halen Pocket Wizardı'ın iki adet alıcı ve bir adet verici cihazıyla çalışıyorum. Bunlar Mini TT1 ve Flex TT5 modelleri. Bu radyo frekanslı tetikleyicinin "bana göre" en büyük avantajı sözkonusu flaşları remote moduna getirmeden kullanabilmeniz. Bu set öyle bir imkan sunuyor ki bir SB910'u sanki kendi makinanıza bağlamışsınız gibi, ya da bir uzatma kablosuyla sizden biraz daha uzak bir noktaya yerleştirmişsiniz gibi davranıyor. Bu da, flaşa daha fazla hakimiyet sağlıyor. Ben bu noktada verici ünitenin üzerine bir de SU-800 takıp tam olarak iki ayrı flaşa ayrı ayrı hükmedebiliyorum.

Mümkün Doğan hoca, ama gözden kaçan küçük bir ayrıntı var: Dahili flaşıyla tetikleyici (commander) görevi yapan makinanın dahili flaşını tamamen kapatmamak gerekiyor. çünkü, alıcı (remote) konumdaki flaş kendisine gelecek tetikleme komutu ve bu komuta gömülü TTL bilgilerini "IR" (kızılötesi) ile alabiliyor. Bu kızılötesi ışın dahili flaştan gönderiliyor. Bunun için yapılmış hazır bir plastik gereç SB R1 seti aldığınızda yanında geliyor (Dikkat edin, SB R1C1 değil). Bu gereçin Nikon'daki adı SG-3IR. Siz de, tetikleyici konumdaki makinanın dahili flaşını kapatırken sadece fotoğrafı çekilecek objeye etki etmeyecek amaçla kapatın. Bu sayede dahili flaştan çıkacak kızılötesi ışın alıcı konumdaki flaşa ulaşabilsin. Ayrıca; tetikleyici konumdaki makinanın menüsünde dahili flaşın gücünü tamamen düşürebilirsiniz; böylece flaşı kapatmaya gerek bile kalmayabilir. Ekstra dipnot: - Kızılötesi ile dışarıda, güneş ışınlarının güçlü olduğu şartlarda sonuçlar hatalı olabilmektedir. Tavsiyelerim, kapalı mekanda, güneş ışığı almayan ya da başka kızılötesi ışık kaynaklarının bulunmadığı ortamlarda stabil çalışmayı garantiler. Bu sıkıntıdan dolayı radyo frekansıyla çalışan tetikleyicileri kullanmak zorunda kaldığımızı biliyoruz. - Hiçbir zaman flaşların önünü tamamen kapatmayın. Oradaki enerji çıkacak bir yol bulamazsa ısı olarak flaş ampulüne zarar verir, flaşın önünü kapattığınız maddenin tutuşmasına yol açabilir. - Uzaktan tetikleme yönteminde ister TTL, ister manuel, isterseniz diyafram öncelikli çalışabilirsiniz. Bunu tetikleyici konumdaki makina/SU800 üzerinde ayarları yaparken seçebilirsiniz. Alıcı flaşın "remote" konumda olması yeterlidir, başka bir ayara gerek yoktur.

Bu konu nette okuduğuma göre ilginç bir hal almış. Şu an Nikon bu konu üzerine ciddi çalışma başlatmış, her ne kadar resmi bir kabullenme olmasa da "bazı" D750'lerde gelen şikayetler üzerine diye bir tabir kullanmış. Bana ilgniç gelen ise D810 ve Canon 5 D MarkII 'de de aynı sorunun olduğu yönünde! http://www.dpreview.com/forums/thread/3773066 http://nikonrumors.com/2014/12/29/nikon-is-curently-investigating-the-d750-reflectionflare-issue.aspx/#more-85802

Bu konu hakkında nette pek çok bilgi olmasına rağmen konu nasılda ilginç bir hal almış, enteresan doğrusu. Ben de okumaya devam edecem, ha gayret arkadaşlar, bakalım daha nereye kadar vardırabiliriz bu konuyu. Ha unutmadan, bunun daha CX olanı var, bakınız şu Nikon aynasızlara mesela, hani şu V1, V2, V3, J1, J2, J3 serisi. Sonra bu CX sensörde mesela FT-1 adaptörle FX ve DX lenslerin kullanılması var. Yetmedi, C mount lenslerin bu CX gövdede kullanımında acaba üzerinde yazan değerler mi yoksa başka değerler mi geçerlidir mesela? Ardından mesela Nikon A gövdeler var. Adamlar DX sensörü normal compact gövdeye koymuş mesela. Orda durum nedir acaba?

Ben Hollanda'da yaşıyorum; TR'deki fiyatlar konusunda ucuz/pahalı bi şey diyemem. Tabii ki yeni mal her zaman avantajlıdır, en azından garantisi var. Ama bütçesi yetmeyenler için ikinci el de bir alternatiftir. Yeter ki doğru kontrol edilip alınsın.

Portre lensi arıyorum demişsiniz. Neden bir 85mm F1.8 AF-D almıyorsunuz? Ayrıca şu Vivitar eski bir lens değil mi? Neden TR deki arkadaşlardan hep bu markayı duyar olduk son günlerde? Tarihi eser bolluğu mu var? Yoksa benim bilmediğim yeni bir Vivitar modeli yeni olarak piyasaya mı sürüldü? Bahsettiğiniz Vivitar lens için bilgi alabileceğim bir link verir misiniz?

Dünyadaki bütün markalar maliyetleri düşük tutabilmek için ürünlerini işçiliğin ucuz olduğu ülkelerde üretiyorlar. Bundan dolayı her markanın ürünlerinin büyük bölümü çin'de ya üretiliyor ya da montajı yapılıyor. Bugün bir Apple firması bile ürünlerini Foxconn isimli şirkete çin'de ürettiriyor. Bundan dolayı Nikon da pek çok ürünü çin'de üretiyor. Tabii ki bu üretim Nikon'un istediği kurallar/şartlar doğrultusunda yapılıyor. Yani karşımızda bildiğimiz bir çin malı ürün yok. Güvendiğimiz bir markanın sadece çindeki fabrikalarında üretilmiş bir ürün var. Nikon'un Japonya içerisinde ürettiği ürün sayısı çok ama çok az. Eğer siz her Nikon ürününün altında Made in China yazıyor diye satın almayacak olursanız Nikon gövdenize uygun lens, flaş ve diğer ürünleri bulamaz duruma gelirsiniz. çünkü neredeyse yüzde 95'i çin'de üretiliyor. Satın almak istediğiniz bu 50mm F1.8 AF-D veya AF-S modelinin çin harici üretimi maalesef bulunmuyor. Bu ürünün AF versiyonu ama 1990'lı yıllardaki üretilmiş olanı Made in Japan olarak mevcut, sadece ikinci elde bulabilirsiniz. Sonuçta analog zamandaki bir lens, bugünün DSLR gövdeleri için çok da uygun bir versiyon olmasa gerek. Bunun gibi Nikon'un pek çok ürünü sadece çin değil, diğer üretici konumdaki ülkelerde de üretilmekte, mesela Malezya, Singapur gibi. özetle, üzerindeki yazı sizi korkutmasın, kalite olarak bir eksiği olmaz.

300-400 tl arası video için otomatik netleme yapabilen geniş açılı lens Nikon 18-55mm VR lensidir. Bu lens zaten sizde var. Bundan daha iyi olanı Nikon 17-55mm F2.8 lenstir. Bunun fiyatı da 1000 euro civarındadır. Bunun ikinci elini 700 eurolara bulabilirsiniz. Ama.... Geniş açıdan vazgeçerseniz bir Nikon 35 mm F1.8 AFS lensi yaklaşık 180 euroya yeni olarak, yaklaşık 140 euroya da ikinci el olarak bulabilirsiniz. Bu lens düşük ışık şartlarında size kolaylık sağlar. Yine başka bir seçenek olarak 50 mm F1.4 AFS lens var. Bunun fiyatı 300 euro civarındadır.

İşte bu saplantıdan/algıdan dolayı ye kürküm ye misali, mecburen ebatları büyük camcorder alıyoruz. Aslında teslim edilen görüntüleri o boyutları büyük alet değil Nikon V1 üzerinde 18mm veya 35mm F1.8 ile çekiyoruz.