İçeriğe git

Nikontürk

Forum Dedektifi
  • İçerik sayısı

    2.342
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Gün Kazandı

    1

Nikontürk kullanıcısının paylaşımları

  1. Nikontürk

    Chapter Nx 2

    Eğer kullandığınız makina NX-D gerektirmeyen bir model ise "bana gore" Capture NX2 daha fazla/farklı imkana sahip. Bu yazılımı basit birkaç klavye tuşlamasıyla ücretsiz edinme imkanı var, hem de hiçbir riski yok. Sadece windowstan biraz anlamak gerekiyor. Ama satın almak istiyorsanız Nikon Avrupa sitelerinde kredi kartıyla bu mümkün. Hangi model Nikon gövdeye sahipsiniz? Neden bu yazılımı istiyorsunuz?
  2. Nikontürk

    1500-2500 arasi nikon d7100 dusunuyorum

    Sayın "De yedibin", kendi sayfandaki kimliğinle sayın "Kesim Kesgin". Bizim forum sayfamızda sürekli olarak kendi blog sayfana insanları yönlendirmeni hoş karşılamıyorum. Bunu daha önce de mükerrer sefer yaptın. Bu doğru değil. Çünkü sen bu hobide yanlış bilgileri hem bu forumda hem de kendi sayfanda yazıyorsun. Bu, insanları yanlış öğretime, yanlış yönlendirmeye sevketmektir. Kendin de belirttiğin gibi, bu işin eğitimini almadın, mesleğin tekniğe yakın bile değil, bu hobiye gönül verip netten öğrendiklerini kendi kafanda harmanlayıp kendince ürettiğin bazı fikir ve görüşlerini yazıyorsun. Ama bunlar senin kendi üretimlerin ve doğruluğunu/yanlışlığını sadece bu işi bilenler anlayabilir. Bundan dolayı senin kişisel yorumların doğru bir kaynak olarak gösterilemez. Forumda bildiğini yaz, eksik/yanlış varsa burda herkes tartışır, yardımcı olur, düzeltir. Bu konuda daha önce, yönetim olarak seni ikaz etmiştik. Sen kendi sayfanda istediğini yazabilirsin, buna kimse karışamaz. Ama buradan kendi sayfana yönlendirme olayı artık kabul edilemez bir durumdur. Bu sayfa güvenilir bir kaynak olarak kalmaya devam edecektir. Bunu zedeleyecek davranışlara izin vermiyoruz. Bu forumu okuyan arkadaşlar: "De yedibin" isimli kullanıcının kendi bloğundaki yazılar, Nikontürk olarak bizi bağlamaz. O blogda pekçok güzel, doğru bilgiler olduğu gibi, aynı şekilde bazı yanlış bilgiler de olabilmektedir! Bizim forum sayfamızdan oraya yönlendirme yapması otobüs garlarındaki çığırtkanların yaptığı işe benzemektedir. Lütfen şimdilik doğru bir kaynak olarak algılamayınız.
  3. Nikontürk

    D800 İso sorunu

    Bu konuda, yani isoda sizinle aynı şekilde düşünmüyorum ben. Tabii ki bir ISO1600 gibi uç rakamlar da değil tercihim. Ama güneş altında bile gölgedeki detay için mecburuz. Ve eğer CNX kullanmasını biliyorsak keskinlikte kayıp olmuyor, bunun için Iso NR yi tamamen kapatırım ben, bu benim tarzım. Keskin ama iso gürültülü bir kareyi tercih ederim her zaman. Ben D800 üzerinde 1000 isoya kadar bir sıkıntı görmüyorum. D3'de ise üst sınırım 800 iso. Daha üstüne çok kurtarılamaz şartlarda çıkıyorum. Şimdi burda üretim yılları açısından D800 çok daha iyi iso performansı verir diye düşünüyoruz ya, işte bu yanlış, işte bundan dolayı benim hedefim yine tek numaralı seriden almak, nasipse bir D4s. çünkü 6 yıldır bu D3 bende ve hala D800'ün yapamadığını yapabiliyorsa söylenecek çok söz yoktur.
  4. Nikontürk

    D3200 çok mu kötü?

    Hayır, yok öyle bir şey. Bazen bir üst model ile bile aynı sensöre sahip olup diğer donanımlarda maliyeti düşürmek adına daha düşükleri kullanılıyor, hepsi o. Bu hobiye gönül verenlere başlangıçta şartları biraz daha zorlayıp 5 bin serisinden başlamalarını tavsiye ediyoruz, bunda amaç daha az para kaybıdır. Belki bir aile makinası olarak bu giriş segmenti daha doğru bir seçim olur, ama bu bir kural değildir. 3 bin serisi öyle kaka bir seri değil, öyle olsaydı yıllardır D40'dan başlayan bu seri hala hizmet verebiliyor olmazdı. Türk forumlarındaki bu durumu 10 yıldır derinlemesine takip ediyorum. Yurtdışında yaşamanın verdiği avantajla olayı daha objektif görebiliyorum. Bana göre Türk forumlarının çok büyük bir bölümü ithalatçı firmaların manipüle ettiği sanal ortamlardır. Gerçeklerin konuşulduğu Türk forum sayfası olarak sadece bu siteyi tanıyorum. Bundan başka Ertan hocanın kendi blog sayfası yine bu noktada adil kıyaslama yapan benim bildiğim güvenilir tek kaynak. özetle, ithalatçılar, şirketler, Hayyam pasajındaki bazı satıcılar forumları elindeki ürünleri satabilmek için manipüle ediyorlar; bu uğurda tüketiciye yanlış bilgi vermeyi de mübah görüyorlar. Ellerinde hangi mal çoksa (bir yerlerden çok uygun fiyata stoklamıştır, amaç kar etmek değil mi) o malın satışını artırmak için her yolu deniyorlar. Mesela Nikon D90 TR'de efsanedir, yıllarca yeni sıfır olarak TR satıcılarının rafında bulunabilmiştir. Aynı şekilde Nikon 24-85mm F2,8-4,5 AFD modeli Türk DX kullanıcısına yıllarca kakalanmıştır, çünkü bunu birileri çokça ithal etmiştir. Amerikada müşteriden geri gelen D600 modelleri Hayyam'da uygun fiyata satılmıştır, ama anakarttaki eproma işlenen seri numarası ile makinanın altındaki seri numarası farklıdır! Aynı şekilde D800 modelinin sol netleme problemli modelleri nedense büyük çoğunlukta TR de satılmıştır! özetle, takılmayın öyle her forumun yazdığına, ciddiye almayın. Yıllarca fotokritikte yazdım, şu an kendi yazdıklarımı okumama bile izin vermiyor onların sistemi, kredi kartıyla para ödemem gerekiyormuş! Bana bu yüzden Türk forumu demeyin, yeterince bilgi sahibiyim. Bunlardan dolayı sadece bu sitede yazıyorum, her yazanın da her yazdığının doğru olmayacağını, bunu teknik argümanlarla ispatlaması gerektiğini her başlık altında şiddetle savunuyorum. Bu sayede bizim forum sayfamız güvenilirliliğini koruyabiliyor. Siz de bir kaç gün önce bir forumda benim yazımın altına bazı şeyler yazdınız, çok uygun ve gerekli olmadı o yazdıklarınız. Benim yazdıklarıma bi bakın, ondan sonra bi şey yazıp yardımcı olup olamayacağına dikkatle karar veriniz. Bunlara takılıp zaman kaybetmeyin, makinanızı daha iyi tanımaya, daha çok fotoğraf okumaya ve bir ay önce çektiğinizden daha iyisini çekmeye vakit ayırın.
  5. Nikontürk

    D800 İso sorunu

    Evet buldum sözkonusu örnek fotoğrafı. Şimdi hatırlıyorum da Murat'ın makinası D800 ile kendisini ben çekmiştim aynı sahnede:
  6. Nikontürk

    D800 İso sorunu

    Doğan hocam, Isoyu perde hızının düşük kaldığı durumlarda yükseltiriz cümlesi ISO konusu için yeterli bir cümle değil, çünkü bu her zaman böyle değil. öyle bir sahneniz olur ki, tripod üzerinde bile çalışsanız, yani düşük perde hızı bile size yeterli gelmez. Bu durumda mecburen ISOyu yükseltmek zorunda kalırsınız. Burda amaç, aynı sahnede çok ışıklı ve az ışıklı bölgelerde detayı kaybetmemektir. örnek vermek gerekirse şu an aklıma gelen bir karenin linkini verebilirim: Bunu Nikon V1+10-30mm ile çekmiştim. Bu sahneyi Rize'li fotoğrafçı arkadaşım Murat Topal benden daha yüksek bir isoda D800 ile daha güzel fotoğraflamıştı. Sözkonusu fotoğrafı Murat'ın arşivinde bulunca sizinle paylaşacağım, farkı görmek açısından güzel bir örenk olacak.
  7. Nikontürk

    D800 İso sorunu

    "Mükemmel fotoğrafta iso 100 dür" cümlesine kesinlikle katılmıyorum. Bunu ilk kez duyuyorum, şimdiye kadar da bunu hiçbir yerde okumadım, rastlamadım. Bunu destekleyecek bilimsel argümanınız, aynı zamanda bunu kabul eden ve dünyaca tanınmış bir fotoğrafçı/teknik duayen var mı? Günümüzdeki dijital makinalar henüz bir film kimyasalı kadar yeterli dinamik aralık veremiyor. Bundan dolayı ışığın bol olduğu bir sahnede bile ISO 1000'lere kadar çıkma ihtiyacı hissediyoruz, ancak bu sayede gölgede kalan alanlardaki detayı görebiliyoruz. Bunu ISO 100 ile yapmak şu andaki teknik ile henüz mümkün olamadı. Benim kendi tercihim D3 ve D800 gövdelerinde ISO-320 ile 800 değerleri arasında sahneye göre bir tercihte bulunmaktır. ISO-100 benim için ışığın kontrolünün bende olduğu çekimlerde uygundur (mesela stüdyo ürün/model).
  8. Nikontürk

    yeni makinem d300 oldu.

    http://sherrimeyer.com/Blog/how-to-make-multiple-exposures-with-a-nikon-d300/
  9. Nikontürk

    Android de işe yarar lightmeter var mı?

    Belirttiğim "dijital banyo" işleminden siz ne anladınız? Benim burda kastettiğim şey her markanın raw'ının en performanslı yazılımla jpg dönüşümüdür. Yani demem o ki bununla kurulumu hızlandırırsınız, biraz da kendiniz hesap makinasının verdiği tembelliğe yönelirsiniz. Bu olmadığı zaman dijital SLR'inize ve sabit haldeki studyonuzun paraflaşlarına daha çok hakim oluyorsunuz, tecrübeyle sabit. Bu tür ciddi çekimlerde mecburen dijital banyo kullanmalısınız ve bu raw çekimine sizi zorlar. Jpg üzerinde 1 stop bile oynarsanız sonuç çamur olur maalesef. Bu alet için Ebay üzerinden ikinci el ilanlarına bakabilirsiniz. Sekonic ve Minolta'nın "flash meter" ürünleri 50-100 dolar aralığında bulunabiliyor. Bence ne idüğü belirsiz çin mallarından daha stabil çalışacaklardır. Yine Sekonic markasının en düşük fiyatlı giriş seviyesi modeli sanırım 150 dolar civarında, işini gayet iyi yapan bir alettir.
  10. Nikontürk

    D800 İso sorunu

    Hiç bir şeyden çekmedi bu millet şu ISO saplantısından çektiği kadar! Ne yani, şimdi ben gündüz ISO-800 ile çalışıyorum gerekli sahneye göre ve kumlanma yok diyorum, hem D3 hem D800 için bunu iddia ediyorum. Yani illa zifiri karanlıkta ISO-1600 yapıp aa bak bu gövde burda da ....ıçtı mı diycez? Ona bakarsak Hasselblad bile ISO-800 lerde sınırlandırdığı gövdelerinde çekimin uygulundığı şartlara bağlı olarak kumlanma görmek isteyen buna erişebilir. Arkadaşlar, demek istediğim o ki, bırakın bu kadar teknik detaya takılmayı, fotoğraf çekmeye çalışın, daha iyisini çekmeye çalışın. Bunu yapmak için D800'ün uç performanslarına sahip olmak gerekmiyor. Ciddi yarışmalarda derece alan fotoğraflarda "aa bak bunda çok kumlanma var" deyip elenen fotoğraf sayısı azdır. Kumlanma olduğu halde ışığın doğru kullanımı, konuyu iyi anlatan kompozisyonlar her zaman derece alıyor.
  11. Nikontürk

    Android de işe yarar lightmeter var mı?

    Burada donanım büyük rol oynuyor. Flaşmetrelerde sözkonusu ışığa duyarlı alıcı, bulunduğu kasadaki pozisyonuna göre ışık duyarlılığının kalibre edilmiş olması, böylece doğru ölçümler yapması maliyetleri artırıyor. Bu alıcıdan gelen değerleri işlemek, uygun eşleğini bulmak için de bir işlemci. Aslında son yıllarda dijital makinalarla birlikte bu cihazlara talep bi hayli düştü. Bilindik markalardan Sekonic'in giriş seviyesi ürünleri bundan 10 yıl öncesine göre daha ödenebilir rakamlara düştüler. Bazen analog zamanın Minolta flaşmetrelerini ikinci elde cazip rakamlara satın almak mümkün olabiliyor. Tabii sizin de yazdığınız gibi çinli dostlar bunun da çok uygunlarını üretmişler, geçenlerde bi sitede rastgelmiştim, yeni ürün için 100 dolar ve üzerini gözden çıkarmak gerekiyor. Bu alet olursa setup'ınız biraz daha hızlı kurulur, ama bana göre olmazsa olmaz değil artık. Analog zaman için bu elzemdi, ama şimdi değil. Raw çekip -+3 durağa kadar pozlamayla oynayabildiğimiz dijital banyolarda bu alet olmazsa da olur. Ya da benim henüz öğrenmediğimiz özel bir çekim hali var mı ki bu alet olmadan işi bitirmek imkansızdır?
  12. Nikontürk

    yeni makinem d300 oldu.

    55-200 uzun yıllardır var. Önce VR'siz modeli çıktı, ardından VR'li modeli çıktı ve yeterince test edilebildi. 55-300 mm daha sonra çıktı, daha geniş aralığın verdiği dezavantajla (biliyorsun, ne kadar geniş aralık o kadar düşük performans, her konuda (keskinlik, kontrast, renk vs.)) performans olarak biraz daha düşük gibi değerlendirildi. 55-200 VR'li model en açık diyaframda artalanda hoş bir etki bırakan diyafram bıçaklarına sahip, bunu insanlar seviyor. Ama bu demek değildir ki 55-300 kÖtü bir lens. Ne kadar para o kadar kÖfte olayı. Değişmeyen bir fizik/optik kuralı var ki çok zoom demek daha düşük performans demek. Bu farkları gÖrebilmek için de hem yeterli teknik donanım hem de yeterli fotoğraf bilgisi gerekiyor.
  13. Biz size 1 yıl sonra pişmanlık yaşamayın diye 3 bin serisine bulaşmayın diye bir tavsiyede bulunduk; benden sonra yine konusunda uzman, mesleği mühendislik ama bilgisi ondan daha öte olan Ertan hoca da bir şifre verdi, en azından D5100 alamaz mısın diye uyandırmaya çalıştı. Ama siz bizim yardımcı olma çırpınışlarımıza, "sizden gövde değil lens tavsiye istiyorum" diye (benim biraz saygısızca/ukalaca olarak algıladığım) bir itiraz gördük. öyleyse size kolay gelsin demekten başka çaremiz yok. çünkü bu iki lens arasındaki farkı şu andaki seviyenizle anlamanız, hangisinin sizin işinize yarayacağını da bizim bilmemiz mümkün değil. çünkü nerde, ne amaçlı, hangi fotoğraf bilgisi/seviyesiyle kullanılacağını bilmiyoruz. Bu yazdıklarım bu tarihte sizin hoşunuza gitmeyecek, ama bu hobi/meslekte bilgi sahibi olabilirseniz o zaman bize hak vereceksiniz. Paranız yettiğini alın, hangisi gözünüze hoş görünüyorsa onu alın. Size lens tavsiye yapamıyorum, kusura bakmayın. Bu forumda sizin bu sorunuza ben ve Ertan hoca cevap veremiyorsa bu soruya bu forumda başka kimse de cevap vermez (veremez demiyorum!). Başka forumlarda sizin duymak istediklerinizi duyabilirsiniz, ama gerçek midir, bilimsel olarak doğru mudur orası tartışılır! Hayatta başarılar diliyorum size.
  14. Stop telafisi temel fotoğrafçılık dersi almadan size anlatabileceğim bir konu değil. Makina seçimi konusunda da madem bütçeniz yetmiyor, ben de size ısrarla bu kez D5200+18-55VR2 (bu lens pahalı gelirse bu kez VR1 versiyonunu alın) alın diyorum. Buna da bütçe yetmiyorsa o zaman gidin o 3 binli seriden alın ne yapalım.
  15. Çoook uzun cevap yazılır bu soruya. Madem temelden başlayacaksınız ve madem İtalya'dasınız şimdilik şunu alın ve uzun bir süre başka birşey almayın: Nikon D5200 + Nikon 18-105mm. Yani 3bin serisine hiÇ bulaşmayın. Şimdi neden diyeceksiniz, bunu cevaplamak benim iÇin zor, ama pişman olmayacağına garanti veriyorum; kendim de NL de yaşıyorum. Sorduğunuz diğer teknik kısaltmaların cevapları: VR1 ile VR2 arasında yıllar/teknoloji farkı var, VR2 daha iyi kabul edilir, eğer tripoda bağlandıysa otomatik olarak algılar. Zoom durdurma değil "otomatik netleme" ve "elle netleme" tuşudur o, standarttır. VR2 de normal ve aktif olmak üzere 2 farklı VR konumu vardır.
  16. Nikontürk

    yeni makinem d300 oldu.

    2012 yılında yine bu sitede yayınlanan şu makalemi biraz gülümsemek için biraz da bu sorunuza belki yardımcı olur niyetiyle okumanızı isterim. Makalede isimleri anılan arkadaşlar o tarihlerde bu sitede faal olan kullanıcılardır: HER İŞ İçİN AYRI LENS Mİ? 10.06.2012 Nikontürk'deki arkadaşlarımdan aldığım mesajlarda öne çıkan en önemli konu bu. 55-200 alsam hem portre, hem makro, hem de tele zoom olarak kullanabilir miyim? Yoksa yanına bir tane 50 mm F1,8 mi daha uygun bir portre lensi olur? Sigma 70-300 mm'de makro özelliği varmış ama? Bu sorulardan anladığım şudur: Gerek üretici firmalar, gerekse satıcılar amaçlarına ulaşmışlar. Yani bu işe yeni başlayan insanların kafaları yeterince karışmış. Birde yüzlerce forumdaki klavye arkasına saklanmış uyanık satıcıların art niyetli tavsiyeleri buna eklenince. Satıcıların depolarında hangi mal daha fazlaysa o malı bu potansiyeldeki müşteriye kolayca kakalıyorlar. Kusura bakmayın ama bu kelime buraya cuk oturdu. Türk forumlarında şarlatan mertebesindeki kullanıcıları da hemen farkediyoruz, itiraz ediyoruz ama onlarca kullanıcı üzerimize çullanıyor, sonra bakıyoruz ki aslında o forum sitesi birilerinin sanal satışına hizmet ediyor. Ya da yeni yetme bir fırlama sırf marka manyaklığı hastalığı yüzünden her soruya aşık olduğu markanın modellerinin reklamını yaparak cevap veriyor, aaa bak, komşu da "Canan" almış biz de ondan alalım mantığıyla satın almalar gerçekleşiyor. Sanyo olunca Saniye, Vestel olunca da Vasfiye mi diycektik? Burda Tamer arkadaşım aklıma geldi nedense (Akın bunun günahı senin), Nikon olunca "Bikor"um feleğini şaşırırsın! Her ne kadar yurt dışında yaşıyor olsak bile biz gurbetçiler TR'deki sizlerle beraber yaşıyoruz; aynı tv kanallarını izliyor, aynı gazeteleri okuyor, aynı forum sayflarını takip ediyoruz. Sizden tek fazlamız oturduğumuz ülkenin dilini konuşuyor olmanın avantajıyla aynı şeyleri bu kez bu ülkeye ait sitelerde de yapıyor olmamız. Ama bu bize büyük bir avantaj sağlıyor: Karşılaştırmak, mukayese etmek. İşte zurnanın zırt dediği yer burda. Mukayese, farklılıkları farketmemizi sağlıyor biz gurbetçilere. Bir Avrupalı ile bir Amerikalının farkını biz farkedebiliyoruz, bunu 30 yıl yaşadığım TR'de anlayamadım. Bir Avrupalı ile bir Türk'ün mantığının farkını çok iyi biliyoruz. Durum böyle olunca TR'deki satın almaların çoğunun fiyat ekseninde olduğu ortaya çıkıyor. Bundaki en büyük etken gelir durumu. Daha çok özelliği daha az maliyetle satın almaya çalışıyor insanlar. Haklılar, saygım var. Ancak biraz okumayı alışkanlık etseler durum çok farklı olacak. Acelece bir satın alma fiili gerçekleştirmek yerine konuyu zamana yayarak daha isabetli bir seçim yapacaklar. Her türlü satın almada kendimize sormamız gereken aşağı yukarı sabit bir kaç soru vardır. Bu soruların cevaplarına göre satın almayı gerçekleştirmek en az zarara yol açar: - Ne almalıyım?- Neden almalıyım?- Ne kadar süre ile bu ürünü kullanabilirim?- Tecrübe sahibi insanlar ne kullanıyor? Giriş seviyesinde bir kullanıcı ortalama bir giriş seviyesi gövde ile yanında 18-55 mm lens alıyor. Yaklaşık bir ay sonra nedense bu 18-55 mm bu arkadaşa yetmiyor! Halbuki ben o lense o kadar güveniyorum ki, her şeyi yapabiliyor o fiyata göre. Vay be, adam DSLR'i boynuna asınca önünde şöööle uzun da bir lens olsa kızlara ne hava atar aslında. Olmadı, gidip bunun yanın da bi tane uzun olanından alalım. Ustalar 55-200 diyor ama yok yok, ben makrosu da olan Sigma, Tamron gibi bilumum zerzevatı üzerinde bulunduran bir 70-300 mm alayım, ne de olsa 100 mm daha fazla yakınlaştırıyor, hem de çük gibi uzuyor işte, daha havalı olur. Halbuki mızrak çuvala sığmaz, o kadar uzayan şeyin kontrol altında tutulabilmesi için bi de tripot lazım olcak; ağzıyla kuş tutsa bile 220 mm den sonra asla yeterli keskinliği elde edemiycek. Kaldı ki üzerinde yazan makro yazısını bilecek ama büyütme oranından bi haber, çektiği makroların gerek keskinliğini gerekse yetersiz büyüklüğünden 2 ay sonra şikayet edecek. Nedir ki bu 1:2 büyütme ile 1:1 büyütme oranı, sorsanız bir haber, halbuki google amca herşeyi anlatıyor, ama onun okumaya vakti yok. Yok yok olmadı, 70-300 ü satayım, bak şu forumdaki herif doğru söylüyormuş meğer, gidip bi 55-200 alayım. Hem portre de iyi olurmuş bununla. Ya nedense bilmemne "pohotograpy" gibi arka planı uçuramıyorum (bokehten bahsediyor). Ne lazım buna, .......marketteki adam 50 mm f1,8 ile olur o anca dedi. Hemen aldım bi tane. Ama ne bileyim, f1,8 ile gözleri netlesem burun/kulaklar flu, onları netlesem modelin yüzü flu, nedir bu işin sırrı acaba? Yok bu body ile portre olmuyor arkadaş, gidip şu yeni çıkan, hem başında hem sonunda harf olan rakamlı modeli mi alsam? Evet, şimdi tam bir dejavu. Portreye ayrı gövde, manzaraya ayrı gövde, makroya ayrı gövde. E hani giriş seviyesi idik? Evet, acı bir gerçek ama giriş seviyesi ürünlerde piyasada dönen para o kadar yüksek ki, profesyonel fotoğrafçılar bile pro ekipmanlarına bu denli para yatırmıyorlar herhalde. çünkü hesap basit; ne iş yapacağım, bu iş için uygun olan ekipman hangisi? Bu sorulara satıcı güzel kız cevap verirse durum vahim. Ama fotoğraf ekipmanları konusunda tecrübeli bir fotoğrafçı cevap verirse uzun vadede kazançlı olursunuz. Dikkat edin, bir profesyonel fotoğrafçı demiyorum; bana göre her iyi fotoğrafçı ekipmandan anlamıyor çünkü. Kompozisyonu yetersiz öyle fotoğrafçılar tanıyorum ki ekipmanlar adamın önünde dize geliyor, adam ekipmanın ciğerini biliyor, tekniği müthiş, gel gelelim bir kadrajda o kompozsiyonu yakalamaktan aciz. İşte teknik ile sanatın ince çizgisi burda. Ben kendim için de aynı şeyi düşünüyorum, kompozisyonuma asla güvenmiyorum. Ancak hangi ekipmanın hangi şartlarda hangi setupta kullanılması gerektiği konusunda kompozisyonumdan çok daha iyi olduğumu düşünüyorum. 50 mm F1,8 PORTRE LENSİ DEĞİLDİR, MAKRO LENSİ ASLA DEĞİLDİR! Evet iddia ediyorum, itirazı olan varsa teknik argümanlarıyla buyursun, beni ikna etsin. Evet, alışılageldinizden daha fazla objeye yakınlaşmanızı imkan tanır ama asla bir 1:1 büyütme oranı sağlayamaz (ters bağlamadıktan sonra). Uygun fiyatından dolayı herkesin çantasında bir adet bulunur, çok yerde hayat kurtarır, APSC sensörden dolayı (DX hikayesi yani) odak noktası 75 mm lere tekabül eder, durum böyle olunca da birden bire bir portre lensi olup çıkıverir bizim ülkemizde, çünkü ucuz. Hele bi de f1,4 olanına ulaşırsa acemi kardeşim benim, yorum aynen böööle: "Dadından yinmez beee!" Literatür der ki: 35 mm sensör (ya da film) baz alınmak kaydıyla, 85-130 mm arası portre için en uygun aralıktır. Bunu ben demedim, gidin wikipediaya sorun, uzmanlar buna böyle karar vermiş. Nerde kaldı şimdi sizin 50 mm lik lensinizin DX çarpanlı gövdedeki 75 mm lik odak noktası? E o zaman bi 105 mm makro alalım, hem de Sigma, Tamron, Tokina gibi markalara yöneliriz daha ucuz olur, hem makro hem portre geçinir gideriz abi yaaa? Hesap basit, 105 mm x 1,5 DX çarpanı = 157,5 mm. Wikipedia kızar sana sonra, ben karışmam. E iyi diyon da abi ne alcaz? Portre mi çekicen kardeşim? 85 mm F1,4 alacaksın. Paran yetmedi mi, o zaman F1,8 olanını alacaksın. O da mı olmuyo? Sen giriş seviyesinde bir kullanıcısın demektir, 55-200 mm lik Nikkor lens ile bu işi yapmaya devam edeceksin, en iyi sonucu en az maliyetle bu lensle alırsın kardeşim. İtirazı olan temmuz ayında beni İstanbul, Adapazarı, Adana, Sivas, Samsun, Trabzon, Rize, Artvin güzergahında denk getirip bir güzel ıslatabilir. Niyeti ciddi olanlara araç plakasını da verebilirim Abi makroyu neetçez? E dedik ya, uygun olanı 105 mm makro, paran yetiyosa Nikkor 200 mm var, dadından yinmiyo emme biraz duygusal kalıyo. 105 mm de hangi markayı alırsan al, aralarında çok büyük fark yok, sadece biraz tad farkı, o da tuzundan baharatından. Haaa, sakın Nikkor 105 mm yi, hem de 1970 ten bugüne kadar üretilen her versiyonunu bunların arasına koymayın, o işinin uzmanıdır. DX kullanıcısı kardeşim, Nikon 60 mm makroyu hiç hesapladın mı acaba portrede ne olur, nasıl olur diye? Hadi şimdi biraz da siz düşünün. Güzel bir pazar günü dileğiyle, Hollanda'dan selamlar. Mehmet Köse 10.06.2012 www.mehmetkose.com
  17. Madem yeni başlıyorsun, biraz sabret ve kendini View NX ve Capture NX mantığına alıştır. Camera raw bildiğin windows mantığı, size belli bir noktaya kadar kalite sunar. Nikon'a has bir iki parametreyi sadece Capture NX ile değiştirebilirsiniz, böylece fotoğrafınıza hakim olabilirsiniz, unutmayın. İlerlemek istiyorsanız doğrusu bu.
  18. Nikontürk

    yeni makinem d300 oldu.

    Makineniz hayırlı olsun. Aynı gövdeden uzun yıllar birden fazla kopya kullandım, halen elimde bir kopyası var. D70 modelinden sonra gripsiz olarak ele oturan ilk modeldi benim için de, tıpkı sizin yazdığınız gibi. Curser tuşunun tam ortasına basılınca 4 yön haricinde bir de merkeze yönlendirme yapar, bunun "ok" tuşuyla vazifesi aynı değildir. Mesela netleme noktasını hızlıca merkeze çekmek için buna basarsınız, mesela menüde bir sekmeye girebilmek için buna basarsınız. Ama yanılmayın, bazen "ok" manasında işler yaparken bazen yapmaz, bu, dizayn eden mühendisin donanıma göre tercihidir. Curser'in orta noktasına basınca fotoğrafı büyütmesi sizin isteğinizdir, böyle bir kural yoktur. Her gövdenin kendine göre farklı dizaynı var. Mesela D3'te de özel bir tuşa basıp aynı zamanda arka tekerleği döndürürseniz fotoğrafta zoom yapar. Şimdi buna ne diyelim, yanlış dizayn ettiniz düzeltin şunu mu? İhtiyacınız olan portre lensi hedefini ucuza maletmek adına AF'den ödün vermeniz bazen satın aldığınız ürünlerin toplam maliyetinin aslında iyi bir AF lense denk geldiğini sonradan farkedebilirsiniz. Yani bir 85mm portre için en uygun odak noktasıdır ve F1,8 AF-D versiyonu 200-250 euro aralığındadır. Buna bütçe yetmiyorsa bu kez 50 mm (asla bir portre lensi değildir, bu gövdede 1,5 çarpandan dolayı portre amaçlı kullanılabilir!) F1,8 modeline yönelebilirsiniz. Yine aynı noktada maliyet açısından bir 18-105mm tek lensle işi bitirmek adına hem portre hem de diğer amaçlar için kullanılabilir. özetle, ucuza maledecem derken manuel lenslere büyük paralar kaptırmayın, çünkü bit pazarına nur yağmıyor artık.
  19. En basit ve ücretsiz olanı Nikon View NX. Nikon'un kendi sitesinden ücretsiz olarak indirebilirsiniz; yeni başlayanlara bunu öneririm. Pek çok işlemi yapabilir, rawdan jpg'e kaliteli dönüşüm alabilirsiniz. Nikon rawları için en verimli yazılım Nikon Capture NX'dir, ücretlidir, kullanım mantığı farklıdır, kullanmasını bilene mükemmel sonuçlar verir. Yine Photoshop, Lightroom ve benzeri yazılımlar ile de Nikon rawlarını açabilir, işleyebilirsiniz. Eklentiden kastınız Photoshop ile kullanılması gereken Camera Raw ise Adobenin kendi sitesine bakınız.
  20. Nikontürk

    SÜLEYMANİYE CAMİ...

    Bu tarihi eserden etkilenip bu yakıştırmayı yapmış olmanıza sevindim. Ayrıca anlayışınız için teşekkür ederim. Benim de ümit hocamla birlikte bir kaç kare çekme imkanı bulduğum bir eserdir. Bu eserle ilgili bir kareyi sizlerle paylaşmak isterim:
  21. Nikontürk

    SÜLEYMANİYE CAMİ...

    Fatih Bey, Öncelikle bu güzel pozlama için sizi tebrik ediyorum. Ölçülü kadrajınız çok güzel. Fotoğrafa verdiğiniz isimdeki "muhteşem" kelimesini anlayamadım. Bu caminin adı "Süleymaniye Camisi"dir. Acaba şu televizyon dizisinin adıyla bu camiyi karıştırmış olabilir misiniz? Eğer Öyleyse düzeltme yapmakta fayda var. çünkü birkaç asırdır bu caminin ismi aynıdır, bir tv dizisiyle bu camiyi bilmeyenlere yanlış bilgi vermemek lazım, Öyle değil mi?
  22. Nikontürk

    Nikon F501 ve Nikon F801s

    Zenit 122 benim de zamanında denediğim bir model, tipik kaba rus işçiliği, ama yanındaki lensten dolayı çok iyi sonuçlar alınabildiği için efsane olmuş, perde mekanizmasını dağıtıp toparlayabilene aşkolsun dedirden bir makina. Evladiyelik değil yani. Şimdi şu marka bu model diye örnek vermek yerine ben size bir malezya sitesi önereyim. Adamlar bu eski ekipmanlar için çok güzel bir arşiv oluşturmuşlar ve her geçen gün de yeni modelleri eklemeye devam ediyorlar. Oradan her türlü detayı alabilir, ona göre kendiniz karar verebilirsiniz. Ayrıca bu soruya ümit hoca benden daha iyi cevaplar verir, çünkü kendisi Nikon'un bu modellerindeki ölçüm sistemleri üzerine bolca kaynak okumuş biridir. Site şu: http://mir.com.my/rb/photography/
  23. Nikontürk

    Nikon F501 ve Nikon F801s

    F5 burada da bolca var, ortalama 250-300 euro aralığında, ama şu iki nokta önemli benim için: 1. F75 ve F6 analog dönemin son temsilcileri, barındırdığı işlemci ve ölçüm metodları daha modern, bu yüzden günümüz AFS lenslerine kadar, SB800'lere kadar destekliyor, 2. F5 türü gövdeler çok yorulmuş gövdelerdir. Bunu anlamak sadece çizik ve kullanım izleriyle değil, iç mekaniğin usta tarafından kontrolüyle mümkün. Ayrıca lens/flaş desteği bir F6-F75 gibi değil. Bundan dolayı bolca F100, F90 ve benzerleri ikinci elde mevcuttur. Ama son temsilciler az sayıdadır. Benim de her zaman bir F5 sahibi olma hevesim olmuştur, ancak şu an bunu F6'ya odakladım, çünkü bu gövdeyi daha az yorulmuş bulmak mümkün. çünkü bunları tamir edebilen usta sayısı her gün azalıyor. Bazen pozometresi doğru çalışan ama tümüyle manuel/mekanik bir gövde size daha çok çekim hazzı yaşatır. F3 bu konuda tartışmasız en iyilerdendir.
  24. Nikontürk

    DSC 0091

    Teknolojisi yüksek, başarılı bir gövdenin bir lens tarafından nasıl bir duruma düşebileceğine güzel bir örnek olmuş.
  25. Vermez. Detaya şimdilik inemem, çok uzun yazmam lazım. Kendim SB R1C1 modelini 8 kafa ile kullanmışlığım var, şu an 4 kafa olarak devam ediyorum. Eğer olaya bütçe bazlı yaklaşıyorsanız yapmanız gereken standart bir flaş almaktır (SB910, SB700, SB900, SB800 bunun seçimi sizin paranıza kalmış). 1-Sonrasında makro için bu flaşa göre tasarlanmış özel makro adaptörü alabilirsiniz. 2-Kendim bizzat bir arkadaş için sipariş edip yaklaşık bir hafta test ettiğim bir ürün, fiyatına göre mükemmel çalışıyor, bir Sigma 140 tan hiçbir eksiği yok. Dikkat edin, birden fazla versiyonu var. manuel olanını almayın. Şu linkte kendi sitesinden daha net bilgi alabilirsiniz. Normal flaş ampulüne sahip olup LED değildir.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.