Nikontürk

Umarım iyileştirme vardır. Karanlık sahne sanatlarında isosundan memnun kaldım ama netleme hızı ve kararlılığı maalesef bir D3 olamadı. Bu arada, çift makinayla çalışma noktasında bel fıtığına dikkat. Ben 2 aydır çekiyorum, sanırım ufukta mecburi bir ameliyat var.

Firmalara herhangi bir suç isnat etmeden (varsa adli boyutlarda bunu takip etmeli, buraya taşımamalı), nötral olarak deneyimleri paylaşmanın, olayı reklama taşımadan aynı şekilde iftira etmeden bilgileri paylaşmanın "bana göre" hiç bir zararı yoktur, bilakis faydası vardır. Bunu Avrupa'daki donanım sitelerinde bolca görüyoruz. İnsanlar deneyimlerini rahatlıkla paylaşıyorlar. Ama burda şöyle bir durum var tabii, webde yazdığınız herşeyden sorumlusunuz, dolayısıyla hata yapma lüksünüz yok, gerekli hallerde kanun uygulanıyor, para cezalarını ödemek zorunda kalıyorsunuz, adresiniz-herşeyiniz belli olduğu için kaçışınız yok yani.

ÜçÜncÜ markaların içinde en iyisidir Metz, ama 50-100 dolar için ben Nikon performansını değişmem, özellikle ten rengindeki SB910 başarısından sonra. Madem öyle tam ucuzundan al, mesela Yongnuo, mesela Triopo.

Ben söyliim, başta çok hoşuna gidecek, sonradan D700'ün daha az ışıklı ortamlardaki netlemedeki hız ve kararlılığını arıyacak

Verilen değerlerde zaten (*) işaretiyle alt tarafta açıklama yazıyorlar. Bilmem şu kadar lux ışık, şöyle netleme, böyle ölçüm, iso nr kapalı daha bir sürü detay yani, vs. örneğini verdiğin gövdelere dikkat edersen her ikisi de max enstantane değerini kullanıyor. Kimbilir, bazen lens bile takmadan bunu manuel modda yapıyorlardır.

Salon içinde bir FF gövdede 24 mm demek DX gövdede 16 mm demektir. özetle açısı yeter. Yetmiyorsa o fotoğrafı çekmemelisin, çünkü insanlar deformasyona uğrar ve senin adın kötülenir. Bazen öyle olacak ki insanları mecburen bel üstü çekmek zorunda kalacaksın, düğün bu, kargaşa yani. Dışarıda zaten 24-70 ile gerekeni yaparsın. çok ince eliyorsan 85mm ya da 70-200mm türü dışarısı için işin kaymağı olur. SB700 e battery pack takılmaz, bu işi yapıyorsan battery pack şart, bu yüzden SB910 dan vazgeçmemelisin. Yanına bir Godox PB960 veya PB820 türünden battery pack almalısın. Bu saatten sonra hala üzerinde DX yazan lenslere hiç para yatırma. Madem ff makina alıyorsun lensler de ff olmak zorunda, aksi halde ff makina almanın bi anlamı yok.

FB sayfamda çalışma esnasında çekilmiş bi kaç kare mevcut, görmüşsünüzdür. Sağlamlık, güvenirlilik konusunda tek geçerim. Diğer çin taklitlerinde makinayı söküp takması daha bi hızlı o kadar. Bundaki vidalı sistem makinayı tak çıkar yaparken zaman istiyor. Başka bi şikayetim yok. İlla bu marka, bu model olacak diye bir kural yok tabii. Bizim meşhur Niko ve ekibinde TRT deki programlarında başka marka görüyorum. Sistem aynı, versiyonlar aşağı yukarı birbirinin aynı, K olarak bi logoları var hangi marka ise artık, onlar da tıpkı çin muadilleri gibi hızlı tak-çıkar sistemini kullanmışlar. Karar sizin. Gülüşümün sebebi peşim sıra gelmenizdir, ne güzel işte, gurur duyarım bir arkadaşımın seçimlerimi beğenip onun da tercih etmesinden.

Ben kısa bir süre Çin taklitlerini kullandım, sonunda orjinalini almak zorunda kaldım, tamamen güvenirlilik: http://www.digitalstreet.nl/product_info.php?products_id=29843&google_ref&gclid=CjwKEAiAnLGjBRCk_I-y_4iAmB0SJADGjWWzAFgY1qwSwwvY7fV7rEUH-ktEpzGvnEUSxcwyQ126zxoC7Inw_wcB

Arkadaşlar, bu konu çok uzar gider, teknik doğruları yazsak bile bazı arkadaşlar buna katılmazlar, tartışmanın sonu tatsız olabilir endişesindeyim. Lens tercihi yaptığınız iş ve bu işi hangi seviyede yaptığınızla doğru orantılıdır. Burda bir gelin damat dış çekim yapan insanı örnek alırsak: - Biri sadece standart aralıktaki lens ile harici flaşı makinaya takarak çalışır, bu işin en kolay yoludur, hiç boş kalmaz, her hafta sonu doludur. - İkincisi eline bir 50mm F1,8-1,4; olmadı 85mm F1,8 almıştır, bununla bol bokehli ürün üretip satar; bu arkadaş da her hafta sonu doludur. - Diğeri sadece 70-200 tarzı lens kullanır, flaş hiç kullanmaz, bokeh zayıf noktasını kullanarak ürününü iyi satar, göz çukurları karanlık da olsa bokeh onu kapatır. - Bir diğeri hem standart aralık hem de 70-200 kullanırken harici flaşı bir softbox+PocketWizard+asistan yardımıyla kullanır, bokeh silahı ve flaş tekniğiyle ürününü daha iyi satar; bu arkadaşın kıymeti daha az bilinir, çünkü fiyatı azcık yüksektir. - Bir diğeri 85mm F1.4, 135 mm F2.0 gibi ürünler kullanır, flaşı beceremez, hele becerebilen ise daha göz alıcı renk başarımına ulaşır, ürün daha iyidir. Ama pahalıdır, biz ucuzcu bir milletiz, ona para vermemeye çalışırız. Halamın oğlunun tanıdığı daha ucuz çekiyordur. Benim ürün portfolyomda düğün çekimi diğer dallardan daha azdır, çünkü talep az. Bunun nedeni gerek fiyat gerekse şimdiki gençlerin peşinden koştuğu hazır efektler. Adam hazır efekt kullandıktan sonra günün en iyi lenslerini kullansan ne kullanmasan ne? Bakınız instagrama, replicaya, cep tel ile harikalar yaratıyorlar ve bugünkü aklı havada kızların tümü bunu beğeniyor. Prensiplerime ters düştüğü için, beyaz dengesini bozan her türlü filtreye karşı direnmekteyim. Bi de ergen yaştaki gelinin kaprislerine katlanıp ona şaklabanlık yapacak yaşta değilim artık, bu yüzden benim gelinlerim hep 28 yaşın üzerindeki kızlar. NL için bu normal değil, buradaki gençler hala iç+orta+doğu Anadalou'dan çıktıkları çağdalar büyük bir kısım olarak çünkü, yani 20'sinde evlenmek hala normal Tüm buna rağmen beni tercih edenler 30-40 yıl sonra geri dönüp düğününde giydikleri elbisenin detaylarını overexposure olmamış çekimlerden rahatlıkla görebilirler. Gerçek görüntüyü isteyip şahsımı tanıyanlar beni tercih ediyorlar, ben de onlara elimden gelen en iyi ürünü vermeye çalışıyorum. İşte: Bu en iyi ürün noktasında, 70-200mm VRII Nano ile yakalayamadığım renk başarımını, kontrastı, detayı 85mm F1,4 ile artık yakalıyorum. Geçen bir portre fotoğrafımın 2x3 metre boyutlarındaki baskısını görmek benim için de sürpriz oldu, adam evine asmıştı. İşte orada 85 mm F1,4 nano ne demekmiş tam olarak anladım. Değil 1,8 versiyonu ile, bir önceki 1,4 AF-D versiyonu ile bile aralarında dağlar kadar fark var. Bunu sadece çok kaliteli ve kalibre edilmiş monitörler değil, bu şekildeki büyük ve kaliteli baskılarda anlayabiliyoruz. En son 85 mm ile bir şirketin ürünlerini çektim, 2015 yılında takvim ve diğer promosyonlar için kullanıyorlar. Piyasaya çıkınca paylaşıcam. Gerçekten çok fark var, yani bir 70-200 ile bunu elde edemiyoruz maalesef. Bir adım daha ileri gidecem. Biliyorsunuz, 14-24, 24-70 ve 70-200 serisinin nano versiyonlarınu kullanıyorum. Bu 85 mm den sonra aklım şimdi 24 mm F1,4'de . Ondan sonra keyfe keder 35 mm F1,4 alırım inşaallah. Yani 85mm nin beni ne hale getirdiğini anlayın. öyle ki bir zamanların DC (defocus control) lenslerini bile tercih etmeyecek kadar. Mesela şu kareyi o ortamda bir 70-200 mm ile çekemezdim, hem alan darlığı hem de ışık azlığı+ flaş yasağından:

Geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkürler. Buranın sistemine uymak zorundayız, TR gibi rahatça istediğimiz yapamıyorum, ameliyata bunlar karar veriyor maalesef, olana kadar da çektiriyorlar resmen. Pırlanta işi en zor olanlardan biri. Hakkını vermek için özel ışık kaynakları kullanılıyor, büyük rakamlar bunlar. Hani bu flaşla evde oyalanayım diyorsanız: Tıpkı mutafk davlumbazı gibi piramit şeklinde bir softboxu kendin kartondan yap, içini alüminyum folyo ile kapla. Piramidin üst noktasında bu flaşın kafası girecek-flaş sabitlenecek bir bölüm yap. Bun bi şekilde bi yere as-tesbit et. Yanlardan aşağıya, ürünü koyduğun beyaz satıha kadar da beyaz kağıt as. Bunlar hem dış yansımalardan korunma, hem de mevcut ışıktan maximum yararlanma için. Tek tarafı açık kaldı, o kısımdan makinayı içeriye doğrul, makinanın dahili flaşı ile SB910 u tetikle. Daha hızlısı: Bir tabure ya da küçük servis sehpası al, ters çevir, kafa dikleme yani. üzerine bir beyaz çarşaf at, tek kenar açık olsun, ordan makina içeri baksın. Zemine beyaz bir kağıt ser, yukarı doğru bük ki sonsuz olsun. Flaşı üstten çarşafa yönlendir, dahili flaşla bunu tetikle, al sana 3 dakikada softbox!

Sonra uzun yazarım, şimdi kısaca yazıyorum: 85mm F1.8 AF-D var, uzun zamandır kullanıyorum. 2 ay evvel 85mm F1.4 AF-S Nano aldım. Keşke çok daha önce alsaydım!

Videodaki adam ilginçmiş . 5 katı diyor ya, ben bunu 3 katı olarak öğrenmiştim. Lensin arka tarafına kapağını takmadan anlatıyor ya, irrite oldum. Koruma tedbirlerinden bi haber. Bence Sigma alalım, bakın mavisi yok, her taraf bronz sarısı

Uşaklar, 2 aydır bel fıtığından yerlerde sürünüyorum ve bunu burda hiç söylemedim. Gökhan sivilce çıkarıyorum deyince artık ben de durumu yazayım da, olur ya, birinin damarına basmış olurum belki Yine azdı bu meret, hafta içi belden özel bi iğne yaptılar, güya 10 yıl etkisi varmış, ama daha kötü etti beni. Diclofenac yanına yeşil reçeteyle satılan Oxycodon ve Lyrica vermişti, bana mısın demedi bu fıtık, bugün Diazepam yazdı ev doktoru, o da serdi beni yere, elimi kıpırdatamaz hale getirdi. Tevekkeli değil, eczanedeki kız 5 kez söyledi, bununla araba kullanamazsın, dedim ben wc ye zor gidiyom sen araba diyon, baktı alık alık yüzüme, acıdım kıza. Demem o ki fıtığı hazırlayan sebepler listesine bu forumdaki bazılarını da eklemek lazım, nato mermer nato kafa derdi bi abi, tam ondan işte. Sivilce ne ki Gökhan... Sen istediğin kadar dünyanın kabul ettiğini izah et, karşındakinin anlayabildiği kadardır olay. Hele adamın elindeki ekipmana dokunursan yandın.

O lazer işini burada deneyenler oldu. Kanundaki yeri silahı bir insana doğrultmakla aynı müeyyidede, hele havaalanı çevresinde. Dolayısıyla o kadar kolayca yapılmıyor o iş burada. Ama TR cennet mübarek, yakalananlar içeri tıkıp uzun süre bekletseler diğerleri buna cesaret edemez bir daha.

Bu linkte Schiphol havalimanındaki pistler ve fotoğraf çekimi yapılabilecek mevkiler anlatılıyor. Merak edenler google translate yardımı ile bir miktar bilgi sahibi olabilirlir. Buradaki fotoğrafçılar ellerinde bir tür scanner ile pilot ve kulenin kullandığı frekansları dinleyerek hava durumuna göre değişen pist tercihlerini öğrenip ona göre pozisyon alıyorlar. Pistlerin yeri, fotoğraf için uygun yerler harita üzerinde belirtilmiş. Sanırım bu işin en güzel anı arka tekerler piste değdiği anda sürtünmeden çıkan yanık lastik dumanıdır.

2008-2011 yılları arasında çalıştığım firmada işin gereği bu açık/ağaçsız arazide sinyal ölçümleri yapıyorduk. Bazen yanıma makinamı alıp bi kaç kare çekiyordum molalarda. İşveren pek hoş karşılamadığı için işin tadını pek alamadık. Burda sanırım 4-5 pist var. Bazılarında 70-200 mm yetiyor, tabii DX gövde ile. Ben Tokina 100-300 F4 ile bi kaç kare çekebilmiştim. Burası aynı zamanda bizim THY uçağının piste bi kaç yüz metre kala tarlaya düştüğü pisttir.

Bu çok uzun bir yol. Burdan ben yazarsam sen mahvolursun. Bana da sana da yazık. Biraz temel bilgileri hazmet, sonra burdaki arkadaşlar sana yardımcı olurlar.

Biraz hızlı netleyen lenslere yönelmenizde fayda var. Amsterdam Schiphol havalimanın pistlerine paralel yollar üzerinde cep şeklinde park yerleri var. İnsanlar burada bu işi yapıyorlar. Bu işin yasak olması da ilginçmiş doğrusu.

Siz haklısınız aslında. Orda hata kelimesini kullanmamam lazımdı. Hatalı olan bazı ülkelerdeki uyanık distribütörlerdir öyle değil mi? Bu saatte bu modelin hala yeni olarak satılabilmesindeki sebep nedir acaba? Benim şahsım hakkında bilgi sahibi olmadan böyle bir yorumda bulunmanız çok normal. Ben özet olarak kendimi tanıtıp yine özet olarak bu konuda size cevaben bir şeyler yazayım, siz yine bildiğiniz gibi devam edin, bunun kimseye zararı yok. Fotoğrafçılık ana meslek dalım değil, kendi mesleğim elektronik. Bu cihazların iç yapısı, çalışma prensipleri konusunda yeterli bilgi sahibiyim. çalışma şartlarım mecburen harici battery pack ile çalışmayı zorunlu kılıyor. Bu noktada şu an SD-9 türü cihazlar kullanmadığımı da bilmenizi isterim. Bu durum analog zamandan beri böyle. Yani SB25-26 ları, dijitalin ilk zamanlarında SB28DX ve 80 leri, sonrasında SB800 leri, ardından SB900'ü ilk çıktığı haftalarda 2 adet alıp yine harici battery pack ile kullanan biriyim. Dikkat edin, ilk çıktığı hafta diyorum, yaklaşık 6 ay sonraki serilerden bahsetmiyorum. Yaşadığım ülke, Nikon'un Avrupa servis merkezine sahip olup bu şansla sözkonusu servis elemanlarıyla zaman zaman çeşitli fuarlarda bu ülkenin dilinin rahatlığıyla sohbet etme imkanı buluyorum. SB800'e konmayan termik koruma modülü sayesinde binlerce SB800 gerek garanti dahilinde gerekse garanti dışı zamanlarda tristör yakma hatasıyla servis merkezinde yığıldı. çünkü flaş oldukça güçlüydü ve harici battery pack kullanmayan kullanıcılar elinde ağır iş yaptırılınca 6 voltu 310-360 volt seviyesine çıkaran bu tanıdık modül bir süre sonra kolaylıkla yanıyordu. Bundan dili yanan Nikon SB-900 üzerine nette kolaylıkla bolca sohbetine ulaşabileceğiniz meşhur "termik koruma modülü" koydu. Bu modül yüklü kullanımlarda cihazın ısısı belli bir seviyeyi geçince önce ikaz ediyor, ardından kendini soğutma amacıyla bloke ediyordu. Buna bir de yüksek amperajlı pil kullanma heveslileri eklenince cihazın invertör ısısı + pillerin yoğun amperajdan kaynaklanan ısısı bir durum durumda SB900'ler kısa sürede kendini bloke etmeye başladı. Hele düğün şipşakçıları için durum çok kötüydü. çünkü bu kullanıcı sınıf harici battery pack lerden bi haberdi; bu SB900 ısı problemi bu kullanıcılara harici battery pack kavramını da öğretti. Her ne kadar menüden kapatsanız da cihaz yine de kendini bloke etmek zorunda kalıyordu. İlk serideki yüksek hassasiyet garanti dahilinde geri dönüşlerde yazılımsal olarak bir miktar aşağıya çekildi. Bu bir miktar şikayetleri azalttı ama tam istenileni maalesef vermedi. Daha sonraki serilerde yüksek ısı hassasiyeti daha az olarak üretildi, bundan dolayı bazı kullanıcılar bu modelden kaçıp SB800'e geri dönerken bazıları ise tıpkı sizin gibi ben gayet memnunum tavrındaydılar. Ama bir gerçek vardı ki sonuçta bu modeldeki termal koruma derdi ayyuka çıkmıştı ve bundan kullanıcılar gerçekten rahatsız idi. Nikon fazla geç kalmadı, SB-910 modelini duyurdu. Sistem SB-900 yüzde 90 aynı gibi idi. Ama bu kez termal koruma işini çok iyi hesaplamışlardı. Bu modelde de aynı koruma modülü vardı ama bir SB-900 gibi çok kısa sürede flaşı bloke etmiyordu. Bunu gerek kullanılan invertör teknolojisiyle, gerekse elektronik komponentlerin kasa içi yerleşim planıyla, hatta gerekse daha az güç kullanımı taktiğiyle aştılar! Evet, flaş belli bir ısıya erişince daha yavaş şarj olarak işi zamana yayıyor ve kendini koruyordu! Bana göre oldukça akıllıca bir taktikti. çünkü sadece kalem pil ile çalışan kullanıcının ne işi vardı bu kadar yüklü çalışmaya? Eğer pro kullanıcı ise zaten battery pack kullanırdı ve invertör yük altında olmaz, dışarıdan direkt olarak blok kondansatöre pompalanan 310-360 aralığındaki DC gerilim sadece sistem tarafından yönetilmeye ihtiyaç duyardı. Burada ısınacak tek şey flaş ampulü idi ve o da zaten kullanıcının bildiği bir şeydi. İstediğin kadar patlar, en kötü ampül yanardı ve kullanıcıya bunu izah etmek kolaydı, bu kadar yüklenmeseydi! Tam bu noktada Ertan hoca belki bir şeyler yazmak ister, eksiklerimi/yanlışlarımı düzeltirse sevinirim. Şimdi, bu bilgiler ışığında bugün, bu saatte, bir D810 alabilen, bu ekonomik güce sahip bir kullanıcıya, artık yeni üretimi olmayan bir SB-900 al demek "bana göre" abesle iştigal olur. Bunu ister kabul edin ister etmeyin ama teknoloji ve mantık bunu söylüyor. Bu sözü Avrupa'da söyleme ihtiyacı duymazsınız, çünkü SB-900 nedense bazı ülkelerde hala yeni olarak raflarda vardır; bundan dolayı olur ya bi yerde yeni diye denk gelirse almasın demek istedim. Sizin SB-900 lerinize lafımız yok, bu flaş tamamen kötü/kaka bir flaş değil, benim de bir süre kullandığım, SB-910 çıktığında hemen elimden çıkardığım bir modeldir. Bugünün şartlarında Avrupa'da ikince elde fiyatı SB-800 ile aynı seviyelerde ise bunu biraz düşünmek lazım. SB-910'un sahip olduğu bazı özellikler var ki bunu kağıt üzerinde okumakla anlamak zor, bunları keşfedebilen kullanıcı, özellikle benim gibi karanlık sahne sanatları, ten renginin doğruluğunun önemli olduğu, çok düşük güçte flaş kullanımına izin verildiği, ciddi paraların ödendiği bu tip işlerde bu flaşın imdadınıza yetişmesinden sonra SB-900'ü artık düşünmüyorsunuz. çünkü, sahnedeki o anı bir kez kaçırdınımız mı bir daha geri dönüşü yok. O esnada kendini kapatan SB-900 sizin piyasadaki adınızı lekeler. Burası bir düğün salonu değil, bir dans sahnesi.

Bütün bu saydıklarınız için 1150 TL öyle mi? O abi ne mübarek abiymiş öyle, fiyata bak Hayırlı olsun, iyi bakın kendilerine, satarken bu fiyata satmayın

Muhammed, sakın bi hata yapıp SB-900 alayım deme. Detaylarını burdan yazmak şimdi çok uzun, tecrübeli arkadaşlar bilirler sebeplerini. Abi kur ne kadar ya? SB-910 burda 400€ ya dayanmış: http://tweakers.net/pricewatch/297191/nikon-speedlight-sb-910-speedlight-flitser.html Türkiye'den mi sipariş versek ne yapsak?

Yapma hoca ya, D810'a yakışır mı şimdi? Audi A8'e 16 inç jant+lastik takar gibi Onun hakkı 18-20 inç öyle değil mi ama? Ben SB700 ü birkaç ay kullandım. Böyle aile arasında falan çekim yaparken yeterli, özellik olarak hiçbir eksiği yok. Biraz daha ağır yük gerektiren işlerde yetersiz kalıyor, bu normal, dizaynı zaten buna uygun değil, mesela battery pack girişi yok. Şu an bir yeni modelin çıkana kadar SB910 rakipsiz, hele günün teknik gövdelerinde gerçekten kendini ispatlıyor: Mesela ten rengini otomatik tanıması.

Kendi şahsıyla barışık insanların yorumlarıyla bir pazar gününe başlamak ne güzel.

Madem makinayı lenssiz aldınız ve şimdi bir lens almak zorundasınız; arkadaşların tavsiyelerine ek olarak: Sizin bu hobide çok yeni olduğunuzu varsayıyor ve giriş seviyesi bir lensi yeni olarak satın alarak bir süre bununla öğrenme safhasını geçirmenizi tavsiye ediyorum. Bu lens bir Nikon 18-55mm VR olabilir. Biraz daha fazla paranız varsa bu bir Nikon 18-105mm VR olabilir. Daha pahalısına şimdilik gerek yok, ileride yapacağınız işe uygun lens alır, yanlış satınalmaların önüne geçmiş olursunuz. Ama. Şu yemek tabakları mevzusu bir hayli tecrübe isteyen bir iş olup öyle hafife alıp kolayca kotarılabilecek bir iş değildir. Bu işi hakkıyla yapmak için harici ışık kaynakları, uygun lens ve en önemlisi bunların doğru kullanımı yani yılların tecrübesini gerektirir. Şimdilik zaten bir şeyler çekecek, netteki örneklerle kıyaslayacak ve tatmin olmayacak, her geçen gün bu çekim tekniğinin zorluklarını daha iyi kavrayacaksınız. Umarım kısa sürede kendinizi geliştirir, vakit kaybetmeden istenilen evsafta çekimler yapmaya erişebilirsiniz. Bundan dolayı giriş seviyesi bir lensle başlamanızı tavsiye ettim.