Nikontürk

Arkadaşımız bir full frame gövde için geniş açı lens tavsiyesi istemiş. Bahsettiğiniz modeller bu arkadaşımız için uygun değil. DX türündeki birkaç modeli yeniledi, doğru, bunlara dahili motor ekledi, örneğin Tokina 12-24 mm F4 AT-X II modeli, ama yinede DX! X Balık gözünden ziyade geniş açı lenslerin büyük bölümü olarak nitelendirirsek daha doğru bir cümle olur. Sigma'larda lensin arka bölümünde özel bir şaryo var, jelatin filtre kullanmak zorunda kalıyorsunuz bu sistem için. Buna karşılık tipik-komik Amerikalılar kocaman adaptörler yaparak özellikle Nikon 14-24mm üzerinde filtre kullanma inatlarından vazgeçmiyorlar. Sözkonusu adaptörler ise 300 dolardan aşağı değil, benim için uygun bir icat değil. Ama bütçesi müsait olan, yaptığı işten dolayı bu rakamları kurtarabilenler vardır mutlaka.

D610 full frame sensörlü bir gövde. Dolayısıyla yukarıda adı anılan lensler belli bir odak noktasından sonra kullanılabilir. Mesela Tokina 12-24 mm yi 18 mm ve yukarısında kullanabilirsiniz. Dolayısıyla yukarıda isimlerini zikrettiğimiz lensleri bence unutun. Bu gövde için uyumlu olan lensleri bildiğim kadarıyla yazayım, siz netten fiyat araştırması yapıp bütçenize uygun olanını seçiniz. Unutmayın, ne kadar para o kadar köfte mantığı bu geniş açı lenslerde aynen geçerli maalesef: - Nikon 14-24mm F2.8 Nano - Nikon 16-35mm F4 VR Nano - Nikon 18-35 mm AF-S - Nikon 18-35 mm AF-D - Samyang 14mm F2.8 - Tokina 16-28mm F2.8 AT-X Pro FX - Tokina 17-35mm F4 AT-X Pro FX - Sigma 14mm F2.8 EX HSM - Sigma AF 12-24mm F/4.5-5.6 EX DG HSM - Sigma AF 12-24mm F/4.5-5.6 EX DG HSM II Sigma markasında iki aynı gibi görülen bu lensler II rakamıyla birbirinden ayrılıyor. II versiyonu daha yeni olup performans olarak biraz daha iyi olduğu rivayet ediliyor. Bu iki lensten eski versiyonunu ikinci elde halen bulmak mümkün. Full frame gövde üzerinde şu an için başka bir markada bu odak noktasına inebilen bir lens daha yok. Bu gövde için genelde 14 mm den başlayan lensler var. Bazen bu 2mm lik fark çok işe yarayabiliyor. Sigma markasında üzerinde "DC" ibaresi olan lensler full frame gövdeler için uygun değildir, bu anahtar ayırt etmek için kullanabilirsiniz. Samyang markası manuel bir lens olup optik kalite olarak Nikon 14-24mm ile boy ölçüşebilecek performanslar sunuyor. Hatta bazen bu markanın değişik odak noktalarındaki lenslerini Zeiss markasının aynı kulvardaki lensleriyle bile kıyaslama yapan inceleme yazıları nette mevcut. Ben olsam, bütçem optik performansı yüksek bir lense yeterli gelmiyorsa Samyang ile biraz cebelleşirim. Manuel lens olması belki çalışma esnasında vakit kaybına yol açabilir ama sonuçları oldukça iyi olduğu için buna katlanırım. çünkü geniş açı çalışmalarda zaman darlığı pek olmaz diye düşünüyorum.

Fps ve Hz konularını temel olarak okuyun, çok derine girmeye gerek yok, sonrasında kendiniz sorunu çözeceksiniz.

En büyük etken lensin arka kapağı açık, lens çanta içinde bir oraya bir buraya çarpabilecek durumda, yani sıkı bir yuvası yok şöyle sabit dursun, bir de bunun üzerine lensin zoom durumuna göre camları taşıyan blok dışa doğru yanaşmış durumdaysa kazaya davetiye çıkarıyor. İkinci sebep ise yine böye cam dışa doğru yaklaşmış vaziyetteyken gövdeye takma esnasında metallere değdiriyorlar. Değil cam, ben elektronik kontaktların bulunduğu yere metal değmesin dayanamıyorum. Dedem derdi ki, bir yumurtayı cebinde 10 gün kırmadan gezdirebilirsen bu saati sana hediye ederim, o zaman ancak kullanabilirsin. Malum, o yıllarda saat demek bir hayli para demek. Şimdi bolluk var, amaaan, canımdan kıymetli mi mantığı var.

Bence almamakla iyi ettiniz. Zaman zaman lens/gövde denk geliyor, alıyorum/satıyorum. Ertan hocanın da dediği gibi, ön camdaki çiziklerden çok daha fazla etkisi var. çünkü arkadaki camın çapından dolayı bu camdaki 2 mm lik bir çizik ön camda belki 10 mm lik bir çiziğe denk geliyor. Optik durum gereği bu çizik derinliğine bağlı olarak fotoğrafınızda belli bir alanın flu-çatallaşmış-buzlu cam gibi görünmesine yol açabiliyor Geçenlerde böyle bir lensi satana kadar damağım çatladı. Her ne kadar düşük fiyat da verseniz elinizden çıkarmanız zorlaşıyor. Bu arada fiyatı merak ettim?

Yine dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. Sonra bana üslubun sert diyorlar. Hani ilk sorularınızdan bu konuda biraz acemisiniz diye düşündüm, çünkü sorularınızdan bunu anlıyordum, yüzeysel olarak bi şeyler yazdım, kaldı ki ben video editing konusunda vasat bilgiye sahip biriyim, bu konuda asla ben çok bilirim demem. Video boyutunu makina üzerinden nasıl değiştirebileceğinizi sordunuz. Biz de buna cevaben netten kullanım klavuzunu indirip bakın dedik, bu model güncel olmadığı için, ayn zamanda benim elimde de şu an olmadığı için nasıl yapıldığını burada size uzun uzadıya anlatamıyorum. Bu modelden video boyutları olarak aklımda kalan şudur: 1280x760, 640x424 ve 320x216 pixel boyutlarında ve 25 fps olarak video çekimi yapabilirsiniz; 29,99 fps imkanı var mıydı hatırlamıyorum, NTSC seçeneğiyle bunu kurcalayıp öğreniniz. Videonun bitrate'sini makina üzerinden değiştirebileceğinizi sanmıyorum. Ama.... Montaj işini bilen biri zaten bu soruyu sormaz. Eğer montaj işini biliyorsa bu makinanın menülerinde gezinir ve aradığı parametreleri zaten bulur. çünkü montaj işini bilen adam video boyutu, bitrate, fps gibi kavramları zaten ezbere biliyordur. Adam montajı biliyorsa, ilk kaynaktan gelen video contenti zaten büyük boyut olarak almıştır, bunu kullandığı montaj ve dönüştürücü yazılımlarla kendisi boyutlandırır, bitrate sini kendisi belirler, fps'ine daha montaj başında proje oluştururken karar verir, hangi extensi'de çıktı alacağına montaj sonunda export yaparken karar verir. Umarım bu gerçekleri yazmakla kalbini kırmamışımdır.

CSM menüde en alt kısımda "long exp.nr" seçeneğini OFF yapın. Bu buffer ile ilgili bir sorun olabilir. çok uzun yıllar önce kısa süreliğine kullandığım bir modeldi, hatırlamaka zorlanıyorum. Ne yapmıyor makina? Google amcaya bi sorun, olmadı Nikon sitesinden kullanım klavuzunu indirip bakın, nedenleri kesinlikle klavuzda yazılmıştır.

Montaj konusunda sıkıntım yok demişsiniz. Montaj için hangi programı kullanıyorsunuz? Madem montaj konusunda sıkıntınız yoktu neden şu soruyu sordunuz? : Montaj işini bilen biri video boyutu düşürme tekniğini de bilir. Özetle benim kafam karıştı.

Sorularınızdan anladığım kadarıyla bu video işinde pek bir tecrübeniz yok. Bildiğim kadarıyla konuyu size özetliyeyim, ama bu konu bu kadar basit ve kolay bir konu değildir, bunu bilin. Şimdi eğer bu konuda hiçbir bilginiz yoksa ve elinizde de video işleme üzerine gerekli yazılım yoksa sizin için en kısa yol bu videoları bedava yazılım olan Windows Movie Maker ile işlemektir. Bunun nasıl kullanılacağını Youtube üzerindeki videolardan öğrenebilirsiniz. Sözkonusu filmin kesme biçme ekleme işlemleri bittikten sonra yine bu yazılımla birlikte standart boyutu seçerseniz wmv uzantılı, eğer full hd boyutu seçerseniz (ki buna makinanız imkan vermiyor!) bu kez mp4 olarak kaydedebilirsiniz. Küçültme talebinizde dosya boyutunu kastettiyseniz bu kez daha başka yazılımlara ihtiyacınız olur: Bu video işinin profesyonel yazılımları Adobe Premiere Pro, Sony Vegas...., Pinnacle Studio 16 ve daha benim bilmediğim bir kaç yazılımdır. Biraz pc beceriniz varsa bunlardan birini bi şekilde edinebilir, kullanımını youtube üzerinden bir miktar öğrenebilirsiniz. Bu yazılımlarla istediğiniz boyut/kalitede video çıktısı alabilirsiniz. Mesela ben filmlerimi Adobe Premiere Pro ile hazırılyor, ihtiyaç duyduğum formattaki çıktıları Adobe Media Encoder ile alıyorum. Eğer bir Pinnacle Studio 16 kullanırsanız bütün bu seçenekler yazılımın zaten içinde var, ayrı bir dönüştürücüye ihtiyacınız yok. Eğer tüm bunlar size zor geliyorsa bu kez sadece basit bir dönüştürücü yazılım edinip Windows Movie Maker ile yaptığınız filmleri daha küçük boyutlara indirgeyebilirsiniz. Unutmayın, video işi ağır işleme programlarıyla ve güçlü bilgisayarlarla yapılması gereken bir iştir. Eğer bu konuda bilginiz zayıfsa bir bilenden eğitim almanızda fayda vardır.

Yarım ingilizcemle bir yerlerde okuduğum bir forumda bunu öğrendim. İcad edilip geliştirilen her ürün dünya piyasasına satışa sunulacaksa, her ülkenin de kabul ettiği bazı normlara uyması gerekiyor. Bu normlarda DSLR olarak satışa çıkarılan bir makinanın belirtilen süreden daha fazla süreyle tek parça halinde video çekimi yapabilmesi durumunda artık o DSLR değil video kamera ya da handycam olarak tanımlanıyor. Bundan dolayı ısınma ve karta yazma problemini çoktan aşmış olan üreticiler DSLR ürünlerini her ülkede satabilmek için bu kurala uyuyorlar. Hatta yazılımı geliştirmeye elverişli ya da kaynak kodu açık olan Canon makinalarında bununla ilgili pek çok yazılım mevcut. Meraklılar boş durmayıp yazılımda gerekli değişikliği yapıp bu süreyi uzatıyorlar. Ben şahsen bundan rahatsız değilim. çünkü bir düğün salonunda kullanılan makinalar gibi sürekli kayıt yapma ihtiyacım yok. Zaten çekimler kısa parçalar halinde yapılıyor, uzun uzadıya çekimler ancak aile içinde kullanılan el kameraları için kullanışlı olsa gerek. İlginçtir, günün pro HD camcorder ları dahi dosya boyutu 2 gb olarak sınırlandırmaktadır. Bunun sebebi NTFS/Fat32 konusuyla alakalı olsa da sonuçta videoyu işlerken yine elinizde parçalar halinde bir filminiz var. Eğer çektiğiniz sahnede kesinti olmasını istemiyorsanız, makinanın da ne kadar sürede video çekme işlemini sonlandırdığını biliyorsanız tedbirinizi ona göre alın derim. Mesela şimdi sahneye bir müzisyen çıktı ve bir eserin süresi yaklaşık 6 dakika. Siz o sahneyi giriş çıkış arasında makinanızı stop/start edin ve süreniz yeniden başlasın, böylece şarkıyı yarıda kesmemiş olursunuz. Dahası, işiniz sadece video ise ve DSLR'in düşük ışık şartlarındaki performansına ihtiyacınız yoksa bir camcorder/handycam almanız daha doğru olur.

Nikon D90 sadece Nikon tarihinde değil, DSLR tarihinde video çekme özelliği ile piyasaya sürülmüş ilk DSLR makinadır. Bu modelden sonra diğer markalar da video çekebilen modellerini piyasaya sürmeye başlamışlardır. Durum böyle olunca bu işin ilk başlangıç noktasında olan bu modelden full HD özelliği bekleyemeyiz. Bu modeldeki çekim 720p boyutuna eşdeğerdedir. Bitrate verisini şu an ezbere bilmiyorum, Nikon sitesinden bu değeri öğrenebilirsiniz. dolayısyla 1280x760 boyutları bu makina için maximum video formatıdır. DSLR makinalar bir video camera gibi sürekli çekim yapmazlar. Bunda sadece teknik yapıları değil, dünyada kabul edilmiş video cihazlarıyla ilgili yasalar da etkilidir. Yani belli bir süreden daha fazla video çekimi yapmaları yasaktır diyelim. Bundan dolayı fabrikalar gerek ısınma probleminden dolayı, gerekse kanuni sınırlamadan dolayı günümüzdeki modern versiyonları bile 20 dakika ile sınırlandırılmıştır. Nikon'un bu ilk video özellikli modeli 5 dakikalık videolar çekebilmektedir. Bunu yaparken de otomatik netleme çalışmaz. Zaten film çekimi yapan insanlar senaryo gereği çekimlerini bazen 30'ar saniyelik parçalar halinde yaparlar. Dolayısıyla bu 5 dakikalık dilim fazlasıyla yeterlidir. Ayrıca bu modeldeki ses kayıdı monodur. Eğer bu özellikler sizin için yeterli değilse bu modelden daha yeni bir model satın almanız gerekir.

Ben senin kardeşin değilim. Benim yaşım 45, ergen olan sen olabilirsin. Ben kimseye çamur atmadım. Üslubumda yasalarda suç teşkil eden hiç bir kelime kullanmadım. Ben site yöneticisi değilim, sadece editörÜm. Site yöneticiliği dersini başkasına vermelisin. Toy olup olmadığımı senden öğrenecek değilim. Buna buradaki okurlar karar verebilir. Bana "Aklını başına topla" deme yetkisine sahip değilsiniz. Bu söylediğinizi hakaret olarak kabul ediyorum, gerektiğinde delil olarak kullanacağımdan emin olun. Bu noktada ben IP numaramın kontrol edilmesinde, yazışmalarımın delil olarak kullanılmasında bir mahzur görmÜyorum. Aynı şekilde siz de IP numaranızın kontrol edilmesine, daha önce Ercan GÜn isimli kullanıcı ile aynı IP numarasını kullanmanızdan doğacak kanuni mÜeyyideleri kabul edebiliecek misiniz? Burada yazdığınız ve yazacağınız her şeyin gerek savcılık gerekse diğer hukuki merci'ler tarafından delil olarak kullanılacağını, gerektiğinde site yönetiminin bu yazışmaları ilgili makamlara vermek zorunda olduğunu bilmenizi isterim. Hadi buyrun, hakaretlerinize devam edin. TÜrkiye'de artık eski internet vurdum duymazlığı yok, kanunlar değişti; artık IP numaranızdan yapılan her şeyden siz sorumlusunuz, tıpkı Avrupa gibi. Hadi buyrun, devam edin.

Sadık Balkan, bu yorumunu yazdıktan sadece 38 dakika önce bu siteye kayıt olmuş. Ne kadar ilginç değil mi? Kayıt olur olmaz da bu başlığa cevap yazma ihtiyacı hissetmiş. Ercan Bey'in avukatlığına soyunmuş, siteyi beğenmemiş ama nedense hemen kayıt oluvermiş cevap yazabilmek için. Daha ilginci ise şu: Sadık Balkan ile Ercan Gün aynı IP adresine sahip! Senin gibi acemiler böyle yüzüne gözüne bulaştırır işte: IP (IP: 94.54.232.24)

Evet dostlar, yukarıdaki cevaplarımı okuyunca benim kendi kendime konuştuğumu sanmayın. Ercan bey yazdıklarını silmiş. Ama ne yazık ki yazdıklarına cevap verdiğim için sistemde ne yazdıkları yine görülüyor, yani başını kuma gömmekle kendini gizlemiş olmuyorsun. İlk mesajı da konuyu açtığı mesaj olduğu için silememiş. üzüldüm bu beyfendinin düştüğü duruma. Demek ki neymiş, bilmediğin konuda ahkam kesmeyeceksin, eğer bildiğinin doğru olduğundan eminsen ve bunu dayandırdığın bilimsel kaynaklar varsa o zaman ısrar edeceksin. Bu başlık ile bu forumun öyle her şarlatanın ağzına geleni yazamadığı, ciddi ve güvenilir bir kaynak olarak gösterilebilen bir forum olduğunu ispatlamış bulunuyoruz. Yönetici arkadaşlar, lütfen bu başlığı silmeyin, bundan sonra gelip şarlatanlık yapacak ergenlere örnek olsun. Bazen, her soruya cevap yazma, ne halleri varsa görsünler diyorum ya, işte sebebi budur.

Yahu ne alaka? Ben ne zaman en iyisini bildiğimi iddia ettim? En son cümleyi ben yazıyor muşum, dünyadaki insanların doğru kabul ettiğini yazmışsam, buna bir cevap vermeye ihtiyaç duyulmuyorsa bunun sorumlusu ben miyim? Siz bir iddiada bulundunuz, 17-55 mm giriş formatlı bir lenstir dediniz, bunun doğru olup olmadığını arkadaşlara soralım dedim, kötü mü dedim?

Siz benim cümleme anlam verememişsiniz, acaba hangimiz yanlış biliyor? Bunu buradaki arkadaşlara soralım, ne dersiniz? Acaba hangisi doğru? Evet, sizin yazdıklarınıza cevaben ben de diyorum ki? 1- 17-55 APSC sensörlü gövdeler için üretilmiş profesyonel bir lenstir. Giriş seviyesi bir lens değildir. Nikon, 1500 dolara giriş seviyesi lens satmaya çalışacak kadar piyasa bilgisi kıt, satış stratejisi sıfır olan bir firma değildir. 2- Profesyonellik için full frame gövde bir mecburiyet değildir. öyle olsaydı Nikon markasındaki D1 modelinden D2Xs modeline kadar üretilmiş birden fazla versiyonlu tek rakamlı seride; D100 modelinden D200 modeline kadar 3 rakamlı serideki makinalar pro ve semi pro olarak adlandırılmazdı. Sizin bu iddianıza göre 2008 yılına kadar, yani Nikon firması ilk full frame gövdeyi duyurana kadar hiç profesyonel gövdesi yoktu! Eğer dediğiniz gibi olsaydı örnek olarak bir Canon 7D modeli de giriş seviyesi olarak adlandırılmak zorundaydı. 3- Lensin önemsiz olduğunu hiçbir zaman söylemedim, tam tersine gövdeye yatırım yapan arkadaşları uyardım, bunu diğer yazılarımda da görebilirsiniz. üst seviye bir lensi 20-10 yıl kullanabilirsiniz; ama her gövdenin ömrü bu dijital çağda max 5 yıldır diye her platformda yazdım.

O halde 17-55 mm lens de sizin için gereksizdir, çünkü çekimlerinizi büyük baskılı işlerde kullanmayacaksınız! çünkü o kadar detaya, kontrast/ışık/renk başarımına ihtiyacınız yok! Bir giriş seviyesi ile bir semi-profesyonel gövde arasındaki fark sadece sensör boyutuyla ilgili baskı sonuçları değildir. Sensörün farklı kulvarlardaki performansından makinanın kullanım kolaylığı/kullanım tarzına kadar bir çok fark vardır. Bununla ilgili olarak kırmızı ışık ağırlıklı zor ışık şartlı, flaşın yasak olduğu bir bir dans sahnesinde D3/D300s/D5100 gövdeleriyle 5 dakikalık bir diliminde kendi yaptığım çekimleri raw dosyalarıyla birlikte delil olarak sunmaya hazırım. Bütçeniz elveriyorsa tabii ki gidin bir 17-55 mm alın, bu lens kendi kulvarında size en iyi en performansı sunacak olan lenstir. Ama giriş seviyesi bir gövdede bu lensi kullanan birine şu ana kadar hiç rastlamadım. çünkü giriş seviyesi sahipleri bütçelerine ve ihtiyaçlarına göre bu gövdeleri satın almışlardır. Onlar için F2,8 kategorisinde lens satın alma ihtiyacı doğduğunda genelde üçüncü markaların 17-50 mm F2,8 gibi Sigma-Tamro-Tokina türevlerine yönelmişlerdir.

Çin mali bir paraflaş 35 dolara alınabilir. Alman malı bir fliş 35 000 dolara alınabilir. Ne Çekeceksin? Boyutları ne kadar? İnsan ise aynı anda Çekeceklerinin toplam sayısı ne kadar? BütÇen ne kadar? Fotoğrafları hangi amaÇ iÇin Çekeceksin? Özetli o kadar geniş bir cevabı var ki bu sorunun en az 10 sayfa yazılır. Çünkü tavsiye edilecek ekipmanlar senin yapacağın iş ve bütÇene gÖre seÇilmelidir. Ayrıca bu konuda zaten bir başlık aÇılmıştı.

D5200 gövde sahibinin 17-55 mm almaya bütçesi elveriyorsa neden böyle bir giriş seviyesi gövde almış ki? 11-16 Tokina va 16-85 Nikon ile yolunuza devam edin. Tokina'yı alırken ikinci versiyonu olmasına dikkat edin, zira diğerinde dahili netleme motoru yoktur!

24-85mm nin birden fazla versiyonu var ve bu lens FF gövdeler için tasarlanmıştır. APSC gövdede bunu kullanırsanız dar alanda sıkışır kalırsınız, kolay çalışma alanı bulamazsınız. Ancak yaptığınız iş için 24 mm'nin altındaki odak noktaları gerekli değilse o zaman satın almanıza bi şey denmez. Son iki versiyonu sadece AF-S ve AF-S+VR olanları keskinlik olarak kendilerini ispatlamış lenslerdir. Bir önceki versiyonu nedense Türkiye'de efsane haline gelmiş, ama dijital gövdeler için buna fazla itibar etmemenizi tavsiye ederim.

Eğer manzara fotoğrafçılğına yöneldiyseniz 18-55 mm normal çekimlerde yeterli gelir. Ama ben daha geniş açılı bir şeyler arıyorum derseniz, elinizdeki gövdenin netleme motoru barındırmaması nedeniyle alacağınız lenslerin tümünün üzerinde netleme motoru olan tiplerden olması sizin için bir zorunluluk. Bu noktada en başarılı lensten aşağıya doğru sıralama yaparsak şöyle bir liste karşımıza çıkar: 1- Tokina AT-X 11-16 Pro DX II (Dikkat edin, bu lensin ilk versiyonunda dahili netleme motoru yoktur, bundan dolayı yenisi yaklaşık 100-150 dolar bir fark vardır!). 2- Nikon 12-24mm DX (Bana göre sahip olduğu Nikon ismine göre daha vasat bir performansı olan bir lenstir.) 3- Sigma 12-24 mm (Bu lens aynı zamanda FF uyumlu bir lenstir, bunun da iki versiyonu vardır, her iki versiyonda da netleme motoru vardır.) 4- Sigma 10-20 mm (Fiyat ve 2 mm daha geniş açıyla DX kullanıcıları için tercih edilen bir lenstir. Performansı gayet yeterlidir.)

D7100 şu ana kadar Japonya'da hiç üretilmedi maalesef

Şu karelerdeki farkı görebiliyor musunuz? İşte fark bu kadar. Eğer sizin için tek bir lens ile her işi halletmek yeterliyse o zaman Tamron mantıklı seçim, çünkü 70 mm daha fazla yaklaştırabiliyor. Eğer bu yola girdiyseniz kaliteden bu kadar feragat edersiniz demektir.

Nedir bu Japan hastalığı yahu? Bu model ne zaman Japonya'da üretildi?

Hangisi hoşuna gidiyorsa ya da hangisine paran yetiyorsa onu al, nasılsa ikisi arasında performans olarak büyük bir fark yok.