Nikontürk

İlk izlenimlerden şimdilik bir şikayetim yok. Detaylı bir test henüz yapamadım.

Valla Recep ben kalem pilin tanesine 5 euro veriyorsam, durduğu yerde bitmesini istemeyip bu Eneloop tekniğine bu kadar para yatırıyorsam, şarj aleti de benim pilimin ömrünü kısaltmamalı. Çünkü her Çekim öncesindeki akşam pil şarjıyla vakit kaybedemem. Biliyorsun, eneloop tekniği hariÇ tüm piller bir haftalık zamanda bile, boşta dursalar bile gerilimleri ve amperajları düşmektedir. Bundan dolayı eneloop kullanıyorum. Yani bir ay önce şarj ettiğim pil ile hiÇ düşünmeden Çekime gidebiliyorum. Şimdi amperajı yüksek GP markası bana bu imkanı veremiyor, zaten aşıır ısındığı iÇin SB900'de hemen yolda bırakıyor; dolayısıyla bir GP iÇin şarj makinesi belki ucuz olabilir, ama Sanyo iÇin durum öyle değil maalesef. Ve o uzay mekiği olmayan flaşta dandik pil kullanırsan gerek ısınma derdinden gerekse vaad edilen amperajı sürekli verememekten yolda kalabilirsiniz. Burda Çekim iÇin sizi bekleyenlere pilim bitti demeniz o sektörde bir daha iş alamamanız demektir. Ben bu işten para kazanıyorum, zevk iÇin yapmıyorum, bu yüzden benim iÇin pil de şarj aleti de önemlidir. Yarışmaya katılmak iÇin fotoğraf Çekiyor olsaydım, ya da yapay düzlemlerde RC araÇ kullanıyor olsaydım tabii ki seninle aynı görüşte olurdum.

Pillerin eskime, aşınma, performans düşme noktasında pillerin içindeki kimyasallar, karışım miktarları, toleransları en büyük faktörlerdir. Aynı tarihte, aynı pakette, aynı üretim bandından çıkmış piller dahi hiçbir zaman aynı performansı, aynı eskime süresini gösteremezler. Değil pil, en basit bir direncin bile yüzde 5 lik toleransında bile sapmalar yaşanmaktadır. Eğer bu toleranslar sıfırlanabilmiş olsaydı bu komponentlerle üretilen elektronik devreler her zaman aynı verilere sahip olurdu ve elektronikçiler bu kadar uğraşmazdı. Durum böyle olunca birbirinden bağımsız kalem pillerin gerek kullanırken gerekse üretimdeki faktörlerden dolayı aynı seviyede bitme gibi bir şansları yoktur. Profesyonel şarj makineleri her zaman için ayrı kompartımanlara sahiptir ve her bir pil yatağı için ayrı ölçümler yaparak pilin seviyesine göre en sağlıklı amperajı damlalama yöntemiyle göndermektedir. Bu ölçüm ister otomatik olarak sistem kontrolör tarafından yapılır, ister kullanıcının belirleyeceği ampere göre gerekli şarj işlemi başlatılır. Yine bu noktada NiCD, NiMH, LiON gibi kimyasallarla üretilen pillerin zaman zaman bakıma ihtiyacı vardır: Bu bakım pilin yaklaşık 48 saat süreyle yine sistem kontrolörün belirlediği bir amperajla tamamen boşaltılması, pile uygun amperajla tekrar doldurulması, bu işlemin damlalama yöntemiyle yapılmasıdır. Pek çok arkadaşımın artık bu pil öldü diyerek çöpe atmak istediği pilleri bendeki şarj aleti ile tekrar hayata döndürmek mümkün olmuştur. Blok halindeki akülerin, tümleşik pillerin seri-paralel bağlantısıyla oluşturulmuş blokların RC dünyasında çokça bilinen bu tür aletlerle şarj edilmesi gayet doğaldır. Ancak o blokların bile bir gün ömrünü tamamladığı zaman, belkide bloğun içindeki sadece bir ünitenin ömrünü doldurduğu, aslında diğer ünitelerin sağlam olduğunu ancak elektronik bilgisi olanlar anlayabilmektedir. Eskiden sulu akü diye bilinen araba akülerinin her zaman bütün bölümlerinin çöpe atılmadığı, sadece ölü kompartımanın emektar akü tamircileri tarafından yenilendiği bilinen bir gerçektir. İşte bu bilgiler ışığında birden fazla pilin seri ya da paralel bağlanarak sağlıklı bir şekilde şarj edilemeyeceğini iddia etmiştim. Birden fazla pilin blok haline getirilerek açılamaz bir ambalaja sahip olmasından ve söket yapısının standart olmamasından dolayı üretilmiş bu sistem kontrollü şarj aletlerinin standart kullanıcılar için mantıklı olmadığı, aslında kalem pillere (tek tek şarj etmedikçe) zarar verebileceği veya yanıltıcı sonuçlar vereceğini savunuyorum.

150 mm kullandim, ayni lensi tekrar almiyayim, risk olsa bile 180 mm yi deneyecegim. Cunku bir maro lenste F2.8 i portre haric neden kullanayim mantigiyla gidiyorum su anda. Bi tane 180 arayalim artik. Mesajlariniz icin cok tesekkurler.

Ayri ayri sarj etmeyi gerektiren cok onemli durumlar maalesef cok SIK var Recep. Elektronikcilerle bu durumu tartismani tavsiye ederim. RC dunyasi ayri bir dunya, standartlari farkli. Senin her iki amac icin bu turdeki cihazlari kullanman tabii ki cok mantikli. Ama omrunde bir kez bile blok aku, kablo+soket baglantili pil kullanmayan fotograf severin bu sarj aletini satin almasi, mecburen her pil icin ayri yuva almasi pahali bir secim olur. Ben yine de bu aletin standart piller icin sagliksiz oldugunda israrciyim. Bunu meslegimden oturu iddia ediyorum. Tek bir blok baglandiginda sorun yok, ancak bir yuva araciligiyla birden fazla pilin tek bir pil gibi algilanip sarj edildigi bir duzenek teknik olarak sagliksizdir.

Bence yine de mantılkı değil Recep kardeş. Her bir kompartımana kendim müdahale edemiyorum ayrı ayrı. Ya da kendisi her bir pili ayrı ayrı karakterde şarj edemiyor. Tümüne tek bir kaynaktan geliyor güç, piller alabildiği kadar alıyor, yanılıyor muyum? Her pilin şarjı aynı olamaz. Her pil aynı marka model yaşta bile olsa farklı şekilde şarj alır. Aynı setin içinde bir adet pile bakım yapmak gerekirken diğerlerine gerekmez. Hepsi ayın sürede şarj olamaz. Bu cihazı alan kalem pil için ayrı bir adaptör, X pil için ayrı bir adaptör almak zorunda, yanılıyor muyum? Bence, tümleşik pil grupları için uygun olabilir. Ama kalem pillerimi bir adaptöre takıp 4 lü set halinde tek bir kaynağa bağlamayı asla düşünmem.

Bence bir fotoğrafçı için pek uygun bir model değil bu Recep. Cihazın hitap ettiği kesim belli; yüksek amperajlı akülerin memory efect derdi olmadan doldurulması. Bunu da size sormadan dijital sistemiyle otomatik olarak algılıyor ve yerine getiriyor. Ben bu noktada bir fotoğrafçının normal kalem pil ve ince kalem pil kullanacağını düşünüyorum. Bundan başka ne tür bir pil kullanırız ki? Benim şahsi tercihim bu olmuştur. Kaldı ki bu da biraz pahalı bir modeldir. Ancak basit şarj aletleriyle ömrü kısaltılan şarjlı piller günümüzde oldukça fazladır. Senin de dediğin gibi güvenilir, bütçenin elverdiği ölçüde profesyonel, memory efect derdi olmayan, gerektiğinde pile bakım yapabilen bir şarj aleti almak en mantıklı olanıdır. Yoksa, en iyi pili satın alıp basit bir şarj aletiyle pili şarj ettiğini sanıp aslında ömürünü bitirmek mantıklı değildir.

Bu sitede Canon 6D kullanan kaç kişi vardır sence?

Abi motor daha rödajda, şöööle bi 100 bin devirsin anca açılır... Sanai dili bu abiii....

Bi çomak da ben sokayım: 18-55 VR kitlens 18-105 VR kitlensten daha keskindir Hadi bakalım, buyrun...

Bir soru da ben sormak istiyorum, hani bazı arkadaşlar bizi her ...oku bilir gibi görüyor ya, öyle olmadığımızı da öğrenmiş olurlar bu sayede Yaklaşık 2 yıl kadar Sigma 150 mm F2,8 HSMII versiyonunu kullandım. Bir Nikkor 105 mm F2,8 AF-D ile karşılaşınca hemen satın aldım. Ardından bizim Sigma'ya bir arkadaş talip oldu, kıramadım, sattım. Yaklaşık 3-4 aydır Nikkor 105 mm ile makroları çekiyorum. Kalitede hiçbir sıkıntım yok. Ancak FF üzerinde hareketli mahlukatlara yaklaşamama derdim var. Sözün özü, yine bir Sigma 150 mm mi, yoksa 180 mm versiyonu mu? Kimin bilgisi, tecrübesi var bu iki lens üzerinde? Korkum o ki, Sigma 150 mm ile bayağı bi haşır neşirliğim var, olur da 180 mm beni hayal kırıklığına uğratır mı? Ertan hocadan başlayabiliriz, ne de olsa bu modeli kullandı diye hatırlıyorum?

En az 2 saat yazarım bunun üzerine ama bu kez kendimi frenliycem Avrupa'da yaşayan gurbetçi soydaşlarım boynumda fotoğraf makinesiyle beni gördüklerinde onlar için ben ya gazeteciyimdir, ya da düğün şipşakçısı İsminin ardına photography yazmak, 2 kez düğün salonunda çekim yapmış olmak isminden sonra "wedding photographer" yazmak için yeterlidir bu arkadaşlara. Hatta bu arkadaşlar "super wedding video clip" yapabilmektedirler. Gelinin salona girişi bu kliplerde "en güzel girişti" olarak yazılıp youtube, facebook gibi bilumum ortamlarda bolca boy göstermektedir. Da bu girişler konusunda benim kafam bi ara allak bullak idi. Düğün salonunda gelinle damadın odalarından çıkıp davetlilerin bulunduğu geniş alana girişlerini kastediyorlarmış meğer Dans edecekleri parçalar aylar önceden büyük araştırmalar sonucunda seçiliyormuş. Gündüz de bir park, şato bulup malum 50 mm ile arka planı "öldürdüler" mi değme keyfine. Suratına suratına tepe flaşı çaktırıp patlayan gelinlikte detay kalmaması, bazen hiç flaş dahi kullanmadan göz-burun-çene altı karanlık çıkması hiç önemli bir konu değildir. İmdada yetişen PS eklentileriyle gelin ve damadın suratını porselen gibi pürüzsüz yapıp, damadın suratının Devran çağlar kaset kapağı fotoğrafına benzemesinin de kimse tarafından yadırganmadığı açıktır. Gerçi bunun aynısını vesikalık çektirdiğim fotoğrafçı da bana uygulamıştı Adapazarı'nda da fotoğrafı almadan ayrılmıştım dükkandan. İşin özü şu: Millet olarak herşeyin cılkını çıkarmayı iyi beceriyoruz.

Ara Güler hoca sadece biraz ara verdi. Umarız en kısa zamanda sağlığına kavuşur. Geçmiş ola.

Tam bu noktada o lensi satın alıp F1.8 'de portre çeken, burnu net, kulakları flu fotoğrafları nasıl olmuş diye paylaşan yeni hevesliler aklıma geliyor Ben sokağa elimde bir D5100 üzerinde 18-55 VR ile çıkıyorum. Elimde başka ekipman yok abi ne yapiim

Katılmıyorum Gökhan. 18-55 mm VR ile karanlık ortamlarda tıpkı bir 50 mm F1,8 in ulaşabileceği enstantane değerine yaklaşabilirsin. Bunun teknik hesaplamalarıyla ilgili güzel bir yazıyı (üstteki mesajımda da belirtmiştim) Ertan hocanın bloğunda bulabilirsin.

Bazen o arka plan bir kitlens için gayet iyi öldürülmüş olarak çıkar ki bunu çeken de anlayamaz Hesaba vurursak ki Ertan hocanın bu konuda çok iyi bi yazısı var, 50 mm F1,8 almanın hiçbir manası yok. çünkü sahip olduğu VR ile kazandırdığı F stop olayı kurtarıyor. Ama dedik ya, anlayana sivsinek saz, anlamayana davul zurna az.

Modellerin gözlerine bakarak kullanılan ışık kaynağı konusunda bilgi sahibi olursanız, bu ışık kaynakları konusunda tecrübeniz varsa, tüm bu olumlu şartlara rağmen makinenin performansı için nasıl düşüneceğinizi çok iyi tahmin edebiliyorum.

OS'li versiyonları kullanmadığımı, denemediğimi yazmıştım hocam. Kastettiğim şudur ki, üzerindeki OS o parayı hakettiriyor mu? Bana bir itmelinin renk-kontrast-keskinliğini vermedikten sonra? Genel manada Sigma'nın son yıllarda kendini toparladığı, ciddiye alınacak kadar gelişmeler gösterdiği, artık bana Tokina'yı aratmadığı bir gerçek. Ama maalesef Nikkor'u hala aratıyor.

http://www.nikonturk.com/konu/1689-keskin-lens-tavsiyesi/page__p__13951__hl__gitlens__fromsearch__1#entry13951 http://www.nikonturk.com/konu/1530-16-85-vr-den-18-55e-gecis/page__p__12046__hl__gitlens__fromsearch__1#entry12046 Biz ona GİTLENS diyoruz

Değil AF-D versiyonları, ilk versiyon itmeli AF bile Sigma'dan daha iyidir. Ha, üzerinde OS varmış; uzak doğu arabalarının hepsinde otomatik klima var ama hepsi kağıt gibi, kaza yapmaya gör.

Rakamları duyunca üzülüyorum, ama elden bir şey gelmez. Avrupa'da bir Sigma 70-200 mm F2.8 EX DG HSM ikinci elde 450 eurolara satılırken.... Yazık, çok yazık. Ben buna kızarım, gider bir 55-200 Nikkor VR alırım. Bu ne haldir böyle ya...

OS'siz olan önceki "2" versiyonunu kısa süreli kullandım. ödediğiniz para kadar performans alıyorsunuz. Bütçesi bu lense yetenlere başlangıç için uygun bir seçim, çünkü kendisinden bekleneni yerine getiriyor. Her ne kadar HSM olsa bile netleme hızını bir Nikon lens ile kıyaslamayınız; eğer Nikon denerseniz o zaman Sigma'nın ne kadar yavaş olduğunu farkedersiniz. İşiniz hız gerektirmiyorsa sorun yok. OS versiyonu hakkında bilgim yok, belki bazı noktalar iyileştirilmiş olabilir.

D800'ün USB fonksiyonunu menüden değiştirmeniz gerekiyor. USB'nin iki değişik fonksiyonu var, bu noktayı inceleyin lütfen.

1,7 x'in II versiyonunu 70-200 VRII Nano ile yaklaşık 2 yıldır kullanıyorum; bilerek bunu seçtim, 1,4 kısa kalırken 2,0 keskinlikte yetersiz kalıyordu. III serisinin daha iyi olduğunu söyleyen çok ama kendi gözümle gördüğüme inanıyorum ben. 70-200 ile kaç defa bunu kullanırsın Allah bilir, yani çok fazla aramayabilirsin. Günün makineleri MP olarak yüksek, bazen kesmeyi bile yeğleyebilirsin. Bu arada Kenko 1,4 ün yeni versiyonunun çok iyi olduğunu hatırlatmak isterim. Ben aynı zamanda Sigma 1,4 ve Tamron 2x 'e sahibim. Sigmayı makro lens 150 mm de, Tamron'u 300 mm F4 AF-D'de sorunsuz kullanıyorum.

Fuarda bir prototipi görücüye çıkmış.