Nikontürk

D80, D90, D200, D300, D700, D3 Burada farklı segmentte sıraladığım modeller ve bu modellerden sonra üretilmiş yine bu segmentlerdeki tüm modeller kablosuz olarak Nikon flaşlarıyla haberleşebiliyorlar. D2Xs gibi bu modellerden önceki bazı modeller konusunda bilgim yok.

Ne bekliyordunuz, bu ve bunun gibi ülkelerde bu çok olağan bi durum. Rusya, Ukrayna, Polonya, Romanya, Bulgaristan, Sırbistan..... Avrupa'da gitmediğim ülke kalmadı benim, eski mesleğim tırcılıktan dolayı. Hepsinin ne mal olduğunu çok iyi bilirim. Bu videodaki organizeye dikkat edin. Aynı organizeye İtalya'da sıkça rastlanır, tam bir mafya organizesi. Sesini çıkarsan canından olursun yani.

O zaman, diğer alternatiflere bakmak lazım. Ben şunu ve şunu kullanıyorum makro için. Ayrıca Sigma var, iyi çalıştığını söylüyorlar ama fiyatı neredeyse bir R1C1. Bir de bu çin malı var ve bi süre kullandım, günü kurtarıyor, hem de TTL!

Bu zaten doğa için yapılıyor Örnekleri bulunca ileticem.

Tek flaş ile makro çalışmak sıkıntılı Doğan bey. Belki şöyle çalışabilirsiniz: SB910'u makinenin altına kendiniz uyarlayacağınız bir kol/ayak ile alttan bağlayıp aynı zamanda makinenin kendi dahili flaşını da açarak ve dahili flaşı commander modunda çalıştırıp bu sayede SB910'u tetikleyerek bi şeyler yapabilirsiniz. Ama sadece tepeden vuran bir flaşla makro, yani belli bir mesafeye kadar makro tamam da, makrodan mikro safhasına geçtiğinizde gölgeler çok rahatsız etmeye başlar. Bu konuda sayfalarca yazılır, siz sıkıntı duyduğunuz noktayı sorun, sadece o kısmı yazalım

Nikon'un Nikkor markası adı altında üretmiş olduğu lensler F mount denen bağlantı sistemine sahip olup, 1957 yılından bu yana üretilmiş tüm modellerin günün modern makinelerine takılması, makine ve lens modeline göre farklılık gösteren bazı kısıtlamalarla birlikte kullanılması mümkündür. Kafanızın karışmaması için AF özelliği olan lenslerden başlıyorum. Bu modellerden önce otomatik netleme yapmayan pek çok lens vardır. - AF adı üzerinde auto focus, yani otomatik netleme yapabilen lens demektir. Bu lenslerde makineden çıkan şaft lenste bulunan karşılığıyla birlikte uyum içinde çalışarak netleme yapmak amacıyla lensin focus sistemini döndürür. Belli bir yıla kadar üretilmişlerdir. Sadece üzerinde fokus motoru barındıran gövdelerde otomatik netleme yapabilirler. Manuel netleme ile her model gövdede kullanılabilirler. - AF-D ibaresi üzerinde bulunan lensler, üzerinde sadece AF yazan lenslerden sonra üretilmeye başlanmış, lensin içine mesafe bilgisini ölçmeye yarayan bir chip entegre edilmiş, bu sayede en uygun ışık ölçümü/flaş gücü/doğru pozlama gibi avantajlar elde edilmiştir. (Bu lenslerin bazılarında G harfi yazar, bunun otomatik netlemeyle ilgisi yoktur, karıştırmayınız. G harfi o lensin üzerinde diyafram bileziği olmadığını, diyaframın makine tarafından kontrol edilebileceğini belirtir. Yine aynı şekilde üzerinde G harfi olmayan, yani diyafram bileziği bulunan, yine de makine tarafından diyaframın kontrol edilebildiğini unutmayınız.) Sadece üzerinde fokus motoru barındıran gövdelerde otomatik netleme yapabilirler. Manuel netleme ile her model gövdede kullanılabilirler. - üzerinde AF-S ibaresi bulunan lensler, fokus motorunun, yani netleme için gerekli dönme hareketini sağlayan motorun lens içine entegre edildiği modellerdir. Bu lensleri hangi model makineye takarsanız takın hepsinde otomatik netleme yaparlar. AF-S lenslerin üretimi başladığı zamanlarda aynı şekilde AF-D lenslerin üretimi uzunca bir süre devam etmiştir. Bugün hala bazı lens modelleri sadece AF-D olarak üretilmeye devam etmektedir. Ancak lens yelpazesindeki pek çok model için Nikon artık AF-S versiyonunu üretmeye başlamıştır. 24-70 mm F2,8 lensin AF-S olmayan modeli yoktur. Bu lens prime lens diye tabir ettiğimiz kendi aralığında en başarılı lenstir, özel bir kaplamaya (nano kaplama) sahiptir, bu kaplama yansımaları minimize eder, böylece çok daha yüksek performans elde edilir. Bu lensin muadili olarak bir önceki modeli 28-70 mm vardır ama o da fiyat olarak bu lense yakındır ve artık üretimi yoktur. Ayrıca full frame gövdesi olmayan kullanıcıların 24 mm den başlayan lensleri tercih etmelerini tavsiye etmem. Her lensin illa ki hem AF-S hem de AF-D versiyonu olur diye bir kural yoktur. Bazı lenslerde şu an için piyasada satışta o imkan vardır ama üretimde aynı imkanın olduğunu sanmıyorum. Yani bir 50 mm F1,8 AF-D var ve bunun aynı şekilde AF-S G olanı da varsa buna aldanmayın. Büyük ihtimalle Nikon bu lensin AF-D versiyonunu artık üretmiyordur ve sizin satışta bulabildiğiniz bu model bir süre sonra artık tükenecektir. özetle: Günün modern makinesine onca para bağladıktan sonra, yani bir D3100 gibi makineler için "bana göre" alacağınız en iyi ve mantıklı lens 18-55 mm VR ve 55-200 mm VR'dir. Bu lenslerden başka lensi kullanmayı düşünüyorsanız ya çıtanızı yükseltiyorsunuz, bu işi öğreniyor ve artık gövdeyi değiştirmeye doğru yol alıyorsunuz, ya da cebinizdeki para sizi kaşıtıyor demektir.

ümit hoca tatilden fırsat buldukça siteye gelebiliyor, sorunuza ben cevap vermeye çalışayım: Nikkor 17-55 mm F2,8 Nikkor 70-200 mm F2,8 VR1 öncelikle 70-200 mm aralığında DX FF ayrımı yok. üretilen lenslerin tümü FF uyumlu üretilmiş. Bundan dolayı benim tavsiyem tartışmaya açıktır. çünkü 70-200'ün ilk versiyonu FF uyumludur fakat hassas fotoğrafçılar köşelerde bu lensin FF için yetersiz olduğunu iddia ederler. Bundan dolayıdır ki bu lensin 70-200 mm F2,8 VRII nano modeli üretilmiştir. Bugünlerde yine Nikon bu lensin F4 değerli bir alternatifini daha üretti, bu lens de FF uyumludur, VRII düzeneğine ve nano kaplamaya sahiptir, fiyat olarak daha ucuzdur. Eğer bütçeniz yeterli gelmezse Sigma 70-200 mm F2,8 gibi Tokina ve Tamron'un bu aralıktaki alternatifleri de mevcuttur.

Pahalı bence. TR'de bit pazarına nur yağıyor mübarek.

E ben demedim o zaman. Bir SB910'u günün modern gövdelerinde, hatta çok yükseğe gitme, bir D5100'de neler yapabildiğini Nikon'un sitesinde teknik detaylarda oku o zaman.

O flaşlar ki daha neleri algılıyor Gökhan. Ten rengini algılayıp ona göre hareket ediyor yeni gövdelerde!

Nikon'da A modunda iken flaşın 1/60'ın altına düşmemesini söyleyebiliyorsunuz. Bunun üstünde yine kendini 1/250'ye kadar (FP) destekleyebiliyor, bazı modellerde 1/320'ye kadar. Ancak: Eğer ışık yetersizse 1/60'ın altına düşmeden flaşa gazına basarak durumu kurtarıyor. Eğer ışık yeterliyse, flaşın gücünü kısmakla bunu halledemiyorsa bu kez enstantaneye yükleniyor. Ertan hocanın da dediği gibi sizin yapmak istediğiniz iş için manuel çalışmak daha mantıklı. çünkü tercih edilen diyafram değerleri flaş için yüksek, flaşa abanmaktansa enstantaneden kısmak makinenin mantıklı seçimi. Ama bunu biz istemiyorsak mecburen manuel ya da enstantane öncelikle çalışmak zorundayız. Bununlu ilgili bir başka bir senaryoyu ben sürekli kullanıyorum: 1/5000'li değerler ve üzerinde flaş kullanıyorum, çünkü F2,8 lerde çalışıyorum. Manuel modda kalıyorum, flaşın o senaryo için kaz kez patladığını bilemiyorum artık.

Hyperfocal hesaplarında kayboluyoruz ya? Sonsuza netlememeyi öğrenebildim ben, sonsuzun bir tık berisi yani, bu da beni kurtarıyor. Bir düğünde çekildi bu kare. Arkadaki hanımın eteği Alpago'nun aradığı türden efekt verdi biraz. D300, F/3.5, 1/60, Iso-200, 150 mm focal, flaş çıplak ve tavandan sektirme. Bu arada 105 mm ile "acaba" portre çalışabilir miyim diye düşününler bu karenin bir APS-C sensörlü gövde üzerinde 150 mm odak mesafesinde çekildiğini göz ardı etmesinler.

Parasıyla değil mi? İstediğini yapar adam, D3'ünü test için çamurlara sokan da var biliyorsunuz Valla, fiyatı uygunsa ve teknik olarak eksiği yoksa satın alınır.

Bu işi bilen birinden yardım alınız. Yazışarak bu işi çözmeniz zor görünüyor. Fotoğrafçı olması yeterli olmayabilir, makineler konusunda tekniği yeterli biri olmalı.

- Bir adet full frame gövde alınır. - Bir adet 85 mm F1,4 lens alınır. - Bulunamazsa 1928 yapımı 135 mm F1,4 lens bulunmaya çalışılır. - Objenin burnunun dibine kadar girilir. F en düşük rakama çekilir. Gerekirse isoya abanılır.

Buna koptum hoca!

Bizim de burda sizden farkımız pek yok

İkinci videodaki "tavsiye edilen" ayarlara koptum Mecburuz abi, reçetede iso 800 yazıo !

Valla ne yalan söyliim, ben olsam bugünkü aklımla hiç düşünmez geçerim. D90'ın ne olduğunu ama aynı zamanda ne olmadığını bilen biriyim. Dolayısıyla üzerine bir 18-55 mm VR takma pahasına bile geçerim.

Bu aralıkta Nikon'dan sonra benim tercihim Tokina 100 mm. Tamron ve Sigma bana göre yaklaşık aynı performansa sahipler. VC'li modeli konusunda bilgim/tecrübem yok. Bu bilgileri kendi kullanımım sonucu yazıyorum, hem FF hem de DX gövdede. 3 kez Tokina 100 mm aldım/sattım, kar ettiğimi görünce dayanamayıp satıyorum ama bu lensi her sattığımda pişman oldum. Aynı şeyi Sigma ve Tamron için diyemiycem maalesef. Kontrastı, renk başarımı bariz farklı, keskinliği zaten biliniyor. Portre için mesafe konusunda ben sizden farklı düşünüyorum. Hatta bir Sigma 150 makrom var ve FF gövde üzerinde harika portreler alıyorum. Dolayısıyla 100 mm'nin DX gövdede "bana göre" çok güzel sonuçlar alınabilecek bir lens olduğunu düşünüyorum. Kendim Nikon 105 mm AF-D ve Sigma 150 mm HSM kullanıyorum: Sigma 150 mm + Sigma 1,4 TC ile mesafe gerektiren işlerde iyi sonuçlar aldığım için vazgeçemiyorum. Nikon zaten belli kendi kulvarında, tartışmasız.

Kurgu böyle olur

Temel beyaz dengesini zaten biliyorsunuz. Kararsız kaldığınız durumlarda makinenin AUTO beyaz dengesine başvurursunuz. Detaylı beyaz dengesi tam profesyonel çalışmalarda uygulayacağınız bir teknik. O halde başlangıç aşamasında önceliği şunlara verin: Kadraj, altın oran, kompozisyon, diyafram ve enstantanenin fotoğrafa etkisi, doğru pozlama, arka planı flu yapma, doğru odaklama, fotoğrafta denge, A-P-S-M modlarına hakimiyet, doğru flaş kullanımı gibi.....

Doğru beyaz ayarı için çektiğiniz karenin yanında bir adet yüzde 18 gri kartla çekilmiş bir kareye daha ihtiyaç duyulur. Gerekli doğru beyaz dengesi bu kartla yapılır. Bu çalışma şekli çok önemli projeler için tercih edilir. çünkü yapacağınız en küçük bir değişiklik tekrar beyaz dengesi ayarı yapmanızı gerektirir. Günlük çekimlerde beyaz dengesine bu kadar takılmamak gerekir. Eğer makinenizde bir sıkıntı yoksa, bu tür çekimlerde normal güneş modunu seçip yolunuza devam edin. Beyaz dengesinden önce daha önemli konuları çözmeye, öğrenmeye çalışın. Bana göre soldaki her ne kadar tam beyaz dengeli olmasa bile renklerini daha sıcak buldum. Sağdaki belki beyazı doğru ayarlanmış ama daha soğuk renkler ortaya çıkmış.