Nikontürk

Sözkonusu makine ile bir raw çekip PS altında raw datasından makinenin kendi biosundaki seri nosunu okumanızı tavsiye ederim. Makinenin üzerine yapıştırılmış etiketteki seri nosunda bile sahtekarlık yapabiliyorlar, özellikle Canon markasında bu bolca var, çünkü kullanıcının kontrol etmesi biraz zor bu markada. Bana göre sebep ne olursa olsun o makineyi ben iade ederim, hatta yaşadığım ülkede olsa olayı Nikon'a taşırım, bu olaydan dolayı da bazı hediyeler elde ederim.

Bu konu çok su götürür, sayfalarca yazılır. Bu durum ülkelere, inançlara ve en çok adet-töre gibi mefhumlara göre büyük farklılıklar gösterir.

Ben olsam bu belgenin bir de ingilizce versiyonunu hazırlar ve Nikon'a sorarım. Eğer bir cevap gelmezse bu kez Nikon'un twitter hesabında paylaşırım, bak bütün dünya nasıl çalkalanıyor.

Win 2000 den beri stabil bir win gelmemişti, bunu win7 kırdı. Diğer win versiyonlarına göre gerçekten daha sağlam çalışıyor. Konuya hakim kullanıcıların Win8 ile vakit kaybedeceklerini sanmıyorum. Dokunmatik uygulamalar, mobil cihazlarla senkron gibi uygulamalarda az bilen kullanıcı için bir Win8 uygun olabilir.

PS de mode kısmında renk modunu Adobe rgb ya da srgb olarak değiştirebilirsin. Eğer led ışıklandırmalı bir tft ekrana sahipsen gerçek beyazı görmen imkansız diyebilirim. Ancak aynı donanım daha önce başka bir işletim sistemi ile doğru renk başarımı verebildiyse bu kez win8 in bu donanımla uyumu noktasına yoğunlaşmanı tavsiye ederim.

Picasa'dan uzak dur, sorun çözülür

Benim şansımdan olsa gerek, şimdiye kadar kendime bir kez aldım bu GP pillerden, hatta kendi markasını taşıyan bir şarj aletiyle, 2 ay sonra hepsini çöpe attım. Isınması bi dert, tamam yüksek amper veriyor ama hızlı boşalması bi dert. Sonra çalıştığım işyerinde de çeşitli cihazlar için mecburen şarjlı pile ihtiyaç vardı: En yüksek ampere bu GP sahip diye sanırım 200 tane kadar satın aldılar, 6 ay dayanmadı. Bu tip pillerde (eğer bulabilirsen) Yuasa markalı olanlardan memnun kaldım. Sonra Sanyo'nun Eneloop tiplerine hep güvendim, hala bu tip pil kullanıyorum. Bu arada illa Sanyo olması gerekmiyor, yani Eneloop tekniğiyle üretilmiş diğer markalar da olabilir. Dealextreme sitesinde bu şekilde üretilmiş pek çok ürün var, bazılarını ben de kullanıyorum, hiç problem olmadı. Daha önce de dediğim gibi, bana yüksek amper verip ısınan ve çabuk biten pil lazım değil. çünkü bu durum cihazıma da zarar veriyor. Varsın amperi düşük olsun, ama o amperi daha uzun süre verebilsin, yolun yarısında beni bırakmasın. Eğer amperaj düşük olursa bu kez ısınma problemi de az oluyor zaten. Kaldı ki Nikon'un flaşları için eğer işiniz gereği hızlı flaş dolumu gerekiyorsa her zaman harici battery pack kullanmalısınız; bundan dolayı flaşın kendi içinde olan pilin bir canavar olması gerekmiyor, böylece flaş zaten kendi ısınırken bir de pilden dolayı ekstra sıcaklığa maruz kalmıyor. Bu battery packlerin "pixel" markalı ucuz çin yapısı olanları da var, gayet güzel iş görüyor, bir süre kullandım kendim de. Şimdilerde şu linktekini kullanıyorum ve çok memnunum. TR de hangi markalar piyasaya hakim bilemiyorum ama DX'teki piller beni şimdiye kadar yolda bırakmadı.

R1C1'e fiyatından dolayı yaklaşamadım. Kurulumu konusunda kullanıcılar çok da mutlu değiller aslında. Birbirinden ayrı parçalar, her defasında tek tek hepsinin lensin önüne montajı aslında zaman alan bir çalışma. Sırf bu ön hazırlığı yüzünden bu flaşı elinden çıkaran eski kurt fotoğrafçılar tanıdım. Ben hala eski model Nikon SB29s çember flaş kullanıyorum, şimdilik değiştirmeyi de düşünmüyorum. Tamam, yeni nesil iTTL desteği yok, sadece TTL desteği var, olsun, manuel modda kullandığım için çok da problem değil. Ebay'da aşırı yüksek rakamlara satılırken NL'de 100 euro civarında bulunabiliyor. Sigma'nın flaşı Nikon R1C1'e iyi bir alternatif ancak daha ucuz çözüm arayanlar için SB29 veya SB29s çok daha iyi bir alternatif olabilir. Bir de RF14 koduyla, farklı markalar adında satılan, TTL desteği olan basit bir flaş var. Bir zamanlar ben de aldım bundan bir tane, hala duruyor bir köşede. Aslında vazifesini yapıyor, ancak yapısı, duruşu oldukça narin, bir Nikon güveni vermedi bana. Led flaşların beyaz dengesindeki çözümsüz sorunları ayyuka çıktı, yanaşmayın bence.

Üzerinde hiçbir elektronik aksam ve fokusla ilgili hiçbir mekanik yoktur. Bundan dolayı maliyeti dÜşÜktÜr. Keskinlik konusunda diğer lenslerle aynı performansa sahip olmadığını netten okumuştum.

Nikon markasındaki lenslerde APS-C sensör için dizayn edilmiş tüm lenslerde "DX" ibaresi vardır. Eğer lensin üzerinde bu harfler yoksa o lens kesinlikle Full Frame sensörler için uyumlu demektir. Dolayısıyla linkteki lens D800 gövdesi için uygundur. Ama bir D800'ün sahip olduğu sensörü doyurabilir mi, işte orası tartışılır

Sen hiç makro tarzı çekim yaptın mı (1:1 veya 1:2)? Ben F8'den aşağı inemedim, çünkü net alan çok daralıyor, mecburen diyaframa yükleniyorsun. Neden bunu bu kadar sorun ediyorsun anlamakta zorlanıyorum. Diyelim ki F2,8'e indi, ne olacak, neresi artacak, nereden kar edeceksin? Daha hızlı mı netleyecek? Bu lensle portre çeksen bile o insan kafasını 1:1'e sığdıramıyacağın için lens otomatikmen F2,8'e zaten düşecek. İzah et bana lütfen, nedir senin istediğin bir makro lenste F2,8 iken 1:1 büyütme oranıyla? Ekteki fotoğraf D3+Tokina 100 mm ile çekildi. 1/250, F/4, Iso800, -0,7 poz telafisi, diyafram öncelikli, matrix ölçüm. Dikkat et, bu karede 1:1 büyütme yok, objeye o kadar yaklaşırsam kedinin saedce burun kısmı görülürdü. Bu kadarlık bir büyütmede bile F4 ile net alan bu kadar sığ iken, senin F2,8'inde bıyıklardan başka net olan bir kısım kalabilir miydi?

FF dönemde yapılmış 105 mm AFD lensi günün APSC sensörlü makinada denersen bu normal. Tak onu bi full frame makineye bak ne oluyor. İkincisi lenslerin spec tablolarında zaten 1:1 de en düşük verebileceği diyafram belirtilmiştir. Pentax'taki lenslerde en öndeki lenslerin çapının küçüklüğünden mount/sensör mesafesi hakkında zaten bilgi edinebilirsin, yani fiziksel durumu farklı.

Yağdan ziyade toz lekesi gibi görünüyor, gerçi fotoğraf yeterince uygun değil buna karar verebilmek için.

Flaşlar zaten tristörden dolayı mecburen ısınıyor, bir de pilin ısınması eklenince SB900 gibi .....uruktan nem kapan modeller hemen kendini korumaya alıyor. Neden gidip GP markalı 2700 ila 3000 mA pil kullanayım ki? Biliyor musun, bu GP markasını hiç beğenmiyorum ayrıca.

Markalar Nikon'a lens yaparken daha küçük çaplı bu Nikon ağızlarından dolayı zorlanıyorlar; bunun sonucunda da sensöre yeterince ışık düşüremiyorlar. Hep yazarım, bir Canon'a lens yapıp iyi performans elde eden Tamron/Sigma aynı şeyi Nikon'da yakalamakta zorlanır. çünkü ağız daha dardır, sensörün ağıza mesafesi daha farklıdır, o kısa mesafede o dar ağızdan yeterince ışığı yeterince keskinlikte sensöre düşürmek daha zordur. 1:1 büyütmeyi elde etmek için en arkadaki mercek sensörden bi hayli uzaklaşmak zorunda kalır, hesaplamanın mantığı budur zaten. Böyle olunca senin DX sensörüne düşürülebilen ışık miktarı da otomatikmen azalır. Yani bu çok doğal bir durumdur. Aynı şeyi bir full frame de daha az yaşarsın. Peki; benim sana sorum şu o zaman: 1:1 büyütme istediğin bir çekimde F11'in altında bir diyaframla çalışır mısın?

Isınan pili sevmem de o yüzden

Hazırcısın Gökhan ! Google amcaya sorar bi insan: http://www.eneloopturkiye.com/neden-eneloop.php

Tokina, Tokina, Tokina, Tokina

Pil konusunda 3 sayfa yazarım bak sonra durduramazsın Ha bi de herkesi amperi 2,7 ve üzerindeki pillere yöneliyor ya, ben tam tersine 2 amperden yukarısını kullanmıyorum Eneloop tekniği hariç, hani bilgin olsun diye söyledim

Normal pile bu kadar abanan bir teknolojiye ben güvenemem. Mühendisliğinin kalitesi buradan belli oluyor.

GÖkhan, cümleyi tekrar okudum ben: "Çekdiğim fotoğraflarda ve makinada fotoğraf bilgileri Çıkmıyor". TürkÇem kÖtü olsa da Osmanlıcam iyidir

Bunun bir ayarı yok, kesinlikle exif bilgilerine makine gerekli kayıdı yapıyordur. Siz fotoğraflarınızı pc de işliyorsanız kaydederken bu bilgilerin kaybolmasına yol açıyor olabilirsiniz.

Yok daha neler. Bu durumda Nikon F16'nın üzerinde diyaframa sahip lens üretmesin artık. Tamam, özel haller dışında F16'nın üzerine çıkmak gerekli değildir ama düşünün ki bir makrocu mecburen F22 gibi değerlere çıkacak, ne olacak o zaman? Bence abesle iştigal etmişler, başlarından savmak için kendilerince bir teknik sebep bulmuşlar. Eğer bu lekeler toz ise pekala "cleanbeach" ortamında bertaraf edilmektedir. Eğer toz değil de başka bir problemse o zaman gerekli müdahale için bilgi verilmelidir. Sonuçta sensör değil, sensörün önündeki ince film tabakası halindeki filtreye zarar verirsiniz; eğer eliniz o kadar kabaysa jelatin filtreyi değiştir sayın servis. Büyük ihtimalle yağ probleminden kaynaklanan sorundan dolayı maliyeti kendi üzerlerine almamak için böyle bir yola başvurdular. Sonra da bize Almancı olup TR yi beğenmiyor diyorlar; gel de beğen kardeşim, herkes işin sahterkarlığına soyunmuş Türkiye'de. Olan halka oluyor.

Kesinlikle doğru. Daha geçen hafta sanırım beşinci kez bir D300 aldım dayanamayıp (kelepir olunca böyle oluo ). Şimdi 300 mm AFD F4 ile daha bi mutluyum

Yeeees, o bir Pentax'çı