Nikontürk

çok bayatlamış bir konu bu. İlk 1000-2000 çekimde belli bir serideki D600'lerin shutter mekanizmasındaki kaplama bir miktar dökülüyor: Bir kez sensör temizliği yapılınca sorun bitiyor. Daha önce bu konuyu forumda paylaşmıştık.

Ucuz çözüm: Elinizde zaten 2 adet paraflaş var, ben olsam bunlara 2 adet adam gibi softbox satın alırım. Sonra yanına bir adet paraflaş ve bir adet softbox eklerim. ürün çekim masası olayı bana talaş geliyor her zaman. Bırakın hanımlar evde kullansınlar o ürün çekim masası denen şeyi

Verdiniz gazı yine..... En kısa yoldan: - 3 adet paraflaş, güçlerinin çok yüksek olması zorunlu değil, 300 watt saniye yeterli. - 3 adet softbox: Burda ucuza kaçma, mümkün olan en büyük boy ve iç yapısı en kaliteli olan, mesela Lastolite! - çekim masasıyla uğraşma, kendin bir platform oluştur, basit bir yemek masas bile yeterli, rulo şeklinde yansımasız özel fotoğraf artalan kağıdı satın al, saten denenleri daha iyidir. Oldu bitti. Bundan sonrası ustalık. Bu site benim çalıştğım işyeriydi, ürünleri ben çektim, grafiker daha sonra gölgeleme eklemiş, bi göz atıp fikir araklamaya bak. Daha sonra bunları çektiğim düzeneğin fotoğrafını paylaşacam, gözlerinize inanamıyacaksınız

Eğer yanlış anlamadıysam bunu bir D5100 gibi giriş seviyeleri de zaten yapıyor; 3D trackingden bahsetmiyor musunuz?

Bana göre D800'ün müşterisi "D800 alayım mı?" diye sormaz. Çünkü o zaten belli bir seviyedeki fotoğrafÇıdır. Bunu sorsa sorsa parası bol bir "meraklı" sorar. O, zaten siz alma deseniz de, nedenlerini aÇıklasanız da yine de satın alacaktır. İşte bu satın almadan sonra siz yandınız, Çünkü sizin anlattıklarınızdan sonra bu makineyi tanıdığınızı bilecek ve her defasında makine hakkında size sorular yöneltecektir

http://halkboyleistiyor.blogspot.nl/2012/04/seninki-kac-megapiksel.html

D800 modeline herkes heves ediyor, fiyatından dolayı vazgeçiyor, ama gözden kaçırılan çok önemli bir nokta var: - 36 mp lik sensörden gelen full size bir jpg dosyasını hatta bir raw dosyasını hangi güçteki bilgisayarla rahatlıkla işlenebileceğini, - Aynı şekilde HDMI çıkışından hiç sıkıştırmasız broadcasting kalitesinde görüntü verebilen bu gövdenin video dosyalarını (yüksek bitrate!) hangi güçteki bilgisayarla işlenebileceğini hiç kimse hesaba katmıyor. Yani, bi şekilde parayı denkleştirip bu gövdeyi alanlar daha sonra elindeki tüm bilgisayar sistemini değiştirmek zorunda kalabiliyor. D700 sizin için en iyi seçenek olarak görünüyor.

Ya sen buraya ya da ben oraya gelicem bu gidişle

Ertan hoca aldığı verime bakar, çünkü sahip olduğu mühendislik bilgisiyle eline hangi makineyi alsa kullanımında zorluk çekmez. Bu şartlarda Ertan hocanın bir D7000 'in teknolojisini tercih etmesi normaldir; lanse ediliş tarihlerinden dolayı aradaki teknoloji farkı bir semi-pro giriş gövdesinin D700'e yakın sonuçlar vermesini anlatmaya çalışıyor Ertan hoca. Haklıdır da, farklı segment gövdeleri oldukları halde. Bu soruyu soran ustaya bir 2011 VW Golf yerine 2008 Daimler Benz E300'ü tavsiye etmeyi daha uygun buldum. Senin göz problemini anlıyorum Gökhan, küçük vizörlü gövdelerde ben de rahatsızım bundan. Bunun sebebi uzağı iyi görüyor olman. Doktorlar bana da frenleyici gözlük tavsiye etmişlerdi bundan dolayı. özellikle araç sollamalarında bu yetenek çok işe yarıyor. Ama dezavantajı da var, uzağa odakladığında sorun yok, hemen ardından yakına odaklamaya çalıştığında gerek kaslardan dolayı senkron sorunu, gerekse irisin hızından dolayı ışık sorunu yaşıyorsun. Kimbilir, belki de bir full frame vizörü senin için daha uygun olabilir, imkan bulduğunda D3 serisini denemi tavsiye ederim.

FF'de vizör için kullanılan prizma büyük-geniş vizör olarak size geri döner, titiz mühendisliğin sonucu olarak ne görüyorsanız çektiğiniz tam olarak odur. Bir DX'te verileri iyi okumak gerekir, vizörde yüzde 96 gibi, yüzde 98 gibi rakamlar verilir, çektiğiniz karede bunun daha fazlasını görürsünüz. Sözkonusu prizmanın cüssesinden dolayı örneğin bir D3'te dahili flaşı saklayacak yer kalmaz. Aynı şekilde D700 ile D3 arasında göze çarpan farklardan biri de prizma diye biliyorum, yanlışam varsa ikaz edin lütfen. Gökhan, pentaprisma ve pentamirror olarak aratırsan konuyu çözersin.

Konunun başında çok kısa ama net ve keskin bir cevap vermeye çalıştım. Hiç ayrıntıya girmedim, çünkü soruyu soranın buna ihtiyacı yoktu. çok açık ve seçik olarak neyi bildiğini, ama neyi bilmediğini de izah etmişti. Bana sadece parmağımla işaret etmek kalmıştı; O, bu modeli alınca mevcut birikimiyle zaten olayın farkına varacaktı. Hatta bütçe biraz daha yeterli olsa da D3 diyebilseydim. Burada D700'ler ortalama 800-1000 arası, D3'ler 1500-1800 arası alıcı buluyor ikinci elde çünkü, kilometreleri de 50-100k arası. Diğer arkadaşların da faydalanması için şu iki satırı yazmak istiyorum, biraz serbest yazacağım müsaadenizle: Adam bunca yıldır bu işin içinde, gözü alışmış bir kere geniş vizöre, sizin DX gövdenizdeki vizör bu adamı dar bir odaya hapsetmeye benzer, gözünü yorar bunca yıldan sonra . Elinde dünya kadar lens var, hepsi FX uyumlu, şimdi burda bir DX tarzı makinayı nasıl önereyim? Bırak adam geniş geniş rahat etsin, hiç bulaşmasın şu APS-C dünyasına. Kaldı ki lenslerin büyük bölümünde chip yok, yani şu D olayı, sonra uğraş obje/mesafe bilgisiyle, yok olmadı ışık ölçümü randımanlı çalışmadı gibi bir sürü muhabbet. Ya dinamik aralık? Bu adam filmli zamandan geliyor, sizin Active D Light olayınız bu adama bi hayli "light" kalacak; semi-pro gövdelerle dinamik aralık noktasında bu adamın ihtiyaçlarına nasıl cevap vereceksiniz ki? Adam 30 yıl diyor, tahminen de bir 15-20 yıl bunun üzerine ekleyin bu işe başlama yaşı olarak; etti mi sana 50 yıl? Kimbilir, belki de tahminimizden daha yaşlı bir usta. Şimdi bu saatten sonra ver D7000 modelini bu adama kendini kaybetsin menülerde! Bu saatten sonra işin ciciğini bücüğünü kurcalayarak öğrenecem diye cefa çeker. Buna karşılık D700 ve D3 modelleri daha sade bir menü yapısına sahiptir. Usta, umarım temiz bir D700 kopyası nasibinize düşer ve iyi günlerde kullanırsınız.

Fiyatta yine yanıldım, Türkiye piyasası bi acayip, burada 800-1000 euroya satılıyor

D700.

M42 lensleri Nikon gövdelerde kullanırken 2 tür adaptörle karşılaşırsınız. Biri standart yani camsız bir ince adaptör, diğeri ise bir cam yani lens ile desteklenmiş bir adaptör. Burdaki sıkıntı, M42 lenslerin Nikon gövdelerde sonsuza netleyemiyor olmasıdır. Bu durum lensin sensöre olan mesafesiyle ilgili bir dizi matematiksel+fiziksel hesaplamalardan kaynaklanmaktadır. Bir lens ile desteklenmiş adaptörlerden ben kullanmadım, sadece normal adaptör ile birkaç lensi denedim, ama bu kadar çok vaktim yok benim deyip vazgeçtim. Bundan başka diğer noktaları Gökhan çok güzel yazmış. Vaktiniz bolsa, tesadüfen çatı arasında unutulmuş bir valiz bulduysanız denemeye değer. İçi küf tutmamış (aslında bir tür mantar) temiz lenslere denk gelirseniz güzel sonuçlar alabilirsiniz. çünkü sözkonusu adaptörün çin sitelerindeki fiyatı 5 dolar civarında diye hatırlıyorum.

Bilgim olan noktalarda satır aralarında cevap verdim: