Nikontürk

Hah tamam işte Ahmet bey, ben de aynı şeyi söylüyorum. Sizin temel fotoğrafçılık bilginiz yeterli değil, bundan dolayı bu soruyu soruyorsunuz. Enstantane süresi ne zaman uzun ne zaman kısa olur gibi temel bilgiyi öğrendiğinizde sorun kalmıycak. Makina fotoğraf çekimi için yeterli ışığı alamadığında (çünkü ortamın ışığı o an için yetersiz) bu kez çekim süresini uzatarak yani pozlamayı uzatarak çekimi yapmak istiyor. Sizi ise bu süre içerisinden makinayı elde tuttuğunuz için oynatıyorsunuz, bu normal. Bu süre içinde aynı kalkıp vizörü kapattığı için vizör size karanlık geliyor. Dedim ya, temel bilgileri öğrenin, inanın bu sorulara kendiniz de güleceksiniz.

İfadelerinizden anladığım kadarıyla siz makinanızı sanki bir kompakt makina gibi kullanıyorsunuz. Bakın, dslr makinalarda sürekli olan lcd ekrandan canlı görüntü izlenmez, bu doğru bir yol değil. Eğer görüntüyü sürekli olarak ekrandan izlemek istiyorsanız o makinayı satın ve bir kompakt makina alın, bu sizin için daha hayırlı olur. Sizin temel fotoğrafçılık eğitiminden önce o makina hakkında bir bilen tarafından birebir ders almanızda fayda var. çevrenizde dslr makinalar hakkında bilgili biri bulun ve bu tür konuları yani temel bilgileri ondan öğrenin.

Lens üzerindeki A/M tuşları otomatik netleme ve manuel yani elle netleme anlamındadır. Sözkonusu düğmeye A pozisyonuna aldığınızda makina netlemeyi otomatik yapar. M pozisyonunda siz lensin netleme halkasını kendiniz çevirerek netlemeyi gerçekleştirebilirsiniz. FN tuşu fonksiyon kelimesinin kısaltılmışı, buraya (makinanı model numarasına göre farklılık gösterebilir) istediğiniz fonksiyonu siz atayabilirsiniz. Yani kendinizin belirlediği bir fonksiyonu menülere girip değiştirmektense bu tuşa atayarak bir tür kısayol oluşturmuş oluyorsunuz.

Temennimiz ülkenin her ilinden en az bir fotoğraf severin sitede olmasıdır. Böylece her noktadan kareler görme imkanımız olduğu gibi mozaiğimiz tamamlanmış olur.

Evet, sanırım o noktada bir terslik var, ben de farketmiştim. Ancak fotoğraf sanatıyla uğraşan birinin böyle bir şeyi yapmak isteyeceğini sanmıyorum. Kendi kendine puan verenler ayıplanmaz mı? Konuyu admine iletiyorum.

Trabzon'dan bi bağlantı daha yaptık diye sevinmiştim, şu an için sadece 1 arkadaş var da Trabzon'da ikamet eden.

Bilgi için teşekkürler. Verdiğiniz link Nikon'a ait resmi bir adres değil, tahminimce D5100 severlerin amatör kurdukları, yazılım geliştirip paylaştıkları bir ortam. Ben hem Amerika hem de Avrupa Nikon sitelerini kontrol ettim. Daha önce de dediğim gibi en son resmi sürüm 1.01. Durum böyle olunca araştırma/geliştirme adına makinamı riske atıp bu adı sanı belli olmayan bir sitenin sunduğu firmwareyi cihazıma yüklemem. Kimbilir belki de hiçbir zararı yoktur, nitemik Canon'un bazı modellerine bu tür meraklıların yazdıkları yazılımlar yüklenip makinadan çok daha farklı performanslar elde ediliyor. Eğer kendim software development konusunda iştigal ediyor olsaydım durum başka olurdu tabii. Sözkonusu güncellemenin hangi konulardaki sorunları çözdüğünü veya ekstra ne özellik getirdiğini okudunuz mu? Sadece lens bilgilerini (ki son teknoloji ürünü lensler bu bilgiyi gövdeye verebiliyor) okuyup ona göre o lens için sabit olarak kabul edilmiş distorsiyon hatalarını makina kendi içerisinde absorbe etmeye çalışıyor.

Sercan hoşgeldin, Trabzon'a selam olsun.

Hollanda fiyatları size cazip gibi görünse de genel olarak Avrupa ülkeleriyle büyük bir farkı yok, sadece nerden alacağınızı iyi bilmeniz lazım. ülkede yaşıyorsanız bu konuya daha vakıf oluyorsunuz, ama bir turist için standar büyük mağazalar en kolay adreslerdir ve oralardaki fiyatlar da kesinlikle yüksektir. Şimdi, sizin toz meseleniz biraz zor bi konu. Nikon'un belli bir seviye üstü lenslerinde gövdeye takılan bölümde bir tür conta vardır. Bunun amacı gövdeye toz girmesini önlemektir. Tabii aynı zamanda gövdenin de toz ve su yalıtımına sahip olması gerekir. Yani o segmentte bir lensi alıp toz yalıtımı olmayan bir gövdeye takıp da toz yalıtımı beklemek mantıksızdır. Yalıtım deyince D5100'ü unutun. Sonuçta bir giriş seviyesi gövde ve eğer yalıtım hikayesinin maliyetini bu gövdeye eklersek artık ev kullanıcıları için bir makina olmaktan çıkar. Kaldı ki sahip olduğunuz lenslerde (Tamron'da conta var mı bilmiyorum?) böyle bir conta durumu yok. Kullanan arkadaşlara 18-105 mm'nin conta durumunu sormak isterim, var mı yok mu? Varsa hiç düşünmeden bu lensi "kit"leyip bir D7000 ya da bir D300S (ki yalıtım olarak gayet iyidir) ile devam etmek çok daha mantıklı olur. Yani öyle bir lens seçin ki hem contalı olsun hem de zoom range geniş olsun, tak çıkar yapmayın, bir nebze o bölgenin tozundan korunmaya çalışmış olursunuz. Bu arada sizin 18-55 var ya, onu saklayın ve geri kalan diğerlerini bi şekilde satın, bu bir tavsiyedir. Hele Tamron'un Nikon gövdedeki performansına hiç girmiyorum. çünkü çektiğiniz karelere göre siz çok daha iyi lenslerle çalışması gereken bir fotoğraf seversiniz.

Beysan Bey, Nikon D5100 için şimdiye kadar bildiğimiz kadarıyla sadece bir kez firmware güncellemesi yapıldı. Sözkonusu güncelleme 2011 yılı Temmuz ayında gerçekleşti ve sitemizde de bu güncelleme duyuruldu. D5100'ler firmware versiyonu olarak 1.0 idi. Yeni firmware versiyonu ise 1.01. Bu versiyondan başka bir güncelleme varsa ve linkiyle bize ulaştırırsanız seviniriz.

Türkiye'de oturan arkadaşlar bu sorunuza cevap verebilirler. Ben yurtdışındayım.

Paylaşmak istediğiniz fotoğraf size göre anasayfada dereceye girebilecek türden iyi bir kare ise tabii ki normal fotoğraf yükleme bölümünü kullanmalısınız. Ama yeni başlayan birinin denemeleri türünden iddialı olmayan karelerden bahsediyorsanız burada, foruma ekleyebilirsiniz. Görsel editor butonuna basarak fotoğraf eklemeyi rahatlıkla görebilirsiniz.

Elinizdeki lensleri yazabilir misiniz? Toz konusunda bu listeden sonra konuşmak isterim. HD veya Full HD konusunda zaten seçim şansınız yok, günümüzdeki modellerin tümü Full HD, zarar etmezsiniz, ilerleyen yıllarda iyi ki yüksek çözünürlükle çalışıp arşivlemişim diye sevinirsiniz. D3100+18-55VR setin yaşadığım ülkedeki fiyatı 366 Euro. Bu ülkeye turist olarak gelenlerin yüzde 19'luk KDV dilimini havaalanında export işlemiyle geri alabildiğini düşünün bir de. Yani sizin o bölge bence biraz pahalı. Bugün için euro/USD paritesi 1,237, dolar karşılığı 452'ye tekabül etmesi gerekiyor. D7000 ise gövde olarak 797 euroya bulunabiliyor, yani 986 dolar. Bu durumda bir de Dubai fiyatlarını öğrenmekte fayda var. D5100 hakkında şimdi bi şey yazacam ama bazı arkadaşlar itiraz edecekler eminim: Dış çekimde D3+24-70 mm ve D300+70-200mm VRII ile birlikte çalışıyorum, lens değiştirmeye vaktiniz olmadığı için böyle bir kombinasyon iyi oluyor. Sonra bir çekimde deneme amaçlı olarak 70-200 mm yi bu kez D5100'e taktım. Tabii ki sadece raw çalışıyorum. İnanın raw işlemeyi bildikten sonra D5100 ile D300 arasında büyük bir fark olmuyor, varsa da sadece profesyonel gözler bunu anlayabiliyor, yani bu sensör bu gövdede raw çıktısı olarak gayet başarılı. Kaldı ki jpg işlemesi zaten barındırdığı işlemciden dolayı bi hayli gelişmiş. Gerçi ben bu gövdeyi daha çok tak-gez türünde ve video ağırlıklı kullanıyorum ama fotoğraflarından da gayet memnunum. Hatta D7000 yerine 30 fps video özelliğinden dolayı bunu aldım, 10 aydır kendisinden bekleneni fazlasıyla yapıyor. Ama konu toz olunca biraz konuşmamız lazım.

Konuya bir çomak da ben sokayım: 18-55 mm ile çekemediğiniz fotoğraf hangisidir ki bu fotoğrafı bir 18-105 mm ile çekebileceksiniz? 18-55 mm'nin yanına bir 55-200 mm alırsanız ne zarar edersiniz ki bir D3100'ün önüne makinanın iki katı fiyatında bir 18-200 mm'yi düşünebiliyorsunuz? Param çok kardeşim istediğimi alırım diyorsanız o halde neden mantıklı bir yatırım yapıp bir 17-55 mm F2,8 almıyorsunuz? Her model APS-C sensörde sınıfının en iyisi bir lens. Hatta birazdan full frame makinaya geçecem diyorsanız hemen bir 24-70 mm F2,8 Nano alın. Bu kadar paranız yoksa size başka lens zaten lazım değil demektir. Yani, ev taşımak için ne tır kamyonuna ne de bir otomobile ihtiyacımız var, standart bir kamyon hem o ara sokakta manevra yapabilir, hem de kasanın yarısı boş kalmaz.

Günümüzde CCD sensör artık üretilmiyor; en büyük handikapı ISO'daki başarısızlığıdır. Işığın yeterli olduğu durumlarda CCD'nin performansı iyidir ama bu ona yatırım yapmayı mantıklı kılmıyor. Nikon serisinde en son D3000, D80 ve D200 gibi makinalarda kullanıldı, bu modellerden daha önceki modeller zaten hep CCD idi. Artık günümüz teknolojisi ürünü almanız mantıklı olur; öyleyse mecburen CMOS ürünü alacaksınız. Pazarın şu an için yüzde 99'unu bu Bayer teknolojisi doldurmuş, kalan yüzde 1'lik dilimin içinde Sigma'nın Foveon teknolojisi ürünü farklı bir sensör ve diğerleri yer alıyor. Yani siz CCD ve CMOS ikilemine takılmayın, bütçenizi söyleyin, o bütçeye göre günümüz modellerinden birini tavsiye edelim. Film çekimi benim gibi dinazorlar arasında ilk zamanlarda hep mesafeli yaklaşılan bir konu olsa da sırf 30 fps imkanından dolayı iki profesyonel gövde yanına bir D5100'ü bana aldırmıştır. Full HD'nin dayanılmaz güzelliği ve zaten fotoğraf çekmekte iken o anda gelişen bir olayı tek tuşla video halinde kaydetmek gerçekten çok kullanışlı. Aslında bu özelliği ilk kez düşünüp uygulamaya koyan Nikon mühendislerinin itirafı çok ilginçtir: özellikle magazin fotoğrafçılarının anı kaçırmamak adına tetikte beklerken o bir kaç saniyelik dilimde deklanşör kaçırma probleminden dolayı konuyu filme alıp sonradan uygun kareyi aradan çıkartıp fotoğraf olarak kullanmak adına düşünülmüş bu. Ancak ilk olarak D90'la hayatımıza giren bu özellik sonradan diğer markaların da geliştirme çabalarıyla günümüzde video klipten normal metrajlı filme kadar kullanılır oldu; full hd video kamera ve ona gerekli lenslerin maliyetiyle kıyaslandığında oldukça ucuz bir sistem çünkü. özetle, video özelliği size bir zarar vermez, hatta bazen çok da faydalı olur. D40'ın 3 noktaya odaklanabilmesi (ölçüm alabilmesi daha doğru bir söz olur) konusundaki düşünceniz ucu açık bir konu, tartışılabilir, belki bir iki püf noktasıyla bazı sorunları aşabilirsiniz. Ama tabii ki günümüzün 9-11-39-51 noktalı sistemlerle karşılaştırılamaz.

Standart usb kablosu yeterli, bir tarafı mini usb diye tabir edilen. Ancak benim tavsiyem bu portu çok sık kullanmak yerine bir kart okuyucu ile hafıza kartını makinadan çıkarıp o şekilde veri aktarımı yapmak. çünkü bu küçük usb portları hata affetmiyor, gerek aşınma gerekse basit bir hata sonucu port kullanılamaz hale gelebilir, hatta zorlamalarda anakarta bile zarar verilebiliyor. Ayrıca, şimdilik hiçbir filtre almamanızı tavsiye ediyorum. Tamer arkadaşımızın kastettiği UV filtre idi sanırım; yanlışlıkla polarize yazdığını tahmin ediyorum. Filtre konusu çok uzun bir mevzu ve yazmakla bitmiyor, sonuçta bir pencere camını lensinizin önüne sırf koruma amaçlı takıp pek çok şeyden feragat ediyorsunuz, örneğin keskinlik ve kontrast. İyi filtre almak gerekiyor, ona da bir lens parası ödemek zorundasınız, peki UV filtre nerde gerçekten gerekli diye sorsak kafalar karışıyor. özetle, gerek yok, profesyoneller kullanmıyor bile. Sadece özel durumlarda polarize filtresi kullanılıyor.

Hoşgeldiniz. HDR; high dynamik range kelimelerinin kısaltılmışıdır. Bu teknikte amaçlanan sınırlı dinamik aralığa sahip dijital fotoğrafın birden fazla kare çekiminin birleşimiyle gerekli dinamik aralığa ulaşma hevesidir. İyi bir HDR fotoğrafı çıkarmak biraz maharet ister. Mümkünse en az 3 kareyi farklı poz değerleriyle çekip sonrasında bunları uygun yazılımla üst üste bindirmek gerekir. İşte işin en önemli kısmı burda kullanılan yazılım ve kişisel maharettir. Nette çok güzel HDR karelerin yanısa bolca çamur gibi karelere de rastlıyoruz. D5100'ün yaptığı birden fazla kareyi farklı pozlamalarla çekip kendi içinde birleştirmektir. Bazen çok iyi sonuçlar elde ediliyor. Tripod kullanmak gerekir mi? Bu o andaki ışık şartlarına göre değişir, ama olursa her zaman için daha iyi olur. HDR için photoshopun yanısa çok daha iyi olduğu söylenen bir kaç yazılım daha var. Nette rahatlıkla bulabilirsiniz.

Sitede D3100 için kullanım kılavuzu linki daha önce paylaşılmış: http://www.nikonturk...u-full-orjinal/ Ayrıca bir not: D5100 ve D5000 modellerinde LCD ekran dönebilir türdendir. D3100 modelinde bildiğim kadarıyla LCD ekran dönmüyor, sabit.

Bi süre mevcut kitlensiniz ile devam etmenizi şiddetle tavsiye ederim. O lensi küçümsemeyin, günün en pahalı lenslerinden ne eksiği var diye sorarsak cevap verilebilecek pek argüman bulunamaz. Telezoom lens uzak odaklı ama aynı zamanda değişken odaklı lenslerdir. Bir süre sonra mevcut lensinizi elden çıkarmadan bunun yanına bir adet Nikkor 55-200 mm VR modeli almanızı tavsiye edebilirim. Bunun haricinde "kitlens kötüdür" saplantısına siz de inanmayın. öncelikle kendinizi geliştirin, daha üst seviye lens için en az 1 yıl gereklidir ki o zaman zaten gövdeyi de değiştirmek istersiniz.

Ben biraz daha farklı cepheden bakmak istiyorum hocam: Eğer Amerika'da bir tüketici bu sebepten dolayı mahkemeye başvurursa neler olacağını tahmin edelim. Bence mahkemeyle başına gelecek işlerden dolayı cebinden çıkacak parayı hesaplamıştır Canon. Öyleyse binlerce makinayı geri çağırıp grip rubberları değiştirmek daha ucuza gelir. İkinci bir nokta adamların tam olarak hangi seri numaraları arasında bu problemin olduğunu bilmeleri. Yani 31 mayıs ile 15 haziran tarihleri arasında üretime ara verilmemiş, aynen devam edilmiş. Webden edindiğim bilgiye gÖre sÖzkonusu rubber için kullanılan "zinc bis dimethyldithiocarbamate" diye tabir edilen maddeye bir hata sonucu fazlaca katalizatÖr eklenmiş, bu da ürünün ısı ve nem oranı yüksek coğrafyalarda kullanımında diğer maddelerle tepkimeye girip beyazlaşmasına yol açıyormuş.