Nikontürk

Canon, 14 Ağustos 2012 tarihli basın bildirisiyle 68.200 adetin üzerinde tahmin edilen yeni 650D modelini grip probleminden dolayı geri çağırıyor. Sözkonusu problem ön sağ ve sol grip bölümünde kullanılan kauçuk maddenin kullanıcıların cildinde alerjik reaksiyon göstermesinden kaynaklanıyor. Yine bundan başka sözkonusu kauçuk maddenin siyah renkten beyaz renge doğru değişim gösterdiği belirtiliyor. Maliyeti düşürmek adına içinde barındırdığı teknolojiye rağmen hala ABS (bir tür plastik) kasa ve ucuz rubber gripten vazgeçmeyen Canon sonunda böyle bir problemle karşılaştı. Umarım bu problemden sonra kasa malzemesi konusunda üst segment modelleri gibi biraz daha kaliteli malzeme kullanırlar. Kaynak: http://www.cpsc.gov/...ml12/12246.html

Sözkonusu bant konusunda biraz bilgi veya örneğe ihtiyaç var. Kimbilir, belki de o kadar bulunmaz bir hint kumaşı değildir; bulunduğum yerin avantajlarından yararlanıp tedarik edebiliriz.

Mantıklı, olabilir tabii.

Londra olimpiyatlarında farklı sevinç tarzıyla herkesin dikkatini çeken Usain Bolt öyle bir şey yaptı ki! http://www.theage.com.au/olympics/athletics-london-2012/from-track-speed-to-shutter-speed-bolt-just-clicks-20120810-23ybr.html http://www.gizbot.co...n-olympics-2012

Sadece Nikon değil diğer markalar da maliyeti düşürmek için çin, Taiwan, Tayland, Singapur, Malezya gibi ülkelerde fabrikalar kurmuşlardır. Bu durum cep telefonundan bilgisayara kadar aynıdır. Nikon'un Hong-Kong, Taiwan ve Tayland gibi ülkelerdeki üretiminin yanı sıra Japon'yada da üretimi mevcuttur. Ancak Japonya'daki üretimler daha çok profesyonel segmentteki gövde ve lensler üzerine gerçekleşmektedir. örneğin D1, D2, D3 ve D4 serileri gibi aynı şekilde 24-70 mm, 70-200mm, 300mm, 400 mm gibi prime lensler de Japon'yadaki fabrikada üretilmektedir. Son Japon depremi ardından Tayland sel felaketinden sonra geçici olarak bazı ürünler Hong-Kong ve Taiwan'a kaydırılmış olabilir. Bu konudan muzdarip olunacağını asla düşünmüyorum. Burdan sizin anlamanız gereken bir D7000 için Japon versiyonu ve çin versiyonu gibi bir durum olmadığıdır. Zaten bugün bir Apple, bir HP, bir Dell gibi büyük markalar üretimlerini işçiliğin ucuz olduğu ülkelerde standart bir otomasyon içerisinde gerçekleştiriyorlar. Aldığınız ürün tanınmış bir markanın ürünü ise hangi ülkede üretildiğinin tüketici için bir önemi kalmaz. Kalite seviyesi aynı olmak zorundadır, değilse garanti dahilinde gerekli prosedür takip edilip varsa sorun çözülür.x Şehir efsanesindeki çin malı kötü abi saplantısını aşmak gerekiyor. çin'de ne kadar para verirseniz o kadar kalitede mamül alırsınız. Onların kültüründe "hayır" demek yoktur, bundan dolayı bazı yanlış anlaşılmalar piyasada büyük dedikodulara yol açmaktadır. Mercedes kalitesini isteyip Dacia ücreti öderseniz çinli size hayır demez, kültürü gereği evet der ve ödediğiniz paraya eşdeğerde kaliteyi size üretir. İşim gereği onlarla çalışmanın verdiği tecrübeyi sizinle paylaştım.

Nikon bugün resmi olarak J2 modelini duyurdu: http://imaging.nikon.com/lineup/acil/bodies/j2/

Hatta bazen o 10 mplik makina bir diğer markanın 16-18 mp lik makinasından daha iyi performansa sahip olabilir; böyle bir durumla karşılaşırsanız şaşırmayın. Yine compact makinaların pahalı modellerine de bi bakın. P7000-P7100 gibi Nikonlar, G serisi Canonlar..... Nedense pixelleri hep düşüktür ama performansları bazen 16 mplik DSLR lerle aynıdır. E durum böyle olunca 40 mp lik cep telefonlarını hiç anmıyorum burada. D3 ile çalışırken meraklı vatandaşların gelip "kaç megapixel o makina?" sorusuna 12 mp diye cevap verince "ne kadar azmış, bizim arkadaşta bi Canon var 18 mp ama boyutları bu kadar büyük değil, tuhaf değil mi?" sorusuna ne cevap verirdiniz?

Bahsettiğiniz problemler normal değil. Elinizdeki tanınmamış bir markanın ürünü değil, dünyaca kabul edilmiş/ kendi deyimleriyle bir "branding" ürünü. Bu ciddiyetteki, bu markalaşmadaki bir şirketin, hele ki Mitsubishi Holding himayesindeki bir şirketin bahsettiğiniz "outbound quality" hatalarını yapması imkansız. TR deki arkadaşlardan sürekli duyduğum bir hikayedir aslında sizinki. Ucuzdur diye hep oralardan alırız bu tür ürünleri. Yaşadığım ülkenin ı avantajlarıyla sizin aslında tam olarak ne satın aldığınızı tahmin edebiliyorum. Meslek olarak bir elektronik fabrikasında kalite kontrol mühendisliğiyle iştigal eden biri olarak sizin başınıza gelen olayın sebeplerini çok iyi biliyorum. Ama bunu burda yazdığım zaman kıyametler kopuyor. çünkü bazı gerçekleri benim anavatanımdaki vatandaşlarım kabul etmek istemiyor. Biliyor musunuz, Almanya'dan faturasıyla satın aldığınız bir Nikon ürününü bir Belçika'da, bir Hollanda'da, bir Fransa'da garanti dahilinde tamir ettirme-yenisiyle değiştirme hakkına sahip değilsiniz !!! Hollanda'da bir mağazadan satın aldığınız cihazların sarı renkli "uluslararası garanti" belgesinde, Hollanda Nikon distribütörünün kaşesi vardır, bu kaşe, bu malın legal yollarla Hollanda'ya girdiğinin belgesidir; "Nikon Hollanda" garanti dahilinde ve haricinde bu mala her türlü desteği vermekle yükümlüdür ve yükümlülüğü tam olarak yerine getirmektedir. Aynı cihazı Almanya'dan belki 100 euro daha ucuza alabilirsiniz ama garanti hikayesi yukarda anlattığım gibi olur. Evet, doğru okudunuz. Aksini ispat edebilecek varsa hemen öğrenmek isterim nasıl yapacak? Bütün bunlardan başka bir de "refurbished" diye bir hikaye vardır ki bu mallar online satış siteleri aracılığıyla genelde uzak mesafelerden alıcı bulur ve kalite artık şansınıza kalmış bir durumdur. Evet, adı üzerinde, onarım-bakım görmüş cihazlardır. Yeni fiyatından daha aşağı fiyatlara satılırlar. Onların da garantisi vardır, ama artık yetkili servisteki teknisyenin o günkü halet-i ruhiyesi ile sizin şansınız paraleldir. Tıpkı sizin örneğinizdeki gibi sözkonusu kumanda portunun yerine iyi monte edilmemesi, flaşın alt kısmındaki switch'in vazifesini yapmaması gibi durumlar ortaya çıkabilir. Şimdi Nikon mu hatalıdır, yoksa o kadar uzak mesafede her türlü riski göze alıp satın almayı yapan mı? Kaldı ki malın refurbished olduğunu söylemeden bu şekilde insanları kazıklayan firmalar da bolca vardır. Haklısınız, bu özel tüketim vergisi gerçekten insanları buna zorluyor, çok iyi anlıyorum. Ancak, diğerlerine göre daha ucuz olan, aslında piyasada yok ama birilerinin elinde var olan (bir tür karaborsa, 2 ay önce Türkiye Yalçınlar bir kaç adet D800 ü tanesi 11 milyardan satmış!) cihazlar konusunda temkinli olmak aklın gereğidir. 2004 yılından bu yana dijital SLR kullanıyorum, bundan önce compact dijital ve analog makinalar kullandım. Yaklaşık 8 yıllık bu zaman zarfında 5 adet profesyonel segment sıfır makina satın aldım. Bundan başka gerek giriş seviyesi gerekse daha üst segment ikinci el olmak üzere onlarca makina aldım, kullandım, sattım. Sadece bir tane ikinci el D70'te sizdeki gibi bir flaş problemi yaşadım. Benim Nikon sever olmamda en büyük etken markanın bana verdiği güvendir. Sağlamdır, evladiyeliktir, yolda bırakmazdır. Varsa bir sıkıntı kesinlikle bi yerlerde yapılmış yanlışlar vardır.

Bu bir hata değildir, normal bir durumdur. Lensin üzerinde diyafram halkası olması o lensin analog makinalarda da kullanılmasına imkan tanır, yani bu avantajlı bir durumdur. Anlaşıldığı üzere şu ana kadar üzerinde diyafram halkası olan lenslerden hiç kullanmamışsınız. Günümüzün lensleri G tip dediğimiz diyafram halkası olmayan lenslerdir ve diyafram değeri makina tarafından belirlenmektedir. Aldığınız 50 mm lik lensin diyafram halkasını F22'ye getirdiğinizde bir kilit mekanizmasıyla o değerde kilitlenebildiğini de göreceksiniz. Makina lense her türlü komutu verebilmesi için diyafram halkasını bu noktada sabitlemeniz gerekiyor. Halka F22 de olsa bile makina mekanik düzeneğiyle lensi kontrol edip F1,8 değeri ile F22 arasında istenen her diyaframı ayarlayabilmektedir.

İlginçtir İsviçre'deki bir online alışveriş sitesinden satın alınabiliyor. Fiyat olarak yaklaşık 10.000 dolarlık bir etiketi var: https://www.digitec.ch/ProdukteDetails2.aspx?Reiter=Details&Artikel=245244

VR mekanizması pek çok zor anda durumu kurtaran bir teknoloji olup elde yapılan çekimlerde kullanılır. Yani gerek enstantane değeri gerekse mesafeden kaynaklanan el titreşimlerini absorbe edip birkaç stop kazanarak fotoğraftaki flu'luğu azaltmak için tasarlanmıştır ve gayet başarılı da olunmuştur. Buna karşılık VR özelliğinin az da olsa fotoğrafın keskinliğine negatif etkisi vardır. İhtiyaç olmadığı durumlarda kullanılması fotoğrafın keskinliğini azaltır. O halde tripot kullanırken makinanın titremesi diye bir sorun yoktur. Neden VR kullanalım o zaman? özetle, VR fonksiyonunu mümkün mertebe kullanmayıp gerçekten ihtiyaç olan şartlarda devreye sokmalıyız.

Bu konu üçüncü kez yeni forum başlığı altında açılıyor. http://www.nikonturk.com/konu/531-nikon-en-el15-tipi-akulerin-bir-kismini-toplatiyor/

Şimdi sıra geldi bu bantı pazarlamaya Nerde bulunur, nerde satılır?

Cem, Senin ekipmanını bir D5100 ve üzerinde 18-55 mm lens olarak biliyorum. Harici flaş, reflektör ve başka ne tür lenslerin var bilmiyorum. Bundan başka o sert güneş altında manuel flaş çalışması yapıp yapamayacağını da bilmiyorum. Gerek sorduğun sorular, gerekse yüklediğin fotoğraflardan yola çıkarak bu işin senin için biraz zor olacağını, bu işi kotaracak kadar birikime henüz ulaşmadığını anlatmak istedim. Hatta ilk mesajımda yanlış anlaşılmaktan korktuğumu, bu yüzden sadece bu işin çok kolay olmadığını yazarak geçiştirdim. çünkü bu tür sorular ve cevapları forumlarda pek çok kez okudum ve tepkilerin genelde bu yönde olduğunu biliyorum. Sözkonusu çift hayatlarındaki en önemli günü riske atmaktan çekinmiyorlarsa, aslında fotoğraf olmasa da olur ama bir amatör arkadaş da şansını denesin diyebiliyorlarsa o halde sorun yok. Onların en önemli günü senin için bir deneme-öğrenme günü olacaksa ve bunu kabul ediyorlarsa sorun yok zaten. Yukarda bahsettiğin fotoğrafçılar gibi fotoğraf ben de çekemiyorum ama müşterim de bunu beklemiyor zaten. Ama fotoğraf çektim diyebilmek için fotoğrafta olmazsa olmaz bazı şartları yerine getirmek lazım.

Bu malzemenin sökülmesinin sebebi ellerdeki terlemeden bulaşan kimyasalların yapışkan malzemeye zarar vermesidir. Burada kullanılan yapışkan malzeme vücut sağlığına zararlı olmamalıdır, alerjik olmamalıdır kuralından dolayı ve ayın zamanda "rubber" malzemeye zarar vermemesi gerektiği için az sayıdaki yapışkan türlerindendir. Bu da yapışma mukavemeti konusuna negatif etki etmektedir. Sözkonusu "rubber" ları kendiniz de değiştirebilirsiniz. Malzemeyi gerek Hayyam'dan gerekse ebay gibi sitelerden temin edebilirsiniz. Eski rubberları çıkarıp yapışkan kalıntılarını temizledikten sonra yenilerini yapıştırabilirsiniz. Şu linke bir göz atın: http://www.nikonservice.nl/shop/index.php?cPath=28_29_66

Halk böyle istiyor diye bi söz var ya, buraya cuk oturdu. Türkiye'de vesikalık fotoğraf çektirdiğim fotoğrafçı bile yüzüme öyle müdahale etmişti ki Devran çağlar'dan farkı kalmamıştı; bir süre tartıştıktan sonra photoshop'suz bir vesikalık çektiremeden dükkandan ayrıldım. Ekipman günün ihtiyaçlarını karşılamıyor ise bu kez photoshop ile fotoğrafların cılkını çıkarmak bir tür strateji, bunu bizim fotoğrafçılarımız bolca yapıyor. Dijital banyodan bi haber, raw işlemek nedir bilmeden her türlü Topaz eklentilerini ezbere biliyor bizim arkadaşlarımız. Daha en başından rawı bile photoshop ile dönüştüren arkadaşlarımız bolca var; halbuki her marka kendi rawı için en uygun yazılımı zaten üretmiş-geliştirmiş. Ama buna ne hacet var, makinadan al jpeg'i, bol salçalı ve baharatlı topazları photoshop'ta uygula, milletim zaten janjanlıyı sever, bu yüzden her türlü parlak çin malları ülkemde cirit atar. Yaşadığım yerde de durum aynı: Eğer müşterim Türk ise tıpkı yukarıda yazdıklarım geçerli. Ama bir Hollandalı müşterime bunu gösterirsem bana bi daha iş gelmez, biterim piyasada. İşte bu yüzden değil makinasına harici tepe flaşı takıp da çekim yapan, makinanın dahili flaşıyla gelin-damat çekimi yapan fotoğrafçı bizde bulunur. çünkü bildikleriniz karşınızdakinin anlayabildiği kadarıyla sınırlıdır.