Nikontürk

Başlık şaşırttı beni Cem

Şu anda bulunduğun yerdeyse ve kendin görüp alabiliyorsan hiç düşünme hocam. Unutma ki piyasada ön siparişle gelen birkaç modelde (aceleye mi geldi nedir böylesine basit kalite kontrol hatası) LCD ekran renginde yeşile çalma gibi küçük sıkıntılar var.

Ümit hoca, Eğer makina yeni ise o fiyata kesinlikle alınır. Burda millet bir ay kullandığı makinaya bile 1750 Euro istiyor, kaldı ki sendeki fiyat dolar.

Amazon'da bile kısıtlı sayıda hala. NL piyasasında fiyat var mal yok, tabii karaborsa her zaman olduğu gibi var! Bence müşteri tavrını koyup beklemeli, piyasada arz arttıkça fiyatı da bir stabilite kazanacaktır. Bence bu makina Ekim ayından önce satın alınmaz, çünkü anca o tarihlerde fiyatı sabitlenir. Dolar fiyatım yok usta, bunlarla idare et artık

Bundan bir kaç ay önce nette bu habere denk geldim. Belli ki dünyanın da bundan haberi yoktu ve bir tesadüf eseri bu bilgi ortaya çıktı. Sonrasında sabırlı bir fotoğrafseverin çalışmasıyla o yıllara ait pekçok kare tarandı, PS ortamında renk ayarı yapıldı ve bugün büyük bir arşiv oluşturuldu. Hatta meraklısına ham dosyaları bile indirme imkanı veriyorlar. Biraz karışık oldu biliyorum, olayın özeti şöyle: "Sergei Mikhailovich Prokudin-Gorskii". Bu bir Rus kimyacı ya da fotoğraf meraklısı diyelim. Aynı kareyi 3 kez lensin önüne koyduğu mavi, yeşil ve kırmızı camlarla çekmiş ve bu 3 kareyi üst üste koyduğunda renkli bir görüntü almış. Bugünkü PS'daki layer mantığı yani. Bazen 3 lensli makina kullanmış. çarlık Rusya'sının pek çok yerini gezmiş ve fotoğraflarıyla belgelemiş. Bi ara bizim Anadolu'nun doğu bölgelerine de yolu düşmüş, aşağıdaki linklerde fotoğraflarını görebilirsiniz. Vatandaşın hayat hikayesi de çok ilginç, google üzerinden arayın ve okuyun, tavsiye ederim. Sonrasında bu fotoğraflar kimlerin eline geçmiş, neredeyse çöpe giderken tesadüf eseri nasıl gün yüzüne çıkmış. O tarihleri renkli olarak görmek gerçekten çok güzel. Ben sadece Artvin'in fotoğrafını bulabildim, bundan başka bir kaç kare daha vardı ama diğer Türk memleketlerine ait olabilirler:

Sözkonusu lens için Nikon tarafından üretilmiş orjinal parasoleyin model numarası HB-45'tir. Bu parasoley, üzerindeki çift taraflı yaylı bir tür kıskaç mekanizmayla lens üzerinde karşılığı olan yere tutturulmaktadır. Bundan başka yan sanayi ya da çin malı diye tabir edebileceğimiz üniversal mantıktakı parasoleyler de bu lenste kullanılabilir. Bu tür parasoleyler tıpkı bir filtrenin lense vidalanması prensibiyle lensin ön tarafına monte edilmektedir. Lensin filtre çapı 52 mm'dir, alacağınız üniversal parasoleyin montaj bölümünün de bu çapta olması gerekmektedir. üniversal parasoleyde dikkat edilecek nokta lensin 18 mm'deki açısında kenarlarda kararma yaratmayacak ölçüdeki parasoleyin seçilmesidir.

Adamlar bi hayli Nikon'cu olmuşlar bu verilere göre : http://www.nikon.com/news/2009/1221_NASA-D3S_01.htm

Nasa neden Nikon kullanıyor? Filmi zamanlarda Minolta kullandığını biliyoruz. Başka hangi markaları kullandı Nasa? http://www.petapixel.com/tag/donpettit/

Ertan bey inanın çok sevindim bu habere. Selamlar...

Valla Duha ben hala cevap bekliyorum Ertan beyden. Bu işin içinde bi bit yeniği var ama ne? Umarım bracketing fonksiyonu yüzündendir. Bulgular bunu işaret ediyor.

Benim bildiğim o modelde AF yok, yani fokus motoru üzerinde olan gövdelerde bile AF yapamıyor, yanılıyor muyum? Dolayısıyla AF özelliği olmayan bir lensin yaklaşık 35-40 euroya tekabül eden fiyatı bana göre biraz yüksek. Nikon'un kendi markasındaki manuel lensler ancak o fiyatlara alıcı bulabiliyor.

Tamer kardeş, mavzer kurma kolu dedim ama bilseydim daha açık yazardım. Keşke bi mail atsaydın bana. Ben o lensten birkaç tane alıp sattım, bugün uygun fiyatlı bulsam yine alırım, dursun bir kenarda, bu kez satmam, ekmek istemez su istemez. Satarsan, ileride pişman olabilirsin. üzerinde fokus motoru bir olan bir gövdeye geçiş yaptığında bu lensleri arıyacaksın. çünkü o gövdelerde bir 24-70 f2,8 nano ile alabileceğin performansı bu Tokina ile zaten alabiliyorsun. Bunu söyleyince bazı arkadaşlar kızıyor ama maalesef böyle.

Çok fazla bir şey bekleme. Satın almaya değmez bana göre.

Ertan bey çok hızlı bi şekilde şunu lütfen kontrol eder misiniz? Bracketing. Bu fonksiyonu sanırım bilirsiniz. Eğer bu özellik açık ise makina doğal olarak farklı pozlamalarda ard arda belirlenen adet kadar çekim yapar. Eğer siz bunu açık unuttuysanız ve farkında değilseniz makina sizden gelecek her deklanşör kullanımını bu senaryo içinde değerlendirip her kareye eksi ve artı pozlama vererek çekimi yapar. Cevabınızı bekliyorum, ben de sizin gibi merak içerisindeyim.

Aaah dialar. Herşey bir tarafa da, hala hepimiz dinamik aralıktan muzdarip değil miyiz? Yok active d-lighting, olmadı hdr diye insanları avutuyorlar. Ama o çözümler fotoğrafta ne kontrast bırakıyor ne de renk. Dialarda öyle miydi, en şiddetli güneş altında bile gölgedeki detaylar bile kaybolmazdı. Şimdi bu açığı kapatacam diye yanımda yardımcı olmadan çekime çıkamıyorum, biri dolgu flaşıyla diğeri reflektörle geziyor mecburen.

Ne diyeceğimi bilemiyorum Ertan Bey bu anlattıklarınız karşısında. Bu sitede doğrular ne ise onlar konuşulur, burda Nikon severlik vardır ama bu aynı zamanda Nikon konusundaki gerçeklerin negatif yönde bile olsa diye getirilip (varsa) çözüm yollarının arandığı bir sitedir. Dilimiz döndüğünce, aklımızın erdiği konularda fikrimizi beyan ediyoruz. Bu sitede en sevdiğim şey, tabiri caizse herkes işkembeden atmıyor. Bilmiyor soruyor, bilen cevap veriyor. Şarlatanlığa pek izin verilmiyor burada. En önemlisi ise bu sitenin hiçbir kurumla ilgisi yok. Sizin Nikon gövde hakkında, bir yerlerde yolunda olmayan bi şeyler var ama onu bulmak için sizin bulunduğunuz yerde Nikon kullanan birinden yardım almanız gerektiğine inanıyorum. Ve bu Nikon kullanıcısı konusunda biraz uzman biri olmalı diye düşünüyorum. Bahsettiğiniz bu sıkıntının iki sebebi olabilir; bir; siz Nikon'un bu modeline henüz hakim değilsiniz, iki ise bu elinizdeki makina gerçekten arızalı. Ben bütün D800'lerde bahsettiğiniz şikayetin olabileceğine inanmıyorum. Piyasada bildiğiniz üzere pastayı paylaşan iki markadan biri olan Nikon böyle bir riske girmez, gerekirse makinaları piyasadan toplar. Nitekim D7000'in pilinde basit bir ısınma üzerine belli bir serideki tüm pilleri ücretsiz değiştirmektedir. Basit küçük eksiklikler için yazılım güncelleme metodunu her marka gibi Nikon da kullanır. Yaklaşık 2 hafta önce İstanbul'da Yalçınların birkaç D800'ü 11 milyar gibi bir rakamla sattığını ve aynı gün bütün makinaların tükendiğini duydum. Yani hala yeterli arz yok ve az sayıdaki bu mallar karaborsa misali kapış kapış gidiyor. Siz makinayı nerden hangi yolla aldınız bilmiyorum. Eğer benim başıma böyle bir olay gelse ve sıkıntının benden kaynaklanmadığından eminsem yaşadığım ülkedeki Nikon temsilcisiyle çok iyi ilişkiler içine girerdim doğrusu. Acaba Canon'dan Nikon'a geçiş yaparken bir süre, yani en azından Nikon makinaya alışabilme adına başka bir model mi kullansaydınız? çünkü, bu makina ile 1/40 enstantane ve altında net fotoğraf çekebilen fotoğrafçı sayısı çok az diyorlar. İşin içine bir de matrix ölçüm sistemi girince sizin yazdıklarınızın bunlarla ilgili olabileceğini düşünüyorum (pozlama telafisi ile ilgili sorunuz). Bir de Nikon'da sonradan eklenen renk modları vardır, yapacağınız işe göre hazırdaki modları da kullanabilirsiniz. Kontrast ve renkler bunlarla ilgilidir; gerçi ben o makina ile asla jpg çekmezdim, hep raw. Bak o zaman kontrast ve renk doygunluğu ne oluyor. Bana 2 adet bahsettiğiniz sıkıntıyla ilgili raw dosya gönderme imkanınız var mı? Gerekirse size ftp imkanı da sunabilirim dosyaları upload edebilmeniz için.

Eline sağlık hocam. D2H o dönemde benim için ulaşılamayacak kadar pahalı ve hızlı bir makinaydı. Ancak bu özelliğini gerkçekten bilmiyordum. Bu hikaye bana Sigma'nın kullandığı Foveon sensörü hatırlattı. Tıpkı buna benzer şekilde çok daha iyi performans sergileyen bu sensör maalesef piyasada belki de yüzde 1 lik bir dilime bile sahip değil.

Yiğit, profesyonel baskı yapmayacaksan, profesyonel monitör kullanmıyorsan (mesela IPS panelli bir Nec marka 27 inç monitör, yaklaşık 2000 euro fiyat etiketli), sRGB olarak ayarla ve devam et.

Ümit hoca haklısın aslında, benim de kafamı kurcaladı bu durum ama Chipworks'un sitesinde bu bilgi bile yÜksek rakamlarda satışa çıkarılabiliyorsa doğru olması gerekmez mi?

Bir tuhaflık var bence. Çekim sayısı kararlı bir şekilde artar, eğer öyle değilse bi yerlerde yolunda olmayan bi şeyler var demektir. Raw dosyayı makinadan aldığınız haliyle kullanmalısınız, hiÇbir editleme yapmadan. Yine de bu tür tuhaflıklar var ise D90'ın firmware'ini kontrol ediniz.

Hani hep bu argümanı kullanır ya bazıları. Yok efendim Canon kendi sensörünü üretip kullanıyor ama Nikon Sony'nin sensörlerini kullanıyor. Evet bu doğru. Hatta Sony'nin de kendi modellerinde kullandığı aynı tip sensör Nikon'da nedense bambaşka bir performans ortaya koyuyor. Demek ki iş sensörde bitmiyor. Neyse, benim anlatmak istediğim başka: Yazdıkları otoritelerce de kabul gören Chipworks'un haberine göre Nikon D3, D3s, D700, D3200 ve D3100 modellerinde kendi üretimi olan sensörleri kullandı ve bu bilgi Nikon tarafından da teyid edildi. Buna karşılık Nikon, D7000 modelinde Sony marka sensör kullandığını belirtti.

Ümit hocam, Kendim test etme imkanı bulamadım. Ancak netten aldığım bilgilere göre (mesela bu Coni efendi!) SB-900, SB910, SB700 ve SB400 filmli makinalardan sadece F6 ile birlikte tam uyumlu çalışabiliyor. Hatta daha da ilginç olan tarafı yukarıda saydığım flaş modelleri dijital gövdelerden D100, D1X, D1H or D1 ile tam uyumlu çalışamıyor. Bu verilere göre bizim SB-600 ile SB-800 all in wonder, hangi gövdede kullanırsan kullan, sorunsuz çalışıyorlar. Bu iki modeli uzun yıllar kullandım, SB-800 benim için hala denk gelirse satın almak istediğim bir modeldir, 3 taneyi de sattım, adam birini elinde tutar bari. Burada teknik olarak tam derinliğini bilmediğim ve hiç de burnumu sokmak istemediğim nokta i-TTL, TTL ve D-TTL teknikleri. Siz bu noktaya zaten vurgu yapmışsınız yazınızda. Bu farktan dolayı da örneğin Pocket Wizard'ın kablosuz tetikleyicileri D100 gibi bazı modelleri desteklemiyorlar. (Mesleğe saygı benim için en önemli mefhum. TR'de tv tamirciliği ile iştigal ederken tam otomatik çamaşır makinasını bana tamir ettirmek isteyen dostlarımı çok seviyorum:) ) Şu an için kendim SB-900, SB-700 ve SB-26 ile çalışıyorum. SB-900 gerekçesi full frame sensördeki geniş açı ve zoom özelliğidir benim için. Bir SB-800 de çok iyi çalışıyor D3 ile ama FX için SB-900 daha kullanışlı. SB-26'yı ise manuel çalışmalarda Üzerindeki slave sensörÜnden dolayı tercih ediyorum.

Perde değişiminin modele göre farklı fiyatları var. Sanırım TR'de için 250 TL'den başlıyor. Perdeyi bir otomobilin debriyaj baskı balatası gibi düşünebilirsiniz. Yenilendiğinde makinanın mekanik aksamı sıfırlanmış oluyor. Makina yenilenmiyor. Yani sensörün performansının düşmesi çok uzun vadeli bir iş olsa bile ben yine de makina yenileniyor tabirini kullanmaktan çekinirim. Kaldı ki sensör performanısını farkedecek kullanıcı bu işi profesyonel olarak yapıyordur ve işine uygun monitör ve kaliteli baskı alıyordur. Normal bir kullanıcı için bu çok da önemli bir nokta değil.