Nikontürk

Burda Cabir'i etkileyemeyiz, o zaten CCD konusunda ısrarlı, başka makina almayacağını, CCD sensöre sahip makinanın onun için bir kriter olduğunu biliyoruz. Kaba tabirle CCD sensörle kafayı bozmuş, başkasını almaz, çünkü adam bunu seviyor . Bu bir tercihtir, saygı duymak zorundayız, başka bir şey söylenmez bu konuda. Bundan dolayı da sorduğu soruya cevap vermek adına kendi tercihimin S5 Pro olduğunu; bu gövdenin iyi olduğu noktaları ve karşılığında zayıf kaldığı yerleri de yazmaya çalıştık. Cabir, bu eksikleri sineye çekip onun için önemli olan noktaların getirisinden dolayı bu gövdeyi gözüne kestirmiş. Şimdi; S5 Pro gider D7000'i döver; olmadı hatta D300'ü de döver gibi bi durum olamaz. Her ikisinin de birbirlerine üstün geldikleri yerler vardır. Bu sizin yaptğınız iş ile alakalıdır. Bütün verileri bir havuzda topladığınızda aklın yolu tabii ki daha yeni teknoloji ürünlerini almayı gerektirir. Ama hala daha 1972 model Ford Granada kullanmak isteyen birine "neden böyle yapıyorsun" diyemeyiz; adamın parası, imkanı vardır, maliyetini karşılıyordur ve o arabanın kullanımının tadını çıkarıyordur. Bugün bana bir 56 Chevrolet verseler yok demem, tek derdim onu saklayabileceğim kapalı bir garaj bulmak olur. Cabir, bak bugün yine 10 dakika kapının önüne çıktım, Nikkor 300 mm F4 ile biraz deklanşöre bastım. Güneş çok iyiydi bugün

Sanırım bunun gerekçesi botlar. çünkü sürekli yabancı ülkelerden gelen hayali kullanıcıların reklamlarıyla boğuşmak zorunda kalıyorduk. Admin arkadaşımız bu sorunu bu şekilde aşmaya çalışmış olabilir.

Oğuzhan, Gökhan'ın tavsiyesini denediysen ve sonuç aynı ise bu kez sözkonusu pinleri imkanların elverdiğince yakından (makro gibi) çekip bir kare paylaşır mısın? çünkü bahsettiğin sorun bu pinlerin gövdeye tam temas etmemesinden ya da lens içindeki elektronik devreden kaynaklanabilir. Bazen, lensi yanlış pozisyonda tutup takmaya çalışırken bu pinlerin bulunduğu platform hasar görebiliyor mesela? Milimetrik ölçüde de olsa pinlerin bulunduğu platformda bir eğrilik, kayma, hasar durumu var mı?

Oğuzhan, konuyu detaylarıyla birlikte yazıp soruyu sorarsan daha faydalı olur.

M42 dönüştürücünün fiyatı 5 dolar

Bahsettiğin seçeneklerle sadece makinanın segmentini düşürmüyor, üretim yılını, dolayısıyla tekniğini düşürüyorsun. Yani Cmos sensörden Ccd sensöre geçiyorsun. Bu demektir ki hız, ışık hassasiyeti, ölçüm kabiliyeti, gövdede motor özelliği gibi konularda tamamen geri gidiş. Yapma. Sözkonusu lensler gözünü boyamasın, aldanma. Bu haliyle devam et. Anahtar kelime şu: Şu andaki lens ile çekemeyeceğin hangi fotoğraf vardır ki bahsettiğin lenslerle çekilebilsin? Buna karşılık o lensin arkasında en az 5 yıl daha eski teknoloji ile! Cevabını bulduysan o zaman git al.

Lens işi biraz karışık, bahsettiğin her iki lensi de kullanmadım. 24-85'e TR'de çok fazla değer veriliyor bence; kötü bir lens değil, hatta keskinliği dikkat çekici ama hangi ithalatçı bunu stokladıysa tanıdığım bütün Nikon'culara satmış . Tamam, bazı şeyleri anlayabilirim ama APS-C gövde sahiplerinin de bu lense can-ı gönülden, seve seve, koşa koşa para yatırmalarını anlayamam. Sadece 24 mm'de F2.8 verebilmesi bu kadar cazip midir? Sonuçta APS-C gövde bu Fujifilm S5 Pro. Gidin 18 mm ve civarı bir odak noktasından başlayan lensler alın. Varsın kitlens olsun, ne zararı var? Ben son iki haftadır bu gövde üzerinde bir Tamron 11-18 mm lens ile geziyorum, Daha önce Nikon 50mm F1.4 AF-D kullanıyordum. Bu arada makianın sensörünün 6,1 mp olduğunu, çift diot sistemi kullanılan sensörden dolayı elde edilen dosya boyutunun 12 mp olduğunu; D200'de sensörün 10 mp olup elde edilen dosyanın da 10 mp olduğunu hatırlatmak isterim. Bazı hallerde bu gövdenin gerçekten çok güzel sonuçlar verdiğini anlatan şu şu linkteki konuyu okumanı tavsiye ederim.

2013 Ağustosunda Ümit hocayla Hayyam'a gittik. Şu tavsiye ettiğimiz ustayla kısa bir sohbetimiz oldu. İzlenimlerime göre TÜrkiye'de bu model çok fazla bilinmiyor. çÜnkÜ çok komik rakamlara satıldığını, pek değer vermediklerini anladım oradaki konuşmalardan. Hollanda'da ikinci eli için hala 300-400 euro para isterler, hem de 50 K çekim yapmış makinalara. Shutter'ından korkmayın, ebayde 25 dolara satılıyor, D200 ile aynı nasılsa.

Zor soru, buna cevabım yok. Çünkü, ben her makinayla her şeyi Çekerim; her makinanın farklı şartlarda sunduğu konfor ve imkanlar farklıdır o kadar. Her makinanın daha iyi performans sergilediği bir kulvar vardır. Bu demek değildir ki bu makinayla başka iş yapılmaz. Başından beri dinamik aralık diye bir terim kullanıyoruz; bu noktayı bir google amcadan arayıp okuyunuz. Gelinlik beyaz, damatlık siyah; bakın ne işe yarıyor o zaman dinamik aralık. Ten renginde Çok iyi, evet ama gün ışığı altında diye de belirtiyoruz, stüdyoda makinaya iyi hakim olamazsanız ten renginde aynı performansı alamazsını mesela. Cabir, sanırım senin D200 alman daha faydalı olacak. Çünkü ileride oluşabilecek memnuniyetsizlikler yüzünden başımız Çok ağrıyabilir

O halde sorun da yok, al bir S5 Pro yoluna devam et. Sence?

Burada kastettiğimiz netleme hızı değil; Ertan hocanın kullandığı terim Çok isabetli, yani operasyonel hız. Saniyedeki Çekim sayısı, netleme hızı gibi kıstaslar D200 ile sanırım aynı. Ancak, menüde gezinmek, Çekilen kareye hızlıca ulaşıp bakmak, karta dosya yazma hızı gibi konularda makina yavaş. Yanılmıyorsam bunun sebebi cihazın sahip olduğu yazılım. Çünkü, daha geniş dinamik aralığı sadece Super CCD sensörden dolayı değil, kendi işlemcisinin algoritmasının da yardımıyla elde ediyor; bu da makinanın operasyonel hızında düşüşe sebep olur diye düşünüyorum. D80'den sonra D200 ya da türevlerini almak, sadece CCD sensör tercihinden olabilir: Ancak, Bursa rallisi, hareketli nesneler gibi Çekimler iÇin artık 3D tracking sistemli gövdelere geÇmek zorundasınız; bunlar 11 noktalı ölÇüm sistemlerinden başlayıp 51 noktalıya kadar gidiyor. Maalesef bu Nikon gövdelerdeki sensörler hep CMOS.

O site hakkında bi şey yazarsam tepki çekerim diye çekindim, ancak Ertan hoca gerekeni yazmış. Buna benzer çok daha fazla abesle iştigal hatalara imza atan bir site olduğuna şahit oldum. Doğru ten renginde S5 Pro, bu tadı hala yakalayabilmiş değilim. İsteyenlere daha fazla örnek gönderebilirim:

Çok kısa ve net: Fotoğraf kalitesinde S5 Pro kesinlikle daha iyi. Kullanım kolaylığı, menü hızı, dosyayı karta yazma hızı konusunda ise maalesef kötü. D200'ü, fotoğraflara yeterli Çabuklukta bakabilme, daha hızlı ard arda Çekim yapabilme konusunda ararsın. Ama benim acelem yok, tıpkı filmli makinada Çalışır gibi işin hazzını alarak yavaş yavaş Çalışıyorum dersen sorun yok demektir.

D7000 modelinde (belki diğer modellerde de durum öyledir) diyafram çubuğunun gövde içerisinde bağlı olduğu bir tür potansiyometre var. Mekanik aksamın pozisyonuna göre sözkonusu elektronik parça sistem kontrol ünitesine o andaki pozisyonun değerini gönderiyor. Bu parçanın arızalandığı gövdeler gördüm. Bunun arızasında ne elektronik ne de manuel olarak diyafram değeri doğru gösterilemiyor, sisteme doğru değer ulaştırılamıyor.

Mecburen Hayyam. Giriste sagdan 3 basamak merdivenle inince karsina gelen ilk dukkan. Birkac cihaz gonderdim NL den oraya tamir icin. Isi temiz guvenilir bi ustadir. Umit hoca ya da Gokhan adini bilir sanirim.

Bir Af veya Af-D lenste de aynı sorun devam ederse sebebini biliyorum. Bilginiz olsun.

Size buradan yardımcı olamıyoruz. Bilen birine fiziki olarak makinayı gösterin, daha önce yazdığımız ayarları yapmasını isteyin. Yazdıklarınızdan anladığıma göre makinaya tam olarak hakim değilsiniz. Bunu, "Auto ISO" konusunda hiç bir şey yazmamış olmanızdan çıkarıyorum.

O halde bi sorun yok gibime geliyor. Çünkü o lenste diyafram bilgisini makinaya verecek bir chip bulunmuyor olabilir mi? Daha önce yine G serisi yani diyafram bileziği olmayan bir model kullanmışsınız. Benim daha önceki sorum konunun makinayla bi ilgisi olup olmadığını anlayabilmek iÇindi. Bunu test etmenin yolu AF ya da AF-D serisinden diyafram bilezikli bir lens ile makinayı test etmektir. Başka yolu yok.

Sorunuza cevap verebilmek için bi bilgiye ihtiyacım var: Elinizde diyafram bileziğine sahip başka lens var mı? Mesela 50 mm F1.8 gibi, mesela 28 mm F2.8 gibi, ya da tamamen başka bir aralık ama diyafram bileziği olan? Bu lenslerle çalıştığınızda diyafram bilgisini makina doğru olarak algılıyor mu?

Haklısınız, çok hızlı reaksiyon gösterdim ben, kusura bakmayın. Son günlerde o kadar çok sabote girişimleri oldu ki her yanlış bilgiyi yüksek teyakkuzla karşılar olduk. Amacım sizi rencide etmek değildi, sadece detayları tam belli olmayan konularda bilgi kirliliğinin önüne geçmekti. çünkü buna benzer mesajlarla forumun kalitesi ve güvenilirliliği düşürülmek isteniyor. Buradan bilgi açısından faydalanma zorunluluğunuz tabii ki yok, kişinin kendi hür iradesine kalmıştır nereden faydalanmak isteyeceği. İyi akşamlar.

Yazınızda diğer lenslerden farkını anlayabildiğim VR harfleridir. Bu lensin 5 farklı versiyonu vardır ve üzerinde VR yazan versiyonu AF-S diye diğerlerinden ayrılır. Yani bu lensi gönül rahatlığıyla her türlü motorlu motorsuz gövdede kullanabilirsiniz.

Satın almaya gittiğimiz noktada sözkonusu makina ile çekilen fotoğrafı bir iPhone ya da türevlerine nasıl atacağız? Yani tüm exif bilgileri kaybolmadan? Sanırım sonuçta sözkonusu kareyi bir bilgisayar yardımı olmadan iPhone'a aktarmak imkansız, tabii özel bir aparat ve yazılım yoksa. Eğer bilgisayar ya da laptop yanımdaysa zaten onun üzerinde bu kontrolü yapmak mümkün? Bilmediğim bi teknik varsa lütfen anlatır mısınız?

Eğer standart ev kullanıcısı durumunda kalmak istiyorsanız ISO AUTO seçeneğini aktif hale getiriniz! çünkü bu fonksiyon zor ışık şartlarında sizi kurtarır. Bir DSLR ile video çekerken: - VR özellikli lens kullansanız bile titreşim kaçınılmazdır; tripod veya monopod ile çalışınız. - Video çekimi yaparken ISO AUTO seçeneğini kapatınız. ISO seviyesine siz karar veriniz. Ortamın ışığı ve elinizdeki lensin performansına göre iso seviyesini belirleyin. - Akşam karanlığında video çekerken sensörün mecburen duyarlılık artırımı için daha fazla voltajla beslenmesi gerekir; biz buna isonun yükseltilmesi diyoruz. Her sensörün bir performansı vardır. Ortamın ışık durumuna ve objelerin rengine göre seçilen iso değerinin gürültüsü hissedilir. Bazen ISO800'de rahatsız olurken bazen ISO1600 de hiçbir sıkıntı olmaz; bunun nedeni ortamın ışık+renk durumudur. - Mümkün mertebe diyaframı geniş lensler kullanın, tabii bütçe elveriyorsa. Ben 50 mm F1,4 ile güzel sonuçlar alıyorum. Elinizdeki makina ile çok rahat tiyatro oyunları çekimi yapıyorum, yani ortamın ışığı genel olarak loş. Bir Nikon V1 kadar temiz görüntü alamasam da gayet kabul edilebilir sonuçlar alıyorum. Gündüz çekimlerinde ise hiçbir şikayetim yok. çekildi. çekildi.

Flaş bağlantılarında kullanılan jack tipi sizin de eklediğinizde görselde olduğu gibi küçük yuvarlak bir silindir içinde tek pinli olan bağlantı tipidir. Bunun genel adı PC ya da X olarak bilinir. Paraflaş tetikleme jackları ise; giriş seviyesi modellerde 3,5 mm mono jack (kulaklık jackının mono olanı) ve daha ileri seviye olan paraflaşlar için ise aynı mono jackın 6,3 mm olan versiyonu kullanılır. Ben, her iki ucu da PC ya da X olan kabloyu satın alıyor, ardından kendim kesip bir ucuna uygun mono jack lehimliyorum. Daha önce de dediğim gibi, satın alımlarda 5 kez ölçün 1 kez biçin. Her forum sayfasında yazılanlara inanmayın; unutmayın ki özellikle bizim ülkemizde forum sayfaları bazı distribütörlerden maddi destek almadan ayakta duramadıkları için bunların manipüle siteleri haline gelmişlerdir. Reklamı veren, parayı veren kişinin malını göklere çıkarırken belki de daha kaliteli bir ürünü yerin dibine sokarlar. Bizim forum sitemizde şimdiye kadar böyle bir şeye ihtiyacımız olmadı çok şükür. Farkımız budur, gerçeklerin rahatlıkla yazılabildiği bir forumuz. Recep usta, Herkesin bir çalışma şekli-tercihi vardır. Ben dijital makinalarda gerek stüdyoda gerekse dışarıdaki flaşlı çekimlerimde henüz pozometre ihtiyacı hissetmedim. Olursa zararı olmaz, ama benim için vakit kaybı, nasılsa raw çalışıyorum, jpg asla çekmem, dolayısıyla sonradan -3 den +3 'e kadar esneme imkanım var, sence bu noktada pozometre gerekli midir? Pozometreyi sadece halen zaman zaman kullanmakta olduğum filmli makinamın yanında kullanıyorum. çünkü, filmli makinada manuel modda paraflaş kullanırken gücün doğru olduğundan emin olmak zorundasınız; kareyi çekip hemen makinanın arka kısmında sonucu görebileceğiniz bir LCD maalesef yok. Zaten filmli makinayla çalıştığım zaman müşterim filmin ne olduğunu bilen, benden dia talebinde bulunan, ne istediğini bilen insanlar. Bu noktada hata yapma şansım asla yok. Günün dijital makinalarından ziyade dijital fotoğraf (raw) işleme yazılımları (benim için Capture NX) öylesine gelişti ki, exposure meter ve color meter aparatlarına güncel çekimlerde fotoğrafçılar zaman ayırmaz oldu. Ama 10 bin euroları bulan rakamlardaki projeleri alabilirsem her iki aparatı da satın alırım