-
İçerik sayısı
2.342 -
Katılım
-
Son ziyaret
-
Gün Kazandı
1
İçerik Türü
Forumlar
Galeri
Profiller
Takvim
Fotoğraf ve Dijital Dünyadan Haberler
Kütüphane
t-Shirt
Videolar
Nikontürk kullanıcısının paylaşımları
-
Nasıl bir bilgisayar kullanıyoruz veya kullanmalıyız ?
konu, Nikontürk kullanıcısının konusunu cevapladı: Fotoğraf Sohbet & Hikayeler
Bigilasayar sektöründe uzun yıllar çalışmış donanıma hakim biri olarak Apple'ın Mac serisine alerjim var: Yazılımın stabil çalışıyor olması, yani ev hanımlarının sorunsuzca PS kullanabiliyor olması, aynı donanımın 5 katı fiyatına bana sattıramaz! Bunu hep duyuyorum, "abi Mac bu konuda lider"! Nereden biliyorsun? Madem lider, bu kadar yazılım firması enayi mi de hala Windows platformu için o kadar ürün üretiyorlar? Yapmayın Allah aşkına. Satış grafiklerine bi bakın. Video ve fotoğraf editleyiciler sizin ulaşabildiğiniz modelleri zaten almıyorlar Mac olarak. Onlar tam üst ve uç segmentteki ürünleri alıyorlar, o monitörler zaten bu işin tam piri. O sektörde çalışan zaten o cihazı satın almıyor, leasing sistemiyle kullanıp vergiden düşüyor. Daha orta ve alt sınıf zaten yine Windows ile yoluna devam ediyor. Bu ürünleri kullananlara dikkat edin, işletim sistemine tam olarak hakim değillerdir. Onlar için önemli olan sorunsuz çalışmasıdır; hele bir kez ram, hdd veya kuzey-güney köprüsünden mavi ekran almışlarsa daha windowsa yanaşmazlar. Şu dosyayı git sistem32'nin bilmem ne klasörünün altına kopyala deseniz onu bile beceremezler. Biz millet olarak burnumuzun ucunu görmeyiz, ama uzayda ne olup bittiğini Nasa'dan daha iyi biliriz. Adam almış 16:9 ekranlı laptop bununla fotoğraf işi yapıyor. Evet, burası Türkiye ise normaldir tabii. Bu yaz tatilimde benim elimdeki laptopu beğenmiyor ama! Donanım bilgisi olsa işi anlayacak ama nafile. Sonra aynı kareyi her iki laptopta açıyoruz, gözleri faltaşı gibi açılıyor. Halbuki benim kullandığım en az 5-6 yaşında bir laptop. Ekranı onun gibi ne LED ne de 16:9! çünkü benim işime bu daha uygun. Dünyanın parasını vermiş, iyi bir Asus laptop almış, en son oyunları bile oynuyor abi diyor, evini taşımak için TIR kiralamaktan bi farkı yok bunun, çünkü o tır senin sokağında manevra yapamıyor kardeşim. İşinize en uygun donanıma sahip cihazı almalısınız. Yazılımlarını kırıp kullanmak istiyorsanız işletim sistemine hakim olmalısınız. Eğer bu beceriniz yoksa mecburen lisansını ödeyip o şekilde çalışmalısınız. Bakın o zaman bi sorun oluyor mu? İşte sizin bu zaaflarınızdan yararlanan kim biliyor musunuz? Apple! -
IR: Infrared: Kızılötesi ışın. Günümüz elektronik cihazlarının kumandalarında sinyali göndermek-almak için kullanılan bir teknoloji. Kumanda cihazı verici, kumanda edilecek cihaz da alıcı olarak işlev görür. İnsan gözünün göremediği ışınlar kızıl ötesi led yardımıyla kumanda edilecek cihaza gönderilir, cihaz üzerindeki alıcı led sözkonusu ışını algılar, gönderilen komutun gereğini yapar. Fotoğraf makinelerinde de aynı şekilde alıcı bir ünite bulunmaktadır. Uygun kumandayı satın aldığınız takdirde makinenin deklanşör görevini yerine getiren komutu uzaktan kumandayla tetikleyebilirsiniz.
-
Nikon kullanıcıları için geri toplama duyurusu
konu, Nikontürk kullanıcısının konusunu cevapladı: Tüketici Sorunları
Nikon'un tweeter hesabında konuyu fotoğrafıyla dünyaya duyur bak nasıl seni buluyorlar -
Sonsuza netlememe sorunu sensörün mounta olan mesafesinden kaynaklanan bir sorun. Nikon mount çap olarak daha dardır, bu dar mounta göre lens yapmak daha zordur. Bazı eski lenslerde en arkadaki merceğin pozisyonunu daha geriye çekebiliyorsunuz, böyle o lensler de Nikon gövdede kullanılabiliyor, ama bu istisnai bir durum. Genlede cam eleman barındıran adaptörler kullanılmak zorunda. Ertan hoca, bu hep duyduğumuz bir şey: Nikon lenslerin Canon gövde üzerinde kullanılmak istenmesi. özellikle Nikon 14-24 mm için adamlar bu adaptörü icad etmiş. Benim sorum tam bu noktada geliyor: Bir Canon lensi Nikon gövdede kullanmak isteyen olmuş mudur? Bu iş için bir adaptör var mıdır? Eğer varsa bu topik daha çok su götürür. Ama eğer böyle bir adaptöre ihtiyaç duyulmamışsa bu konu benim için kapanmıştır
-
Heh işte tam burası zurnanın zırt dediği yer Zülfü. Öyle kafana gÖre kendin bi teknik hayal edip insanları yanıltamazsın. Nedense bu tür işler sadece bizde var. AÇık aÇık yazsana kardeşim, bu sınıflandırma Canon iÇin geÇerli değil diye. Çünkü Canon gÖvdelerde fokus motoru hiÇ yok, Çünkü buna gerek yok diye istisnai bir yazı eklesene. Sonra bu işe yeni başlıyacak hevesli insanların kafasını karıştır dur, zaten amaÇ bir an Önce bir giriş seviyesi makine satmak, Çünkü en büyük kar payı bu giriş seviyesinde yatıyor, Çünkü bu müşteri birkaÇ ay sonra başka şeyler almak isteyecek potansiyel bir müşteri.
-
Dedim ya, TR'de ağzı olan konuşuyor, web bilgisi olan her konuda web sayfası hazırlıyor, sonuç bu oluyor işte. Canon gövdelerde AF motor varsa hangi modellerde var diye de yazsınlar göreyim. Ama şöyle deseler kabul ederim: Canon lenslerin tümünde AF motoru vardır, çünkü doğru olan teknik bilgi budur. Canon ürünleri Nikon ürünlerine göre, özellikleri lensler daha ucuzdur. Bunun sebebini üretici firmalara sormak lazım. Aralarında kalite farkı var mıdır? Şimdi desem ki Nikon'un cam farkı vardır, bu kez herkes üzerime çullanacak. İyisi mi siz gidin her iki gövdeyi de elinize alın, hangisi size daha sıcak geldiyse onu alın, bu sayede biz size etki etmemiş oluruz.
-
O zaman adama şöyle sorarlar: Canon'un dijital makinelerinin hangisinde AF motoru varmış????? Yani bir kuyuya bir taş atıyor, sonra kırk akıllı çıkaramıyor. Siz bugÜn gidip bir D5200 aldığınızda sonrasında da gidip yine 1969 bir Nikon lens mi alacaksanızı da AF motoru arıyorsunuz gövde Üzerinde? Peki aynı şeyi Canon gövde alıp da, değil 1969 model Canon lens, 1985 model Canon lens alıp takabilecek misiniz? Canon'un hangi yıllarda, kaç kez mount değişikliğine gidip kendi kullanıcısının elindeki lenslerin çöpe gitmesine sebep olduğunu, bundan dolayı pek çok Canon kullanıcısının bÜyÜk kızgınlıkla Nikon'a geçtiğini biliyor musunuz? Yani o AF motoru olayı, sizin gibi başlangıç seviyesindeki kullanıcıları, tıpkı eski Topkapı otobÜs garajındaki simsarlar gibi, çantasını kapıp kendi otobÜsÜne bindirmek isteyen Canon satıcılarının bir argÜmanıdır, ama bilimsel olarak hiçbir dayanağı yoktur. Eğer siz o kadar eski Nikon lensleri kullanabilecek seviyede bir fotoğrafçı olsaydınız zaten bu segmentteki gövdelere başınızı çevirip bakmazsınız bile. O seviyedeki kullanıcının segmenti semi profesyonel veya profesyonel gövdedir. özetle, Ümit hoca çok doğru bir tesbitte bulunmuş, Ümit hocanın yazdığına göre hareket ediniz.
-
Bu tip pahalı filtreler hep 77 mm olarak alınmalı. Çapı daha küÇük lensler iÇin step down bilezikler ile kullanılabilir. Böylece her lens iÇin ayrı Çapta filtre almamış olursunuz.
- 60 yanıt
-
- nd filtre
- fader nd filtre
-
(ve 2 adet daha )
İle Etiketlenmiş :
-
Türk insanı çok yaratıcı İmkansızlıklar ve maliyetler bunda en büyük faktör.
- 60 yanıt
-
- nd filtre
- fader nd filtre
-
(ve 2 adet daha )
İle Etiketlenmiş :
-
ML-L3 kumandanın orjinal Nikon olanını kullanıyorum. Bulb modunda ilk basışta aynayı+perdeyi açıyor, ikinci basışta da kapatıyor. Bu noktada bir sorun yok. Bu kumandanın piyasada taklit çin malı olanları var, onlarda da durum aynıdır sanırım, sonuçta IR ile gönderilen tek bir komut, çalışmasında bi sıkıntı olacağını sanmıyorum. Ancak, gece uzun pozlama yapanların şehir-köy ışıklarından uzaklaşarak zifiri karanlıkta hareket ettiklerini, vizörü dahi kapattıklarını biliyoruz. IR ışını her ne kadar görünmese de bazıları tarafından tercih edilmiyor, sensörün yine de bu ışınları fotoğrafa yansıttığını söylüyorlar. Bundan dolayı bu işi yapanlar ya kablolu ya da radyo frekanslı kumandalar kullanıyorlar. Hemen hepsi önce aynayı kaldırıyor, yaklaşık bir dakikalık beklemeden sonra çekime başlıyorlar, aynanın hareketinin dahi fotoğrafa etkisi olduğu bilinen bir gerçek. Bundan dolayı "pek memnun kalmayabilirsiniz" diye bir cümle sarfettim, çalışmaz demedim. Eğer başlangıç seviyesi bir kullanıcı iseniz ve benim yukarıda bahsettiğim gibi çok profesyonel uzun gece çekimleri yapmayacaksanız bu tür bir kumanda size yeterli gelebilir.
-
Flaş Diffuser Takma Olayı
konu, Nikontürk kullanıcısının konusunu cevapladı: Flash ve Flash Araçları
Mevcut flaşı bir yere sabitliyorsun, bu genelde düğün boyunca sana en faydalı olacak bir pozisyon olsun. Sonra ya makinenin dahili flaşından ya da ikinci bir flaşı makineye takarak uzaktan tetikliyorsun -
Flaş Diffuser Takma Olayı
konu, Nikontürk kullanıcısının konusunu cevapladı: Flash ve Flash Araçları
Mesafe Çok uzak değilse aÇık alanda da aynı tekniği kullanıyorum ben, aksi halde insanların yüzlerinde aşırı ışık patlaması olabiliyor. -
Bir alıcı ve bir verici üniteden oluşan kumanda türlerine bakmanızı tavsiye ederim. Sadece verici olarak gördüğünüz ML-L3 tipi kumandalar ile uzun pozlamalarda pek memnun kalmayabilirsiniz. Sizin için kablolu ya da kablosunuz olmasınız pek bi önemi yoksa bu kez makinenin yan tarafındaki portlardan birine bağlanabilen türdeki kumandaları daha ucuza alabilirsiniz.
-
Flaş Diffuser Takma Olayı
konu, Nikontürk kullanıcısının konusunu cevapladı: Flash ve Flash Araçları
Normal. Difffüzer ne zaman takılır? Belli bir metrajın altında, yani objeye çok yakın zamanlarda, özellikle insan tenindeki sert ışığı bir nebze kırmak için bu basit plastik kullanılır. Ben kullanıyor muyum bu plastik parçasını? Hayır Bunun yerine flaşı tavana yönlendirip üstündeki beyaz kağıt gibi nesneyi de açarak bir miktar yansıtma, aynı zamanda o kağıt ile çıkagelen dağıtıcıya da kullanarak sert ışığı biraz bertaraf etmiş oluyorum. O halde flaşın zoom yapması beklenmez, hatta mesafe çok kısa olduğu için ışığı daha da yayması beklenir, bu yüzden diffüzer takıldığı anda mikro anahtarı ittirir ve flaş kendini 14 mm ye alır. -
Sony Yakın Gelcekte Lider Olurmu?
konu, Nikontürk kullanıcısının konusunu cevapladı: Fotoğraf Sohbet & Hikayeler
Koyunun olmadığı yerde keçiye Aburrahman çelebi derlermiş. Sony markası da böyledir bizde bana göre. Bunu söyleyen kişinin 1990-1998 yıllarında TR'de Profilo Holding'in bünyesinde bulunan 27 markanın yetkili servisi olduğunu bilin. Yani Saba, Telefunken, Sony, National, Telra, Olivetti, Nikkam, Cine5 gibi Audio-Videodan yazar kasaya kadar olan yelpazeyi gözünüzde canlandırın. Birde bu markadan başka Samsung, Sanyo, Cosmos ve Yamaha'nında yine yetkili servisiydim. Bununla ilgili çok iyi bir anım var ama onu daha sonraya bırakalım. İşte bu 80'li ve 90'lı yıllarda ülkede üretilen bu yerli markaların yanında Sony tabii ki kalitesi, uzun süre dayanıklılığı ve yerli Beko Arçelik Saba Telefunken gibilere göre 2 katına varan fiyatıyla bir güven oluşturmuştu. Ama işin gerçeği bu muydu? Dedim ya, kalite kontrol mefhumunun daha yerleşmediği bu çağlarda maalesef Sony iyi biliniyordu. çünkü ithalat yasaktı, içeri girebilen markalar kısıtlıydı, Grundig bile yerli Cihan tarafından üretiliyordu ama yine güven vermiyordu. Philips ise gerek fiyatından gerekse servislerinin burnunun büyüklüğünden dolayı şansı azdı. Bir de bunların arasında Blaupunkt vardı ki renklerine herkes aşıktı ama piyasada yeterli değildi. Aynı zaman diliminde Avrupa veya dünya neyi kullanıyordu diye bakarsanız durum belli olur. Demem o ki, her sektörde bir markanın ürünleri aynı başarıyı yakalamak zorunda değil, zaten mümkün de olmuyor. Philips'in en büyük zararı bu geniş yelpazeden dolayı olmuştur, adamlar ampulden TV ye herşey ürettiler ama toparlanmakta zorlandılar. Şu an Philips'in kalbi olan, doğum yeri olan Eindhoven'a çok yakın bi yerde oturuyorum ve burada artık Philips'in sadece büroları var, başka hiçbir şeyi kalmadı. Sizin için kalite ne demek önce onu değerlendirmek lazım. Dayanıklılık mı yoksa daha çok tekniği barındırmak mı? O yıllarda video kayıt cihazları, VHS kameralar denilince akla Panasonic gelirdi; bugün de durum böyle mi acaba? Sony uzun süre bozulmayan TV alıcıları yaptı diye video kameraları da çok iyi midir? Bence değil; bugün için bir kaç model Sony video kamera Türk düğün salonu çekimcilerine göre çok iyidir, performansı yerindedir (bence de öyle) ama sadece bir kaç model, o kadar. Bir diğeri bunu kabul etmez, illa Canon video kamera kullanırım diye inat eder, teknik argümanla gel dersen iki kelime konuşamaz, oto sanayi dilinde cevaplar verir ve sizin sinirinizi bozar, çünkü teknik bilgisi hiç yoktur, o sadece sahip olduğu monitörde aldığı görüntüyü bilir, aynı görüntüyü bir başka monitörde gösterseniz kabul etmez, çünkü ona göre en iyi monitör ondakidir. Daha önceki yazımda da söylediğim gibi, teknik verilerle bazı şeyleri tartışalım, şehir efsaneleriyle değil. Yani Doğan görünümlü Şahin dönemi bundan 25-30 yıl öncesinde kaldı, artık milletimiz yemiyor, bakın yollarımızda artık hangi markalar dolaşıyor? Bir elektronik vizör hiçbir fotoğrafçı tarafından tercih edilmez, hatta hiç kullanılmak istenmez. Eğer bu nokta bu kadar basit olsaydı bir Nikon D1, D2, D3, D4 veya Canon 1Dx ve diğer türevlerinde en büyük maliyeti tutan koskoca prizmalar kullanılıp yer probleminden dolayı da dahili flaş iptal edilmezdi. çünkü fotoğrafçı o anda gerçek optik görüntüye göre ayarını yapar, sizin tercih ettiğiniz LCD vizör onu yanıltır. Tabii ki gönlümüz daha fazla markanın piyasaya girmesini ister, bu durum biz son kullanıcılara fayda sağlar. Ama D3X ile aynı sensörü kullanan Sony'nin modelini de bi araştırın derim, neden acaba aynı kalitede fotoğraf veremedi diye? -
Markanın bu konuda bi kabahati yok. Bu tür durumlar için markayı karalamak sadece diğer rakiplerin yaptığı ucuz bir iştir. Yaşadığım ülkede de bu tür durumlar vardır, tıpkı sizin TR de anlattığınız gibi. Almasaydın kardeşim diyorlar burada da. çünkü arada fiyat olarak bariz farklar var. Sarı garanti kağıdında özel bir kaşe vardır burada, Resmi Nikon Distribütörü diye basılmıştır. Bu yoksa o malın garantisi sınırlıdır. TR gibi ülkelerde bu işin biraz daha cılkı çıkmış, normal, tıpkı Brezilya gibiyiz. Gelişiyoruz ama kontrolsüzce. Sonuçlar bunlar oluyor işte.
-
Arapçayla Kürtçe aynı mı? Bana göre Hollandaca toplama bir dil Biraz Almanca, biraz Fransızca, üzerine bolca İngilizce. 1500'lü yıllardaki yazıtlara bakarsak Flamenkçenin ağırlığı bariz belli. Zaten Belçika'nın kuzey kısmı da bir zamanlar Hollanda sınırları içindeymiş, sonradan ayrılmışlar. Şu an Brüksel'e kadar "Flamanca" konuşulur, sonrasında Fransızca. Yani kazara Anwers'de yetişen çocuğunuzla günün birinde Gent'e taşınırsanız çocuğunuz Fransızca'yı da "mecburen" öğrenmek zorunda. Ne kadar ilginç değil mi? Resmi dairelere de o dille dilekçe vermek zorunda!
-
Sony Yakın Gelcekte Lider Olurmu?
konu, Nikontürk kullanıcısının konusunu cevapladı: Fotoğraf Sohbet & Hikayeler
Kerem ve Ferhat Bey, Sizlerin fikirlerinize saygım var ancak sizinle aynı görüşte değilim. Yazdıklarınıza cevaben sayfalarca yazmam gerekiyor, ancak buna vaktim yok. Sizinle bir-iki yıl sonra bu konuyu tekrar konuşalım, o tarihe kadar hem fotoğrafçılık hem de ekipmanları konusunda daha iyi bir zemine oturmuş, bilginizi daha da geliştirmiş olursunuz, böylece uzun uzadıya yazmak zorunda kalmam. çünkü: D90'ın canlı önizlemesine şaka gibi bir şey diyen Kerem beyin, bu gövdenin dünyada ilk video çekebilen makine olduğu, canlı önizleme için içeride olup biten teknik işlerden, aynalı sistemde faz algılamalı netlik gibi konularda bilgi sahibi olmadığı aşikardır. Yani demem o ki, bir konuda eleştiri yaptığınız zaman o konuya her türlü teknik argümanla vakıf olmalısınız. -
Sony Yakın Gelcekte Lider Olurmu?
konu, Nikontürk kullanıcısının konusunu cevapladı: Fotoğraf Sohbet & Hikayeler
Şimdi adam National Geographic için çalışıyorsa onun yeterince zamanı var demektir. Ben podyumdaki mankeni çektim çektim, çekemedim bi daha o şansım yok. AA muhabiri o anı şu anda kullandıkları Nikon D4 ile çekti çekti, çekemedi bi daha o şansı yok. Yani bu işten para kazanan profesyonellerin (sanatçı demiyorum) atı güvenilir olacak, zorda kalınca seni o bataktan çekip çıkaracak. Gerek hızı, gerekse zor şartlardaki ölçüm kabiliyeti burda öne çıkan faktörler. Ctesi akşam bir baloda D3+D300 ile çalışırken flaşsız çekimlerde bir D3 gibi olamayan D300 bile artık beni değiştir diyor bana, yani artık güven vermiyor. Şimdi benim gibi birine sen Sony'yi istediğin kadar anlat, yemem. Sponsor olur da üst segment bir gövdeni iyi bir lens ile bana verirsen, al bi dene dersen, yedek makine olarak yanımda götürürüm, o zor şartlarda bakarım ne yapıyor diye, eğer zamanım varsa tabii! Yani yıllardır bir Mercedes'in, BMW'nin tahtı kolay kolay kırılamadı, yanlarına yaklaşabilen Audi oldu, dolayısıyla Toyota motor olarak Mercedes'i geçmiş olsa bile testlerde ama yollarda aynı durum yok. Demem o ki Sony'nin işi zor, sanırım Yamashita'ya iyi sponsorluk yapıyorlardır, yoksa kolay değil bu işler bu kadar. Haa, gelmesin ki, tabii ki gelsin, ne kadar çok seçenek olursa tüketici için o kadar avantajlı olur. Piyasa tekelcilerden kurtulur. -
Rica ederim Orçun Bey, keşke herkes sizin gibi doğru bildiğini söyleme cesareti gösterebilse de ortaklaşa çalışmalarla işin gerçeği açığa çıksa. Asıl ben size teşekkür ederim cesaretiniz için. Bu arada, Kont Adnan popo Adnan manasına geliyor. Türüt soyadının Hollandaca manasını ise hiç yazamıycam buraya
-
uzatma tüpü, ters bağlama
konu, Nikontürk kullanıcısının konusunu cevapladı: Fotoğrafa Yeni Başlayanlar
Step down-up türü bilezikler var. Bunlar yardımıyla artık tamamen çöp durumdaki başka markaların 24-28-30 mm gibi lensleriyle bu iş denenebilir. Ama toplam maliyete bir 50 euro daha ekleyip ikinci el ama eski analog zamandan kalma bir Sigma 90 mm, Cosina 100 mm gibi lensler kesinlikle daha iyi sonuç verir. -
Sony Yakın Gelcekte Lider Olurmu?
konu, Nikontürk kullanıcısının konusunu cevapladı: Fotoğraf Sohbet & Hikayeler
Zor. Piyasada satış grafiği olarak en büyük paya sahip bir Canon, onun hemen ensesindeki Nikon bu süreçte boş durmaz. Bu iki firmanın geçmişleri, hamleleri bana bunu söyletiyor. -
İşte zurnanın zırt dediği yer burası. Flamenkçe ile Hollandaca aynı dil değil maalesef. Türkiye'de böyle diyorlar ama ikisi farklı diller. Flamenkçe (Felemenkçe diye bir dil yok) Belçika'nın üst kısmında kullanılan bir dil. Hollandaca ise Hollanda'da kullanılan resmi bir dil. Hiçbir Hollandalı dilim Flamenkçe demiyor, Hollandaca diyor, onların söyleme biçimiyle "Nederlands", ingilizlerin söyleme biçimiyle "Dutch". Aynı şeyi bize TR de öğretilen ingilizcede de yaşadık: V ile W harflerini aynı ses olarak öğrettiler bize okullarda. Ama durum hiç de böyle değil. V harfinin sesi işin gerçeğinde yarım F harfi sesine yakın, hatta bazı bölgelerde tamamen F sesi olarak kullanılıyor. Yani o google türkiye ye pek güvenme derim
-
? Nasıl yani? İngilizce diye dükler, kontlar kullanılıyor, sonra biz burda gülüyoruz Orçun bey. Google amcaya bi sorun bak neler çıkacak. İsmail Türüt mesela
-
Şu kont kelimesinin Hollandacasını da bi kontrol edin derim. Yerel müzisyen Adnan Yılmaz "Kont Adnan" ismiyle albüm çıkarmıştı; Hollanda'da günün konusu olmuştu. Buna benzer pekçok kelime var, ingilizce olacak derken komik durumlara düşmemek lazım.