Nikontürk

Sistem Türkçe karakterlerde maalesef böyle bir küçük harf yapma hatasına gidiyor. Mesaj sahibiyle hatanın ilgisi yok.

Teknik kısmından ziyade ben tarih itibariyle ikinci el ederine baktım: Burada ikinci el bir D7000 için 500-600 euroyu gözden çıkarmak gerekiyor. Ortalama shutter ömrü 20K civarında. Yenisi 800 eurolarda olan bi makineye ben asla bu parayı vermem o başka tabii. 18-105 ise 100-150 aralığında alıcı buluyor. Buna karşılık bir D700 için en az 900-1000 euro ödemek gerekiyor, bunlar da ortalama 40K shutterda. TR piyasası buraya göre biraz farklılık arzedebilir. Daha yeni bir teknolojiden vazgeçip daha eski bir teknolojiye geçmek ama full frame avantajları vesaire. Yaptğın iş itibariyle değeceğini sanmıyorum. Nasılsa piyasada full frame modelleri arttı, kimbilir, ileride daha rahat ve daha yeni modellere geçme şansın daha çok olacak. Mesela D600'e.

Şimdi öneri derken çok geniş bir yelpaze çıkar ortaya. Nikon marka flaşlardan şu modellerden bu gövde ile yüzde yüz uyumlu çalışırlar: SB400 SB600 SB700 SB800 SB900 SB910 Sizin bütçeniz bunlardan hangisine yeter bilemem. Bir SB400 alırsanız karanlık ortamlarda gücü yetersiz gelebilir. Bu kez daha güçlü bir şey olsun deyip SB600 alabilirsiniz, Param var deyip bir SB910 alırsanız 200 mm lik lensle bile zoom yapar. öneri kelimesi zor burda. Eğer bütçe Nikon marka flaşlara yetmiyorsa ikinci seçenek Metz marka flaşlardır, sorunsuz çalışırlar. Ardından Sigma marka flaşlar ve en son olarak çin malları ki bunların sağlamlığı konusunda tecrübem yok.

D800'ün raw dosyalarını destekleyip desteklemediğini bilmek lazım. Camera raw eklentisiyle ilgili bir durum sanırım. Benim bu konuda bilgim yok, çünkü rawlarımı Capture NX ile açarım hep. PS'çi arkadaşları bekliyelim, bilgisi olan vardır.

Eklediğiniz kareye istinaden takip etmeniz gereken "temel" adımları yazıyorum: -Makine bir üçayağa ya da buna uygun bir düzeneğe sabitlenir. -Iso, makinenin sahip olduğu en düşük seviyeye çekilir. -Diyafram 8-16 aralığında seçilir. 16'da ışıklar yıldız etkisi verebilir. -Ortamın ışık durumuna göre 10 saniye ile 30 saniye arasında enstantane seçilir. Deneme yanılma yoluyal bunu bulunuz. -Kesinlikle sonsuza netlenmez, daha çok net çıkmasını istediğiniz bölgeye netleme yapılır. Bundan dolayı manuel netleme kullanınız. -Makine menüsünde uzun pozlamalarda iso gürültüsünü azaltan sistem devreye sokulur (bu nerede diye sormayın, kitapçıkta var). -Beyaz dengesini otomatiğe almak başlangıç seviyesindeki kullanıcılar için en iyi yöntemdir. -Mümkünse RAW çekip gerekli pozlama telafileri raw editleme programlarıyla verilebilir. Raw editlemeyi bilmiyorsanız jpg çekmeye devam ediniz. -Deklanşöre bastığınız anda makineyi bir miktar sallayacağınızı unutmayınız. Bundan dolayı imkan varsa bir uzaktan kumanda ile çalışınız. Eğer yoksa bu kez 10 saniye gecikmeli çekim özelliğini kullanınız. -çekim esnasında makinenin kesinlikle oynamaması, titrememesi gerekir. Keskinliğe etki eden en büyük faktör budur.

Ramiz Bey, evet, sensör temizliğinden tamire kadar pek çok şeyi yapabiliyorum.

Gece çekimleri sanıldığı gibi kolay bir iş değildir. Başarılı bir gece çekimi yapabilmek için fotoğrafçılğın temel konularını iyi bilmek gerekir. Eğer alfabeyi bilmezseniz kelimeleri yazıp cümle kuramazsınız. Yapmak istediğiniz her türdeki çekim için burada soru sorup alacağınız cevaplarla işi başarmanız imkansız. Yani bugün gelin-damat çekicem hadi bana söyleyin neyi nasıl yapmam gerekiyor, yarın gündüz konfeksiyon ürünü çekicem hangi paraflaşı alayım, akşama da boğazda uzun pozlama niyetim var, şunun reçetesini verin gibi sorulara alacağınız cevapların da böyle olması normaldir. Eğer böyle olsaydı, o zaman size şunu rahatlıkla tavsiye edebilirdim: Gidin, annenizin o meşhur pahalı tencerelerini alın. O'nun en lezzetli yemeğinin tarifini yine O'nun ağzından kaleme alın. Tıpkı onun anlattığı biçimde o yemeği siz pişirin bakalım. Aynı lezzeti yakalayabilecek misiniz?! Aaa, belki de annenizin tencereleri hiç de öyle pahalı değil, hatta en ucuzları imiş? Bak şu kadına, nasıl da, yine de, en ucuz tencereye rağmen bu kadar lezzetli yemek yapıyor! Buradaki arkadaşlar sizin gibi sitemize yeni katılanlara bir saygısızlık yapmazlar, eğer böyle bir şey vuku bulursa site yönetimi gerekli müdahaleyi yapar, içiniz rahat olsun. Bu, bizim diğer sitelerden farkımızdır. Ama arkadaşların damarına bastıysanız, büyük harf, kızgınlık belirtisi renkler ya da benzeri tansiyon yükseltici etkiler kullandıysanız alacağınız cevaplara da katlanmayı göze aldınız demektir. Şu linklerdeki temel bileşenlerin derslerini takip edin, bunlara vakıf olduktan sonra gece çekimi derslerine başlayın. Kolay gelsin: http://www.bascek.co...odlari-p-a-s-m/ http://www.bascek.co...-nasil-etkiler/ http://www.bascek.co...-nasil-etkiler/ http://www.bascek.co...asil-ayarlanir/ http://www.bascek.co...en-flu-cikiyor/

Arkadaşlar, D600'deki toz problemi ile D7000'deki yağ problemi farklı şeyler. Elma ile armudu karıştırmamak lazım. D600'ün bu sıkıntısı hakkında daha önce forum başlığı açıp ne kadar sürede belirginleştiği, ne zaman sorunun ortadan kalktığı konularını anlatmıştım. D600'de kullanılan perde mekanizmasının üzerindeki kaplama ilk 1000-3000 çekimde aşınma sonucu öğütülme işlemi görmüş gibi sensörün üzerine düşüyor. Bahsedilen çekim sayısı aralığında 2 kez normal sensör temizleme işlemi yapıldıktan sonra tekrar karşılaşılmıyor. Bu veriler Lens Rental'ın 40 gövde üzerindeki işlemlerinin verileridir.

Hocam, benim sözüm geneledir. üzerinize alınmayınız lütfen. Ayrıca: Eşim, amcam, birden fazla yeğenim sizin gibi öğretmenlik mesliğini seçmişlerdir. Bu meslekte bir yeğenimi beğenirken diğeri hakkında hiç de iyi düşüncelere sahip değilim. İşte bu yeğenim gibilerden dolayı yukarıda paylaşılan fotoğrafın çok iyi anlattığı bir gençliğe sahibiz. Eşim TR 'de mesleğini yapamaz; çok sert olacak ama velilerin akıl sağlığı konusunda endişeliyim orası için. Aynı veliler burada bir ay kalsalar tümünü psikolojik desteğin verildiği bir kuruma kapatırlar. özetle, siz konunuzda haklısınız, ama ne yazık ki sayınız da az, kuvvetiniz de. Sel olmuş akan bu akıl sağlıksızlığını durdurmaya yetmezsiniz.

İlginç olan bunun bir eğitim gezisi olması. Yani orda bir ya da iki kişi bu konuda usta/öğretmen konumunda, diğerleri ise öğrenci. İmam o...rsa, cemaat ne yapar?

Aramıyorum, yine de beni buluyorlar abi

Ben ND filtreyi bu iş için hiç kullanmadım, mevcut ND filtrem ise ucuz bir model idi ve renk konusunda hiç memnun değildim, sattım. Bu iş için kullanacaksanız sanırım ucuzlarla başlamak mantıklı, renklere sonradan müdahale edip düzeltebilirsiniz.

Her lensin bir en kısa netleme mesafesi vardır. Bu her lense göre değişiklik gösterir. Üzerinde makro özelliği yazan lensler sadece belli bir aralıkta 1:2 oranında bÜyÜtme yapabilirler, bu oranda da yine en kısa netleme mesafesi lensin kitapçığında verilmiştir. Temel derslerden başlayıp ekipmanınızı tanımanızı tavsiye ederim. Kolay gelsin.

"Zoom'da netliği bir türlü yakalayamadım" derken neyi kastediyorsunuz? Sözkonusu modelin birden fazla versiyonu var. Bir Nikon D3100 gövde için bu lensin üzerinde fokus motoru olan versiyonunu satın almanız gerekir. Eğer motorsuz standart versiyondan bahsediyorsanız D3100 üzerinde oto fokus yapmasını beklemeyin.

Ben bundan önce TTL olmayan pek çok marka kullandım. Sonrasında kısa bir süre bir arkadaşımın Pocket Wizard'ını kullandım, çok memnun kaldım. Ardından bir arayışa girdim, o dönemde Phottix sadece Canon için bi ürün çıkarmıştı, Nikon bekleniyordu. Sonunda Phottix Nikon içinde çıkardı ancak fiyatı Pocket Wizard ile hemen hemen aynı idi. Dolayısıyla bundan bir yıl önce toplamda cebimden 135 dolar çıktı, bu rakam 2 adet alıcı 1 adet verici ünite için! Şimdilerde fiyatı nedir bilemiyorum, ebay üzerinden de bakmakta fayda var. Yongnuo, kötü sayılmaz, bir kaç modelini kullandım, şimdiki TTL sistemiyle ilgili ürününü tanımıyorum. Kullanıcı görüşlerini beklemek lazım. Eğer fiyat aynı ise tabii ki Yongnuo daha mantıklı. Bu üründe bi yerleri kapatmak derken, zaten paketin içinde gelen edavatla onu yapıyorsunuz ve sistemde bi değişiklik yok aslında. Güneş ışığından etkilenmesin diye yanında bir iki adet kendinde yapışan, ortasında delik olan süngerler var o kadar. Yani bi şeyler kapalı kalmıyor merak etmeyin. Normal olarak da kullanabiliyorsunuz.

Avrupa'nın bana öğrettiği çok şey var aslında Gökhan. Ben Avrupa'nın her şeyini değil, faydası olacak kurallarını aldım. Mesela patronumun benimle birlikte kahve makinesi kuyruğunda beklemesi, patronumun benden önce gelip işyerinin kapı kilidini açması gibi. Sanırım genel itibariyle "biz babadan böyle gördük" desek daha doğru. çok kötü bir dönemde ilk-orta-lise eğitimi almış olsam da, Adapazarı'nda oturmanın avantajıyla çok iyi öğretmenlerden ders aldık biz. Maalesef artık o idealist öğretmenler yok. Şimdikilerin yetiştirdiklerini sokaklarda görüyoruz, hiç de iç açıcı bir durumda değiller. Sırf bu yüzden çocuklarımın eğitimini burada tamamlamasını bekliyorum, sonrasında nasipse ver elini Türkiye.

Yongnuonun bu yeni modelini deneme fırsatım olmadı, çalışması konusunda bilgim yok. Daha önceki modellerini kullandım, RF602 ve RF603. Size tavsiye ettiğim model kendi kullandığım bir model. Ayağına takılmayın, çalışma sistemi bilindik, alışıldık teknikten değil. Kızılötesi ile çalışıyor. Şimdi burda bunu izah etmeye başlarsam iki sayfa yazmam gerekir. özetle, i-TTL olarak tıpkı bir Pocket Wizard TT1 ve TT5 in yapabildiğini yapan, tıpkı bir SU800 ün yapabildiğini yapan bir set bu. Ben 1 adet verici ve 2 adet alıcı ünitesi olarak satın aldım ve en son geçtiğim ctesi günü sert güneş ışığı altında gelin damat çekiminde SB900 ve SB800'ü bir SU800 ile tetikledim. Aynı şekilde makinenin dahili flaşıyla da tetikleyebiliyorsunuz. özetle, teknik olarak görünümüne aldanmayın, güvenilir bir tetikleyici bana göre.

Eğer orjinal Nikon flaş kullanıyorsanız: En stabil yolu Pocket Wizard TT1 ve TT5 setidir. Ancak fiyatı malum. Daha ucuz bir ürün arıyorsanız: Şu linkteki ürünlerden AK-TTL Wirelles Trigger ile çalışabilirsiniz. Ben bu ürünü yaklaşık 1 yıldır kullanıyorum, vazifesini eksiksiz yapıyor.

Evet, sözkonusu kanalda izlemiştim bir kez, eğitimcilerin şive ile konuşmalarına hala alışamadım maalesef, ilk olarak K harfleriyle dikkatimi çekmişti kendisi. Sonradan öğrendim ki eğitimci değilmiş zaten. Kendisini tv ve netten tanırım o kadar. Nasıl bir kişiliktir, neyin nesidir bilmem. Gördüğüm, duyduğum, okuduğumla bildiğim biridir. Eğitimci olmak için işi bilmek yeterli değildir bana göre. Bu hatayı TR'de hep yapıyoruz; adam matematik öğretmeni, ama çocuk psikolojisi almamış! öğretmen olmak için öncelikle eğitim vereceğin yaş grubuyla ilgili olarak psikoloji dersi almak zorunludur Avrupa'da. Meslek dersleriyle ilgili eğitim ise daha sonra gelir. Bizde o kadar çok öğretmen var ki, bana göre meslekle alakaları yok. Bunun sonuçlarını NL'de gördük, tam bir fiyasko idi Türkiye açısından. Türkçe dersleriyle ilgili olarak Türkiye'den buraya öğretmenler gönderdiler. Burda bir çocuğa değil dokunmak, bağırmak bile ceza-i müeyyideyi getirir. Tabii bunu bizim öğretmenler bilmez; bağırdılar, çağırdılar, kendi yöntemlerini uygulamaya çalıştılar, kendi cezalarını vermeye çalıştılar ve sonuçta meslekten men ile başlayıp en sonunda devletin Türkçe derslerini kaldırmasıyla son buldu. Sözkonusu öğretmenler öğretmenler odasında bile yalnız oturmaya mahkum kalmışlardı, çünkü aldıkları eğitim o kadardı. Meslektaşlarıyla iletişim kuramıyorlardı, bir ingilizceleri bile yoktu. Neyse. Bundan dolayı ben haddimi bilirim. İşi biliyor olmak o konuda eğitim verebilir manasına gelmez. Ben iyi bağlama çalabilen iyi bir müzisyenim, kendi yaş grubumla ilgili birkaç tanınmış isme dahi çaldım TR hayatımda, ama bunun dersini veremem. Uzun yıllar tır şoförlüğü yapmış biriyim, tekerleri lastikten uzunluğu 35 metreye kadar her türlü aracı sürme yetkim var, ustalık diploması düzeyinde hemde, ama bunun dersini veremem. Analog zamanın tv tamircisiyim, plaket bazında değil, komponent bazında tek tek arıza arayıp bulan eski ustalardanım, TR şartlarında bulunamayan transistörlere tek tek özellikleriyle inceleyip muadil bulan ustalardanım, ama bunun dersini veremem. Edebi yönden kompozisyonum fena değildir, gramerime güvenirim, okuldaki hocalarıma duacıyım bu yüzden, ama bunun eğitimini veremem. Bu yüzden haddimi bilirim diyorum. Sorulan sorulara sahip olduğum tecrübeyle cevap vermeye çalışıyorsam, pek çok derin teknik noktada Ertan hocanın bloğunu işaret ediyorsam, bu sadece insanlara faydalı olmak adınadır. Her kaynağa da güvenilmiyor günümüz webinde. Bu yüzden hocanızı iyi seçin derim. Ertan hoca Canon'a yakın bi izlenim bıraksa da bende markalara hiç torpil yapmadığı açık, bu yüzden onu işaret ediyorum. Oturduğum ülkede çevremdeki insanlara, özellikle yeni başlayanlara yardımcı oluyorum, en azından temel konuları anlatıyorum. Ama bu benim bu konuda eğitimci olduğum manasına gelmez. çünkü insan eğitimi, öğretmenlik vasfı üzerine bir tahsilim yok benim. Dikkat ederseniz kolay kolay "ben fotoğrafçıyım" dahi demiyorum, çünkü bana göre ben hala fotoğrafçı olamadım. Ki ülkemizde 2004'e kadar şiir yazan halkımızın bu tarihten sonra isminin sonuna "photography" yazıp kendini fotoğrafçı olarak tanıtmasına rağmen. Ben sadece bildiğimi paylaşır, hurafe ve şarlatanlığa tahammül edemem o kadar. TR'ye gelmek her gurbetçinin rüyasıdır. Mesleğimi icra edebileceğim bir iş bugün bulsam, yarın hemen başlarım TR'de!

D3200'ün yanında Mediamarkt bedava bir wifi aparatı veriyordu. Aynı işlemi yapabiliyor, ama sadece 3200 ve 5200

Gökhan sen alemsin, hala hızlı okuyup yanlış anlıyorsun. Benim cümlemi tekrar oku, "belgeselci" yazdığımı göreceksin. Kaldı ki Cemal Gülaş'ı tanımayıp Şirinkan'ı tanıyor olman herşeyi açıklıyor

Hangi video Gökhan? Benim yazdıklarımdan videoyu nasıl çıkardın? Şirinkan'ı çok eskiden beri takip ederim, ne olduğunu, ne olmadığını da bilenlerdenim. Bir yerlerde hoca olabilmek için artık yeterlilik aranmıyor TR'de maalesef. Yeterli-yetersiz hocaların yetiştirdiklerini de görüyoruz zaten, sokaklardaki hallerinden belli gençlerin. Neyse, dedim ya, arz talep meselesi. Diğer eğitmen şahıs kendi kişisel websitesinde eğitim verdiğini, hatta bir Aydın'lı müşterisine bir kaç arkadaş daha bulursa maliyetin düşeceğini, çünkü otel ve otobüs ücretinin onlar tarafından ödenmesi gerektiğini yazmıştı bahsettiğim tarihlerde. Ortada video falan yok Gökhan! Benim Türkçem kötü mü arkadaşlar? Neden iki kez yazmak zorunda kalıyorum?

Farklı bir durum, yani 16-85'den 18-55'e değil de 17-55'e geçer insanlar genelde. Eğer bütçeyle ilgili bir durum ise anlayabilirim. Keskinlikte bi eksiğiniz olmayacak, hatta bazen daha keskin bile diyeceksiniz. Zoom genişliğinden başka bi eksiklik hissedeceğinizi sanmıyorum. Bakmayın milletin gitlens dediğine, usta ellerde harika işler çıkarıyor.

Arkadaşlar, siz bu şahsın şu andaki websitesine göre konuşuyorsunuz. Ben bunu 2009-2010'larda okudum, o dönemde il il gezip otobüs ve otel parasını müşteri/müşterilere ödeterek ders veriyordu. E zaten işin içinde Şirinkan varsa daha başka bi şey söylemeye gerek yok Belgeselci Cemal Gülaş'ın fotoğraf nedir sorusuna cevap veremeyen Şirinkan nedense son dönemde fotoğrafçı ve eğitmen olarak belli bir kesim tarafından çok tutuldu! Neyse, nabza göre şerbet veriyorlar demek ki. Allah kolaylık versin TR'de oturan, Türkçe kaynak ve bilgi arayanlara.