İçeriğe git

Nikontürk

Forum Dedektifi
  • İçerik sayısı

    2.342
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Gün Kazandı

    1

Nikontürk kullanıcısının paylaşımları

  1. Nikontürk

    2 LENS ARASINDA KALDIM :(

    Doğan görünümlü Şahin yani. Neden dünyadaki diğer fotoğrafçılar böyle yazmıyor da bu sadece bizim sitelerimizde var, benim isyanım bunadır.
  2. Nikontürk

    2 LENS ARASINDA KALDIM :(

    50 mm'nin kesinlikle portre lensi olmadığını dünyada bütün fotoğrafçılar söylerken neden benim ülkemde hala bu lens portre lensi olarak yazılıyor anlamış değilim. Bu konuyla ilgili olarak da rakamlarla beraber hangi mm'nin portrede uzmanlar tarafından kabul gördüğünü yazmıştım. Sadece ucuz olduğu için DX formatında 75 mm ye tekabül eden bu lensi lütfen portre lensi diye anmayın, bunun bilimsel olarak hiçbir dayanağı yok. Portre çekimleri için 35 mm bazda 85 mm ve yukarısında bir lens kullanmak zorundasınız. 130 mm de en uygun sonuçların alındığını bütün fotoğrafçılar tasdik eder. Eğer 90 mm lik bir lensiniz varsa gövdeniz APS-C bir sensöre sahipse bu yaklaşık 135 mm'ye tekabül eder ve kesinlikle gayet güzel bokehli (lensin performansına bağlı olarak) portreler elde edersiniz. Allah aşkına bırakın artık şu 50 mm'yi portre ismiyle anmayı bütün Türk forum sitelerinde olduğu gibi.
  3. Nikontürk

    2 LENS ARASINDA KALDIM :(

    Dayanamadım yine cevap verdim sana Yiğit: http://www.nikonturk.com/konu/630-her-is-icin-ayri-lens-alinmasimi-gerekiyor-makale/page__fromsearch__1
  4. Nikontürk

    Vr mi f2.8 mi

    O halde alın bi tane üçüncü parti mallardan, nasılsa daha ucuz. Tabii ki aralarında çok iyi lensler var, bazen bir Sigma 50 mm'nin Nikon'dan çok daha iyi performans vermesiyle şaşırabilirsiniz mesela, bu bir gerçek. Ama bahsettiğiniz 17-55 mm'nin şimdiye kadar yanına yanaşabilen bir lens yok. Türkiye'de bir Canon gövde üzerindeki Tamron 17-50 mm hikayesine sözü getirecekseniz bu konuda çok yazıldı ve konuşuldu, artık insanlar bunu biliyorlar. Yani aynı Tamron bir Nikon gövde üzerinde aynı performansı veremiyor. Dolayısıyla, eğer bütçeniz 17-55 mm ye yetmiyorsa buna en yakın performans için Tokina 16-50 mm, sonrasında Sigma ve en son Tamron olarak seçiyorum, ben bu şekilde tecrübe ettim. Hattı zatında ben Tamron'u eve hiç sokmuyorum, çünkü bu marka lens ile Nikon üzerinde hiç doğru beyaz bir fotoğraf çekemedim ben. Benim gibi düşünen bir kaç teknik adam daha var, mesela şu.
  5. Nikontürk

    Vr mi f2.8 mi

    Eğer Nikon marka bir gövdede kullanacaksanız 17-55 mm F2,8 ile aynı performansı verecek başka bir marka yoktur. 55 mm aralığında bile eliniz titreyecekse tripod kullanmanız daha mantıklı olur. Dikkat edin, nedense 24-70 mm F2,8 Nano versiyonunda da VR yoktur. Yani bu lensi kullanacak seviyedeki kullanıcı zaten VR özelliğini kapatmayı tercih etmektedir. Ancak belli bir mesafeden sonra VR kullanışlı olabilir bana göre, örneğin 70-200 mm. Tabii tercih meselesi. Ben mecbur kalmadıkça, gücüm yettiğince Nikon gövdede yine Nikkor lens kullanma taraftarıyım.
  6. Videoda sorun yok, yarıda falan kesilmiyor. Sisteminizi, internet bağlantınızı kontrol ediniz.
  7. Nikontürk

    D5100'den sonra'sı

    Hemşeriye iltimas geçmek ha Furkan Bey, hiç kimse böyle tavsiyede bulunmaz, git şu nu al deyip paranızı boşyere heba etmenize sebep olur. Kıymetini bilin. özetle, cebinizdeki para dursun yerinde, harcamayın. D5100 ile çekemediğiniz hangi fotoğraf var ki saydığınız üst model gövdelerle çekebileceksiniz dersem cevap bulamazsınız sanırım. Bir süre daha devam edin bu gövde ile.
  8. Nikontürk

    Nikon D200 mü yoksa D90 mı

    CCD'nin iyi olduğu noktalarda sizinle aynı düşüncede olmama rağmen CMOS sensördeki görüşlerinizin tümüne katılmıyorum. Teknik açıdan kullanmış olduğunuz gövdelere bakınca üst seviye makina kullanmamış olmanızın bunda etkisi olduğunu düşünmeye başladım. Aynı şekilde D7000 ile aynı sensöre sahip bir D5100'den jpeg çıktı aldığınızda bu sıkıntıyı yaşarsınız ve tekrar D80 gibi makinaların görüntüsünü aramaya başlarsınız. Ama o CMOS sensörü bir D300 kasasında deneme imkanınız olursa daha farklı neticeler alırsınız. Bir D3 ile bir D1 veya D2 bana göre bu noktalarda bile kıyas kabul etmez. Yeter ki raw çekip Capture NX ile işleyin, bakın o zaman o CCD'de alışageldiğiniz tadı nasıl alacaksınız. Yanılmayın, CCD'nin burun farkıyla ileride olduğu durumlardan dolayı, yani dışarıda bol ışık altında, bir süre ben de D200'ümü yedekte bulundurmuştum, ama uğraştığıma değmediğini bir gün anladım ve elimden çıkardım. Yani her ne kadar bilgisayar kontrollü araç almadan ben hala eski manuel sistem araç kullanacam, çünkü arızasını kendim yapabiliyorum deseniz de bir gün mecburen yakıt sistemi bile bilgisayarla kontrol edilen araçlardan almak zorunda kalıyorsunuz.
  9. Nikontürk

    d7000 sensör temizliği

    Lensrental.com'dan sonra Dpreview.com tarafından da D600'ün bir aylık bir kullanımdan sonra sensöründe tozlar biriktiği yazıldı. Ancak tozların basit hava pompası ve ardından nemli temizlik gereciyle kolayca temizlenebildiği de vurgulanmış.
  10. Nikontürk

    d7000 sensör temizliği

    Valla bana göre sıkıntı yağ problemi olsa bile ben üzülmem. Sonuçta zerre miktarınca fazla yağa sahip bir shutter mekanizmasının yağsız shutter mekanizmasından daha uzun ömürlü olacağını düşünürüm. Her lens değişimi veya diğer faktörlerden dolayı sensörümüz kirleniyor ve temizlemek zorunda kalıyoruz. Varsın bir kaç kez de yağ sıçramasından dolayı temizlensin, bütün ömrü boyunca o yağ orada kalamıycak. Buradaki püf noktası doğru solusyon (bu yağı çözebilen evsafta) + doğru araç gereç ve işinin ehli teknisyenlerce bu temizlik işleminin yapılması. O halde bu sıkıntıdan dolayı geri gönderilmiş D7000'lere biraz yazık oluyor. Eminim refurbished etiketiyle tekrar satışa sunuluyordur; hatta TR'de bu etiketi bile üzerine koymadan yeni ürün diye satılır. Nasılsa yetkili servis sahip olduğu Nikon servis yazılımlarıyla shutter sayacını sıfırlamıştır, öyle değil mi?
  11. Ben TR'de oturmuyorum, bundan dolayı size yanlış bilgi vermek istemem. TR'nin fiyatları ve Nikon TR'nin bu tür mallara uyguladığı kota/vermediği garanti servisi hakkında bilgi edinmenizi tavsiye ederim.
  12. Nikontürk

    d7000 sensör temizliği

    Demek ki lensin F32'yi destekliyormuş Gökhan, her lens bunu yapamıyor.
  13. Bu durumda eski analogçuların aklı Nikon F4, F5, F6 gibi makinalarda kalacaktır Tabii bir de elde edilecek görüntünün kalitesi var, bakalım performansı nasıl olacak bu aletin?
  14. Nikontürk

    d7000 sensör temizliği

    F32 değerine her lens sahip değildir, makinanın F32 rakamını göstermesine aldanmamak lazım, bu noktada bi yanlış anlaşılma olmasın. F22'nin üzerindeki diyafram değerlerinde difraksiyon aşırı seviyededir, bundan dolayı F22'nin üzerindeki bir değerle test etmenin pek bir getirisi olmayabilir. Makroda bile difraksiyon sıkıntısından dolayı onca sığ alana rağmen F22'nin üzerine çıkılmamaya çalışılır, bundan dolayı stacking yöntemi kullanılmaktadır. Testinizi bol ışıklı bir ortamda, düz beyaz ve homojen renk dağılımlı bir düzlemde, flaşsız, tripod kullanarak yapmanız en güvenilir olan yöntemdir. Softbox inkanınız varsa harici bir flaşla bunu doldurmak daha iyi bir sonuç verebilir.
  15. Nikontürk

    d7000 sensör temizliği

    Bunların yağ lekesi olduğu konusunda pek emin değilim, makinayı bir bilene kontrol ettirmeni tavsiye ederim.
  16. Nikontürk

    d7000 sensör temizliği

    Yağ lekesi sorunu olan makinalara çok ilginç bir şekilde TR ve diğer ülkelerde rastlandığını düşünüyorum. Bu işin içinde bi bit yeniği var ama bunu ortaya çıkarmak, ispatlamak imkansız görünüyor. Sözkonusu yağ lekesi problemli bir D7000'i 3 kez yaklaşık 500 çekim arayla temizledim. Artık yağ derdi yok, sanırım artık fazla yağ kalmadı shutter mekanizmasında . Normal tozlanma her makinada olduğu gibi var tabii.
  17. Nikontürk

    d7000 sensör temizliği

    Bu karelerdekiler yağ değil, normal toz lekesi. Standart bir sensÖr temizliği işlemiyle, hatta belki de sadece hava ile temizleme tekniğiyle bertaraf edilebilir.
  18. Nikontürk

    d7000 sensör temizliği

    Sensör temizliğinde iki farklı solusyon var: Köken olarak bildiğimiz etil alkolun elektronikte klulanılan şekli, yani metanol. İlk modeli Eclipse adı altında piyasada satıldı, CCD sensörler için uygun. İkinci modelde biraz daha fazla su karışımı var, amaç CMOS sensörlerdeki tin oxide kaplamaya zarar vermemek, ancak su miktarı fazla olduğu için kuruma süresi de uzun. Bu ikinci sıvı ise Eclipse E2 adı altında satılıyor. Şu linkleri inceleyiniz: https://www.rittz.com/catalogsearch/result/?q=eclipse http://www.lensrentals.com/blog/2012/10/d600-sensor-dust-issues http://www.lensrentals.com/blog/2010/04/how-to-clean-a-camera-sensor
  19. Setinizin bu olduğunu varsayıyorum: D5100+18-55mm+55-200mm. Bu aralıktaki lenslere sahip biri geniş açı dediği zaman akla gelebilecek modeller şunlar: (tabii ki üzerinde fokus motoru bulanan lensleri yazıyorum): - Nikon 12-24 mm AFS - Nikon 10-24 mm AFS - Nikon 14-24 mm AFS Full frame uyumlu. - Tokina 12-24 mm 2. versiyon - Tokina 11-16 mm bu modelde fokus motoru var mı bunu araştırmak gerekiyor. - Sigma 12-24 mm HSM Full frame uyumlu. - Sigma 10-20 mm HSM - Sigma 8-16 mm HSM - Tamron 10-24 mm SP Bu lenslerden birini Amerikadan almak ne kadar mantıklı olur, uzun vadede garanti durumunu da hesapladığınız zaman ne kadar avantajlı olur gibi soruları da kendinize sorunuz.
  20. Nikontürk

    video çekimi

    Konuya şu açıdan bi giriş yapalım: Yatırım lense yapılır, iyi bir lens normal şartlarda 20-30 yıl kullanılır. Şu ana kadar bunun Nikon'da böyle olduğunu gördük. Başka markalarda mount değişikliği yüzünden kullanılamayıp çöpe atılan lensleri saymıyorum, örneğin Canon FD ve EF-EFS lens ikilemi. Peki gövdelerin ortalama kullanım süresi ne kadardır diye sorarsak ben en fazla 5-6 yıl veriyorum. Hatta bu işi meslek olarak yapanların 3 yılı geçirmeden gövdelerini değiştirdiklerini, teknolojiden geri kalırlarsa müşteri kaybedecekleri kaygısı taşıdıklarını biliyoruz. Peki, 5 yıllık bir Canon 5D Mark modeli (ki bu model halen TR'deki müzik klip çekimlerinin yaklaşık %80'in de kullanılmışve kullanılmaktadır) bu noktada bi sıkıntı var mı? DSLR üreticilerinin video boyutundaki kısıtlamaları ya ısınma probleminden ya da dosya boyutundan kaynaklanmaktadır. Video çekiminden dolayı sensörde oluşabilecek bir aşınma-eskime (eğer varsa), normal kullanıcı tarafından asla anlaşılamayacak bir seviyede olduğunu düşünüyorum. Şöyle kafadan atma bir teoride bulunma hatasını yaparsak, sürekli olarak şiddetli ışığa maruz kalmış bir sensörün ki bunu video çekimi olarak düşünün, çektiği fotoğraflarda renk ve parlaklık noktasında çok az bir miktarda performans düşüşü belki yaşanabilir. Sonuçta bu teknoloji harikaları bir sürü mühendislik tasarımı ve testlerinin sonucudur. Tabii ki bir arabanın freni aşınacaktır, ama aşınma olacak diye frene basmamak pek mantıklı bir durum değildir. Kaldı ki bu ürünleri sadece video çekimi için almak ancak ve ancak özel durumlarda mantıklı bir seçim olur: örneğin binlerce lira verip full HD video kamera ve üzerine en az 2 lens alıp tekrar binlerce lira ödemek yerine; bir video özellikli DSLR ve iki adet satın alınabilecek fiyatta lens ile klibini çok ucuza maledebilirsiniz. Ama elinizdeki makinanızla zaman zaman ailenizi, gittiğiniz bir konserde sevdiğiniz sanatçıyı, tatildeyken gözünüze hoş gelen görüntüleri çekmenin makinanıza ne kadar zararı olabilir ki?
  21. Stüdyoda ışık sizin emrinizdedir, istediğiniz gibi yönetir, yönlendirirsiniz. Mesela dışarıda, arazide, sahada, zor şartlarda, ışığa sizin hakim olamadığınız durumlarda en iyi performansı bulabilmektedir. Siz, TR'deki stüdyolarda Canon görebilirsiniz, kimbilir bunun belki de bir miktar maliyetle ilgisi vardır. Ama Avrupa'da durum öyle değil. İki büyük marka arasında denge var burda. TR'deki pazar büyük bölümünün Canon'da olmasına aldanmamak lazım. Benim bu ülkede gördüğüm şudur: Eğer fotoğrafçı ekipmanını kendisi satın alıyorsa genelde Nikon, ama ekipman şirketin malı ise genelde Canon. Bu arada, Canon Nikonu döver, yok Nikon Canon'u döver gibi bir görüntü verdiğim düşünülebilir; bana göre pro modellerde her iki marka da burun farkıyla farklı noktalarda birbirlerine üstünlük sağlıyorlar o kadar. Ama giriş seviyesinde bana göre Canon biraz daha geride kalıyor. Benim Canon'a özel bir garezim yok, sadece tekniğini, tuş yerleşimini, menü mantığını sevemedim; ama yinede işyerinde mecburen kullanmak zorundayım, sevmesem de. Patronum o markayı almış, yapabileceğim bi şey yok. Yani benim için Nikon Windows, Canon ise Apple IOS. Yani kendimi çok fazla hapsedilmiş hissediyorum, Windows gibi rahat hareket edemiyorum. Ayrıca belli bir seviyedeki fotoğrafçıya hangi makinayı verirseniz verin, ilk 15 dakika acemilik çeker, sonrasında normal çalışmasına devam eder. Ama hangi makinada zevkle çalışıyorsun diye sorarsanız o zaman kendisine yakın bulduğu markayı söyler. Ben Nikon seviyorum, sevgiyi engellemeyezsiniz.
  22. Spor müsabakalarında kullanılan Canon'ların hangi çarpana sahip olduğunu bi araştırmanı tavsiye ederim. Sonra o çarpan miktarıyla hangi lensleri kullanabileceğini de hesaplamalısın. Sonra da bu aralıktaki lenslerin Canon ve Nikon markasındaki fiyatlarını kıyaslamalısın. Yani, o ekipmanları satın alan patrondur, muhabirin kendisi değil. O halde daha ucuz ekipmanla daha fazla yaklaştırma ve megapixel olayı burda devreye girer. Senin bu beyaz lensleri saha kenarında gördüğün dönemde 18 mp sensörü ve 1,2 ile 1,6 x çarpana sahip gövdeler Nikon'a göre daha ucuza geliyordu. Bi de Canon'un daha ucuz lensleri üzerine konulunca adam niye Nikon alsın ki? Yani özetle aynı işi Nikon ekipmanla yapmak istersen daha fazla para ödemek zorundasın.
  23. Bu konuda seninle aynı düşüncede değilim Cem. Video konusunda bahsettiğin saniyedeki frame sayısıdır. Canon'un pek çok modelinde 50 ila 60i rakamından dolayı bu durum böyledir ancak bu "interlaced" tekniğiyle satırlanmış bir karedir. Dolayısıyla sinemada norm kabul edilmiş 24p olayından dolayı bunun büyük bir önemi yoktur, eğer istenirse video işleme programlarıyla 60 interlaced'e kadar yükseltilebilir, film üreticileri bunu zaten hep yapmaktadır. Kaldı ki son modellerde Nikon da 60i ye kadar destekleyen bir algoritma izlemektedir, örneğin D600, ama çok gerekli midir, bana göre değil? Canon'un netleme hızı sadece en son model 1DxS, yani şu amiral gemisi niteliğinde olan D4 le kıyaslanan (model numarasını yanlış yazmış olabilirim, çünkü o da artık Nikon gibi bi şey olmuş!) modelinde bir gelişme göstermiştir. Burdaki netleme hızı bana göre yine de Nikon kadar hızlı değildir. Sadece saniyedeki çekim karesi bu kez D4'ten biraz fazladır. Netleme hızı yine lensin hızıyla da doğru orantılıdr ki Nikon lensleri dünyada en iyi optiğe sahip diye kabul edilirler. Bir Nikon lensi Canon gövdede kullanabilmek için adaptör vardır ama bunun tersi yoktur. Dolayısıyla sadece bir modelinde saniyede daha fazla kare çekebilen bir Canon bana göre Nikon'dan daha hızlı sayılamaz. 2008 yılından bu yana D3 ve varyasyonlarında her zaman dünyanın en hızlı makinası ünvanını elinde tutan Nikon'un hem netleme hızı hem de saniyedeki çekim hızı olarak herkesin kabul ettiği bir tekniğe sahiptir. Canon bu netleme hızı konusunda ancak ve ancak 2011-2012 aralığında RGB sensöre geçerek (yıllardır siyah beyaz ölçüm sistemi kullanır Canon, Nikon ise filmli zamandan bu yana hep renkli yani RGB ölçüm sistemini kullanır, hızı ve kararlılığı bu belirler) sadece bir iki modelde bunu kullanabilmiştir. Giriş seviyesindeki bir kullanıcı Canon'daki bu video akışkanlığı konusuna kanar, ama gerçekten video işlemeyi bilen birinin gözünü boyamak zordur. Bundan dolayı ucuz bir çözüm olarak pazarda uzun süredir kabul gören bir 5D MarkII video konusundaki saltanatını artık D800'e kaptırmıştır. çünkü D800 şu anda kendi sınıfında sıkıştırmasız HDMI çıkışı verebilen, hem de bunu broadcasting kalitesinde yapabilen tek makinadır. Dolayısıyla broadcasting sektöründe 50i veya 60i rakamlarının pek bir önemi yoktur, önemli olan detaydaki keskinlik ve gerçekliktir. Eğer ihtiyaç olursa saten 29,99p olarak yapılan çekimler daha yukarılara manipule edilebilmektedir. Tüm buna rağmen son çıktılar sinema sektörü olarak yine 24p de kalır.
  24. Hız derken neyi kastettin Cem?
  25. Teşekkür ederim Kazım Bey. Bir nebze faydalı olabildiysem ne mutlu; özellikle günümüz dijital çağında webin yalan yanlış bilgilerle çöplüğe döndüğü bir dönemde, hele ki okumayan insanımızın uyanık satıcılar tarafından kolayca avlandığı Türkiyemizde buna çok ihtiyaç var diye düşünüyorum. Benim şimdiye kadar Nikkor 18-135 mm lensten 2 kopya kullanma imkanım oldu. Nedense her ikisinden de bir 18-55 mm'nin keskinliğini alamadım. Buna karşılık bu lensten memnun kalan arkadaşlar bolca var. Ama dikkatinizi çekerim, Nikon bu lensin yerine 18-105 mm yi çıkardı ve bu model ile bu aralıkta devam ediyor, yani vardır bir hikmeti diyorum. Şimdi, 18-200 mm (ki 2 farklı versiyonu var) tam bir tak gez, tatil lensidir. Kendi sınıfında diğer markaların ürettiği muadiller bu lensin performansına erişememiştir, ama; eğer çok ince eleyip sık dokuyan biri iseniz (mesela bizim siteden ümit hocam bu lensten kullanıyor) bu lensin köşelerdeki kararmasından şikayetçi olabilirsiniz. Unutmayın ki zoom aralığı başlangıç mm'sinin 3 katından fazla olan lenslerin keskinliği, kontrastı, renk doğruluğu ve CA durumu tartışmaya açıktır. Bundan dolayı benim tercihim 18-105 mm olur. Aradaki 95 mm lik eksikliği günümüz teknolojisinde bol miktardaki sensör MP i ile çözer, pc ortamında keserek yaklaştırmayı yeğlerim. Ama benim bütçem müsait, çok fazla geziyorum ve lens değiştirmek istemiyorum diyorsanız tabii ki 18-200 mm alabilirsiniz.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.