Türkçe karşılığı Makro uzatma tüpü olan bu alet 5 adet demir parçadan oluşan içi boş bir tüptür. Adından da anlaşılacağı üzere fotoğraf makinemizle macro (yakın çekimler) yapmamınza imkan sağlar. (Yazının tamamında macro olarak kullanılacaktır). Fiyat olarak oldukça makul olan bu ürünü elimden geldiğince ve kendi çektiğim fotoğraflarla anlatmaya çalışacağım. Tüp toplamda 5 parçadan oluşuyor. İlk parça fotoğraf makinesine uygun lens ağızıdır. Ondan sonra farklı kalınlıklarda 3 adet ayrı parça daha bulunur. istediğiniz sıra ve şekilde bu parçaları takıp macro mesafesini ayarlayabiliriz. Son parça da lensin takıldığı parçadır. Bu konuda anlatacağım elektrik bağlantısı olmayan üründür. Elektrik bağlantısı olmadığı için lensin yada makinenin otomatik netleme fonksiyonunu mağlesef kullanamıyoruz. Netlemeyi kendimiz ayarlamak zorundayız. Bu da işimizin en zor kısmı diyebilirim. Ayrıca bu tüpü ve lensimizi makineye taktığımızda makine yine elektrik bağlantısı olmadığından lens yokmuş gibi davranacaktır. Nikon marka makinelerde Manuel mod dışındaki tüm çekim modlarında F– gibi bir hata mesajı verir ve çekim yapmaz. Canon makinelerde ise herhangi bir hata vermemekte ve çekim yapılabilmektedir. Ama her halukarda makineyi de manuel modda kullanmaktan başka çaremiz yok. Bu da demek oluyor ki o anki ışık şartlarına göre enstantaneyi biz kendimiz ayarlayacağız. Diyaframı yazının ilerleyen bölümlerinde nasıl değiştirdiğimize deyineceğim. Tüpü ilk satın alıp denediğim zaman büyük bir şaşkınlıkla karşılaştım. Makineyle birlikte gelen Nikkor 18-135mm f3.5-5.6 lensimle deneme yapıyordum. Vizörden kapkaranlık bir görüntü çıkıyor ve hiç fotoğraf çekmiyordum. Bunun nedenini biraz arştırma yaptım ve öğrendim. Nikon marka fotoğraf makinelerinde lens her zaman en kısık diyafram ayarında durur ve bu şekilde makineye takılır. Makine kendisi istenilen ayarda diyaframı açar ve fotoğraf çeker. Yukarda da belirttiğim elektrik bağlantımız olmadığından ve lens en kısık diyaframda (genelde F22) olduğundan makine diyaframı açamaz ve karanlık bir görüntü ile karşılaşırız. Bu sorunu çözmek için lensin makineye bağlandığı bölümde yukarı aşağı oynayan demir bir parça göreceksiniz. Oraya tercihen plastik yada karton gibi bir parça sıkıştırıp diyaframın en açık konumda olmasını sağlıyoruz. Eğer diyaframı kendimiz değiştirebildiğimiz lensiniz var ise böyle birşeye ihtiyacınız olmayacaktır. Canon’da ise lensin diyaframı hep en açık konumda durur ve öyle makineye takılır. Nikon’da karşılaştığınız bu sorunu Canon’da yaşamayacaksınız. Uzatma tüpünü ve lensi makineye taktıktan sonra artık macro çekimlerimize başlayabiliriz. Çekim yaparken dikkat etmeniz gereken birçok husus var. İlk olarak makineniz manuel modda olduğu için çekim yaptığınız koşullara göre uygun bir enstantane değeri seçmeniz gerekmekte. Bunu zamanla alışıp çok rahat yapar hale geleceksiniz. Sadece bu yeterli değil makinenin ISO değerini de kendiniz ayarlamanız gerekiyor. Düşük enstatane hızlarında ISO yu yükseltip çekim hızını 1/50 , 1/60 civarına getirip çekim yapmanızda fayda var. Çünkü normal çekimlerde de 1/50 den büyük değerlerde (1/20 , 1/10 gibi) fotoğraflarda netlik kaybı söz konusu olur. En azından macro çekimlerde bundan dolayı netsizlik sorununu bir nebze olsun aşabilirsiniz. Enstatane ve ISO ayarlarından sonra da işimiz bitmiyor. Fotoğraf makinesini ve kendimizi olabildiğince sabit tutmamız gerekiyor. Bizim en ufak mesafe değiştirmemiz, vücut hareketimiz odak noktasının değişmesine sebep olacaktır. Tabi çektiğiniz nesne de hafif bir esintiyle hareket ediyorsa o da büyük bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Yere çömelmiş, nefesinizi tutmuş dikkatle çekim yapmaya çalışırken bir anda rüzgarla çekim yaptığınız nesne sallamana başlıyor. Ne kadar sinir bozucu bir şey olduğunu tarif etmeye gerek yok herhalde. Tüm bu zorlukları aştıktan sonra başarılı denebilecek 1-2 kare yakaladıysanız sizden mutlusu yok. Gelelim farklı diyafram ayarlarına. Bunu anlayabilmeniz için en ideal olan diyaframı üzerinden ayarlanabilir bir lens kullanmaktır. Eğer makineyle birikte gelen kit lensi kullanıyorsanız (büyük ihitmal diyafram ayarı lens üzerinde olmayacaktır) yukarda yazdığım diyaframı ayarlayan metal bölüme sıkıştırdığınız kağıt yada plastik parçasının kalınlığını değiştirerek ayarlamak zorundasınız. Tabi bu pek uğraşmaya değer bir çözüm değil. Eğer canon kullanıyorsanız ve diyafram ayarı otomatik olan lensiniz var ise diyafram en açık konumda olduğundan yapabileceğiniz pek bir şey yok. Yukardaki fotoğraflar 50mm F1.4 lens ile yapılan çekimlerdir. Sırasıyla f1.4, f2, f2.8, f4, f8, ve f16 olarak ayarlanıp aynı çekimler yapılmıştır. Göreceğiniz üzere diyafram ne kadar açıksa (F1.4) net alan derinliği okadar dar oluyor. Bu da çektiğiniz nesnenin belli bölümleri net diğer bölümleri flu olmasına sebep olmakatadır. Böyle bir durumla karşılaştığınızda hemen diyaframı bir miktar kısıp çekim yaptığnız nesnenin tamamı net alan derinliğinde bulunmasını sağlayabilirsiniz. Aynı zamanda enstantane değerini de değiştirmeyi ihmal etmeyiniz. Bu tüple yapacağınız çekimlerde net alan derinliği, diyafram, odak noktası, enstatane hızı ve ISO ayarlarının birbirleriyle nasıl ortak çalıştığını anlayıp kavramanızda oldukça faydalı olacaktır. Tüpün yakınlaştırma mesafesine gelince 18-135mm lensi kullanıp tüpün tüm parçalarını kullandığımda lensin camına herhangi birşey yerleştirip çok rahat bir şekilde netleme yapabiliyorum.. 1, 2 ve 3 numaralı parçaların çekim mesafesine nasıl etki yaptığını aşağıdaki fotoğraflarda görebilirsiniz. Değişik sıralarda bu parçaları istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Uzun zamandır bu ürünü kullanan ve macro çekimlerle uğraşan biri olarak tavsiyem macro lens almanız. Yada bu uzatma tüpünün elektrik bağlantısı olan modelinden almanız. Gerçi onların da fiyatları biraz yüksek sayılır. Basit ve ucuz bir çözüm olarak bu ürün tercih edilebilir. Ama zahmeti çok bunu da unutmamak gerek. Kendi fotoğraflarımdan birkaç örnek paylaşmak isterim. Işığınız bol olsun. Mehmet Emin'e Teşekkürler..