Ertan Ozturk

Gamut "birşeyin bütünü" anlamında kullanılıyor. Orada ekranin NTSC renk uzayının % 95'ini gösterebildiğini söylüyor. NTSC, AdobeRGB'ye yakın bir renk uzayı. Yani "gamut ekran" diye birşey yok 1 aydır Lenovo'nun 15.6"lik bir aletini kullanıyorum. Ekranı seyahatler için gayet iyi. 1920x1200 ve mat ekran. 17" olsa taşınmazdı. Ama tabi evde ve ofiste 22" IPS ekranlarım var

İsveçli Anders Weber isminde bir arkadaş, 2020 yılında 30 gün sürecek bir film yayınlayacağını duyurmuş (adı "Ambiance"). İlk tanıtımı (tam 72 dakika!) 20 Temmuz'a kadar burada: http://www.sinematopya.com/2014/07/tum-zamanlarin-en-uzun-filmi-ambiance-yolda.html Film yayınlandıktan sonra imha edilecekmiş (efsane olmak için zorlama hareketler...) Filmle ilgili ekşisözlükten alıntılar: beyler boş yere düşünmeyin. bırak indirmeyi, torrente düşmesi bile yıllar sürer. kaldı ki düştü, her saati 1gb'tan 720 gb eder. çüş lan. edit: hadi size 500 gb olsun. haricinin üzerine keçeli kalemle "720 saatlik film" yazarsınız artık. 680 saatte anlatılacak bir hikayesi var. gereksiz uzun. ama yine de zamanınız varsa izleyin derim. 40 dakikalık parçalara bölüp dizi yapsalar yalan rüzgarı gibi bir şey olur. 1080 bölüm yapar ki, 360 gün gösterilse 3 yılda bitiyor. bizim apartmanın kameraları da 30 gün geriye dönük kayıt yapıyor. al sana film. uncut versiyonunu dört gözle beklediğim film. üşünmedim, oturdum 72 dakikaklık fragmanını izledim. fragmanın özeti şöyle; gerilim müziği, okyanuslar, gerilim müziği kulak s..meye devam ediyor, ot çekmiş halisünasyonlar, kadın kafası, iki tane ufak kadın memesi, gerilim müziği hala kafa s..iyor, kadın götü, karanlık odalar, gerilim müziği halen devam ediyor amk, uzay boşluğu, am ,göt, meme karanlıkta, acayip renkler ve gerilim müziği, penguenler deniz kenarında parti yapıyor, gerilim müziği durdurulamıyor amk, uzay zaman bükülmeleri, kadın suratı omuzdan çekilmiş, gerilim müziği kere allah binbir belasını versin, ve bitiş bırak filmi fragmanları bile kimse izlemez; 2014 - 72dk'lık fragman 2016 - 7saat 20dk'lık fragman 2018 - 72 saatlik fragman 2020 - 720 saatlik film. chuck norris'in bir haftada izleyeceği filmdir. vurmayın. bilet ucretini merak ettigim film. ambiancé izlenmeden sinema hakkında yorum yapılmaz. ergen misin denir adama. 720 saat.. porno olsa izlenmez. kesilen sahnelerdeki ayrıntıları kaçırmaktan korkuyorum tahminim biraz flu çekip avrupa'da ödül almak istiyorlar. abimiz dağı tepeyi kameranın efektini açıp çekmiş , 2 görüntüyü üst üste bindirip arkasına da basmış gerilimli, synthesizerlı müziği. gerçek sana buysa ben yokum lan. * Filmi çeken arkadaş nedir ne değildir diye araştırdım, elle tutulur birşey bulamadım. Artık yapacağı işe saygı mı duymak lazım Melih Gökçek'i mi çağırmak lazım bilemedim

Senin "body"leri "gövde" yaptım Anladığım kadarıyla seni mutlu edecek şey şu olur: D7100 + Sigma 18-35 - 35mm f1.8. Yani D7100 ve Sigma'yı al, 35mm'yi sat. Sigma biraz büyük bir alet olsa da kendi aralığında sabit odaklı objektife ihtiyaç bırakmaz. Sony 50mm f1.8g derken 50mm f1.8 OSS'den bahsediyorsun galiba. Nikon D7100 için 50mm f1.8g alırsan 200$'a geliyor, biraz daha ucuz.

Uzun süre güçlü güneş ışığı algılayıcıya zarar verebilir diyor Nikon. Ama böyle ede çekimlerde ve örnekteki kadar güneşte sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.

Odaklaması, kontrolleri biraz öyle. D5100 sonuçta giriş seviyesi sayılır. A6000 çok iyi. Ama diğer yandan D5200 de öyle. Odak sistemi D7000 ile aynı ve algılayıcı da 24MP yeni nesil birşey. Odak motorunun bozulması farklı bir sorun. Elinde D800 de olsa objektifin otomatik odağı çalışmaz. Hiçbir markada calışmaz.

Nex-5'te 14MPlik eski br algılayıcı var. D5100'ün 16MPlik algılayıcısı piyasanın en iyilerinden (birkaç yıllık olmasına rağmen). Daha iyi algılayıcı daha iyi fotoğraf çekmeni sağlamaz ne yazık ki. Hoşuna gitmeyen ne? Mesela renkler mi?

D90'ı alma sakın. Ne alırsan al D90 alma. 8 yıllık arabayı sıfır alır mısın?

Faruk, D600'ünde sıkıntı yoksa onunla devam et bence. D600'ün algılayıcısı hala piyasanın en iyilerinden. Diğer özelliklerini de düşününce, elindeki gövde gerçekten muhteşem (perdedeki sıkıntıyı aştığını söylemişsin). D800 alırsan elinde geçecekler şunlar: Daha sağlam ve tam profesyonel gövde, biraz daha iyi kontroller, canlı önizlemede diyaframı değiştirebilme, ele biraz daha iyi oturan daha büyük ve ağır gövde, biraz daha iyi imaj kalitesi, daha iyi odaklama sistemi, biraz daha iyi video özellikleri. Ben seni tanımadan söyleyebilirim ki bunların hiçbirine ihtiyacın yok, D600 ciddi anlamda iyi ve kaliteli bir gövde. Hele D810'u ben şu anda kesinlikle düşünmezdim. Nikon'un son gövdelerindeki sıkıntılar malum. özellikle Avrupa'da Nikon ürünler çok yüksek fiyattan piyasaya girip 4-5 ayda fiyatı azalıyor. Hem bir sorun var mı diye görmek için hem de bu aşırı fiyattan etkilenmemek için D810'u almak isteyenlere ben beklemelerini öneriyorum.

Odak hataları DSLRlarda daha fazla. Faz bazlı odaklama sistemleri mikron seviyesinde hassas, ufak bozukluklar odak hatalarına sebep olabiliyor. NEXlerin çoğu kontrast bazlı odaklama kullanır. Bu sistemlerde odak hatası %99,999 olmaz. D610'da "AF Microadjustment" gibi bir ayar olmalı, onunla 50mm'yi bir deneyin bence. Bakın bakalım bu ayarla sıkıntı düzelecek mi.

Doğa fotoğrafçıları telefoto objektifleri sıkça kullanır aslında. "Doğa" deyince aklınıza sadece geniş açı manzaralar gelmesin. Bazen uzakta güzel bir sahne görürsünüz, o zamanlar 70-300 ya da DXler için 55-200 çok faydalı. Kutupları gezen Norveçli bir fotoğrafçıyla konuşmuştum, bazı günler 70-300mm L IS'i 24-70'ten daha çok kullanıyorum demişti adam. Ayrıca telefotoların önüne makro filtre takarsanız bayağı büyütme etkisi yakalayabilirsiniz. Makro filtreler telefotolarda, normal objektiflere göre daha etkili. Mesela Canon 100-400'e Canon'un filtrelerinden birini takınca 0,7 (yanlış hatırlamıyorsam) büyütme alabiliyorsunuz ki 400mm'de makro çekmenin keyfi başka

Aslında bu tip flaşlar faydalı. Bende bir tane TTL'li var (markasını unuttum bile). Makro için iyi oluyor ama son 1 yıldır neredeyse hiç makro çekmediğimden kullanmadım bile aleti.

En güzeli bir D7100 almak, D7000leri unutmak Nikon'un karnesi son yıllarda şöyle oldu: D7000 .> D7100 D600 -> D610 D800 -> D810 Yeni modellerin tanıtımında ya da incelemelerinde mutlaka "eski modeldeki bilmemne sorunu yeni modelde yok" lafını okumuşsunuzdur. D7100 aslında yepyeni bir model olmasına rağmen "D7000'deki yağ sıkıntısı yeni modelde yok" deme ihtiyacı hissettti incelemeler. özellikle D610'da bu çok bariz ortaya çıktı. Mesela bendeki D800'de hiçbir odak sıkıntısı yok (garantili aldım, spot değil) ama satmak isteyince mutlaka "sol odaklama sıkıntısı var mı?" sorusu geliyor. Canon 1DMarkIII'teki odak sıkıntısı da benzer oldu ama Canon bu sıkıntıyı kabul edip prizmaları değiştirdi (bendeki 1DMarkIII'te odak sıkıntısı yok mesela). Nikon'un yapması gereken, üretim hatası olduğu bariz olan modelleri geri toplayıp yenilerini vermek, D610 çıktığında da D600 sahiplerine cüzzi bir ücret karşılığında D610ları vermek olmalıydı. Geçen hafta çok uygun fiyatlı bir D600 ikinci ele düştü burada. Telefon edip almak istedim, adamın ilk lafı "toz-yağ sıkıntısı yok" oldu. Yani makinede dert olmasa bile bunu söylemek zorunda hissediyor kendini. Satanda suç yok, suç Nikon'da. Mehmet hocanın dediği gibi aslında, garantili ürünlerde sıkıntı çok daha az.

"Refurbished" ürünler ortalıkta sıfır diye geziyor zaten. Bu arada algılayıcılar değil daha çok gövdeler montaj yapılıyor Japonya dışında. Benim bildiğim kadarıyla Japonya dışında sadece giriş seviye DSLR ve kompakt algılayıcıları üretiliyor Canon tarafında. Nikon'u bilmiyorum araştırmak lazım.

Fotoğraf makinelerinin Türkiye'de farklı Avrupa'da farklı olduğunu ilk defa duyuyorum. Araba konusunda öyle bir durum var ne yazık ki. Bunda Türk mühendis ve yöneticilerinin de büyük payı var. Kendi vatandaşına daha düşük kaliteli araba satmayı kabul ediyorlar, hatta maliyeti düşürmek için kendileri öneriyorlar bunları. Fotoğrafta ise Türkiye'ye gelen garantili ürünler Avrupa dağıtıcısından olduğu için Avrupa'daki ürünün aynısı geliyor.

Yongnuo 2-3 seneye daha da iyi olur bence. Phottix'in flaşını alacağımı hiç tahmin etmezdim ama Mitros serisini çok beğendim. Fiyat olarak Yongnulardan daha pahalı bunlar. Çok ucuz aletlere güvenemiyorum nedense

SB80 ve hatta daha eski flaşlar bile sağlam bulunabilir. Aşırı kullanılmadıysa flaşlar uzun süre gider. Yn568'in pil kapağı dandik diyorlar, kullanan var mı? 2. kullanımda bile bozulabilir diyorlar.

Bu arada D4x bekleyenler üzülmüştür bu yeni modele çünkü D810, D4x'te beklenen bazı özellikleri de içeriyor (biraz daha hızlı çekim, geliştirilmiş odaklama sistemi, daha düşük baz ISO). Yani D4x büyük ihtimalle yakın bir zamanda çıkmayacak.

Ufak güncellemeleri ben hep savundum. Yeni almak isteyen için büyük avantajı var. Şimdi benim 36MP'ye ihtiyacım olsa 2 senelik d800'ü almak yerine yeni d810'u alabiliyorum, hem de d800e ile aynı paraya. D800lerin de fiyatı bayağı geriledi zaten, d810'a paran yetmiyorsa d800 mükemmel. Ben WiFi'yı özellikle söyledim çünkü en ufak kompaktta bile var artık. RAWları aktarmaya yetmese de uzaktan telefonla yönetmeye veya çektiğin fotoğrafları anında müşteriye göstermek için çok uygun. Bu arada d810dakı algılayıcının A7r'dekinin aynısı olduğu söyleniyor. Yeni pozlama modu (parlak bölgeleri koruyan) ve iso32 ile zaten en iyi manzara makinesi olan d800 serisi şimdi tamamen rakipsiz oldu. Ah bir de üçayak üzerindeyken telefonumla yönetebilseydim (odaklama vs.. için)...

Zaten d810 ufak bir yenileme, orası gerçek ama iso64 ve 32 gündüz geniş diyaframda çekim isteyenler için çok avantajlı. Bir de baz ISO'da dinamik aralık artmış olabilir bu sayede (görmeden sallıyorum).

Flaş kalsın bence, beklemediğin zamanlarda hayat kurtarıcı oluyor. ISO64 var artık, hatta ISO32'ye inebiliyorsun ki bence mükemmel bir gelişme. Elektronik birinci perdenin gelmesi de önemli, tahminen perde sesi daha düşük olacak. 60p çekim de gelmiş. Odak sisteminde odak noktalarını gruplama gelmiş (5DMarkIII ve D4s'tekine benzer). Manuel moda da otomatik ISO gelmiş. Aslında yeni almak isteyenler için büyük avantaj, D800/E'si olanların geçmesine gerek yok gibi duruyor (yazdığım yenilikler sizin için önemli değilse). Şu ISO tuşunu sağa alamadı Nikon bir türlü. Dik kafalılar Bir de odaklama düzeltmesinin (microadjustment) Canon'daki gibi minimum ve maksimum odak mesafelerinde ayrı ayrı yapılabilmesi özelliği gelmeli artık.

Bir WiFi koysaymış Nikon bari...

Ömer kullanıcı ismini değiştirip bir bayan ismi kullanırsan en az 20 yanıt garanti D3300 giriş seviyesinin dibi. D5200 alabiliyor musun? Onu alamazsan 650D al derim.

35mm f1.8G'nin DX versiyonu da var FX versiyonu da. D7100 için bir tane 50mm f1.8G bir tane de 105mm makro objektif alırsanız (Dx gövdede portre için benim tercihim) olay biter.

Nikon 24-120mm f4 VR var ya kaç senedir

70mm'de hatasız odaklayan objektif 24mm'de odak hatası yapıyor olabilir. Bu yüzden Nikon'un aynen 5DMarkIII'te olduğu gibi 24 ve 70mm için farklı odak düzeltmesi fonksiyonu koyması lazım gövdelerine. Hatta daha da iyisi Sigma'nın "docking" aleti gibi bir aleti piyasaya sürüp bu tip ayarların kullanıcıların yapmasına izin vermek. Bendeki 24mm f2.8 AF yakından odaklamada mükemmelken 5-10 metre civarlarında hafiften kayıyor, sonsuzda f2.8'de iyi odaklamazken f4'te mükemmel odaklıyor. Gövdedeki tek bir ayarla (AF Microadjustment) bunu çözemiyorum.