"Fotografçıların fotografı ayrılamaz oldu" lafı bir yere kadar doğru aslında, çünkü sayısal fotoğrafla beraber çekilen fotoğraf sayısı çok arttı ve "mecburen" aynı fotoğrafların sayısı da arttı. Eskiden 50 kişi güneşi çekiyorsa şimdi 50,000 kişi çekiyor. Bu yüzden "hep aynı" duygusu yaşamak normal. Ama hareketsiz şeyleri çekiyorsan taklit etme şansın daha fazla, bahsettiğim insanlar (Robert Capa, Henri-Cartier Bresson) insan çekmişler. Biri yürürken, biri vurulurken, bir diğeri merdiven inerken, bir diğeri balık tutarken, biri su birikintisinin üzerinden atlarken, bir diğeri ağlarken insanları fotoğraflamış. Fotoğrafların hepsi insana farklı duygular uyandırıyor. Bunların çektiklerini bilgisayarda oluşturmak vs.. zor şeyler. Okan Bayülgen eline iki makine alıp evinde stüdyo kurabiliyor ve eve model çağırıp portre çekiyor diye büyük laflar ediyor ama iş o kadar basit değil. 100 çeşit "fotoğraf" stili var. Gökhan Magnum fotoğrafçıları bu adamlar, sitelerine girip bak istersen. www.magnumphotos.com