Ertan Ozturk

Hep piksel bazında bakıyorsunuz. Asıl söylenmesi gereken şu bence: D700'ün imaj kalitesi hemen herkese yetecek kadar iyi. Kesinlikle böyle, hiç tartışmaya gerek yok. D700'ünüz bozulmadıysa, AMA... Daha fazla detaya ihtiyacınız varsa (D800 düşey ve yatayda D700'e göre %74 daha fazla detay veriyor), dinamik aralığı maksimum da istiyorsanız (D700 de kötü değil, hatta bayağı iyi), f8'de otomatik odaklamaya ihtiyacınız varsa (mesela f5.6 objektifi 1.4x tele-extenderla kullanmak için), %100 bakaca ihtiyacınız varsa, yüksek ISO'da 1 durak daha iyi başarımsa, çift karta ihtiyacınız varsa (yedekleme için mesela), farklı fotoğraf boyutlarını kullanırken (5:4, 1:2 vs..) bakaçta bunları görmek istiyorsanız vs.. için D800 elbette daha iyi seçenek. D800'de her zaman 12MP'ye inme seçeneğiniz var ve bu seçenekte piksel bazında D800 D700'den daha keskin oluyor. Ayrıca 3 kat piksel sayısına rağmen parlak bölgeleri ve gölgeleri daha rahat kurtarıyorum ben. Ayrıca D800 ISO6400'de biraz daha fazla gürültülü görünse de 15MP'ye indirdiğiniz anda D700 ile arasındaki farkı bariz görüyorsunuz. Aynı koşullarda (aynı objektif, aynı SN oranı vs..) fazla MP her zaman daha iyi. D700 çok iyi, D800 ondan da iyi. Aradaki kalite farkı herkese gerekli değil, orası ayrı. D800'ün en büyük derdi kutudan çıkardığınız gibi JPEG çekerseniz renklerinin biraz macentaya çalması. Beyaz ayarına girip macentadan biraz uzaklaşırsanız o da düzeliyor. RAW zaten dert değil.

Fiyatı öyle tabi Sigma 85mm f1.4 de güzel, onun fiyatı nedir Türkiye'de?

f G modellerindeki lensler biraz daha DSLR'a uygun, bu yüzden daha iyi kontrast verirler. Ama herşeye rağmen f1.8G yerine f1.4D tercih ederim. Nedense f1.4lerdeki havayı f1.8G'de göremiyorum.

Sen boşver forumları Eline makine alan "ben oldum artık" deyip ahkam kesmeye başlıyor. D800 D700'ün gelişmiş hali. D700'ün tek avantajı grip takınca saniyede 8 kare çekmesi.

D800 neden D700'ün devamı değil? 36MP olduğu için mi?

Firefox'ta da açılmıyor. Türkçe iki tablo yaptım. Tablolar aşağıda, yazının kalanı: http://halkboyleistiyor.com/wp/?p=1086 Yazının kalanı burada: http://halkboyleistiyor.com/wp/?p=1086

Zaten normalde olan birşey değil. Gece pozlama yaparken üstteki LCD'ye güçlü ışık düşerse olan birşeydi, artık o dert de yok (bildiğim kadarıyla). 300$ isteyen adama da esnaf değil başka birşey derdim ben

Bu sorun karanlıkta uzun pozlamalarda "olabilen" bir sorun. Geçen sene Canon bunu kabul etti ve sorun yaşayanların makinelerini ücretsiz onardı. O zamandan beri piyasaya sürülen MarkIIIlerde böyle bir sorun yok diye biliyorum. Ben kendi MarkIII'ümde o sorunu hiç yaşamadım mesela, makineyi 2012 Aralık'ta aldım.

400mm f2.8'in de duvar saatini yapmalılar

Belki yarısını verirler ne bileyim? Yakın zamanda bir festival var mı şehirle ilgili? Senin çekeceğin fotoğrafı panolarda kullanırlar. 2000 TL böyle bir iş için sudan ucuz. Sadece makinenin parasını verecekler, bir de binanın tepesinden çekim izni. Böyle bir fotoğrafı olan belediye yok Türkiye'de, ilk belediye seninki olur Koy internet sitesine reklam yap. Seçimler de yaklaşırken, fena fikir değil aslında

Aslında mümkün. Valilik'le konuşup yardım etmelerini bile isteyebilirsin. Sonuçta onların da kullanacağı birşey olur. Belediye de olur. Aşağıdaki aleti alıp sana versinler ve sana yer göstersinler ve gerekli izinleri versinler oldu bitti. http://gigapan.com/cms/about-us Kullanımı çok kolay bir alet. Sol üst ve sağ alt köşeleri göster, sonrasını alet halletsin. çekim daha kolay da sonra o fotoğrafları birleştirmek dert oluyor çünkü bazı bölgeler arasında pozlama farkı olabiliyor ve tüm bu fotoğrafları birleştirmek için ciddi işlemci gerekebiliyor.

24-70 Nikon mu?

Hayırlı olsun Mehmet Hocam çok sevindim. Ama artık buralara biz amatörlerin yanına uğramazsın

Burak selam. Elindeki d5100 birçok yönden d90'dan daha iyi bence. Eğer aklında sırf ikinci tekerleği ya da AF motoru var diye d90 almak varsa hemen vazgeç derim.

Tamron 24-70mm f2.8VC'yi ben seviyorum. 85mm ile alacağın sonuç daha farklı ama. Bütçene göre sırasıyla 85mm f1.4G, 85mm f1.4D ve 85mm f1.8G öneririm. f1.8G'yi çok övseler de f1.4ler gerçekten farklı ama pahalılar. Şimdi D800 yanımda yok ama R13 ardarda çekebileceğin fotoğraf sayısını göstermiyor muydu?

Norveç'te verdiğin toplam vergi %50'yi geçiyor belki ama (%60 bile olabilir, sigorta TV aylık şehir vergisi vs.. derken) insanlar insan gibi yaşıyor. Türkiye'deki gibi "obezlerden ek vergi alıp kanser hastalarından aylık para toplayacağız" tarzı şeyler ve pırlantadan vergi almamak gibi rezillikler yapmıyorlar.

Ben yemek gibi anladım?

800-900 arasına sıfır Olympus E-PM1 alın. Kit objektifi iyidir, http://www.fotozeynep.com.tr/?do=shop&show=viewproduct&productid=8242 Kalan parayla da önceşöyle bir üçayak alın: http://www.fotozeynep.com.tr/?do=shop&show=viewproduct&productid=7247 Bu üçayak ile makineyi masa üzerinde sabitleyebilirsiniz. Nasıl şeyler çekmek istediğinizi bilmediğimden genel-geçer şeyler söyledim.

Bütçeniz nedir, ona göre cevap vereyim O Nikon s6150 DSLR değil.

Her türlü DSLR olur. Bir tane üçayak alın sadece. Masa tipi üçayak da tavsiye ederim, masadaki tabakları çekmek için faydalı oluyor bazen. Aynasız makine de olur.

Gene yazayım, formül şöyle: D610 (2000$) - 24MP + 16MP - video modu + gri kaplama + 2/3 fazladan halka = DF (2750$) 50mm f1.8G (215$) + gri halka = 250$ (hem de kit fiyatı, ayrı satılsa kesin 300$ en az) Pure photography değil bu. Söyleyecek çok şey var tasarımda, bir ara yazarım.

Mehmet Hocam geçen ay kayınçonun nişan fotoğraflarını çektim. Izmit eski tren istasyonuna gittik. D800 ve sb700'ü kullanacaktım ama Phottix tetikleyicimi evde bırakmışım. Sb700'ü bir kere bile çaktıramadım uzaktan. Neyse ki çocuğun yanında 5DMarkII, 580ex ve Çin malı ucuz bir tetikleyici vardı da çekimin yarısını onunla yarısını da sb700'ü d800'ün tepesine takarak yaptım. Bendeki Phottixler hem flaşları yönetiyor hem de d800'de uzaktan kumanda gibi kullanılıyor. Ama bu sektörde bir numara elbette pocket wizard. Bu arada bir Phottix Mitros aldım indirimden. 130 Avro civarına geldi. SB900'e yakın gücü var, malzeme kalitesi Nikon kadar iyi ve TTL şimdiye kadar şaşmadı. Metz düşünürken fırsatı bulunca kaçırmadım, çok memnunum. Simdi yenisi de çıkmış ve içinde Odin'le uyumlu radyo alıcısı varmış.

Açık havada flaşı gövdeden tetiklemek zor. Stüdyoda tamam da güneş altında flaş gövdeden gelen ışığı seçemiyor çoğu zaman. Tetikleyici zaten ucuz birşey bence kullanmaya alışın.

Firmaların kendi kumandaları gereksiz pahalı. Flaşları da öyle.

D700, D3, D3s ve D4 ve Canon'un benzer modelleri hala kullanılıyor. -20'ye kadar pil haricinde çok sorun olmaz. LCD bazen gidebilir belki, biraz ısıtınca o da düzeliyor. Ne yaparsanız yapın, o kadar düşük sıcaklıkta mutlaka koruma kılıfı kullanın. O karla kaplı makineler falan çok dayanmıyor. Filmli makinelerde -30'un altında film yüzeylerinde çatlak görülebiliyormuş. Ayrıca perde mekanizmasını da kışa uyumlu yağ ile yağlamak lazım. Modern makineler çok soğukta 10-15 dakika çalışabiliyor (yağdan bahsediyorum) ama eski filmli makineler bu yağ konusunda daha dertli. Bir de iki çekim arasında film sarmayı elle yavaşça yapın diyorlar yoksa film kırılabiliyormuş. Objektiflerde de sorun oluyor. İçteki lens elemanları daralıyor, hatta yapışık elemanlar birbirinden ayrılabiliyor. AF motoru çalışmayabilir, hatta yoğuşma olursa çalışırken kırılabilir. En güzel yöntem bir kılıf kullanmak ve 4-5 dakikada bir makine-lensi korumaya almak.