muhammed ayter

Mehmet bey, tavsiyeleriniz iÇin teşekkür ederim. Gösterdiğiniz ışık Çadırını sipariş ediyorum. Ama ışık sistemine hala karar veremedim. Işık sistemi konusunda da tavsiyelerinize ihtiyacım var. GerÇi sorularınıza net cevap verebildim mi bilmiyorum, ama siz yine de genel amaÇlı kullanım iÇin bir tavsiyede bulunursanız mutlu olacağım. Bunun dışında söylediğiniz gibi, karşılaşabileceğim engeller hakkında vereceğiniz tavsiyeler iÇin de ayrıca teşekkür ederim, kendi adıma ve diğer istifade edecek arkadaşlar adına

Tahmin edebiliyorum. Mutlaka kolay değildir. Hatta ben yapamayacağımı bile bile, sırf merakımın arkasından koşuyorum.. Ama deneyip görmeden ikna olmayız biz, bilirsin. Sen de öylesindir, değil mi?

Güzelmiş Deniz kardeş. Teşekkür ederim. Hele ikincisisi.. Super olmuş, tam kreatif

Bunu hep aradım, ama bir tÜrlÜ bulamamıştım. çok teşekkÜr ederim. Ama bu biraz kaba değil mi? Daha kibarı bulunamaz mı acaba? çok ses yapmıyor mu sizce de?

Aydınlatmalar hakkında, acaba aydınlatma şiddetleri ne olmalı ? (lümen mi kelvin mi neyle ölçülüyorsa artık. veya watt ile mi ifade ediliyor?) kaç birim olmalı yani? Kusura bakmayın stüdyo aydınlatması hakkında henüz bilgi sahibi değilim. öğrenmeye çalışıyorum

Mesela elmas, pırlanta gibi kristalize eşyalar Çekebilmeyi Çok isterdim

Aydıngeri sormaktan kasdım şu: Ben o küp şeklindeki softboxun iskeletini kendim istediğim gibi yapıyorum. Katlanır bişiy tasarlıyorum kafamda. Etrafını da ya aydınger yada bir kumaşla kaplayacağım. İnternette bir yerde duyduğum kadarıyla, aydınger bu iş için biçilmiş kaftan diyorlar. Yani ışık geçirgenliği ve ışığın homojen bir şekilde dağılması bakımından çok idealmiş. Fakat aydınger bir kağıt sonuçta. Kullanılması bir kumaşa göre sıkıntılı olabilir diye sordum. Işığı kontrol etmek bakımından en az aydınger kadar etkili bir kumaş hangisidir. Sormadan da gidip kumaşçılar çarşısından bir beyaz kumaş alabilirdim. Ama bilmiyorum. Belki kumaştan kumaşa fark vardır.

İlginiz için teşekkür ederim öncelikle Mehmet bey. Softbox' un da bu anlamda kullanıldığını bilmiyordum. İngilizcesi lightbox diye biliyordum, türkçesinin de ışık çadırı olarak anıldığını bir yerde gördüm. Evet, fotoğraftakileri kasdediyorum, doğrudur. Ne çekeceğime gelince Ne bulursam Doğrusu, deneyim olacak. Maksadım, parlama ve sert ışığın olmadığı, dinamik aralığı yüksek fotoğraflar çekmek istiyorum. Makro, doku örnekleri, canlı renkler vs.. Daha çok ürün fotoğrafçılarının yaptıkları çekimlere benzer çalışmalar denemek istiyorum. Tabiiki hobi ve eğlence. Yoksa bu mesleği icra eden arkadaşlara rakip olacak değilim

Arkadaşlar merhaba Kendime bir ışık çadırı yapmayı planlıyorum. Şöyle 60X60 cm ölçülerinde. Konuyla ilgili epey araştırdım. Aslında oldukça basit. Fakat iki ayrıntıya takıldım. 1- Aydınger mi, yoksa kumaş mı? 2- Işık olarak metal halide projektör mü? yoksa buna alternatif daha tercih edilebilir çözümler var mıdır? Ben, biri sağa biri sola olmak üzere 2 adet 400 watt metal halide projektör düşündüm. Ama bir arkadaş projektörün gözü rahatsız edebileceği fikri beni düşündürdü. Siz ne dersiniz? Teşekkür ederim.

Anlattıklarınızdan anladığım kadarıyla, yani bir servisin bir lensin bağlantı yerinde oynamasına normal demesi, sonra da sizden kaynaklanıyor deyip normal olan bir duruma müdahale edip bayoneti değiştirmesi, olsa olsa oradaki işgüzar ve işbilmez ve hatta yetersiz birilerinin sorumluluk aldığını veya onlara sorumluluk verildiğini gösteriyor. Başka türlü nasıl izah edilebilirki? Umarım sorununuzu çözersiniz, ömer bey.

Evet, dediğiniz gibi dairesel. Yani lensi sıkarken/gevşetirken dÖnmüş olduğu yÖnde 1mm den az oynaması. Aslında o da biraz zorlamayla. çok fazla oynamazsanız hemen kendini hissettirecek kadar - tabiri caizse - laçka değil yani. Ama ileride ne olur bilemiyorum tabii.. Ayrıca dediğiniz gibi, üçayak üzerinde daha rahat farkediliyor. Neyse, en azından (Nazmi beyin dediğine gÖre) bu durum ne fotoğrafın kalitesine olumsuz etki yapıyor, ne de ışık kaçağına vs. sebebiyet vermiyormuş. Kısaca sorun teşkil edecek bir durum olmadığını bilmek rahatlatıcı.

Seni çok iyi anlıyorum, 😄😄😄 hakkında hayırlısı

Hakkat, napcaz Recep bey yaa.. ? Valla bazen çok maliyetli oluyor. Yok mu bir dr. moktor Kurtarsın bizi bu hastalıktan.. Neyse, forumu sağlık ocağına dönüştürmeyelim şimdi

Esta'frullah, affetmek Allah' a mahsustur. Çevremdekiler, maalesef, takıntılı biri olduğumu söylüyorlar. Ama mümkün olduğunca bu huyumla mücadele etmeye Çalışıyorum. Ayrıca Çok aşırı da değil, Allah' a şükür. Ama bazen adeta bir hastalık gibi, korkunÇ derecede alevlendiği oluyor. öyle ki, küÇük bir toz lekesi yüzünden D800' ü bedavaya satmaya kadar götürebiliyor insanı.. Kendimi yönetmeye Çalışıyorum işte, elimden geldiğince

Belki benzeri durumla karşılaşabilecek arkadaşlar olur diye anlatıyorum. Ertan bey "bir ustaya göstermeni tavsiye ederim" deyince aklıma kendisine güvendiğim, Nikon eski ustalarından Nazmi bey geldi. Kendisini arayıp konu hakkında sordum. Sağolsun beni çok rahatlattı. Şöyle söyledi: Söz konusu oynama sağa sola şeklinde ve çok minimal bir oynamadan söz ediyorsanız, bu durum Nikon' un orijinal tasarımından kaynaklanan bir durum ve büyük lenslerde böyle minik bir oynamaya (sağa sola şeklinde ve çok küçük, minimal düzeyde bir oynamadan bahsediyoruz, öNEMLİ!) sebebiyet veriyor. Aslında zorlayacak olursanız, 50mm gibi küçük lenslerde de olur, ama zorlamanın gereği yok. Evet Nazmi bey, aynen böyle anlattı. Kendisine bir kez daha buradan teşekkür ediyorum. Gökhan bey ve Ertan beye de hassaten teşekkür ederim

Merhaba arkadaşlar Bir kaç gün önce farkettim, ilk başta önemsemedim, ama aklıma takılır oldu. Lensi taktığım yer, yani gövdedeki bağlantı yeri, sanki oynuyor gibi. Daha doğrusu biraz zorlarsam çok az oynuyor. Şimdi arkadaşlar soracak, ne kadar oyunuyor diye, söyleyeyim: milim bile değil. ama sonuçta 105mm lensi takınca yada 14-24mm' i takınca biraz da -oynuyor mu diye anlamak için zorlayınca- çok az oyunuyor. Başka deyişle, lensi gövdeye taktığım bağlantı yerinde boşluk var gibi. Ama bunu 50mm lenste yapmıyor. Bu normal midir? Yoksa sorun mudur? Teşekkür ederim.