Murat Unal

Bu ayki Nikon Photo'da, Sigma 105mm F2.8 EX DG Macro OS Lens'i çok methetmişler. Fiyat ve ağırlığı da oldukça uygun. Bana tek negatif özelliği, 150mm'den daha az odak uzaklığı gibi geldi. Ne dersiniz?

Ramiz hocam, sanırım geçtiğiniz yoldan ben de geçiyorum. Anladığım kadarıyla siz işi halletmişsiniz. Darısı başıma, bu hafta sonu daha iyi oldu. Bu hafta sonu tam istediğim gibi keskinlikte bazı fotoğraflar çekebildim.. Dediğim gibi netledikten sonra çekmek için uzun süre beklediğimi de fark ettim. Bir de acaba hipermetrop/astigmat olup vizöre bakarken gözlük kullanmamın etkisi oluyor mudur. Pek sanmıyorum gerçi. Zira işi makine yapıyor ?? Tabii bir de D610'dan gelen yüksek beklentinin de bu topiği açmamda etkisi var. Ama okuyup kurcaladıkça makinenin güzelliğini daha iyi fark ediyorum.

Artvin'e sadece Kafkasör için gidilir. İki kere gitmiştim, o yükseklikte o yeşil bir tek orada var. Ancak boğa güreşleri az farkla kaçtı galiba.

Güneşe karşı fotoğraf çekmek hoşuma gidiyor. Gerçi genelde CPL filtre kullanıyorum ama, sensöre zarar verip vermeyeceği konusunda tereddütüm var. Ne dersiniz? Bir de bunların dışında AVM, havaalanı, vs dedektöründen geçirmenin de zarar verebileceği hakkında söylentiler var. Bunlar da sadece söylenti gibi duruyor ama emin olamadım. Ne dersiniz?

Thinktank Suburban Disguise 30 almaya karar verdim, ancak şu anda İstanbul'da hiç bir yerde stok yok. Eğer bildiğiniz bir yer varsa makbule geçer. Distribütörü eylülde geleceğini söylüyor. Bu arada stoğu olmadığını fark etmeden önce çok hoş bir tecrübem oldu; Nova Fotoğraf'ın sitesinden sipariş verdim, orada stok var görünüyordu. Telefon ettiler, stoğu olmadığını ve bulamadıklarını söylediler; istersem aynı fiyata city walker serisinden bir çanta verebileceklerini söylediler. Piyasada Suburban Disguise'den iki - iki buçuk kat fiyata satılan City Walker 20'yi istedim ve gönderdiler. Nova Fotoğraf çok güzel bir jest yapmış oldu. Ben de karşılık olarak bunu paylaşayım istedim.

Yorumlar için teşekkürler, çok makbule geçiyor. Biraz daha uğraşayım. Fokuslayıp çekerken arada bir miktar beklediğimi şimdi farkettim.

İlginiz için teşekkürler. Sanırım AF ince ayarı (AF fine-tune) olarak geçiyor. Sadece açmam yetiyor mu? Altında - kaydedilen değer, varsayılan değer gibi - sanki lenslere göre ayar opsiyonları var.

Artık daha sık fotoğraf çekmeye, makineye yavaş yavaş alışmaya başladım. Yakın mesafelerde oto-fokus yaparken şöyle bir durum ile karşılaşıyorum; AF-A ve tek noktada bile olsa; bazen ilk netleme denemesi çok iyi olabiliyor ama, bazen de aynı netlik noktası üzerinden 2. veya 3. kez deklanşörü yarım yaptığımda tam netliği yakalıyor. İlk seferinde tam keskinliği yakalayamayabiliyor. Bu nedenle arada bir daha denemeyip hafifçe ek manuel fokus yapabiliyorum. Bu normal mi, makinenin IQ eksikliği mi (Nex'de hiç böyle sorunum olmuyordu, hatta Nex'de AF ile ilgili bilinçli bir farkındalığım bile olmamıştı), yoksa makine ile ilgili bir sorun mu? Hem Nikkor 50mm'de hem de Tamron 24-70'de aynı şey olabiliyor, sanırım lensten kaynaklanmıyor.

Almış olduğum arabanın yerli forumlarında debriyaj gıcırtısı, direksiyon takırtısı, yüksek yol sesi, vs kronik hastalıklarından, servislerin ilgisizliğine kadar birÇok sorunlardan bahsediliyordu. Bir de yabancı forumlara bakmıştım; "hangi lastiği takalım, hangi ses sistemini kullanalım" gibi dertleri (!) vardı. Makinenin de bizde ve dışarıda farklı olup olmadığı bu şekilde de anlaşılabilir belki. Yabancı forumlardaki sorunlar da bizimki ile benzer ise, sanırım farklılık yoktur.

Zaten zıpladığında "nasıl yani" demiştim.

Canon dan uzak olduğum için böyle birşey yapıp yapmadığını bilmiyorum ama Nikon 7100, 610 ve şimdi de 810 çıkartarak çizgisini güvenilmeze indiriyor gibi. Hadi 7000 ve 600 sonrası birer model çıktı, 800'ü iki modelde bile tutturamadı mı. Bu gidişle Canon birşey yapmadan herkes Nikon sayesinde Canoncu olacak.

Hayırlı olsun, iyi günlerde kullanın.

Fiyatları amazon'dan farklı değil, hatta birazcık daha pahalı. Amazon'dan gümrük limitini geçen alışveriş yaptığınız zaman, %20 gümrük vergisini otomatik koyuyor + kargo ödüyorsunuz, gümrük işlemlerini kendisi yaptırıp eve teslim ediyor; genellikle siz gidip gümrükte uğraşmıyorsunuz. Bazı bankalar da yurt dışı alışverişe taksit de yapıyor. Yalnız çoğu zaman %20 vergi+kargo+masraflar ile, buradaki garantili fiyatına yaklaşıyor. Ona göre hesap edip almakta fayda var.

İlginiz için teşekkürler, Benro Mefoto A-1350Q1T aldım. hem en ucuzu, hem monopod da oluyor. Ayrıca orta kolonu uzatmadan, boyu neredeyse Siriu'ya yakın oluyor ki, kolon aşağıda iken rezonansı daha az olur diye tahmin ediyorum. 1.6 kg ve 39.1cm. Hem seyahat hem de amatör normal çekim tripodu olarak kullanabilirim diye düşündüm. Ayrıca kafası da değişebiliyormuş, o da iyi bir opsiyon. Biraz kullanayım, izlenimleri yazarım. Ancak göz hizasından değil de daha aşağıdan çekilen fotoğraflar bana daha estetik geliyor. Ya perpektif distorsiyonu daha az belirgin oluyor, ya da daha değişik bir göz açısı diye güzel geliyor.

Bana da bunların arasından bir öneriniz olur mu? Seyahat için ve max 2-2.5 kg ağırlık için kullanılacak. önceliğim rezonansı asgari olması. Tabii seyahat için kullanılacağı için mutlaka küçük ve hafif olmalı. Türkiye'de satışta olan başka bir model de olabilir tabii. Yabancı forumlarda başka öneriler de var ama, onları burada bulmak çok zor.

Epey araştırdım, birkaç seyahat tripodu arasında kaldım. Bunların arasında veya başka önerileriniz olabilir mi? Manfrotto Befree. Max taşıma ağırlığı 4 kg. Monopod opsiyonu yok. Kafası çok pratik. En çok o pratik kafa hoşuma gitti. Ancak FX makinalar için zayıf kalır mı, karar veremedim. Benro Mefoto A-1350Q1T . Monopod opsiyonu var. Kötü olarak kafasının çok pratik olmadığı söylenmiş. 8 kg taşıyabiliyor. Siriu T-1005X G10 kafa. Monopod opsiyonu yok. Ayrıca kısa ve diğerlerine göre biraz daha pahalı. Taşıma kapasitesi 10kg. Olumlu yönü çok hafif (1.3 kg) ve 32 cm.

Millet uçmuş. 2.el lenslere 300-350 TL fiyat istiyorlar. Sıfırını Vatan bilgisayardan 297 TL'ye 9 taksitle aldım.

üstünün de üstü varmış; bu "very large" olanlardanmış. Ancak large formatların fiyatları medium formatlardan daha düşük görünüyor.

Aynasızdan sonra 1.7kg'lık ağırlığı sabit tutmak kolay değil. Alışırım diye düşünüyorum. Ya da biraz ağırlık kaldırmak gerek. Aynasızda denklanşöre hafifçe basılmazsa makine oynuyordu, bunda makine denklanşöre basılıp basılmadığını hissetmiyor bile. Ayrıca son eklediğiniz fotoğraf mükemmel olmuş.

Teşekkürler bilgiler için. Sonunda 2.el bir 1.8D almaya karar verdim. Şu anda 1.5K veremem. Eğer memnun kalmazsam, bir sonraki sene kalkınma planında, bunu satıp 1.4G ile değiştireceğim. Umarım titreşim engelleyici olmaması bunda sorun olmuyordur. Tamron 24-70 ile VR'yi devreye almadığımda, kadraj en son askerde elime aldığım G3'ün namlusu gibi oynuyor.

Teşekkürler, çok net bir açıklama olmuş, elinize sağlık.

Cevap için teşekkürler. G ile D arasında çok fiyat farkı yok gibi; asıl fark 1.8 - 1.4 arasında. Bir şey daha sorayım; daha genel olarak; gövdesinde netleme motoru bulunan makinelerde, ayrıca lens içinde netleme motorunun bulunmasının olumlu ya da tersine olumsuz bir katkısı oluyor mu?

1.4G ile 1.8D arasında, yaklaşık dört kat fiyat farkı var. Bizler gibi profesyonel olmayan fotoğrafçılar için, bu farka değer mi? Ne dersiniz?

İlginiz için teşekkürler Hem SD kartlar için okuyucu, hem de kamerayı doğrudan bağlamak için kitler varmış. Ayrıca ücretsiz program olarak "snapseed" ve "photoshop express" öneriliyor. özellikle "Snapseed" için çok fazla olumlu eleştiri okudum. Kullandığım kelimeleri yazınızdan sonra farkettim. Haklı olup olmadığınız konusunu da uzunca düşündüm. Ancak sonra bir şey daha farkettim. "Free" kelimesi yerine önerilen "bedava" kelimesi de Türkçe değil. Keza, "gayret", "kart", "galiba" kelimeleri de öyle. Hatta son cümlemin başında kullandığım "keza" kelimesi de. Kimi Farsça, kimi Arapça, kimi de Fransızca. İşin aslı sanırım şöyle; güçlü ülkenin kültürü, diğer diller üzerinde baskın etki gösteriyor. Dilin dönemsel olarak şekillenmesi, o dönemdeki baskın kültür ile oluyor. Osmanlı dönemi Farsça-Arapça etkisi, daha sonra Fransızca, daha sonra Almanca ve şu ara da ingilizce etkisi ile devam ediyor. Eğer "yazılım"ı biz bulsaydık, Behçet hastalığı, Arf teoremi, Uluğ aleti, vs, vs gibi, bu ürünün de dünyadaki genel adı "yazılım" olacaktı. Ama bir yandan da çok önemli bir nokta da şu ki, bilim ve sanat özgür düşünce olmadan gelişmiyor. O yüzden belki de en azından sanat temelli bir forumda, insanlar istediği gibi dertlerini anlatmalılar. Eğer sanat, bilim ve teknolojide gelişip de dünyada söz sahibi olursak, öncü olmaya başlarsak, merak etmeyin, işte o zaman böyle bir uyarıda bulunmak hiç aklınıza gelmeyecek, ihtiyacımız olmayacak. İsimleri daha çok biz koymaya başlayacağız Selamlar, saygılar, yeniden teşekkürler.

Bu software'i ipad'da kullanmaya olanak var mı? Ya da tatilde ipad + Nikon DSLR için çekilen fotoğrafları transfer etmek için ve mümkünse düzenlemek için önerebileceğiniz free bir software var mı?