-
İçerik sayısı
1.068 -
Katılım
-
Son ziyaret
-
Gün Kazandı
307
İçerik Türü
Forumlar
Galeri
Profiller
Takvim
Fotoğraf ve Dijital Dünyadan Haberler
Kütüphane
t-Shirt
Videolar
Sebahattin Demir kullanıcısının paylaşımları
-
@sadikbasal bey, Şöyle yapın; kullandığınız lenslerin daha doğrusu ND ve Polarize filtre kullanacağınız lenslerin en büyük çaplısına göre filtre alın, bu sizin örneğinizde şimdilik 67mm. Ama ileride 70-200mm vs gibi 77mm çaplı bir lens almayı düşünürseniz filtreyi de 77mm alın şimdiden. 77mm filtre ile birlikte 2 tane 52-77 ve 67-77 çevirici alın, bildiğiniz bilezik gibi ve fiyatları 20-30TL civarında. Ve 77mm filtrenizi tüm lenslerinizle sorunsuzca kullanın. Saygılar.
-
Nikon D850 ayarları
Makale yorum yaptı Sebahattin Demir kullanıcısının Sebahattin Demir Yer : Kütüphane
Çok teşekkür ederim. Asıl yazı bir hafta sonra geliyor, daha doğrusu yazı dizisi olacak. D850'nin tüm özelliklerini detay detay örnek fotolarımla blogumda anlatacağım. Selamlar. -
Nikon d300 odak sorunu (kare hareket etmiyor)
konu, Sebahattin Demir kullanıcısının konusunu cevapladı: Tüketici Sorunları
@harun80uncu bey, Şekildeki anahtar "L" Lock, yani Kilitli pozisyonda kalmış olabilir mi? Eğer öyleyse onu "Nokta", şekilde görüldüğü pozisyona getirirseniz probleminiz çözülür. Saygılar. -
@Recep YAZICI üstad, Kamerayı iyi aydınlatılmış uygun bir hedefe yönelik bir üçayak üzerine yerleştirin. Otomatik AF ince ayar özelliği, -4 EV değerine kadar olsa da loş ışık altında çalışır ( -5 veya altında) çalışmaz. Canlı Görüntü (Live View) moduna geçin. AF modunun "AF-S" ve AF Alan Modunun "Tek Nokta AF" ayarlandığından emin olun. Ayrıca, odak noktasının konumunun merkezde olduğundan emin olun. Objektifi dikkatlice odaklayın, böylece merkez AF noktasında nesneye tam olarak odaklanın. AF modu seçme düğmesine (AF / M anahtarının ortasındaki düğme) ve video kayıt düğmesini aynı anda birkaç saniye basılı tutun. "Devam etmeden önce, kamerayı yerine sabitleyin ve odaklandığından emin olun." mesajı gelirse "Evet" seçin. [Not: Yukarıda listelenen AF ayarlarından herhangi biri doğru değilse, bahsettiğiniz hata mesajını görürsünüz. İşlemi başlatmak için Tamam'a basın. Kamera, Canlı önizlemeden çıkacak, mevcut olduğunu düşündüğü herhangi bir odaklama hatasını ölçmek için faz algılamalı AF sistemini çalıştıracak, ardından bu hatayı düzeltmek için gerekli ofseti (ince ayar değeri) hesaplayacaktır. Son olarak, bu ayar için ince ayar değeri kameraya kaydedilir ve bir tamamlama iletişim kutusu görüntülenir. Onaylamak için OK tuşuna basın; Fotoğraf makinesinin hesapladığı yeni değeri görmek için AF ince ayar menü öğesine bakabilirsiniz. Yeterli ışık yoksa veya mercek -20 ila +20 aralığının ötesinde ince ayar değeri gerektiriyorsa, "Otomatik AF ince ayar başarısız." mesajı görüntülenir. Bunun, yanlışlıkla odaklanmış olan objektif odaklanmasından kaynaklanabileceğini unutmayın. Faz algılamalı AF'nin yapısı nedeniyle hesaplanan ince ayar değerinin optimal olmayabileceğini anlamak önemlidir. Sonuçta ortaya çıkabilecek değerlerin doğruluğunu belirlemek için en az 10 kez aynı prosedürü tekrarlamanızı tavsiye ederim. Ardından, ölçtüğünüz tüm değerlerin ortalamasını manuel olarak siz girin. Selamlar.
-
Değerli dostlar, Nikon D850 Ayarları konulu makaleme buradan ulaşabilirsiniz. Saygılar.
-
Uzunca yıllardır Nikon DSLR gövdeler kullanan bir fotoğraf gönüllüsü olarak yazıma başlarken belirtmeliyim ki, Nikon D850, Nikon tarafından bugüne kadar üretilmiş en gelişmiş DSLR'lardan biri olmuş. Sonuç olarak bu seviyedeki hemen her marka DSLR gibi, birçok fotoğrafçı için kafa karıştırıcı olabilecek birçok kontrol ve menü ayarlarıyla birlikte geldi. Nikon D850 Ayarları konusunu ele aldığım bu yazımda, Nikon D850 gövdem ile kişisel olarak hangi ayarları kullandığımı ve kamera gövdesi üzerinde bulunan düğmelerin ve kontrollerin bazılarının ne işe yaradığını açıklamaya çalışacağım. Burada anlatacaklarımın benim tercihlerim olduğunu, herkesin aynı ayarlarla çekim yapması gerekmediğini lütfen unutmayın. Aşağıda değineceğim bilgiler kamera ile mücadele edenler için bir rehber olarak sunulmuştur. Ben Nikon D850’mi İngilizce menü ile kullanıyorum. Bu dokümanda Türkçelerini mümkün olduğunca yazmaya özen gösterdim. Gözden kaçırdıklarım olabilir, şimdiden affınızı rica edeceğim. Siz Türkçe olarak kullanıyorsanız ya da Türkçe açıklama istiyorsanız bu durumda biraz çalışmanız gerekecektir, ama buna gerek kalacağını pek düşünmüyorum. Benim kullandığım Nikon D850 ayarları İlk çıktığı zamandan beri sırasıyla Nikon D800 ardından Nikon D810 gövdeleri kullandığım için ilk elime aldığımda Nikon D850 Genel Özellikleri konusunda yabancı değildim ve hiç zorluk yaşamadan hemen kullanmaya başlayabildim. Selefi D810'a göre oldukça önemli ek özelliklerle gelen Nikon D850'nin bu farklılıklarını satın almadan önce çok detaylıca okuyup araştırmıştım. O nedenle önceki kullandığım makinemde olmayan ek özelliklere bile hiç yabancılık çekmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Kamera menüsüne girmeden önce gövde üzerinde yeralan dış kontrol noktalarını inceleyelim. Nikon D850 Dijital fotoğraf makinesinin menüsünde birçok seçenek var ancak gövde üzerindeki bazı düğmeler ve ayarlar ile hızlıca kontrol edebileceğiniz bazı güzel özellikler mevcut. Otomatik Netleme (AF) Modları ve Basamaklama ŞEKİL 1 Kameranın sağ ön kısmında, yandaki şekilde 2 numara ile gösterilen yerde "AF" ve "M" seçenekleri olan bir anahtar bulunur. Bu anahtarın "AF" konumunda olduğundan emin olun, aksi takdirde objektifiniz otomatik odaklanmayacaktır. Eğer lensiniz deklanşöre yarım bastığınızda odaklama yapmıyorsa, ilk olarak kontrol etmeniz gereken şey budur. Kolun ortasındaki düğme farklı AF Modları arasında seçim yapılmasına izin verir. AF Modları arasında bir seçim yapmak için ortadaki düğmeye basılı tutmanız ve ardından size bakan yüzdeki arka kadranı baş parmağınızla döndürmeniz gerekir. Bu işlemi yaptığınızda ve üst LCD'ye baktığınızda kameranızın AF modları "AF-S" ve "AF-C" arasında değişecektir. Her bir AF modu hakkında çok fazla ayrıntıya girmeyeceğim, Fotoğrafta Odaklama Teknikleri başlıklı makalemde bunları ayrıntılı olarak açıklamıştım. Hızlı bir özet yapmak gerekirse: AF-S - Bu mod "Tek servo AF" olarak adlandırılır ve hareket etmeyen sabit konular için kullanılır. Deklanşöre yarım basıp netlediğinizde, netleme o düzlemde kilitlenir, siz deklanşöre tam basıp fotoğrafı çekene kadar konunuz hareket ederse, odak bir önceki konumunda kilitlendiğinden fotoğrafınızda bulanık bir görüntü elde edilir. AF-C - Nikon dilinde "Sürekli-Servo AF" olarak bilinen bu ayar, hareketli nesneleri fotoğraflamak için kullanılır. Deklanşöre yarım basıldığında odak nesne üzerinde kilitlenir ve nesneniz hareket ettiğinde, kamera odağı nesneyle birlikte takip eder. Ben D850'yi çoğunlukla AF-C otomatik netleme modunda tutuyorum ve yalnızca bazı özel durumlarda AF-S'ye geçiyorum. Hangisini kullanacağına karar veremiyorsanız, AF-S yerine sürekli izleme için AF-C moduyla kullanmanızı öneririm. Aynı düğmeyi basılı tutarak, ön kadranı işaret parmağınızla döndürdüğünüzde, "S", "D 9", "D 25", "D 72", "D 153", "3D", "Grp" ve "Auto" gibi AF Alan Modları ayarları arasında gezeceksiniz. Bu ayarlar vizörde gördüğünüz odak noktalarını kontrol etmek içindir. Bu "AF Alan Modları"nın hangisinin nasıl çalıştığını ve hangi durumlarda kullanıldığını Dijital Kameralarda AF Sistemi Nasıl Çalışır başlıklı makalemde tüm detayları ve örnekleriyle bulabilirsiniz, bu nedenle burada çok fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız, kameranızın odaklanmak için kullanacağı tek bir odak noktasını seçmenizi sağlayan "S" yani "Tek Nokta AF" seçin. Şimdi diğer harici kontrollere geçelim. "AF / M" mandalının hemen üzerinde, yukarıdaki şekilde 1 numaralı daire içinde gösterdiğim, fotoğraf makinesinde basamaklama oluşturmayı ayarlamak için kullanılan "BKT" (Bracketing) düğmesi bulunur. "BKT" düğmesine basılı tutarak ve ön kadranı kullanarak üst LCD’de "0.0" değerini gördüğünüzden emin olun. Benzer şekilde, düğmeyi basılı tutarak ve üst LCD'de çerçevenin kapalı olduğundan emin olun. Sol tarafta "0F" görünmelidir; Bu, basamaklanın kapalı olduğu anlamına gelir ve "BKT" harfleri de yok olmalıdır. Ön kadran çevrilerek basamaklama adımlarının değiştirilmesi sağlanır ve arka kadran çevrilerek çekilen kare sayısı ayarlanır. Nikon D850, 9 kareye kadar ve 3 durağa (EV) kadar basamaklama oluşturmaya izin verir. Bunun anlamı şudur; Örneğin, siz çok karanlık ve çok ışıklı ortamları içerisinde barındıran bir kadraj belirlediniz. Pozlama için hangisini seçseniz diğeri patlayacak ya da çok karanlık çıkacaktır. Ortalama bir pozlama yaparsanız, bu kez gölgede kalan yerler daha gölgeli, ışıklı yerler fazla pozlanmış olabilecektir. Her durumda da istediğiniz sonucu alamayabilirsiniz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda aynı sahneyi birden fazla pozlamayla çekmeniz anlamına gelen “Basamaklama” imdadınıza yetişir. "BKT" düğmesine basılı tutarak Ön kadran ile her çekimde hangi durak aralıklarıyla çekeceğinizi (1, ½, 1/3), Arka kadran ile ardı ardına kaç kare çekeceğinizi (2,3…9) belirlersiniz. Deklanşöre tam bastığınızda makine otomatik olarak, belirlediğiniz durak aralıklarında artı ve eksi yönlerde, belirttiğiniz adet kadar fotoğraf çekecek ve kaydedecektir. Ardından siz bu fotoğrafları Photoshop, Lightroom ve benzeri işleme programlarıyla birleştirdiğinizde, her yanı iyi pozlanmış bir HDR (High Dynamic Range) fotoğrafa sahip olursunuz. Bu işlemi BKT kullanarak otomatik olarak yapmak yerine HDR fotoğrafları Manuel olarak çekebilirsiniz. BKT modunun en sevdiğim özelliği Sürekli çekim modunda "Ch" seri çekim yaptığınızda bile 14Bit Sıkıştırılmamış/Kayıpsız sıkıştırılmış RAW çekim yapabilmenizdir. Çekim Modu ve Kamera Modu Ayarları ŞEKİL 2 Kameranın sol üst tarafında düğmeli büyük bir kadran bulacaksınız. Bu döner kadranın birincil işlevi, kamera çekim modunuzu ayarlamaktır ve üstte bulunan düğmeler, "Görüntü formatı / kalitesi", "Pozlama ölçümü", "Kamera modu" ve "Beyaz dengesi" için hızlı ayarlamalar yapmanız içindir. ŞEKİL 3 Altında bulunan döner kadran, "S" (Tek), "Cl, Ch" (Sürekli düşük ve Sürekli yüksek), "Q" (Sessiz), "Qc" (Sessiz sürekli), Zamanlayıcı ve Mup (Ayna kalkık - Mirror Up) gibi bir dizi çekim moduna sahiptir. Ben, günlük çekimlerde genellikle deklanşöre bastığımda sadece tek bir çekim yapan "S" ayarında tutuyorum. Ancak, manzara çekerken, tercih ettiğim çekim modu artık "Q" (Sessiz) modu oldu. Neden artık manzara çekimlerimde "Q" modunu tercih ediyorum, çünkü bu mod aşağıda bahsedeceğim makine sarsıntısını ortadan kaldırmak için kullandığım Elektronik Ön Perde Deklanşörü (Elektronik Shutter) özelliğinden yararlanabiliyor. Daha da güzel olanı, "Q" modunu "Pozlama Gecikme Modu" ile birleştirebiliyorsunuz, bu da makinenin pozlamayı başlatmasından önce 3 saniyeye kadar beklemesini ve deklanşör hareketi nedeniyle kameranın titremesinin sönümlenmesini sağlıyor. Kamera "Mup" (Ayna kalkık) modunda da aynı şekilde hareket eder, ancak arasında önemli bir fark vardır, "Mup" ile çekim yaparken, deklanşöre iki kez basmak gerekir, ancak Canlı Önizlemede (Live view) çekim yaparken deklanşöre bir kez basmak fotoğrafı çekmek için yeterlidir. "Q" modu gibi "Mup" da Pozlama Gecikmesi özelliğinden yararlanmaya izin verir. Spor ve vahşi yaşam gibi hareketli nesneler çekerken, tek bir görüntü çekmekle yetinmezsiniz, burada "Cl - Sürekli düşük" ve "Ch - Sürekli yüksek" seri çekim modları devreye girer. Kameranın çekim hızını kasıtlı olarak yavaşlatmak istemediğiniz sürece, her zaman "Ch - Sürekli yüksek" modunu seçmelisiniz, böylece fotoğraf makinesi 7 fps veya daha büyük pil takılı olan bir pil tutucusu (battery grip) ile 9 fps hızında maksimum hızda çekim yapabilir. Zamanlayıcı modu Basamakla metodu ile ardı sıra birden fazla çekim yaparken başvurmak için hala güzel olsa da, bu metodu nadiren kullanırım. Şekil 2'de gösterdiğim üstteki düğmeler, Kamera Modu, Pozlama ölçüm modu ve Beyaz Dengesi gibi önemli ayarları hızla değiştirmek için çok kullanışlıdır. Nikon, D810'da kameranın üst kısmının sağ tarafında yer alan "MODE" düğmesini D850'de bu alana taşıdı; böyle olunca kamera modunu değiştirmek için iki elinizi kullanmanız gerekiyor. Normalde geleneksel modları kullanan diğer kameraların aksine "PASM" kadranı, Nikon D850'de yok ve bunun yerine bu MOD düğmesini kullanmak gerekiyor. Dolayısıyla, farklı kamera modları arasında geçiş yapmanız gerekiyorsa, sol elinizle MOD düğmesini basılı tutmanız ve ardından sağ elinizle arkadaki kadranı çevirmeniz gerekir. Böylece, "P" (Programlı Otomatik), "S" (Deklanşör Öncelikli), "A" (Diyafram Öncelikli) ve "M" (Manuel) olmak üzere 4 farklı moddan herhangi birini seçebilirsiniz. Nikon D850 ile çekim yaparken çoğunlukla "A" Diyafram Öncelikli çekim modu ve "M" Manuel çekim modu kullanıyorum. Pozlama telafisi düğmesi , Diyafram Öncelikli çekim modunu güzel tamamlıyor; ancak, D850'de artık ayrıca bir "AE-L / AF-L" düğmesi olmadığından, pozlamayı kilitlemeniz gerekirse, bunun için başka bir düğme atamanız gerekir, bunun nasıl yapılacağı ile ilgili bilgileri aşağıda bulacaksınız. "WB" düğmesi, beyaz dengesini ayarlamak ve değiştirmek içindir. Bu düğmeye basılı tutarak çevireceğiniz arka kadran, Beyaz Dengesini değiştirmenize izin verirken, ön kadran ince ayar yapmanıza olanak tanır. Nikon D850, üç Otomatik beyaz dengesi moduyla geliyor: Auto0, Auto1 ve Auto2. "Auto0" Sıcak renkleri düşürür, "Auto2" Sıcak renkleri korurken "Auto1" Normalleştirir. Şahsen ben bu ayarı "Auto1"de tutuyorum, ancak fotoğraflarınızın ne kadar donuk veya sıcak olmasına bağlı olarak Auto0 ve Auto2'yi de denemek isteyebilirsiniz. Geçmişte kazara görüntü kalitesini yanlışlıkla birkaç kez değiştirdiğim için "QUAL" düğmesinin ve konumunun bulunduğu yerden memnun değilim, bu yüzden dikkatli olun. Son olarak, pozlama ölçüm modunuzu değiştirmek için, ölçüm düğmesine basılı tutun, ardından arka kadranı çevirin. Çok özel durumlar dışında, ben varsayılan olarak "Matris" olarak ayarlarım. Deklanşör düğmesinin etrafında 3 farklı düğme bulacaksınız: "ISO", video kayıt ve Pozlama telafisi düğmesi. Şimdiye kadar kullandığım hiçbir DSLR makinem ile hiç video kaydetmedim, bu nedenle en çok kullandığım iki düğme ISO ve Pozlama Telafisi düğmeleridir. "ISO" düğmesine basılı tutarak, arka kadranı çevirirseniz ISO ayarınızı hızlı bir şekilde değiştirilebilirsiniz, ön kadranı çevirerek Otomatik ISO'yu açıp kapatabilirsiniz. Otomatik ISO'yu hızla açıp kapatabilme kolaylığı hoşuma gitmesine rağmen fotoğraf makinesinin önündeki Fn (İşlev) düğmesine Otomatik ISO ayarını atarım, böylece maksimum hassasiyet ve minimum obtüratör hızlarında çok kolaylıkla değişiklikler yapabilirim, bunu "Özel Ayarlar Menüsü" altındaki notlarımda açıklıyorum. Pozlama telafisi, ISO ile aynı şekilde çalışır, ancak burada ön kadran devre dışıdır, pozlama telafisi ayarını arkadaki kadranı çevirerek değiştirebiliyorsunuz. İzleme Menüsü İzleme Menüsü'nde neredeyse hiçbir şeye dokunmuyorum, çünkü bu menü sadece arka LCD'de fotoğrafların görüntülenmesi için kullanılmaktadır. İlgilendiğim iki ayar "İzleme görüntü seçenekleri" ve "Dikey görüntüle" ayarlarıdır. "İzleme görüntü seçenekleri", görüntüleri incelerken faydalı olabilir. Kameranın arkasındaki oynatma düğmesine basarsanız, yukarı / aşağı düğmelerine basabilir ve farklı türde bilgileri görebilirsiniz. Çektiğim fotoğrafları LCD'de incelerken fazla karışıklık istemediğim için yalnızca üç şey açık durumda: Nereye odaklandığımı görmemi sağlayan "Netleme noktası", Çekimlerde aşırı pozlanmış yerleri gösterilmesi için (Blinkies) "Parlak noktalar" Genel bakışı sağlayan "RGB histogramı" Kameramın dikey görüntüleri yatay olarak döndürmesini istemediğim için "Dikey görüntüle" ayarını daima kapatıyorum. Dikey kadrajda çektiğim fotoğrafları otomatik döndürmesini istemiyorum, çünkü kamerayı dikey bir görüntüyü görmek için döndürmek, her görüntüyü yakınlaştırmak zorunda bırakmaktan çok daha kolaydır. Bu ayarlar dışında kalan tüm ayarları varsayılan olarak bırakıyorum. Fotoğraf Çekimi Menüsü Şimdi, ayarlarımı kontrol ederken genellikle ilk baktığım yer olan "Fotoğraf Çekimi Menüsü"nden bahsedelim. İlk önce kendi ayarlarımı göstereceğim ve daha sonra bu ayarlardan benim için en önemli olanlarından bahsedeceğim: Fotoğraf çekim menü kümesi: A (varsayılan) Genişletilmiş foto menü kümeleri: OFF Kayıt klasörü: D850 (varsayılan değer, değiştirmedim) Dosya adlandırma: SDM (ben kendi Ad ve Soyadımdan oluşan üç harfi kodladım) Birincil yuva seçimi: XQD (yalnızca SD kart istemediğiniz sürece) İkincil yuva seçimi: Kapasite aşımı Flash control: — Görüntü alanı: Görüntü alanı seç: FX Otomatik DX kırp: ON Vizör maske ekranı: OFF Resim kalitesi: RAW Resim boyutu: JPEG/TIFF: Large NEF (RAW): RAW L NEF (RAW) kaydı: NEF (RAW) sıkıştırma: Kayıpsız sıkıştırılmış NEF (RAW) bit derinliği: 14-bit ISO duyarlılığı ayarları ISO duyarlılığı: 64 OTO. ISO duyarlılığı kontrolü: ON (bir sonraki bölüme bakın) Maksimum duyarlılık: 3200 Flaş ile maksimum duyarlılık: 3200 Minimum Enstantane hızı: AUTO Beyaz dengesi: AUTO (AUTO1 Normal) Picture Control ayarla: A (Otomatik) Picture Control yönet: -- Renkli alan: Adobe RGB Etkin D-Lighting: OFF Uzun pozlama KA: ON Yüksek ISO KA: OFF Vinyet kontrolü: OFF Oto. distorsiyon kontrolü: OFF Kırpışma azaltma Kırpışma azaltma ayarı: ON Kırpışma azaltma göstergesi: ON Otomatik basamaklama ayarı: AE basamaklama Çoklu pozlama: OFF HDR (yüksek dinamik aralık): OFF Aralıklı çekim: OFF Netleme kaydırmalı çekim: OFF Sessiz canlı görüntü çekimi: Açık (Mode 1) Farkındayım, bu kadar çok ayarı görünce endişelendiniz, ama endişelenmeyin. Çoğu ayarı zaten çok sık değiştirmeyeceksiniz. Bazı önemli ayarlara geçelim. Birincisi, 4 farklı çekim menüsü ayarını saklamanıza izin veren “Foto çekim menüsü kümesi” dır. İyi haber şu, her kümeye "Manzara", "Portre" gibi özel adlar verebilirsiniz. Kötü haber şu, bu çekim kümeleri neredeyse hiçbir işe yaramaz! Nikon'un kendileri de dahil olmak üzere Nikon'un onayladığı birçok Nikon çekimcisi, Nikon’un bu yıllardır değiştirilmemiş olan menü kümelerinin uygulamasına şaşırırlar. Özel ayar kümeleriyle ilgili üç temel kusur vardır: Menü kümeleri, "Fotoğraf Çekim Menüsü" ve "Özel Ayarlar Menüsü" olarak 2 ayrı bölümdür. Bu da ayarları iki yerde saklamanız ve bir değişiklik yapmanız gerektiğinde iki yerde de değiştirmenizi gerektirir. Tüm kamera ayarlarını tek yerde saklayabileceğimiz bir çözüm yok ne yazık ki! Fotoğraf makinesinde bir kümeyi hızlı bir şekilde seçebilecek herhangi bir düğme yok. En hızlı yol arkadaki "i" düğmesine basmak ve daha sonra "ÇEKİM" veya "ÖZEL" için farklı bir küme seçmektir. D600 / D610 gibi Nikon DSLR'ler bu açıdan çok daha iyidir, çünkü PASM kadranının hemen üzerinde U1 ve U2 seçenekleri vardır. Menü kümelerini kaydetmenin bir yolu ne yazık ki yok. Belirli bir küme seçerseniz ve ardından bu kümedeki herhangi bir ayarı o anlık değiştirirseniz, artık yeni ayar geçerli olacaktır. Bu da kümelerin kullanım amacına tamamen ters bir durum oluşturuyor. O nedenle ben burayı çok sık kullanmıyorum. Yukarıdaki sınırlamalar, kümeleri benim için gereksiz kılıyor. Nikon'un yapması gereken şey, kameranın MODE düğmesine U1, U2, U3 ve U4 gibi birkaç seçenek eklemek ve ardından otomatik odaklama ayarları da dahil tüm fotoğraf makinesi ayarlarını bu bellek kümelerine kaydetmeye izin vermek ve sorunu böylece kolayca çözmek. Nikon'un neden bu aynı işe yaramaz kümeleri tekrar tekrar DSLR'lerde kullandığını bilmiyorum… Bu konuda sizin bildiğiniz bir şey varsa lütfen beni de aydınlatın. Neyse biz diğer çekim menüsü ayarlarına geçelim. Nikon D850 iki kart yuvası ile birlikte geldi. Birinci yuva XQD, ikincisi SD kart yuvaları. Birincil yuva seçimi: XQD (bende her iki kart yuvası da dolu, benim tercihim XQD) İkincil yuva seçimi: aşağıdaki satırları takip edin... Fotoğraf makinesini, görüntüleri üç farklı şekilde kaydedecek şekilde ayarlayabilirsiniz; Temel ayar, görüntüleri ilk karta kaydeder ve ilk kart dolduğunda kamera ikinci karta kaydetmeye başlar. Önemli olan bir şey üzerinde çalışmadığım ve yedek imajlara ihtiyacım olmadıkça, genellikle bu ayarı "Kapasite aşımı" olarak ayarlarım. İkinci ayar olan "Yedekleme" seçilirse, kamera fotoğrafları her iki bellek kartına da aynı anda kaydeder. Son ayar "RAW birincil – JPEG ikincil" ayarıdır. RAW dosyalarını bir karta ve JPEG dosyalarını diğer karta kaydetmenize olanak tanır. Gün boyunca çok fazla adetli çekim yapacaksanız "Kapasite aşımı"nda bırakın, eğer kartlardan birinin arızalı olmasından dolayı fotoğraflarınızın kaybolmadığından emin olmanız gerekiyorsa "Yedekleme" yi seçin. RAW çekimi Ben çekimlerimi hep RAW yapıyorum. O nedenle "Resim kalitesi" hep RAW olarak ayarlıdır. "NEF (RAW) kaydı" her zaman 14-bit Kayıpsız sıkıştırılmış olarak ayarlıdır. Kameranın verebileceği en iyi görüntü kalitesini elde etmek için 14-bit'i seçiyorum ve "Kayıpsız sıkıştırılmış” ayarlıyorum. Bu sayede fotoğraflarım "Sıkıştırılmamış" dan çok daha küçük dosya boyutlarında kayıt ediliyor ve böylece kartıma daha fazla fotoğraf sığdırabiliyorum. Beyaz dengesi ayarı "Beyaz Dengesi" ayarım "Otomatik - AUTO1"dir ve "Uzun Pozlama KA" hariç RAW görüntüleri etkilediğinden Resim Kontrolleri, Aktif D-Aydınlatma, HDR vb. gibi diğer tüm ayarlar kapalıdır. Unutmayın, RAW dosyalar manipüle edilmemiş veriler içerir ve işlem gerektirir. Fotoğraf makinenizin LCD ekranında gördüğünüz (her RAW dosyası) aslında tam boyutlu JPEG görüntüsüdür. Nikon'un Capture NX gibi tescilli yazılımını kullanırsanız, bu ayarlar RAW görüntülere otomatik olarak uygulanabilir. Fotoğraflarımı saklamak ve işlemek için Photoshop ve Lightroom kullanıyorum. Görüntülerin fotoğraf makinesinin LCD ekranında nasıl gösterildiğini çok umursamıyorum, bu yüzden herşeyi kapatıyorum. Renk alanı RAW dosyaları için önemli olmasa da, AdobeRGB kullanıyorum. Çünkü doğru pozlamayı belirlemek için biraz daha doğru bir histogram veriyor. "Çünkü kamera, RAW formatında çekim yapsanız dahi kendisi tarafından oluşturulan JPEG görüntüsüne dayalı histogramı gösterir." ISO duyarlılığı ayarı En sık değiştirdiğim menü ayarı "ISO duyarlılığı ayarları"dır. Elde çekim yaparken çoğunlukla "Otomatik ISO" kullanıyorum, çünkü bu benim için çok zaman kazandıran harika bir özellik. Her çekim için ISO belirtmek yerine, "OTO. ISO duyarlılığı kontrolü" aktif ediyorum, "Açık (ON)" duruma getiriyorum. "ISO duyarlılığı": 64 "Maksimum duyarlılık" (yani en fazla çıkmasını istediğim ISO) : 3200 "Flaş ile maksimum duyarlılık" (yani flaş ile en fazla çıkmasını istediğim ISO) : 3200 "Minimum enstantane hızı" : AUTO - Otomatik ayarlıyorum. "Minimum enstantane hızı" ayarında "Otomatik" seçimi harika bir özellik sunuyor. Çünkü lensin odak uzaklığını okuyor ve minimum enstantane hızını "Karşıtlık kuralı" gereği lensin odak uzaklığına otomatik olarak ayarlıyor. Elleriniz benim gibi titrekse, “Minumum enstantane hızı > Otomatik” kısmında "Hızlı"’ya bir adım daha yakın olacak şekilde değiştirebilirsiniz. Bu, asgari enstantane hızını temel olarak iki katına çıkarır. Örneğin, kameraya 50mm'lik bir lens takılıysa, minimum enstantane hızınız 1/100sn olacaktır. Bu ayarı sonuna kadar (Faster) ayarlarsanız, enstantane hızını 1/200sn'ye yükseltir. Bir VR lens kullanırken "Otomatik" minimum obtüratör hızını genellikle "Daha yavaş" bir seviyeye düşürüyorum. Ne yazık ki Nikon otomatik olarak VR'yi telafi etmenin bir yolunu henüz uygulamaya koymadı. Bu nedenle bu ayarı kullandığınız lense göre ayarlamanız gerekiyor. Üçayak ile Manzara veya mimari fotoğraf çekerken “Otomatik ISO” yu kapatıyorum ve en yüksek dinamik aralık ve en düşük kumlanma seviyeleri için ISO 64 ayarında kullanıyorum. Özel Ayarlar Menüsü Bu menüde de pek çok farklı ayar bulunuyor ve birçok insan bu ayarlar içinde kayboluyor. Şahsen kullandığım ayarlar şunlar: a - Otomatik netleme a1: AF-C Öncelik seçimi: Bırak a2: AF-S Öncelik seçimi: Netle a3: Sabitken netleme izleme: Engellenmiş çekim AF cevabı: 3, Konu hareketi: Orta değer a4: 3D-izleme yüz tanıma: ON (Açık) a5: 3D-izleme izleme alanı: WIDE (Geniş) a6: Netleme noktası sayısı: AF55 a7: Konuma göre kaydet: Netleme noktası a8: AF etkinleştirme: ON (Deklanşör/AF-ON) – aşağıdaki açıklamaları okuyun a9: AF-alanı mod seçimi sınırla: Hepsi seçili (varsayılan değer) a10: Oto. netleme modu kısıtlamaları: Kısıtlama yok a11: Netleme noktası sarmalı: OFF a12: Netleme noktası ayarları Netleme noktası aydınlatması: AUTO Manuel netleme modu: ON Dinamik alan AF yardım: ON b: Ölçüm/pozlama b1: ISO duyarlılık adımı değer: 1/3 b2: Pozlama kontrol için EV adımları: 1/3 b3: Pozlama/flaş telafisi adım değeri: 1/3 b4: Kolay pozlama telafisi: OFF b5: Matris ölçümü: Yüz tanıma açık b6: Merkez ağırlıklı alan: 8mm b7: En uygun ince ayar pozlaması: — c: Zamanlayıcılar/AE kilidi c1: Deklanşör AE-L: OFF c2: Bekleme zamanlayıcısı: 6s c3: Otomatik zamanlama Otomatik zamanlama gecikmesi: 5s Çekim sayısı: 1 Çekimler arasındaki aralık: 0.5s c4: Ekran kapanma gecikmesi: 10s, 1m, 10s, 4s, 10m d: Çekim/ekran d1: CL modu çekim hızı: 5 fps d2: Maksimum sürekli bırakma: 200 d3: ISO ekranı: OFF d4: Senk. serbest bırakma mod seçenekleri: Senk. et d5: Pozlama gecikme modu: OFF d6: Elektronik ön perde deklanşörü: ON (Etkinleştir) d7: Dosya numarası sırası: ON d8: Pikleme vurgu rengi: R (Kırmızı) d9: Vizör kılavuz çizgi ekranı: ON d10: LCD aydınlatma: OFF d11: Sürekli modda canlı görüntü: ON e: Basamaklama/flaş e1: Flaş senkronizasyon hızı: 1/250* (1/250 s (Otomatik FP) e2: Flaş enstantane hızı: 1/60 e3: Flaş için pozlama telafisi: Tüm çerçeve e4: Oto flaş ISO duyarlılığı kontrolü: Konu ve arka plan e5: Pilot flaş: ON e6: Otomatik basamaklama (Mode M): Flaş/hız e7: Basamaklama sırası: Alt > MTR > üst f: Kontrollar f1: Özel kontrol atama Önizleme düğmesi: Önizleme Önizleme düğmesi + ön kadran: OFF (Yok) Fn1 düğmesi: OFF (Yok) Fn1 düğmesi + ön kadran: Pozlama gecikme modu Fn2 düğmesi: MENÜM AF-ON düğmesi: AF-ON Alt seçici: Netleme noktası seçimi Alt seçici merkezi: AE/AF kilidi Alt seçici merkezi + ön kadran: OFF (Yok) BKT düğmesi + ön kadran: Otomatik basamaklama Film kayıt düğmesi + ön kadran: Pozlama modu Otomatik netleme işlevi düğmeleri: Yalnızca AF kilidi f2: Çoklu seçici orta düğmesi Çekim modu: RESET İzleme modu: Zoom açık/kapalı -> 1:1 (100%) Canlı görüntü: RESET f3: Enstantane hızı ve diyafram kilidi: — (OFF / OFF) f4: Ayar kadranları özelleştir: Hepsi varsayılan değerde f5: Çoklu seçici: OFF (İşlem yapma) f6: Kadranı kullanmak için düğmeyi bırak: OFF (Hayır) f7: Ters göstergeler: – 0 + f8: Canlı görüntü düğmesi seçenekleri: ON (Etkinleştir) f9: Aydınlatma geç: LCD arka aydınlatma f10: MB-D18 düğmeleri ata Fn düğmesi: AE kilidi (Bırakılınca sıfırla) Fn düğmesi + ön kadran: OFF (Yok) AF-ON düğmesi: Fotoğraf makinesinin AF-ON düğmesiyle aynı Çoklu seçici: Fotoğraf makinesinin çoklu seçicisiyle aynı g: Film g1: Özel kontrol atama Önizleme düğmesi: Elektrikli diyafram (açık) Önizleme düğmesi + ön kadran: OFF (Yok) Fn1 düğmesi:Elektrikli diyafram (kapalı) Fn1 düğmesi + ön kadran: OFF (Yok) Fn2 düğmesi: Dizin işaretleme Alt seçici merkezi: AE/AF kilidi Alt seçici merkezi + ön kadran: OFF (Yok) Deklanşör düğmesi: Fotoğraf çek Film kayıt düğmesi + ön kadran: Pozlama modu Otomatik netleme işlevi düğmeleri: Yalnızca AF kilidi g2: Parlaklığı vurgula Görüldüğü gibi çok seçenek var. Her ayar hakkında ayrıntılı bilgi veremeyeceğim, bu yüzden benim için gereken en önemli şeylerden bahsetmekle yetineceğim. "a - Otomatik Netleme” bölümü benim için oldukça önemli. Çünkü bu bölüm kameranızın otomatik odaklamasının ne şekilde olacağını kontrol eder. İlk iki ayar "AF-C öncelik seçimi" ve "AF-S öncelik seçimi"dir ve Tek veya Sürekli modlarda çekime yardımcı olmak için vardır. Şahsen, "AF-C öncelik seçimi"ni "Bırak + Netle" olarak belirlemeyi tercih ediyorum. Bu ilk çekimden sonra netlemeye öncelik ver demektir. Nesne odakta değilse bu durumda fps hızını düşürebilir, bu yüzden hızlı harekete geçmek için D850'yi kullanmayı planlıyorsanız, bunu varsayılan "Bırak" seçeneğinde bırakmak en iyisidir. "AF-S öncelik seçimi"ndeki “Netle” ayarı, fotoğraf makinesini çekimi gerçekleştirmeden önce netlemeye zorlar. Netleme yapamazsa siz deklanşöre tam bassanız da çekimi gerçekleştirmeyecektir. Nikon D700 gibi önceki DSLR'lerden farklı olarak D850, AF-S modunda odaklanıp kadrajınızı yeniden oluşturduğunuzda çekim yapmanıza izin verir. Bir sonraki ayar, genellikle "3 (Normal)" varsayılan ayarında tuttuğum "a3: Sabitken netleme izleme" seçeneğidir. Bu ayar, odaklanılan nesnenin önüne başka bir nesne girdiğinde Otomatik odaklamanızın ne kadar çabuk etkinleşeceğini kontrol eder. Uçan kuşların çekimini yaparken, bu ayarı kısa gecikmelerle azaltmayı tercih ediyorum, çünkü odakladığım ve takip ettiğim kuşun önüne bir başka kuş girerse fazla beklemeden yeni kuşa odaklanmasını isterim. Çünkü o sırada "Seri çekim modu"ndayımdır ve makinem çekmeye devam etsin isterim. Netlikten taviz vermek istemem. Eğer kalabalık bir topluluk içinde oynayan çocuğunuzu çekmek istiyorsanız ve odağın hep onda olmasını istiyorsanız, bu ayarı “5 (Uzun)” şeklinde ayarlamanız gerekebilir. Çünkü araya başka çocuklar girdiğinde odağın onlara kaymasını istemezsiniz. Diğer durumlarda bu ayarı "3 (Normal)"de tutuyorum. "Konu hareketi" ayarımı varsayılan olarak orta konuma getiririm, bu ayarda oldukça iyi çalışır, ancak konu hareketinin sabit veya değişken olmasına bağlı olarak bunu değiştirmek isteyebilirsiniz. Odaklama için "Yüz algılama" özelliğini açık tutmayı seviyorum, böylece izleme alanı "Geniş" olarak ayarlanmışken, 3D izleme yüz algılama özelliği açık. Dikey ve yatay çekim için ayrı ayrı odak noktalarını kaydetmeyi seviyorum, böylece “a7: Konuma göre kaydet” ayarını "Netleme noktası" olarak ayarlıyorum. D850'mdeki en sevdiğim özellik; "AF-ON". Makinemdeki “a8: AF etkinleştirme” ayarı “Yalnızca AF-ON” ayarlıdır. Bunun anlamı şudur: netlemeyi artık deklanşöre yarım basarak yapamayacaksınız, bunun yerine netlemeyi kameranızın arkasında, size bakan yüzündeki “AF-ON” düğmesine basarak yapacaksınız demektir. Bu özellik tüm kameralarımda varsayılan olarak her zaman kullandığım harika bir özelliktir. Bir kez AF-ON tuşuna basarak netlediğinizde elinizi kaldırsanız dahi siz bir kez daha basana kadar netleme kilitli kalacaktır. Şimdiye kadar denemediyseniz, mutlaka deneyin. Başlarda alışmak biraz zor gelse de, alışınca bırakamayacaksınız. Köşelerdeyken odak noktalarımı ekranın diğer yanına kaydırmayı sevmiyorum ve tüm odak noktalarını etkinleştirerek çekim yapmaktan hoşlanıyorum. Dolayısıyla "a11: Netleme noktası sarmalı” özelliğini kapatıyorum, “Sarma” olarak ayarlıyorum. Spor ya da vahşi hayat çekerseniz, D850'nin odaklama seçeneklerinin sayısını sınırlamak için "a9: AF alanı mod seçimini sınırla" adımını kullanmalısınız. "Dinamik alan AF (9 nokta)" veya "3D-izleme" veya bir başka modda asla çekim yapmayacaksanız, menüden bunları devre dışı bırakabilirsiniz. Bunu yaptıktan sonra, kameranın ön tarafındaki AF alanı modu düğmesine bastığınızda seçenekler listesinde bu seçenekleri size göstermeyecektir! Aynı şey “a10: Otomatik netleme modu kısıtlamaları” için de geçerlidir, eğer AF-S'de çekim yapmıyorsanız, alandaki olası odaklanma sorunlarını önlemek için bunları tamamen kapatabilirsiniz. “b - Ölçüm / pozlama” ayarlarından hiçbirini karıştırmam, bu yüzden onları varsayılan değerlerde bırakmanızı tavsiye ederim. Ayrıca, normalde 5 veya 10 saniyeye ayarladığım “Zamanlayıcı” seçeneğinin yanı sıra, tüm “Zamanlayıcılar / AE kilidi” alt bölümünü de es geçerim. “d - Çekim / Ekran” altında, iki ana ayarım “Pozlama gecikme modu” ve “Elektronik ön perde deklanşörü”dür. "Pozlama gecikme modu" çok önemlidir, çünkü her fotoğraf çekilmeden önce bir gecikme süresi ayarlamanıza izin verir, bu da kameranın titremesini tamamen ortadan kaldırabilir. Temel olarak, "Pozlama gecikme modu" açıkken, kamera ilk önce aynayı kaldırır, ardından ayarladığınız süre kadar bekler ve süre bitiminde fotoğrafı çekmek için deklanşörü açar. Güzel olan şey, korkulan ayna hareketinden kaynaklı "ayna şokunu" tamamen ortadan kaldıran 3 saniyeye kadar gecikme belirtebilmenizdir. Bu yüzden yanınızda bir kablolu uzaktan kumandalı deklanşör tetikleyicisi yoksa, kamera titremesini azaltmak için bu özelliği kullanabilirsiniz ve gerçekten iyi sonuçlar üretir. Otomatik zamanlayıcı özelliği ile birlikte kullanılabilir veya daha iyisi, Mup (Ayna kalkık) veya Sessiz deklanşör modlarından birini kullanıyorsanız, “Elektronik ön perde deklanşörü” özelliğini aktif ederek kamerada oluşabilecek ayna ve optüratör kaynaklı tüm titreşimleri tamamen ortadan kaldırabilirsiniz. Bu, düşük ışık koşullarında manzara ve mimari çekimlerinde çok düşük deklanşör hızlarında kullanmanızı tavsiye ettiğim harika bir özelliktir. Neyse ki Nikon D850'ye Q ve Qc sessiz deklanşör modları ile Elektronik ön perde deklanşörü özelliğini kullanma yeteneğini ekledi, bu yüzden manzara / mimari çekiyorsanız, kameranızı varsayılan olarak “Q” modda tutmanızı öneriyorum. Nikon, bu özelliğin D850'de çalışmasını değiştirdi, artık önceki nesil Nikon DSLR'lerde olduğu gibi deklanşöre iki kez basmanız gerekmiyor. Artık Canlı Önizleme açıkken fotoğrafı çekmek için deklanşöre bir kez basmanız yeterli. Bunu “Pozlama gecikme modu” veya “Sessiz canlı görüntü çekimi” ile birleştirin ve kameranızdan sıfır titreşim alın. Bu sayede kameranın mekanizmasından kaynaklı tüm titreşimler ortadan kaldırılacağından sadece rüzgar ve üçayak stabilizasyonlarına dikkat etmeniz gerekecektir. Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi ve örnekler için Pozlama Gecikme Modu ve Daha Net Fotoğraflar başlıklı yazıma göz atabilirsiniz. "Pikleme vurgu özelliği"ni Canlı Önizlemede kullanmayı planlıyorsanız, istediğiniz rengi "d8: Pikleme vurgu rengi" kısmından ayarlamanızı öneririm. "Kırmızı" renk benim için en iyi sonucu verdi, ancak hepsi fotoğrafladığınız nesnenin rengine bağlıdır, bu yüzden bu menüden uygun rengi seçtiğinizden emin olun. “d9: Vizör kılavuz çizgi ekranı”, vizörde dikey ve yatay çizgiler oluşturan güzel bir özelliktir. Çekim yaparken bu ızgaraları her zaman kullanırım, ufuk çizgisini yatay veya dikey olarak hizalamak ve kompozisyonuma daha iyi bir şekilde yön vermek için bir yardımcıdır. "e - Basamaklama / Flaş" bölümlerine girmeyeceğim, çünkü bu kendi başına ayrı bir makale konusu olacak kadar detaylı bir konudur. Burada genellikle değiştirdiğim tek şey basamaklama sırasıdır. Çektiğim kareleri Düşük pozlanmış, Normal, sonra Aşırı pozlanmış gibi kullanmayı seviyorum, bu yüzden "e7: Basamaklama sırası" nı "Alt > MTR > üst" olarak ayarlıyorum. “f - Kontroller” bölümü sıkça kullandığım bölümdür, çünkü orada bana çekim anında zaman tasarrufu sağlayan bazı güzel özellikler var. Her şeyden önce "f1: Özel kontrol atama" bölümünü gözden geçirin ve her atanabilir düğme için kendi favori seçiminizi yapın. Benim için temel özellikler, Pozlama gecikme modu için ayarladığım Fn1 düğmesidir, Fn1 düğmesine basılı tutarak ve arka kadranı çevirerek farklı gecikme modları arasında kolaylıkla geçiş yapabilirim, böylece kameramın menülere dalmadan belirli bir gecikmeyi hızlıca seçebilirim. Ardından Fn2 düğmesini "MENÜM" olarak atarım, böylece MENÜM bölümünden ihtiyaç duyduğum her şeye hızlıca erişebiliyorum. MENÜM kısmına çok sık kullandığım ayarları ekliyorum. Nikon D850'de "AE / AF" kilit düğmesi artık olmadığından, joystik'i bu işlevi üstlenecek şekilde ayarlamak en iyisidir, böylece yapmanız gereken tek şey joystik düğmesine basmak ve pozlamayı ve odağı kilitlemek istediğiniz yerde tutmaktır. Bu özellik, özellikle panorama çekimlerinde sağ kolunuz olacaktır. Son olarak, çekim esnasında kamera çekim modlarımı sıkça değiştirdiğimden, üst kısımda yer alan "MODE" düğmesini çok kullanışlı bulmuyorum, çünkü bu işlem için her iki elimi de kullanmak zorundayım. Bu yüzden bu işlevi, deklanşör düğmesinin hemen üzerinde yer alan Film kayıt düğmesine atıyorum, bu benim için sorun değil çünkü film kayıt düğmesine ihtiyaç duymuyorum. Bu şekilde, kamera modunu sadece sağ elim ile değiştirebiliyorum. “f2: Çoklu seçici orta düğmesi” ayarını izleme modunda bastığımda görüntüyü %100 yakınlaştırmak için ayarlıyorum. Ancak, varsayılan değer "Az büyütme (%50)" olduğundan, "1: 1 (%100)" büyütmeye ayarlandığından emin olun. Doğru büyütme seviyesine gelene kadar soldaki "+" zum düğmesine sürekli basmak yerine bu özelliği kesinlikle seveceksiniz. Bu size düğme basışlarında 6 zum tasarrufu sağlar :-) . Kontroller bölümünün geri kalanını varsayılan değerlerde bırakırım. Video çekecekseniz, işlev düğmelerinin kendi ihtiyaçlarınıza göre ayarlandığından emin olmak için "g - Film" altındaki "g1: Özel kontrol atama" ayarlarına bir göz atın. Ayarlar Menüsü Burayı makinemi ilk aldığımda "Dil", "Saat dilimi ve tarih", "Ekran parlaklığı", "Telif hakkı bilgisi", "Wi-Fi" gibi ayarlar için kullanırım daha sonrasında birkaç işlev dışında burayı çok sık kullanmam. "Resim yorumu" ve "Telif hakkı bilgisi" bilgilerini mutlaka girerim, temel olarak bu ayarlar her fotoğrafa gömülen metin bilgilerini oluştururlar. Bellek kartınızı bir yerde kaybederseniz ve bir kişi bunu bulursa, kartınızın üzerinde herhangi bir yazı vs yoksa, kartı bulan kişinin buradaki dosyaların bir tanesindeki telif hakkınızdan ve/veya Adınızdan size ulaşmasına yardımcı olabilir, çok mu iyi niyetliyim sizce? Artı, RAW dosyalarına veri yazıyorsunuz, bu nedenle bir fotoğrafın sahibi olduğunuzu ispatlamak isterseniz RAW dosyası iletişim bilgilerinizle birlikte mükemmel bir kanıt oluşturabilir. Ben her ihtimale karşı kullandığım tüm SD ve XQD kartlarımın üzerine Adımı, Soyadımı ve cep numaramı CD kalemi ile yazarım. Bir akıllı telefona veya tablete fotoğraf göndermek için kameranın Wi-Fi özelliklerini kullanmayı planlıyorsanız ya da LCD'de dokunmatik kontrolleri etkinleştirmek gibi diğer ayarları buradaki menü seçenekleri altında bulacaksınız. "MENÜM" altında sıkça kullandığınız önemli öğeleri eklediğinizden emin olun, böylece onlara hızlıca erişebilirsiniz. Kişisel olarak, "ISO duyarlılığı ayarları", "Otomatik zamanlama", "Netleme kaydırmalı çekim” (Focus stacking), "AF ince ayarı", "Elektronik ön perde deklanşörü" ve “Pozlama gecikme modu” gibi birkaç menü seçeneği ekledim, ancak hepsi bir tercih meselesi. Otomatik Lens kalibrasyonu özelliği Son olarak, Nikon D850 ile artık lenslerinizi otomatik olarak kalibre etme özelliğine sahip olduğunuzu unutmayın. Loş ışıkla aydınlanmış ortamlarda, özellikle akşam karanlığında sıkça çekimler yapıyorum. Loş ışıkta doğru AF ölçümü, D850’nin yüksek piksel sayısından tam olarak yararlanmak için çok önemlidir. D850’nin otomatik AF ince ayarı, kullandığınız her bir lens için AF ince ayarlarını otomatik olarak yapmanızı sağlar. Bir duvara yüzeyi parlak olmayan kontrastlı bir kağıt asın. Makinenizi bir üçayak üzerine sabitleyin. Üçayağın yüksekliğini, duvara astığınız kağıdın netleme alacağınız bölgesine makineniz dik gelecek şekilde ayarlayın. Üçayağı, kullandığınız lensin odak uzaklığının 25 katı kadar bir uzaklığa ayarlayın. Örneğin; 200mm odak uzaklığı için, 200mm x 25 = 5 metre uzaklıkta olmalısınız. Ardından, Canlı Önizleme moduna (Live view) geçin ve hedefinize odaklanın. Yukarıdaki ŞEKİL 1'de 2 nolu daire içerisinde gösterilen ortadaki "AF modu" ve Film kayıt düğmelerini aynı anda basılı tutun. LCD'de ilerlemek isteyip istemediğinizi soran bir ekran çıkacaktır, Evet'e basın. Sonraki ekran size kaydedilen değeri gösterir. Bu şekilde birçok farklı lens hassas bir şekilde ayarlanır ve bu değerlerin tümü gelecekteki kullanımlarınız için saklanır. Önemli NOT: Bu işlemi yaparken AF Modunun "AF-S", AF Alan Modunun "Tek Nokta AF" ve netleme noktasının tam ortada olduğundan emin olun. AF mikro ayarının nasıl çalıştığını öğrenmek istiyorsanız, "Back-Front Focus Problemi Nedir, Nasıl Anlaşılır, Lens Kalibrasyonu Nasıl Yapılır?" başlıklı makaleme göz atın. Umarım bu makaleyi faydalı bulmuşsundur. Bir kez daha belirtmeliyim ki, bunlar benim için işe yarayan ayarlardır ve sizin ihtiyaçlarınıza uymuyor olabilirler. Mevcut tüm özelliklerden ve özelleştirmelerden yararlanmak için fotoğraf makinenizi keşfetmeniz ve her ayarı mümkün olduğu kadar çok öğrenmeniz en iyisidir. Nikon D850 hakkında çok detaylı bir inceleme yazı dizisi hazırlıyorum, çok yakında blogumda yayınlayacağım. Tüm özelliklerini çekmiş olduğum örnek fotoğraflarıyla detaylıca açıklıyorum. Haberdar olmak için bloguma abone olmanız yeterli olacaktır. Işığınız bol olsun.
-
Nikkor 16-80mm f/2.8-4e ed vr sahibi olan, kullanan var mı ?
konu, Sebahattin Demir kullanıcısının konusunu cevapladı: Nikon - Nikkor Lens ( Objektif )
@ÖNER BÜYÜKYILDIZ bey, Lensleri sanırım karıştırdınız, ben "AF-S NIKKOR 70-200mm f/2.8E FL ED" lensten bahsetmiştim, siz sanırım "AF-S NIKKOR 70-200mm f/2.8G ED VR II" den söz ediyorsunuz. İkisi farklı lenstir. Bu lens bende vardı zaten yaklaşık 4 yıl kullandım. Selamlar. -
Turgay bey çok haklı. D750'de elde çekimde alt sınırınız 1/125sn enstantane ise D7200'de bu alt sınır 1/250sn'den bile fazla olabilir. Aynı sensör çözünürlüğünde biri FX digeri DX gövdeden bahsediyoruz. Sensör boyutları farklı. Dolayısıyla Turgay beyin dediği gibi D7200'ün aynı titreşime toleransı D750 kadar iyi olmayacaktır. Mobil cihazımdan gönderildi.
- 31 yanıt
-
- 1
-
-
Nikkor 16-80mm f/2.8-4e ed vr sahibi olan, kullanan var mı ?
konu, Sebahattin Demir kullanıcısının konusunu cevapladı: Nikon - Nikkor Lens ( Objektif )
@neehot bey, Hayırlı olsun, güzel seçim. Bu lensle ve özellikle E serisi lenslerle ilgili blogumda bir yazı hazırlıyorum. Bende "AF-S NIKKOR 70-200mm f/2.8E FL ED VR" lens var, çok yeni daha 2 hafta olmadı alalı. Sizin elinizdeki lensle ilgili sıkça danışacağım size izniniz olursa. Selamlar. -
@sadikbasal bey, Çok basit bir deneme yapın. Aynı ekipmanı alın varsa bir üçayak üzerine yerleştirin. Elinizde varsa bir 30cm'lik cetvel alın yazılı tarafı üste gelecek şekilde dik olarak bir masa üzerine koyun. Önce vizörden ardından Canlı önizleme (Live view) ile tam 15cm'yi netleyecek çekilde yaklaşık 50cm uzaktan ve 45 derecelik bir açıyla 2 fotoğraf çekin, bunları hızlıca karşılaştırın.
-
@sadikbasal bey, Eğer elde çekim tekniğinizde bir hata yoksa @Akın Demircioğlu beyin de dediği gibi lensinizin kalibrasyonunda bir sorun var demektir. Lensiniz önü netliyor olabilir. Eğer önceden okumadıysanız bu yazıyı okumanız faydalı olabilir. Ama öncesinde yapmış olduğunuz kalibrasyon ayarını iptal edin öyle deneyin. Bunu yapmak için; Makinenizde; Menü > Ayarlar > "AF ince ayarı" Kapalı duruma getirin. Zaten siz de -14 olarak ayarladım diyorsunuz, sorun bundan da kaynaklanıyor olabilir, hatta büyük ihtimal bundandır. Saygılar.
-
@Akın Demircioğlu bey, İyi bir teknikle bu fotoğrafı bu ışıkla flaşsız gayet te net çekersiniz. Kullanılan ekipmanı küçümsemeyin. Fotoğraf bence olması gereken gibi net değil, bu kadar yakından f/4 diyafram ile, eğer el titremesi olmazsa bundan çok daha net çekilir bu fotoğraf. En azından göz daha net çıkmalıydı. Enstantane 1/250sn, ama bir parmağınız deklanşörde yarım basılı (muhtemelen) baş parmağınız da AEF/AEL butonuna basılı vaziyette, bir de üstüne kadraj ayarlarsanız ve üstüne deklanşöre tam basarsanız çekim tekniğiniz iyi değilse böyle net olmayan fotoğraf almanız kaçınılmaz olur.
-
@sadikbasal bey, Netlemeyi gözden aldım demişsiniz. Sanırım bize göre sağ gözden almışsınız. Ama yüz kadrajın tam ortasında. Eğer fotoğrafı kırpmadıysanız; Modelin sol (bize göre sağ) gözünden netlemeyi almış, ardından kadrajınızı düzenlemiş, yani ortaya getirmiş, sonra da fotoğrafı çekmişsiniz, Netleme noktasını sağ göze gelecek şekilde kendiniz ayarladınız. Bunlardan hangisi? Eğer 1. seçenek ise kadrajınız yeniden düzenlediğinizde muhtemelen makinenizin ortasındaki netlik noktası bu kadraja göre modelin burnunun üstüne gelecektir. Bu da pozlamayı sahnedeki en parlak yerden almışsınız demektir. Sonuçta fotoğrafınız genel olarak az pozlanmış olacaktır, ki öyle de olmuş. Eğer 1. seçenek ise birkaç durum daha söz konusu; Netliği modelin sol gözünden aldıktan sonra kadrajınızı yeniden düzenlerken mesafenizi birkaç santim kaybetmişsiniz, o nedenle netlik bozulmuş Ya da lensinizde odaklama problemi vardır ve kalibrasyona ihtiyacı vardır. Saygılar.
-
@yavuz arıkan bey, 35-40cm uzaklıktaki nesnenin boyutları tam olarak nedir, yani önden arkaya derinliği yaklaşık kaç cm'dir. Tek karede kabul edilebilir netlik için diyaframı kısmak bir yöntemdir, ama bahsettiğiniz lenste f/16 ve daha kısık değerlere gitmemenizi tavsiye ederim. Fotoğrafınız net olsun isterken daha kötü çıkacaktır, nedeni Diffraction yani ışık kırılması etkisidir. Elinizdeki Lensin en keskin noktası yaklaşık olarak 23mm odak uzaklıklarında ve f/7.1 diyafram açıklığındadır. Saygılar.
-
Değerli dostlar, Mutlaka sizler de bu gibi bir durumla karşılaşıyorsunuz; "Makaleler" kısmına eklediğim bu makalemde yeni bir kamera almak isterken bizi kararımızdan alıkoyan sebepleri anlatmaya çalıştım. Saygılar.
-
Son birkaç yıldır dijital fotoğraf makinesi pazarında istikrarlı bir düşüş gözlemleniyor. Bazıları bunun nedenini akıllı telefonlara bağlarken, bazıları diğer başka faktörlere de bağlıyor. Ben de satışların küçülmesine katkıda bulunan çeşitli etkenlerin olduğuna inanıyorum. Bu faktörlerden biri, son zamanlarda birçok fotoğrafçının yaşadığı "Yeni Kamera Satınalma Sendromu" olabilir. Görüntü algılayıcıları yani sensörler yenilik duvarına oldukça fazla çarpmaya başladılar, kamera üreticilerinin son zamanlarda daha fazla çözünürlüğü ve özelliği sunmakta zorlandıklarını görüyoruz ve bu da potansiyel alıcılarda kararsızlık olarak geri dönüyor. Giriş seviyesi kameralara bir göz atarsak; hepsi kamera kirliliğine katkıda bulunuyormuş gibi görünüyor, piyasada onları öne çıkarak, ses getirecek, heyecan verici özellikte yeni bir model üretemiyorlar. Daha önceki yıllarda gördüğümüz gibi görüntü kalitesinde büyük bir sıçrama görmüyoruz. 2012 yılında Nikon'un D800 ve D800E kameralarını ve Canon'un 5D Mark III'ü piyasaya çıkardığı dönemde belki de kamera ekipmanına olan ilginin en büyüklerinden biri yaşanıyordu. Bu dönem çok iyi bir dönem oldu. Nikon fotoğrafçıları 12MP sensörler kullanırken, D800 / D800E ile 36MP görüntülere geçmenin ne kadar büyük bir sıçrayış olduğunu fark ederken, Canon 5D Mark III ile film kayıt endüstrisinde kuralları değiştirdi. Nikon'un ön siparişleri karşılaması bile aylar aldı, çünkü talep çok yüksekti. Nikon o sıralar kendi pazarı için daha fazla f/1.8 objektiflerle birinci sınıf objektif hattını yeniden canlandırmakla meşguldü. Ve Canon, 5D Mark III'ü ve bir sürü yeni lensi yepyeni bir pazar segmentine satmakla meşguldü. Kuşkusuz 2012 büyük ikili için altın yıl oldu. Yenilik eksikliği Dört yıl ilerleyelim. Ne Nikon ne de Canon pazara yenilikçi bir şey getiremedi. Nikon D810 modelini duyurdu, bu çok marjinal ancak fonksiyonel bir yükseltmeydi, tartışmasız Nikon D800 / D800E kameranın ardından piyasaya sürülmesi gereken bir kameraydı. Bunu, D800 çıktığında herkes gibi o sele kapılarak alıp kullanan biri olarak söylüyorum, neyse ki D810 anons edildi ve hemen almış oldum. Çünkü D800 ve D800E yutturmacası çok geç anlaşıldı. Bence Nikon D800 ve D800E ile çok iyi bir teknolojik hamle yaparken bazı şeyleri biraz aceleye getirdi ve bu modellerde sonradan çıkan tatminsizlikleri hızlıca farkedip bu eksiklikleri Nikon D810 ile tamamladı, yani bence asıl teknolojik hamle D810 oldu Nikon için. D600 fiyaskosundan sonra Nikon çok dengeli D750 modelini çıkardı ama arzu ettiği büyük satışları yapamadı. Canon, 50MP 5DS ve 5DSR fotoğraf makineleri ile sert bir baskı uyguladı; ancak bu da gerçek anlamda bir yenilik olarak algılanmadı ve 5D Mark IV video özellikleri ile ilgilenen birçok insan için hayal kırıklığı yarattı. Bu arada, diğer kamera üreticileri aynasız teknolojiyi ellerinden geldiğince çabuk yayıyorlardı. Aynasız kameralar DSLR pazarından kesinlikle önemli bir pazar payı kazanmış olmalarına rağmen, hızlı hareket eden nesneleri yakalamak açısından AF Sistemlerinde bazı dezavantajlara sahip oldukları için üst segment DSLR'lere henüz tam olarak rakip olamıyorlar. Aynasız kameraların sunduğu birçok teknolojik çekiciliğe rağmen, pazar penetrasyonu ve sonuçta ortaya çıkan satışlar oldukça düşük kaldı. "Dijital Kameralarda AF Sistemi Nasıl Çalışır?" başlığı ile, aynasız kameraları da kapsayan AF Sistemleri hakkındaki detaylı yazımda; günümüz aynasız kameraların hareketli nesnelerin takibinde henüz güçlü bir DSLR kadar kararlı ve başarılı olamadıklarını belirtmiştim. Bu düşünceme aynasız kamera kullanan birkaç dostumdan itiraz gelmişti. Hala aynı düşüncedeyim. Şu anda Nikon D810, Nikon D850 ve biri APSC diğeri M4/3 sensörlü iki üst segment aynasız kamera kullanan ve aksiyon çekmeyi seven bir fotoğraf gönüllüsü olarak söylüyorum; profesyonel bir spor müsabakasında aynasız kamera kullanan profesyonel spor muhabirleri görmeye başladığımda bu düşüncemi değiştireceğim, söz :-) Daha fazla çözünürlük, özellik ve daha büyük sensörler Daha fazla çözünürlük sunmak pazarın hızlı bir şekilde toparlanmasına yetmedi, ekstra özellikler eklemek de işe yaramıyor gibi görünüyor; kamera üreticileri bu nedenle taktik değiştirdiler, "Daha büyük, daha iyi" veya "Daha küçük, daha hafif" gibi iki ayrı kampa bölündüler. Tam çerçeve (FF) kameralar hiç bu kadar ucuz olmamıştı. Fuji ile Hasselblad daha büyük boyutta sensörler isteyen profesyonel fotoğrafçılar için "uygun fiyatlı" orta format alanını açtılar. Bence, FF kameralardaki marjinal gelişmeler ve odak kitlesinin azlığı nedeniyle, orta format büyük olasılıkla çok küçük bir yerde kalacak ve bu nedenle büyük resmi fazla etkilemeyecektir. Günün sonunda, tüm kamera sistemleri belirli bir sensör boyutu için çok benzer görüntü kalitesi üretiyorlar ve daha küçük 1" (2.35cm) sensörler çoğu fotoğrafçı için mükemmel bir seçenek olabilir. Fotoğraf makinesi satın almak artık bir yatırım değil Piyasada pek çok farklı kamera marka ve modeli için çok fazla seçenek var. Geçmişte kameralar hakkında konuşurken "yatırım" kelimesini kullanılırdı, bir kamera aldığınızda ona ciddi paralar öderdiniz ve yıllarca kullanmak üzere alırdınız. Bu nedenle, kamera sistemlerini değiştirme ve yükseltme maliyeti birçok kişi için engelleyici bir unsurdu. Eldeki donanımın özellikleri yapılan işte artık tükendiğinde, yani mecbur kalındığında yeni bir yatırım yapmaya karar verilirdi. Bugün ise sensör teknolojisi konusunda sanki inovasyon girdabına girmişiz gibi hissediyorum, o nedenle çoğu fotoğrafçı geçmişte olduğu gibi işi gereği en yeniye sahip olma isteği hissetmiyor. Çünkü elindeki ile yeni alacağı arasındaki fark onda bir sıçrama hissi uyandırmıyor, üstelik üzerine verilecek hatırı sayılır ekstra maliyet de cabası. Şimdi merak ediyor olabilirsiniz, "Yeni Kamera Satınalma Sendromu" nun bununla ne ilgisi var? Yeni Kamera Satınalma Sendromu nedir? Yeni Kamera Satınalma Sendromu, hep hayalini kurduğunuz bir kamerayı artık satın alma niyetine girdiğinizde yaşanır. Burada niyet, yeterince iyi çözünürlüğe, çekim hızına, ISO performansına ve ihtiyaçlarına yönelik özelliklere sahip bir kamera bulmaktır; böylece daha sonra bu özelliklere ihtiyaç duymak zorunda kalmayacaksınızdır. Şahsen, kelimenin hastalığa benzer bir olumsuzluğu çağrıştırması nedeniyle bu durumu açıklamak için "sendrom" kelimesinden hoşlanmadım. Fakat bence uzun yıllar başka bir kamera satın almak istememek kötü bir şey değil, bu nedenle bu terimi "Yeni Kamera Satınalma Evresi" gibi daha dostça bir tanımla değiştirmeye ne dersiniz? Yeni Kamera Satınalma Evresi - Fotoğrafçılar için iyi, Kamera üreticileri için kötü Sensörler daha iyi hale gelmezse kameraları yıllarca yükseltmemeyi seçmek fotoğrafçılar için kesinlikle iyi bir durumdur. Gerek yoksa neden para harcayasınız? Daha az ekipman merakı ve sonuçta alımlardaki azalma, kamera ekipmanının daha uzun süreli kullanımına ve değerine dönüşür. Yeni kameralar daha az satın alınırsa, ikinci el piyasa mevcuttaki gibi çöplüğe dönüşmez. Ve belki de bir gün bir kamera satın almak yine "Yatırım" olarak düşünülebilir. Bu davranış ile daha da azalacak pazar hacmi kamera üreticilerinin alt çizgisini olumsuz etkileyecektir. Satışların düşmesi, kamera üreticilerinin Pazarlama ve Ar-Ge bütçelerini küçültmesine ve bunun sonucunda yalnızca belirli dönemlerde başlatılan kamera modellerinin sayısının azalmasına değil, uzun vadede kamera fiyatlarının potansiyel olarak artmasına da neden olur, bu BİZİM için kötü olur. Satışlar gerçekten de kötü giderse daha küçük oyuncular yarıştan tamamen çıkabilir ve bu kesinlikle HERKES için kötü olur. En İyi "Yeni Kamera"? İhtiyaçlarınıza göre en iyi kamerayı seçecek olsaydınız ne yapardınız? Şahsen tüm ihtiyaçlarıma cevap verebilecek tek bir marka model bulamıyorum, keşke olsaydı. Burada farklı fotoğrafçılık alanları için kişisel olarak nasıl bir kombinasyon seçerdim, bunun hızlı bir özetini bulabilirsiniz. Bunlar elbette benim seçimim. Eminim sizin bundan çok farklı seçimleriniz, önerileriniz olabilecektir. Gündelik İhtiyaçlar: Bir Fuji X-T2 ve bir adet Fujinon 23mm prime veya bir adet 18-135mm zum lens veya eşdeğerinde M4/3 (Micro Four Thirds) kamera ve lensler.Nikon D750, hafif Nikkor f/1.8 prime lensleriyle birleşince de çok iyi görüntü kalitesi için mükemmel bir seçim olacaktır. Manzara / Mimari Fotoğrafçılık: Nikon D850 veya D810 ve Kutsal Üçleme'li f/2.8 serisi (14-24mm, 24-70mm, 70-200mm). Spor / Yaban Hayatı Fotoğrafları: 200-500mm VR süper telefoto lensli bir Nikon D500. Portre Fotoğrafçılığı: Konu / yüz izleme özelliği iyi olan herhangi bir APS-C veya tam çerçeve aynasız kamera (Fuji X-T2, Sony A7 serisi, vb.). Sizce bu listede neler olmalı? Bunları ve varsa diğer öneri, yorum ve eleştirilerinizi "Yorumlar" kısmından benimle paylaşın. Işığınız bol olsun. Kaynak : Arthenos.com Yazı linki : Yeni kamera satınalma sendromu
-
Yukarıda bahsettiğim, D7200 ve D750 örnekleri içeren "Kamera çözünürlüğü ve doğru bilinen yanlışlar" yazımı az önce yayınladım. Saygılar.
-
@Turgay Seven bey, Yarın yayına alacağım yazımda tam da bu kameralar ile örnekler vermiştim tesadüfen, "Kamera Çözünürlüğü ve Doğru Bilinen Yanışlar" başlıklı yazım bu konuda. Saygılar.
-
@Turgay Seven bey merhaba, Güzel geribildirimler vermişsiniz teşekkürler. D7200 ile çabuk çekmeniz gereken pek çok fotoğrafın istediğiniz gibi olmadığını D750 ile daha net fotoğraflar çekebildiğinizi yazmışsınız. İzniniz olursa bunun olası nedenleri konusunda diğer dostlarımızın da konuya vakıf olmaları bakımından birkaç cümle yazmak istedim. Her iki kamera da 24MP çözünürlük sunuyor. Ama biri FF diğeri DX sensöre sahip. Yani D750'de birim alan başına düşen piksel sayısı sensör boyutu büyük olduğundan D7200'e nazaran daha büyük. Böyle olunca hem ISO ve hem de çok küçük titreşimlerde D750 daha toleranslı oluyor. Her iki kamerayı üçayak üzerinde kullansanız bile ayna ve obtüratör titreşimlerine D7200 daha hassas davranır ve netlikten ödün verebilir, özellikle telefoto kullanırken. Bu bilgiler ışığında aynı çözünürlük değerlerine sahip FX ve DX kamera arasında kalsam, düşünmeden FX olanı seçerdim, siz de öyle yapmışsınız zaten. Saygılar.
-
Yaklaşık 2 yıl kadar önceydi sanırım, böyle bir öneriyi ben de yapmıştım. Hatta İzmir'de yaşamama rağmen İstanbul'da bir araya gelip tanışmak bir sinerji grubu oluşturmaktı amacım. Birçok kişi gelirim demişti ve belirli bir tarihte Kadıköy'de buluşmaya karar verdik. Kalktım İzmir'den İstanbul'a geldim. O kadar kişi gelirim dediği halde sadece ben , @Kemal Öztürk Turkoy ve şimdi adını hatırlayamadığım bir dostumuz katılmıştı. Sahildeki bir kafede biraz lafladık ve ayrıldık. Kemal beye katılıyorum, bu tip düşünceler başlangıçta iyi bir fikirmiş gibi geliyor ama arkası gelmiyor. Saygılar.
- 5 yanıt
-
- 1
-
-
Siz hangi tip fotoğrafçısınız?
konu, Sebahattin Demir kullanıcısının konusunu cevapladı: Fotoğraf Sohbet & Hikayeler
Teşekkürler @Yasin ÜYEL bey -
Merhabalar, Forumda "Makaleler" kısmında "Fotoğrafçı kategorileri" ile ilgili bir yazı yayınladım az önce. Bu yazıda şimdiye kadar okuduğum, izlediğim fotoğrafçı tiplerini bir araya getirmeye çalıştım. Bunların arasında mutlaka kendinizi de bulacaksınızdır. Ya da bu kategorilere giren birçok adayınız olacaktır Sözü daha fazla uzatmadan yazıyı buradan okuyabilirsiniz. Saygılar.
-
Fotoğrafçı kategorileri: Siz hangi tip fotoğrafçısınız?
Makale Sebahattin Demir gönderdi. Yer : Kütüphane
Günümüzde fotoğrafçıları tehdit eden, adeta bir veba gibi saran oldukça ciddi hastalıklar olduğu bilinen bir gerçektir. Birçoğumuz ekipman toplama sendromu ve bunun gibi diğer fotoğraf bağımlılıklarını duymuş olsak da, fotoğrafçı kategorilerini içerecek şekilde fotoğrafçılık terimini biraz genişletmek istiyorum. Bunların bazıları yıllardır zaten varken bazıları ise son zamanlarda İnternetin karanlık köşelerinden doğmuşlardır. Son zamanlarda bu konuda birçok yazı ve araştırma okudum, videolar izledim. Okuduklarımdan ve izlediklerimden bir derleme yapıp bu yazıyı yazmaya karar verdim. Önce marka fanatikleriyle başlayıp ardından daha spesifik türlere geçmek istiyorum. 1. Nikon Fanatikleri Bir Nikon fanı yalnızca Nikon markalı ekipman ile çekim yapar. Nikon kameralar ve Nikkor objektiflerle uzun yıllardır çekim yapmakla birlikte, diğer kamera markalarına karşı şiddetli bir alerjik reaksiyon geliştirmiştir. Bir Nikon dövmesi vardır, kahvesini yudumladığı kupa bile bir Nikkor objektifin dışından yapılmıştır. Her yıl doğum günlerini kutlarken Nikon DSLR şeklinde çikolata kaplı pasta yer. Bu Nikon fanları çevrelerindeki hiçbir Nikon sunumunu kaçırmazlar. Nikon'un 100. Yıldönümünde sınırlı sayıda ürettiği fotoğraf makinesinin veya objektiflerin aşırı fiyatına bakmadan, ilk sahip olan onlar olur. Nikon Model 1'in sınırlı sayıdaki kristal model versiyonuna sahip olmaktan büyük gurur duyarlar. Aynasız kameraların çok hızlı artış gösterdiği günümüzde, Nikon fanlarının ölmekte olan bir cins olduklarını düşünebilirsiniz, ancak yanılırsınız. Nikon'un 100 milyondan fazla mercek sattığını göz önüne alındığında demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. 2. Canon Fanatikleri Gerçek bir Canon fanı, Nikon fanlarını ve onların ortaya attıkları dinamik aralıkları ve temel ISO performans iddialarını dinlemez bile. Canon 6D Mark II'nin bir APS-C fotoğraf makinesinden daha kötü dinamik aralığı var mı kimin umurunda? Kamera, yüksek ISO'larda mucizeler gerçekleştirir ve doğal görünümlü cilt tonlarıyla güzel Canon renkleri sağladığı sürece bu onları mutlu etmek için yeterlidir. Gerçek Canon fanları şeffaf cam kamerayı her zaman bilir. "Öfff, siz hala siyah objektiflerle mi çekiyorsunuz, bunlar yaz aylarında soba gibi ısınırlar dostum! Pro sınıfı beyaz objektiflerimiz bundan etkilenmez, işte bu yüzden Olimpiyatlarda daha çok profesyonelin beyaz objektiflerle çekim yaptığını görürsünüz" (kendilerine göre haklı) edası içindedirler. 3. Sony Fanatikleri "DSLR öldü" derler. Bir Sony fanı, Nikon ve Canon'un Kodak'la aynı kaderi paylaşmalarının an meselesi olduğuna inanır ve uzunca zamandır da o anı bekler. Tüm cepleri yedek batarya ile dolu şekilde dolaşıyor olsunlar, onlar için buna değer. Elinizde bir sürü Canikon (Canon ve Nikon kısaltması) objektifi mi var? Endişelenmeyin, onlar için herhangi bir ekipman Sony Aynasız bir kameraya kolaylıkla adapte olabilir. Sony A9, gerçek dünyadaki hem Nikon D5 hem de Canon 1D X Mark II'yi ezerken, varsın olsun henüz bir süper telefoto prime objektifleri olmasın, gerçek bir Sony fanı memnuniyetle bekler, artı, yeni "FE 100-400mm GM" bir "Canon 200-400mm f/4"ten daha keskin, bu nedenle büyük objektifler gerekli olmayabilir. Aslında Nikon da bir Sony fotoğraf makinesidir, çünkü hepsi de Sony tarafından üretilmiş sensör teknolojisine sahiptir. Sony aynasızlar bir DSLR katilidir! 4. Pentax Fanatikleri Mükemmel bir fotoğraf makinesi tartışmasını karakolda bitirmek ister misiniz? Bir Pentax fanını davet edin ve herhangi bir Pentax ürünü hakkında kötü bir şey söyleyin. Kuşkusuz, dünyadaki hiçbir markanın bu tür özverili ve adanmış bir topluluğu yoktur. Şimdiye kadar bir Pentax fanı ile tanışma fırsatı bulduysanız, tek çıkışınız, saçma marka kameranızdan Pentax'a geçiş konusunda ondan rehberlik etmesini istemek ve konuşması için ona izin vermektir. Pentax Q'nun çuvalladığını kim söylüyor? Bu sadece, dünyanın görebileceği en büyük kamera olan K1'i ortaya çıkarmak için bir saptırma stratejisiydi. 5. Fuji Fanatikleri Her Fuji fanı, X serisi kameralarının pazardaki tüm tam çerçeve (FF) kameralardan daha iyi performans sergilediğini bilir. Fuji APS-C aslında yeni 35mm'dir, bunu duymadınız mı? Sihir, her Fuji X kamera sensörünün kalbindeki X-Trans filtre dizisinde yatar. Retro kumandalarla, süper hafif yapıda ve insanlık tarihinde üretilmiş en göze çarpan objektiflere sahiptirler. Tam çerçeve DSLR'lerin bir sürü dezavantajı vardır, saymakla bitmez. Bir Fuji fanı sadece yedeklemek için RAW'a başvurur, zamanını MTF çizelgelerini veya piksel gözlemcilerini analiz ederek boşa harcamaz, bir Fuji kamerasıyla dışarı çıkar, önemli olan tek şey fotoğrafın çekilmesidir. 6. MTF Fanatikleri Her MTF (Micro Four Thirds) fanı, 4:3 en-boy oranını kimin dijital fotoğraf dünyasına getirdiğini bilir. Hatta iPhone, fotoğraf çekerken 4:3 en/boy oranını kullanır ve bugün piyasadaki en popüler telefondur! MFT fanları, büyük, hantal ve ağır kamera ekipmanlarından uzak dururlar. Bir MFT sistemi pratik olarak cebinize sığabiliyorsa neden bunlarla uğraşıyorsunuz ki? Her aynasız üreticisi başarısını MFT'e borçludur. Olympus ve Panasonic olmasaydı, insanlar hala tarih öncesi DSLR fotoğraf makineleri ile çekim yapıyorlardı. 7. Leica Fanatikleri Almanya'da mı üretildi? Evet. Henri Cartier Bresson? Evet. Sessiz, sakin bir çekim mi? Evet. Koleksiyon? Evet. En üst düzey cam? Kahretsin ya Evet! Form fonksiyon takibi (Form follows function)? Come on dostum, bu ifadeyi Leica icat etti, tabi ki Evet! Leica kullanmak ayrıcalıktır ve ödenilen her doların her sentine değer. Unutmayın, Leica ile bir sistem satın almazsınız, bir yaşam tarzına sahip olursunuz! Leica taklit edilemez, taklitçiler Leica'dan bu yüzden nefret eder, çünkü bir Leica üretmeye güçleri yetmez. Fuji, Leica'nin Çin versiyonudur. Leica fanına meydan okumaya cesaret edemezsiniz, yoksa sizi sınırlı sayıda üretilmiş olan Porsche Carrera GT'leriyle sıkıştırırlar! 8. Aynasız Guruları Boyut ve ağırlık sorunu ve elektronik vizör, bir aynasız gurusunun cümleye başladığı yerdir. Bir aynasız gurusuyla, DSLR'nin neden ölmekte olduğuna ilişkin saatler süren bir tartışma yapabilirsiniz ve kendinizi birden "VHS vs Blu-Ray" gibi çok karmaşık analojiler içerisinde bulabilirsiniz. Bu sürede, canlı histogram, elektronik vizör (EVF), odak boyama (focus peaking), hızlı sensör ... gibi terimlerle fotoğrafçılık kütüphanenizi kesinlikle zenginleştireceksiniz. Bir Aynasız gurusundan Faz Algılama AF Sistemi'nin ne kadar önemli ve kararlı olduğunu saatlerce dinleyebilirsiniz. Gerçek bir aynasız gurusu dakika dinlenmez. Zamanının çoğunu internette bulabildiği aynasız ve DSLR tartışmalarını aramaya harcar. "İnanılmaz aynasız teknolojisi"nin farkındalığını yaymanın kutsal görevleri olduğunu bilirler; Aynasız bir ekipman almaya razı ettikleri DSLR kullanıcı sayısı arttıkça, kendilerini daha güvende hissederler. 9. DSLR Ölümüne Fanatikleri Bir DSLR ölümüne fanatik Elektronik vizörleri önemsemez, çünkü optik vizörler kendisine gözlerinin gördüğü şeyin gerçek görüntüsünü verir, Elektronik vizörler bir miktar gösterişli OLED pikseliyle her görüntüyü vermezler. Daha önce bir elektronik vizör denemiştir ve onda baş ağrısı yapmıştır. Aynasız kameraların kullanılmasından nefret ederler, makine dediğin ele oturmalıdır. Elindeki DSLR'ın ona verdiği taş gibi sağlamlık hissini takdir eder ve birçoğunu neredeyse hiç kullanmadığı milyonlarca farklı seçeneğe sahip menü sistemi ile mutlu hissederler. 10. Piksel Röntgencileri Bir görüntüyü %100 veya daha yüksek yakınlaştırma seviyelerinde bakmadan değerlendiremeyen kişidir. Piksel düzeyi, verileri oluşturmak için yeterli çözünürlüğe sahip olmadığı için Piksel röntgencileri yalnızca dijital fotoğrafçılığı değerlendirebilirler. Onlar, yalnızca çift monitör ile çalışırlar, çünkü bu, pikselleri gözetlemenin en mükemmel yoludur. Lightroom ikinci monitörde varsayılan olarak %200 büyütme ile açılır, çünkü bir fotoğrafın bile bakılmaya değer olup olmadığını böylece kolaylıkla anlayabilirler. Web'i herhangi bir yeni fotoğraf makinesinin yüksek çözünürlüklü görüntüleri için tarar ve görüntünün her parçasını dilimlemek ve karelere bölmek için Lightroom'a aktarırlar. Herhangi bir fotoğrafın %100 görünümüne bakmakla anında kamera marka ve modelini tanırlar, dinamik aralık özelliklerini ve fotoğraf makinesinin Low-Pass filtresi olup olmadığını anında söylerler. Piksel röntgencileri, Lightroom kataloğunda tek bir odak dışı görüntü istemediklerinden, sahip oldukları her merceği kalibre etmek için haftalarını harcarlar. 11. DxOMarker'lar Fotoğraf çekmekten çok sayıları seven nispeten yeni bir fotoğrafçı türüdür. Kutsal kitap gibi DxOMark verilerine sürekli atıfta bulunurlar. Bir kameranın 0,1 EV alt dinamik aralık performansına sahip olduğunu iddia eden birini duyarsanız bir DxOMarker ile tanıştınız demektir. Her satın alımlarında DxOMark verilerini temel alırlar ve yalnızca en yüksek netlik sayılarına sahip merceklere bakarlar, çünkü bunların dışındaki diğer her şey alakasızdır. DxOMarker'lar piksel röntgen odaları olduklarını itiraf etmekten korkmazlar. 12. Söylenti Fanatikleri Hangi kamera ve objektiflerin çıkacağını bulmak için dedikodu sitelerine abone olur ve oralarda takılırlar. Yıllar içinde, sahte ve gerçek söylentilerin belirlenmesinde uzmanlaşmıştırlar. Söylenti fanatiği heyecan yaratmayı çok sever. Söylentiler, fotoğrafın adrenalinidir. Bir söylenti fanatiği her söylenti sonrası başkaları tarafından gönderilen her yorumu okur. Yeni kamera ekipman dedikoduları ve duyuruları ile heyecanını göstermek için "Kapa çeneni, al paranı" gibi benzer terimleri kullanmayı sever. Ama para verip alıp kullandığı pek görülmemiştir. 13. Asal (Prime) Lensçiler Zum lensler ayaklarıyla nasıl hareket edeceğini bilmeyenler için hazırlanmıştır! Bir zum objektif çok fazla sayıda hareketli elemana sahiptir ve basittir, düşük element sayılı asal performansıyla hiçbir zaman baş edemezler. Bir asal lensçi yalnızca asal lenslerine sadık kalır ve bir zum lensin kamera çantasının yakınına bile yaklaşmasına izin vermez. Yalnızca markalı objektiflere yatırım yapar ve bunların en yeni kiti Zeiss, Leica veya Schneider objektiflerden oluşur. Bazı asal lensçiler için, kurşun ve radyasyon ne kadar fazla olursa o kadar iyi olur! 14. SüperZumcular Asal lensçilerin tam tersidirler. Bir süperzumcunun en sevdiği objektif Nikon 28-300mm'dir ancak Tamron 18-400mm'lik lensi çıkardığı anda kral ölür, yaşasın yeni kral! Superzumcular, hep 8-600mm f/0.95'lik gibi bir mükemmelliğin gerçekleştiği o günün hayalini kurarlar. 15. Ekipman Stokçuları Ekipman stokçuları umutsuz vakadırlar. Yıllarca buldukları her şeyi pazarlık edip makul fiyatla (!) toplamışlardır. Ekipmanlarının bir çoğu tozlanmış, paslanmış olsa da asla satılmayacak veya birine verilmeyecektir. Dolapları ekipman ile doludur ve her vesile ile bunlara sahip olmaktan gurur duyarlar. 16. Geniş Açı Meraklıları Lensler geniş açı çekmek için üretilmiştir. Bu insanlar, manzara bile olsa, her şeyi en geniş diyafram değerinde çekerler. Yavaş objektiften hoşlanmazlar ve setleri tümü Zeiss olan, 1. sınıf f/1.4 lenslerden oluşur. 17. Bokeh Canavarları Geniş açı meraklılarının yakın kuzenleridirler, bokeh canavarı yalnızca bir sebepten dolayı fotoğraf çeker; süper görünümlü bir bokeh için! Bokeh canavarları odak dışı alanların özelliklerini tanımlamak için özel kelimeler kullanırlar. Çoğu zaman, "kremsi" kelimesini kullandıklarını duyarsınız, ancak "pürüzsüz", "ipeksi" ve "bokehlicious" gibi sözcükleri birbirlerinin yerine de kullanırlar. Ayrıca bokeh görünümü şahane görünse de 70-200mm f/2.8 gibi bazı kaliteli zum lensleri de umursamazlar. Çoğu bokeh canavarı doğal olarak portre fotoğrafçısı olur ve bokeh dışında en sevdiği terim "sığ alan derinliği" dir. Bazı bokeh canavarları, modern camların üretemeyeceği eşsiz görünüşlü bokehleşmeyı elde edebilmeleri için sıklıkla eski objektiflere yönelirler. 18. Keskinlik Hastaları Dijital fotoğraf makinelerini kullanan fotoğrafçıların çoğu keskinlik hastasıdır ancak Obsesif-Kompülsif Bozukluk (OKB) netlik sıkıntısı çok daha kötüdür. Lightroom kataloglarını incelerseniz, bulanık tek bir görüntü bulamazsınız! OKB netlik hastalarının fotoğrafların taranması için özel iş akışları vardır. Her görüntüleme işlemi esnasında %100 yakınlaştırmayı yalnızca bir tek sebeple yaparlar; fotoğrafın keskinliğini değerlendirmek için. Bir fotoğrafın biraz odak dışı olduğu veya bulanık olduğu ortaya çıkarsa, fotoğrafta ne kadar çok duygu olursa olsun bu fotoğrafın ortadan kaldırılması gerekir. OKB netlik hastaları bulanık görüntülerin tarama sürecine girmesine bile izin vermez; Kameradaki "Sil" butonu ile hemen kurtulurlar. Fotoğraf makinesinde deklanşör dışında en çok bastığı buton %100 anında zum düğmesidir. 19. HDR Meraklıları Bir sahneyi varsayılan olarak en az 5 ila 9 farklı poz değeriyle çeken bir fotoğrafçı görmediniz mi? O zaman, muhtemelen gerçek bir HDR meraklısı ile tanışmadınız demektir. HDR meraklısını tanımlamak kolaydır, sadece herhangi bir kamera duyurusunun yapıldığı herhangi bir makaleye bakın ve yorumlar bölümüne gidin. ± 3 duraklı 5 + parantez (bracket) eksikliğinden şikayet eden biri varsa işte o HDR meraklısıdır. Gerçek bir HDR meraklısı en az üç farklı HDR yazılımını kullanır. Çoğu fotoğrafçı, fotoğrafçılığa başlarken HDR'ye merak salar, ama HDR meraklıları orada kalıcıdırlar. 20. Harmanlama (Blending) Bağımlıları Bazı fotoğrafçılar HDR meraklılığından mezun olup Harmanlama bağımlılığına doğrudan geçiş yaparken, bazılarının bu duruma gelmesi daha uzun sürebilir. Bir harmanlama bağımlısı, en az HDR meraklısı kadar birden fazla çoklu pozlamayı sever, ancak iki işlem arasında bir fark vardır. HDR yazılımlarındaki hazır ayarları kullanmak yerine, gerçek bir harmanlama bağımlısı yalnızca Photoshop'taki parlaklık maskelerine varsayılan değerler atar. Resimleri harmanlamayı kolaylaştırmak için, harman karıştırma kullanan bir bağımlının, birçok parlaklık maskesi türü oluşturmak için özel olarak yapılmış en az bir paneli olacaktır. Gelişmiş harmanlama bağımlıları üçüncü parti paneller satın almaz, kendileri yaparlar! Hiç bir hazır panel onlarınki kadar detaylı olamaz. 21. Panorama Hastaları Manzara veya mimari fotoğrafları çekiyorsanız, her zaman bir panorama hastası ile karşılaşırsınız. Bunları belirlemek oldukça kolaydır, bir üçayak (tripod) kurduktan sonra kamera çantasından çıkan ilk şey panorama için geliştirilmiş bir üçayak başlığıdır. Bazıları sonunda HDR + Panorama hastası olarak mezun olurken diğerleri sanal gerçekliğe girer. 720 dpi'de duvar büyüklüğünde baskılar yapılabilen gigapiksel panoları alabilirken, neden zamanınızı yüksek çözünürlüklü bir kamera ile tek bir görüntüde harcayasınız ki? Bu, bir panorama hastasının temel zihniyetidir. Onlara, çektikleri bir panorama görüntüsünün dosya boyutununun ne büyüklükte olduğunu ve çok satırlı HDR panoramalarını işlemekte kullanmak üzere ne tür bir bilgisayar altyapısı oluşturduklarını asla sormayın. Ya da sorun, neden sormamanız gerektiğini bizzat deneyimleyin! 22. Tek karede bitiriciler Herhangi bir sahnede olması gereken en ideal ayarların ne olduğunu tam olarak bilirler ve gözleri kapalıyken bile mükemmel fotoğraf çekebilirler. Deneme yanılma onların kitabında yazmaz. Sahneye bakarlar, makinelerini ayarlar ve tek karede oniki'den vururlar. HDR ve harmanlama kavramları onların sözlüğünden silinmiştir, çünkü böyle basit uygulamalara başvurmaya hiç gerek yoktur. Filtrelerine aşıktırlar ve Sağa dayalı pozlama onların vazgeçilmezidir. Fotoğraf işleme yazılımları ile uğraşmak zaman harcamaktan başka birşey değildir, onlar çekimlerini "çekerken bitirler". 23. Öğretmenler Siz hiç tavsiye istemediğiniz halde, yine de size kullandığınız kameranın nasıl çalıştığını ve en güzel fotoğrafları nasıl çekeceğinizi anlatanlardır. Fotoğrafın yanında, genel olarak hayat hakkında da herşeyi bilirler. 24. Eleştirmenler Her yerde, ama özellikle fotoğraf kulüplerinde elit fotoğrafçıların çevrelerinde bulunurlar. Devamlı olarak "Fotoğraflarınız berbat", "Kompozisyon beceriniz yok", "Çerçeveleme korkunç", "Post-processing amatör" derler. Bunlar tecrübeli bir eleştirmen (!) tarafından duyacağınız eleştirilerden sadece birkaçı. Kendilerinden başka diğer fotoğrafçıların yalnızca doğrudan, sert eleştirilerle iyileştirilebileceğine inanırlar. Hafif eleştirmenin sıradanlığa yol açtığına inanırlar, bu nedenle doğrudan bir çarpıcı mesaj, bir sanatçıyı yaratmanın tek yoludur. Çünkü sanatçıları onlar yaratırlar. 25. Konuşmacılar Konuşmayı hiç bırakmayanlardır. Konuşmaya başlamak için mutlak bir yol bulurlar ve genellikle kameralar, objektifler ya da fotoğrafçılık ile başlarlar, bir süre sonra kendinizi Afrika'daki yaban hayatının insanlar tarafından ne denli bozulduğunu dinlerken bulursunuz. 26. İnternet Trolleri İnternette çok yaygındırlar, özellikle fotoğraf forumlarında. İnternet troller her tartışmaya katılmaya mecbur hissederler, böylece kendi rollerine katkıda bulunurlar. Anonimdirler, birçok farklı isme ve hesaba sahiptirler. Gerçek bir İnternet troll, birçok fotoğraf web sitesinde ve forumda farklı takma adlar ile kayıt yapmak için birden fazla e-posta hesabına sahiptir, kimlikleri, yaşı ve cinsiyetleri hakkında yalan söylerler, çünkü he duruma göre farklı kimlikleri vardır. Forumda onları destekleyen bir kimse yoksa, hemen farklı bir hesap açıp kendilerini desteklerler. İnternet trolleri insanların tepkileri ile yaşarlar ve her zaman çatışma arayışındadırlar. Bazı fotoğraf web sitelerinde olumsuz ve provakatif makaleler yazarlar. Bunlar yüzünden, ne yazık ki, başkalarıyla, özellikle web sitesi sahipleri ve yöneticileri ile çelişen görüşleri olan bazı insanlar yanlışlıkla İnternet trolleri olarak mimlenmiştir. 27. Selfie Canavarları Ah, ego portreleri çeken o öz-saplantılı nesil. Selfie canavarları hepimizin etrafındadır, zaten toplumun her kesimine nüfuz etmişlerdir. Yaygın olarak amatör ve profesyonel fotoğrafçılar arasında görülürler. Selfie canavarları, kameralı telefon, DSLR, Aynasız kamera, Orta format kameralar ve hatta bir drone olmak üzere elindeki herhangi bir nesneyle selfie'ler alabilirler! Bu doğru, "drone selfie" zaten çoktan modern sözlüğe girdi ve bu konuda artık yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Gerçek selfie canavarı günde en az bir selfie alır. Devamlı kollarını uzatarak selfie çekmeleri nedeniyle selfie canavarları, diğer homo sapienslerde bulunamayan özel kaslar geliştirmişlerdir. 28. Filtre Fanatikleri Farketmek çok basittir, lenslerinin önünde her zaman bir UV / koruyucu filtre takılıdır. Filtre fanatiklerinde, film fotoğrafçılığı için renkli filtrelerden, özel ters GND filtrelerine kadar her vesile için filtreler bulunur. Filtre fanatiğinin sahip olduğu filtrelerin, lenslere oranı en az 2: 1'dir. Mevcut her boyutta ve formda reçine ve cam filtrelerden oluşan bir koleksiyona sahiptirler. Gerçek bir filtre fanatiği çekimlere tüm filtreleri ile gelir ve bunları kullanma şansını nadiren elde eder. 29. Filtre Düşmanları Filtre fanatiklerinin tam bir zıttıdır. Gerçek bir filtreleme düşmanı doğal olarak sıfır filtreye sahiptir. Onlar fotoğrafı işleme esnasında herhangi bir filtreyi zaten taklit edebildiklerine inanırlar. Akan suyu ipeksi yapmak için bir ND filtre kullanmak yerine ardışık çekimler yapar ve bunları tek bir görüntü ile harmanlarlar. Genellikle HDR ve harmanlama tekniklerine başvururlar, bu nedenle bazı filtre düşmanları aynı zamanda HDR bağımlısı ve/veya Harmanlama bağımlılarıdır. Photoshop'ta polarize filtreyi taklit edebileceklerine yemin edebilirler! 30. Kamerafonrafçılar Fotoğraflarını yalnızca kameralı telefonuyla çeken kişilerdir, çünkü telefonu dışındaki her şey çok büyük ve hantaldır. Bir kamerafonrafçı, kamera uygulamalarını yoğun bir şekilde kullanır ve çektiklerini rötüşlemek için asla bir bilgisayar kullanmaz. Telefonlarında fotoğrafla ilgili kullandıkları en az iki düzine uygulama vardır. Gerçek kamerafonrafçılar deneyimledikleri her şeyin fotoğrafını ve videosunu çekerler ve o eşsiz ve özel andan sosyal medya kullanıcılarının mahrum kalmasına asla fırsat vermezler. Bu yüzden konserleri, düğünleri, kutlamaları, mezuniyetleri ve hatta cenazeleri severler. Profesyonel fotoğrafçıların özleyeceği bir çekimi yapmak için harekete geçmekte tereddüt dahi etmezler. Kamerafonrafçılar diğer sözde fotoğrafçılar tarafından "o adam" diye anılmaktan nefret ederler, her koşul ve ortamda çekim yapma hakkına sahip olduklarına inanırlar. 31. iPhonerafçılar Genellikle ölümüne bir Apple taraftarı olan bir iPhonerafçı sadece bir iPhone ile fotoğraf çeker. Bir iPhoneraf, sürekli olarak iPhone ile ilgili forumları araştırır ve çıkan her iPhone'u hemen satın alır. Bir iPhone lansmanında upuzun çizgiler halinde ayakta durabilirler; bir tane almayı başaramasalar dahi. Büyük binaların üzerine giydirilen devasa fotoğrafları iPhone ile daha başarılı çekeceklerine inanırlar. 32. Androidorafçılar Tipik olarak ölümüne bir iPhonerafçı gibidirler. Androidorafçı, neden tüm teknik özellikleri her zaman daha üstün bir Android dururken insanların hala iPhone satın aldıklarını merak eder. En iyi kameralı cep telefonları Android tabanlıdır ve bu DxOMark'ın da kanıtladığı bir gerçektir! Androidorafçılar her zaman iPhonerafçıların 16:9 ekrana sığmayan 4:3 en-boy oranlı fotoğraflarına gülerler. 33. Instagram Bağımlıları En iyi Kamerafonrafçılar, iPhonerafçılar ve Androidorafçılar, Instagram'da birleşirler çünkü burası onların yeridir. Popüler bir turistik yeri ziyaret ettiğinde ve her fotoğrafa kendisini veya sevimli kız arkadaşını koyduğunda Instagramda başarı garantidir. Roma, Paris, Machu Picchu, Tac Mahal ... varsa nasıl başarısız olunur ki! Özellikle kırmızı şapkalar ve parlak renkli elbiseler talep görür. Kız veya erkek arkadaşı olmayanlar ayaklarının fotoğraflarını çekerek iyi iş çıkartırlar. Eee, bolca hashtag unutulmamalı! Gerçek bağımlı, fotoğraf çekmekten çok daha fazla Instagram'da vakit geçirir. Instagram kısayolu telefonlarının ana ekranındadır ve hatta tek kısayoldur. Ellerinden düşürmedikleri telefonlarını her açtıklarında mutlaka takipçi sayısını kontrol ederler, bir öncekine göre bir kişi dahi azalmış görürlerse stres başlar. Bir yerde, tek elinde tuttuğu telefonun ekranında devamlı olarak baş parmağını yukarıdan aşağıya çeken ve her defasında iki kez üst üste tıklayan birini görürseniz, işte karşılaştınız demektir, beğeniyordur. 34. Sanat Eseri Yaratıcıları "Bir VSCO Film Preseti, +75 Berraklık ve +50 Doygunluk"... fotoğraflarını beğenmiyorsanız bu sizin sorununuzdur, çünkü siz Gerçek Sanatı anlamıyorsunuzdur. Her şeyden önce fotoğraf bir sanat biçimidir ve herkes istediğini yaratmakta özgürdür. Bu türler, Instagram'ı sever, çünkü diğer sanat eserlerinin sonuçlarından memnun olabilmeleri için fotoğraflarını yüklemeden önce düzenleyebilir, filtreleyebilir ve Hipstagram yapabilirler. Ne kadar çok "eskitme" o kadar iyidir. 35. Ön Siparişçiler Herhangi bir kamera veya objektif duyurusu yapılan bir gecede, Ön Siparişçiler sabırsızlıkla ön sipariş penceresi açılıncaya kadar gözleri ekranda tetiktedirler ve böylece ekipmanı satın almak için birinci sırada olmayı beklerler. İlk çıkan ürüne sipariş verdiklerinden emin olmak için birden fazla perakendeciye birden fazla ön sipariş verirler. Siparişin herhangi bir mağazadan gönderileceğini garantiledikten sonra diğer ön siparişleri iptal ederler. Sipariş ettikleri ekipman herhangi bir sebepten dolayı biraz gecikirse, hemen ararlar ve şikayet ederler. 36. Kronik Şikayetçiler Üreticiler piyasaya yeni sürülen kameralara ve objektiflere ne kadar çok yenilik getirmiş olurlarsa olsunlar bir Kronik Şikayetçiyi asla tatmin edemezler. Her ekipman ile ilgili her zaman bir sorun vardır ve hiçbir şey mükemmel olmamıştır. Kronik şikayetçiler genellikle eski kamera tutkunlarıdır. Onlar yeterince şikayet ederse, diğerlerinin daha fazla ekipman almayı sürdüremeyeceklerini düşünürler. Sonuç Şimdi en büyük soru şu, Siz yukarıdakilerden hangisi oluyorsunuz? İtiraf etmekte özgürsünüz, utanacak bir şey yok. Ben kendi adıma itiraf ediyorum; öğrenmek için tıklayın.. Kaynak; Arthenos.com -
Telefonda hiperfokal mesafe hesaplama
konu, Sebahattin Demir kullanıcısının konusunu cevapladı: Çekim Teknikleri
Nikon D7200 Kullanım Kitapçığı Sayfa 93'te nasıl yapıldığı anlatılıyor. -
Telefonda hiperfokal mesafe hesaplama
konu, Sebahattin Demir kullanıcısının konusunu cevapladı: Çekim Teknikleri
@sadikbasal bey, Hesaplamanız neticesinde örneğin 15m öteye netlemeniz gerekiyorsa ve önünüzde de deniz, uçurum vs varsa, arkanızı dönün, 15m ötedeki bir yeri netleyin, sonra lensi "M" Manuel netlemeye alın, tekrar sahnenize dönüp fotoğrafı çekin