Sebahattin Demir

Sanırım bir yanlış anlaşılma söz konusu; ben makro yani yakın plan çekimde tecrübeli değilim. Hatta bu alan benim ilgi alanımda dahi değil desem yanlış olmaz. Saygılar.

Merhaba, Ben Nikon 14-24mm F2.8 lensim için LEE SW150 kullanıyorum. Bu filtreler kare 150x150mm boyutundadırlar. Ve bu filtrelerden bir set oluşturmak oldukça pahalıya mal olabilir. Saygılar.

Bu dokümana bakınız.

Güzel haber, Işığınız bol olsun. Saygılar.

Mehmet bey, Bazen makine gövdesi üzerindeki flaştan da gelebiliyor bu ses. Flaşı aşağıdaki gibi açın, sesin gelip gelmediğini tekrar deneyin. Ses azaldı ya da yok olduysa flaşta bir sorun olabilir. En doğru yolu bir servise göstermek olacaktır. Saygılar.

Merhaba, Cevap : 1 Elinizdeki model "K" modeli değilse Nikon D750 Wi-Fi'sız modeli yok. Elinizdeki gövdede Wi-Fi mevcut. Nasıl kullanacağınız konusunda Kullanım Kılavuzu 281'inci sayfaya göz atabilirsiniz. Kullanım Kılavuzu yoksa bu adresten indirebilirsiniz. Cevap : 2 Buradaki sorunuz AF Netleme noktası adedi seçimi mi (AF Alan Modu), yoksa Netleme noktasını herhangi bir noktaya kaydırmak mı? AF Netleme noktasını ayarlama Makinenizin netleme seçici kilidini aşağıdaki gibi yapın. Yön Ok tuşları ile istediğiniz noktaya getirin, deklanşöre yarım bastığınızda makineniz bu noktayı netleyecektir. Fotoğrafınızı çekin. Netleme noktasını tekrar ortaya getirmek için "OK" tuşuna basmanız yeterli olacaktır. AF Alan Modu seçimi AF modu düğmesine basarak ve alt-ayar kadranı istenen ayar vizörde ve kontrol panelinde görünene kadar döndürülerek seçilir. Daha fazla bilgi için bakınız Kullanım Kılavuzu Sayfa 123. Saygılar.

Harun bey, Makinenizin Kullanım Kılavuzu'nun 133'üncü sayfasında bu konu detaylıca anlatılıyor. Burada bunları anlatmak (yazarak) zor olur. Önce buraları bir okuyun, takıldığınız bir yer olursa yardımcı olmaya çalışalım. Bu videolardan yardım alabilirsiniz: Video1 Video2 Video3 Saygılar.

Mehmet bey, Bu filtrenin yapısı icabı 2 ile 8 durak (stop) arasında çalışan (ND 2-400) bir filtre olduğu anlaşılıyor. Yani filtre aralığı 2-8 durak ise, siz 6 durak aralığında ayar yapabilirsiniz. Siz bu filtreyi lensinize taktığınızda ve minumuma getirdiğinizde perde hızınız başlangıçta otomatikman 2 durak azalır. Filtre üzerinde 18 adet nokta var dikkat ederseniz. Her bir nokta 1/3 durak anlamındadır. Dolayısıyla en azdan başlayıp 3 nokta ilerlerseniz (3 x 1/3) 1 durak arttırmış olursunuz. 18 inci noktaya yani en fazla değere geldiğinizde ise bu hesaba göre 6 durak artmış olur. Zaten taktığınızda 2 durak kazanmıştınız; toplamda 8 durak artmış olur. Örnek: Filtreyi takmadan önce makineniz "A" Diafram öncelikli modda iken (ISO 100 olsun), makineniz perde hızını 1/1000s versin. Filtreyi takınca ve minumum değere getirince perde hızınız 1/250s olur. 3 nokta ilerlerseniz (1 durak eder), perde hızınız 1/125s olur. 6 nokta daha ilerlerseniz (toplamda 9 nokta) bu da 2 durak daha demektir, perde hızınız 1/30s olur. Maximum değere getirdiğinizde bu da 6 durak (2 durak da başlangıç için toplamda 8 durak) demektir, perde hızınız 1/4s ye düşer. Not: Bunlar tabi işin teorik tarafı. ND filtreler kalitesine göre farklılıklar gösterirler. Sizin elinizdeki filtre çok kaliteli sınıfında değil. O nedenle; filtrenin üzerinde her ne kadar 8 durak kazanç yazsa da bu her zaman 8 olmayabilir, hatta olmaz. Bazen 7, hatta bazen 6 durak bile olabilir. Bunu kendiniz deneyerek kolaylıkla bulabilirsiniz. Umarım faydalı olmuştur. Saygılar.

Esra hanım, Araştırdığınız lensler hakkında burada da fikirler bulabilirsiniz. Saygılar.

Yazınızın sonunda kesinlikle VR istiyorum demişsiniz, ama Nikon 24-70mm F2.8 lensin VR versiyonu olmayanı sormuşsunuz. Bu lensin yeni çıkan VR versiyonu 8Bin TL civarında. Buna karşılık Tamron SP 24-70mm F2.8 Di VC USD lensin fiyatı ise 3.300 TL civarında. Eğer VR sizin için önemliyse doğru tercih Tamron görünüyor (bütçenize göre). Ben tercihimi Nikon AF-S 24-70mm f/2.8G ED olarak kullanıp bu lensi almıştım. Yaklaşık 3 yıldır kullanıyorum ve oldukça memnunum. Ama şimdi bir alım karar aşamasında olsam hem bütçesel avantajı ve hem de VR özelliği nedeniyle Tamron'u ciddi olarak düşünürdüm. Ama alır mıydım bilmiyorum. Nikon 24-70mm lensten sonra bana biraz farklı geldi. Nikon'daki o sağlamlık hissini alamadım. Nikon malzeme kalitesi, lensin üzerinde bile yazan 10 yıl kullanım ömrü vs nedeniyle bu açılardan Tamron' a fark atabilir, ama neticede aralarında (VR'lı olan ile) nederedeyse 2.5 kat fiyat farkı var. Üstelik Dxomark verilerine göre Tamron puanları da fena değil. Saygılar.

Bahsettiğiniz şey "Kumlanma azaltma" olmasın? Yani "Uzun Pozlama Kumlanma Azaltma" veya "Yüksek ISO Kumlanma Azaltma" özelliğinden bahsediyorum. Muhtemelen bu özellik açık makinenizde. Bu özellik açıksa makineniz çektiğiniz fotoğrafları daha uzun zamanda kaydedecektir ve yavaşlayacaktır. Bu özelliği kapatmak için: Menü > Çekim Menüsü > Uzun Pozlama KA = "Kapalı" duruma getirin. Menü > Çekim Menüsü > Yüksek ISO KA = "Kapalı" duruma getirin. Probleminiz düzelecektir.

Akif bey, Genellikle bu ortamda gövde ve lens tavsiyesi yapmayı kendim için uygun bulmuyorum. Çünkü her ikisi de gerçekten uzmanlık ve çok iyi tecrübe isteyen konular. Üstelik bu kadar uzman ve tecrübeli olsanız da karşı tarafın ne amaçla kullanacağı ve bilgi seviyesi de önem kazanıyor. Fakat hem FF DSLR hem de APS-C algılayıcılı bir aynasız sahibi olan biri olarak kendi tecrübelerimi aktarabilirim naçizane. Ben Nikon D810 ve Fujifilm X-T1 aynasız kullanıyorum. Fuji'yi almamın sebebi; tıpkı birçok DSLR kullanıcısı gibi (özellikle tam kare "FF") her zaman yanımda taşıyabileceğim ve anı kaçırmak istemediğim durumlar içindi. Bir de tabi WiFi ve mobil uygulaması sayesinde çektiğim fotoğrafları anında sosyal medya üzerinden paylaşabilme imkanı olduğu için. Aslında Turan bey yukarıda çok güzel özetlemiş. Yaptığı inceleme ve vardığı sonuçlar çok doğru. Örneğin Fuji X-T1 gövdeme şöyle 200mm sabit diyaframlı bir zoom lens alayım deseniz alternatifiniz "XF 50-140mm F2.8" oluyor, fiyatı yaklaşık 4.500 TL. Fiyatını bırakın, lensi elinize aldığınızda neredeyse bendeki Nikon 70-200mm F2.8 lens boyutlarında. O lensi X-T1 gövdeye taktığınızda, gövde lensin yanında kibrit kutusu gibi kalıyor. Ben Fuji X-T1 gövdeyi bana taşıma kolaylığı ve kalabalık ortamlarda farkedilmemek için, yanında 23mm F1.4 ve 18-135mm F3.5-5.6 lensleriyle almıştım. 18-135mm yi taktığınız anda elinizdeki makinenin bir DX DSLR'dan farkı kalmıyor. Bunlar işin fiziksel boyut kısmı. Bir de aynasızları ne amaçla kullandığınıza göre değişen diğer özellikleri var. Aksiyon, portre, moda vs. O konulara hiç girmeyeceğim. Dedim ya onun için uzman olmak gerek, ben uzmanı değilim. Şu kadarını söyleyebilirim; "bu fotoğraf çok güzel olacak" diye çektiğim tüm fotoğraflarımı D810 ile çekmeye özen gösteriyorum. Aynasızların gelişimindeki ivmeyi gözardı etmemek gerektiğine inanıyorum. Yakın bir zamanda aynasızların da hallice bir FF DSLR seviyelerine geleceğini öngörüyorum. Tabi bu arada DSLR üreticilerinin de boş durmayacağını unutmamak gerekiyor. Saygılar.

Tamron lensi kullanmadım, o nedenle yorum yapamıyorum. Filtre kullanma ihtiyacınız nedeniyle de Nikon'lar arasında 16-35mm size daha uygun olacaktır, haklısınız. Üstelik aralarında nerden baksanız 2Bin TL fark var. 77mm filtre seti kurup, gerektiğinde ring adaptörleri yardımıyla, yerine göre diğer lenslerinizde de aynı filtre setini kullanma imkanınız oluyor. Ben öyle yapmıştım diğer tüm lenslerim için. Her lense filtre almaktansa bu yönden çok çok daha hesaplı oluyor elbet. Instagram'da arkadaş olduğum ve sıkça yazıştığım bir arkadaşım var, hesap adı "halimzen". Halim (türk değil) Endonezya'lı. D810 gövdesiyle ve genellikle Nikon 16-35mm lensiyle yapar çekimlerini. Bir gün ona ben de aynı soruyu sormuştum; "Çok harika fotoğrafların var ve bunları 16-35mm f/4 ile çekiyorsun. Neden 14-24mm f/2.8 gibi daha keskin bir lens kullanmıyorsun" demiştim. O da bana, birçok filtre model ve markası denediğini, hatta bazılarını ücretli yaptığını, o nedenle bu lensi seçtiğini söylemişti. Bu imkan onun için çok önemliydi ve haklıydı. Ama 14-24mm'nin bir efsane olduğunu, filtre kaygısı olmasaydı tartışmasız onu kullanacağını da belirtmeden geçmedi. Karar sizin. Saygılar.

Mehmet bey, Her iki lens de süper lenslerdir. Ben D810 gövdem ile birlikte 14-24mm olanını seçmiştim. O zamanki araştırmalarım sonucu bu kararı vermiştim. Aslında seçiminizi; - Ne amaçla kullanacağınız (manzara, iç mekan, daha çok elde çekim vs) - Filtre kullanmak isteyip istemediğiniz, - Tabi ki imaj kalitesi ve keskinlik, gibi alternatifler etkileyecektir. Buradaki karar da beraberinde bütçe sorununu getirir İç mekan dediğinizde; - 14-24mm F2.8 diyafram ile 1 stopluk bir diyafram avantajı sunar ama 16-35mm en az 2 stop kazandıran VR özelliği sunar. - 14-24mm size daha geniş bir açı sunar. - İç mekanda genellikle filtre kullanmayacağınız için 16-35mm'nin filtre alternatif avantajı ortadan kalkar. Dış mekan manzara dediğinizde; - 14-24mm size yine daha geniş bir açı sunar, - Söz konusu dış mekan olunca genellikle ışıklı ortam olacağından perde hızı elde çekim için yeterli olacaktır, VR ihtiyacınız olmayabilir. - Polarize, ND gibi fitreler kullanacaksanız 16-35mm'de alternatifleriniz diğerine göre daha fazla. Ben bu konuyu 14-24mm lensimde LEE Seven5 serisi ile çözdüm, ama iyi maliyeti var. - Hem 14-24mm lens hem de ND filtre kullanmayayım derseniz HDR çekimler çoğu zaman hayat kurtarır. Bu gibi durumlardfa çoğu zaman üçayak şart olur. Ben bendeki üçayağı her zaman yanımda taşımak yerine (özellikle seyahatlerde) Platypod Pro ürününü kullanıyorum. Küçük bir kılıfa sığıyor, çoğu zaman müthiş işler yapıyor. Özet olarak: - Eğer bütçe sorununuz yoksa ve eliniz elde çekimlerde titrek değilse 14-24mm, - Bütçe problemi ya da elde çekimlerde 1/100sn'nin altında titretme probleminiz varsa 16-35mm VR 1/100sn özellikle belirttim, genellikle Perde hızı = Lens odak uzaklığı x 1,5 (bu değer bazen 2 olarak verilir) dense de 14-24mm ağır bir lenstir. Hele bir de gövdeniz FX gövdeyse yükünüz daha da ağır olur; bu durumda 24mm'de çekim için (yukarıdaki formüle göre) 24 x 1,5 = 36, yani 1/36ms perde hızında titretmeden bir fotoğraf çekme olasılığınız çok çok nadir oluyor. Tecrübeyle sabittir. Saygılar.

Atalay bey, Konuyu uzatmak değil amacım. Aksine Samsung çok doğru bir örnek, çünkü bahsettiğiniz 35 arıza çok ciddi. Pil problemi, şarj edilirken patlama olasılığı ve yangın çıkarma riski ve bu da hayati tehlike demek. Yabancı kelimeler kullanmayı ve kullananları pek sevmem. Disaster kelimesini kullandım. Çünkü; evet Samsung için bu tam bir yıkım. Ama ne yaptı Samsung yöneticileri? Distribütörlerinin önünde hepsi diz çöktüler (secde ettiler) ve özür dilediler. Aralık 2014'ten Haziran 2015'e kadar üretilen D750 fotoğraf makinelerinde de görüldüğünü tespit ettik. Bu nedenle, Ekim 2014'ten Haziran 2015'e kadar üretilen tüm D750 makineleri için inceleme ve deklanşör onarımı için talep edilebilir. Bu durumun yol açmış olabileceği olumsuzluklar için içtenlikle özür diliyoruz. "Bu duyuru halen Nikon Türkiye sayfalarında duruyor ve bunun anlamı; evet bu ürünler tüketici eline ulaşabilir." Çünkü Nikon tüm dünya genelinde bu ürünlerin kimlerin elinde satılmak üzere beklediğini bilemez. Ancak yetkili distribütörlerine verdiği ürünleri takip edebilir o kadar. Distribütörlerin hangi alt satıcıya, onların da hangi bir alt satıcıya veya spot piyasaya verildiğinin takibini yapamaz. O nedenle sitesinde duyurur. Bunları yazmak aslında bundan sonra (marka ne olursa olsun) bir fotoğraf makinesi almak isteyenler için (2. el bile olabilir) sizin de dediğiniz gibi çok iyi oluyor. Forumlar bu yüzden çok iyi oluyor haklısınız. Paketi açıp mümkünse seri numarasından kontrol etmek bile başlangıç için iyidir. Saygılar.

Atalay bey, Tüm bu gönderdiklerinizin özeti şu: Nikon diyor ki; "Ben tüm ürünlerimi ciddi bir şekilde tek tek kalite kontrol aşamasından geçiririm. Bunun için her ürüne özel belirlenmiş test metodolojilerimiz vardır. Her yeni ürünümüzde kullanıcılarımız için birçok yenilik getiririz. Bu test metodolojilerimizi de buna göre güncelleriz. Bazen bu test adımlarında bazı noktaları belirleyememiş olabiliriz. Bu da bize sahada son kullanıcıdan gelen hata olarak geri döner. Anında önlem alır, ürünümüze sahip çıkarız ve gereğini yaparız. Ayrıca öğrenmiş olduğumuz bu durumdan ders çıkartır, test adımlarımızı güncelleriz." Tekrar ediyorum: Nikon dahil bu seviyedeki hiç bir firma çok çok kritik olan "Çıkış Kalite Kontrol" aşamasında lakayt davranamaz. Hiçbir firma ve hiç bir ürün sıfır hatasız değildir. Sonuçta kul yapısıdır. Bu testi yapan da bir kuldur ve hataya açıktır. Önemli olan ise ürününüzün ne kadar arkasında durduğunuz ve müşterinize sahip çıktığınızdır. Son günlerin en popüler (disaster) olayını, Samsung Note 7'yi hatırlayın. Saygılar.

Atalay bey ve diğer ilgili tüm arkadaşlar, Yıllardır seri üretim gerçekleştiren bir sanayi kurululuşunun yöneticisi olarak uygun görürseniz birkaç katkı yapmak isterim. Biz de tıpkı Nikon gibi çeşitli model ve büyüklüklerde makine üretiriz. Bu üretim aşamaları kabaca şunlardır: ArGe aşaması, Prototip üretimi, Laboratuar testleri, Pilot kullanıcı testleri, Saha testi (son kullanıcılar için) Eğer tüm aşamalarda sorun yoksa seri üretime geçiş. Bu üretimler için birçok tedarikçiden birçok malzeme alırsınız. Ve aldığınız malzemeleri yukarıdaki aşamalarda test eder, sonunda onaylarsınız. Seri üretime geçtiğinizde gelen her malzemeyi hazırladığınız şartnameye uygun olup olmadığı konusunda teste tabi tutarsınız. Bazı malzemeleriniz giriş kalite kontrol aşamasında size negatif olarak bir bilgi vermez, yani malzemenin bozuk olup olmadığını anlayamamayabilirsiniz. Ürünleri üretir satışa sunarsınız. Bir gün bir kullanıcıdan ya da sizin rastgele seçtiğiniz ürünlere yaptığınız testlerde bir problem görürsünüz. Hemen arızalı üründe kullandığınız o malzemenin hangi parti numarası ile alındığını tespit edersiniz ve o partide gelmiş tüm malzemelerin takıldığı ürünlerinizin seri numaralarını çıkartırsınız. Stoklarınızda varsa, hemen sevkiyatı durdurursunuz. Bayilerinizi kontrol edersiniz, ellerinde satılmamış bu ürünlerden varsa geri çağırırsınız. Servislerinizi yazılı olarak uyarırsınız. Nikon'un da yaptığı tam da böyle birşey işte. Belirli bir partide gelen bazı hatalı malzemeler var, Bunlar ile üretilen makinelerin seri numaraları belli, Bu makinelerde kullanılan şüpheli malzemenin hatalı olup olmadığını bilmiyorlar, dolayısıyla tüm seri numaraları onlar için şüphelidir. Sitede bunun sorgulanması için bir sorgulama ekranı var, Sizin makineniz bu seri numaralarındansa, servise gönderin, bakalım, problem varsa sorunu çözelim, yoksa makinenizi güle güle kullanın diyorlar. Yani sizin dediğiniz gibi "Nikon kalite kontrol birimi olması gerektiği gibi çalışmıyor" gibi bir durum, bizim gibi ülkelerde belki ama Nikon gibi markalarda mümkün görünmüyor. Amacım Nikon'u aklamak falan değil, bu işler Canon'unda da böyle, Fuji'sinde de böyle. Tayfun beyin probleminin çözüldüğüne çok sevindim. D750, birçok profesyonelin hayalinde yatan bir gövdedir. Tadını çıkarın bence Saygılar.

Instagram: How do I save high-resolution versions of my filtered photos to my phone? Instagram: How do I save Instagram photos to my phone?

Emre bey, Biliyorsunuz biz fotoğraflarımızı ne boyutta yaparsak yapalım, facebook ve instagram ortamına aktardığımızda bizim fotoğraflarımız bir ara işlemden geçiriliyor, bir anlamda facebook veya instagram'a göre optimize ediliyor o şekilde sunuluyor. Ben çekmiş olduğum fotoğraflarımı Nikon makinemden bir kart okuyucusu yardımıyla MacBook bilgisayarıma aktarıyorum ve bu gibi durumlarda şu pratik yöntemi uyguluyorum; Eğer fotoğrafımı facebook ortamında yayınlayacaksam - Photoshop'ta fotoğrafımın (varsa) düzenlemesini, renk ayarlarını, kırpma vs yapıyorum - Image > Mode kısmından "8Bits/Channel" seçiyorum - Image > Size kısmına giriyorum ve Bicubic Smoother File Size > Width 2048 yapıyorum. - Filter > Sharpen > Unsharp Mask Amount 100 Radius 0,7 Pixels Threshold 3 Levels yapıyorum - File > Save for web Kalite %75 yapıp kaydediyorum Bu durumda facebook benim bu dosyama kendisi çok müdahale etmeden işleme koymuş oluyor. İnstagram içinse yalnızca dosya boyunu 2048 değil 1080 yapıp aynı işlemleri yapıyorum. Bundan daha kullanışlı ve kaliteli çözüm önerisi olan üstadlar katkı sağlarlarsa memnun olurum. Saygılar.

Atalay bey, İlgileriniz için size teşekkür etmek istiyorum. Almış olduğumuz bu cevaptan sonra yukarıda yazdıklarımı geri aldım.

İstanbul'da Hayyam Pasajı'nda "Özcan Vurun" ustanın yolları görünmüş sizin lensinize. Cep : +90 536 431 7871 Özcan usta gerekeni en iyi şekilde ve en uygun fiyata yapacaktır. Geçmiş olsun.

Tayfun bey, Makinenizi nereden almıştınız?

Murat bey, Aldığınız uyarı Adobe sonraki sürümlerde düzeltilmiş bir küçük hatadır. Bridge üzerinden Camera Raw uygulamasını bir kez başlatsanız düzelir. Şunu da dener misiniz; Brigde açıkken sol üst köşeden ("File" ın solundaki menüden) "Camera Raw Preferences" kısmına girin, bir şey yapmadan "Ok" deyip çıkın. Sonra deneyin bakalım artık sorun çözülmüş mü? Kolay gelsin.

Tamam, Gelen ekrandaki herhangi bir imajın üzerindeyken devam edin (sağ tuş vs)

Onu deneyin.