İçeriğe git

Aras Selim

Üye
  • İçerik sayısı

    13
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Gün Kazandı

    2

Yazıları bölümüne Aras Selim kullanıcısının eklediği içerikler

  1. Selamlar,

    Herhalde en "efsane" lens budur, piyasadaki ilk yılları d70lerin d100lerin, d200lerin üzerinde genelde gördüğümüz en bilindik lensti. Bu yıllar hem dx format yılları hem de 6 - 10 milyon piksel aralığı yıllarıydı ve sigma gibi firmalar o zamanlar bu kadar işi geliştirmemişti. Yani teknoloji o günlerde lens kusurlarına yetişememişti herhalde ki vatandaş çok memnun bir şekilde kullanıyordu. Bu lensin bence en çok tercih edilme sebebi geniş açı makrosudur sanıyorum. (Sümüklü çocuğun suratına dalma modası) Bugün sigma daha iyi lensler üretiyor ve de siz artık bu lensin kusurlarını görebilecek bir makineye takmak istiyorsunuz, dezavantaj budur.

  2. Bir başka şekilde işin sanat eserleri kanununa göre "sanatçı" boyutunu ele alırsak; şu linke bakmanızı tavsiye ederim. http://www.alomaliye...anatcilarin.htm

    Bu kanun kitap meseleleri biraz sıkıcı ama bilmekte fayda var, hakkımız korunuyor derken aç kalabiliyoruz, bu da işin diyeti. :( Eczacıların kiralık diploma ile çalıştığı bir ülkedeyiz, kaldı ki fotoğraf :)

  3. Selamlar;

    Konu bir anda nasıl da buralara geldi, iyi de olmuş aslında. :) Mehmet Köse Bey'e noktasına virgülüne kadar katılıyorum. üzerine daha birşey ekleyemem. Peki bunun üzerine bir soru sorayım olmaz mı?

    Bir medya şirketine bağlı çalışan, sigortalı, maaşlı, 4 yıllık fotoğraf bölümü bitirmiş bir fotoğrafçıyım. Herhangi bir yakınımın fotoğrafını jest olsun diye bilabedel çekiyorum. Maliye geldi ve "hop noluyor ehliyet ruhsat" dedi, diyelim. Ne yapacağım yani bağlı olduğum şirketin vergi numarasını mı vereyim? Ticaret sicil gazetesini mi göstereyim? :D

    Vergi usul kanununda yer alan vergi suç ve cezalarına ilişkin maliye operasyonunun daha organize işleyebilmesi için bu kişilere "iş-fiyat pazarlığı" raddesinde müdehale edilmesi gerekir. Onun dışındaki herkes bu benim "yakinimdir" söyleminde bulunur. Kaldı ki altı üstü bir fotoğraf yani böyle işportacı gibi kovalamak da neyin nesi?

    Dursun Bey'in de sorduğu "düğün fotoğrafı sanat mıdır?" sorusu aslında bu noktada kelime olarak ciddiyete biniyor. çünkü kanunda "küçük sanat" olarak geçebilir ama iş boyutuna göre.

    (Alıntı)

    Kanun No: 193

    Resmi Gazete No: 10700

    ESNAF MUAFLIĞI

    Vergiden muaf esnaf

    Madde 9 - Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar Gelir Vergisinden muaftır.

    1. Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir işyeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç);

    2. Bir işyeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hammallar gibi küçük sanat erbabı;

    3-, 4-, diye gidiyor..

    Esnaf muaflığına ilişkin şartları taşıyanlara talepleri halinde vergi dairesince Esnaf Vergi Muafiyeti Belgesi verilir. Bu belgenin şekil ve muhtevasının tayin ve tespiti ile iptali ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

    Bu muaflığın, 94 üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulü yoktur.

    (kaynak: http://www.verginet....isi-kanunu.aspx )

    Nalbant, çamaşır yıkayıcısı, Odun Kırıcısı ve Fotoğrafçı :) Düğün fotoğrafçıları bu kategoriyi sevmeyecektir. Konu biraz karışık. Buradaki fotoğrafçı, herhalde sokakta "polaroid" tipi çekenler oluyor. Bu konuyla ilgilenenler için özellikle kaynak belirttim çünkü bu, gelir vergisi kanunundaki çeşitli satırlardan alıntı.

    Tabi bugün düğün fotoğrafçıları en kral adamlar durumunda, çevremden ara ara "işte ayşe fatma da bankacılığı bırakıp doğum fotoğrafçısı oldu, ali veli düğün çekip parayı götürdü" gibi şeyler duyuyorum. Bu parayı götürdünün anlamı da iş başına binler iki binler gibi olduğundan vergiden muaf olabileceğini sanmam, tartışmaya açık.

  4. Vay be babalar ben bu efsaneler için foruma girdim işte. :D Ah bir de hasselblad forumu olsa Türkiye'de tadından yenmez.. Ben de D800'ü Hawaii Honolulu Best Buy'dan aldırmıştım bizim enişteye, çok memnunum vallahi, al bi de burdan yak. :)

    Muhammed Bey Users Manual mı kaldı artık iphone'da manual viewer devrindeyiz. :lol:

    Valla bu yahudilerden her şey beklenir, grey market pink market, neyse tabi BH burada olmayan ürünler için çok iyi oluyor. Sizi ekliyorum bu BH muhabbeti için vakit bulursak konuşalım.

    • Harika 1
  5. Selamlar, Kediler çok şeker :D Ben de D800'ü aldığımda ilk evdeki kediyi çekmiştim. Yeni makineniz hayırlı olsun, bir arkadaşım da almış görmeye gidemedim, gerçekten çok merak ediyorum!

    Makineden çok eminim, çekimleriniz de güzel fakat yıldırım fotoğraflarında gökyüzünde artifact gibi bişeyler oluşmuş sebebi herhalde programdandır diye düşünüyorum. O her neyse ona dikkat edin derim. ^_^

    Eski günlerin anısına bir kedi de benden (D800):

    UygYoO4.jpg

    • Harika 1
  6. Selamlar,

    Gökhan Yazıcı ve Mustafa İleri'ye katılıyorum. Ben düğün fotoğrafı piyasasından anlamıyorum ama bir tavsiye verme ihtiyacı hissettim. Kesinlikle bu işi yapmak istiyorsan sağdan soldan "düğün fotoğrafçıları da türedi he" gibi laflara yazılara kulak asma, bu da bir "iş" en nihayetinde. üniversite yıllarımda pek çok arkadaşımın bu kanaldan para kazanarak harçlığını çok iyi çıkarttığına tanık olmuştum. Düğün, organizasyon fotoğrafı sektörün en çok çalışan ve para kazanan sınıfı, genelde akşam, gece olduğu için de kesinlikle ek iş olarak çok uygun olur.

    Fotoğrafçılar odası ve kaçak çalışan mevzuatına gelince, zaten bir şirket olmadığın zaman x bir düğün mekânına giremezsin bile. Ama çalışmaya bu işi yapan bir işyeri altında (part time gibi) başlayabilirsin. Hem işi mutfağında öğrenmiş olursun hem de "sorumluluk yorgunluğu" daha az olur. Yeterli bulurlarsa seni sahaya sürerler ve ek iş olarak bu işi yapmaya başlarsın. Böylece ayrıca kamera lens vs. alman gerekmez, o şirketin ekipmanını kullanmış olursun. İşin püf noktalarını öğrenirsin, kameraydı ışıktı bunları geçtim, gerçekten inanamayacağın ve öğrendikten sonra anlatamayacağın kadar sosyal ayrıntı ve angarya var bu işlerde bunu da düşün.

    Şöyle de bir durum var; nice "kaçak olmayan" fotoğrafçılar, fotoğraf şirketi, dükkânı vb. alnı açık, sırtı pek kuruluşun da gece organizasyonlarda sahaya sürdüğü fotoğrafçılar o kadar kötü iş yapıyorlar ki geçtiğimiz haziran ayında kendi düğünümde bunu tecrübe ettim, zaten o kadar umutlu değildim ama şaşırdım yani böylesini beklemiyordum.

    Demem o ki bu işi iyi yapmak zaman ister fakat ortalama düzeyde yapması da bir atla deve değil yani "çok süper" yaparsın.

    • Harika 2
  7. Tebrikler! teknik güzel, ışıklar da güzel karışmış.

    Ben de cokin jelatin kullanıyordum bu renkler için, daha sonra onlara kıyamadığımdan renkli asetata geçtim, bazı kırtasiyelerde çok çeşitli bulunuyor tavsiye ederim. Bu kadar dolu dolu olmasa da gün batımı için yeşil filtre kullanıp daha sonra fotoşopta düzeltme yoluna gidildiğinde harika mor~magenta gün batımlarınız olabiliyor veya deniz önünde soğan kabuğu, turuncu yine deniz renklerini coşturmaya bire bir. Bu tarz karışımlarda denemeni tavsiye ederim. Bu renkli mevzuları ne zamandır yapmıyodum, özendirdin. :D

  8. Teşekkürler, Selamlar

    Bu sözkonusu bisiklet fotoğrafı zaten pan tekniğini de içinde barındırıyor, pan şeklinde vizörde objeyi takip ediyorsun kadrajında istediğin noktada deklanşöre basıyorsun, hepsi bu. üçüncü fotoğrafta da flaşın çok etkisi var ne var ki 1/125 de konunun hızına göre, duruma göre yeterli olmayabilir..

    Bu flaşı bilmiyorum. Eğer, ciddi bir hobi peşindeysen fiyat/performans açısından flaş konusunda benim kesin ve net önerim nikon marka kullanman olur, uygun bulabilirsen en azından 2. el bir SB-800 tavsiye ederim. Bu tür flaşları tetikleyici olmadan wireless şekilde kamerana takmadan kameranın üzerindeki flaşla tetikleyerek paraflaş gibi kullanabilirsin. Diğer markalar için birşey söyleyemem yeterli de olabilir, olmayabilir de.. Diğer markaların olası dezavantajları, flaş hızı, ekstra tetikleyici kullanmak zorunda kalmak, gücü daha düşük olabilir? gibi sıralayabilirim. Fakat böyle konuşsam da o flaşlarla çok iyi işler çıkaran arkadaşlarım vardır, seçim senin.

  9. Bir de hareketi dondurmanın ötesinde bu karelerin "netliği" o flaşın "duration" hızına da bağlı. Bu dediğim "duration" konusu da zaten en efsane fotoğraf sohbet konusudur, isterseniz sayfalarca konuşabiliriz.. :P

    Mesela D70s'le çektiğim bir fotoğraftan örnek vereyim; enstantane 1/15 civarı, poz süresi düşük olunca kare ışık bakımından genelden de nasibini alıyor, üstüne bir de (1/250 civarı) flaş çakıyorsun Zbam! Bisiklet kareye çakılıyor. Tabi çeşitli hareket netsizlikleri de işin içine girince, bisikletin yavaş gitmediğini hissediyoruz (gibi gibi), tabi bunlar tanıtım işi olduğundan arkaları da hareket netsizliğiyle karıştırınca daha bir kabul edilir olduğunu düşünüyorum. (en azından ben böyle çalışıyorum) Bazen fon çok karışıksa bu yöntemi kullanıyorum. Eğer, salondaki ışıklar kapalı, heryer karanlık olsaydı sadece bisikleti ve flaşın aydınlattığı diğer yerleri net görecektik. Highlightlar falan da hiç umunda olmasın ilk seferlerde kafa flaşıyla çok eğleneceğini düşünüyorum, FLAŞ AL HEMEN! :D :D :D

    c4e38c6506389d26854cfa0a4d03a3e5.jpg

    Diğer fotoğraflar: http://bit.ly/jtIKVy

  10. Teknoseyir de hakkaten çok sevdiğim bir sitedir genelde bakarım. İleri geri konuşmuş olabilirler bazen evet ama genel olarak çok dikkatli olduklarını düşünüyorum. İnternet derya deniz, işi bilen, bu adamın yorumuna kadar en azından bir dpreview, ken rockwell falan yazar zaten. Ayrıca bence de sponsorluklar işin içinde, böyle bir oluşumu ayakta tutmak da şüphesiz sponsorluklarla oluyor, çünkü anlatan adam için de bu efor "birşeyler" ifade etmeli.. ;)

    Konudan uzaklaşmak gibi olsun biraz, motosiklet camiasında da altın elbiseli adam diye biri çıktı video blog yaptı ve çok başarılı oldu. Onu da çok takip ediyorum. Bu senelerde yavaş yavaş video blog olayı Türkiye'de gelişmeye başladı, hatta adamlar canlı yayın bile yapıyor. İşim dolayısıyla bazen fotoğrafla ilgili lansman ve seminerlere katılıyorum, izleyici olarak da olsa belli bir süre topluluk önünde bilgi aktarımı yapmanın nasıl zor olduğunu hissediyorum. Yanlı bir inceleme de olsa en azından "birşeyler" yapılmaya çalışıyor. Zamanla rayına oturur bu işler..

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.