Emin İpek

Bir ara ben de niyetlenmiştim bir stüdyo açmaya. Emekliliğimde en güzel uğraş olur diye düşünmüştüm. Araştırınca, ustalık belgesi almanın şart olduğunu öğrendim. Berber dükkanı açanların ustalık belgesine ihtiyaçları olduğu gibi... Sonra vazgeçmiştim. AÖF te okumak birşey değiştirmiyor. Şu an ben de AÖF te fotoğrafçılık okuyorum. Her halükarda Halk Eğitim Merkezlerine başvurup ustalık belgesi almak gerek. Ama AÖF diploması HEM deki başvuruda avantaj sağlar. Aksi halde bir fotoğrafçının yanında bilmem kaç yıl çalışmış olma şartı filan gerekiyor sanırım. En yakın HEM e danışmak gerek. Sent from my Lenovo P70-A using Tapatalk

DX mi FF mi konusunda bana göre sadece maliyet faktörü var. Herkes FF alacak bütçeye sahip olamyabilir, benim gibi. Ama D7200 kullanan biri de neden D850'm yok diye çok hayıflanmaz. Ancak kompakt makinelerden, cep telefonlarından, sensörü iyice küçük makinelerden söz edersek, konu çok değişir. Pırıl pırıl, ışık ayarı mükemmel fotoğraflar elde edebilirsiniz elbette. Eğer amacınız sadece mevcut durumu belgelemekse... Ama her şeyden önce alan derinliği kontrol dışı kalır. Her tarafı net fotoğraflar elde edersiniz ki biz bunu bazen istemiyoruz ve bunu yapabilmek, sensörü daha büyük makinelere geçerek mümkün oluyor. Sadece DX mi FF mi sorusu varsa ortada, bütçe uygun değilse ve amatör kullanıcıysak, DX hayli hayli yeterli oluyor, tatmin ediyor. Sent from my Lenovo P70-A using Tapatalk

10-18mm lensle 10mm'de çekildi. Bu da 11mm ile. Parasoley kenarları 10mm için büyük kalıyor. 17-85mm lensimde de 17mm'de çekim yaparken aynı sorun oluyor. Parasoleyler yan sanayi, orjinal değil. Orjinal ürün biraz daha mı kısa kenarlıdır, bilmiyorum.

10-18 lensle croplu makinada bu sabah çektiğim fotoğraflar. Bu fotoğraf 10mm odak uzunluğunda çekildi. İki yanda parasoleyin kenarları görülüyor. Odak uzaklığını biraz arttırdım, 13mm'ye getirdim, parasoley kenarları lensin bakış açısı dışında kaldı.

Forumda amaç bilgi alışverişidir. Bilgiye odaklanmaktır, kişilere değil. Sorulan hakkında bir şey biliyorsanız paylaşın! Soru size göre basit olabilir, yine de kişileri eleştirmeyin, küçük düşürmeyin! Aksi halde insanlar soru sormaya çekinirler. O zaman da forumun anlamı kalmaz.

17mm de bende de aynı şey oluyor. Parasoley'i çıkartıyorum. Parasoley'in tipine de bağlı olabilir. Yaprak tip parasoley bendeki.

Sebahattin bey, sizi yanlış anlamış olabilirim. " Bu konularda daha dikkatli olunması konusunda bir önerim olursa bana katılır mısınız? " sözünüzü, katılmamız halinde ortaya koyacağınız önlem metodu varmış gibi algıladım. Doğru anladım herhalde ki, "yabancı forumlarda üyeler her istediklerini yazma konusunda öyle pek özgür olamıyorlar" demişsiniz. Aklınızda nasıl bir önlem olduğunu söylerseniz, doğrudan onu tartışabiliriz. Yabancı forumlara ben de aşinayım. En az 20 yıldır. Konuşma üslubu dışında yazılanlara karışıldığını pek görmedim. Ama, yabancı forumlarla bizdeki forumlar arasında fark olması normal. Eğitim ve kültür farkı var. Kaybettiğimizi söylediğiniz değerli üstatlar, burada her seviyeden insan olacağını düşünmeliydiler. Gittiyseler, kibirlilik etmişlerdir diye düşünüyorum. "Yeni başlayanlar veya konuyu iyi bilmeyenler ne yapacak?" diye sormuşsunuz. Çapraz kontrol yapacaklar. Ben kimsenin, forumlarda sordukları sorulara aldıkları yanıtlarla gözü kapalı bir şekilde kendilerine yön çizdiklerini sanmıyorum. Araştıracaklar. Başka kaynaklardan da soruşturacaklar. Burası okul değil, forum. "Bilmediklerimiz konusunda fikir verme aşamasında biraz ketum olalım" düşüncenize katılıyorum. Ama doğru bildiğimiz yanlışlar da olabilir. Forumun amacı da bu. Bilgi alışverişi yapmak, bildiklerimiz karşılaştırmak. Bence bu forum, birçok siteye kıyasla gayet nezih ve medeni ölçülerde fikir alışverişi yapılan bir site. Bunu sağlamış olmanız bence yeterli. Yine de siz bilirsiniz. Her haluharda sizden yanayız. Saygılar

Sebahattin bey, tüm forumlarda ve bilgi paylaşım sitelerinde bu tür tartışmalar ve rahatsızlıklar oluyor. Bence, forum yöneticilerinin sorumluluğu; forum üyelerinin medeni bir şekilde tartışmalarını, terbiye dışına çıkmamalarını sağlamakla sınırlı olmalıdır. Bundan ötesi, baskı ortamı getirebilir. Yöneticiler de insan, hata yapabilir. Yararlı olabilecek kişiler de kendini huzursuz hissedebilir ve forumdan uzaklaşabilir. Medeni ölçüler içinde olmak, kaba ifadeler kullanmamak, konuya odaklanmak yerine kişilerin şahsına dil uzatmamak şartıyla, bırakın herkes fikrini söylesin! Zaten, konuyu daha iyi bilenler, sağlam referanslar göstererek doğruyu ortaya koyacaklardır. Forumda bilgi talep edenlerin hiçbiri de çocuk değil. Sunulan bilgi çeşitliliği içinde doğru olanı seçmesini bilmelidir. Bilmiyorlarsa, zaten onlara kimse yardım edemez. Saygı ve sevgilerimle

Fiyatlara baktığımda, ilginçtir, 610 ile 750 arasında çok fiyat farkı da görünmüyor. Bütçe 610'a yetiyorsa, bence de 750 tercih edilmeli.

Polarize filtreden Öner bey ile Yasin bey söz etmişler, onların yanıt vermesi daha doğru olur. Ama, UV filtre ve Polarize filtre için kendi kullanım pratiğimden söz edeyim. UV filtre için diğer arkadaşlar gerek yok demişler ama ben kullanıyorum. UV filtre teknik olarak gerekli değil. Fotoğrafa hiçbir etkisi yok. Bu açıdan gereksiz denebilir. Ama çoğu insan bu filtreyi, daha kaliteli fotoğraflar çekmek için değil lens camını korumak için kullanıyor. Ben de o nedenle kullanıyorum. Lens camına gelebilecek zararlı madde ve kire karşı kalkan görevi yapıyor. Her seferinde doğrudan lens camını silmek yerine UV filtreyi silmek, lens camını korumak açısından daha mantıklı geliyor bana. Ama 10 TL'ye de UV filtre var 300 TL'ye de. Lens önüne koyacağınız cam kalitesiz olursa, fotoğraf kalitenizi olumsuz etkileyebilir. Makul bir fiyatı gözden çıkartmalısınız. Polarize filtreye gelince... Bir zamanlar kullanırdım ama artık kullanmıyorum. Polarize filtre döner bir sisteme sahip. Lens önünde sağa sola çevirdiğinizde farklı etkiler elde edersiniz. Fotoğraf çekerken, filtre doğru pozisyonda mı acaba diye kontrol etmek zaman kaybı geliyor bana. Öte yandan bu filtreyi kullandığınızda pozlamayı da arttırmanız gerek. Her seferinde doğru mu pozluyorum diye düşünmek istemiyorum. Onun yerine, fotoğraflarımı raw formatında çekiyorum ve gerekli işlemeleri yapıyorum.

Benim fikrim, bu tür çekimler için APS-C makinalarda 28mm daha uygun. Birkaç senedir 50mm 1.8 kullanıyorum, çok keskin lens, çiçek böcek çekerken çok iyi, ama sokak fotoğrafı, iç mekan çekerken filan, keşke biraz daha geniş olsaydı dedim. 35mm de çok fark yaratmayacaktı. Yakın zamanda 28mm lens aldım ve elde ettiğim karelerden çok memnunum. Zaten, günlük çekimler için tavsiye edilen normal lenslerin tanımı, odak uzunluğu sensörün diyagonal uzunluğuna eşit olan lensler şeklindedir. Bu tür lensler, insan gözünün net olarak gördüğü alana benzer bir görüntü yakalarlar. Nikon'da APS-C sensörün diyagonal uzunluğu da 28mm'ye yakındır. Lens açısı ne kadar geniş olursa, detaylar küçülür; ne kadar dar olursa detaylar azalır. Normal lenslerde hem tatmin edici miktarda detay var hem de daha belirgindir. 50mm ile 28mm'yi karşılaştırınca bu sonuca varıyorum. Ancak, üç lens içinde (28, 35 ve 50mm) en pahalısı da 28mm sanıyorum. Yine de, bütçeniz uygunsa 28mm alın derim.

Şunu da gözden uzak tutmayın bence: Daha önce croplu makinede kullandığınız normal lensler, FF makinede geniş açı gibi kalacaktır. 28mm FF makina için geniş açı lenstir. Sent from my Lenovo P70-A using Tapatalk

Yanıt için teşekkürler Sebahattin bey.

Sensörün iki çapraz köşesi arasındaki uzunluğa eşit odak uzunluğundaki lense normal lens diyoruz. FF makinelerde 24x36 sensörün çapraz uzunluğu 43 mm olduğundan, 40 ya da 50 mm odak uzaklığına sahip lensler normal lens yani insan gözüne en yakın lens diye bilinir. Çünkü bu lenslerle yapılan çekimde net alan sensörün tamamını kaplar. Peki croplu makinelerde durum nasıl? Örneğin D7200 sensöründe çapraz uzunluk 28 mm. Bu durumda D7200 için normal lens 28mm'lik lens midir?

Bence siz şu an elinizde bulunan makinanın hakkını verin! Sadece üç yıllık bir tecrübeyle ve bir zoom lensle, gereken tecrübeyi kazanmış olmanız olasılığı çok az. Sihirli bir makina yok. Sonuçta hepsi aynı prensiple çalışan birer karanlık kutu. Fotoğrafın kaliteli olması, ağırlıklı olarak tamamen size ve kullandığınız lense bağlı. Öncelikle bir prime lens (sabit odaklı) alın! Sonra da makinanın varsayılan ayarlarına göz atın! İhtiyacınıza uygun şekilde değiştirmeyi öğrenin! Otomatik ayarlarda çekim yapıyorsanız zaten, makinanızı değiştirmeyi hiç düşünmeyin, paranıza yazık. Diyafram öncelikli, enstantane öncelikli çekimlere yoğunlaşın! Beyaz ayarına dikkat edin! Hangi durumlarda hangi ölçüm modlarını kullanmayı öğrenin! Poz telafisini nasıl kullanacağınızı öğrenin! Alan derinliklerini öğrenin! Öğrenecek o kadar çok şey var ki, saymakla bitmez ve hepsi fotoğrafınızın iyi ya da kötü çıkmasına neden olacaktır. Ben 30 sene analog SLR kullandım ve 10 senedir de dijital SLR kullanıyorum, hala öğrenecek çok şey çıkıyor. Acele etmeyin! Önce konuya tamamen hakim olun! Belki de elinizdeki makina bile sizi gerektiği kadar tatmin edecektir.

Denk getirirsek birlikte gideriz Sent from my Lenovo P70-A using Tapatalk

İzmir'de yağmur az, bu görüntüler icin en uygun zaman yilin ilk çeyreği. Sent from my Lenovo P70-A using Tapatalk

Yarattığım karışıklık için özür diliyorum, baktığım Canon 750D imiş. İki saatlik bisiklet sürüşünün ardından girmiştim mağazaya, yorulmuşum deme.

Yarın bir ara aynı yere tekrar gideyim bakayım! D750 gördüğüme çok eminim ama... Size inanıyorum. Ne gördüğüme tekrar bakayım! Belki gördüğüm D7500 idi. Ama bir şey var. http://photonstophotos.net/Charts/PDR.htm sitesinde, Dynamic Range karşılaştırması için makina seçmeye kalktığınızda, D750 ve D750(DX) diye iki ayrı makina görünüyor. Bunun anlamı nedir? Makinanın kendi içindeki DX hali mi?

Merhaba, D750'nin FF ve croplu olmak üzere iki versiyonu var diye biliyorum. Gerçi forumda yarı profesyönel makinalar arasında D750DX görünmüyor. Neyse... Ben iki makina arasındaki tek farkın sadece sensör büyüklüğü olduğunu sanırdım. Ama geçenlerde bir mağazada D750DX gördüm, gövde üzerinde ayarları gösteren LCD ekran yoktu. Ama D750FX versiyonlarının incelemelerinde görünüyor. D750'nin DX ve Fx arasındaki farkların tamamını nereden görebilirim?

Bir de odaklanmayı tek noktadan yaptığınızı varsayiyorum. Cok nokta kullandiysaniz, tek noktadan odaklanin, cok fark eder. Sent from my Lenovo P70-A using Tapatalk

Olmaması, daha keskin fotoğraflar için ideal. Ama lens, çevre şartlarına direkt maruz kalmış oluyor. UV filtreye zarar gelse çok üzülmezsiniz ama lensinizin camına bir şey olsa herhalde üzülürsünüz.

İllaki paralı kurslara gitmen gerekmez. Halk Eğitim Merkezi'nde ücretsiz kurslar da var. Seviyesi düşük de olsa, sizi bir şeyler yapamaya zorlar ve ne kadar okursanız okuyun, her zaman birilerinden öğrenecek bir şey çıkıyor. En azından aynı amacı paylaşanlarla bir arada olur, fikir paylaşırsınız.