Liderlik Tablosu
Popüler İçerik
11-04-2012 üzerinden en yüksek itibara sahip içeriği gösteriliyor Her alanda
-
Bu yazıda, Nikon markasının ilk olarak Nikon F5 (1996-2004) modelinde kullanmak için 3 yılda geliştirdiği ve geliştirildiği yıllarda (1993-1996) kullanılması düşünülen Nikon F5 modeline getireceği devrim niteliğindeki yenilikleri ve dijital kameralara geçtikten sonra ise fonksiyonlarına eklenen BEYAZ AYARI ile 1005 pixel RGB algılayıcısının ve Scene Recognition System' in nasıl geliştirildiğinden ve ne işe yaradığından bahsedeceğiz. Bu yazı çeşitli kaynaklardan derlenmiştir. Scene Recognition System denilen SAHNE TANIMA SİSTEMİ olarak Türkçe ifade edebileceğimiz sistem; Profesyonel fotoğrafçıların bir fotoğrafı çekmeden önce netliği, pozometrik değeri ve beyaz ayarını tecrübelerine göre yaptıkları şekilde fotoğrafçının beyni gibi çalışarak bu işlemlere karar vermektedir. Nikon D3, D3X, D3S, D700, D300, D300S modellerinde 1005 pixel RGB algılayıcı kullanan sahne tanıma sistemi bulunmaktadır. Bunlar hariç diğer Nikon kameralarda ise 420 pixel RGB algılayıcı kullanılmaktadır. Sadece Nikon D7000' de 2016 pixel RGB algılayıcı kullanımıştır. Son olarak Nikon D4 ve Nikon D800-D800E kamerada ise 91000 pixel RGB algılayıcı kullanılmıştır. Sistemin detayına geçmeden önce biraz ön bilgi verelim. Bu sistemin 3 temel görevi vardır. 1-) Netlik ve hareketli konuların netliğinin izlenmesi 2-) Pozometrik değerlerin hesaplanması ve TTL flaş ölçümleri 3-) Işık kaynağının tanımlanarak beyaz ayarının en doğru şekilde yapılmasıdır. 1-) NETLİK VE HAREKETLİ KONULARIN İZLENMESİ Makine fotoğrafı çekilecek konuyu inceler ve kare içerisinde önce insan olup olmadığını kontrol eder. Eğer insan varsa netliği öncelikle ona yapar. Peki kameramız insanı nasıl algılar? Kameranın hafızasına insanın olası tüm ten renkleri kaydedilmiştir. Kamera karede insanın ten rengini arar ve bulduğu anda netliği ona yapar. Karedeki insan hareket ediyorsa; Netliği bu harekete göre korur. İnsan değilde başka hareketli bir cisim varsa ve hareket ediyorsa, bu cisme olan netliği fotoğraf çekilinceye kadar izler ve korur. 2-) POZOMETRİK DEĞERLER VE TTL FLAŞ öLçüMLERİ Fotoğrafı çekilecek konudaki ışığın özellikle parlak noktaları analiz ederek en doğru pozometrik değerleri vermektedir. Bu fonksiyon aynı zamanda flaşla çekim için gerekli analizleri de yapmaktadır. 3-) OTOMATİK BEYAZ AYARI Fotoğrafı çekilecek cisimden gelen ışığı analiz ederek, ışık kaynağının tespit edilmesiyle en doğru beyaz ayarının yapılması sağlanır. Teknik olarak sahne tanıma sistemi; 1005 pixel RGB algılayıcı yardımıyla konuyu takip ederek netliği hızlı ve kusursuz bir şekilde yapar, pozometrik değerleri belirler ve beyaz ayarını renk ve parlaklık değerlerini kullanarak yapar. 1005 Pixel RGB algılayıcı ilk olarak 1996 yılında piyasaya sürülen Nikon F5 modelinde kullanılmıştır. Sistemin çalışma esası; Konudan gelen renk ve parlaklık bilgileri 1005 pixel RGB algılayıcı tarafından algılanıp; Pozometrik değerin belirlenmesi, netliğin ve beyaz ayarının hassas bir şekilde yapılması için kullanılmaktadır. Bu sensör konunun pozisyonundaki değişimleri de takip edebilmektedir. Sensörün Nikon F5 modelindeki yeri aşağıdaki şekildedir. Bu sistem kameralar hakkındaki temel düşünceyi değiştirmiştir. 1005 Pixel RGB algılayıcı üzerinde aynı zamanda 3D renkli matriks ölçüm sistemi de bulunmaktadır. Bu sistemde konudaki ışık daha önceki makinelerde kullanılan ve pozometrik ölçümde kullanılan % 18 gri karttan yansıyan ışığı okumak yerine tüm kareyi renkli olarak okuyarak, konudaki parlaklık, kontrast ve uzaklık bilgilerinden faydalanmakta ve sonuç olarak çok daha kusursuz pozometrik değerler elde edilmektedir. Uzaklık bilgisi Nikon’un geliştirdiği D ve G lensler kullanılması durumunda hesaplanabilmektedir. Bir anlamda 1005 RGB algılayıcı teknolojisini kullanan fotoğraf makineleri pozometrik değerleri hesaplarken kendisinden önceki makinelerden farklı olarak konuyu renkli olarak görmektedir. Her rengin ışığı yansıtma katsayısının farklı olduğu düşünülürse sistemin ne kadar önemli bir iyileştirme olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Bu sistem, sensörden gelen bilgilerin sistem tarafından parlaklığın ötesinde bir sürü parametrenin ışığında; Pozometrik değerlerin çok daha kusursuz olarak hesaplandığı ve insan beynine en yakın sistem olacak şekilde geliştirilmiştir. Sisteminin ana fikri; Fotoğrafçının daha vizörden bakarken fotoğraf hakkında vereceği karmaşık kararların kameraya bırakılması olarak özetlenebilir. Bu sistem beyaz ayarı, pozometrik değerler ve netlik konuları gibi 3 önemli teknolojinin üstün yönlerini birbirine bağlamaktadır. Profesyonel doğa fotoğrafçıları; Beyaz ayarı, netlik ve pozlama konularını geçmiş deneyimlerinden faydalanarak ayarlamaktadırlar. Fakat karedeki renk ve kontrast bilgileri fotoğrafçılar tarafından bilinemeyeceği için 1005 pixel RGB algılayıcı tarafından algılanmakta ve makine tarafından bir dizi karmaşık hesaplama gerçekleştirilerek daha kusursuz fotoğraflar çekilmesi garanti altına alınmaktadır. Sahne tanıma sisteminin başlıca özelliği konuyu analiz ve takip etmesidir. Başlangıçta 1005 pixel RGB algılayıcı gelen bilgilerle ön ve arka plan olarak analiz ederek, bu alanda yukarıda da anlatıldığı üzere insan ten rengini aramaktadır. İlk aşamada makine, çekilecek konuda insan var mı? diye kareyi inceler ve eğer bir insan ten rengi yakalarsa netliği çekilen karenin içindeki insana yapar. Sistem, konu netlik sahasının dışına çıktığı durumda bile, her zaman netliği konuya yapmaktadır. Konu izlemesi 3D izleme sistemi ile mümkün olmaktadır. 1005 Pixel RGB algılayıcının işleyişi ile ilgili şekil aşağıdadır. A.1005 RGB algılayıcı gelen veri B.Renk verisi C.Temel veriler (Küçük grup okumaları) D.Parametreler e.Renk f.Parlaklık g.Kontrast h.Seçilen alandaki konum bilgisi I.D ve G tip lens kullanılması durumunda cisimle aradaki uzaklık bilgisi J.Veritabanı K.Otomatik ton dengelemesi D3, D3X, D3S, D700, D300 ve D300S de kullanılan 51 tane netlik noktası otomatik netleme fonksiyonunda kayda değer performans artışı sağlamıştır. Birde 3D izlemenin gelişiyle konudaki netlik kararlı bir şekilde merkezde tutulabilmektedir. Böylece konu izlenirken bile yeni bir kompozisyon yapılabilmekte ve çekimi son derece rahat bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Bir tenis maçında kadrajınızın sağında ve solunda bırakacağınız boşluğu oyuncunun düz ve ters vuruşlarında yapacağı yere göre değiştirmenizi sağlayabilmektedir. 3D izlemenin en büyük avantajı ani hareketlerde çekim açınızı değiştirmenize imkan vermesidir. Aşağıdaki şekilde 3D izlemenin bir örneği 3 ayrı karede anlatılmaktadır. Bu örnekte fotoğrafını çekeceğimiz konunun sistem tarafından netliğinin izlemesini istediğimiz noktasını seçiyoruz ve ondan sonra netlikle uğraşmayıp sadece hareket eden cismi istediğimiz kadrajda tutmak için makineyi hareket ettirerek takip ediyoruz. çekmek istediğimiz anda da deklanşöre basıp fotoğrafı çekiyoruz. 1. Karede kameranın netliği koruyarak takip etmesini istediğimiz noktayı seçiyoruz. Burada kayak yapan adamın kafasındaki bandaj seçilmiş (Kırmızı kare ile gösterilen nokta). Makine bu kompozisyonu, karedeki renkleri okuyarak hemen hafızasına kaydeder ve hareket devam ettiği her saniye hafızasındaki bilgileri gözden geçirerek seçilen bu noktanın en son nerede olduğunu belirleyerek bu noktaya yapılan netliği siz fotoğrafı çekinceye kadar korumaya devam eder. 2. Karede kamera, kayak yapan adamın kafasındaki bandajı sizin adamın hareketini kadrajda tutmak için yaptığınız yeni kadrajda nereye giderse gitsin takip eder ve netliği deklenşöre basacağınız zamana kadar sürekli koruyarak, net fotoğraf çekmenizi sağlar. 3. Karede görüldüğü gibi kamera hafızasındaki ilk kaydettiği görüntüyü takip ederek size güzel kadrajlar içinde net fotoğraflar sunmaktadır. Sistemin tek dezavantajı; Eğer takip edilmesini istediğiniz cisim ile arka plan aynı renkte ise sistem cismi takip edemeyebiliyor. Sistemin işleyişi hakkında birşeyler belirtmekte fayda var. Fotoğrafı çekilecek karedeki fazla ışık; Matriks ve i-TTL dengelenmiş dolgu flaş sistemleri kullanılarak analiz edilir ve çok kesin pozometrik değer verilir. Sistem, eskiden pozometrik değer ve beyaz ayarı için kullanılıyordu fakat şimdi çok daha karmaşık analizler sonucunda çok zor ışık koşulları altında bile; Makine ışığın analizini yaparak ışık kaynağı hakkında bir karara varabilmektedir. örneğin; Fotoğraf makineleri yeşilin içinde bulunduğu orman ve fluresan lambadan gelen ışığı ayırt edemez ve aynı şekilde algılarlar. Sahne tanıma sistemi sayesinde görüntüden elde edilen diğer bilgiler dışında 1005 pixel RGB sensör gelen ışığı veri tabanındaki ışık kaynaklarıyla karşılaştırarak bu yeşil ışığın dışarıda bir ağaç veya ormandan mı yoksa içerideki floresan lambadan mı geldiğini anlayarak buna göre size kusursuz çekim değerleri vermektedir. Sahne tanıma sistemini geliştirirken aşılması gereken birçok teknik zorluk vardı. Geliştirme aşamasında; Makinenin zor ışık koşullarında karşılaştırma yapması için kullanılacağı binlerce kare örnek fotoğrafların çekilmesi ve makinenin veri tabanına yerleştirilmesi gerekliydi. Bunu yapmak içinde; 1005 Pixel RGB algılayıcının içinde olduğu fotoğrafı okuyan özel bir makine yapılarak, bilgisayara bağlanmış ve bir sürü fotoğraf çekilerek, gerekli ayarlamalar bu özel makine ile yapılmıştır. çekilen 30.000 civarı kare fotoğraf; Daha önce hiç karşılaşılmayan bir durumun fotoğrafı çekilirken; kameranızın çekilecek kareye ait pozometrik değer ve beyaz ayarına karar vermesinde kullanılmaktadır. Kamera, fotoğrafı çekilecek karenin pozometrik değerleri ve beyaz ayarını hesaplarken bir tereddüt yaşarsa; Hemen veri tabanındaki fotoğraflara gider ve çekilecek karedeki koşullara en uygun durumu karşılaştırma yaparak, çekim değerlerine daha hızlı ve daha doğru karar verir. Makine çalıştırıldığında; Sahne tanıma sistemi ve 1005 pixel RGB algılayıcı aynı anda çalışır ve bu işlemler sırasında makine içerisinde inanılmaz büyüklükte bir hesaplama gerçekleşir. Bu veri işleme sırasında kamera çok meşguldur. Her iki işleminde makineyi yavaşlatmaması için makine belleği bu iki işleminde bir arada yapacak şekilde geliştirilmiştir. Yani fotoğrafı çekilecek konudaki en ufak bir hareket bile makine için son derece karmaşık ve çok yüksek hızda hesaplama demektir. Sürekli çekim modu bir makine için başarı ve kaliteyi temsil eder. Kamera otomatik netleme yaparken maksimum kapasiteyle çalışmak zorundadır. Ayna aşağıdayken; Işık, algılayıcı tarafından okunur ve ayna yukarı kalktığı an tüm hesaplama sonuçları kullanıcıya vizörden bildirilir. Deklanşöre basıldığı anda makine tüm işlemi bitirmek zorundadır. Bu operasyonun saniyeler mertebesinde tekrar edilmesi bir sürü farklı hesaplamanın çok kısa zamanda yapılmasını gerektirir. Her hareket için kameranın hesaplama yapması kaçınılmazdır. Burada zor olan şey donanımın ve sistem tarafından sağlanan verilerin aynı anda simüle edilmesidir. Bu simulasyonu bilgisayarda yaparken sistemi geliştirenleri fazla zorlayan birşey olmamıştı. çok zor olan ve zamanlarını alan şey bu simülasyon verisini gerçek fotoğraf makinesi üzerinde denemek olmuştu. 3D izleme, sürekli konu izleme bilgileri ve otomatik netleme hepsi aynı anda çalışmak zorundaydı. Fakat başlangıçta hepsi aynı anda çalışmamıştı. Program hatalarını düzeltmek ve hesaplamaların kusursuz olmalarını sağlamak gerekiyordu ama böyle bir sistemi önceden kimse yapmadığı için bir sürü bilinmeyen yönleri vardı. Sistemi çalıştırmak için uzun zaman deneme yanılma yöntemi kullanılmış ve bir sürü farklı olabilirlik test edilmiştir. Sonunda sistem geliştirildiğinde gerçektende fotoğrafçıların daha önce çekmedikleri fotoğrafları çekmelerine olanak sağlamıştır. Umarım faydalı olabilmişimdir...2 puan
-
PREDICTIVE FOCUS TRACKING SYSTEM NEDİR, NASIL ÇALIŞIR VE FOTOĞRAFA NE KATKISI VARDIR? Bu konuya geÇmeden önce kameralarda netliğin otomatik olarak nasıl yapıldığını inceleyelim. Otomatik netleme lensinizi konuya yöneltip deklanşöre yarı basılı tuttuğunuzda gerÇekleşen bir fonksiyondur ve bundan sonra AF olarak kısaltılacaktır. AF fonksiyonu fotoğrafÇıya; İstediği kompozisyonu yapması iÇin zaman tanıyarak, fotoğrafÇının istediği güzel kareleri yakalamasını sağlar. Bu nedenledir ki; AF fonksiyonunun Çok Çabuk gerÇekleştirilmesi gerekir. DSLR kameralarda AF işlemi 2 şekilde yapılır. 1-) FAZ ALGILAMA (PHASE DETECTION) 2-) KONTRAST ALGILAMA (CONTRAST DETECTION) Şimdi bu sistemleri ve nasıl Çalıştıklarını sıra ile inceleyelim. 1-) FAZ ALGILAMA SLR makinelerde FAZ ALGILAMA denilen AF modülü iÇinde ayırıcı mercekler kullanılan yukarıdaki şekilde görülen sistemler mevcuttur. Burada lensten gelen ışık 45 derece aÇılı aynada 2 yol izler. 1-) Aynadan yukarıdaki pentaprizmaya yansıtılıp, oradan da vizör aracılığıyla bize ulaşır. Ayrıca bazı kamera markalarında yukarı giden ışık pozometrik ölÇümleri yapan algılayıcılara iletilir. 2-) Aynanın ortasında şeffaf bir kısımdan geÇen ışık, aşağıdaki şekilde görülen AF modülünün iÇine başka bir aÇılı ayna ile yansıtılır. Işığın izlediği 2 farklı yol aşağıdaki şekilde gösterilmiştir. Bundan sonrası karmaşık hesaplamalar ve algoritmalar kullanılır. Lensten geÇerek gelen görüntüye ait bilgilerden 2 tane görüntü üretilir. Bir satır okuma algılayıcısı ile bu 2 görüntü arasındaki uzaklık ölÇülerek netlik yapılmayan kısım algılanır. Netlik yapılan odak, görüntünün kaydedildiği sensörün önüne düşüyorsa netlik olması gerekenden biraz öne yapılmış olup buna Front Focus denir. Netlik yapılan odak, görüntünün kaydedildiği sensörün arkasında kalırsa, netlik olması gerekenden biraz arkaya yapılmış olup buna da Rear Focus denir. Peki kameranız cismin önüne mi yoksa arkasına mı netlik yapıldığını ve bu durumda ne yapacağını nasıl anlar? İkiye bölünen görüntüler arasındaki mesafe olması gerekenden daha dar (Front Focus) veya geniş ise (Rear Focus) AF sistemi; doğru netliğin yapılması iÇin lensin hangi yönde ve ne kadar döndürülmesi gerektiğini Çok kısa sürede hesaplayarak lensi gerektiği kadar hareket ettirir. Hesaplama işlemi son derece hızlı gerÇekleştirilir. Faz Algılayarak netlik yapan sistemin mantıksal olarak anlatımı aşağıdaki şekildedir. Not: Front Focus ve Rear focus bakımından problemli bir kamera ile Çekilen fotoğraflar aşağıdaki gibi Çıkmayacaktır. Sadece daha kolay anlaşılması iÇin şekilsel olarak bu şekilde ifade edilmiştir. 2-) KONTRAST ALGILAMA Kompakt kameralarda ve DSLR kameraların arka LCD'si ile yapılan (Liew-View) Çekimlerde netlik KONTRAST ALGILAMA sistemi ile yapılmaktadır. Sistem, Netlik olan yerde yüksek kontrast bulunur prensibine göre Çalışmaktadır. Kontrast algılamada görüntü algılayıcısından (sensör) görüntü ile ilgili gelen bilgiler analiz edilmekte ve lens kontrastın en yoğun olduğu yere hareket ettirilmektedir. Bu sistemde kamera lense netlik yaptırmadan önce Faz Algılama sisteminde olduğu gibi netliğin önde veya arkada olduğunu bilmemektedir. Sistem; Karedeki net olan yeri bulmak iÇin karedeki kontrast değişimlerini dikkate alarak, hesaplama yapmakta ve lens karedeki kontrastın en Çok olduğu yere netlik yapmak üzere hareket ettirilmektedir. Bu nedenle bu sistem faz algılamaya göre daha yavaş Çalışmaktadır. Sistemin avantajlarından bir tanesi görüntü algılayıcısı (sensör) AF fonksiyonu iÇin kullanılmaktadır.Hareketli bir konuyu vizörde netlemeye Çalışırken AF sistemi hareketi takip etmek iÇin Çok büyük bir ustalıkla gerekli hesaplamayı yaparak netliği sağlamaktadır. Konu eğer durağan bir konuysa netlik manuel olarak vizörden veya arka LCD’de daha da kolaylıkla yapılabilmektedir. Hareket eden bir konuya netlik yapmak iÇin parmağınızı deklanşör üzerinde tutarak netliği yapabilirsiniz. Bu ise zaman iÇinde kazanılacak bir tecrübedir. Şimdi de kameranızda bulunan netlik modlarına bir göz atalım; CONTINUOUS SERVO AF (AF-C) Yani sürekli netlik modu olarak adlandırdığımız sistem; Hareket eden cisme yapılan netliği korur. Ancak bu tek başına net fotoğraf Çekmek iÇin yeterli değildir. Çünkü makinenin netliği yaptığı an ile Çekimin yapıldığı an ve makinenin seri Çekim modunda ilk kare Çekildikten sonra 2. kareyi Çekmesi iÇin 50 mili saniye gibi bir zamana ihtiyacı vardır. örneğin kamerayı saniyede 6 kare Çekim moduna aldınız ve deklanşöre bastınız. Herbir fotoğraf arasında 50 ms bir gecikme yaşanmaktadır. Eğer fotoğrafladığınız konu hareketli bir konuysa bu sürede konunuz hareket eder ve elbette netlik kaybolur. Bu problemi Çözmek iÇin “hareketi önceden tahmin ederek takip sistemi†diye TürkÇe ifade edebileceğimiz “Predictive Focus Tracking System†kullanılmaktadır. Bu sistem hareketli cismin pozisyonunu ve hızını algılayarak, konunun hızına uygun olarak lensi netlik yapması iÇin hareket ettiren bir algoritma kullanmaktadır. Sistem tüm bunları yaparken de makinenin Çekime yeniden hazır olacağı 50 ms süreyi de dikkate almaktadır. Nikon’un AF fonksiyonu her koşul altında hareket eden nesneye yapılan netliği hareketi önceden tahmin eden sistem tarafından kontrol edilerek Çok büyük bir doğrulukla gerÇekleştirmektedir. Hareket eden bir konu onu algılamaya ve analiz etmeye Çalışan fotoğraf makinesi gibi bir araÇ iÇin Çok büyük bir veri demektir. Nikon hareket eden konudan gelen bu Çok büyük bir veriyi, sisteminde işleyip, takip ederek net fotoğraflar Çekmenizi sağlamaktadır. Yüksek hızlı sürekli modunda Çekimlerde netliğin, makinenin “hareketi önceden tahmin ederek takip eden sistemi†tarafından tahmin edilmesi döngüsünün (cisim sürekli hareket ettiği iÇin fotoğraf Çekilinceye kadar netliğin korunması iÇin bu döngü gereklidir) Çok hızlı bir şekilde yapılması net fotoğraflar iÇin hayati önem taşımaktadır. Bu döngü; 1-) Hareket eden konunun algılanması, 2-) Lensin netlik iÇin ayarlanacağı konumun hesaplanması 3-) Lensin hareket ettirilmesini kapsamaktadır. Bu nedenle Nikon tescili kendisine ait olan “Overlap Servo†denilen alttaki şekilde kullanılan örtüşme olarak TürkÇeleştirebileceğimiz sistemi geleneksel netlik takip sistemine alternatif olarak geliştirmiştir. Geleneksel netlik takip sistemlerinde her bir döngü yukarıda aÇıklandığı üzere 3 aşamada gerÇekleşmektedir. Bu döngü netlik sağlanıncaya kadar gerÇekleşmektedir. Nikon’un örtüşme sisteminde ise; Lens netlik yapmak üzere hareket ettirilirken bir sonraki kare iÇin hazırlık yapılmaktadır. Böylece hareket eden konuların netlenmesi daha kısa sürmekte ve netlik daha doğru ve keskin yapılmaktadır. Hareketi önceden tahmin ederek takip eden sistem özellikle kameraya doğru değişmeyen hızlardaki hareketli konuları netlemede Çok başarılıdır. Bu sistem F1 yarışlarında saatte 300 km hızla giden konuları bile Çok başarılı bir şekilde takip edebilecek kapasitededir. Yalnız sistem düşük kontrasta sahip ortamlarda rastgele hareket eden ve Çok aniden yön değiştiren konuları maksimum performansla takip edememektedir. Bu tip durumlarda netlik sistemi başarılı bir netleme iÇin nesnenin Çoklu netleme alanındaki hareketlerinden elde ettiği verileri biriktirerek en uygun kararı vermektedir. üstte gördüğünüz Multi-CAM3500FX otomatik netlik modülü Nikon’un D4, D3, D3X, D300, D300s, D800 ve D700 modellerinde kullanılan ve 51 tane netlik noktasına sahip olan ve gelişmiş AF sistemin iftihar edilecek parÇasıdır. örneğin ayarların birinde fotoğrafÇının isteğine ve dikkate aldığı şartlara göre en uygun AF ayarına kendiliğinden geÇmektedir. Ayrıca netlik bitişik netlik alanlarını birleştirerek grup haline getiren ve hareketli nesnenin konumunu grup netlik alanından diğer netlik alanına otomatik olarak kaydıran bir ayar seÇeneği de bulunmaktadır. üstelikte kullanılan lensin Çeşidine bağlı olmaksızın merkezde 15 tane (Cross Type Sensor) alandaki enine ve boyuna hareketleri algılayabilmektedir. Nikon’un eşsiz otomatik netleme teknolojisi geniş bir alanda netlik yapılamayan bölgeyi algılama özelliğine sahiptir. Konuya olan uzaklık Çok hassas bir şekilde ve cismin netlik noktasının neresinde olduğuna bağlı olmaksızın hesaplanabilmektedir. Netlik yapılamayan bölgenin algılanmasında takip edilen cismin odaktan sapmasının kusursuzca algılanması netlik yapılamayan konular iÇin kritik bir konudur. Eğer algılama mesafesi dar ise, lens netlik yapmak üzere hareket ettiğinde; Sistem netlik yapılmadan önceki sapma miktarını algılamak zorundadır. Bu ise daha uzun netleme süresine ihtiyaÇ duymaktadır. Nikon basit bir fonksiyonla kullanıcılarına hareketli nesneleri kolay ve etkili olarak netlemeleri ve güzel fotoğraflamaları iÇin yeni teknolojileri geliştirmeye devam etmektedir. Not: Sitenin TürkÇe karakterleri tanımama gibi bir özelliği var sanırım. Kullandığım tüm küÇük harf Ç'ler büyük Ç oluyor ve bu yazdıklarım bile anlamsız oluyor... Umarım konuyla ilgili araştırma yapanlar iÇin faydalı olmuştur. ümit Alper TüMEN1 puan
-
1 puan
Bu afiş şu şekilde ayarlanmıştır: İstanbul/GMT+03:00