Liderlik Tablosu
Popüler İçerik
24-02-2010 zamanından beri en yüksek saygınlığı olan içeriği gösteriliyor alan : Her alanda
-
Bu sohbetimizde konumuz; Forum Editörlerimizden Mehmet Köse üstadımızın mal varlığı beyanı... Mehmet Köse üstadımızla, yaptığımız sohbette; Sahip olduğu ekipmanların fotoğraflarını ilk kez benimle paylaştı. Bende kendisinden izin alarak, sahip olduğu tüm ekipmanların fotoğrafını sizlerle paylaşmak istedim. üstadımız 7 yaşından bu yana fotoğraf çekiyor.16 puan
-
t-Shirt Alabilmeniz için mağaza adresimiz : http://www.nikonturk.com/!/61 Merhaba arkadaşlar önceki mesajlardada belirttiğim gibi toplu basım için bu senede yeterli daha iyi olacagını düşündüğümüz sayıya ulaşamadık ve bu sebeble firma üzerinden mağaza yöntemi ile satışa çıkartmayı düşündük. Fiyat açısından birazdaha fazla olacaktır tabiki toplu basım'a göre ancak emeklerimiz ve istekleriniz boşa gitmemesidir amacımız. Böyle olmasının avantajı 3 farklı bay bayan gibi ayrıntılarıda daha fazla görmemiz olmuştur. Tasarımlarda düzenleme ile herhangi birşey yapmamanızı istiyoruz yerleşim ve boyutlar ayarlıdır hepsinde t-shirt modelleri ERKEK BASİC BAYAN BASİC ERKEK V YAKA BAYAN V YAKA ERKEK POLO YAKA BAYAN POLO YAKA üstte bulunan link'den t-shirtlerimizi görebilirsiniz bay ve bayan olmak üzere ve 3 farklı t-shirt olmak üzere ürünler mevcut sizin tekrar birşey yapmanız gerekiyor mağazaya girerek yanda bulunan menüden seçim yaparak ulaşabilirsiniz istediğiniz tshirtlere. Not olarak söylemek istediğim şey t-shirt alan arkadaşlarımız bu konu altında aldığını zaman giymiş bir şekilde kendi fotoğraflarınız paylaşırsa seviniriz Saygılar sevgiler..10 puan
-
Bu yazıyı okumadan önce üstad ümit Alper Tümen 'in adeta bir başucu kitabı tadında derlemiş olduğu bu makaleyi okumakta büyük fayda görüyorum. Benim aşağıda derlemeye çalıştığım bilgiler biraz daha teknik ve ümit beyin makalesini tamamlar nitelikte olacaktır. Bu bilgiler; web sitelerinden çeviriler ve kendimce bazı katkılardan oluşmaktadır. Oto-fokus (AF) (Otomatik odaklama) AF-S, AF-C, AF-A, AF-F. 11, 39 ve 51 noktalı AF sistemleri. Dinamik alan AF, odaklama alanları ve 3D DSLR'lardaki yenilikler pek çok alanda yavaşlamasına rağmen Otomatik Odaklama (AF - Autofocus) sistemlerinde hala beklenmedik sıçrayışlar görülüyor. Bu konu modern DSLR fotoğraf makinelerinin gelişimdeki en belirgin ilerlemelerin yaşandığı alan olarak karşımıza çıkıyor. Bundan yalnızca beş yıl önce ikinci nesil sistemlerden bahsederken (Multi-CAM 1000), son Nikon modellerinde belirgin biçimde daha hızlı, çok yönlü ve daha hassas olan dördüncü nesil sistemler kullanılıyor. Bu yazıda; 2007 yılı sonlarında tanıtılan, Nikon D3, D300'de kullanılan 51 noktalı sistemleri ve D7100, D750, D810 ve D4S'de kullanılan gelişmiş versiyonunu (Advanced Multi-CAM 3500) inceleyeceğiz. D5300 ve D610 gibi fotoğraf makineleri diğer modellerin aksine Multi-CAM 4800 39 noktalı sistemle donatılmışlardır. D5300'de 12 odaklama noktasının eksik olması ve uygulamasının daha az gelişmiş olması haricinde (tüm modların menüden ayarlanabilir olması gerekiyor) iki sistem teknik özellikler açısından hemen hemen aynıdır. Step-in modellerinde hala Multi-CAM 1000 kullanılmasına rağmen, bu sistem de 5 yıl öncesine nazaran gelişmiştir. Günümüzde AF modlarını komut kadranlarından kontrol edebilme rahatlığını barındırmasa da, uygulaması ve idaresi daha pahalı fotoğraf makinelerinkilere oldukça benzemektedir. Yine de, sözgelimi "Baby Nikons" olarak adlandırılan D40'taki (hala satışta) 3 odak noktasından son nesillerdeki 11 noktaya sıçrayış, bu alanda inanılmaz bir gelişme sayılabilir. Menüyle ilgili tüm referanslar D7100 kullanım kılavuzundan alınmıştır. Yani, terimler D3, D300, D3000, D5000 ve D7000'den itibaren olan tüm Nikonlar için geçerlidir. AF MODLARININ SEçİMİ VE YöNETİMİ Nikon dijital fotoğraf makinelerinin ilk üç neslinde, D1 ve D100'den D3X ve D300S'ye kadarki modellerde, gövdenin ön tarafında odak modunu AF-S, AF-C veya MF olarak belirleyebileceğiniz odak modu seçicisi bulunur. D2, D200 ve sonrasında ise makinenin arka tarafında dinamik alan modlarının ayarı yer alır. Bu D90 ile birlikte değişti: artık sadece AF ve M olmak üzere 2 konum arasında değişebilen bir anahtar bulunur. Ancak bu modelden itibaren çıkan tüm yeni modellerde komut kadranlarıyla birlikte çalışabilen bir merkezi buton mevcuttur. Bu değişim dinamik alan ayarı için bulunan seçicinin kaldırılmasına olanak tanır. Artık AF modları ana kadrana bağlı iken, dinamik alan ayarı komut kadranına bağlıdır (D7100). D90'larda bu boşaltılan alan odak seçicisi kilit butonuna ayrılmış olsa da, yeni nesil fotoğraf makinelerinde bu alanda canlı görüntü (live view) seçicisi yer alır. Dolayısıyla, günümüzdeki tüm Nikon DSLR makineleri, sırasıyla 11, 39 ve 51 noktalı sistemler olmak üzere işletimsel olarak çok benzer otofokus sistemleri içerir ve en basit versiyonunda bile (AF11) dört odak modu ve dört alan modu (tek nokta, dinamik alan, 3D ve oto) barındırır. AF39 veya AF51 sistemi içeren daha gelişmiş modellerde ek olarak sırasıyla 9, 21 ve 39 veya 51 kombinasyonlu odak noktaları içeren farklı AF alan modları bulunur. Canlı görünümde (Live view) ayrıca dört alan modu daha bulunur. Bunlardan en kullanışlı olanı aynı anda en fazla 35 farklı yüzü algılayabilen Yüz-öncelikli AF modudur. FAZ ALGILAYAN (Phase Detection) ve KONTRAST ALGILAYAN AF Tüm modern Nikon DSLR fotoğraf makineleri hem ışık ölçümü (pozometre) hem de otofokus için TTL (through the lens: mercek içinden geçerek) özelliğini kullanır. Canlı görünüm (live view) ve video özelliği barındıran fotoğraf makinelerinde ise iki farklı AF sistemi bulunur. Vizörden bakıldığında fotoğraf makinesi faz algılama (phase detection) özelliğini kullanırken, Canlı görünümde (live view) ise kontrastı algılar. Bunun sebebi basittir: aşağıdaki şekilde belirtilen birincil (1) ve ikincil (2) aynalar gelen ışığın bir kısmını AF sensörüne (5) yansıtmak için gereklidir. Ana ayna ve alt ayna birlikte hareket ederler. Ana ayna yarı gümüş kaplıdır ve bu sayede yüzeyine gelen ışınları alt aynaya iletebilir. Alt ayna ise kendisine gelen ışınları yoğunlaştırıcı merceklere (3) yansıtır. Canlı görüntüde ise ayna kalkacağından her ikisi de yükselerek (1 ve 2) ışık hattının dışına çıkarlar. 1: Ana ayna | 2: Alt ayna | 3: Yoğunlaştırıcı mercek | 4: AF aynası | 5: AF sensörü Faz algılaması (phase detection), gelen ışığın görüntü eşlerine bölünmesi ve bunların karşılaştırılmasıyla sağlanır. Sistem, ışın ayırıcı ile birlikte gelen ışığın bir kısmını makinenin altında bulunan AF sensörüne (5) yansıtan küçük bir ikincil ayna (2) kullanarak nesneye olan mesafeyi hesaplar. İki mikro mercek (3), merceğin ters yönünden doğan ışınları toplar ve eski tip filmli fotoğraf makinelerindeki ayrık ekran sistemine benzeyen basit bir aralık bulucu sistem gibi çalışır. Bu iki görüntü daha sonra benzer ışık şiddeti örgüleri (tepe ve çukurlar) bulmak için analiz edilir ve odağın nesnenin önünde veya arkasında olduğuna karar verebilmek için şekildeki sarı düzlemde bunların izdüşümleri arasındaki mesafe (ayrılma hatası) hesaplanır. Bu, sonuç olarak, ayarın yönü için (öne veya arkaya doğru) gereken komutlarını belirler ve odaklama sistemindeki hareket sayısını tahmin eder. Bu tahmine göre AF motoruna hareket emri verilir, tam sonuç bulununcaya kadar işlem devam eder. Bu işlemler mikro saniyeler içinde gerçekleşir ve doğru odak elde edilene kadar tekrarlanır. Fotoğraf makinesi AF-C moduna ayarlandığında, bu işlem bir kapalı devre halinde devamlı tekrarlanır ve fotoğraf çekilene veya kullanıcı deklanşöre yarım basmayı bırakana kadar odak, nesnenin hareketine göre sürekli ayarlanır. Eğer system belli bir süre içerisinde doğru odağı yakalayamazsa "hunting" (avlanma) adlı bir problem meydana gelir ve sistem odağı kitleyemeden sürekli olarak ileri geri odaklamaya başlar. Faz algılamasının tersine, kontrast algılamasında nesnenin uzaklık hesabı kullanılmaz. Ancak bu belli bir sensör alanına giren bölgedeki kontrastı hesaplayarak sağlanır. Yanyana pikseller arasındaki yoğunluk farkı görüntünün keskinliğindeki değişimlerle birlikte doğal olarak arttığı veya azaldığı için optik sistem maksimum kontrastı elde edene kadar ayarlamayı tekrarlar. Genelde uygun odağı elde etmek için yeterli olmasına rağmen, kontrast algılaması hareket eden nesneleri takip ederken zorlanır. çünkü kontrast kaybolduğunda hareket yönü hakkında karar veremez. örneğin, faz algılamadaki gibi uzaklığını ölçemediği için nesnenin fotoğraf makinesine doğru mu yoksa aksi yöne mi gittiğinin ayrımını yapamaz. Kontrast algılama sistemleri aynasız fotoğraf makineleri sayesinde son yıllarda oldukça gelişmiş olsa da, faz algılaması hem doğruluk hem de hız açısından hala kontrast algılamasından üstün kabul edilir. Gerçi son günlerde çıkan yeni modellere bakıldığında aynasız modellerin de çok iyi ve hızlı odaklama yapabilenlerine rastlıyoruz. ODAK NOKTALARI Odak noktası, görüntü bulucu üzerindeki 11, 39 veya 51 olabilen karelere, daha doğrusu sensörlere verilen isimdir. Evet, aslında bu noktalar AF sensörü üzerindeki algılayıcı noktalardan oluşan kümeleri ifade etmektedirler. Ekranda görülen her nokta bir algılayıcı hücreye denk gelmez; gördüğümüz noktalar AF sensörü üzerinde birden fazla algılayıcı kümeye denk gelirler. Bu, noktanın konumuna ve özelliğine göre değişim gösterir. Daha gelişmiş fotoğraf makinelerinde kullanıcı tüm odak noktalarını aktifleştirebilir (AF39, AF51) veya alternatif olarak özel menüden [(CSM) a:6] 11 (AF11) seçebilir. AF51 çok doğru bir odak noktası seçimi sağlar, böylece kullanım sırasında yeniden düzenleme gereğini neredeyse ortadan kaldırır. AF11 ise dinamik alan ayarlarını kaybetmeden, kullanılabilen odak noktaları arasında hızlı geçişi sağlar. Bu, yani AF11, özellikle temel nesne çerçevenin büyük bir kısmını kapladığında, yani çerçevenin üçüncü kesişimlerinin yakınlarında olduğunda veya odağın hızdan daha az önemli olduğu durumlarda kullanışlıdır. AF51 ve AF11 Tüm modlarda odak noktası çoklu seçici ile ayarlanır. Yani tek noktalı AF modunda (S : Single) 51 odak noktasının herhangi bir konuma getirilmesi anlamına gelirken, dinamik modlarda merkezi odak noktası ilgili 9 veya 21 ile ortak hareket eder. Ayrıca, eğer CSM f:1'de bu ayar seçili ise, çoklu seçicinin ortasındaki (OK) butonuna basarak odak noktası merkezi konuma geri getirilebilir. Özel menüde ek olarak, odak noktasının kafes sınırları dışına çıktığında nasıl hareket edeceğini tercihinize göre ayarlayabilirsiniz: "Wrap-around" (sarmak) sağ uçtan sola atlama, üst uçtan alta atlama vb anlamlara gelir (CSM a:5). Son olarak, odak noktalarının pozometreyi de etkileyebileceğini unutmamak gerekir, çünkü spot (nokta) modundayken ölçümler seçilen odak noktası etrafında ± 3.5 mm bir daire dahilinde yapılır. Yani, siz makinenizde pozlama için Spot (nokta) ölçüm moduna ayarladığınızda, makineniz seçtiğiniz noktanın ± 3.5 mm daire alanı içine giren kısımdan ölçüm alacak ve pozlamayı ona göre belirleyecektir. ÇAPRAZ TİPLİ VE LİNEER SENSöRLER, MAKSİMUM ARALIK VE KIRPMA NOKTALARI Görüntü bulucuda mevcut olan odak noktası sayısındaki ciddi artışın dışında, son yıllardaki önemli gelişmelerden biri de sayısı gün geçtikçe artan çapraz tipli sensörlerin kullanımıdır. Bu sensörler, standart dik lineer sensörlerin aksine, odak noktasındaki kontrastı hem dikey hem de yatay düzlemlerde ölçerek doğruluğu arttırır. 39-noktalı sistemde görüntü seçicinin merkezinde bu sensörlerden 9 adet bulunurken, 51-noktalı sistemde tam 15 adet bulunur (Bakınız aşağıdaki şekildeki mavi kutucuklar). Hatta, yakın geçmişe kadar AF sistemler diyaframı en az f/5.6 olan lenslerle birlikte çalışabilirken (lensinizin diyaframı daha kısık olursa (f/8 vs- çalışmaz), yeni jenerasyon üst düzey fotoğraf makinelerinin odak noktası oluşumlarının merkezinde toplam aralığı f/8'e kadar olan lensler veya optik eleman setleri (lens ve tele-converter (dönüştürücü), uzatma halkası vb.) sayesinde doğru otofokus ve elektronik aralık bulabilen bir ila onbir nokta bulunur (aşağıdaki şekildeki kırmızı kutucuklar). (D7100'de bir, D810, D4S'te onbir). Bu da pratikte, fotoğraf makinesinin f/8 sensörlerini kullanarak örneğin, 70-200mm f/4G ve TC-20E III tele-converter (dönüştürücü) "(toplam aralık f/8)“ ile bile hatasız odaklayacağı anlamına gelir. (Bu lens örneğinde 70-200mm lensin f/4 olan olası en açık diyaframı, 2x tele-convertör kullanıldığından 2 stop kaybı nedeniyle f/8 olarak gerçekleşir) Son olarak, D7100'deki 1.3x kırpma modu ve D810 ve D4S'deki 1.5x DX-kırpma modu, odak noktalarıyla neredeyse kaplanmış olan görüntü bulucu çerçeveleri barındırır. Bu gelişme, az önce sözü edilen gelişme ile birlikte, AF'nin son yüzyılın yarısında kaydettiği en önemli aşamalardır. ODAK MODLARI, AYARLAR Farklı odak modları, ana komut kadranı ile birlikte AF mod seçici üzerindeki orta butona basarak seçilebilir. Dinamik alan modları ise alt kadrandan seçilir. (D7100 modelleri). D3XXX ve D5XXX serisi fotoğraf makinelerinde bu modlar sadece menülerde ve harici olarak PSAM'de mevcuttur. AF deklanşöre yarım basarak ve/veya AE-L/AF-L/AF-ON butonuna basarak aktifleştirilir. Böylece makine ayarlarına ve seçili odak moduna göre tanımlı olan otomatik pozlama ve odaklama mesafesi sabitlenir. Odak modundan bağımsız olarak, fotoğraf makinesi her zaman doğru odağı tanır ve görüntü bulucunun sol alt köşesindeki >â—< noktasını aydınlatır. (aşağıdaki şekilde belirtilen 4 noktası) Tercihinize göre birçok Nikon DSLR modelini doğru odağı tanıdığında onay sinyali vermesi için ayarlayabilirsiniz. Bu özellik yalnızca AF-S modu için geçerlidir. (CSM d:1). DEKLANŞöR öNCELİĞİ VE ODAK öNCELİĞİ AF sisteminin odağı yakalayabildiği veya yakalayamadığı durumlarda fotoğraf makinesinin nasıl çalışacağı CSM a:1 ve a:2'de ayarlanabilir. Hem AF-S hem de AF-C'de iki seçenek vardır: deklanşör önceliği ve odak önceliği. AF-S modunda nesne henüz odaklanmamışken fotoğrafı çekmenin pek mantıklı olduğu söylenemese de, AF-C modunda bu tamamen duruma bağlıdır. Hareketli nesnelerin çekimlerinde deklanşörün hızlı çalışmaması insanı delirtebilir, çünkü bazı durumlarda bazı pozlar odaklanmış bazıları odaklanamamış olabilir. Bu durum, örneğin uçan kuşların fotoğraflarını çekerken birkaç kez başıma geldi. çoğu durumda fotoğraf makinesi odak öncelikli çalışmaya tanımlı olsa da, bazı özel durumlarda deklanşör önceliğini seçmek verimi arttırabilir ki bu zaten D7100'lerin AF-C modunda tanımlı olan önceliktir. NESNE TAKİBİ, TAHMİNİ ODAK SABİTLEME AF-C modundayken nesne başlangıç konumunda kalmayıp hareket etmeye başladığında, fotoğraf makinesi otomatik olarak tahmini odak özelliğini aktifleştirerek nesnenin sonraki konumunu tahmin eder. Nesne hemen hemen düzenli bir hareket halindeyse nesne takibi oldukça etkili olabilir. Ancak nesne, pek tahmin edilemeyen, düzensiz bir hareket halindeyse, örneğin bir sinekkuşu gibi, d9, d21, hatta d51, 3D veya Auto gibi tek noktadan daha geniş bir alan moduna gerek duyulabilir. Nötr bir arkaplan üzerinde bir veya daha fazla nesneyi takip ederken bu yeterli olabilir. Ancak, önde veya arka planda ağaçlar veya binalar gibi nötrlüğü bozan faktörler varsa, AF'nin odağı yeniden ayarlayana kadar beklediği zamanı ayarlamak gerekebilir. Herhangi bir şey nesnenin önünü geçici olarak kapatırsa, nesneye olan mesafe ani şekilde değişirse veya arka planda yeterli kontrasta sahip başka nesneler varsa, AF genellikle yanlış nesneye odaklanır veya odağı tamamen kaybeder. Bunu önlemek için nesneye göre sabitleme zamanı uzun (5), normal (3) veya kısa (1) olarak ayarlanabilir (CSM a:3). Doğa fotoğrafçılığında bu süreyi genellikle normal ve uzun aralığında ayarlamalısınız ki fotoğraf makinesi beklenmedik biçimde çerçeveye giren bir nesneye odaklanmasın. Spor fotoğrafçılığında ise sabitleme süresinin kısa ila normal aralığında ayarlanması hareketin olduğu bölgenin hızlı odaklanması için uygun olacaktır. Aslında bu konu aksiyon çekimlerini sevenler için önemli bir detaydır. CSM a:3 ayarında belirlenen Uzun/Normal/Kısa/Kapalı vb gibi ayarlar AF sisteminin takip ettiğiniz objenizi netleme hızını da doğrudan belirler. Eğer siz bu değeri (a:3) "Uzun" seçtiyseniz; odak noktanız dışında çerçeveye giren veya objenizin önüne geçen başka bir obje algılandığında, sistem 5msn bekleyecek, eğer yeni obje hala odak içindeyse odağı ona kaydıracaktır. Değilse ilk odakladığı noktayı odaklamaya devam edecektir. Yani siz a:3 değerini ayarlamakla bu süreyi belirlemiş oluyorsunuz. Eğer çok hızlı hareket eden bir objeyi odaklayıp takip ediyorsanız ve a:3 "Uzun" ayarladıysanız odaklama hızınız 5msn aralıklarla yenileneceğinden, AF sistemi odağınızı bu sürenin aşımında kaybedebilir. Bu ayar o nedenle aksiyon fotoğrafçıları için çok önemlidir.9 puan
-
BİR ODAKLAMA PROBLEMİMİZ OLUP OLMADIĞINI NASIL ANLARIZ? Ekte gönderdiğim "Test Pattern 3.pdf" dosyasını bilgisayarınıza indirin ve kaliteli bir laser yazıcıdan çıktısını alın. Aldığınız A4 çıktısını düz (pürüzsüz) bir duvara ayaktayken göz hizanıza gelecek şekilde yere paralel olarak bantlayın. Çekim yapacağınız ortamdaki ışığın değişken olmamasına özen gösterin. Makine değişen ışık koşullarında netlemede zorlanabilir. Bu durumda sağlıklı bir sonuç elde etmeniz mümkün olmayacaktır. Makinenizde şu ayarlarda olduğundan emin olun: - AF Modu : Single Servo AF "AF-S" - AF Area Modu : Single point "Tek nokta AF" - Lensinizde VR özelliği varsa KAPATIN - ISO 100 - Menü > Ayarlar > "AF ince ayarı" Kapalı olduğundan emin olun - Makinenizde vignetting, distortion, chromatic aberration vs ayarları gibi önceden değiştirdiğiniz ayarlar varsa onları varsayılan değerlere getirin Makinenizi bir üçayağa yerleştirin, denemek istediğiniz lensinizi makinenize takın (ben 50mm f/1.4G ile başladım). üçayak üzerindeki makinenizin odağı duvarda asmış olduğunuz kağıdın tam ortasına gelecek şekilde yüksekliğini ayarlayın. Şekil 1 Kadrajınız aşağıdaki "Kadraj 1.jpg" dosyasındaki gibi olacak şekilde mesafenizi ayarlayın. A4, kadrajınızı ne çok doldurmalı, ne de çok küçük kalmalı. Kadraj 1 Çekim yapmak için deklanşör basışlarında titreşim yapmamak için kablolu/kablosuz uzaktan kumanda kullanın, ya da "Otomatik zamanlama" ile çekim yapın. Canlı görüntü (Live view) moduna geçin. Şeklin tam ortasını netleyin, bir çekim yapın. Makinenizi ve diğer hiçbir şeyi hiç yerinden oynatmadan canlı görüntüyü kapatın (bu durumda sadece vizörden bakarak netleyebileceksiniz). Lensinizin odaklama halkasını biraz çevirin, yani odağı bozun (bunu yaparken, makinenin oynamamasına, eğer zoom lens ile deneme yapıyorsanız zoom halkasının oynamamasına çok dikkat edin). Vizörden bakarak tekrar şeklin tam ortasını netleyin ve bir kare çekin. Bu işlemi en 4 kez tekrarlayın. Her tekrardan önce odak halkasıyla odağı bozmayı unutmayın. Çektiğiniz fotoğrafları bilgisayarınızda açık, %100 büyütün. Canlı görüntü ile Vizör modda çektiğiniz fotoğrafları karşılaştırın. Fark görmüyorsanız odaklama probleminiz yok demektir. Canlı görüntü modunda çektiğiniz fotoğraf aşağıdaki "LV mode.jpg" dosyasındaki gibi olmalıdır (netlemede bir hata yapılmadıysa). LV Mode Eğer Vizör modda çektiğiniz fotoğraflar aşağıdaki "Vizor mode.jpg" dosyasına benziyor ise odaklama probleminiz var demektir. Vizör mode Peki bu durumda ne yapacağız? Kullandığımız her bir lensi kontrol edeceğiz, gerekli olanlar için kalibrasyon yapacağız. LENS KALİBRASYONU NASIL YAPILIR? Ekte gönderdiğim "Test Pattern 4.pdf" dosyasını bilgisayarınıza indirin ve kaliteli bir laser yazıcıdan çıktısını alın. Aldığınız A4 çıktısını düz (pürüzsüz) bir zemine bantlayın (ben bunun için evdeki dikdörtgen bir ekmek tahtasını kullandım). Bu düzeneği (ekmek tahtasını) bir masanın üzerinde, alt tarafı masanın size yakın kenarına en yakın (düşmeyecek) mesafede olacak şekilde masanın üstü ile yaklaşık 30 derecelik açı yapacak şekilde sabitleyin (ben arkasına kalınca 3 kitap ve onları destekleyecek ağır bir vazo kullandım. Bazı dokümanlarda 45 derece yapın diyor, ben daha hassas olması için 30 derece yaptım) . Üçayak üzerindeki makinenizi, masa düzlemine 30 derecelik açıyla yerleştirdiğiniz kağıdın tam ortasındaki (siyah zemin üzerine beyaz punto ile yazılı) "Focus" yazısının tam karşısına gelecek şekilde üçayağın yüksekliğini ayarlayın. Makineniz üçayak üzerinde yatay ve düşey konumda aynı düzlemde (terazisinde) olmalı. Üçayak ile birlikte makinenizi "Focus" yazısını netleyebileceğiniz en yakın mesafeye kadar yaklaştırın. Şekil 2 Çekim yapacağınız ortamdaki ışığın değişken olmamasına özen gösterin. Makine değişen ışık koşullarında netlemede zorlanabilir. Bu durumda sağlıklı bir sonuç elde etmeniz mümkün olmayacaktır. Makinenizde şu ayarlarda olduğundan emin olun: - AF Modu : Single Servo AF "AF-S" - AF Area Modu : Single point "Tek nokta AF" - Lensinizde VR özelliği varsa KAPATIN - ISO 100 - Menü > Ayarlar > "AF ince ayarı" Kapalı olduğundan emin olun - Makinenizde vignetting, distortion, chromatic aberration vs ayarları gibi önceden değiştirdiğiniz ayarlar varsa onları varsayılan değerlere getirin Makinenizi "A" moduna (diyafram öncelikli moda) alın, diyaframı kullandığınız lensin en açık diyaframına ayarlayın (ben 50mm f/1.4G lensim için diyaframı 1.4 olarak ayarladım). Perde hızını not edin (bende 1/320sn idi). Makinenizi "M" (Manuel) moduna alın (bu durumda benim örneğimde diyafram=1.4, perde hızı=1/320sn olacak). Çekim yapmak için deklanşör basışlarında titreşim yapmamak için kablolu/kablosuz uzaktan kumanda kullanın, ya da "Otomatik zamanlama" ile çekim yapın. Vizörden "Focus" yazısı tam ortaya gelecek şekilde netlemeyi yapın, fotoğrafı çekin. Çektiğiniz görüntü aşağıdaki "Normal focus.jpg" gibiyse, yani "This text should be ..." ile başlayan yazı en net, onun üzerinde ve altında kalan kısımlar eşit oranda netlikten bulanık olmaya başlıyorsa problem yok demektir. Normal focus Çektiğiniz görüntü aşağıdaki "Back focus.jpg" gibiyse, yani "This text should be ..." ile başlayan yazının üzerinde kalan kısımlar net, yazı ve altında kalan kısımlar bulanık ise Back focus probleminiz var demektir. Makineniz/lensiniz, sizin vizörden netlediğiniz alanın aslında daha uzağını netliyordur, odak kaçıklığı vardır. Back focus Çektiğiniz görüntü aşağıdaki "Front focus.jpg" gibiyse, yani "This text should be ..." ile başlayan yazının altında kalan kısımlar net, yazı ve üstünde kalan kısımlar bulanık ise Front focus probleminiz var demektir. Makineniz/lensiniz, sizin vizörden netlediğiniz alanın aslında daha yakınını netliyordur, odak kaçıklığı vardır. Front focus Back ya da Front focus probleminiz varsa nasıl gidereceksiniz? Yukarıda kullandığınız düzeneği ve ayarları hiç bozmadan aşağıdaki işlem adımlarını takip edin. Makinenizde; Menü > Ayarlar > "AF ince ayarı" Açık duruma getirin. Front focus probleminiz varsa, yani makineniz/lensiniz olması gerekenden daha yakını netliyorsa; "Varsayılan" değeri artı yönde arttırın. Ben bu durumda sırasıyla +5, +10, +15 ve +20 yaparak her defasında bir (toplamda 4) kare çektim. Her işlem başında odaklama halkasından odağı bozun (ki her çekimde makinenizin AF mekanizması yeniden netlesin). Duruma göre netliğe en yakın olanı ("Normal focus.jpg" e en yakın olanı) seçtim. Varsayalım ki bu değeri en iyi +10 iken yakaladıysam, yukarıdaki işlemi +5 ile +15 arasında her adımda birer birer arttırarak toplamda 11 kare çekerek tekrarladım. çektiğim her fotoğrafı teker teker kontrol ettim. En ideal ayarı buldum ve "Varsayılan" kısmını bu değere ayarladım ve kaydettim. Aynı işlemi Back focus için bu kez (-) değerler için tekrarlayın ve en ideal ayarınızı kaydedin. Yukarıdaki işlem adımları her bir lensiniz için en başından başlayarak tekrarlayın. Zoom lenslerimizi nasıl kalibre edeceğiz? Zoom lensler için önerilen yöntem en sık kullandığınız odak uzaklığında bu işlemleri yapmanız ve ayarları bu odak uzaklığına göre kaydetmeniz şeklindedir. Peki her odak uzaklığında eşit oranda kullanıyorsanız ne olacak? Bu durumda; en yakın ve en uzak odak uzaklıklarında bulduğunuz ideal ayarların ortasında bir değeri en ideal ayar olarak almanız öneriliyor. Test Pattern 3.pdf8 puan
-
Merhaba, Bu adreste uzun pozlama tekniğinde kullanıcıların yaptığı 10 genel hatadan bahsediliyor. Konuyla ilgili kişilerin ilgisini çekebilir düşüncesiyle bazı yerlerde kendi tecrübe ve yorumlarımla paylaşmak istedim. Özetle şunları diyor: 1. VR lens kullanıyorsan, VR Özelliğinin aktif olması VR aktif olmasın. çünkü uzun pozlama yapacaksanız mutlaka bir üçayak kullanıyorsunuzdur. Makineniz üçayakta iken VR kapalı olmalı. 2. Ayna kalkık "Mirror lock-up" mod kullanımının unutulması DeklanşÖre basınca titreşim oluşacağından bu mod açık olmalı. Kablolu uzaktan kumanda kullanıyorum buna ne gerek var demeyin, çünkü aynanın kalkması bile bir titreşim oluşturabilir. Aynasız gÖvde kullananlar bu adımı geçebilir. 3. Pahalı olması nedeniyle Geçişli ND filtre kullanılmaması Bazı durumlarda ortamdaki ışık geçişlerinin pozlamada fazla fark yaratmaması (mesela ufuk çizgisi üstündeki gÖkyüzü ile altındaki denizin arasında keskin bir ışık farkını olmaması gibi) durumlarında geçişli ND filtre kullanılmalı. 4. Perde hızını azaltmak için diyaframın çok kısılması (mesela f/22 gibi) Evet, diyaframı kısmak size birkaç durak kazandırır, ama çok kısık diyaframlarda optik bozulmalar başlayacaktır. O nedenle; bu gibi durumlarda diyaframı an fazla f/11 lerde tutun, mümkünse ISO'yu azaltın ya da güçlü filtre kullanın. Diyaframı çok kısmak en son çare olmalı. 5. ISO kavramının unutulması ISO, uzun pozlama en güçlü yardımcınızdır. çoğu zaman ISO ayarlarını değiştirmek unutulur. Unutulmamalı ki günümüz gÖvdelerinde 50, 75, 100 ISO Özellikleri var, bu da size 2 durak kazandıracaktır. 2 durak uzun pozlama için size dakikalar kazandırabilir. 6. çekim esnasında kendimizi stüdyoyada zannetmemiz Stüdyo ortamında çekim yaptığınızda sizi ve çalışmanızı etkileyecek çok fazla etmen yoktur. Ama eğer bir deniz kenarında çekimdeyseniz, fırtınalı bir hava, denizden gelen su zerreleri kullandığınız filtreleri ıslatacak ve kirletecektir. Yanınızda mutlaka temizlik seti bulundurun. Açık hava deyip yanılmayın, hava her an değişiklikler gÖsterebilir. 7. Düşük kalite filtre seçimi Filtrelerimizi her zaman objektifimizin Önüne koyarız. Bu da optik sistem kalitesi kaçınılmaz olarak bir miktar düşürür. Kaliteli ama gerekli filtreler edinin. Filtrelerin tüm serisine ihtiyacınız olmayabilir. ISO ve diyafram ile birçok kısmı filtresiz halledebilirsiniz. çok gerekli durumlar için kaliteli filtreler kullanın. Binlerce dolar verip, gÖvde ve objektif aldınız unutmayın. 8. Rüzgarı Önemsememek. çok rüzgarlı havalarda çekim yapıyorsanız çok stabil ve sağlam bir üçayağa ihtiyacınız var. Hatta bazı durumlarda bu da yetmez, üçayağınıza ağırlıklar bağlamanız gerekebilir. Eğer orta kısmı yukarı çıkabilen bir üçayak kullanıyorsanız, bu kısmı çok mecbur kalmadıkça asla yukarı doğru çıkarmayın. Bunun yerine ayakları açmayı (yükseltmeyi) deneyin. Aksi durumda üçayağınızın areodinamik dengesi bozulacak, dış ortamdan alacağı titreşimlere daha duyarlı olacaktır. 9. Optik bakaçın (vizÖr) kapatılmaması Uzun pozlama esnasında bakaç mutlaka kapatılmalıdır. Dış ortamdan bakaç içinden geçen ışık gÖvde içine girecek ve fotoğrafınızda sorun yaratacaktır. GÖvde üzerinde bakaçı kapatacak bir kapak yoksa üzerine mutlaka birşey Örtmelildir (el ile kesinlikle kapatmayın, titreşim yaratırsınız). 10. Filtre üreticilerine güvenmek 6 duraklık bir ND filtre aldığınızda size 6 durak kazandırmasını beklersiniz. Ne yazık ki gerçekte durum bÖyle olmuyor. En kalitelilerinde bile 1/2 durak fark olabiliyor. Bu da uzun pozlamada size dakikalar mertebesinde hata demek. Eğlenceli çekimler dilerim.8 puan
-
Merhaba Nikontürk Kullanıcıları; Sizler İçin, daha Kolay ve Hızlı bir Şekilde Makinanızın Shutter(Perde) Sayısını Ögrenmeniz İçin Böyle Bir Çalışma Yaptık.. Program Kullanımı Oldukca Basittir. Program Kurulum Gerektirmez Program Çalıştırmanız Yeterlidir. Program Kullanımında makinamızla en son çektimiz "RAW" Formatlı yani *.nef Uzantılı Bir Fotoğrafı Programa Göstermeniz Yetiyor.. Tüm Sorunlarınızı Buraya Sorabilirsiniz.. Programdan Örnek Bir Ekran Görüntüsü Programı Burdan İndirebilirsiniz.. Nikonturk_Shutter_Sayim.zip İndir...8 puan
-
Bu yazıda DSLR kameralarda özellikle de Nikon markasındaki otomatik netleme sisteminin nasıl çalıştığını ve kamerada bulunan netlik noktası, netlik noktası türleri, netlik modları ve otomatik netlik (AF) alan modları hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Umarım konuyu merak eden arkadaşlara yardımcı olur... www.mansurovs.com' dan Türkçeye çevrilmiştir. OTOMATİK NETLEME SİSTEMİ (AF) NASIL çALIŞIR Kameralarda otomatik netleme (AF) sistemi Aktif ve Pasif olmak üzere 2 gruba ayrılır. AKTİF AF SİSTEMİ Bu sistemde kamera kızılötesi ışınları cisme gönderir ve cisme çarparak geri dönen ışınlar sayesinde cisimle kamera arasındaki mesafe hesaplanır ve cisme olan netlik bu bilgiye göre yapılır. Ancak düşük ışık koşullarında maalesef çalışmaz. Bu sistem durağan ve 4-6 metre gibi mesafelerdeki cisimlerin fotoğraflanmasında kullanılmaktadır. Hareketli cisimlerin netlenmesinde kullanılmamaktadır. Canon ve Nikon kameralarda AF yardımcı ışığı ile yapılan çekimlerde Aktif AF sistemi kullanılmaktadır. PASİF AF SİSTEMİ Bu sistem Aktif AF sisteminden çok farklı çalışmaktadır. Faz Algılama denilen sistemle (Phase Detection) lensten geçen ışığın özel bir algılayıcıya veya kameranın kendi görüntü alıgılayıcısına düşürüldüğü Kontrast Algılama (Contrast Detection) denilen yöntemi kullanılmaktadır. Kontrast algılama ile netlik nasıl yapılıyor? Kamera fotoğrafı çekilecek konudaki kontrast’ın en yoğun olduğu yeri arar. Kontrastın yüksek olduğu yer nettir. Eğer bulamazsa karedeki başka noktalardaki kontrast yerleri arar. Bu ise Pasif AF sistemin netliği yapabilmesi için yeterli kontrastın olması gerektiği anlamına geliyor. Lens, tek renkli veya pürüzlü bulanık bir yüzeyde netliği aramaya başladığında netlik başarısız olur. çünkü kameranın netlik yapması için cismi kenarı ile birlikte daha doğrusu kenardaki kontrastı algılaması gerekir. Gelişmiş DSLR kameralar hem Faz hemde Kontrast algılamaya yöntemlerini, gerektiği zaman kullandıkları halde tüm aynasız kameralar, bas-çek dediğimiz ayarsız otomatik ve video kameralar sadece kontrast algılayarak netliği yaparlar. Kontrast algılama ile yapılan netlikte ışığın direkt olarak görüntü algılayıcısına gelmesi gerekir. DSLR kameralarda bulunan arka LCD’den çekim yapılmak istendiğinde (Liew-View) kamera aynasını yukarı kaldırır ve algılayıcıya ışığı direkt olarak göndererek bu fonksiyonu yerine getirir. Kontrast algılama sistemi daha çok durağan konuların netlenmesinde kullanılırken Faz algılama sistemi ise hareket eden konuların netlenmesinde kullanılmaktadır. Kontrast algılama sistemi özellikle çoğu zaman düşük ışık koşullarında Faz algılamaya göre daha hassastır. Faz algılama yöntemi kullanan DSLR kameralarda netliği yapmak için bir veya daha çok netlik noktası seçmek zorundayken, kontrast algılamalı sistemde tüm karedeki (en uç köşeler dahil) kontrast algılanarak daha esnek netlik yapılır. DSLR kameralarda arka LCD’ den yapılan çekimlerde kullanılan kontrast algılama yönteminin dezavantajı son derece yavaş olmasıdır. DSLR kameralarda video çekiminin giderek önem kazanması nedeniyle bu yavaşlığın üreticiler tarafından ilerde düzeltileceğini düşünülmektedir. DSLR kameranızın önünde AF yardımcı ışığı varsa bu Aktif AF sisteminin bir parçası değildir. Tıpkı flaşta olduğu gibi konunuzu aydınlatırlar ve kameranın Pasif AF sisteminden faydalanır. NETLİK NOKTALARI Netlik noktaları vizörünüzden baktığınızda gördüğünüz küçük içi boş kare veya noktalardır. üreticiler giriş seviyesi ve profesyonel seviye kameraları birbirinden ayırmak için farklı AF sistemleri kullanmaktadırlar. Profesyonel seviye DSLR kameralarda bu netlik noktaları çeşitli ayar seçenekleriyle ayarlanabilen gelişmiş özellikler barındıran ve çok sayıda noktadan oluşurken, giriş seviyesi DSLR modelleri temel AF gereksinimlerini karşılayacak şekilde ve az netlik noktası içerecek şekilde tasarlanmaktadırlar. Bu netlik noktaları Faz algılamanın bir parçasıdırlar ve herbir netlik noktasındaki kontrast kamera tarafından algılanmaktadır. Netlik noktalarının yerleşimi ve sayısı sadece kamera üreticilerine göre değil kamera modeline göre de değişmektedir. Yukarıda solda gördüğünüz üzere Nikon D5000’ de 11 tane netlik noktası ve sağda Nikon D300s’ de ise 51 tane netlik noktası bulunmaktadır. Büyük fark netlik noktasının sayısındadır. Peki netlik noktası sayısı önemli midir? Elbette ama tek başına yeterli değildir. Eğer netlik nokta sayınız fazlaysa kompozisyonunuzu yapıp, karenin özel bir kısmına netlik yapmak istediğinizde; Kamera özellikle hareketli bir konuyu (spor ve vahşi hayat konuları için son derece uygundur) bu farklı netlik noktaları arasında takip etmek için kullanır. Oysaki netlik noktalarının tamamı fark yaratmazlar. Farkı yaratan netlik noktasının türüdür. NETLİK NOKTASI TüRLERİYukarıda açıklandığı üzere sadece netlik noktası sayısı AF sistemlerinde önemli bir faktör değildir. Bunun yanı sıra netlik noktasının türü de hassas sonuçlar almak için son derece önemli bir konudur. 2 Tür netlik noktası algılayıcısı vardır. 1-) Dikey tip 2-) çapraz tip Dikey tip algılayıcı boyutsal ve sadece dikeydeki kontrastı algılar. çapraz tip algılayıcı ise 2 boyutludur ve hem dikey hemde yataydaki kontrastı algılarlar. Ayrıca çapraz tip algılayıcı dikey algılayıcıya göre daha hassastır. Bu ne anlama geliyor. Kameranızın AF sistemindeki çapraz tip algılayıcı ne kadar fazlaysa netlik o kadar hassas ve daha iyi yapılacak demektir. Bu nedenle yeni kamera duyurusu yapıldığında; kamera modeliyle ilgili tipik olarak şunlar söylenir. Bu kamerada X tane netlik noktası ve Y tane çapraz tip netlik algılayıcısı bulunmaktadır. üreticiler yeni kamera özelliklerini belirtirken netlik noktası sayısını ve özellikle çapraz tip algılayıcı sayısı fazlaysa gururla belirtirler. örneğin Nikon D7000’ de 39 tane netlik noktası ve 9 tane çapraz tip algılayıcıya sahiptir. Bu demektir ki 39 tane netlik noktası var ve bunlardan 9 tanesi çok hassas. Kamera alacağınız zaman ve özellikle spor ve çok hızlı vahşi hayat fotoğrafı çekecekseniz bu konuya çok dikkat etmeniz gerekir. AF PERFORMANSI ETKİLEYEN DİĞER FAKTöRLER Yukarıda toplam netlik noktası sayısının ve türünün çok önemli olduğunu gördük. Oysaki bu 2 konu hassas netlik için yeterli değildir. AF performansını ciddi olarak etkileyen diğer bir faktörde ışığın miktar ve kalitesidir. Şimdiye kadar kameranızın AF sisteminin gün ışığında ve parlak ışık koşulları altında çok mükemmel sonuçlar verdiğini ve iç mekanda az ışıkla mücadele etmeye başladığınızda ise size ızdırap verdiğini biliyorsunuz. Durum neden böyle? çünkü düşük ışık koşullarında kameranızın kontrastı algılaması çok zordur. Pasif netleme sisteminin lensten geçen ışığa güvendiğini hatırlayın. Eğer ışığın kalitesi zayıfsa, bu durum netlik performansına yansır. Işığın ve lensin kalitesinden konuşalım; AF performansı etkileyen en önemli faktörlerden biri lensin kalitesi ve en büyük diyafram açıklığıdır. Eğer elinizde eski bir lens varsa ve bu lensin merceklerinde fiziksel olarak küf mantarı, kir, içerde çok fazla toz ve öne/arkaya netleme problemleri bulunuyorsa AF performansınızın size ızdırap vereceği kesindir. Lensin açıklığına gelince diyafram açıklığı f/2,8 olan profesyonel seviye lenslerin f/5,6 lenslere göre daha hızlı olması bir nedendir. Tüm dijital kameralarda netlik diyafram en açık değerdeyken yapılır. Diyaframı f/16’ ya aldığınızda; netlik yine en açık diyafram üzerinden yapılır ve f/16 değerini ancak fotoğraf çektiğinizde kamera ölçtüğü diyafram (f/16) ve perde hızı değerlerini uygular ve ancak o zaman bu değeri alırsınız. Bu nedenle f/1,4 gibi çok hızlı lensler dışındaki diğer lenslerle AF performansı açısından büyük diyafram değerleri kullanmak daha iyi sonuçlar vermektedir. AF performansı açısından lenslerin en açık diyafram değeri f/2,0 veya f/2,8 arasında olması idealdir. F/5,6 gibi küçük diyafram değerleri olan lenslerle netlik yaparken lensin içinden geçen ışık miktarı az olduğu için netlik çok zor gerçekleşmektedir. Ayrıca f/1,4 gibi çok açık diyafram değerleri ile çalışmak hem AF performansını olumsuz yönde etkilemekte hemde çok sığ alan derinliği sağlamaktadır. Son olarak bir kamerada bulunan AF sisteminin kalitesi ve sağlamlığı son derece önemli bir etkendir. örneğin spor ve vahşi hayat fotoğrafı çeken profesyoneller için geliştirilen Canon 1D Mark III piyasaya ilk çıktığında yaşanan korkunç AF problemleri nedeniyle birçok kullanıcı bu olaya çok sinirlenmiş ve Canon’ un bu hatasını bir yazılımla düzeltmesini beklemişlerdi. Birçoğu bu nedenle Canon’ u bırakıp Nikon’ a geçmişti. Kamera tüm AF özelliklerini barındıracak şekilde üretilmişti ama AF sistemi çalışması gereken şartlar çalışmıyordu. Eğer en iyi AF performansı verecek modern DSLR kamera arıyorsanız ve özellikle spor ve vahşi hayat fotoğraflamak amacınız varsa Nikon ve Canon size çok gelişmiş ve sağlam AF sistemleri sunmaktadırlar (Diğer üreticiler ise onlara çok yakın sistemler geliştirerek, bu teknolojileri bir şekilde yakalamaktadırlar). DSLR NETLİK MODLARI Günümüzde, Birçok kamera çeşitli durumlar için bir sürü farklı netlik modlarına sahiptir. Fotoğrafını çekeceğiniz konu durağan bir portre olabildiği gibi koşan bir insan veya havada uçan bir kuşda olabilmektedir. Durağan konuları fotoğraflarken önce netlik yapar sonra fotoğrafı çekeriz. Eğer konunuz hareket ederse o zaman netliği tekrar yapıp fotoğrafı tekrar çekersiniz. Eğer konunuz sürekli hareket ediyorsa; Kameranızın bu harekete göre netliği otomatik olarak tekrar yapması gerekir. İyi haber DSLR kameranızda bu tip durumlarda kullanmak üzere çeşitli fonksiyonlar bulunmaktadır. Şimdi bu detayları inceleyelim. TEK NETLİK MODU (SINGLE AREA FOCUS MODE) AF-S Tek alan AF; Nikon tarafında AF-S, Canonda ise “One Shot AF†olarak bilinir. Vizörünüzdeki netlik noktalarından birini netlik yapmak için seçersiniz ve kameranız da sadece bu noktadaki kontrasta bakar. Deklanşöre yarım basılı tuttuğunuzda veya bu fonksiyonun özel olarak yapılması için atanmış bir AF tuşuna (eğer varsa) bastığınızda; Eğer konunuz hareket ediyorsa kamera öncelikle netlik yapmaya gayret eder. Netliği yapamazsa, siz deklanşöre basmaya devam etseniz bile kilitlenir netleme yapmaz. Bu modda kameranız fotoğrafı çekmeden hemen önce konunuza netliği yapar ve kilitler. Eğer netleme yapılmadan konunuz hareket ederse veya netleme başarısız olursa deklanşöre bastığınızda fotoğraf çekemezsiniz (netlik olmadığı için). Nikon D300s gibi bazı kameralarda AF kullanıcı menüsünde bulunan netlik tam yapılmadan bile fotoğrafı RELEASE (çek) seçeneğini seçerseniz, netlik tam yapılmadan da kameranız fotoğrafı çeker. AF-S moduyla ilgili bir kaç şeyi daha not edelim. Kameranıza kızılötesi AF yardımcı aydınlatması bulunan harici bir flaş taktığınızda; Bu aydınlatmanın çalışması için kameranın AF modunun AF-S ‘ye ayarlanmış olması gerekir. Kameranızın önündeki AF yardımcı aydınlatma ışığı da yine AF-S modunda çalışır. SüREKLİ NETLİK / AI SERVO FOCUS MODE (CONTINUOUS FOCUS MODE) AF-C Tüm modern DSLR kameralarda bulunan ve markalara göre adına Nikonda sürekli çekim (AF-C) ve Canonda ise “AI SERVO†denilen netleme modudur. Bu modda kameranız hareket halindeki konunuzu izler ve bu mod özellikle vahşi hayat ve durağan olmayan konular için uygundur. çalışma prensibi ise; Konunuzun hareketini analiz eder, yani konunuzun nerede olacağını tahmin ederek netliği cismin olacağını tahmin ettiği son noktaya yapar. Sürekli netlik modunun güzel özelliği, eğer konunuz hareket ederse, netliği ona otomatik olarak yapar. Sadece parmağınızı deklanşöre yarı basılı tutmak yada bu işlem için özel olarak yapılmış bir AF tuşuna (eğer varsa) basılı tutarak kameranızın konunuzu izlemesini sağlayabilirsiniz. Tek alan AF (AF-S) ile sürekli alan AF (AF-C) modunu karşılaştıracak olursak; Sürekli AF modu genellikle ayarlanabilen (özellikle üst sınıf DSLR modellerinde) ve konuyu tek nokta veya çoklu nokta ile izleme fonksiyonu gibi karışık konuları içermektedir. TEK/SüREKLİ KARIŞIK MOD (SINGLE / CONTINUOUS HYBRID MODE) AF-A Bazı kameralar Nikon’un AF-A ve Canon’un “AI FOCUS AF†dediği basit olarak; kameranın tek nokta netlik ile sürekli netlik modları arasında geçiş yapabildiği moddur. çalışma şekline gelince; Kamera konuya netliği hareketsizken yapar ve konunuz hareket ederse otomatik olarak sürekli netlik moduna geçerek netliği takip eder. Alt sınıf Nikon DSLR kameralarda kameranın AF sistemi için varsayılan bu mod (AF-A) birçok durumda çok işe yaramaktadır. Bu mod yeni başlayanlar için geliştirilen bir mode olduğundan üst sınıf modellerde bulunmamaktadır. TAM ZAMANLI OTOMATİK NETLEME (FULL-TIME SERVO FOCUS MODE) (AF-F) Bu yeni netleme sistemi AF-F adında Nikon’ un yeni geliştirdiği ve video özelliğinde ön izlemeli çekim devam ettiği sürece netlik yapan sistemin adıdır. Hızlı konuları netlemede çok iyi değil ama gelecekte çok iyi olacak gibi görünüyor. Nikon’un bu özelliği daha hızlı ve daha kullanışlı hale getirmesi gerekli. AF ALAN MODLARI DSLR kamera üreticileri fotoğrafçıların çekecekleri konuya göre seçecekleri AF-S, AF-C, AF-A ve AF-F gibi bir sürü otomatik netlik modlar geliştirmişler. Bunlar zaman zaman kullanıcıların kafalarını karıştırabilmektedir. Birçok giriş seviyesi ve yarı profesyonel kameralar bu fonksiyonları menülere eklerken D300s, D700, D3s, D3x gibi profesyonel kameralar ise bu fonksiyon için kameranın arka tarafına bu modları seçen düğme tasarlamışlardır. Peki bu modlar ne işe yarıyor. Şimdi sırayla bu konuyu inceleyelim. TEK NOKTA AF ALAN MODU (SINGLE POINT AF AREA MODE) Nikon’da “Tek Nokta†ve Canon’da “Manuel AF Nokta†denilen tek nokta AF alan modunu seçtiğinizde; Kamera, sadece vizörde görerek seçtiğiniz bu noktaya netlik yapar. Eğer netlik noktasını yukarı, aşağı, sağa, sola değiştirdiğinizde kamera, seçtiğiniz noktada bulunan kontrast dikey ve çapraz tip algılayıcılar tarafından algılanarak netlik sadece o noktaya ayarlanır. Bu mod genellikle manzara, mimari ve diğer durağan konuları fotoğraflamak için daha uygundur. DİNAMİK AF ALAN MODU (DYNAMIC AF AREA MODE) Nikon’ da “Dinamik†Canon’da ise “Genişletilmiş Netlik Noktası†denilen bu modda vizörde gördüğünüz netlik noktalarından birini seçiyorsunuz ve kamera bu istediğiniz noktaya başlangıçta netlik yapıyor. Yani başlangıçta tek noktaya netlik yapılyor ve eğer konunuz hareket ederse; Kameranız seçtiğiniz netlik noktasının çevresindeki netlik noktalarından faydalanarak, konunuzun hareketini izler ve konunuza olan netliği korur. Bu sırada kameranızı konunuzun hızına uygun şekilde hareket ettirerek konunuzu başlangıçta seçtiğiniz netlik noktalarına mümkün olduğu kadar yakın olduğuna emin olmaya çalışırsınız. Dinamik alan netleme sistemi kuşlar gibi hızlı hareket eden konularda kullanmak için çok iyidir. çünkü kuşları uçarken netlemek çok zordur. Yüksek model DSLR kameralarda tüm netlik noktalarından seçtiğiniz bir grubu bu tür çekimler için kullanma şansınız vardır. örneğin Nikon D7000 modelinde Dinamik netlik modunda netlik noktalarını 9, 21 ve 39 adet gruplara bölerek kullanmak mümkün olmaktadır. Eğer fotoğrafını çekeceğiniz konuyu kadrajın ufak bir parçasında izlemek istiyorsanız Dinamik AF modunu 9 tane netlik noktasına, tüm karede izlemek istiyorsanız o zaman Dinamik AF modunu 39 tane netlik noktasını izleme fonksiyonuna ayarlayabilirsiniz. 3D İZLEME MODU (3D TRACKING MODE) Son olarak Nikon’un bir çok modelinde; Netliği baştan sizin seçtiğiniz bir noktaya yapan ve konunuz hareket ettiğinde ise kameranın hareket eden konunuzu izlediği “3D İzleme Modu†bulunmaktadır. Bu modun özelliği; netliği ayarladığınız noktadaki renkleri okuyan özel bir algoritma kullanmasıdır. Yani sizin izlenmesini istediğiniz yerdeki rengi hafızasına alarak o renk karede nereye giderse oraya netlik yapmaktadır. En büyük avantajı konu hareket ettiği zaman netlikle uğraşmayıp, konunuzun kadrajınızdaki kompozisyonunu tekrar yapabilmenize olanak vermesidir. örneğin havada uçan siyah kuşların arasında bir tane beyaz kuş varsa ve onu izlemeye aldıysanız; kuş veya kameranız hareket ettiğinde sistem netliği korur ve size değişen duruma göre yeniden kadraj yapma şansı verir. İzleme Modu ve Dinamik Netlik Alan Modu arasındaki fark; Dinamik netlik alan modunda 9 veya 21 nokta için netliğin izlenmesini istediğiniz durumda ortaya çıkıyor. Eğer konunuzun netliğinin takip edilmesini istediğiniz 9 veya 21 noktalı izlemeyi seçtiyseniz; Konunuz bu noktaların dışına çıkarsa, kameranız konunuzu izlemeyemiyor. Ancak 3D izleme fonksiyonu ise konunuz seçtiğiniz netlik noktasından çok farklı bir yere gitse bile kameranız tüm karedeki seçilebilen noktaları tarayarak konunuzun en son nerede ise o netlik noktasını göstererek izleyebiliyor. OTOMATİK AF ALAN MODU (AUTO AF AREA MODE) Nikonda “Auto-Area AF†ve Canon da ise “Automatic AF Point Selection†denilen "Gör ve çek" diyebileceğimiz netliğin yapıldığı yöntemdir. Neyi fotoğrafladığınıza bağlı olarak, kamera netliği yapar. Karedeki insan teninin rengini algılayarak netliği öncelikle ona yapan çok güzel karmaşık bir teknoloji kullanmaktadır. Eğer karede birden fazla insan teni algılarsa, o zamanda netliği kameraya en yakın olana yapar. Eğer karede bir insan yoksa, kamera bu seferde kendisine en yakın ve en büyük nesneye netlik yapar. Bu modda kamera kendisinin netlik yaptığı noktayı ekranda sizin görüp onaylamanız için gösterir ve deklanşöre bastığınızda ise netliği oraya yapar. DİĞER AF ALAN MODLARI Piyasaya yeni çıkan Nikon D7000 gibi kameralara “Yüz Tanıma AFâ€, “Geniş alan AFâ€, “Normal Alan AF†ve video çekimi için geliştirilen “Konu İzleme AF†yani AF-F gibi bazı otomatik netlik modlar geliştirilmiştir. Bu modlar büyük bir ihtimalle Nikon’un gelecekteki DSLR modellerinde kullanacağı video yeteneğini daha da iyileştirmek için geliştirdiği özelliklerdir. Bu özelliklerin hem kameraya has bir özellik olması hemde büyük bir ihtimalle yeni modeller çıktıkça bu özellikler değişeceği için tek tek detaya girilmeyecektir. www.mansurovs.com sitesinden çeviren ümit Alper TüMEN7 puan
-
Nikon Fotoğrafçılık Eğitim Seti, nikon kamera ile fotoğraf çekimi ve kamera kullanımı hakkında bilgi veren eğitim setidir. Nikon Fotoğrafçılık seti ile nasıl fotoğraflar çekilir en ince detayına kadar öğrenebileceksiniz, videolu anlatımdır. http://turbobit.net/5pzs4cmyofof.html7 puan
-
Ben sokakta yÜrÜrken boynunda kamera asılı birini gördÜğÜme tam böyle dÜşÜnmÜyorum. O kişinin bunu gerçekten profesyonel işi gereği mi, ciddi bir hobi gereği mi, ya da hava atmak için mi yaptığını tam nasıl anlayacağız? Her boynuna kemara asılı birini hava atan görgÜsÜz sınıfında mi değerlendireceğiz?. Sırf bu yÜzden çok istediğim halde makinemi her zaman yanımda taşıyamıyorum. Makinem yapısı gereği gövde olarak bÜyÜk, bir de gezi lensim 24-70mm ile daha da bÜyÜk görÜnÜyor. Sırf insanların bu tip dÜşÜnceleri için daha kÜçÜk ve belki de kompak bir gövde almak istemiyorum. Makinem yanımda olduğu zamanlarda mecburen omzuma asılı şekilde geziyorum. Askısında birçok yerinde kocaman puntolarla "Nikon D800" yazıyor. Yine bu yÜzden, insanlar hava attığımı sanmasınlar diye (!) askısının içini yani yazısız tarafını kullanıyorum. Geçen hafta sonu çeşme Alaçatı'daydık, makinem yine aynı şekilde omzumda asılı ve her zaman çekime hazır durumda bekliyordu. Sokak aralarında neşeli bir grup dikkatimi çekti. Yaşları 20-30 arasında olan, aralarında bazen ingilizce bazen (galiba) italyanca ve benim anlayamadığım bir dil konuşan, yaklaşık 15 kişilerdi ve her birinde değişik marka ve boyutlarda makineler mevcuttu. Dar Alaçatı sokaklarının birindeki bir yapının çok renkli ve ilginç kapısının önÜnde pozlar vererek birbirlerinin fotoğraflarını çekiyorlardı. İçlerinden bir tanesi çok dikkat çekiciydi. Yaklaşık 25 yaşlarında, elinde 24-105mm lens takılı ve tepe flaşı takılı Canon 5D Mark III vardı. Boynunda ise Mamia C22 asılıydı. Nasıl? İlk bakışta tam bir görgÜsÜz değil mi? Aralarından geçerken bendeki donanım da onların dikkatlerini çekmişti, karşılıklı gÜlÜmseyerek geçtik. Köşedeki, her zaman oturduğumuz, nefis çayı eşliğinde sakızlı kurabiyelerini tatmadan geçmediğimiz cafede eşimle otururken bahsettiğim grup ta aynı cafeye geldiler. Zaten çok kÜçÜk ve az oturma yeri olan cafe onlar sayesinde birden hareketlendi, neşelendi ve kalabalıklaştı. Az önce Mamia ile gördÜğÜm genç hemen yanıma oturdu. Koyu bir sohbete daldık. Mamia yı sordum, bakabilir miyim dedim. 1968 model olduğunu söyledi. Lensin Üzerinde "Sekor 80mm f/2.8" yazıyordu (cep telefonuma not almıştım). İlk kez böyle bir makineyi elimde tutuyordum. Makine babasından yadiyarmış, "gözÜm gibi bakıyorum" dedi. Sırt çantasından tabletini çıkardı ve Mamia ile çektiği fotoğrafları gösterdi albÜmÜnden. Muhteşem fotoğraflardı. Milano'da moda fotoğrafçısıymış. Gruptaki diğer gençler de değişik Ülkelerden (ağırlıklı olarak iskandinav) gelmişler, kÜçÜk bir TÜrkiye turu yapıyorlarmış. Makinemi sokakta taşırken benim yaşadığım stresi, mahalle baskısını onlarda hissetmedim. Galiba biz bu işi biraz gereksiz abartıyoruz. Hep içimde ukde olan fotoğraf çekme hobime biraz geç başlamış biri olarak söylÜyorum: Fotoğraf, ne amaçla yapıyor olursanız olun, gerçekten de hayata, insanlara, objelere, doğaya bakış açınızı kökÜnden değiştiriyor, rehabilite ediyor sizi. Renkler sizin için daha bir farklı oluyor, ışığın gizemini keşfediyorsunuz. Ben çok amatörÜm ve sanırım bu hep böyle kalacak. Uzun oldu, farkındayım. Bırakalım amacı ne olursa olsun, insanlar, gençler omuzlarında dahili flaşları açık fotoğraf makineleriyle gezsinler. Hatta hava atsınlar. Tek derdimiz bu olsun. Herkese iyi pazarlar.7 puan
-
Selçuk Bey; Maşallah ne betimlemeler yapmışsınız. Sonunda "katil uşak" çıkacak zannettim.7 puan
-
7 puan
-
Adobe Camera Raw ile Raw İşleme Dersi7 puan
-
Mehmet Bey, böyle olmaz ama, neler saçmalıyorsunuz! öyle armut piş ağzıma düş falan! Bu işe yıllarını veren profesyoneller varken, amcanızın en güzel gününü rezil etmeyin, değmez. Kitapçılarda birçok tıp kitabı var, onları bulup okumaya çalışın. Youtube, Vimeo gibi sitelerde çeşitli ameliyatlar var, onları bulup izlemeye çalışın. önce yara bandı ve oksijenli sudan başlayıp dizi-kolu kanayan arkadaşlarınız ve çocuklarla ilgilenin. Yara bandı size yetmemeye başlayınce yavaş yavaş sargı bezi ve ağrı kesiciye geçersiniz. Pansuman yaptıkça kendi kendinize dikiş atmayı öğrenirsiniz. Zaten sonra bir neşter almanız gerekiyor (her doktorun çantasında bir tane olmalı). Tabi ışıklandırma da önemli, keseceğiniz yeri görmek için. Bir hastaneye giderseniz bu malzemeleri deneyip, size uygun olanları ameliyat malzemeleri satan yerlerden alabilirsiniz. Testere, bistüri, yatak vs.. gibi malzemeler de almanız gerekir ama bunları yavaş yavaş, ameliyata alıştıkça alırsınız. Kestikçe alışırsınız, alıştıkça kendinize bir asistan tutarsınız (hemşire de deniyor) ki terinizi silsin. İyice uzmanlaşınca anestezist de kiralamanız gerekebilir belli ameliyatlar için. Size tavsiyem, şimdilik amcanıza bir doktora gitmesini söyleyin. Olmadı ameliyata siz de girersiniz. Eliniz alışsın diye, belki asistanlık falan yaparsınız (dikiş dikebiliyormuşsunuz, mesela ameliyat sonunda dikişi siz atın, fazla kanı ve doktorun alnındaki teri silin). Unutmayın, bu iş yaptıkça öğrenilen bir iş. ne kadar keserseniz o kadar iyileşirsiniz. Kanınız bol olsun!7 puan
-
Dedy Gunawan Brizadly Arifin Berthy Harlanto Yahya Taufikurrahman Ursula Abresch Tomas Rak Susanto Ng Robertus A S Reza Hilmy Ralf Greiner Nordin Seruyan Magdalena Wasiczek Magdalena Wasiczek Juliana Nan Iryna Melnyk Ingo Dumreicher Hendra Senjaya Heidi Westum Heidi Westum Christophe Kiciak Brizadly Arifin Berthy Harlanto Barbara Hawthorne Andiyan Lutfi Andiyan Lutfi7 puan
-
Görsel olarak daha faydalı olacağını düşündüm. Konuyla ilgili video dersi hazırladım, umarım faydası olur.7 puan
-
Merhaba Nikontürk üyeleri Bu Konuda Sizlere Kullandınız DSLR Makinalarınızın Yazılım Versiyonunu Nasıl Güncelleme Yapılcağını Anlatıcaz.. İlk Önce Kabataslak Mantığı Anlatmak Gerekirse; Nikon Global Sitesinden Çektiğimiz Yazılım Dosyalarımızı Bir Aktarım Aracı Sayinse ya USB Kablo ile Makinamızı PC'ye Bağlayıp Aktarım Sağlamak yada Makinamızın Hafiza Kartını Çıkartarak Kart Okuyucu Sayesinde Yazlım Dosyasını İÇine Atmakdır sonrasında Makinamızı AÇarak Menüden Yazılım Güncelleme BÖlümünde Attığınız Yazılım Dosyasını Makina Otomatik Tanıyarak Size Yazılımı Güncelleme İmkanı Verecektir. Makinalarımız Genel Olarak 2 Adet Yazılım Kullanırlar A ve B Olmak üzere. 1 - Önemli ve Gerekliler. Makinamız Bataryası Tam Dolu Olmalıdır. Kullanıcağımız Hafıza Kartı boş(formatlanmış) Olmalıdır. USB Bağlantı Kablosu veya Card Okuyucu 2 - Makinamızda Hangi Yazılım(version) Kullandığımızı Öğrenelim ? Yukarıdaki resimdeki gibi menü tuşundan makinamızın menü'süne giriyoruz Setup Menü BÖlümüne GeÇerek "Firmware version" BÖlümüne Ulaşmış Oluyoruz. Menünün İÇine giriyoruz. Yukarıdaki resimde GÖrüldüğü gibi A ve B Yazılım version bilgilerine ulaşmış Oluyoruz. Yazılım Bilgilerini Aklımızda Turuyoruz Nikon Global Sitesinden Kullandığımız Makinanın yeni yazılım kontrolünü yapmak iÇin. Tamam(done) Diyerek Buradan Çıkış yapıyoruz 3 - Nikon Global'den Yazılım Dosyaları İndirme ve AÇma http://support.nikontech.com Yukarıdaki Adresden Makinamıza Ait Son Versiyon Yazılım Dosyalarını İndiriyoruz. İndirdiğimiz yazılım dosyaları bize *.zip Formatında yani sıkıştırılmış dosyalama formatında gelecektir. Yukarıda Fotoğrafda GÖrdüğümüz İndirdiğimiz Yazılım Dosyasıdır. Yazılım Dosyasını Karışıklık Olmama Sebebi ile indirdikden sonra masaüstünde birtane "Yeni KlasÖr" AÇarak Bu indirdiğimiz Zip dosyasını iÇeri taşıyoruz. İndirdiğimiz ZİP Dosyasını Tıklayarak İÇindeki Yazılım Dosyaları Çıkarmasını Sağlıyoruz Yukarıda Resimlerde GÖzüktüğü gibi hemen yanına Yazılım Dosyalarının Mevcut Oldugu yeni bir klasÖr Ortaya Çıkıyor. ve Onun İÇinde A ve B Olmak üzere 2 Adet yazılım Dosyamızı GÖrmüş Oluyoruz.. 4 - Yazılım Dosyalarını Makinamıza Aktarmak İlk Önce Makinamıza Aktarımı USB Kablo ile Direk Makina Aracılıgı ile Aktarım Yapacaksak. Yukarıdaki Resimdeki Gibi Makinamızın "Menü" BÖlümünden "Setup Menü"'den "USB" Sekmesinden usb bağlantı tipimizi "Mass Storage" Olarak Yapıp Tamamlıyoruz. Yukarıdaki Resimdeki Gibi Makinamızı USB Kablo ile Bilgisayarımıza Bağlıyoruz. ve Makinamızı AÇıyoruz. Yukarıda Resimdeki GÖrdüğümüz Gibi Bir Menü İle Karşılaşıcaz. Burda "Dosyaları GÖrüntülemek İÇin KlasÖrü AÇ" SeÇerek iÇine giriyoruz. Ve Yukarda Anlatımda İndirmiş olduğumuz Yazılım Dosyalarını Aşağıdaki fotoğraf Yazılım dosyalarından "A" yazılım Dosyasını Kopyalıyarak Makinamızın iÇine yapıştırıyoruz. NOT: Kart Okuyucu İle Yapmak İstediğimizde Aynı İşlemlerini Makinamızın Hafiza Kartını SÖkerek Kart Okuyucu Sayesinde Yazılım Dosyamızı Hafiza Kartımızın İÇine Aktarmakdır. ve sonrasında hafıza kartını Makinamıza takıyoruz. 5 - Makinamızın Yazılımını Güncellemek Yukarıdaki resimdeki gibi menü tuşundan makinamızın menü'süne giriyoruz Setup Menü BÖlümüne GeÇerek "Firmware version" BÖlümüne Ulaşmış Oluyoruz. Menünün İÇine giriyoruz. ve Burda Dikkat Ediyoruz Önceki yazılım kontrolünde girdiğimizde "Update" SeÇenegi Yokdu. Ama şimdi Yazılım Dosyalarını Attığımız İÇin Güncelleme Botonu Gelmiştir. Yukarıdaki Resimdedeki gibi "Uptade" Sekmesine Gelerek "OK" Diyerek Gelen "Yes" ve "No" SeÇeneklerinden "Yes"(evet) Diyerek Yazılım Güncelleme İşlemine Başlıyoruz.. Yukarıdaki Resimdeki GÖrdüğümüz Gibi Yazılım Esnasında HiÇbirşey yapmadan Yazılım Yüklemesinin Bitmesini Bekliyoruz. Yukarıdaki Resimdeki Gibi Yazılım Yükleme işleminin Başarılı Bittiğini Anlıyoruz ve Makinamızı Kapatıyoruz. ve Makinamızı AÇarak 2. Anlatımda Anlattığımız Gibi Yazılım Kontrolü Yaparak versiyonumuzun Güncellenmiş Olduğunu GÖrücez.. ve Version'numuz 1.03'den 1.10 Başarılı Şekilde Güncellendi.. NOT : BU İŞLEMİN AYNISI MAKİNAMIZIN(HAFIZA KARTININ) İÇİNE GİREREK ATTIĞIMIZ "A" YAZILIMINI SİLEREK "B" YAZILIMINI ATIYORUZ ve 5. ANLATIMDA OLAN YAZILIM GüNCELLEME İŞLEMİNİ TEKRARLIYORUZ... VE BÖYLECE "A" ve "B" YAZILIMLARINI GüNCELLEMİŞ OLUYORUZ.. Not : Nikon D4 İÇin geÇerli bazı ayarlar dikkat etmeniz gerekiyor.. Firmware Kurulum menüsünde Ağ> Ağ bağlantısı AÇIK ayarlandığında güncelleme yapılamaz.. Firmware yükseltmek iÇin denemeden Önce Ağ Baglantısını kapatmanız gerekecek buna emin olun. Bu güncelleştirmeyi gerÇekleştirmek iÇin EP-6 GüÇ konektÖrü ile TAM Dolu EN-EL18 pil veya EH-6 AC AdaptÖr kullandığınızdan emin olun. DAHA DETAYLI ANLATIM İÇİN PDF BAKABİLİRSİNİZ : DSLR Yazilim Güncelleme Türkçe Anlatım6 puan
-
Diyafram (alan derinliği) ile ilgili konular bulup onları okuyup, izleyin. İstediğiniz bilgiler diyafram bilgisi içerisindedir. Alan derinliğini etkileyen faktörlerde grafikteki gibidir.6 puan
-
Dosya sınırını geçtiğimden buradan devam ediyorum. Test Pattern 4.pdf6 puan
-
Selam Üstadlar. Allahın izni ile bu pazar yani 20 eylülde evleniyorum. Bu güzel günümü sizle paylaşmak istedim. Gelmek isteyen tüm arkadaşları davet ediyorum. Yer tarsus kent düğün salonu saat 16:00 da Saygılar sevgiler.6 puan
-
Sitemiz üyelerinden Ramiz Aksoy'a ait fotoğraf, Adana Rotary Kulübü 12. Uluslararası Fotoğraf Yarışması'ında sergileme ödülüne layık görülmüştür. Kendisini kutluyoruz.6 puan
-
6 puan
-
Üniversite yıllarımda gÜzel sanatlar fotoğraf bölÜmÜ 2. sınıfa geçtiğim, 1990-1991 öğretim yılında Nikon; F801 Modelini gÜncelleyerek F801s olarak duyurmuştu. 1989 yılından beri kardeşimin kendi öğrenim kredisiyle aldığı Zenith 12 XP ve 50 mm 1:1,8 lensle idare ediyordum. Artık 2. sınıfa geçmiştim ve en azından yarı profesyonel bir kamera almam lazım ama ailemin ekonomik durumumuyla ne mÜmkÜn. O sene, fotoğraf bölÜmÜ 1. sınıfa yeni başlayan, Murat adında bir arkadaşım vardı. Fotoğraf derslerimiz; Cumartesi gÜnÜ eğitim ve çarşamba gÜnÜ öğleden sonra ise karanlık oda banyo-baskı uygulaması şeklinde gerçekleşiyordu. Bir Cumartesi, Murat elinde Nikon F801s modeliyle geldi. Offf anam... O nasıl bir kamera, şeytan işi. DeklanşörÜne hafifçe dokunuyorsun, lens sağa sola dönerek, otomatik netlik yapıyor. VizörÜnde bir sÜrÜ sayı, yanıp-sönÜyordu. Kendi kendime dedim ki; Acaba gÜnÜn birinde ben de bu kameraya sahip olabilir miyim? öğrencilik yıllarımda olamadım. Aradan 23 yıl geçti. Geçenlerde Mehmet KöSE hocamız, eline bir tane F801s geçtiğini ve bana göndereceğini söylediğinde; 23 Yıllık hayalim gerçekleşecekti.Geçen Pazar F801s’ i teslim aldım. çok teşekkÜr ederim. Allah razı olsun Mehmet Hoca. Daha öncede Nikon’un ilk AF modeli (aslında ilk AF sayılmaz. çÜnkÜ Nikon’un ilk ilk AF kamerası 1983-1988 yılları arasında Üretilmiş Nikon F3AF’ dir) olan Nikon F501 göndermişti. Kendisine herşey için çok teşekkÜr ederim. Kameraların her ikisini de henÜz deneyemedim ama en kısa zamanda deneyeceğim. Böylece filmli kamera kolleksiyonum 5’e ulaştı. Sadece Nikon F801s' in fotoğraflarını yÜkleyebildim. 1-) Nikon FA, 1996’ da Hayyam pasajından aldım. 2-) Nikon F80, 19 Şubat 2004 de aldım. 3-) Nikon F50, 2004’ de aldım. 4-) Nikon F501, Mehmet KöSE gönderdi. 5-) Nikon F801s, Mehmet KöSE gönderdi.6 puan
-
Kamerayı nasıl tutmalıyız? Tabiki tripod ile, mümkün değil mi monopod? O da mı olmuyor? O zaman elinize kolunuza kuvvet. Aslında kamera tutuşumuş kişiden kişiye değişiyor yukarıdaki örnekteki gibi. Sadede gelecek olursak DSLR kameralarda tutuşunuz önemlidir. Hatta ortam ışığının azlığına göre hayati önem taşır. Çoğu kişi büyük, ağır kamera daha stabil tutulduğunu iddaa eder ancak aÇıkcası bu görüşe olan inancım kaybolmaya başladı. Kocaman, ağır kamera kullanıyorum ama stabilite olarak daha önce tuttuğum hafif kameralara nazaran Çokda bir getirisi olmadı. Tam aksine ağırlığı yüzünden daha büyük bir işgenceye dönüşebiliyor. önemli olan husus kameranın elinize oturması, kamerayı elinzie aldığınızda "cuk" diye bir ses duyduysanız sıkıntı yok demektir İster solak olun, ister sağlak olun kamera sağ el ile tuttulur, sol el sadece destek verir. Resimdeki örnek eğer lens söküyorsanız doğru bir tutuştur. Ancak fotoğraf Çekiyorsanız o sol el lensin üstünde değil, altında destek verme amaÇlı durmalıdır. Veya ufak altından tutulmayacak düzeyde küÇük bir lens ise sol el gövdenin altından destek vermelidir. Doğru tuttuşa bir örnek. Peki kamerayı tutmayı öğrendik ama nasıl daha stabil tutacağız? İlk cümlemi tekrarlıyorum; Ancak tripod monopod taşımakta amelelik her yere gitmiyor, taşınılmıyor. Hafif ama ucuz olanı kaliteli bir lens parası! herkesin ödeyebileceği bir meblağ değil. Stabilitenizi arttırmanız iÇin birkaÇ tane numara var. Daha doğrusu duruş pozisyonu; kol, bi arkadaşın omuzu, bacak, diz yada ortamda bulunan bir duvar veya korkuluk gibi birşeyden yardım alma durumları var. Fotoğrafa dikkatli bakarsanız ablanın sağ koluda duvara neredeyse bileğine kadar yapışık. Eğer bu durumda nefesinizide kontrol edecek zamanınız olursa, sağa sola sallanmadığınız gibi ileri geride sallanmazsınız. Eğer nefesinizi dengelerseniz göğüs hizanızda fazla hareket etmeyecektir, sağ kolunuz zaten sabitlenmiş sol kolunuz ise ( aslında göğüsünüze bastırılmış olmalı ki o da hareket etmesin ) kamerayı tutmuyor "sadece destek verdiği iÇin" sallantı veremez. Mükemmel pozisyon bence budur. Bunlarda diğer birkaÇ teknik; Yine güzel bir tutuş şeklidir. Sağ eliniz ile kamerayı tutarken, sol elinizle uzanabiliyorsanız sağ omuzunuzdan veya sağ kolunuzdan kendinizi kitler ve nefesinizi kontrol ederek oldukÇa iyi sonuÇlar elde etmek mümkündür. Bazen bir kedi, köpek, kuş, ÇiÇek, böcek bişey görür ve ister istemez bu pozisyonu alırsınız. Çok yanlış bir pozisyondur. Eller detek almadığı iÇin oynar, bacaklar zorlandığı iÇin oynar ışık yoksa iyi sonuÇ elde etmek kesinlikle mümkün değildir. O fotoğrafı Çekecekseniz dizinizin üstüne Çökecekseniz! O pantolonun dizleri yeşile bürünecek arkadaş! Aynı zamanda kollarınızı birleştirip göğüs/mide boşluğuna dayamayı unutmayın. Bir diğer en doğru en güvenilir pozisyonlardan biridir. Ayaklar sağlam, kollar sağlam. Tek yapmanız gereken nefesinizi kontrol edip vucudun ileri geri salınımını en minimuma indirmek. Yine bunlarda titreşimi en minimuma indirmenin diğer yönleri. Fotoğraflar aşağıdaki sitelerden temin edilmiştir. slrlounge, bobbiblogger.wordpress, blogs.hudsonvalley, digital-photography-school6 puan
-
Ramiz bey Öncelikle teşekkür ederim, bu sene derece alamadık. 1 sergileme 2 satınalma Ödülümüz var ama amaç da bu değil zaten. Yaklaşık 3 sene Önce DSLR nin ne olduğunu Öğrendim. Okumakla, izlemekle, Öğrenmekle beyin dolmaz, bunu Öğreneceksen fotoğraf çekeceksen bunları yapacaksın, araştıracaksın bol bol fotoğraf okuyacaksın. Ekipman alacaksan internet derya deniz, heryerde yazılıyor çiziliyor ama ne gerek var, 8-10 tuşa basarım ya Mehmet bey cevap verir, ya Ertan bey cevap verir. Onlar nasıl olsa biliyor. Daaaa sen kendini bilmiyorsun adamlar seni nasıl bilsin, kimsin, nerdesin, ne çekeceksin, kaç paran var, seviyen ne, yeteneklimisin, gÖzün var mı, sürekliliğin ne vss vss.velhasılı Mehmet bey'in Ertan bey'in sabrına hayranım. Kendilerini takdir ediyorum, şahsen ben yapamam. Makinesinde sorun varmış, fikrini sÖylüyorsun test yÖntemlerini sÖylüyorsun, şurası şÖylemi burası bÖyle mi diyorsun, sen adamdan daha çok debeleniyorsun. Adam iplemiyo bile, sonra zırt kayboluyo. Birde son olarak şunu sÖylemek istiyorum, gerçi her yerde yazılıyor çiziliyorda. Ekipmanın vallahi de billahi de bizim gibi amatÖrler için bu kadar Önemi yok arkadaşlar. Benim elime verseler D4S birde babasından Nano bir lens, ışığı bilmiyorsam, kompozisyonu bilmiyorsam, kadrajı bilmiyorsam, fotoğrafı fotoğraf yapan şeylerden bi habersem benim oğlanın cep telefonu ile çektiği fotoğraftan hiçbir fark gÖremezsiniz. çook tanıdığım var, D90 la şaheser üreten, ne ustalar var 70-300 ün G serisiyle eserler çıkartan merak edeni hepsiyle tanıştırırım. Yanii extreme bir iş yapmıyorsan, model çekip para kazanacağım, F1 çekip fotoğraf satacağım demiyorsan belli bir çıtanın üzerindeki her body her lens çoook iş çıkartacaktır, yeterki kullanmasını bil. Ramiz bey ifadeler size yazılmış gibi oldu yanlış anlamayın lütfen, ben geline yazdım Mehmet bey hatayı yapan siz değil bizleriz, kusurumuz olduysa affola. Tekrar teşekkür ederim, selamlarımla.6 puan
-
Büyük Önderimiz, Gazi Mustafa Kemal ATATüRK'ün milletimize ve çocuklarımıza armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyor, Ulu Önderimizi minnetle ve Özlemle anıyorum. Bizde kızımızla birlikte kutladık6 puan
-
Mehmet Beyin yazısını okuyunca aklıma bir fıkra geldi; HAHAM İLE PAPAZ Papazın biri, uzun süredir ahbaplık ettigi Haham'a “Bana Tevrat’ı öğretmenizi isterim†der. Haham, olmaz der: “Sen Yahudi doğmadın , kafan Yahudi gibi çalışmaz. Tevrat’ın kelamını anlaman mümkün değil.†Papaz ısrar eder, Haham razı olur, ama bir koşulu vardır: “Soracagım soruya doğru yanıt verebilirsen, öğretirim†der. Papaz, “Kabul†diye yanıtlar, “Sor bakalım!†“İki adam bir bacanın içine düşerler. Biri kirli, öteki tertemiz çıkar. Hangisi yıkanır?†Papaz, “Bundan kolay ne var?†diye atılır. “Kirlenen yıkanır, temiz kalan yıkanmaz.†Haham içini çeker, “Sana Tevrat’ın kelamını asla anlamayacağını söylemiştim! Doğrusu tam tersi: Temiz kalan adam ötekinin kirlendi ğini görünce, kendisinin de kirlendiğini sanıp yıkanır. Kirlenen adam ise karşisındakini temiz görduğü için kendisini de temiz sanıp yıkanmaya gerek duymaz.†Papaz, kafasını kaşır. “Bak bu aklıma gelmemişti. Bir soru daha sorar mısın?†Haham aynı soruyu yeniden sorar: “İki adam bir bacanın içine düşerler. Biri kirli, öteki temiz çıkar. Hangisi yıkanır?†Papaz, doğru yanıtı artık bildiğinden emin, “Temiz kalan ötekinin kirlendiğini görünce kendisinin de kirlendiğini sanıp, yıkanır. Kirlenen, ötekini temiz gördüğünden kendisini de temiz sanıp yıkanmaz!†Haham, başını sallar. “Yine yanıldın! Sana söylemiştim, asla anlamayacağını. Temiz kalan adam aynaya bakar, temiz olduğunu görür, dolayısıyla yıkanmaz. Kirlenen aynaya bakıp kirlendiğini görünce, gider yıkanır.†Papaz itiraz eder: “Ayna nereden çıktı? Bana ayna var demedin ki…†Haham, parmağını sallar: “Seni uyardım, bu kafayla Tevrat’ın kelamını kavrayamazsın. Tevrat’ı anlamak için her olasılığı düşünmelisin.†“Peki, peki†diye inler Papaz. “İzin ver, bir kez daha şansımı deneyeyim. Başka bir soru sor!†“Son kez soruyorum†der, Haham: “İki adam, bir bacadan içeri düşerler. Biri temiz, öteki kirli çıkar. Hangisi gidip yıkanır?†Papaz, “Artık her olasılığı biliyorum†deyip, bir solukta sıralar: “Eğer ayna yoksa, temiz kalan ötekini kirli görüp kendisinin de kirlendiğini düşünerek gider yıkanır. Kirlenen temize bakıp kirlenmediğini düşünerek, yıkanmaz. Eğer ayna varsa, temiz kalan aynaya bakıp temiz olduğunu görür, dolayısıyla yıkanmaz. Kirlenen aynaya bakıp kirini gördüğü için yıkanır!†Haham başını sallayıp, cık cık yapar: “N’ayır, sana söylemiştim, kafan Yahudi kafası değil, Tevrat’a basmaz! Söyle bana, aynı bacadan içeri düşen iki adamdan birinin kirlenip, ötekinin temiz çıkması mümkün müdür? ...6 puan
-
Sayın YILDIZ, Fotoğrafcılık gibi sanatın bir dalı ile iştigal (uğraş) eden kişinin "sallamayın" şeklinde bir ifade şeklini kullanıyor olması bence çok üzüntü verici..Sizce de öyle değil mi?? Umarım yanıtınız "evet" olur da bu mesele de tatlıya bağlanır.. Sayın Köse, Sakın ola ki yazmaktan ve dolayısıyla bilginizle bizleri aydınlatmaktan vazgeçmeyin..Bazı forumdaşlar gibi henüz -"olmak" doğrultusundaki yolculuğuna devam ettiği görülen- arkadaşlarımızın kullandığı ifadeler nedeniyle, sizlerin bilgisine ihtiyaç duyan arkadaşlarımızı yalnız bırakmayın..Zaten eminim ki o da çoktan pişman olmuştur söylediklerine..Olmamışsa bile, en azından bu forumda kendisine ve kendi gibilerin bu üslupla paylaştıklarına/paylaşacaklarına ihtiyaç duyulmadığını anlamıştır.. Saygı ve sevgilerimle..6 puan
-
Osmanlı'yı yıkan ve Anadolu'yu işgal eden ismi lazım değil ülkeler yerine ülkeyi işgalden kurtaranlara hakaret edenlere inat: Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!6 puan
-
6 puan
-
Arkadaşlar Nikon D800 incelemesinin ilk 5 sayfasını yayınladım. İlk sayfası aşağıda (diğerlerine linkler yazının sonunda). http://halkboyleisti...celemesi-1.html Vatana millete hayırlı olsun.6 puan
-
Zülfü Mehmet Özçifçi'nin SensÖr Lekelerinden Sorumlu Forum GÖrevlisi (SLSFG) ünvanını fazlasıyla hakettiğini düşünüyorum. Gereğini bilgilerinize arz ederim :D6 puan
-
5 puan
-
Normal şartlar altında gün ışığına yakın renk ısısında ışık da verseler, gün ışığı peşinde koşan bizler her zaman flaşların yarattığı ışığı sevmeyiz ve bize sundukları renkleri biraz “yapay†ve “mekanik†buluruz. Ancak iyi bir fotoğrafçı flaş ile fotoğraf kotarmak yerine, gün ışığını doğru kullanarak fotoğrafın peşine düşmeli ama elinde bulunan flaş opsiyonunu da “dolgu flaşı†şeklinde fotoğrafına (gerektiği yerlerde) katabilmelidir. Flaşları tarihsel gelişimi içinde kısaca (daha eskilere gitmeden) 5 ana grupta inceleyebiliriz: 1) Manüel Flaşlar: Bu tür flaşlar genel anlamda otomatik bir ayarın olmadığı, tüm ayarlamaların fotoğrafçı tarafından yapıldığı flaşlardır. Bu tür flaşları efektif kullanabilmek için, fotoğrafçının o flaşın Guide Number ını (Flaşın kısaca gücünü ifade eden referans parametresini) bilmesi gerekir. Peki, nedir Guide Number? Her flaşın gücü aynı değildir. Bazı flaşlar çok uzaktaki nesnelerin fotoğrafını bile çekerken gerekli ışık şiddetini sağlayabilirken bazıları ise ancak yakın nesneleri aydınlatabilirler. Guide Nunber; belirli testlerle her flaş modeli için ayrı hesaplanır. Teknik detaya girmek gereksiz, önemli olan şu bilinmeli: Flaşın Guide Numberi büyükse flaş o kadar uzak mesafeler için kullanılabilir ve daha kısa sürede dolar. Eğer bu çeşit bir manüel flaş kullanıyorsak, bilmemiz gereken, fotoğrafı çekeceğimiz nesneye ne kadar uzakta olmamız gerektiğidir değil mi, Guide Number işte burada işe yarar. Guide Number = diyafram x nesnenin flaşa olan uzaklığı. Buradan; Nesneye olan uzaklığımız = Guide Number / diyafram Her bir GN, belirli bir ASA için verilir. Farklı ASA da bir film takarsak, Flaşın GN ı da değişecektir. ASA değeri her bir stop yükseldiğinde, GN ı 0,7 ile çarpmamız gerekecektir. Yani sonuç olarak eski tip, manüel flaş kullanacaksak, kullanacağımız flaşın Guide Number ı nı bilmemiz ve buradan çekeceğimiz diyafram değeri için gerekli olan uzaklığı hesap etmemiz gerekir. 2 )Otomatik Flaşlar: Manüel flaşların yanında, bir takım hesaplamaları bizim üzerimizden alan, kendi ölçüm sistemleri olan otomatik flaşlar da mevcuttur. Bu tür flaşlar ya diyafram değerini otomatik olarak makınadan okur, ya da biz elle gireriz. Flaşın üzerinde bir algılayıcı vardır, siz deklanşöre bastığınızda flaş patlar, karşıda objeye çarpar geri döner ve flaşın üzerindeki algılayıcı geri dönen flaş yansımasını ölçmeye başlar. İçinde bulunan karar mekanizması, geri dönen flaş ışığı belirli bir seviyeye ulaşınca flaşın enerjisini keser. Böylece siz bir mesafe ayarlamak zorunda kalmazsınız. Yalnız bu sistemin zaman içinde bazı sıkıntıları ortaya çıkmıştır. özellikle, flaşın yansıyan kısmını ölçen sensor objektifle hiçbir bağlantısı olmadığı için, her objektif için aynı değeri kullanmaktadır. Bu ise geniş açılarda konunun karanlık kalmasına neden olurken, daha dar açılarda patlamalara neden olabilmektedir. Bunun üzerine bu sensoru flaşın üzerinden alıp, makinenin içine koymak fikri ortaya çıkmıştır. 3) TTL Flaşlar. Bu kez flaşın algılayıcı sensoru, flaşın üzerinde “harici†olarak durmak yerine, makinenin içine alınmıştır. Bu sayede artık konudan geri dönen flaş yansıması objektiften geçerek sensora ulaşacağı için, bu ölçüm sistemi objektiflerimizin çapına bağlı bir karar verebilmektedir. Bu sistem ise şöyle çalışıyor: Yine tam deklanşör basılıyor, perde açılıyor, flaş patlıyor, bu arada hem pozometre hem de flaş sensoru devreye giriyor. Flaş ışığı konuyu aydınlatıyor, geri dönen flaş ışığı objektiften içeri giriyor, içerdeki flaş sensoru ölçüm yapıyor ve flaş ışığının yansıma değeri belli bir değer e ulaşınca flaşın enerjisini kesiyor. Her şey güzel ama 3 ana önemli sorun yaşanmış. a) Konu veya konunun önünde bulunduğu fon yüksek yansıtıcı bir özellik taşıyorsa, flaş sensoru yanılır. Eğer konumuz merkezde değil de kenara yakın bir yerdeyse kadraj içinde (ki genelde pek merkezde olmaz, olması istenmez) , flaş sensoru konunun üzerinden değil de daha çok fon dan yansıyan ışığı ölçüp ona göre karar vermeye başlıyor ki bu da hatayı beraberinde getiriyor. c) Flaş sensoru ile normal pozometremizin değerleri çakışabiliyor. Şöyle ki; yarım deklanşör yaptınız, konunun üzerinden yansıyan ışığı (gün ışığını veya ambient ışığı) ölçtünüz, henüz flaş devrede değil. Sonra tam deklanşör yaptınız ve yarım deklanşör yaptığınız durumda pozometrenizin ölçtüğü ışığa göre makineniz fotoğraf çekecek ama deklanşöre basınca bir de ekstradan flaş ışığı devreye girdi (ki hiç hesapta yoktu) , bu nedenle 2 farklı ışık ölçüm sistemi çakıştı. Bu sorunlar nedeniyle, makine üreticileri flaş sistemleri üzerine çalışmalarını devam ettirmişler ve bir diğer yenilik gelmiş: 4) ATTL Flaşlar (Advanced Through The Lens): Bu sistemde “preflaşâ€ devreye girdi. Yani artık deklanşöre bastığımızda tüm flaşın patlaması yerine, bir “önflaşâ€ çakılıyor, bu ön flaş ışığı konuya çarpıp geri dönüyor. Bir başka değişiklik ise makinenin içindeki flaş sensorunu, çakışmalar nedeniyle, tekrar dışarıya, flaşın üzerine alınmıştır. Bu kez devre şöyle çalışıyor; yarım deklanşör bastığımızda, bir ön flaş çakıyor, bu ön flaş konuya gidip çarpıp geri yansıyor, ve flaşın üzerindeki harici sensor tarafından algılanıyor. Ve bu algılanan yansıyan önflaşın şiddetine göre bir flaş süresi belirleniyor. Gerekli limiti geçince enerji kesiliyor… Bu sisteminde zaman içinde bazı sorunları ortaya çıkmış; şöyle ki; 1) ilk olarak bu sistemde üretilen flaşlar, özellikle bounce flaş durumunda (yani yansıtma flaş olarak kullanıldığında) büyük alanlarda karartılar bırakmışlar. 2) Yarım deklanşör ile önflaş patlatılması sisteminin, özellikle insan fotoğraflarında, karşımızdaki insanı çok rahatsız ettiği anlaşılmış. (Düşünsenize bir basın toplantısında onlarca muhabir yarım deklanşörle devamlı konuşan kişinin net fotoğrafını yakalamaya çalışırken, daha flaşlar patlamadan onlarca kez önflaşlar patlıyor.) 3) Yine sensor flaşın üzerine yerleştirildiği için, objektifin üzerinde bir filtre olması durumunda, flaş sensoru bu filtreyi görmeyeceğinden hatalar oluyordu. 4) P modu haricindeki, Av, Tv ve M modlarında flaş sensoru doğru değerlerden sapabiliyordu. Bu önemli aksaklıklar nedeniyle bir sonraki flaş ünitesi olan ETTL flaşlar üretildi. 5) ETTL (Evaluative Through The Lens) Flaşlar: ATTL ile gelen “preflaşâ€ sistemi bu kez hatalardan ve sıkıntılardan arınmak adına bir yeni boyuta taşındı. Bu kez Preflaş (ön flaş) yarım deklanşörde değil de, tam deklanşörde, yanı biz artık fotoğrafı çekecekken çakmaya başladı. Bu sayede artık çekim öncesinde pek çok önflaş patlaması (değim yerindeyse preflaş kirlenmesi ) yerine, artık her şey ölçüldükten sonra, biz deklanşöre basınca, flaş devreye giriyor, ön flaş çakıyor, ve geriye dönen preflaş yansıması o anda makinemizde aktif olan ışık ölçüm sistemi içinde değerlendirilip, ona göre flaşın enerjisinin kesileceği zaman hesaplanıyor. Bu sayede hem normal pozometremiz yanılmıyor, hem de karşımızdaki insan birçok patlayan preflaşlara muhatap olmuyor. Evet, biraz tarihsel gelişim süreci içerisinde flaş teknolojisinde kat edilen mesafeyi anlatabilmek adına farklı flaş sistemlerini anlatmaya çalıştım. Peki, kullandığımız flaşlarda hangi özellikler önemlidir. Biraz da bunlardan bahsetmeye çalışalım. Bu noktada flaşları iki ayrı gruba ayırabiliriz: 1) Makinelerin üzerinde olan küçük flaşlar: Bunlar genelde amatör ve bazı ileri amatör makinelerde makinenin üzerinde olan flaş üniteleridir. Zor durumlarda bize yardımcı olurlar ama tek noktadan aydınlatabildikleri için ve güçleri çok sınırlı olduğu için çoğu zaman her ihtiyacımıza cevap veremezler. 2) Harici takılan “kafa†flaşları: Bu tür flaşlar makinelerimiz flaş haznesine sonradan monte edilirler. Farklı yönlere dönebilme özellikleri olduğu için, bounce flaş şeklinde kullanılabilirler. Yani aydınlatmak zorunda olduğumuz konunun direkt üzerine değil de, mesela tavana doğru flaşı patlatır bu sayede keskin flaş ışığı ile aydınlatıp fotoğraflamak yerine, tavandan yansıyıp dönen difüze ışıkla konumuzu aydınlatmış oluruz. Buna ek olarak, bu tür ileri flaşlarda mesela “Master – slave†şekline kullanım olasıdır. Yani makinemizin üzerine bir Remote ünitesi takar, sonra bu flaşımızı ( veya birden fazla flaşa da 4 ayrı kanaldan hükmedebiliriz) Slave haline getirir, flaşı makinemizin üzerinden değil de, istediğimiz herhangi bir noktaya yerleştirerek, aydınlatmayı farklı açılardan sağlayabiliriz. Bu noktada önemli bir durumu açıklamak gerek sanırım. Her makinenin bir flaş enstantanesi vardır. Yani her makine örneğin P moduna alınıp flaş devreye sokulduğunda size bir diyafram ve bir enstantane verir, kı bu çoğu zaman 1/60, veya 1/125 dir. Tamamen mekanik nedenlerden dolayı bu enstantanenin üzerinde enstantane hızlarında flaş tam işlevini göremez ve tam anlamıyla aydınlatamaz. çünkü obtüretör mekanik bir düzenektir ve elektronik bir düzenek gibi belirli hızların üzerine bölgesel olarak aydınlatma sağlayamaz. örneğin sizin makinenizin Flaş enstantanesi 1/60 ise, siz hem 1/125 hızda fotoğraf çekip de flaş patlatamazsınız. Ya makineniz buna müsade etmez, ya da etse bile flaş tam anlamıyla aydınlatma yapmaz. Oysa ileri düzey gelişmiş “kafa†flaşlarında bu hızı hem daha fazladır, hem de Yüksek hız senkronizasyonu (High Speed Sync, FP) mümkün kılınır. Flaş uyum hızının üzerindeki hızlarda flaş kullanabilmek için "yüksek hız senkronizasyonu" (High speed sync) denen bir özellik kullanılır. Ancak bu özelliğin kullanılan flaş ünitesi tarafından desteklenmesi gereklidir. Yüksek hız senkronizasyonu seçildiğinde flaş bir kere değil birden fazla kere patlayarak sensorun o anda ışık gören her yerinin pozlanmasını sağlar. Sensor yüksek hızlarda bütün olarak değil de bir şerit halinde ışığa maruz kalmasına rağmen flaş bunu hesaplayarak çok kısa aralıklarla birden fazla patlayarak sensoru tam olarak pozlar. Bu durum çok kısa bir süre içinde olduğu için insan gözü algılayamaz, flaş yine bir kere patlamış gibi görünür. Yüksek hız senkronizasyonu özelliği yüksek perde hızlarında dolgu flaş kullanımına olanak sağlar. Ancak hareketi dondurmak için kullanılamazlar, çünkü perde açılırken flaş birden fazla patlar ve harekette kesikliğe neden olur. Bu nedenle hızlı hareket eden cisimlerde hafif bir "eğiklik" meydana gelir. Bazı flaşlarda yüksek hız senkronizasyonu FP (Focal Plane) olarak da gösterilir. Birinci Perde Senkronizasyonu / İkinci Perde Senkronizasyonu (First curtain/second curtain sync) Makinelerimizde bulunan flaş enstantanelerinden daha kısa hızlarda öbtüratörümüzün açılması prensibi ile ilgili bir sorun yaşanabilir. Nedir bu sorun kısaca değinmeye çalışalım; öbtüratörümüz bildiğimiz gibi 1. perde iner, sensor veya film ışığa maruz kalır ve 2. perde kapanır. Bu noktada eğer makinemiz first curtain sync da ise, 1. perde açılır açılmaz flaş patlar ve daha sonra 2. perde kapanır. özellikle hareketli bir konuyu çekiyorsak, flaşın pozlamanın başında patlaması sanki hareketin tersineymiş gibi kayıt edilmesini getirir. Bu nedenle bu tür fotoğraflar çekilmesi istendiğinde second curtain sync ayarına getirerek, flaşın ilk perde açıldıktan sonra değil de ikinci perde kapanmadan hemen önce patlaması sağlanabilir. Böylece bu “doğal olmayan†hareket efektifinin önüne geçilir. Stroboskopik Flaş: Gelişmiş pek çok kafa flaşında, olan bu özellik sayesinde flaşımızı istediğimiz frekansta ve istediğimiz sıklıkta çakmasını sağlayabiliriz. Mesela karanlık bir odada yukarıdan düşen bir beyaz bilardo topunun flaşla fotoğrafını çekeceğiz. Eğer flaşımıza 10 HZ frekansta 100 kez patla dersek, flaşımız 1/10 saniye Aralıklarla 100 kez patlayacak ve bilardo topunun tüm düşüş serüvenini bir devamlı çekilen kareler serisi şeklinde kayıt edebilmemizi sağlayacak. Dolgu Flaşı: Dolgu flaşı bizler için çok önemli bir enstrüman aslında. Gün ışığı fotoğrafçıları, flaşı ana aydınlatma kaynağı olarak kullanmak istemezler. çünkü flaşın çok mekanik, soğuk ve bastırıcı bir aydınlatma özelliği vardır. Oysa güneşin yumuşak ışıkları, konularımızı aydınlattığında çok daha lezzetli karelere ulaşmak mümkün olur. Ancak bazı durumlarda,karanlık kısımları aydınlatarak fotografa dahıl etmek için, çukurlukları doldurmak ve daha homojen bir aydınlatma sağlayabilmek adına, flaşlarımızı “dolgu†malzemesi olarak kullanır ve “dolgu flaşı†ile fotoğraf çekeriz. özellikle portre çekimlerinde dolgu flaşı yüzün karanlıkta kalan bölümlerindeki karanlık bölgeleri aydınlatmak ve gözlerden parıltı almak için kullanılır.5 puan
-
Merhaba, Öncelikle üçayak (tripod) ile çekim yapmalısınız. Mutlaka bir kablolu/kablosuz uzaktan kumanda kullanın. D90 gövdeniz ve 18-55mm lensinizi 18mm'de kullanın. Lensinizde herhangi bir filtre takılıysa (UV gibi) mutlaka çıkartın. Lensinizin VR özelliği varsa mutlaka kapatın. Mutlaka RAW çekim yapın. Makinanızı "M" Manuel moda alın. Diyaframı en açık şekilde ayarlayın. Sizde sanırım f/3.5 olacak. Beyaz dengesi ayarını manuel olarak 3.400 - 3.900 kelvin değerlerine ayarlayın. ISO'yu önce 3.200 arkasından 1.600 ile deneyin. Enstantane değeri için genel geçer bir formül vardır: Entantane değeri = 500 / Lens Odak Uzaklığı / Çarpan faktörü - Sizde lensinizin odak uzaklığı 18mm - Makineniz çarpanlı (DX) makine olduğundan Çarpan faktörü 1,5 Bu formülle; Enstantane değeri = 500 / 18 / 1,5 = 18s olacaktır. Enstantane değerini 18s olarak ayarlayın ve böyle başlayın. Ardından 22s ve 26sn deneyin. Hangisi hoşunuza giderse onu kullanın. Makinenizi mutlaka Manuel Focus moduna alın. Karanlıktan manuel odaklama yapamayabilirsiniz. Bu durumda; - Eğer kadrajınıza sadece gökyüzünü alacaksanız lensinizin netleme halkasını sonsuza ayarlayın. - Eğer yeryüzündeki bir ağacı, kayayı, yapıyı vs kadraja alacaksanız (ki bunu öneririm) o durumda hyperfocal hesabı yapmanız gerekecektir. Kullandığınız mobil cihaza göre nette çokça hesaplama uygulamaları mevcut. Ben Android cihazımda "Hyperfocal Pro" uygulamasını kullanıyorum. Makinenizde Uzun Pozlama Kumlanma Azaltma seçeneği varsa kapatın. Yasin beyin bahsettiği uygulamalar gerçekten faydalı, özellikle samanyolunun yeri ve zamanlaması için. Fakat "Stellarium" uygulaması size karmaşık gelirse deneme yanılma yapacaksınız. En çok 5-6 kez 30sn pozlama vakti demektir bu. Başlangıç için kutup yıldızının hafif solu doğru yöntemdir. En iyisi birkaç deneme yapmak. Histogramı kontrol edin. Çekiminiz bittiğinde Yasin beyin dediği gibi editleme işleminizi yapın. Kolay gelsin.5 puan
-
Şimdi ben bir şey yazacağım ama forum içinde zopaylan kovalanmaktan korkuyorum. Bence fotoğraf önceliğiniz gazetecilik olacağını düşünürsek 18-200 gibi geniş aralıklı lensler bence daha fazla işinizi görecektir.5 puan
-
https://yadi.sk/i/9aactNV_kV2J7 güzel bir döküman MEB tarafından yayınlanmış.5 puan
-
7518 Fotoğraf ve 3 dakika... ILGAZ II Timelapse filmi baştan sona özen ile hazırlanmış bir yapıttır. Timelapse'in çekimlerini Ilgaz Dağında gerçekleştirdim. Tatil için gittiğim Ilgaz Dağında gerçekleşen doğa olaylarını sizlere timelapse tekniği ile sunuyorum. çekimler 5 günde yoğun bir şekilde gerçekleşti. Yeri geldi üşüdük, yeri geldi ıslandık ama değdiğine inanıyorum. Müzik 'öMER SERKAN ALBAYRAK' tarafından özen ve itina ile hazırlandı. Umarım beğenirsiniz... https://vimeo.com/110647859 Ekipman: Nikon D5100 Body Nikkor 18-55 AF-S Kit Lens Tokina 11-16 DX II Slik 400 DX Tripod JYC Timelapse Kumandası. B+W ND 10 Filtre5 puan
-
Herkese Merhabalar... Fotoğraf benim için bir tutku, tam bir fotoğraf aşığıyım. Fotoğrafa ilgim çok küçük yaşlarımdan beri başladı. Yaşımı tam olarak hatırlamıyorum bile o derece küçüğüm işte:) Hayatımın büyük bir bölümü objektif önünde geçti diyebilirim. Bir ajansta profesyonel olarak modellik yapıyordum. (Kısa bir süre önce bıraktım.) Zamanla objektifin arkasında olmayı, önünde olmaya tercih etmeye başladım. 5 yıldır da profesyonel fotoğraf makinesi kullanıyorum. Bir Nikon kullanıcısıyım. Portre fotoğrafları çekmeye bayılıyorum.Bu tarz sitelerin insanlar arasında iletişimi ve fotoğraf sanatına oldukça katkısı olduğuna inanıyorum. Son zamanlarda fotoğraf sanatına ilginin giderek arttığını gözlemiyorum.Bu da beni oldukça mutlu ediyor. Neyse lafı fazla uzattım sanırım, uzun lafı kısası; müsadeniz olursa bende aranıza katılmak istiyorum. çok fazla yer kaplamam şöyle bir köşeye kıvrılırım:) İyi pazarlar, hoş sohbetler...5 puan
-
Tusen ganger god natt (2013) - Binlerce Kez İyi Geceler Özet: Rebecca dünyanın en Önemli savaş fotoğrafçılarındandır. Kocası artık tehlikeli yaşamına katlanamayacağını açıkladığında duygusal bir fırtına yaşar. Kocası ve küçük kızının Rebecca’ya ihtiyacı vardır; Rebecca da ailesini de işini de çok sevmektedir.5 puan
-
5 puan
-
Ayşe hanım içimden geldi bu yazıyı yazmak istedim. Mesajınızda “Ben makinamı dış mekanda özel gün fotoğrafları için kullanacağım . Malum modeller kadar mekanda bazı fotoğraflarda ön planda olmalı . Bazende mekan flu olmalı .†demişsiniz. Fotoğrafçılıkta fotoğraf işin sadece bir parçasıdır. Nasıl yani ? örneğin bir gelin-damat adayına albüm teslim edeceksiniz. Gelin-Damat istekleri, karakterleri neler ? Hangi tarz pozları sever, hangi durum hoşlarına gider, hangi durum hoşlarına gitmez önceden oturup konuşmalı ve müşterilerinizi tanımalısınız. Düğün günü düğün saat kaçta ? Onları yormadan, yorgunluktan suratlarını düşürmeden, gelin-damadı enerjik ve gülerken çekebilmek için nasıl mekan seçilmeli ? Onları aceleye ve telaşa getirmemek için salonun bulunduğu alandan, merkezden ne kadar uzaklıkta mekanlar seçmeli ? Albümlerinde onlara özel pozlar nasıl olmalı ? Onlar için özel ürün tasarlayıp çekim gününe nasıl yetiştirmeli ? Albümün kalitesi, büyüklüğü, kapasitesi ve en önemlisi tasarımı nasıl olmalı ? Albümün baskısını hangi firma ve makinelerde basmalı ? (Ben Mitsubishi ve Fujifilm baskı cihazlarını çok severim mesela) Ne kadar sürede teslim etmeli, fiyatı ne olmalı ? Ve çok daha fazlası sizin yaptığınız işin bir parçasıdır. Sizin saydığınız veya almak istediğiniz ekipman önemli ama albüm işi hazırlanış evresi ile beraber bir bütündür ve inanın yapacağınız sunumun %60’nı etkiliyor bana göre. Yani ekipman sizin fotoğrafınızda en fazla etkileyeceği %40’dır “sizin yapacağınız çekim türündeâ€. Eğer stüdyonuz yoksa ve büro, home ofis şeklinde free bir fotoğrafçı olarak bu işi yapacaksanız size masa üstü bir PC sistemi lazım. IPS tabanlı monitör lazım. Nereden baksanız “en az 5000tl†değerinde bir PC lazım. Bu sizin işinizde çok büyük ve önemli bir etken. çünkü Nikon’un işlemeyi bildiğiniz sürece NEF dosya kalitesi gerçekten muazzam. Bu konuda bence bir çok markadan daha iyi. RAW her markada aynıdır demeyin öyle değil. önceki sayfada yayımladığım fotoğraflardaki keskinlik D7000 ve 18-105mm kit lens seviyesine göre bir hayli yüksek. Kumlanma ise oldukça düşük, netlik fazla. Bunun böyle olmasında NEF kalitesi ve NEF işleyebilme bilgisinin önemi çok büyük. Ki ters ışıkta keskinlik, netlik yakalamak kolay değildir. Yani iyi bir PC ve programlarda dosya işleme bilginiz ekipmanınızın bir parçası. Albüm tasarımı ve baskısı çok iyi olmalı. Albümün deri kaplaması ve hazırlandığı madde, kalite iyi olmalı. Albüm tasarımında kendinizi geliştirmelisiniz. Düğün gününe kadar müşterilerinizi tanıyıp onlara özel ürünler tasarlamak ve onları mutlu etmek, farklı pozlar çıkarmakta sizin ekipmanınızın, bilginizin, “fotoğraf ve tasarım†gücünüzün bir parçasıdır. Baskıyı yapabileceğiniz yeri iyi seçebilmek “sizin ekipmanınızın†bir parçasıdır. çekim günü gelin-damadı yormadan en iyi pozları çıkarabilmek ve onları mutlu etmek. Onlara güven ve konfor vermek sizin ekipmanınızın bir parçasıdır. Belirtilen tarihte istenilen şeyi verebilmek sizin ekipmanınızın bir parçasıdır. çok daha fazla şey sayabilirim lakin gerek yok. Sizin o lenslere, gövdelere gelene kadar bir çok konuda kaliteyi yakalayıp tarzınızı ortaya koyabilmelisiniz. çünkü bu tür albüm türü işler bir bütündür. Tek başına ekipman, fluluk gibi ayrıntılara indirgeyip düşünmemeli. Şimdi ekipman soruyorsunuz. Sizin yaptığınız işe bakıyorum ve tekrar diyorum; Düğün, Nişan, Doğum günü, Doğum fotoğrafçılığı, kişiye özel fotoğrafçılık, salon fotoğrafçılığı, mezuniyet gibi bir çok özel gün fotoğrafçılığında müşterileriniz sizden 100 yılda geçse 70x100cm üzerinde baskı istemez. Bundan büyüğü tanıtım ve afişlerde devreye girer ki sizin şuan yapacağınız alanın dışında. Ona hem ekipmanınız hem bilginiz yetmez. Yetse bile olması gereken kaliteyi veremezsiniz hata yaparsınız. Peki madem sizin “şimdilik†sınırlanırız belli D800, Nikkor 24-70mm çok düşünülmeli mi ? Bence önünüzdeki 3 yıl boyunca kesinlikle düşünmeyin büyük hata yapmış olursunuz. Nikonla olan bazı ilişkilerimden dolayı her türlü modelini, lensini test ettim uzun süre. Hepsinde uzman mıyım ? Asla çünkü ekipmana alışmak zaman alıyor ve bunu başarmam için önümde çok uzun bir süreç var. Müşterinin istediğini verecek kadar bilgim var ama uzmanlık ayrı boyut. Şu ana kadar Trabzon’a gelen bir çok ünlünün de fotoğrafçılığını yaptım. Ancak benden istenen neyse ona göre ekipman seçtim. Boyutu ne olursa olsun A3’ü geçmeyecek baskılar için yanıma D800E alıp gitmedim. Gitsem tabi ki iyi lakin ben biraz daha fazla uğraşarak daha düşük ekipmanla müşterinin isteğini fazlasıyla yerine getirebilecek kaliteyi sunarım. çünkü müşterinin istediği işin sınırları az çok belli. Şuan D4S’e 24-70 Nikkor ve etrafa dağıtılmış SB 910 flaşlar ile mükemmel çekimler yapmak tabi ki daha iyi. Ancak ekipman eksikliğinde, ışık yokluğunda çözüm üretebilme, yaratıcı olabilme kabiliyetiniz ne kadar gelişir orası şüpheli. Size tavsiyem kendinize sağlam bir PC sistemi, D7100 Battery Grip ve batarya, SB 910 flaş, monopod alıp elinizdeki lensle en az 2-3 yıl devam etmeniz. Daha fazla zorlanacaksınız ancak ekipmanı olabildiğince verimli kullanabilmeyi öğreneceksiniz. Zorluk karşısında çözüm üretebilmeyi öğreneceksiniz. O yüzden şuan 24-70 gibi şeyleri araştırmayın bile. 3 yıl sonra piyasada bir çok ekipman yenilenmiş olma ihtimalide yüksek. Onu o zaman düşünürsünüz. Şuan sizin öncelikleriniz bence çok daha farklı yazımda anlattığım üzere. önceki sayfamdaki 4 adet fotoğrafımda müşterime 70x100 baskımı, albümümü istediği gibi onları mutlu edebilecek şekilde verdim mi ? Verdim. Fotoğraflarımı sevmeyebilirsiniz o tamamen zevk meselesi. Ancak ben aynı işi D800E ve fıstık gibi ekipmanlara daha kolay başarabilirdim. Yine çok zorlardı ama en basitinden NEF’te işlerken saatlerim gitmezdi. Bazı şeyleri daha az öğrenir, çözüm üretmek için daha az düşünürdüm. Ancak siz yeni başlıyorsunuz ve temelden sağlam gelmeniz çok önemli. önceliklerinizi iyi belirleyin, bütçenizi ona göre harcayın derim. Saygılar…5 puan
-
Nikon DF modelinin yanında beraber duyuracak oldugu değişik bir ürün tamamen 24-70 F2.8 Tasarımına benzeyen güzel bir çalar saat piyasaya sürüyor. Bu ürün satış ile değiş hediye olarak verilecek bir kampanya tarzında bir olay. Detaylı nikon sitesi : http://www.nikon-image.com/event/campaign/nikkor_80th/#present Güzel ve farklı bir saat tasarımı var güzel ve farklı bir yanı ise alarm sesi Nikon D4 shutter sesi olması Uyanmayı 11fps ile tatmak gerek birde.. hediyeleme için sadece japon'yada olacak sanırım ama üretim sayısı umarım fazla olur 2000 adet gibi bir miktardan bahsediliyor. Alan kişiler büyük ihtimal satarsa yurtdışı siteleri üzerinden alınabilir belki. Shutter sesini aşağıya dosya olarak ekledim çalar saati alamayan olursa sesini telefonunda kullabilir calarSaatAlarm.mp35 puan
-
Merhaba. Forumda yeniyim ve konuya nasıl başlıyacağımı bilmiyorum. İlk kez forum sayfasına kayıt olmanın acemiliği sanırım.İdare edin lütfen Küçük bir biyografi geçiyim. Asmin kimdir,nerelidir. Foruma baktım ama pek tanışma yönünden konu açan olmamış. Sanırım herkes birbirini tanıyo İsmim asmin 20 yaşındayım. Baba tarafı iran göçmenı anne tarafı izmir dogumlu olan bır aılenın cocuguyum. 18 yaşında genel olarak hayata atıldım. 12 yaşından itibaren kamera ve fotoğraf makinelerine ilgim var. bu ilgi 7 yaşından gelen özel bir konu aslında ama açıklamak istemiyorum 8 senedir fotoğrafçılık yapıyorum. İlk olarak 12 yaşında öğretim amaçlı yanında çalıştığım kişiler oldu. 15 yaşında farklı meslek dallarına yöneldim. 18 yaşında özel bir ajansta fotoğrafçı olarak başladım ve şu an hala orda çalışıyorum ve bunun yanında istanbul arel üniversitesi sivil havacılık bölümü okuyorum. elime küçük bir senaryo yazar mısın diye bir bildirim aldım Onu yazıyorum şu an. Karmakarışık işler anlıcağınız. Umarım benim için hayırlısı olur. Görmüş olduğunuz gibi geveze biriyim konuşmayı severim. Oldu da bu yazımı okursanız ki- hiç sanmıyorum çünkü çok uzun. hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim Umarım farklı yerlerde bir gün karşılaşırız. Görüşmek üzere.5 puan
-
Merhaba Nikon hırsızlara karşı şifreli ürünler geliştirmek için patent başvurusunda bulunmuş. Sanırım makine ve Lens hepsini korumak istiyorlar. Yeni makinalarda bu özeliği görürüz. Geçenlerde bir arkadaşımın D800 makinası evinden çalındı. üstünde nikon lens de varmış. Bu tür şeylerin önüne geçer sanırım. Hırsızlar a bak bu nikon elleme kalsın derler. http://www.dpreview.com/news/2013/04/15/nikon-patent-suggests-password-based-security-system-for-lenses İyi çalışmalar5 puan
-
Canon bunu hep yapıyor ama tüketici de hep Canon'a gidiyor. Daha önce tanıdığım bir kişi Nikon D90 sahibi olarak bir kursa gidiyor. Kursu veren hoca ve kursa katılanların çoğu FANATİK Canoncu. Tanıdığım kişi; Başlarda ve sürekli olarak kameramın markasını bile söylemeye çekiniyordum demişti. Bu kadar Fanatizm bence gereksiz. Birde fanatizm yaptıkları markanın onlara yaptığı muameleye bakıp görebilseler. Neyse canım para onların ne isterseler yapabilirler. Aslında başka bir konu daha var. Arka LCD koruma kapağı Nikonda neredeyse tüm modellerde var ama bildiğim kadarıyla Canon da en üst pro gövdelerde bile yok. Nikon, kullanıcısını daha çok yönden düşünen bir firma. Lens uyumu konusunda Canon'u zaten hiç konuşmayalım ama çoğunluk yine de Canon diyor. İşte anlamakta zorlandığım nokta bu. Yani sana işkence çektiren bir markaya körü körüne sadık olmak niye? 7 Mart 1992 yılında Zenith 12 XP kameradan, Nikon FA bulamadığım için Canon A-1 modelini almak zorunda kalmıştım. 1996 Yılına kadar Canon A-1 kullandım ve 1996 Yılında 2. el Nikon FA aldım ve kamera 2. el olduğu için deneme çekimleri yaptım. Filmleri banyo ettirip, baskı yaptırdığım zaman 4 yıl boyunca Canon A-1 ile çektiğim fotoğraflara çok üzüldüm. Ayrıca bu Nikon FA' yı Antalya Dedeman otelin havuzunda fotoğraf çektikten sonra çantama koyup çantamı açık unuttuğum için mermer zemine çakıldı ve ISO ayarlama kadranı yamuldu. Bu halde bile İstanbul'a da cayır cayır fotoğraf çekerek geldim. Canon A-1 olsaydı herhalde darmadağın olurdu. İşin biraz da mühendislik yönünden bahsedelim. Nikon FA modeli, 1 veya 2 tane LR 44 denen saat pili ile çalışıyor ve Canon A-1 ise kalem pilin yarısı kadar olan bir pille. Bu ne demek diyeceksiniz. Nikon kameranın tüm güç tüketimini 2 saat piliyle çözerken Canon kazık kadar bir pille aynı işi çözmüştü. Mesela Nikon FA'da diyafram değerini pil harcamadan, lensin üzerindeki ayarlanmış diyafram değerini optik olarak vizöre aktaran bir sistem vardı. Canon ise diyaframı vizörde pil harcayarak gösterebiliyordu. Ayrıca o zamanlar Canon lensleri eğer diyafram üzerindeki otomatik diyaframı gösteren A (Auto) almazsanız ve unutursanız, kamera sizi hiçbir şekilde uyarmıyordu ve çektiğiniz fotoğrafta diyafram değeri hatalı oluyordu ama Nikonda diyaframı en büyük diyafram değerine bıraktığınızda, tüm diyafram değerlerini otomatik olarak alabiliyordu. Diyelim ki diyaframı en büyük değere getirmediniz, bu sefer vizördeki mini LCD' de size hata mesajı vererek boş yere film harcamanıza engel oluyordu. Sözü çok uzattım. Nikon, her zaman mühendisliği ile onu anlayabilen insanları şaşırtmaya devam edecek.5 puan
-
Sevgili arkadaşlar bir zamanlar herkesin evinde gitarı vardı salgın hastalık gibi herkes gitar alırdı bunların içinden pek azı gerçekten gitarı çalardı ve diğerlerinin gitarları evlerinin duvarlarını süslerdi, şimdi ise aynı durum fotoğraf makinaları için geçerli, kimsenin şevkini, hevesini kırmak değil niyetim ve bu konuda yazılan ,söylenen sözlere kulak asmayın. Makinanızı alın gidin gezin fotoğraf çekin araştırın bir şeyler öğrenin mamafih kimseye bir şey ispatlamak, kanıtlamak zorunda değilsiniz, kendinizi iyi hissedin , moralinizi asla bozmayın. Gidip kahve köşelerinde pişpirik oynamaktan, sokak aralarında toplanıp tesbih sallayıp karıya, kıza laf atmaktan, bar köşelerinde alkolün dibine vurmaktansa makinanız ile meşgul olup ilgilenmeniz çok çok daha iyi. Her şeyin başı yaptığın şeyi sevmekten geçer, fotoğraf hobinizin size katacağı en büyük güzellik, farkındalık ve farklı bakış açıları olacaktır.5 puan
-
RESİM FIRÇA VEYA KARA KALEMLE ÇİZİLEREK VEYA BOYANARAK YAPILIR, FOTOĞRAF İSE; FOTOĞRAF MAKİNASIYLA ÇEKİLİR.LÜTFEN FOTOĞRAFA YABANCILAR GİBİ RESİM DEMEYELİM. MADEM BU İŞLE UĞRAŞIYORUZ. İSİM VE KAVRAMLARI DOĞRU KULLANALIM. TEŞEKKÜRLER.5 puan
Bu afiş şu şekilde ayarlanmıştır: İstanbul/GMT+03:00