Liderlik Tablosu

Merhabalar arkadaşlar yeni model olan D5200 ile ondan bir önceki model olan D5100 İçin Bir inceleme yapalım ve aralarından önemli farklar nelerdir görelim.. Bu inceleme tamamen teknik ve donanım incelemesi olacaktır. Görüntüleme ve işleme gibi bir karşılaştırma değildir... Başlıca bakarsak D5200'e 39-noktalı AF sistemi ve 2,016-pixel RGB ölçüm sensörü ve yine büyük bir pixel farklı olarak 16.2 MP 'den 24.1 MP büyük bir sıçrayış oldu. Şimdi bir tam olarak teknik karşılaştırma yapalım iki model arasında detaylı olarak farkları görelim.. Aşağıkdai fotoğraf'a tıklayarak büyütüp tam olarak inceleyenilirsiniz.. Tıklayarak büyütebilirsiiz.. Kısaca bir kaç kelime soylemek gerekirse.. Daha iyi görüntü kalitesi, daha fazla çözünürlük, daha yüksek hız, daha iyi AF ve ölçüm, daha büyük ve daha yüksek çözünürlük LDC ekran, çok daha iyi video özellikleri gibi iyi ve başarılı işlevsel ve teknik özelliklere sahip bir model olduğu gözüküyor.. Birkaç örnek fotoğraf D5200 ile çekilmiş... Shutter Speed: 1/2000, Aperture: f/6.3, ISO: 400 Shutter Speed: 1/60, Aperture: f/5, ISO: 3200 Shutter Speed: 1/60, Aperture: f/4.5, ISO: 1600 Shutter Speed: 1/400, Aperture: f/5.6, ISO: 100 Shutter Speed: 1/320, Aperture: f/4, ISO: 400 Shutter Speed: 1/200, Aperture: f/16, ISO: 400 Shutter Speed: 1/250, Aperture: f/8, ISO: 160 Shutter Speed: 1/1250, Aperture: f/2.2, ISO: 250

Valla haberiniz olsun. Son zamanlarda "kapıştığım" birkaç Canon'cudan şunu duydum Nikon kullananlar sosyete

Merhabalar, Artık sizi flash sorularımla daha fazla sıkmak istemiyorum. Fakat aklıma bir soru takıldı. Bazı makinelerde makinalarda bildiğimiz gibi kablosuz flash tetikleme özelliği var. Bunu hangi flaşlarda kullanabiliyoruz. Birde birçok flash ta olan başka bir flashı tetikleme suretiyle uzaktan flash patlatma tekniği var anladığım kadarıyla. Bunu yeni seri i-TTL Yongnuo flashlarda kullabilirmiyim? örneğin makinanın üzerindeki flash ı tetikleyerek kullandığımız modda flash ları manuel olarak mı kullanmamız gerekiyor ve bu özelliğin adı ne diye geçiyor. Flashlar konusunda hiç bir bilgim yok fakat outdoor flaşlı portre çekimleri çok ilgimi çekiyor. Beni biraz aydınlatırsanız flashlar konusunda minnettar olurum. Sorularımla başınızı ağrıttım bu ara çok... Kusura bakmayın. Saygılarımla Yiğit Kulluk

D7000' almıştım ama lekeler çıktığı ve lekeler gitmediği için makinemi değiştirip 60d aldım ama iso performansı bu makinenin ya kötü ya sorun var yada bende sorun anlayamadım... bu yüzden siz bilenlere de sormak istedim... Şehir dışında olduğum için şuan elimde olan bir fotodan örnek atıcam Fotoğfarın efix bilgileri f5.6 1/200 iso:100 135mm (60d 18-135) gündüz vakti açık havada çekildi--- Uzun pozlama kumlama giderme ve yüksek iso kumlama giderme kapalı http://e1211.hizlire.../13/7/fqub1.jpg -tam boyut, sadece siteye yükleyebilmek için 5184* 3456'dan 1000*X pixel gibi bir orana düşürdüm fotoğraf raw çekildi ve jpg'e dönüştürdüm %100 crop halini direk raw'dan tam boyutundan aldım crop için http://e1211.hizlire.../13/7/fqucy.jpg http://d1211.hizliresim.com/13/7/fqurj.jpg şimdiden değerli görüşleriniz için teşekkür ederim

Canon bunu hep yapıyor ama tüketici de hep Canon'a gidiyor. Daha önce tanıdığım bir kişi Nikon D90 sahibi olarak bir kursa gidiyor. Kursu veren hoca ve kursa katılanların çoğu FANATİK Canoncu. Tanıdığım kişi; Başlarda ve sürekli olarak kameramın markasını bile söylemeye çekiniyordum demişti. Bu kadar Fanatizm bence gereksiz. Birde fanatizm yaptıkları markanın onlara yaptığı muameleye bakıp görebilseler. Neyse canım para onların ne isterseler yapabilirler. Aslında başka bir konu daha var. Arka LCD koruma kapağı Nikonda neredeyse tüm modellerde var ama bildiğim kadarıyla Canon da en üst pro gövdelerde bile yok. Nikon, kullanıcısını daha çok yönden düşünen bir firma. Lens uyumu konusunda Canon'u zaten hiç konuşmayalım ama çoğunluk yine de Canon diyor. İşte anlamakta zorlandığım nokta bu. Yani sana işkence çektiren bir markaya körü körüne sadık olmak niye? 7 Mart 1992 yılında Zenith 12 XP kameradan, Nikon FA bulamadığım için Canon A-1 modelini almak zorunda kalmıştım. 1996 Yılına kadar Canon A-1 kullandım ve 1996 Yılında 2. el Nikon FA aldım ve kamera 2. el olduğu için deneme çekimleri yaptım. Filmleri banyo ettirip, baskı yaptırdığım zaman 4 yıl boyunca Canon A-1 ile çektiğim fotoğraflara çok üzüldüm. Ayrıca bu Nikon FA' yı Antalya Dedeman otelin havuzunda fotoğraf çektikten sonra çantama koyup çantamı açık unuttuğum için mermer zemine çakıldı ve ISO ayarlama kadranı yamuldu. Bu halde bile İstanbul'a da cayır cayır fotoğraf çekerek geldim. Canon A-1 olsaydı herhalde darmadağın olurdu. İşin biraz da mühendislik yönünden bahsedelim. Nikon FA modeli, 1 veya 2 tane LR 44 denen saat pili ile çalışıyor ve Canon A-1 ise kalem pilin yarısı kadar olan bir pille. Bu ne demek diyeceksiniz. Nikon kameranın tüm güç tüketimini 2 saat piliyle çözerken Canon kazık kadar bir pille aynı işi çözmüştü. Mesela Nikon FA'da diyafram değerini pil harcamadan, lensin üzerindeki ayarlanmış diyafram değerini optik olarak vizöre aktaran bir sistem vardı. Canon ise diyaframı vizörde pil harcayarak gösterebiliyordu. Ayrıca o zamanlar Canon lensleri eğer diyafram üzerindeki otomatik diyaframı gösteren A (Auto) almazsanız ve unutursanız, kamera sizi hiçbir şekilde uyarmıyordu ve çektiğiniz fotoğrafta diyafram değeri hatalı oluyordu ama Nikonda diyaframı en büyük diyafram değerine bıraktığınızda, tüm diyafram değerlerini otomatik olarak alabiliyordu. Diyelim ki diyaframı en büyük değere getirmediniz, bu sefer vizördeki mini LCD' de size hata mesajı vererek boş yere film harcamanıza engel oluyordu. Sözü çok uzattım. Nikon, her zaman mühendisliği ile onu anlayabilen insanları şaşırtmaya devam edecek.

Merhaba değerli Nikon kullanıcıları, Ben yaklaşık 1 ay önce bu sitede bazı arkadaşların da bildiği gibi çok geniş bir Canon 5D Mark II ve ekipmanımı satarak Nikon D800'e geçmiş bulunmaktayım. Bu aralar sıkıntı büyük... şöyle ki; arkadaşlar, D800' e hangi lensi (elimde olanlar 50mm f/1.4, 24-70 f/2.8 ve 300mm f/4) taksamda aynı anda, makineyi milim oynatnadan art arda yaptığım örneğin 3 çekim de ilk çekim^den sonraki çekimler göreceli olarak renk canlılığı ve kontrast olarak birbirini takip edercesine cansız ve soluk çıkıyor... bu birinci sorun, ikinci sorun: yine aynı anda ve aynı ortamda "bir poz" fotoğraf çekmek için İNANIN en az 4-5 kez pozlama telafisi (+) yada (-) yapmak zorundasınız ki içinize sinen poz'a olaşabilesiniz. Yani sağa yada sola 10 dahi derece dönmeniz sizi farklı ışık ayarı yapmaya sev ediyor, yani sürekli deneme yanılmaya yöntemi ile doğru sonuca ulaşmak zorundasınız. Böyle bir durum sizde takdir edersiniz ki kullanıcıya hem zaman kaybı, hemde stres yüklemesi yapıyor. Böyle bir "tuhaflığı" (bence) Nikon'da görüyorum... Sizce tüm bu yaşadıklarım normalmi??! Büyük hevesle ve umutlarla aldığım D800'den fena halde soğudum... gerçekten büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Bu yaşadıklarımı buradan paylaşmam pek de belki uygun olmayabilir ama bu sitede yer alan arakadaşların Nikon ile "çıkar" bağlarının olmadığına inandığım için paylaşıyorum!... İlgi duyan, görüş ve önerilerini yazacak olan her arkadaşa içten teşekkürlerimle.

Bu soruya büyük oranda fotoğraf cevabı veriliyor. Çünkü resim dendiğinde algılar bizi daha Çok bir yağlı tabloya ya da karakalem Çizim vb eserlere yönlendiriyor. Ben bu konuyu algılarımızla değerlendirmek yerine kültürel ve etimolojik olarak ele almayı tercih ederim. Bu şekilde böyle bir konunun ortaya Çıkış biÇimini de anlamamıza yardımcı olacaktır. öncelikle †Fotoğraf †ve †Resim †kelimeleri arasında dil bilimi olarak Çok ciddi bir fark yoktur. Şöyleki ikisi de temelde aynı şeyi ifade eder. TürkÇede kullandığımız fotoğraf kelimesi ingilizce â€Photography†kelimesinden geÇmiştir. Bu kelime de iki ayrı kelimeden terekküp etmiştir. Photo- Graphy… Graphy bildiğiniz üzere Çizim demektir. Fotoğraflamak da teknik olarak görüntünün bir film veya artık dijital filmler üzerine aktarılması, Çizilmesi demektir. İlk fotoğraf makinası icad edildiğinden günümüze kadar bu mantık değişmemiştir. (Analog ve dijital olması dışında) Resim kelimesi ise köken olarak arapÇa dilinden gelir. â€Resm†mastarından türemiştir. Resim kelimesinin anlamı da yine Çizim, boyama, aktarma, tasvir etme, ifade etme anlamlarına gelir. Fakat burada anlamları Photo-Graphy kelimesinde ki anlamlardan daha umumi, daha geniştir. Yani aslında temelde her iki kelime de aynı sonucu ifade eder. Peki doğru olan hangisidir. Şahsi kanaatim â€RESİM†kelimesinden yanadır. Çünkü hem bizim kültürümüze bizim tarihimize ait bir kelime hem de etimolojisi bizim kültür ve dil yapımıza daha uygun. üstelik son yıllarda iyice yozalaşan dejenere olan milli bilinÇ ve kültürümüzü de işin iÇine katarsak bu konuda hassas olmak gerekir diye düşünüyorum. Madem †resim †kelimesi daha mantıklı neden herkes fotoğraf diyor. Tabiki bu bir tercih meselesidir. Halkın bu konuda eğilimi tercihi böyle olmuştur. özellikle teknolojiyi dış ülkelerden satın aldığımız iÇin teknolojiye ait kelimeleri de ithal ediyoruz. Teknoloji anlamında bir Çok kelimenin muadili (karşılığı) yok dilimizde. Varolanlar da zaten tercih edilmiyor. Kısaca fotoğraf demek de resim demek de doğrudur. Bu bir nevi galad-ı meşhuradır. Tercih meselesidir. Yani sanatÇının illaki; dün gece â€fotoğrafını†öptüm de yattım demesine gerek yok… … (Alıntıdır sizleride dinleyelim arkadaşlar)

Yeryüzünde devlet de dahil hiçbir teşekkül, herhangi bir konuda, bir halkı "kalıcı" olarak bir yöne kanalize edemez..Eğer halk benimsemişse o "şey" yaşar, benimsememiş ise zorlamayla bir süre varlığını sürdürse dahi sonunda yok olmaya mahkumdur. Dolayısıyla zorlamaya gerek yok bence; "doğrusu şudur ya da budur" diye. ..Su akar yolunu bulur..Sanıyorum halkımızın çok güzel tanımladığı bu olaya bilim adamları "doğal seleksiyon" diyorlar.. Sevgi ve saygılarımla..

NİKON; ÜrÜnÜm ortada fiyatıda bu , incele beğenirsen al. CANON; Beni al bak bu ucuz. Alman arabalarının konforunu severim, nikonun asaletini. Aslında marka tartışmasına şu ana kadar hiç girmedim ama tÜketicinin gözÜnÜ boyayarak ÜrÜnÜnÜ olduğundan yÜksek gösterme işi malesef canon da mevcut, bende bu konuda bir tÜketici olduğumdan şahsıma yapılan bir haksızlık olarak gördÜğÜmden, daha samimi bulduğum marka ile çalışmak hoşuma gidiyor.

Teşekkürler.

Merhaba; ÜstÜne ÜstlÜk bu ÖTV denen ve tÜketicinin sırtına yÜklenmeye çalışılan kambur yÜzÜnden yılda mliyonlarca dolarımız yurt dışına kaçıyor. Acaba sayın bÜyÜklerimiz bu konuyu hiç dikkate alıyorlar mı? Bu gÜzel vatanın evlatları neden "askere gitmek", "vergi vermek" ve "vatan için Ölmek" konularında hatırlanarak, her tÜrlÜ kÜlfeti ve zahmeti çekiyor ve bedeller ÖdÜyor ama sıra nimetlerden faydalanmaya gelince ellerinin tersiyle bir kenara itiliyor. Bize de yazık. Bizim, elin Amerikalı conolarından ne eksiğimiz var ki onlar D800' Ü 3000 dolara alırken neden bizler 6000 kÜsÜr dolara alıyoruz. Tek merak ettiğim vatandaşını her tÜrlÜ ezen ve sÖmÜren bir Ülkenin ÖbÜr tarafta bunun hesabını Allaha nasıl vereceğidir. Kusura bakmayın işin teknik yÖnÜnden biraz uzak bir konu oldu. Selamlar,