İçeriğe git

Liderlik Tablosu

Popüler İçerik

22-01-2013 üzerinden en yüksek itibara sahip içeriği gösteriliyor Her alanda

  1. Evet, arada kendi kendimi kaybettiğim anlar zamanlar oluyor. Kendimi bir halt sandığım zamanlar, yaptıklarımı çok önemsediğim veya bu olmuş dediğim zamanlar oluyor. İşte bu zamanlarda hep kendime bir mihenk taşı edinip toparlanıyordum. O zamanlarda kendi kendime "sen daha çırak olamamış bir meraklısın, elinde makine bazı teknikleri deniyorsun sadece." diyor, toparlanıyordum. Sonuçta fotoğraf çekmek ile fotoğraf sanatı ayrı ayrı şeyler, ben sadece kıyısından köşesinden bu işle uğraşmaktan mutlu oluyorum. Profesyonel anlamda bu yaptıklarımdan para kazanmayı, hatta çektiğim fotoğraflardan fayda sağlamayı hiç düşünmedim, düşünmeyeceğim de. İnternette gezinir, araştırırken bir çok genç arkadaşın sayfalarına denk geliyorum. İşlerinin bir kısmı gerçekten güzel olanları var ama genelleme yapılacak olursa çoğu sıradan birbirinin kopyası gibi geliyor bana. Yani demek istediğim kendinden bir şey katılmadığında fotoğraf biraz yavan bir şey oluyor. Birçok arkadaşın bir hevesle kendilerine "fotoğrafçı" demesine içten içe içerliyordum. Ta ki şu yazıyı okuyana kadar. Feşın Fotografır Dijital çıktı, mertlik bozuldu cicim. Onu geçtim, eline 5 megapiksel telefon alan, fotoğrafçıyım diye takılıyor. Ben okulunu okudum, ağzımdan bir kere "fotoğrafçıyım" lafı çıkmadı. çıkmaz da. çünkü hiç yapmadım. önce televizyoncu oldum, sonra reklamcı. Ama gayet fotoğrafçı sınıf arkadaşlarım var. üstelik okudukları yetmedi, bir de senelerce, sürünerek asistanlık yaptılar. önce fotoğrafçı oldular, sonra modaydı, belgeseldi uzmanlaştılar. Kendi stüdyolarını kurdular, gayet iyi mecralarda, şahane işler yaptılar; biri de ben oldum demedi. Ki, biz son karanlık oda nesliydik. Fotoşop, dijital falan bizden sonra girdi okullara. Film yıkamayı tankla değil, küvette öğrendik, ışığı tencereden bozma, boktan lambalarla. Agrandizör diye kullandığımız aletler, abaküsten halliceydi. Şimdi, 15 yaşındaki gerzek, zaten her işi kendi yapan aleti eline almış "feşın fotografır" diye geziyor. Ayıp ya! "Ben okulunu okudum kardeşim, kime artistlik yapıyorsun?" kibiri değil bu. Okudum da yapmadım, bana ne? Ama bana değilse de, bu işe yıllarını, hatta hayatını vermiş arkadaşlarıma ayıp oluyor. çocuğunu sette büyüten arkadaşım var lan benim. Bi' akıllı olun, haddinizi bilin. çok sinirleniyorum bak!Yazının aslı şurada. Bence güzel bir tespit olmuş, benim toparlayıp da söyleyemediğim, fotoğrafla geçmişimin söylemeye yetmeyeceği şeyler pek güzel toparlayıp ayarı verivermiş. Bir de sinir olduğum bir laf daha var, "IŞIĞINIZ BOL OLSUN". Ne demek şimdi bu? Birazdan Obi-Wan Kenobi mi gelecek, ışın kılıcım nerede benim? Gerçi bu başka bir yazının ana fikri olmaya aday bir konu da neyse. Sonuç olarak kendinizi kaybetmeden, yaptığınız işten maksimum zevk alarak alçak gönüllülüğünzü korumanız dileğiyle...
    3 puan
  2. "Şimdi, 15 yaşındaki gerzek, zaten her işi kendi yapan aleti eline almış "feşın fotografır" diye geziyor." Hmm... 15 yasindaki "cocuk" icin gerzek lafini kullanmamak lazim. Bu arkadas 15 yasindayken neler yapiyormus bir dusunsun bakalim... Fotograf bu konuda tek degil, genc neslin (20 yaş altı diyeyim, yoksa ben de gencim hala ) bize uymadigi bircok konu var. Bircok arkadasimin annesi-babasi uzun saclarina laf soylerdi ornegin. Bunun tek sebebi var: Bencillik. Bir psikoloji profesorunun yazisini okumustum, ismi aklimda degil. Ebeveyn-cocuk arasindaki bu surtusmeyi mukemmel anlatmis. Aklimda kaldiginca aktarayim: Ebeveyn ile cocuk arasindaki surtusmelerin iki sebebi var. Daha dogrusu ebeveynlerin cocuga kizma sebeplerini ikiye ayiriyor: Sizin begenmedikleriniz ve gercekten zararli davranislar. Ornegin cocugun sacini uzatmasi ya da ilginc giysiler giymesi aslinda zararli degildir, sadece sizi rahatsiz etmektedir. Ya da oglunuzun sizin istediginiz kizla ilgilenmeyip diger "surtuk"le ilgilenmesi de zararli degil, sadece "siz oyle istemiyorsunuz". Esrar kullanmasi ya da sigaraya baslamasi ise gercekten zararli davranislardir. Iste bu ayrimi yapabilmek lazim. Cocuk bakiminda asil basari cocugu istedigin gibi sekillendirmek degil ona ihtiyaci oldugu zamanda rehber olabilmek. Fotografcilik ya da muzik gibi sanat dallari da boyle biraz. Zamaninda tirmalayip gercekten ugrasarak bir yerlere gelenler simdiki neslin bunlara daha rahat ulasmalarina icerliyor. 36 pozu tab ettirmek icin saatlerce ugrastigin zamanlardan nerelere geldik. Bu rahatlik biraz "simariklik" da yaratmiyor degil, ama gerzeklik farkli birsey. Ben 15 yasimda yaptiklarimi dusundukce "keske Feşın Fotografır" olsaymisim diyorum Son birkac yildir moda sektoru 30 yas alti genc fotografcilarla daha cok calismaya basladi. Sebebi tartisilir ama simdi kalkip "ben kuvette film banyo ederdim, sen al eline makineyi şakada şukada asıl" dersem bana deli derler. Yukaridaki yaziyi yazan arkadas bardagin bos kismina bakiyor, dolu kisminda uretilen iyi fotograflarin cogalmasi var. Flickr, 500px sitelerinde o kadar cok saheser var ki toplum olarak simardik begenmiyoruz. Ansel Adams'ın büyük fotoğrafçı olmasının sebebi kendi döneminde mümkün olmayan tonlamaları yakalaması. Halbuki şu anda onun çektiğinden daha iyi fotoğraf çeken 100lerce insan var, kimse onlara dönüp bakmıyor.
    3 puan
  3. D7000 ile 18-105mm VR ve 50mm f1.8G almani tavsiye ederim. APSC makinelerde 50mm'nin portrelerini seviyorum. Omuz+kafa portreleri icin cok uygun. Bokeh kalitesi de iyi. Super genis aci icin biraz daha bekle bence. Bu iki objektifi bir sure kullanman ve gercekten super genis aciya ihtiyacin olup olmadigini tartman daha iyi. Bazen manzara cekimlerinde yanimda super genis aci olmadigi zaman iki kare cekip birlestiriyorum, cogu durumda yeterli oluyor. Bu objektifleri kullanmak biraz maharet istiyor cunku kadraja istemedigin birsuru obje giriyor. "Yok kardesim kafaya taktim alacam" dersen Tokina 11-16mm f2.8 tavsiye ederim. Sigma 10-20mm f4-5.6 da fiyatina gore iyidir, f8-11 arasi kullanirsan sikinti olmaz. Nikon da cok iyi ama 12mm artik daralmaya basliyor (bu acilarda 1mm bile onemli) ve biraz pahali.
    1 puan
  4. Olay fotoğraf değil aslında. Eski zaman insanı ile günümüz zamanın insanının karşılaştırılması. Ben hayatımda ilk fotoğraf makinesi belki elime 10 küsür yaşımda aldım. İlk bilgisayara 16-17 yaşında dokundum, kurcaladım. 5 yaşında yiğenim benim Pentax K20D yi eline alıp fotoğraf çekebiliyor (-du onu satında D7000 i eline veremiyorum, elim titriyor ) Keza bilgisayarı açıp, şifresini girip, internet exporer, youtube, ve orada favorilere eklenmiş araba yarış videolarını izleyebiliyor veya açıp oyun oynayabiliyor. Playstation 3 de boks yapıyor adam ve beni yeniyor. Dün temelinde buna benzer bir muhabbet dönüyordu bizim iş yerinde. Hasan abi namazında niyazında düzgün bir müslümümandır. Oğlu ise zıpır, saçları falan uzun kısaca günümüz veleti! Bizim oğlan nasıl böyle oldu diyor niye bu kadar kopuk dinden imandan uzak falan fıstık dünya kadar şey söyledi. Benim babam halen bana kızar neden bilgisayar kullanıyorsun diye. Ne var orda tüm gün ona bakıyorsun diye. Benim babam 1950 doğumlu muhtemelen 2000 li yıllara kadar bilgisayar denilen icatten bi haber ben ise ekmeğimi bilgisayardan kazanan birisiyim. Nesiller arasında uçurum oluyor, olmalı ve olacakta bu engellenemez. Bu veya diğer arkadaşların fotoğrafçıyım diye geçinen genç lere takmasının yanlış olduğu gibi. Kamerayı eline alanın ben fotoğrafçıyım, soyunun çekeyim tripleri atması da yanlış. Ancak benim en tav olduğum da yıllarını bu sektöre adamış, banyosunu, hafıza kartını yutmuş ancak ona rağmen elinde hiç birşey bulunmayıpta yeni nesle çamur atan tipler varya internet köşelerinde... Bende onlara hastayım :D
    1 puan
Bu afiş şu şekilde ayarlanmıştır: İstanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.