İçeriğe git

Liderlik Tablosu

Popüler İçerik

23-01-2013 üzerinden en yüksek itibara sahip içeriği gösteriliyor Her alanda

  1. Evet, arada kendi kendimi kaybettiğim anlar zamanlar oluyor. Kendimi bir halt sandığım zamanlar, yaptıklarımı çok önemsediğim veya bu olmuş dediğim zamanlar oluyor. İşte bu zamanlarda hep kendime bir mihenk taşı edinip toparlanıyordum. O zamanlarda kendi kendime "sen daha çırak olamamış bir meraklısın, elinde makine bazı teknikleri deniyorsun sadece." diyor, toparlanıyordum. Sonuçta fotoğraf çekmek ile fotoğraf sanatı ayrı ayrı şeyler, ben sadece kıyısından köşesinden bu işle uğraşmaktan mutlu oluyorum. Profesyonel anlamda bu yaptıklarımdan para kazanmayı, hatta çektiğim fotoğraflardan fayda sağlamayı hiç düşünmedim, düşünmeyeceğim de. İnternette gezinir, araştırırken bir çok genç arkadaşın sayfalarına denk geliyorum. İşlerinin bir kısmı gerçekten güzel olanları var ama genelleme yapılacak olursa çoğu sıradan birbirinin kopyası gibi geliyor bana. Yani demek istediğim kendinden bir şey katılmadığında fotoğraf biraz yavan bir şey oluyor. Birçok arkadaşın bir hevesle kendilerine "fotoğrafçı" demesine içten içe içerliyordum. Ta ki şu yazıyı okuyana kadar. Feşın Fotografır Dijital çıktı, mertlik bozuldu cicim. Onu geçtim, eline 5 megapiksel telefon alan, fotoğrafçıyım diye takılıyor. Ben okulunu okudum, ağzımdan bir kere "fotoğrafçıyım" lafı çıkmadı. çıkmaz da. çünkü hiç yapmadım. önce televizyoncu oldum, sonra reklamcı. Ama gayet fotoğrafçı sınıf arkadaşlarım var. üstelik okudukları yetmedi, bir de senelerce, sürünerek asistanlık yaptılar. önce fotoğrafçı oldular, sonra modaydı, belgeseldi uzmanlaştılar. Kendi stüdyolarını kurdular, gayet iyi mecralarda, şahane işler yaptılar; biri de ben oldum demedi. Ki, biz son karanlık oda nesliydik. Fotoşop, dijital falan bizden sonra girdi okullara. Film yıkamayı tankla değil, küvette öğrendik, ışığı tencereden bozma, boktan lambalarla. Agrandizör diye kullandığımız aletler, abaküsten halliceydi. Şimdi, 15 yaşındaki gerzek, zaten her işi kendi yapan aleti eline almış "feşın fotografır" diye geziyor. Ayıp ya! "Ben okulunu okudum kardeşim, kime artistlik yapıyorsun?" kibiri değil bu. Okudum da yapmadım, bana ne? Ama bana değilse de, bu işe yıllarını, hatta hayatını vermiş arkadaşlarıma ayıp oluyor. çocuğunu sette büyüten arkadaşım var lan benim. Bi' akıllı olun, haddinizi bilin. çok sinirleniyorum bak!Yazının aslı şurada. Bence güzel bir tespit olmuş, benim toparlayıp da söyleyemediğim, fotoğrafla geçmişimin söylemeye yetmeyeceği şeyler pek güzel toparlayıp ayarı verivermiş. Bir de sinir olduğum bir laf daha var, "IŞIĞINIZ BOL OLSUN". Ne demek şimdi bu? Birazdan Obi-Wan Kenobi mi gelecek, ışın kılıcım nerede benim? Gerçi bu başka bir yazının ana fikri olmaya aday bir konu da neyse. Sonuç olarak kendinizi kaybetmeden, yaptığınız işten maksimum zevk alarak alçak gönüllülüğünzü korumanız dileğiyle...
    1 puan
  2. Tokina 11-16 ile bir kaç kare çekmişliğim vardır.. Ama sesini ben mi duymadım.. Yoksa çekim heyecanından mı duymadım bilmiyorum.. Ama rahatsız edecek bir ses kesinlikle yoktu.. Tele konusunda Gökhan ile aynı fikirdeyim.. Tak gez lens olarak 18-105 gayet yeterli bir lens.. Portre için yine gökhan'a katılıyorum.. 85 mm f1.8 bu işin adına uygun olan modeli. ( ha 50mm iş yapmaz mı? Tabi ki yapar ) hayırlı olsun
    1 puan
  3. Merhaba İlk çekimlerimi SLR ile yapmıştım. Dedemden kalma. İlk filim tab ettirdiğimde yarısı ya az ya çok pozlanmıştı. Öğrenci olunca pozometre alacak parem da yoktu. Hatırlarım fotografı çekince hangi gün saat kaçta, ışın durumu nasıl ve enstantene ile diyafram nedir diye not alırdım. çıktıları alınca da poz durumunu notlarım ile karşılaştırırdım ah biraz diyaframı açsaydım filan der dururdum. Zaman geçti amatÖr olarak yeniden uğraşıyorum. çekince gÖrebilmek güzel bir duygu. Şimdi ilk defa digital ile başlayanlara kızmanın manası yok bence. Sen nasıl diğital çekiyorsan o da çekiyor. Zamanın nimetlerinden faydalanmak lazım. Hem faydalanıp hem de faydalananlara kızmak komik geliyor. Ben bilgi işlem uzmanıyım. Eskiden çok az kişi bilgisayar bilirken şimdi bilmeyen yok. Şimdi biraz bilgisayardan anlayan kişiler ben bilgisayarcıyım deyince ben kızmıyorum. Gülümsüyorum. Gerçek bir fotografçı bir ametÖre bence kızmamalı. Şayet on yada 20 yıl Öncesi teknikleri kulanıyor ve elin veledi yeni teknoloji ile kendinden iyi komposizyon yakalayıp çekiyor ise elin veledine değil kendine kızmalı. Niye kendini geliştiremediğine kızmalı. Dediğim gibi ben bilgi işlemciyim ve internet kafelerden çıkıp da kimse benim ekmeğimi elimden almıyor. İnternet kafedekiler benden daha çok hava atıyor olabilir kızmak sadece beni komik duruma düşürür. Gerçek fotografçı da kendini yıl be yıl geliştirmiş ise bu kadar ametÖrün ustadı, abisi hocası olur. Bu forumda bize bilgi veren ustalarımız, abilerimiz hocalarımız gibi.
    1 puan
Bu afiş şu şekilde ayarlanmıştır: İstanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Kullanım Şartları Gizlilik Politikası Bu web sitesini daha iyi hale getirmeye yardımcı olmak için cihazınıza çerezler yerleştirdik. Çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz, aksi takdirde devam etmek için tamam olduğunuzu varsayacağız.