Liderlik Tablosu

Selamlar arkadaşlar, Dslr alalı 2-3 hafta olmasına rağmen, çok ilginç diyaloglar yaşadım. 3 kere 18-55 kit lensim olmasına rağmen gazeteci zannedildim. En ilginci de bu gece köprüden trafik fotoğrafı çekerken "intihar ediyorum, atlıyorum" diye bağıran vatandaştı. O anda merak ettim ülkemiz insanları zaten malum hepimizde bi cinslik var. Sizin başınıza neler geldi? Eğleneceğimiz, stres atacağımız bir konu olsun istedim.

Merhaba D7000 ISO olarak D300s neredeyse iki katı. Ve D700 iso da D7000 iki katı. İSO ne olabilir değil iso ne olursa fotograf bozulmaz önemli olan bu. Benim önerim full frame ikinci el D700 alıp madi durumun iyileşince aldığına yakın bir fiyata satıp D600 geçersin. ISO ne demek çok güzel bir fotograf çektim deyip eve gelince noktaları görüp kahrolmak demek http://www.dxomark.c.../(brand3)/Nikon biraz da gönül işi hangisi hoşuna giderse

Büyük sensörden kasıt 0,2mm lik büyüklük ise, eminim aramızda kimse o 0,2mm in yaratacağı farkı sezemeyecektir. Çünkü o derece hassas gözlere sahip değiliz.

Umarım 10TL vermemişsinizdir 0,99$ a satılıyor bu Neyse, bu kumandanın herhangi bir özelliği yok. Makineyi kumanda konumuna alın, ve mekinenin ön tarafından düğmeye basın yeterli olur. Ancak kumanda ilk geldiğinde pili bitmesin diye pilin üzerinde bir jelatin ile birlikte gelir. önce o jelatin varmı diye kontrol edin ve pilin + / - sine dikkat edin. ___________________ Ekleme: Kumanda çalışıyor mu? Test etmek için kameralı bir cep telefonu nu kumandanın önündeki ampül benzeri zımbrtıya doğru tutun ve kumandanın düğmesine basın. Normal gözle o lambanın yandığını göremezsiniz ama hemen hemen her cep telefonu kamerası onun yandığını görebilir.

Aynen hem seyahat edersin hemde makineni alırsın. Adamların alım gÜcÜ de yÜksek bir de. TÜrkiye'nin tam tersi. Alım gÜcÜ yÜksek fiyatlar dÜşÜk. Alım gÜcÜ dÜşÜk fiyatlar yÜksek. 3. DÜnya Ülkesi olmak böyle bir şey olsa gerek. ^^

Mehmet bey , düşünceleriniz için teşekkür ederim haklısınız. valla.. söylediklerinizi dikkate alacağım.. ve en güzel karelerimi burdan paylaşacağıö.

Bende tavşan çekecektim izin istedim tavşanlar üşümüş bir seyyar satıcı tabi çekebilirsiniz dedi. çantadan çıkartınca makineyi aman abi dur ne yapıyorsun beni işimden mi edeceksin dedi ya ne oldu sen gazetecisin bizi gazeteye mi vereceksin deyince yok ben gazeteci değilim dedim de öyle çektim fotoğrafı

Benim başıma gelen komik bir hikayeyi anlatayım. İki gün önce bir düğünde çekim yapıyorum. Flash bir arkadaşa verdim Slave mode da yandan patlatıp gölge alıyorum. O arada diskolarda flash gibi bir ışık sürekli yanıp sönüyor ya o başladı. Benim flash başladı cevap verip yanıp sönmeye. Mode da değiştiremiyorum. alet patlamak ile meşgul. Elinde selektör yapan bir flash ile uğraşıp duruyorum. Ben kapatana kadar alahtan ışık kapandı. bu arada flash ve içindeki pil baya ısındı. Ben yanacak derken yırtık. Döndüm baktım tüm salon bana bakıyor.

Antalyada oktoberfest düzenlenir, bilenler bilir. Benim türkiyede olduğum dönemde arkadaşlarımla orada buluştum. çok eğlenceli geniş çok uluslu bir grubun içine düştüm. Alkol ve müziğin etkisiyle insanlar çok eğleniyorlardı. söz konusu arkadaş grubunu pek tanımadığımdan kim kimdir pek çıkaramıyordum. eyse fotoğraf makinesini çıkarıp başladım fotoğraf çekmeye. insanlar pek eğleniyorlar, onlara fark ettirmeden fotoğraflarını yakalamaya çalışıyordum. Arkadaş çevresinden olmayanlar fotoğraflarını çektiğimi görünce fotoğrafları nereden alacaklarını sordular. ben de hemen çıkışta dedim. gece bol alkollü ve çok gülmeli bittiğinde çıkışta insanları gördüm, fotoğrafcı standında problem çıkarıyorlar nerede kardeşim bizim fotoğraflar diye.

Benim 24 yıldır fotoğraf çekerken ki yaşadığım sorun; Diyelim ki birinin yüz çehresini çok beğendim ve fotoğrafını çekmek için izin istedim. İşte bu kişilere neden fotoğraf çektiğimi anlatamıyorum. çünkü onların kafalarında sadece gazeteciler fotoğraf çekiyor. Bir insan, fotoğraf çekmekten keyif alamaz. öyle ya keyif sadece futbol maçından ve kahvehanede (şimdilerde facebookta) OKEY oynamakla alınabilir. Bu insanlara göre fotoğraf mutlaka para kazanmak için çekilir. Başka bir alternatif yoktur. Hatta birde içlerinden (yüzlerinden anlarsınız) size gülüp alay da ederler ve tavsiyelerde bulunurlar. Vah yavrum vahh, demek fotoğraf çekmekten keyif alıyorsun. Neden sende normal insanlar gibi futboldan zevk almıyorsun? Benim futbolla aram maalesef hiç yoktur. Hani Türkiyede bir ortama girmenin ve sohbet başlatmanın en güzel yolu futbol konuşmaktır ama bende futbol yok maalesef. üniversite yıllarında neden fotoğrafımı veya fotoğraf çekiyorsun denilince öğrenciyim hoca istedi deyince; Hoca istediyse " yazık lan yardım edelim şu garibana " derlerdi ve ellerinden geldikçe fotoğraf çekmeme yardım ederlerdi. Hatta benim adıma beğendiğim yüz çehreleri olan etraftaki tanıdıklarından izin alırlardı. Bunların üzerinden yıllar geçti ve artık öğrencilik yıllarım çok gerilerde kaldı. Bir de son zamanlarda enflasyondan mıdır yoksa insanlarımıza empoze edilen yükselen değerlerimizden PARA' nın etkisi midir bilinmez. Diyelim birinin fotoğrafını çekince yakındaki sosyal sorumluluk sahibi maydanoz hemen sazan gibi atlar. Abi ayıp be o kadar para kazanıyorsunuz bu işten şu garibana bir şeyler vermiyorsunuz. Gelde anlat aman boşver en güzeli biraz ingilizce biliyorsan turist taklidi yap. Hemen susarlar...

Gölyazı ile eklemek istedğim bir konu; nilüfer çiçeği fotoğrafı çekmek isteyenler Mayıs 15ten sonra Gölyazda bol bol bulabilir. çoğunlukla beyaz ve yer yer yeşil nülüfer bulabilirsiniz.

Gölyazı hakkında biraz daha detaya girersek : Gölyazı, Bursa'ya 12 kilometre uzaklıkta Bursa - İzmir karayolunda 'Uluabat gölü (Apollont Gölü)' kıyısında küçük bir yarım adada kurulmuştur. Tarihi, Roma dönemine kadar gider. 'Apollont Krallığı'nın merkezi olarak bilinir. Bu köy içinde yıkıntıları bulunan "Apollont Tapınağı"ndan adını alır. Bu köyün içindeki Apolyont Gölü'nde bulunan ve köye bir köprü ile bağlanan küçük bir ada var : "Halil Bey Adası". Eskiden köyü çevreleyen surlar şimdi yıkılmış ve hatta birçoğu evlere duvar olmuş. 450 - 500 haneli köyün nüfusunu, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra mübadele döneminde buraya Selanik'ten gelen göçmenler ve "Gölyazı"yı terk edememiş sayıca çok az olan Rumlar oluşturmaktadır. Gölyazı sokakları ve tarihinle herkesin ilgisini çekmektedir; aynı zamanda Gölyazı'da 'Ağlayan çınar' ve 'Kilise' de görülmesi gereken önemli yerlerdendir. Köyün başlıca geçim kaynağı günümüzde balıkçılık ve zeytincilik'tir. Not : Gölyazı'da aynı zamanda Mayıs 2012'de 'Apolyont Fotoğraf Şenliği'de yapılmıştır. Facebook - Nedim Kerem Türkel | Photographer www.nedimkeremturkel.com