Ramiz bey, bunu belgesel fotoğrafçılığı için söylendiğini yazmış, ben de sizin gibi tamamen katılıyorum. Ancak belgesel dışına çıkıldığı an, bu argüman geçerliliğini yitiriyor; zira - eğer diğer sanat dallarına analoji yaparsak - örneğin o takdirde, klasik resim dışındaki akımları, örneğin kübizmi, empresyonizmi, vs resim sanatına dahil etmemeiz gerekir. İşte ben de onu diyorum; eğer arkasında belirli bir düşünce, belirli bir felsefe varsa, bu kişinin bakış açısıdır, artık dışarıdan kimsenin "bu sanat değil, ya da fotoğraf değil, plastik sanat" dememesi gerekir. Hatta o zaman çoğu durmda iyi fotoğraf=iyi lens=çok para kısmı bile, bu argümanı sınırlayan bir gerçeklik olacaktır. Yine söylediğim gibi, arkasında bir felsefesi olmayan üretimler artık ticari faaliyettir ki, onu serbest piyasa kuralları üzerinden tartışmamız gerekir, sanat kavramları içinde değil. Yalnız aklıma takılan birşey var. Artık serbest piyasa kurallarına göre oynanıyor diyorum ama, Rusların mizah anlayışı bize göre daha farklı. SSCB yıkılmadan önce aktif olsaydı da, bu fotoğrafçının uslübünü değiştirmiş olacağını sanmıyorum. Bu şundan aklıma geldi, bizim bildiğimiz "Kızıl Ordu", sert, tavizsiz hatta acımasız bir güruhtu. Ancak zamanında korosunun birçok absürt derecede karikatürize edilmiş gösterilerini de izleyip çok şaşırmıştım. Ayrıca bu absürtlüğü de çok ciddi yapıyorlardı.