Doğa Bey, Kısaca anlatmaya çalışayım. Pek kısa olmayacak ama neyse. 2011 Yılında Irak'ın Erbil kentinde çalışıyor ve 4 aylık dönemlerde Ülkeme izne geliyordum ve eşimle ilk yaptığımız şey, 1 haftadan az olmamak kaydıyla fotoğraf gezilerine çıkmaktı. Bu sefer de öyle oldu. Gerçi bu sefer biraz farklıydı. çÜnkÜ eşimin ayağı kırık nedeniyle alçıdaydı. Koltuk değnekleriyle, Kırklareliden Assos' a kadar 7 gÜnlÜk gÜzel bir gezi yaptık. Assosta, eşimi koltuk değneği ile, Athena tapınağına giden o dik yokuştan (bilenler bilir) çıkarırken, tam tepe noktada dengemizi kaybederek birlikte yere yuvarlandık:) ama yine de çok gÜzel bir geziydi. Gezi dönÜşÜ, bağdat caddesindeki doktorumuza, ekipmanlarımızın tamamını aracımızın bagajında bırakarak gitmiştik. 20 Dakika sonra aracımıza döndÜğÜmÜzde yan camın kırık ve bagajdaki fotoğraf çantalarımızla birlikte, içinde değerli birşeyler olduğunu dÜşÜndÜkleri siyah renkli diğer bir çantamızın da çalındığını gördÜk. Sonrası Karakol ve malum. Allahtan evde fotoğraflarımın yedeği vardı ve sadece 3 aylık ve o geziye ait fotoğraflarım gitti. Benim için en değerli şey ekipmandan önce çektiğim fotoğraflar. O nedenle bu olaydan sonra hard diskimi yanımdan hiç ayırmıyorum. Hatta uyurken bile, hard diskimin içinde olduğu bel çantamı oturma odamızdan yatak odamıza alarak uyuyorum. TÜm arkadaşlarım kanguru gibi bir çanta taşımamın estetik görÜnÜmÜmÜ bozduğunu söylese de olayı anlatınca hak veriyorlar. Sabırla okuduğunuz için teşekkÜrler...